Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2005 PAZAF
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
İstanbul'un Toprağı
Deniz, Yemeyen Domuz
7
Sevgili,
Istanbul ile ilgili projeleri, tasarılan izlemek bi-
le güç. Galataport'tan tut, şeyh hazretlerinin ya-
pacağı ve ne olduğu belirsiz gökdelene, oradan
Anakent Belediye Başkanı'nın, yapılmasına de-
ğil de yerine karşı çıktığı üçüncü köprüye kadar
bir sürü proje dolaşıyor etrafta. Bunların hepsi
milyar dolarlık ve de rant yaratan projeler. Işin
garibi, bu projeleri kapsayan, kentin gelecek
on-yirmi yılını düzenleyen bir master-plan (ana
plan) yok ortada. Plansız, programsız, selamsız
sabahsız, isteyen istediğini yapmakta, kent üs-
tünden oraya buraya rant dağıtmakta, kendi
ranta konmakta serbest.
Istanbul; vurguncuya, soyguncuya rant üre-
ten bir mahal haline geldi. Kent demiyor, mahal
diyorum. Çünkü dünyanın incisi; soyguncunun,
lüpçünün, yalancının, talancının, vurguncunun,
dızdızcının saldınlarıyla artık kent niteliğini yitirip
rant peşinde koşanların yemliği haline geldi.
Bir yakınım var, hiçbir tekerlemeyi, hiçbir ata-
sözünü, hiçbir darb-ı meseli doğru söyleyemez,
mutlaka birini öbürüyle kanştırıp garip bir kok-
teyl halinde sunar... Bi mislü bahâ, bir sengine
yekpare acem mülkü feda olan ve halk arasın-
da taşı toprağı altın diye bilinen kentimizi onun
tarzında anlatalım:
"İstanbul'un taşı toprağı deniz, yemeyen do-
muz. "
• • •
Açıkgözlerin kâffesi de tünemişler İstanbul'un
üstüne.. yiyorlar. Yahudinin uyanık işadamın-
dan, Arap'ın mutantan şeyhine kadar hepsi yi-
yor maşallah. Durumdan vazife çıkaran biri de
pazarlamacılığı üstlendiğini bağıra çağıra ilan
etmiş, kumpanya tamam.
Kentin, sokağına tüküren, kaldırımına sümkü-
ren, yeşiline çövdüren, geçit altına işeyen, cad-
desini pisleyen, büyük yağmaya yan gözie ba-
karken, kendi minik rantının avantası peşinde
olan, "Istanbullu!" da edilgin homurtularla sey-
rediyor olayı.
"Istanbul bunu hak ediyor mu" sorusuna ya-
nıt vermeden önce, kentin ne olduğunu anla-
mak gerek. Eğer bir kenti, içindeki insanlan da
aşan geçmiştekı birikimleri, tarihi ile birlikte
kendi başına bir varlık olarak kabul ediyorsan
Sevgili, o zaman tabii ki, nice medeniyetin bulu-
şup kucaklaştığı, ne Batı ne Doğu ve de aynı
zamanda ikisi birden olan İstanbul'un, IV Haçlı-
lar'dan sonraki bu en büyük vandalizme layık
olmadığını söyleyebilirsin.
Ama dünyanın yalnız bütün metropolleri de-
ğil, bütün kentlerinin birer rant odağı olduklarını,
hiçbir kentin rant erbabının tasallutundan ma-
sun kalmadığını düşününce, İstanbul'un da
bundan nasibini alacağını söyler ve şu altın ku-
ralı koyabilirsin: "Kentlerin sağılma oranı, sa-
kinlerinin açgözlülüğü, ham ervahlığı, hırtlığı,
vurdumduymazlığı ve rantiye ile ortaklığı ile
düz orantılıdır."
•••
Zaten meselenin özü de buradadır. Evet her
kent sömürülür, rant aleti haline getirilir, ama
bunun da bir sının vardır. Kentin ahalisi ne ka-
dar cahil, hödük, görgüsüz, açgözlü ve rant or-
tağıysa, kentin rant aracı olarak perişanlaşması
da o denli feci boyutlara ulaşır. Sanınm, cuma
günkü Hürriyet'teki köşesinde, planlı bir şekilde
gelişen ve kalkınan Marsilya'nın yaptığını İstan-
bul'un neden yapamadığını soran Gila Benma-
yor'un sorusunun yanıtı da burada yatıyor.
Çünkü Marsilyalı, Fransız kentleri içinde en
lumpen yapıya sahip olmakla birlikte, yine de
bir ölçüde kentine sahip çıkarken Istanbullu çı-
kamıyorda ondan...
Burada bizim insanımızın Fransız insanından
da yapı olarak daha aşağıda olduğunu söyle-
mek istemiyorum tabii ki.
Ama, kendi koşullarının da dürtüsüyle kural
dışı yaşayan insanlardan oluşan ve henüz kent-
te oturma süresi kentli olmasına yetecek kadar
uzun olmayan, bu yüzden de kuralı hiçe sayanı
baş tacı eden, büyük göçte kapağı buraya at-
mış olanlar, kent kavramına tam anlamıyla sa-
hip değiller ki Istanbul'a sahip çıkabilsinler.
İstanbul'un dramı, rant için kentin ırzına tasal-
lut edenlerden çok, kentlerine sahip çıkamayan
Istanbullulardır Sevgili.
Bu olgu da zaman içinde değişecek. Ama o
zamana kadar acaba korunabilecek bir Istanbul
kalabilecek mi? Işte bütün sorun burada.
asirmen(« cumhuriyet.com.tr
Öğretim üyelerinden ortak bildlri
'DP'den sonraki en
baskıcı iktidarAKP'
HaberMerkezi-AKP
hûkümetinin üniversite-
lere yönelik uygulama-
lanna tepküer yoğunlaşır-
ken 46 öğretim üyesi or-
tak bildiri yayımlayarak
hükümeti bir kez daha
uyardı.
Farkh ünhersitelerden
öğretim üyelerinin imza-
ladığı büdiride, Van Yü-
züncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Yücel
Aşkın'a yönelik uygula-
maya dikkat çekilerek,
uygulamanın "Yasama-
Yürütme-Yargı bağun-
sızhğmı" zedeleyecek bo-
yutta olduğu belirtildi.
Açıklamada, Cumhur-
başkanlığı, Anayasa
Mahkemesi, Yargıtay,
Danıştay gibi hukuk ku-
rumlanna konuya yöne-
lik inceleme başlatmala-
n yönünde çağnda bulu-
nuldu. Bildiride, üniver-
sitelerin Demokrat Parti
dönemi hariç "hiçbirza-
man bu kadar siyasi bas-
kıyauğramadığr belirtü-
di. Prof. Aşkın'm çağ-
daş, laık, demokratik, ay-
dınlamacı biryönetim an-
layışına sahip olduğu vur-
gulanan bildiriyi, imzala-
yan öğretim üyeleri
arasında Prof. Dr. Nur
Serter,Prof.Dr.AyşeUy-
gur, Prof. Dr. Serap Ku-
ruca, Prof. Dr. Mine Kü-
çüker, Prof. Dr. Uçkun
Geray, Doç. Dr. Nilgün
Çelikoğlu, Prof. Tolga
Yarman, Var. Doç.Dr. Cü-
neytAkahn,Prof.Dr.Se-
mJh Koray, Prof. Dr. Kür-
şat Yüdız, Prof. Dr. Naci
Kepkep, Yar. Doç. Dr. A.
Rıza Odabaşu Prof. Dr.
Orhan Şen, Prof. Dr. Sa-
Kh Cengiz'de yer aldı.
Anayasal yetkilerini kullandıklannı vurgulayan YÖK Başkanı Teziç, rektörlerin endişesini dile getirdi
Aşkın'adestek çıkarması• Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Yücel Aşkın'ın
tutuklanmasını protesto eden
rektörler Van'a çıkarma yaptı.
YÖK Başkanı Teziç
başkanlığındaki rektörler
Cumhuriyet Caddesi'nden
geçerken bir grubun
protestosu ile karşılaştı.
FIRATKOZOK
VAN - YÖK Başkanı Prof. Dr. Er-
doğan Teziç başkanlığındaki YÖK
üyeleri ile üniversitelerin rektör ve
temsilcileri, Van Yüzüncü Yıl Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aş-
kın'a destek vermek üzere Van'a gel-
di. Rektörlere tepki gösteren bir grup
kentte yollan kestı, Prof. Dr. Teziç'in
arabasını yumrukladı. Van'ın en bü-
yük caddesi olan Cumhuriyet Cadde-
si'nde tekbir sesleri yükseldi.
Rektörlerle YÖK üyeleri, yolsuz-
luk ve çete iddiasıyla tutukJanan Prof.
Dr. Yücel Aşkın'a destek vermek üze-
re dün Van'a çıkarma yaptı. Istan-
bul'dan hareket eden rektörler ve üni-
versite temsilcilen, sabah saat 10.00
sıralannda Van'a ulaşırken Ankara'da
toplanan rektörler, YÖK üyelen, ünı-
21 rektör Van 'a vekilini gönderdi
Prof. Aşkın'a destek vermek üzere YÖK üyeleri-
nin yanı sıra 75 üniversitenın rektörü ve temsilcisi de
Van'a geldi. Toplantıya 21 rektör, vekilini gönderir-
ken Izmir Yüksek Teknoloji Ensrıtüsü'nden katılım
olmadı. Bu üniversitenın rektörü Prof. Dr. Semra Ül-
kü'nün yurtdışında olduğu, vekılinin de Izmir'de son
günlerde yaşanan depremler nedeniyle toplantıya ka-
tılamadığı öğrenıldı. İstanbul"dankalkan uçakla Van'a
gelen Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut
Parlakda son anda rahatsızlanması nedeniyle Rektör-
ler Komitesi'ne katılamadı. Ermeni Konferansı nede-
niyle eleştirilen Sabancı, Bilgi ve Boğaziçi üniversi-
telerinin rektörlerinin Van'a temsılcilerini gönderme-
leri dikkat çektı. Toplantıya 52 rektör katıldı.
versite temsilcileri de saat 14.00 sıra-
lannda Van'a geldi. Çevre ıllerdekı
rektörlerin bir kısmı ise özel araçlany-
la kente ulaştı.
YÖK Başkanı Teziç, Van uçağında
gazetecilere açıkJamalarda bulundu.
Gazetecılenn Rektörler Komitesı 'nın
tavnnın yargıya müdahale olarak eleş-
tirildiğini anımsatması üzerine Teziç,
" Yargıyı hedefalan herhangi bir açık-
lamamız yok. Kendi yetki alanunız
içerisinde olan bir konuyu hukuken
çözme girişiminde bulunduk" dedı.
Sorunun uzun süre çözülememış ol-
masından duyduklan sıkıntılan Ada-
let Bakanı'na da ilettildennı anlatan
Teziç, "Yürürlükteki mevzuat çerçe-
vesinde Yücel Aşkın'ın tutuklanması-
nı gerektirebilecek koşullann değer-
lendirilmesinde tatmin olmadığımız
bir husus olduğu için bunu bakanla
paylaşmakistedik" diye konuştu. Rek-
törler üzennde, Aşkın'ın neden tutuk-
landığı sorusuna yanıt bulamamanın
getirdiği bir endışe bulunduğunu söy-
leyen Teziç, bunun dışında hükümet-
le olan bazı ıdari ya da kadro sorun-
lannı sürekli yargıyla çözmeye yönel-
diklerını anımsattı. Yargı üzennde "bir
endişelerinin söz konusu olamayacağı-
m" söyleyen Teziç, şunlan kaydetti:
"Bir meydan okuma söz konusu değil.
Tartışma zenıini yaratma niyetimiz
yok. Bir anayasalkunım,yetldlerini kul-
lanma konusunda ısrariı olabilmeli-
dir. Biz de bunu yapıyoruz. Eğitimci-
ler, mevdan okumaz, çözüm üretir."
Teziç, YÖK'ün Başbakanlık Müs-
teşan Omer Dinçer ile ilgili karannın
Aşkın'ın tutuklanmasıyla bağlantılı
olup olmadığının sorulması üzerine
de "Tamamen rastlann. Ömer Din-
çer'le ilgili soruşturma 1 \il önce baş-
ladı. Kasım a> ına kalsaydı. zamanaşn
nuna uğrardı. Bunun bir karşı ağuiık
gibi yorumlanması yannş olur" dedı.
AKP'li grup protesto etti
Rektörleri ve YÖK üyelerini taşı-
yan uçağın Van'a inmesinin ardın-
dan Van'da gergin anlar yaşandı. Rek-
törlen ve ünıversite temsilcilerini ta-
şıyan otobüsün havaalanından aynlı-
şı sırasında 15-20 araçla havaalanına
gelen ve AKP'li olduklan belirtılen
bir grup, korna çalarak rektörlen pro-
testo ettı. Grubun. araçlann üzerine
"Sayın rektörler başka işiniz >t)k mu,
>argı\a müdahale etme\in. yolsuzlu-
ğa destek vermevin" yazıh pankart-
CHP GENEL BAŞKANI BAYKAL
6
Hııkuk-siyaset
ılişkisi göz
önüne serüdi'
• Yücel Aşkın'ın başına
gelenlerin bugün adaleti
yönetenlerin adaleti
sarsmakta ve
siyasallaştırmakta
olduklannm göstergesi
olduğunu vurgulayan
Baykal, "Ortaya çıkan
tablo ibretliktir" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Prof. Yücel Aşkın'ın başına gelenlerin
"hukuk-siyaset iüşkileri açtsından ibretfik" bir olay
olduğunu söyledi.Türkiye Amatör Spor Kulüpleri
Konfederasyonu'nun 13. Genel Kurul Toplantısı'na
katılan Baykal, genel kuruldan aynlırken
gazetecilerin sorulannı yanıtladı. CHP'nin Van'a
gönderdiği heyetin durumu yerinde incelediğini
anlatan Baykal, "Bu son olay, adaletin siyasi etkilere
maruz kalacağına dikkat çekmiştir. Takip edilen
yöntem ve ortaya çıkan tablo ibretliktir" dedi.
Geçmişte, Van emniyetini basan kişilerin serbest
bırakılması olayma dikkat çeken Baykal, şu görüşleri
dile getirdi: "Emniyet'i basmakla suçlanan kişiler
tutuksuzdur, rektör bir haftadır tutukludur. Önceden
ortaya aülan esld eser kaçakçıhğı iddiası fos çıkti. Bu
iddiâlar bitü, şimdi başka yol aranıyor. Örgüöü suc
dediler, iki ldşi gözalüna ahndı. Örgüöü suç
olabihnesi için 3 kişi olması lazım. Bütün bunlann,
bugün adaleti yönetenlerin adaleti sarsmakta ve
siyasallaştırmakta olduğunu görüyoruz." YÖK'ün
bugüne kadar hukuki çerçevede açıklamalarda
bulunduğuna işaret eden Baykal, "YÖK, son
bildiride, ola>i siyasal niteJiği ile sergileme gereği
duymuşrur. Eğer hukuka siyasetin etldsi varsa bu bir
an önce sona ermeüdir'' dedi. Bu arada TBMM Milli
Eğitim Komisyonu üyesi CHP Yalova Milletvekili
Muharrem Ince, partisinin Yalova ll Örgütü'nde
yaptığı açıklamada Aşkın'a sahip çıkmanın
Cumhuriyete sahip çıkmak anlamına geldiğini ifade
etti. Ordu Barosu'nun düzerilediği seminerde konu-
şan Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Fe-
ridun Yenisoy ise Aşkın'ın rutuklanması olayını "ka-
nunda yetki karmaşasr olarak değerlendirdi.
lar yapıştırdığı gözlendi.
Rektörlen ve ünıversite temsilcile-
rini taşıyan otobüs Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi'ne yönelırken, Prof. Dr.
Erdoğan Teziç ve berabenndeb baş-
kanvekilleriyle Üniversitelerarası Ku-
rul Başkanı Prof. Dr. Enıin Aücı \r
an
Valihği'ne hareket ettı. Prof. Dr. Te-
ziç 'le YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Ay-
bar Ertepmar burada Van Valisi Ni-
yazi Tamhr ile görüştü. Teziç ve bera-
benndeki heyet daha sonra Van'ın en
büyük caddelennden biri olan Cum-
huriyet Caddesi üzerinden Jandarma
Asayiş Kolordu Komutanlığı'na yönel-
di. Bu sırada havaalanındaki protesto-
cu grup da karşı taraftan caddeye gı-
riş yaptı. Grup, kornalarla Teziç'i pro-
testo ederken, yolu kesen bir başka
grup ise tekbir getirerek Teziç'ı yuha-
ladı. Grup içerisinden bazı kişiler. Te-
ziç'i taşıyan Kartal marka aracı yum-
ruldadı. Gerginliklerüzerine Teziç'in
arabasının etrafı sivil polislerce çev-
rilirken, YÖK temsilcileri, eskortlar eş-
liğinde hızla caddeden uzaklaştı.
YÖK heyeti daha sonra Jandarma
Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral
SelahattinUğurhı ile görüştü. Teziç \e
beraberindekiler, buradakı göriişme-
nin ardından Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın
bulunduğu Van M Tipı Cezaevi'ne ge)
dı. Bu sırada Teziç'in aracının güven-
lık nedeniyle değiştırildi-
ğı gözlendi. Aşkın ile gö-
rüşmeye Prof. Teziç ile
YÖK Başkanvekili Ertepı-
nar, Üniversitelerarası Ku-
rul Başkanı Alıcı ve Yü-
züncü Yıl Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Ayşe Yüksel katıldı.
Yaklaşık yanm saatlik gö-
rüşmenin ardından he>et
cezaevınden aynldı. Teziç
aynlırken arabasını bir kez
daha değiştirdi.Teziç ve
beraberindeki heyet bura-
dan üniversiteye geçerek
rektörlük binası önündeki
Atatürk anıüna çelenk koy-
du. Rektörler saygı duru-
şu ve Istiklal Marşf nın ar-
dından üniversite sosyal
tesıslerine yöneldi. Daha
sonra sosyal tesislerdeki
konferans salonunda Rek-
törler Komitesi toplandı.
Teziç başkanlığındaki YÖK üyeleri, üniversitelerin rektör ve temsilcileri valiyle de görüştü. (Fotoğraf: AA)
Teziç,Aşfan 'ın tutuktuolmasının kendileriniüzüntüyeboğduğunusöyledi
'Belirsizliğeduyarsızkalamazdık'
VAN (Cumhuriyet)-Van Yüzün-
cü Yıl Üniversitesi yerleşkesinde
gerçekleştirilen Rektörler Komitesi
toplantısında verilen arada açıklama
yapan YÖK Başkanı Prof. Erdoğan
Teziç, "Bir rektörün, betirsizlikler
içinde tutuldulukhalinin devanu bi-
zi üzüntüye boğmuştur" dedi.
Toplantı öncesi cezaevın-
de Prof. Dr. Yücel Aşkın'la
görüştüklerini anlatan Teziç,
"Aşkm'mtutukhıhıkhaline
yol açan nedenkrin beKr-
sizliği karşısuıda duyarsız
kalamayacaklarmı" \ıırgu-
ladı. Teziç. belirsizlik ne-
deniyle dile getirdikleri "dü-
şüncelerin bugün kendilerini hakh
çıkarthğınr söyledi.
Cumhuriyetin en önemli eserlerin-
den biri olan üniversitelerin Türki-
ye'nin geleceğinde önemli rol oyna-
yan kurumlar olduğunun altını çizen
Teziç, "Bu nedenle Cumhuriyete sa-
hip çıkarken onun bütün değerleri-
ne sahip çıkmayi, rektörlerin üniver-
shelerdeki görevleriniyerine getirir-
ken bu inançla yollanna de\-anı ede-
ceği inancımızı bir kez daha belirt-
mek isuj'oruz" dedı.
Aşlon'm psikoloji nasıldı sorusu
üzerine Teziç "Kendisiyle karşılaş-
mamızonda büyük bir menuuıniyet
• Aşkın'ın tutuklanma sürecinde
belirsizlikler yaşandığına dikkat çeken
YÖK Başkanı Prof. Teziç, "Dile
getirdikleri düşüncelerin bugün
kendilerini haklı çıkardığını" söyledi.
demokratik tophımdatepkilerinola-
bihnesini normal karşüıyorum. Yar-
gı> a sahipüğin yerieşmiş olduğu bir
toplunı görmek hepimizi mutiu etti.
Demokratiktopnunlardabu türgös-
terikrin olması normaldir. Ama bi-
zim yapmadıgımız sö>1emediğimiz
sözcülderte Hhamedümemizde doğ-
ru değiL Biz yargıya müda-
hale niteBğinde evlem, iş-
lem, ifade ortaya koyma-
dık. Sadece kendigörevala-
nımıza ait yetkileri kullan-
makiçmotoptanuyiyapom
bunlan dile getirdik" diye
yamt verdi.
yaratn. Ben de özlem gidermekten
mutiuluk duydum. Ama buruk bir
mutiuhıktu. Bunun gklerihnesi için
de eninde sonunda son sözü sövieye-
cek olan, hukuksal gerçeği ortaya
koyacak olan yüce yargıdu*'" yanı-
tını verdi. Teziç, "Aracmızyuniruk-
lanmca ne hissettiniz" sorusuna, "Ben
Doğu vekü olsun
Bu arada Aşkın'ın, Teziç'in ceza-
e\i ziyareti sırasında kendisinin ye-
rine vekil olarak Rektör Yardımcı-
sı Ali Fuat Doğu'nun getirilmesini
istediği öğrenildi. Aşkın bu isteğı-
ni Teziç'e, "Doğurektörvekfliohna-
h" diyerek dile getirdi.
'Zorlama tutuklama'
Bahçeşehir Üniversitesi
Rektörü Prof. Süheyl Ba-
tum Aşkm'uı tuniklan-
masını "zorlama bir tu-
tuklama" olarak niteler-
ken bunun "hukuka uy-
gun ohnadığuu'" söyledi.
Van'da gazetecilerin soru-
lannı yanıtlayan Batum,
rektörler hakkında yapıla-
cak soruşturmaya dair ku-
rallann belh olduğunu ifa-
de ederek, "Bizim söyledi-
ğüniz, 'Neden dava açtı-
nız, neden böyle bir suç-
lamada bulundunuz?' de-
ğil, 'Suçlamada bulunur
ken birtakım kurallan ne-
den zorladınız?'dır'' dedi.
Oya Aşkın: Yargıya
gûveniyorum
Teziç'in cezaevinden
aynlmasından sonra gö-
rüştüğümüz rektör Aş-
kın'ın eşi Oya Aşkın,
"Yargıya gûveniyorum.
Eşünin çıkacağuıa inanı-
yorum.Ama nezaman çı-
kacağmı ben bilemem. Bu-
günierden gençlerin daha
rvi bir dünyada yaşaması
için geçiyoruz." dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Elif Şafak'ın denemelerini topladı-
ğı kitabı "Med-Cezir" çok değişik
kültürler içinde yetişen bir yazarın
farklı ruh hallerini yansıtıyor. llgiyle,
merakla okudum. Elif Şafak, bir gece
kuşu anlaşılan: "Yazı ve ben, ikimiz
de geceye aitiz. Ikimizin gözünü ve
gönlünü acıtır, gün ışığına ayak uy-
durmak zorunda kalmak. Gece ge-
lince sevinir, bir 'oh' çekeriz. Güneş
kovuğuna çekilmiş, mahremiyete
saldıran o çığırtkanlık sinmiştir. Şim-
di yazma vaktidir."
Elif Şafak'ın denemeleri, onun de-
ğişik kültürler arasındaki yolculuğuna
da ışık tutuyor. Berlin-lstanbul başlıklı
yazısında Istanbul'a dönüşünü şöyle
anlatıyor: "Köprüyü geçmek Doğu
ve Batı arasında gidip gelmek de-
mek değil, gitmek ve dönmek ara-
sındaki gerilimi günbegün yaşamak
demek. Terk etmek ve dönmek ara-
sında sallanan bir sarkaç. Ancak Is-
tanbul anlayabilir bunu. Ancak ko-
puşlann şehhnde mümkün sarkacın
'Rüyaları Hep Kadınlar Arşivler...'
salınımı."
Rüya va kadın konusunda yazdık-
ları da insanı değişik duygular içine
sürüklüyor: "Rüyaları hep kadınlar
görûr. Ve rüyalar hep kadınlan görür.
Erkekler sadece seyreder rûyalannı,
seyreder ve unuturlar. Erkeklerin rü-
ya/arla temaslan dokunmalıktır sade-
ce, ellehni sürer, dokunur ve geri çe-
kilirler. Rüyaları hep kadınlar arşiv-
ler."
Kadınların rüya arşivcisi olmaian ve
erkeklerin rüyalarını unutmaları üze-
rinde hiç düşünmemiştim. Kadın-er-
kek farklılaşması açısından, rüyanın
da bir anlamı olduğu ilginç geldi ba-
na. Söz erkekten açılmışken Elif Şa-
fak'ın erkek romancılara ilişkin de-
ğerlendirmelerini izlemeye devam
edelim: "Katı halli erkek yazar kabur-
ga kemiğinden yaratır kadın karakte-
rini. Gaz halinden hareket yazarsa
uzaktan kontrol eder. Sıvı halinden
hareket eden erkek romancı ise ken-
dindeki kadını ortaya koyar. Aynalar
iç içe geçer. Bir de bakmışsınız ki
kadın karakterinin içindeki erkeğin
suretinden göz kırpıyor okura."
• • •
1968'li arkadaşım, Gaziantepli A.
Kadir Yaşargün, Sovyetler'e gitmek
amacıyla başladıgı yolculuğun Filistin
fedaisi haline dönüşmesine yol açan
öyküsünü anlatıyor. O dönem anılan-
nı kaleme aldığı "Filistin Fedaileri"
(Ozan Yayıncılık) kitabı, bir başka za-
manın yolculuğuna çıkarıyor okuyu-
cuyu. A. Kadir ve arkadaşı, eğitim
için yola çıkıp savaşçı haline nasıl
dönüşmüşlerdi?
Bir ütopyaydı onlarınki. Zaten bi-
zim kuşağın en güzel yanı ütopyala-
rıyla yaşamalarıydı. Ancak yaşam
onlara değişik sürprizler hazırladı.
Kadir 20 yaşındakı arkadaşım Israil'le
savaşırken kaybetti. Onun için bu
büyük bir travmaydı. Acılar içinde
Türkiye'ye döndü. Filistin'e yeniden
gitmekti hedefi.
Yolculuklannı ve amaçlannı anlat-
tığı kitapta öykülerini şöyle özetliyor:
Onlar iki kişiydiler. fki yiğit yürektiler.
Gaziantep'ten çıktılar yola, ölüm
tarlalannı kelle koltukta geçerek Su-
riye'ye ulaştılar. Amaçları Sovyet-
ler'e gidip tıp ya da ekonomı eğitimi
almaktı. Ancak Şam'dakı SSCB
Konsolosluğu'nda onları bekleyen
sürprizle yeni hedefleri Filistin oldu.
Türlü badirelerden sonra El-Fetih
kampına girerek, teorik ve pratik
eğitim alan ve Filistinli gerillaların
saflarında çatışmalara katılan ilk
Türkler onlar oldular. Bu çatışmalar-
da birisi yaşamını yitirdi, diğeri tek-
rar Filistin'e dönmek üzere Türki-
ye'ye doğru yola çıktı.
Hayatta kalan A. Kadir Yaşar-
gün'dü, yaşamını yttiren ise Mustafa
Çelik. Kadir işte bu zaman dilimı
içinde yaşadıklarını anlatıyor. Bir ku-
şağın heyecanını, hayallerıni merak
ediyorsanız "Filistin Fedaileri"n\ oku-
manızı öneririm.
•••
O yıllarda çok arkadaşımız Filistin
kamplarına katıldı, silahh eğitim gör-
dü, çatışmalarda bulundu. Orada
yalnızca Mustafa Çelik değil, 68 ku-
şağından çok arkadaşımız yaşamını
yitirdi. Bora Gözen, Cafer Topçu,
Kerirn Öztürk, Ali Kiraz, Gürol ll-
ban, Ahmet Ozdemir yakın arka-
daşlarımdı. Onlan da Lübnan'daki bir
kampta Israil baskınında yıtırmiştik.
Gürol ve Kerim, 12 Mart 1971 as-
keri darbesi döneminde Mamak As-
keri Cezaevi'nden tahliye olduktan
sonra gitmışlerdı Filistin'e.
Kadir'in anılarını okurken onları da
anımsadım.