Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2005 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denızli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
10
10
10
15
11
13
10
Sinop PB 9 Adana PB 18
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
B
PB
11
10
10
10
9
8
2
Zonguldak PB 10 Antalya PB 17 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkâri
Van
PB
Y
PB
Y
Y
K
K
17
9
12
11
8
-2
0
PB -9
Butun bolgelerımız par-
çalı ve çok bulutlu, Kıyı
Ege, Akdeni2 kıyıları, Do-
ğu Anadolu'nun guney-
doğusu ıle Guneydoğu
Anadolu yağışlı geçecek
Yağışlar yağmur ve sağa-
nak, Doğu Anadolu'nun
guneydoğusunda kar
şeklındeolacak Havası-
caklığı Marmara'da bıraz
(1 ıla 3 derece) artacak
Dığer yerlerde onemlı bır
değışıklık olmayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
K
-1
0
4
9
6
6
6
4
Berlin K 5 Moskova PB -2
Budapeşte K 0 Aşkabat Y 9
Madrıd PB 13 Astana PB -9
Vıyana
Belgrad PB 4 Bakû
Sofya PB 3 Bişkek
0 Taşkent PB 8
Roma Y 11 Tıflis
Atina Y 14 Kahıre Y 17
Münih 3 Zürih K 0 Şam Y 10
Açık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ' Yağmurlu Karlı Sulu kar > Gök gürultulu
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
• Baştaraft l. Sayfada
Dışişleri tarama sürecinin "ne kadarzaman ala-
cağı konusunda biröngörüde bulunmanın mümkün
olmadığını" söylüyor, "sürecin çok uzun olmasını
beklemiyor."
AB Komisyonu'nun Rehn aracılığıyla açıkladığı
süreç bugüne kadaraday olan hiçbir ülkeye uygu-
lanmadı ve fakat, Türkiye baştan beti müzakerele-
rin ancak tarama sürecinin sona ermesinden son-
ra başlatılacağını bilmesine karşın bu ayrımcı an-
layışa karşı çıkmadı.
Tarama sürecini bir yıl gibi uzun bir süreye bağ-
lama çabası AB'nin Türkiye ile müzakereleri genış
zamana yayma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğınin 2014'te gerçek-
leşeceğini sananlara yeni olasılıklar gösteriyor.
Bu olasılıklar Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın
dilinden düşürmediği tarihle giderek örtüşüyor.
Chirac'a göre tam üyelik ancak on beş yıl sonra
gerçekleşebilir.
Türkiye-AB müzakereleri tarama sürecinin sona
ermesinden sonra 2006 yılı sonlarında başlarsa,
ancak 15 yıl sonra, 2021 yılındatam üyeliğe kavuş-
ma olasılığımızdan söz edebileceğiz demektir.
Üstelik müzakerelerin işleyiş biçiminı komisyon
saptayacak, bu kararını -Güney Kıbrıs'ın da ıçinde
bulunduğu- AB Konseyi'nin onayına sunacak.
Komisyon tarama sürecini bir yıl olaraksaptarve
bu kararı AB Konseyi de onaylarsa başta Fransa
birçok Avrupa ülkesinin tam üyeliği zamana yay-
mayı öngören politikasında ilk adım atılmış olacak.
AB Komisyonu'nu tarama süresiyle ilgili kararın-
dan vazgeçırebilecek miyiz?
17 Aralık zirvesine koşul kabul etmeyeceğimizı
söyleyerek Brüksel'e giden RTE ve Gül ikilisinin,
ister kabul et, ister etme diye önlerine konulan zir-
ve kararlarını kabul ederek döndükleh dikkate alı-
nırsa fazla umuda kapılmamak gerekiyor.
AB Komisyonu'na fazla direnemeyeceklerini
anımsatan birdiğer işaret; bu hükümetin gelişme-
leri izlemek ve dışişlerine bir açıklama yapmakla
yetinmesi.
Bir başka gerçek; bu hükümetin AB'den gelen
dayatmalara, kararlara direnme gücü olmaması.
Tarama sürecinin 2006 sonlanna ertelenmesi
başka birtehlikeyi akla getiriyor. Türkiye'nin üyeli-
ğine karşı çıkan muhafazakârların kazanma şansı-
nın yüksek olduğu Almanya'daki seçimler 2006'da!
• ••
Dışişleri'nin son açıklamasında Kerkük geniş y-
er tutuyor. Ne yazık ki bu açıklamalar da doyuru-
cu ve inandırıcı olmaktan uzak.
Dışişleri Kerkük'te Kürt aşiretlerinin nüfus coğ-
rafyasını bozan, kente on binlerce Kürt'ü yerleşti-
rerek ilk seçimde yönetimi "demokratikyoldan" ele
geçirmeye calışan eylemlerinden "bilgi sahibi" ol-
duğumuzu söylemek ve "bu şekildeki uygulama ve
emhvakilerin" Irak'ta kalıcı toplumsal barış ve hu-
zurun teminine katkıda bulunmayacağı "mesajını"
vermekle yetiniyor.
Dışişleri, son açıklamasında Kürt aşiretlerinin
şantajına boyun eğen, Kerkük'e yerleştirilen 300 bi-
ne yakın Kürt'ün şimdilik 108 bininin 30 Ocak se-
çimlerinde oy sahibi olmasına -yazılı bir açıklamay-
la- resmen yeşil ışık yakan ABD'yi eleştiren tek bir
sözcük kullanmıyor.
ABD'nin, Türkiye'nin onca girişimini hıçe say-
masına değinmiyor bile.
Sadece ABD değil, Kuzey Irak'taki Kürt aşiretle-
ri de Türkiye ile oynuyorlar. Geçenlerde sınırı ka-
patmış, Türk kamyonlarını haraca bağlamışlardı.
Önceki gün Zaho'dan alınan haberlere göre, aşi-
retler yine binlerce Türk kamyonunu sınırlarımız
ötesinde alıkoydu.
Dışişleri (hükümet) aleyhimize hareketlerine kar-
şın ABD'ye karşı üç maymunları oynuyor: Duymu-
yor, görmüyor, konuşmuyor.
Hayır, hayır: Duyuyor, görüyor, ama konuştur-
muyorlar, ko-nu-şa-mı-yorrrr!
Memurlara sicil
affina destek yok
I Baştarafı 1. Sayfada
suçlar, zinımet, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcı-
lık, sahtecilik" gibi
suçlar hariç olmak üze-
re memurların tüm ida-
ri cezalarına af getiril-
mesi öngörülüyor.
Taslağa göre 1999-
2004 yı 1ları arasında
Devlct Memurları Yasa-
sı gcreği "uyarma, kı-
nama, aylıktan kes-
me" ve "kademe iler-
lemesinin durduml-
ması" cezası alan me-
murların bu cezalan si-
cilden silinecek. "Affa
uğramış olsalar dahi
kamu görcvine engel
suçlar dışındaki suç-
lar nedeniylc meslek-
ten atılan devlet me-
murlan memurluğa
dönebilecek."
Taslağın yasalaşması
durumunda 20 bin 543
memur aftan yararlana-
calc. Bu memurların 9
bin 3 61' i uyarma, 5 bin
682'si kınama, 3 bin
123'ü aylıktan kesme,
1551'ı kademe ilerle-
mesinin durdurulması,
639'unun da memur-
luktan çıkarılma cezası
aldığı kaydedildi. 187
memurun da "diğer ne-
denlerden" dolayı si-
cillerine not düşüldiiğü
belirtildi.
KESK Başkanı Sami
Evren, toplu görüşme-
ler sırasında memura
sicil affını kendilerinin
gündeme getirdiklerini
belirterek "Yasa tasla-
ğını birlikte hazırla-
nıamız gerekirdi, top-
lu görüşmenin gereği
budur. Ancak hükü-
met, bizi dikkate al-
mayarak tek taraflı
olaraktaslağı hazırla-
dı. Bize bilgi bile ver-
medilcr ya da görüşü-
müzü almadılar. Bu
ncdenle tek taraflı
olarak hazırlanan tas-
lağa desteğimiz yok"
dedi.
Sicil affını gündeme
getirmelerinin nedenini
sendikal hak ihlalleri
nedeniyle ceza alan ça-
lışanların sicillerinin
düzeltilmesi olduğunu
anlatan Evren, "Son 15
yıllık süreçte binlerce
arkadaşımız sendikal
faaliyetlerden dolayı
disiplin cezası aldı.
Amacımız onlara af
getirilmesiydi. Yalnız-
ca yüz kızartıcı suçla-
rın kapsam dışı tutul-
masını istedik" diye
konuştu.
Botoks spastiklere umut
Sosyalgüvenlik kurumlarının getirdiği lasıtlamalar nedeniyleTürkiye'de bulunan 600
bin spastik çocuktan sadece on bini tedavide önemli aşama sağlayan ilaca ulaşabüiyor
ŞULE KOKTURK
Tıbbın birçok alanında tedavi
amaçlı olarak uygulanan "bo-
toks", spastik çocuklann teda-
visinde umut oluyor. Ancak, Tür-
kiye'de yaklaşık 600 bin spastik
çocuğun bulunmasına karşın, bu
ilaca ulaşabilen çocuk sayısı on
binlerde kalıyor. İlaca ulaşmada-
ki en önemli problem botoks ila-
cının pahalı oltnası nedeniyle
sosyal güvenlik kurumlarının çe-
şitli kısıtlamalar getirmesi. Bun-
lar arasında da, 8 yaşından büyük
çocuklara uygulanan ilaçbedeli-
nin SSK tarafından karşılanma-
ması, heyet raporları istenmesi
gibi çeşitli zorluklar yer alıyor.
Konuyu gazetemize değerlen-
diren Istanbul Üniversitesi Cer-
rahpaşa Tıp Fakültesi Fiziksel
Tıp ve Rehabilitasyon Anabılim
Dalı öğretım Üyesi Prof. Şafak
Karamehmetoğlu, 2-3 yaş-
larında beyinlerinde meydana
gelen bir hasar nedeniyle spas-
tite gelişen ve kaslan aşırı ka-
sılan çocuklar için, fizik te-
davi ile birlikte uygulanan
botoksun bir umut oldu-
ğunu, ancak botoksun ;h
pahalı bir ilaç olması ne- • V
deniyle sosyal güvenlik
kurumlarınca kısıtlı olarak
verildiğini vurguladı.
8 yaşına kadar ödeniyor
Karamehmetoğlu, "Spastik
çocuklann aileleri genellikle
fakir ve aileler, pahalı bir ilaç
olan botoksu karşılamaktan
yoksunlar. Dolayısıyla sağlık
şemsiyesinin içinde bunun
karşılanması gerek ama tam
tersine, ilaç pahalı olduğu için
birtakım kısıtlamalar getirili-
yor. SSK 8 yaşından büyük ço-
cukların ilacını ödemi-
yor. Belli uzmanlık
alanı dışındaki
^ \ doktorlar ya-
zamaz deniyor,
' sağlık kurulu raporları
isteniyor. Bir sürü zor-
luk çıkarılıyor" dedi.
Türkiye'de yaklaşık 600
bin spastik çocuğun olma-
sına karşın ılacın uygulan-
dığı çocuk sayısının yaklaşık 10
bin civarında olduğunun tahmin
edildiğini açıklayan Karameh-
metoğlu, "Rehabilitasyonun
bu çocuklarda vazgeçilmez ol-
masına karşın, masraflarını
da Emekli Sandığı ve SSK kar-
şılıyor, ancak Bağ-Kur, Yeşil
Kart ve herhangi bir sosyal gü-
vencesi olmayan yurttaşların
çocukları ise bu imkândan ya-
rarlanamıyor" diye konuştu.
Karamehmetoğlu, spastitenin,
Akşit, toplantıda Türk kadınının siyasette yeterince temsil edilmediğini söyledi. (AA)
Türk kadını BMgündeminde
Türkiye raporunu sunan Bakan Akşit, 'türban sorununun'
üniversitelerin alacağı kararlarla çözülebüeceğini savundu
NEW YORK (AA) - Devlet Bakanı Güldal
Akşit, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı HerTür-
lü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmcsi (CE-
DAW) kapsamında, Birleşmiş Milletler'e (BM)
Türkiye raporunu sundu. Raporu inceleyen
CDAW üyeleri, töre ve namus cinayetleri, bekâ-
ret testi ve üniversitelerdeki türbanı sordu. Akşit,
üniversitelerde türban sorunu yaşandığını savu-
narak "Bu, hükümetin alacağı bir karardan
öte, üniversitelerin alacağı kararlarla ve nııı-
tabakatla çözülebilecek bir sorundur" dedi.
NevvYork'ta Akşit tarfından, 23 üyeli CEDAVV
Komitesi'nin 32. dönem toplantılan çerçevesin-
de BM'ye sunulan 50 sayfalık rapor, hükümetin
kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesi ve kadın-
erkek eşitliğinin sağlanması için aldığı önlemle-
ri kapsadı. Komitede, Türkiye'deki kadın örgüt-
leri tarafından hazırlanan ve 17 Ocak'ta CEDAVV
Komitesı'ne sunulan 2 "gölge rapor" da ince-
lendi. CEDAVV Komitesi, bu raporlara ve komi-
tedekı değerlendirmelere dayanarak Türkıye'de
kadının durumıı hakkında bir tavsiye kararı ala-
rak önümüzdeki günlerde açıklayacak.
Reformları anlattı
Akşit, BM'de yaptığı sunumda,Türkiye'de ka-
dının statüsünün iyileştirilmesi için yapılan ana-
yasal değişiklikleri, Türk Ceza Kanunu, Türk
Medeni Kanunu ve Iş Kanunu'nda yapılan re-
formları anlattı. Yapılan pek çok reforma karşın
Türkıye'de kadınlann hâlâ istenilen pozisyonda
olmadığını ifade eden Akşit, AB üyelik süreci
çerçevesinde insan hakları alanında gerçekleşti-
rilen iyileşmelerin de kadınlann durumunun iyi-
leştirilmesi sürecini hızlandırdığını bildirdi. Türk
kadınının siyasette yeterince temsil edilmediği-
ni belirten Bakan Akşit, 3 bin belediyeden sade-
ce 18'inin, Meclis'teki milletvekillerinin ise yüz-
de 4.4'ünün kadın olduğunu söyledi.
Bekâret testi ve şiddeti de sordular
Sunulan raporlar üzerinde ön inceleme yapan
CEDAVV Komitesi üyelen ve uluslararası kadın
sorunu uzmanları, Akşit'e töre ve namus cinayet-
leri, kızlara bekâret testi uygulanması, aile içi
şiddet, kadına karşı şiddet ve üniversitelerdeki
türbana ilişkin sorular sordu. Yeni Türk Ceza Ya-
sası'nın töre ve namus cinayetı işleyenler için
ağırlaştınlmış müebbet hapis öngördüğünü belir-
ten Akşit, bunun en yüksek ceza olduğuna dik-
kati çekti. Türbanın da üniversitede okuyan kızlar
için sorun olmaya devam ettiğini savunan Akşit,
"inançlarından ötürü, kız öğrencilerin eğitim
almakta güçlük çektiğini" ıleri sürdü.
Alparslan'a
görev vehlmedi
GÜL'DEN
AİHM'DE
TÜRBAN
MANEVRASI
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül, Avrupa İnsan Haklan Mahke-
mesı'ndekı (AtHM) türban dava-
sında Türkiye'nin savunmasını ha-
zırlayan Şükrü Alparslan'a "tem-
yiz aşamasında" görev vermedi.
Alparslan, Leyla Şahin'in Türkiye
aleyhine açtığı davada savunması-
nı "türbanın Cumhuriyet ilkele-
rine karşı siyasal bir simge hali-
ne getirildiği" tezine oturtmuş,
nıahkeme de 29 Haziran 2004'te bu
görüşle Türkiye'yi haklı bulmuştu.
Şahin'in avukatlannın AİHM'de
temyize taşıdığı davada savunma-
nın Alparslan'dan alınarak Dışişleri
uzmanlarına bırakılması tartışma
yarattı. Edinilen bilgilere göre
AİHM'nin Büyük Dairesi'ne taşı-
nan davada bundan sonra savunma,
Gül'ün talimatı doğrultusunda Dı-
şişleri uzmanlarınca hazırlanacak.
Gül, son olarak AİHM'deki Fazilet
Partısi'nin kapatılması ve Merve
Kavakçı davalannda Dışişleri bü-
rokratları tarafından hazırlanan me-
tinlere müdahale ederek Türki-
ye'nin savunmalannı zayıflatmıştı.
AİHM'de Türkiye aleyhine açılan
davalarda savunmayı hazırlayan Dı-
şişleri'nin, hükümetlerin siyasi ter-
bacak çarprazlaması, parmak
uçlanna basma ve dizlerde bü-
külme ile belirti verdiğini belir-
terek "Aşırı kasılan kasa, ge-
rekli muayene yapıldıktan son-
ra botoksu uyguluyoruz. tla-
cın etkisi 7 ila 10 gün sonrasın-
da ortaya çıkıyor ve yoğun fiz-
yoterapi uygularsanız en az 3
ay, en fazla 24 ay ilacın etkisi
sürüyor" diye konuştu.
Yoğun fizyoterapi şart
Ilaçla beraber yoğun fizyote-
rapi uygulanması gerektiğini
vurgulayan Karamehmetoğlu,
ilacın etkisi geçse bile fizyotera-
pinin etkisi ile kasılma ve kasıl-
maya bağlı yürüme bozukluğu-
nun iyileşebildiğini anlattı. Ka-
ramehmetoğlu, botoksun 2 ile 8
yaş arasındaki çocuklarda tercih
edildiğini, ancak 20 yaşında da-
hi uygulanabileceğini anlattı.
Altın renkli' üretim
2500 yıllık
teknikle
zeytinyağı
İZIV1İR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - "Zeytinyağı
mucizesinin başkenti"
Klazomenia'da 2500 yıl sonra
yeniden "altın renkli"
zeytinyağı üretiliyor. Urla'da
ortaya çıkanlan, Anadolu'nun en
eski ve tek antik zeytinyağı
işliğinde, zamanın teknikleri
kullanılarak üretilen zeytinyağı,
lezzetiyle tadı damakta
bırakıyor. işlikte eksiklikler
olmasına karşın üretim
yaptıklannı anlatan kazı başkanı
Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Arkeoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Güven
Bakır, denemeler sonucunda
doğal zeytinyağı üretımini
gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
Antik kentte yapılan üretimin
eğitim amaçlı
gerçekleştirildiğine dikkat çeken
Bakır, 2500 yıl önce nasıl bir
sistem kurulduğunu bugünün
insanlarına göstermek
istediklerini söylüyor.
Ticari amaç taşımıyor
Klazomenia'nın zeytinyağı
üretiminde ve dışa satımında
önemli bir merkez olduğunu
vurgulayan Bakır,
"Klazomenia, o günün
teknolojisiyle üretim
kapasitesi yüksek bir fabrika
olarak gözüküyor. Burada
ürettiğimiz zeytinyağları ticari
bir amaç taşımıyor.
Meraklılarına birer örnek
sunuyoruz" diyor. 25 yıldır bu
alanda çalıştıklarını belirten
Bakır, zeytinyağının üretim
zamanı bölgenin turizme
açılmasını hedeflediklerini
kaydediyor. Bakır, "Zeytin
meyvesinin olgunlaştığı kasıın,
aralık, ocak aylarında haftada
bir, üretimin gösterildiği bir
panayır düzenlensin.
Zeytinyağı üreticileri
ürünlerini sergilerken, o
dönemin koşullannı
gösterelim. Bir kır lokantası
oluşturularak zeytinyağlı
yemekler sunulsun. Yerel olan,
elde yapılmış şaraplardan
ikram edelim" diyor.
cihlerine göre değil, "Anayasa,
mevcut yasalar ve yargı kararla-
n" çerçevesinde savunma yapması
gerekiyor. Gül ise FP ve Kavakçı
davalannda mahkemeye hükümeti-
nin siyasi görüşlerini iletmişti.
Gül'ün bu gelişmelerin ardından
Şahin davasının temyiz aşamasında
da Alparslan'a görev vermemesi,
Türkiye'nin vereceği savunma ko-
nusunda soru işaretlerine neden ol-
du. Gül, yakın zamanda gazetecile-
rin AtHM ve türbana ilişkin sorula-
nna "Artık farklı bir Türkiye'den
söz ediyoruz. Bi/ özgürlüklerden
yanayız" karşılığını vermişti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
run çıkarmadı. Yol boyu Orta Asya coğrafyasının
önemli bir bölümünde olduğu gibi Ibrahim Tatlı-
ses'in türkülerini dinledik. Şoför kaseti sarıp sarıp
yeniledi. Türkmenler Tatlıses için "En iyi inleyen
adam" diyorlar.
Uzun çöl yolculuğundan sonra usul usul başlayan
Hazar, doğanın sabah uyanması gibiydi. Su sızıntı-
ları ınce ince başladı, giderek kalınlaşıp Hazarlaştı.
Türkmenbaşı'nda kısa bir tur attıktan sonra lima-
na geldim. Geliş kolay oldu ama, taksi şoförüne pa-
rayı veriş kolay olmadı. llle dolar istiyor. Üzerimde
Türkmenistan parası, manat var. "Olmaz" dedi, "do-
lar isterem."
Liman görevlisi Bakû'ya gidecek feribotun hare-
ket saati olarak şunu söyledi:
"Siz binin, bugün yola çıkacak..."
Seferler böyle düzenleniyormuş. Bazen ertesi gün
demir almaya karar verdikleri de oluyormuş. Ben
şanslıyım. Bugün yola çıkacağız.
Bilet Türkmenlere 30 dolar, yabancılara 85 dolar.
Gişe önünde tanıştığım Ramiz Bey, "Birlikte bine-
riz, birlikte gideriz" dedi.
Asma merdivenden çıktık gemiye. Ramiz Bey ön-
de ben arkada. Görevliyle konuştu, 10 dolar vererek
özel kamarayı açtırdı. Yol ikliminin verdiği sıcaklıkla
ben de aynı yakınlıkla davranmaya başladım. Daha
kamaraya yerleştik yerleşmedik torbasını masasının
üzerine koyup 40 yıllık dost gibi seslendi:
"Efendiiiiim bakalım neyimiz var..."
Çantadan kocaman bir sucuk, ekmek, iki kalıp
peynir, yarım şişe votka çıkardı...
Biz Türkler...
Ramiz Bey Azeri ama, Aşkabat'ta oturuyor. Akra-
balarının çoğu Bakû'daymış. Bir çırpıda yaşamöy-
küsünü anlattı. Arada votka şişesine uzanıyor. Her
yudumdan sonra söyleniyor:
- Niye içerler bu zehri?
Az sonra bır yudum daha alıyor. Ardından nakarat:
- Niye içerler bu zehri?
Ben de her soruşta aklıma ilk geleni söylüyorum:
- Hayatı zehir etmek için... Zehir gibi olmak için...
Biz votkanın da yardımıyla uçuyoruz ama, gemi
yerinde. Ne zaman kalkabilir diye sordum, "Boş ver,
sehere kalkar" dedi. Ramiz Bey'in yerini çoktan Ra-
miz Abi almıştı... Hoş Azeri şivesiyle her telden ça-
lıyor. Konu Türklere gelince ezberini akla getiriyor-
muş gibi hafif duraladı, devam etti:
"Türkler bir gözünü açtı, ok attı.
öteki gözünü açtı, kılıç çekti.
Şöyle silkelendi, ata bindi.
Şimdi yatiyorik yatanda..."
Uyuduk, uyandık... Ertesi gün boyunca sürdü yol-
culuk. Sohbet aralarında güvertede tavla oynadık...
Gemiyi keşfe çıktık. Geminin adı Profesör Gül. Ra-
miz Abi, "Profesör Gül, deniz mektebini bitirmiş,
Azeri birâlimdir" dedi.
Ramiz Abi'ye göre Rusya birkaç kez parçalana-
cak, sonunda Moskova hanlığına dönecek. Erme-
nistan'la bu kuşaklar değil, önümüzdeki kuşaklar
barış yapacak. Şimdikiler kana bulaştığı için olmaz.
Iş Azerbaycan'ın yönetimine gelince, Aliyev'e tam
destek verdi:
"Ata kanunudur. Siyasette birprezidentyeter, o ka-
dar."
Akşama doğru denizin üzerine tatlı bir kızıllık çök-
tü. Bir de kuş sürüleri eklenince, "Ramiz Abi" dedim,
"biraz da kuşlarla konuşalım."
Eskiden bu çevre kuş sürüsünden geçilmezmiş.
Şimdi azalmış. Akşam Bakû'ya vardık. Nerede ka-
lacağım? Ramiz Abi de akrabalarına misafir... Çıkış-
taki taksi şoförü yaşadığı evin bir odasını pansiyon
olarak paylaşıyormuş. Ramiz Abi bizi anlaştırdı. Eve
birlikte gittik. Şoför, "Bana Hacı Aga deyeceksin"
dedi. Birkaç gün sonra Ramiz Abi, Hacı Aga'nın evi-
ne bize misafirliğe geldi. Yemekte votkadan bir yu-
dum alıp bağırdr.
- Niye içerler bu zehri?
ankcum " cumhuriyet.com.tr
Taşıyıcılar'dan hükümete çağrı
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye'de üye sayısı olarak en
büyük sivil toplum kuruluşlann-
dan olan S S. Tüm MotorluTaşı-
yıcılar Kooperatifleri Merkez
Birliği, Ulaştırma Bakanlığı'na
"4925 sayılı Karayolu Taşıma
Yasası"nın günün koşullarına gö-
re düzenlenmesi çağnsında bu-
lundu. Merkez Birliği Başkanı
Cemil Ok, düzenlediği basın top-
lantısında "Sektörün sorunları
bir günde halledilemez. Ekonomik altyapının hazır-
lanması gerekmektedir. lîsnafımıza belli dönemi
ödemesiz olmak üzere düşük faizli destekleme kre-
disi verilmelidir" dedi. Taşıma sektörü esnafının
krizle karşı karşıya bulunduğunu anlatan Ok, 2004
yılı vergilerinı yatıramayacak durumdaki tayışıcı es-
nafının vergi cezalarından muaf tutulmasını istedi.
PKK'li Kesbîr serbest bırakıldı
• LAHEY (AA) - Hollanda'da rııtuklu bulunan te-
rör örgütü PKK üyesi Nuriye Kesbir serbest bırakıl-
dı. 2001 yıhndan bu yana Hollanda'da bulunan terör
örgütü üyesi Kesbir, geçen sonbaharda Hollanda
Adalet Bakanlığf nın Türkiye'ye teslim edilmesi yö-
nündeki kararına karşı açtığı davayı kazanmıştı.
Küba'da sigara yasağı geliyor
• HAVANA (AA) - "Puronun cennetı" Küba'da ge-
lecek aydan itibaren kapalı kamusal alanlarda tütün
ürünleri içilmesi yasaklanıyor. Hükümetin hazırladı-
ğı yasa taslağı, büro, mağaza, sinema, otobüs, taksi,
okul, spor tesısleri ve kamusal alanlarda tütün ürün-
lerinin tüketilmesinin yasaklanmasını öngörüyor.
Bush'un kmna iş teklifi
• İSTANBUL (AA) - İstanbul'da faaliyet gösteren
Doğa Eğitim Kurumlan'nın genel müdürü Uğur Ga-
zanker, ABD Başkanı George W Bush'a, İngilizce
öğretmeni olan kızı Jenna Bush'un okullarında öğ-
retmenlik yapması teklifini içeren bir mektup gön-
derdi. Gazanker, Beyaz Saray'dan mektubun işleme
girdiğine dair bir numara aldıklannı söylerken ma-
aşın henuz belirlenmediğini, ancak muhtemelen
1 500 dolar olarak belirlenebileceğini kaydetti.