Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28EYLÜL2004SAU
10 dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGENACAR
Belediyeci Başbakan'ın Siyasası
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
b\r "çanklıerkânı harp"glbl akıllı adam.
Türk ve yabancı medya ile Avrupa Bir-
liği'nı parmağında oynatan bir lider!
Hedefini çok iyi saptamış bir siyasacı!
Erdoğan, sağdaki seçmen ile orta-
daki yüzer gezer oylariaTurgut Özal
gibi koalisyonsuz iktidar olma bece-
risini gösterdi. Seçmen kitlenin yüz-
de 34'tük oyu ile TBMM'nin ceylan de-
risinden milyarlık koltukların yüzde
65'ini ele geçiren kişi usta bir siyasa-
cı değil de nedir?
Erdoğan, bir dahaki seçimde AKP'nin
bugünkü düzeyine bir daha yüksele-
meyeceğinin bilincınde.
2007'de Cumhurbaşkanlığı
koltuğunun boşalacağı, ye-
ni başkanı bu parlamento-
nun seçeceğini de çok iyi bi-
liyor. Bir başka bildiği ise Baş-
bakanlık ve Cumhurbaşkan-
lığı koltuklan arasındakitemel
farkın birinde "siyasacı" nın,
ötekisinde "deWefadamı "nın
oturduğudur. Nakşibendile-
ri ile hükümet yöneten özal
ile başbakanlığında en çok
Imam Hatip okullan açan Sü-
leyman Demirel Çankaya
köşküne çıkınca "Dûn dündür, bugün
bugündür" dememişler miydi? Erdo-
ğan da şımdi aynı sıyasayı ızliyor.
Daha Başbakanlık koltuğuna otur-
madan Beyaz Saray'a gidıp Amerika-
lılara sözler vermemiş miydı? Ardın-
dan Akropol'deYunan meslektaşı Kos-
tas Simitis ile başlayan Avrupa baş-
kentlen ziyaretlerinde "mavi boncuk-
lar" dağıtmamış mıydı? Kremlın'de
"hüsn-ü kabul" görmüş ve Vlademir
Putin, hakkında "Erdoğan sözünün
eri" dememiş miydi? Başbakan olma-
dan dünya liderlerine ne gibi sözler
verdiğini bilmiyoruz. "Resmi" olma-
yan o görüşmeterde Erdoğan'ın yü-
zünde nasıl bir maskenin bulunduğu,
"tutanaklar" açıklanmadıği için bilgimiz
dışında. Batı'da, Erdoğan el üstünde
tutulduğuna göre orada "ılımlı Müslü-
man Türk" maskesi kullanmış olabılır.
Buna karşılık içerıde taktığı maske
oldukça farklı! Memur emeklilik yaşını
60 yaşına indirmek istedi olmadı. Or-
manlartn satışında referandumu göze
alamadı, tasarıyı askıya aldı. Türki-
ye'nin ulusal çıkarlannı 8.5 milyar do-
lara ABD'ye satmaya kalktı, yürüme-
di. Doçentlik yapmış milletvekillerinin
TBMM'de geçen sürelerinin profesör-
lük bekleme süresine sayılmasını gün-
deme getirdi, beceremedi. Anayasa
değişikliğı yapmak istedi, ama
TBMM'deki tekgüçlü parti olan AKP'nin
içinden de dirençle karşılaşacağını al-
gıladı. Yerel yönetımler, kamu yöneti-
mi değişikliği çabalannda da boşa kü-
rek salladı. AB'de bir başbakan "be-
lediyeci" gibi çalışsa değil muhalefet,
kendi partisi o başbakanı o koltukta
oturtmaz.
Dikkatlerden kaçan önemli bir baş-
ka nokta var. Erdoğan bazı yasalan,
TBMM'deki güçlü konumuna karşın
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer, Anayasa Mahkemesi ve de Avru-
pa Birliği gibi kurumlardan dolayı ge-
çıreme;
R. Tayyip Erdoğan
inı çok iyi biliyor. örneğin
YÖK yasası ve Imam Hatip
liseleri konusunda Üniversi-
te ile sürtüştü, son dakika-
da geri aldı. Amaç, kendi
seçmenine selam gönder-
mek değil miydi?
Bir ara, tarikat okullannda
okuyan öğrencılere devlet
kesesinden burs vermeye
kalktı. Şiddetli tepkilerden
sonra öneriyi geri çekti. Işin
başından beri sonucun böy-
le olacağını Erdoğan ve tay-
fası çok iyi biliyordu. Peki bi-
le bile neden bu girişimde
bulunuldu? Dinsel kesimdeki seçme-
ne "Bak ben eiimden geleni yapıyo-
rum. Ama..." gibilerden bir ileti gönder-
mek değil de nedir?
Sonra ne yaptı? Filistin konusunda
Israil Başbakanı Ariel Şaron'a meydan
okudu. On milyar dolariık silah alışve-
rişinin yapıldığı Israil'in canını bu alan-
da yakmak yerine, neden tribünlere
oynayan bir demeç verdi? Yahudiler-
le yüz göz olmadığını, Müslümanlan
desteklediğini seçmenine anlatmak-
tan başka neydi Erdoğan'ın amacı?
Kuzey Irak'taTel Afer'de, Kerkük'te
Türkmenlere yönelikABD baskısı kar-
şısında VVashington'a posta koydu.
Amaç yıne seçmene ne denli "taş fı-
nn başbakan" olduğunu göstermek
değil miydi?
Oysa Tansu Çiller kadar bile olama-
dı. Kadın olarak, çelik yeleği giyip sa-
vaş içindeki Bosna'ya yaptığı ziyare-
tin bir benzerini neden Kerkük ya da
Tel Afer'ayapamadi? Türkiye'nin Irakta-
ki Türkmenlerin arkasında olduğunu
dosta düşmana anlatamayıp moda
deyimiyle "light (hafıf) başbakan" ko-
numuna düştü!
Sayın Başbakanımız "Içişlerimize
kimseyi kanşbrmaytz" diyerek AB'ye de
"rest" çekti. Bu da belediyeci Erdoğan
siyasasının bir başka ömeği değil de
nedir?
Benim oğlum zina okur, döner...
Türk Ceza Yasası (TCY) muhalefet
ile anlaşarakTBMM'den geçmek üze-
reyken, birden "z/na" tartışması orta-
lığı sardı. AKP, bırakın soldaki, orta-
daki aydınlan; AKP sakşakçısı med-
yayı bile karşısına aldı. Medya kıya-
meti kopardı. Muhalefet köpürdü. AB
ayağa kalktı. "Zina" olsa olsa bir "gü-
nah"% nasıl "suç" olurdu?
Erdoğan AB'nin 6 Ekim raporu ön-
cesinde ipi bu kadar neden gerdi?
Başbakan'ın gündeminde olmadığı
halde işin başında medya konuyu
çomaklayınca, çanklı erkânı harp baş-
bakanımız olayın üzerine balıklama at-
ladı. AKP seçmenine şirin görünme
açısından bundan daha iyi fırsat olur
muydu?
f/svıçre Basınındanj
TCY tasansı, muhalefetle anlaşma
sonucunda güzel bir demokrasi öme-
ği olarak ilgili komisyon ileTBMM Ge-
nel Kurulu'ndan geçmiş, yalnızca son
iki yürürlük maddesi kalmıştı. AKP grup
yöneticileri, Başbakanlığa inerek, ko-
nuyu Erdoğan ile ele aldıktan sonra
TCY'yi "öteki tamamlayıcı yasalan ile
aynı tarihteyürüriüğe girmesi" gerek-
çesi ile komisyonageri çekti. Muhale-
fet kendinı ihanete uğramış olarak his-
setti. Borsa kölesi medya 200 trilyon-
luk zarardan yakınmaya başladı.
Yerii ve yabancı medyada "Kötü ha-
ber, iyi haberdir"d\ye ortak bir özde-
yiş vardır. TCY'deyapılan devrimsel de-
ğişiklikler bir anda unutuldu, "Türki-
ye'de zina" yasası yabancı basında bi-
rinci sayfalann başlıklannda büyüdü.
Zaten Türkiye'nin üyeliğine karşı çı-
kan AB vatandaşlan arasında "Hıris-
tiyan Kulübü" ve "Mûslüman Türki-
ye" tartışmalan daha da körüklendi.
AB yetkilileri, demeç üzerine demeç-
lerle "zina" sorununun yerii ve yaban-
cı basınının başlıklanndan indirmedi-
ler. Oysa dikkatlerden önemli bir nok-
ta kaçıyordu. Erdoğan kartını açık oy-
namış, hükümet sözcüsü Adalet Ba-
kanı Cemil Çiçek'e "yürüriük mad-
deleri dışında TCY'de görüşülecekbir
başka noktanın kalmadığım" açıklat-
mıştı. Bu açıklama işin puf noktasıydı.
Medya, muhalefet ve AB "zina da zi-
na" diye kıyameti koparıyor, gözler
başka bir şey görmüyordu. AB rapo-
runun açtklanmasında saatin 12'ye 5
kalayı gösterdiği bir an bu inatlaşma-
ya ne gerek vardı?
Oysa, Erdoğan açık seçik konumu-
nu açıklamış, bu önemli aynntıdan
uzaklaşanlar bu gerçeği görememiş-
lerdi. Erdoğan, kalktı Brüksel'e gitti.
Orada, "zina" konusundaki bu aynn-
tıyı özenle vurguladı. Amaç, öteki ce-
za yasalan ile TCY'nin yürürtüklerinde
eşzamanlılığı sağlamaktı. Sorun bu ka-
dar basitti. Medyamıza yansıdığı gibi
Erdoğan tükürdüğünü Brüksel'de ya-
lamamıştı. AKP'nin dinci kesimi Erdo-
ğan'ın zina konusun-
daki iletisini algılamış-
tı. "Zina"nın suç ol-
ması yerine "AB'ye
girip köşeyi dönmek"
daha da kârlı değil
miydi?. Ankettere çar-
şaflılann, türbanlıların
verdikleri yanıtlar bu
olguyu doğruluyordu.
önümüzde bir belir-
sizlik var. Başbakan,
Aralık'ta AB'nin tarihi
açıklamasından son-
ra da Mehter Takı-
mı'nın yürüyüşü gibi,
iki ileri bir geri adım
uygulaması olan "yo
yo" siyasasını sürdürecek mi? Genç-
ler bilmezler. Birzamanlardünyayı.ye-
didenyetmişe saran bir "yo yo" salgı-
nı vardı. Içi saman dolu, üzeri jelatin kâ-
ğıdı kaph, parmağa incecik lastik ile bağ-
lı küçüktop ileri atılır lastiğin uzayıp es-
nemesi ölçüsünde top gideceği kadar
gider, sonrasert bir biçimde kendiliğin-
den geri dönerdi. Bir süre sonra lastik
esnekliğini yitirmeye başlar ya kopar
yada sert bir yere çarptığındatop par-
çalanır, içindeki samanlar sağa sola
yayılır, oyun sona ererdi. Belediyeci
Başbakanımız da siyasal yaşamında
"yo yo" oynuyor. Bir başka deyimle
"Tavşana kaç, tazıya tut" becerisini
sürdürüyor?
Erdoğan'ın "yo yo" lastiği nereye
kadar esner? Ya lastik kopar, AKP to-
pu parçalanır.. ya da Erdoğan, Sezer
görevden aynlıp Çankaya Köşkü'ne
çıkıncaya değin oyunu sürdürür. Son-
ra ne olur? Erdoğan da, özal gibi, De-
mirel gibi "Benden sonra tufan" der.
Peki daha sonra? Liderier Köşk'e çı-
kınca ne oluyorsa yine o olur. Ne ol-
muştu? özal'dan sonra ANAP kaldı
mı? Demirel'den sonra DYP kaldı mı?
Erdoğan'dan sonra AKP kalacak mı?
Bugün için söyleyebileceğimiz ancak
"Benim oğlum zina okur, dönerdöner
yine okur" olacaktır.
Kürtlerin kentteki toprak işgalleri, Türkmenler ve Araplan rahatsız ediyor
Kerkük ctikenüstiindeDış Haberier Servisi - Bir dönem Sad-
dam Hüseyin taranndan Kerkük'ten sü-
rülen Kürtlenn, bugün Araplan bölge-
den çıkmaya zorladıklan ve bunun Irak'ta
bir iç savaşı tetikleyecek en büyûk teh-
dit olduğu öne sünİldü.
Saddam Hüseyin döneminde bölge-
ye yerleşen Araplar, eskiden göçe zor-
İanan Kürtlerin, Kerkük'teki toprakla-
nn kendilerine ait olduğunu kanıtla-
maları halinde bu topraklan geri ver-
meye hazır olduklannı belirttiler. An-
cak, Arapların yanı sıra, Kerkük'teki
Türkmen azuılüc da Kürt partilerinin
dünyanın en zengin petrol yataklan ya-
kınındaki kentte kontrolü tumüyle ele
geçirmeye çalıştığını söylüyor.
Reuters'e açıklama yapan Kerkük Be-
lediyesi'nin Arap yetkililerinden Ah-
• Türkmen siyasetçi Songül Çabuk, "Araplar Kürtleri, Kürtler
Türkmenleri düşman olarak görüyor. Böyle giderse bu kentin
geleceğinde iyi şeyler olacağını söylemek mümkün değil. Bir
patlamaya doğru ilerliyor" dedi.
med El Tavil ve Türkmen siyasetçi Son-
gül Çabuk, bazı Kürtlerin hiçbir zaman
kendilerine ait olmayan arazilere bina-
lar inşa ettiklerini ve bugün Kürtlerin ege-
menliğınde bulunankentte güvenlik güç-
lerinin bu duruma göz yumduğunu bil-
dirdiler. El Tavil, "Buradayıflanbr Kürt-
krle biıükte yaşıyorduk ve hiçbir soru-
numuz yoktu. Ancak, Kürtpartikri ken-
di siyasi amaçlan doğrultusunda Arap-
lan kentten sürnıek istiyoriar" dedı.
tnsan Haklan Izleme Orgütü, geçen ay
yayımladığı bir raporda, çoğu çadırlar-
da ve terkedilmiş binalarda kalan Arap-
lar ve Kürtler arasındaki mülkiyet soru-
nunun çözülmemesi halinde gerihmin
şiddetli bir patlamaya dönüşeceği uya-
nsı yapmışh.
Toprak işgali kızdınyor
Kürtlerin kendilerine ait olmayan top-
raklara yerleştiğini ve bunun diğerlerini
kızdıran bir hata olduğunu belirten Son-
gül Çabuk da, Kürtlerin her şeye egemen
olmak istediğini vurguladı. Kürtlere kar-
şı olmadıklannı ancak diğer halklann da
temsil edilmesi gerektiğini belirten Ça-
buk, ^ArapJarKih1fcri.KürtfcrTürkmen-
leri düşmanolarakgörüyor. Böylegider-
se bu kentin geleceğinde iyi şeyler olaca-
ğını söylemek mümkün değil. Bir patla-
maya doğru üertiyor" dıye konuştu.
Bölgedeki Kürdistan Demokratik Par-
tisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler
Bırhği'nin (KYB) her ne kadar Irak"ın
bütünlüğünden yana olduklannı söyle-
seler de, 1990'dan bu yana Irak'ın ku-
zeyinde elde ettikleri özerkyönetünın teh-
dit altmda olduğunu hissetmeleri duru-
munda aynlmayı düşünebilecekleri öne
sürülüyor. Bu senaryoya göre, Kürtlerin
başkent olarak Kerkük'ü düşündüklen
belirtiliyor.
KDPlideri Mesud Barzani 750 bin
nüfuslu kentin etnik gruplann banş için-
de bir arada yaşadığı örnek bir kent ola-
rak görülebileceğini söylemişti.
Rehineler sağ olabilir
Ürdün Kralı Abdullah 'Kendilerine ulaşan bilgilerin, şu anda
İtalyan kadın rehinelerin hayatta olduğunu gösterdiğini' söyledi
'IRAK'TA DURUM KÖTÜ'
PowelVdan
yeni itiraf
• Irak'ta direnişin daha da şiddetlendiğini
belirten ABD Dışişleri Bakanı, Mûslüman
ülkelerde ABD'nin popülaritesinin de
giderek azaldığını kabul etti.
Dış Haberier Servisi -Ürdün Kra-
lı Abdullah, 3 hafta önce Irak'ta ka-
çınlan İtalyan kadın rehineler Süuo-
na Pari ve Simona Torretta'nın ha-
yatta olduklannı söyledi. Ingiliz re-
hinenin kardeşi de hayatta olduğu-
nu öğrendiğini bildirdi.
Kral Abdullah, İtalyan Corriere
della Sera gazetesine verdiği demeç-
te, istihbarat servislerinin yardımıy-
la rehinelerin yerini bulmaya çahş-
tıklanm ve serbest bırakılmalan için
temaslannı sürdürduklerini söyle-
di."Kendilerine ulaşan bilgilerin, şu
anda rehinelerin hayatta olduğunu
gösterdiğini" kaydeden Ürdün Kra-
lı, insanlan kaçıranlann medyada
yer alış biçimini eleştirerek ulusla-
rarası topluluğun medyanın propa-
ganda olarak kullanılmasına izin
vermemesi halinde sorunun bir kıs-
mının çözülebilecegini belirtti.
Irak'ta kaçuılan Ingiliz Kenneth
Bigley'nin kardeşi Paul Bigley de
"Kea'in hayatta olduğuna dair bü-
gialdun
r>
dedi.Paul Bigley bu habe-
ri, savaş karşıtı bir Işçi partisi gru-
bu tarafindan davet edildıği Işçi Par-
tisi kongresinde dile getirdi.Ote yan-
dan. Islami bir kuruluşun yetkilisi Ya-
ser Seni Dubai'de AFP'ye yaptığı
açıklamada, Bigley'nin hayatta ol-
duğunu belirtti. Serri, Bigley'nin
salıverilmesi için gönderdikleri Irak-
lı bir aracının, rehinenin hayatta ol-
duğunu belırttigini kaydetti.
Dış Haberier Servisi -
ABD Dışişleri Bakanı
CotinPovvefl, Irak'ta gü-
venlik durumunun kö-
tüye gittiğini ve Islam
dünyasında Amerikan
karşıtlığının arttığını
söyledi.
ABC televizyonuna
demeç veren Povvell,
"Irak'ta yoğun bir dire-
nişe karşı savaşıyonız.
Evet, durum kötüye gi-
diyor ve kötüye gttmesi-
nin sebebi, direnişçflerin
Irakseçiminibaltalanıa-
ya karatiı olması" dedi.
Povvell. buna karşılık
ABD'nin, meydanı di-
renişçilere bırakmaya-
cağını ve ocak sonu için
öngörülen seçimlerden
önce direnişçilerin elin-
deki bölgeleri yeniden
Bağdat'ın denetimi altı-
na sokacağını söyledi.
Mûslüman ülkelerde
ABD'nin popülaritesi-
nin de azaldığını kabul
eden Povvell, "İshm dün-
yasında ABD karşıth-
ğmdaaröşgördük,bunu
inkâredemenT dedı. Po-
vvell, buna karşılık Afga-
nıstan ve Irak seçimleri-
nin başanyla tamamlan-
ması durumunda güven-
lik durumunda iyileşme
sağlanacağını ve Ameri-
kan karşıtlığının azalaca-
ğını savundu.
ABD'deki gözlemci-
ler, Povveirm açıklama-
larının, Irak'a ilişkin
iyimser bir tutum ser-
gileyen Başkan George
Bush'dan çok farklı ol-
duğuna işaret ettüer. Po-
vvell, geçen haftalarda
da bundan sonra Irak'ta
kitle imha silahı buluna-
cağını sanmadığını ve
savaş öncesinde çeşitli
bilgilerin kendisine ve-
rilmediğini açıklayarak
Bush yönetirninin diğer
üst düzey isimleriyle
ters düşmüştü.
YAPIM-C KULTUR TURURI
MALAMA BEACH HOTEL
09-17 Ekim
Akyarlar - Bodrum
Bodrum Sualtı Arkeotoji Müzesi, tekne turu
Sabah-öğle-akşam yemekteri,
arada tost, meşrubat ve yerii içkiler
Kişi Başı 450.000.000 TL
Gastronomi Turu
08 -10 Ekim
Kastamonu - Taşköprü - Daday
Geziler, konaklar, külliyeler, müze,
dokuma atölyeleri ve at çiftliği,
Damak tadı - Buryan kebabt - Etli ekmek,
Köy kahvaltısı
Kişi Bası 210.000.000 TL
irtibat YAPIM-C A.Ş. BENDİS TRAVB. - 2142
Türkocağı Cad. Basm Sarayı No: 1 Kat: 4 Cağaioğiu - IstanbuS
Tet: 0212-520 21 91-92 5224925 Faks:0212-520 5023
Turfar en az 30 "Kjşjbk grapiarta yafüiacirtır.
Elmek: pacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Eda'lı CASMIR sizin için
çalıyor, söylüyor!
Cuma - Cumartesi aşkla.
Istıklal Caddesı No 348/10 Surıye Pasajı 34430 Beyoğlu
Tel (0 212) 251 00 00 Faks (0 212) 252 7> 80
w » catırestaurant com • info@catirestaurant com
TC
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı'ndan Duyuru
1. ÖSYS'de merkezi yerleştirme sistemi içinde yer alan yükseköğretim
programlarının zorunlu hazırlık smıflarından 3 Ekim 2003 tarihinden sonra
kaydı silinen öğrencilerin aynı adı taşıyan ve öğretim dili Türkçe olan
yükseköğretim programlarına yerleştirilmeleri, 1 Nisan 1996 tarih ve 22598
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yükseköğretim
Kurumlarında Yabancı Dil Eğitim-Öğretimi ve Yabancı Dille Eğitim-Öğretim
Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca
merkezimizce yapılacaktır.
2. Bu öğrenciler başvuru formlarını ve açıklamaları kayıtlarının silindiği yük-
seköğretim programının bağlı olduğu üniversiteden alacaklar, doldurdukları
başvurma formunu ÖSYM'nin Yapı Kredi Bankası Ankara Güvenevler Şubesi
1-001029-8 nolu hesabına 10.000.000. TL. (KDV dahil) ücreti yatırdıklarını gös-
terir banka dekontu ile birlikte yine üniversitelerine 27 Eylül -1 Ekim 2004 tarih-
leri arasında teslim edeceklerdir.
3. Süresi içerisinde üniversiteye teslim edilmeyen veya merkezimize posta ile
gönderilen başvurular işleme alınmayacaktır.
Basın: 42032
LULEBURGAZ SLTLH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo- 2004 158 E
Davaci Sevım Alaylı \e arkadaşlan vekılı Av. Ahmet
Kantaro tarafmdan davalı Muharrem Demır hakkında
açılan onaklığın gıdenlmesı davasının japılan yargılama-
sı sırasında venlen arakaran u>annca. yapılan tüm ara-
malara rağmen bulunama) an Beyoğlu ılçesı Tomtom ma-
hallesı nüfusuna kayıtlı da\alı Muharrem Demır'ın
24.11.2004 saat 9.00'dakı duruşma>a bızzat katılmanız
veya kendınızi vekıl ile temsü ettırmenız. duruşmalara
katılmadığınız veya kendınızi vekıl ile temsil ettırmedığı-
nız takdtrde duruşmalara devam olunup \okluğunuzda
>argılama \apıhp hüküm kurulacağı ılanen teblığ olunur
'15.09.2004'Basın: 42331
Pasaportumu kaybertım. Hükümsüzdür
FATMA ĞLLERSA\CAK
GEBZE 2. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2004 381
Davacı Serkan Paşaoğlu vekılı tarafmdan mahkememıze
açılan gaıplik davasında venlen tensıp ara karan gereğınce,
Da\acı vekılı dava dılekçesınde belırttıği üzere davacı mu-
\ekkilının babası Şaban ve Hasıbe oğlu 1956 d.lu. Şerafet-
tın Paşaoğlu'nun yaklaşık 10 yıl önce evı terk ederek bilm-
meven bir vere gittığım. on yıldan ben kendısınden hiçbir
bıçımde haber alamadıklanm. on yıl süren bekleyışe karşın
kendısınm en ufak yaşadığına daır belırtıve rastlayamadık-
lanndan Kaysen Mehkgazı. Camtkebu- cılt. 8. sıra no: 1 ha-
ne no 274'te nüfusa kayıtlı Şaban ve Hasıbe oğlu.
01.07 1956 d lu, Şerafettın Paşaoglu'nun sağ olup olmadı-
ğı. ya$ıvor ıse yennı bılenlenn, görüp ve tanıvanlann ılan-
dan ıtıbaren 6 ay ıçınde mahkememıze bılgı \ermelen aksı
takdırde yapılacak yargılama sonunda adı geçenm gaıplığı-
ne karar venleceğı ılanen duv-urulur Basın 432"7
2