25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ MUMTAZ SOYSAL Avrupa Dersleri KENDİ OÜŞEN ağlamaz ve son pişmanlık fay- da etmez. Türkiye, başbakânının, hükümetinin, pariamen- tosunun, medyasının ve halk çoğunluğunun ola- ğanüstü istek ve çabalarıyla kendisini bir cende- renin ıçine sokmak üzeredir: öyle anlaşılıyor ki, er geç, şöyle ya da böyle, bir tarih verilecek ve ko- şullarla dolu uzun bir süreç başlayacak. Bunun ne demek olduğunu bilen ve bilincine va- ran insan sayısının yüksek oiduğu söylenemez. Bilgısizlik ve bilinçsizlik kalabalığında yüksek yer- lerdeki görevlilerden okumuş ya da okumamış, variıklı ya da yoksula kadar her çeşit insan olur. Başkayerierde de böyle oldu; Türkiye'de haydi hay- di olacak. Birfarkla: Başka yerierdekilerin geçirdikleri cen- dere sıkıntısı Türkiye'de geçirilecek olan kadar as- la olmamıştır. Çünkü, Avrupa halklarının ve dola- yısıyla onlardan oy alıp işbaşına gelenlerin tek bir ülke konusunda böylesine bölünmüş olmasına da- ha önce hiç rastlanmadt. Bu, Ankara için kolaylık degil, zorluktur. Şöyle ki, şaşkınlık uyandıran bir sonucu olacak bu durumun. Bütün cendere durumlarında, işkenceden ge- çenlerin çok iyi bildikleri gibi, mutlaka "iyi" ve "kö- tü" işkenceci rollerine soyunanlar olur; kimi işken- ceciler eziyet ederken kimileri de cenderedekin- den yana görünüp sonuca varmak ister. Burada, Tür- kiye'ye ilişkin bölünme rol paylaşımından ibaret ol- mayıp gerçek ve yaygın oiduğu için, iyilerle kötüle- rin toplam sayısı daha yüksek olacak, müzakere- lerin gidişine ve AB kurumlannın ya da ülkelennin Ankara'yla olan ilişki durumlanna göre roller daha sık değişecek, Ankara'nın feleği şaşacaktır. Bugün bile var bu durum: Komisyon, şimdi iyi iş- kenceci rolüne soyunmuş, kötü işkenceciliğı Ge- nel Işler Konseyi ile devlet ya da hükümet başkan- lanzirvesine bırakmıştır. Ülkelerden Almanya'da "iyi", Şansölye Gertıard Schröder "kötü", Hıristiyan De- mokratların lideri Angela Merkel'dır. Fransa'da ise Başbakan Jean-Pierre Raffarin kötümser ve "mütereddit", Dışişleri Bakanı Michel Barnier, iyimser ve kararlı. Ne zamana kadar sürer bu oyun? Bilirsiniz, "işkence", aynı zamanda marangoz- ların ve ahşap gemi ustalannın tutkalı tam tuttur- mak için kullandıklan aracın da adıdır. Ama öyle an- laşılıyor ki, Türklerin AB macerasındaki cendere- nin işlevi, yapışmanın tamamlandığı tarihe kadar değıl, Ankara'nın "ayrıcalıklı özel statü" çözümü- ne razı olup tam üyelik sevdasından kopacağı gü- ne kadar sürecek. Dersler, sırayla ve teker teker öğreniliyor. Başbakan ve peşindekiler, böyle ilişkilerde efe- lenmenınsökmediğiniVerheugen'inyanındasük- lüm püklüm durarak öğrendiler. Halk yığınlan da, hertıalde, Kopenhag ölçütlerinden sonra sıra Ma- astricht kurallanna gelince başıbozukyerel ekono- mide yabancı disiplin kurallannın acısını yaşaya- rak ögrenecek derslerini. "Bizzaten başka türiüadam olmazdık" diye diye. OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim cazete Ülke soojnlanna ilişkin rapoflanyla, araştırmaJanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olua Tel: 0.212.51108 75 Ayrupahlaşmayalım ım... Doç. Dr. Hüner TUNCER A tatürkçü dış poli- tika ilkelerinin başında "çağdaş- laşma" gelmek- teydi. Büyük Ata- türk, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel hedefinin, "Baüulaşma" ya da "Avrupahlaşma" değil, "çağ- daşlaşma" olduğunu her deme- cinde vurgulamaktaydı. Tarihimize bir göz atacak olursak görürüz ki, Padişah III. Selim (1789-1809) dönemine değin, Osmanlı'da, bırakınız "Baülılaşma''yı, Batı'yı tanı- mak merakı dahi doğmamıştı. Bu merak ve ilgi öylesine yoktu ki, III. Selim dönemine değin Osmanlı Imparatorluğu, öteki devletler gibi ülke dışın- da sürekli elçilüder kurmak ye- rine, ad hoc yani tek-yanlı dip- lomasi uygulamayı yeğlemiş ve ancak belirli görevleri yeri- ne getirmek üzere ülke dışına geçici elçiler göndermişti. Ancak III. Selim döneminde, Imparatorluğun giderek güç- süzleştiğinin bilincine varan Padişah ve devlet erkânı, Ba- tı'yı yakından tanıma ve 'den- ge politikası' uygulama gerek- sinmesinı duymaya başlamış \eilkkez Padişah IlLSdim, ül- ke dışında süreklielçüikler(ika- met elçilikleri) kurdurmuşru. (1) III. Selim'den sonra Osman- lı tahtına geçen II. Mahmut da, Batı dünyası ile sürekli ilişki içinde bulunmaktan yana bir Padişahtı. Osmanlı'da "Batılı- laşma" hareketinin başlangı- cı olarak sayılan "Tanamat", II. Mahmut'un vasiyeti niteli- ğindeydi. Tanzimat Fermanı, II. Mah- mut'un ölümü üzerine tahta geçen oğlu Abdülmecit zama- nında uygulamaya konulabil- mişti. 'TanzimatPaşalan" ola- rak nitelendirilen Mustafa Re- şit, Ali ve FuatPaşalar da, "Ba- tüılaşma"dan yana olan Os- manlı yöneticileriydi. Osmanlı'da başlatılan "Ba- tılılaşma" hareketiyle Ata- türk'ün "çağdaşlaşma" düşün- cesi arasında temel farklılık- lar bulunmaktadır. Osmanlı'da Batılılaşma hare- ketinin ilk yazılı belgeleri ola- rak sayılan Tanzimat ve Islahat Fermanlan'nın, büyük ölçüde Avrupalı Güçler'in baskısı ve denetimi altında hazırlanmış ve uygulamaya konulmuş ol- duklan bugün artık yadsına- mayacak bir gerçektir. Avrupalı Güçler'in, Osman- lı 'da reformlann yapıhnası ko- nusunda diretmelerinin altında yatan başlıca neden ise bu yol- la Osmanlı Devleti'nin iç işle- rine kanşabilmelerine olanak tanınması ve Imparatorluğu kendi denetimleri altına ala- bilme yolunun açılmış olmasıy- dı. (2) Batılı devletlerin diplomatla- nyla hükümetleri arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı üze- re, "Batıhlaşma" hareketinde Babıâli'nın başlıca görevi, Av- rupa devletleri tarafından ile- ri sürülen önerileri, Osman- lı'nın koşullanyla bağdaştıra- rak uygulamaktan ibaret kal- ıruştı. (3) Oysa, Atatürkümüzün "Ba- ühlaşma" ka\Tamından anladı- ğı "Avrupaülaşmak" değil. "çağdaşlaşmak", yani Türki- ye'nin çağdaş uygarlık düzeyi- ne yükseltilebilmesiydi. Atatürk, çağdaş Türkiye'yi yaratmayı amaçlarken, Osman- lı'nm yapmış oiduğu gibi, hiç- bir Avrupa devletinin arkasına sığınmamış, hiçbir Avrupalı devlet adamının sözlerini ken- disine buyruk edinmemiş ve hiçbir Avrupalı Güç'ün koru- yuculuğu altına girmeyi aklın- dan bile geçirmemişti. O büyük insanın tek istedi- ği, ulusunun huzura, barışa ve refaha kavuşabilmesi ve Tür- kiye'nin de, çağdaş devletler topluluğu içerisindeki itibarlı ve onurlu yerini alabilmesiydi. Ne yazıktır ki, Büyük Ata- türk'ten sonra gelen ve ülkeyi yönetme görevini üstlenen po- litikacılar (bu kişileri bilinçli olarak 'devletadamı' olarak ni- telendirmıyorum), Atamız'ın u çağdaşlaşmak"tan neyi kas- tettiğini yanlış algılamışlar ya da yanlış algılamayı yeğlemiş- lerdir. Bugün de bu yanlış anlama ve yanlış algılama, üzülerek söylemeliyim ki, sürmektedir. İktidarda olan AKP Hüküme- ti, çağdaşlaşmayı değil, Avru- palı devletlerin buyruklanna uymak ve onların verdikleri yönergeler çerçevesinde ülke- yi yönetmek suretiyle. Türki- ye'yi Avrupalı devletler toplu- luğunun bir üyesi yapmayı he- deflemektedir. Ancak, bu politikayı izler- ken de, ülkemizi uluslararası toplulukta itibarsız, sözü din- lenilmez ve sözüne güvenil- mez bir konuma düşürmekte- dir. Kıbrıs'a ilişkin politika- mız ve Avrupa Birliği'yle olan ilişkilerimiz, AKP diplomasi- sinin en açık ve somut örnek- leridir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Lozan Banş Konferansı'nda Batılı Güçler'e rüm isteklerini kabul ettiren Atatürk Türkiye- si, bugün artık yalnızca Batüı Güçler'in isteklerini yerine ge- tirmeye hazır bir devlet konu- muna indirgenmiştir. Şu çok iyi bilinmelidir ki, Hükümetler gelip geçiddir; an- cak, Türkiye Cumhuri)eti Dev- leti, 'Atarürk'ün kızlannın ve oğuüannın' yaşadığı sürece,dış politikasında onurlu çizgisin- den saptınlanıayacak ve yine Atatürk Türkiyesi olarak yar- üğını sürdürecektir. BU, BÖY- LE BİLİNEÜ! (1) Ülke dışına gönderilen ilk sürekli Osmanlı Elçisi, 1793 yılında Ingiltere'ye gönderi- len Yusuf Agâh Efendi olmuş- ru. (2) 1860'h yıllarda, Fran- sa'nın tstanbul'daki siyasal tem- silcileri, Âli v e Fuat Paşalar'ın danışmanı konumundaydı. Fransa Dışişleri Bakanlığı da reform uygulamalannı çok ya- kından izlemekte ve Osmanlı yöneticilerine gerekli yöner- geleri verebilmekteydi. (3) Enver Ziya Karal, Os- manlı Tarihi, \TI. Cilt, Anka- ra, Türk Tarih Kurumu Bası- mevi, 1995, s. 338. CUMHURİYET'TEN OKURLARA İBRAHtM Y1LDI2 Cumhuriyetsiz Olmaz 81 yıllıkyayın yaşamında hiç kim- seye, hiçbir kuruma ödün verme- den ayaktadurmanın bilinci içinde olmak keyif veriyor. Bu mesleği yapanlar çok iyi bi- lirler ki gazeteleri gazete yapan 'doğru, güvenilir ve bağımsız' ol- maktır. Gazeteciliğin evrensel kuralları- nı gözetmek, herkese eşit mesa- fede objektif olmak ancak bağım- sızlıkla olasıdır. Avrupa Birfiği sürecinde gazete- miz siyasi bir duruş sergilemenin ötesinde gerçeği aktarmayı görev bildi. Gelişmeleri, 'Hemen Avrupa'ya girdik'ya da Avrupayolu bize ka- palı' gibi uç noktalara taşımadan okurlarımıza aktardık. Günde 120haber Marmara Üniversitesi (MÜ) lleti- şim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Girgin, "Günlük Türk Ga- zetelerinde Haber ve Fotoğraf Sa- yılan ile Konulan" başlıklı bir araş- tırma yaptı. Türkiye çapında basımı ve dağı- tımı yapılan 25 gazetenin incelen- diği araştırmaya göre; Türkiye ça- pında günlük yayın yapan Türk ga- zetelerinin ortalamatirajları en yük- sek 460 bin, en düşük 2 bin 679, haber sayıları da en çok 120, en az 31 olarak belirlendi.Araştırmadael- de edilen veriler değerlendirilerek yapılan varsayıma göre, "Türki- ye'nin ortalama gazetesi" ise 250 bin lira fiyatlı, 22 sayfalı ve 150 bin 165 tirajlı. Bu gazetede, 39'u iç, 13'ü dış, 26'sı da spor olmak üze- re toplam 78 haber bulunuyor. 20 sayfa yayımlanan Cumhuriyet, her gün 120 haber ortalamasını ya- kalayan gazeteler arasında ilk sı- rayı almaktadır. 48 sayfalık Hürriyet'te bu sayı 115civanndadır. Okur mektuplan Gazeteler okurlarıyla bütünleşti- ği sürece varlığını sürdürür. Cumhuriyet okuru gazetesiyle özdeşleşmiştir. Üstelik her okur kendisini aileden biri gibi görür. Iki okur mektubunu sizlerle pay- laşmak istedik. "13 Ağustos 2004 tarihli Cum- huriyet'in Kültür sayfasında 'Res- sam Avni Lifıj'in mezarı ilgi bekli- yor' başlıklıyazıyı okumuş bulunu- yorum. Yazı sahibi Sayın Ahmet Bayın- dır fiey'e bu duygusal uyancı ve titiz yazılanndan dolayı teşekkür ederim. Bahse konu mezann yapımında verdiğim emeğin karşılığını bu şe- kilde görmenin dışında, Türk res- minin öncü ve önemli temsilcile- rinden biri olarak tanınan usta res- samın mezarının Eyüp'le PierLo- ti arasında kurulmakta olan tele- ferik istasyonu inşaatı nedeni ile tahribata uğratıtmış olması cidden üzücüdür. Sanat ve sanatçılara karşı alınan bu davranış biçimleri kültürel bir yozlaşmanın belirtile- rinden biridir; ve hiç şüphesizgör- gü kurallan dışındadır. Turizm ve imar faaliyetleri adı altında dikkat- sizce yapılan işlerin çevresine ver- miş oiduğu bu gibi zarariar insani davranış biçimi çerçevesine sığ- maz." Prof. V. Muhlis Türkmen, Mimar. ••• "25yıldırhemen hergün aynı ga- zeteyi beğeni ile hatta artan bir beğeni ile okumak gerçekten önemlidir. Ancak Türkiye gibi 'iyi işler' yapmanın binbir zorluk ve riskile dolu oiduğu birülkede Cum- huriyet kal'ıtesinde birgazete çıkar- mak çok daha önemlidir. Zira Cum- huriyet benim için sadece bir ga- zete olmaktan ötedir. Günümüzün baş döndürücü hızlı gelişmeleri için herzaman sağlıklı bilgi alabi- leceğim ve sağduyulu yorumlan okuyabileceğim, bunlara dayana- rak görüş oluşturabileceğim bir kaynaktır. Aynca Cumhuriyet oku- yarak ve okunmasını teşvik ederek ülkem ve insanlık adına da iyi bir işyaptığım duygusunu taşımakta- yım. Cumhuriyet 'in kendini büyük bir ivmeye sahip güncel olaylar kar- şısında sürekli geliştirmesi, yeni- lemesi, bunu yaparken de çizgisi- nihiçbirzaman bozmaması, benim için çok önemli bir diğer husustur. Yayına aldığınız 'Strateji' eki bunun en son somut örneğidir. Cumhu- riyet'in bu çizgisine, tutarlılığına ve kendiniyenilemesine herzaman ihtiyaç vardı, bugün de var, yann da olacaktır." Y. Nejat Özek İyi haftalar... 444 0 555 www.kocbank.com.tr Bu paket çok akıllı! Bankacılık işlemlerinde öncelik Ücretsiz kredi kartı ve ek kart İnternet ve Telefon Bankacılığı'nda ücretsiz EFT Ailemin Güvencesi Sigortası hediye*** Tüketici kredilerinde avantajlı koşullar** İnternet erişimi Akıllı Anahtar * Sigortaya hediye kredi kartı puanı* ATM'lerden ücretsiz para çekimi' Ücretsiz TL ve döviz hesapları Akıllı Paket Plus'ta yukarıdakı hızmetlere ek olarak belırlı tutarlar arası TL ve dövız mevduata avantajlı faız oranı, internet ve Telefon Bankacılığı'nda hisse senedi işlemlerine minımum komisyon, . hısse senedınde ücretsız saklama hızmetı ve ındirimlı vergı beyannamesı hızmetı yer almaktadır. Akıllı Paket Plusta kasko, konut ve sağlık sigortası prım ödemeleriniz üzefinden %10 oraninda kredi kartnıza puan kazanırsınız. ' Kasko komwsa$ıks>gonasıpnmodemelmnauzennöen%5otannöakredikattnızapuapianrtrsıntz "AltmNoktaATMTermdegeçeriKİır ' UygulamkoşultmtKoçbankşubelenndenûğrenebtlırsırıa. '"'Kasko, konXw^lıksıgomiannömhertwgnkmUıkıkonvlsıgomıtmar)de)ya0Ğğmiageçs1ıĞr Koçbank'tan Akıllı Paket. Artık o banka benim, bu banka senin dolaşıp yorulmayın. Gelin Koçbank'a, her işleme ayrı komisyon ödemeyin. Size uygun koşullarla ihtiyaç duyduğunuztüm bankacılık hizmetlerini Akıllı Paket'te sunalım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear