Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HJJvfJiAI U1VJJ. ekonomi(5 cumhuriyet.com.b- 13
KARDEMh'e ray
yatırımı
• ANKARA (AA) - Ray
\e profil haddehanesınin
* yenilenmesi için
KARDEMİR tarafindan
açıJan uJuslararası ihaJeye
Alman. Kanadalı, Çin ve
Italyan firmalanndan
teklif geldiği bildirildi.
Ray ünitesinin
yenilenmesi ile 70 metre
- uzunluğuna kadarray
üretımı gerçekJeştirilecek.
" KARDEMlR'de özellikle
yenilenmiş ray ünitesinde
üretilecek kaliteli raylann
TCDD'ninihtiyaç
. duyduğu hatlarda
. -kullanılması planlanıyor.
• Bu yıl içinde
KARDEMİR'in. TCDD
• için yakJaşık 250 bin ton
ray imal etmesi
öngörülüyor.
Cam eşya
ItfıaJatına fren
. • ANKARA (ANKA) -
Cam eşya ithalatında
gözetım uygulamasına
gidılecek. Resmi
•> Gazete'de yayımlanarak
yürürlüge giren tebiiğe
J
göre sofra, mutfak,
tuvalet, yazıhane, ev
süsleme ve benzeri işler
için cam eşyanın
ithalatında, ilgili cam
tıpienne göre CIF değeri
;
700dolarla6bin500
dolar arasında
değişenlerin ithalatında
ülke aynmı yapılmaksızın
gözetim uygulamasına
gidilecek. Geçerlilik
süresi 6 ay olarak
belirlenen gözetim
belgesi, üçüncü kişilere
devredilemeyecek.
Bonus Card'a
uluslararası ödül
• Ekonomi Servisi -
Bonus Card 5.
MasterCard Avrupa
AfFinity & Co-Branding
Konferansı 'nda
Avnıpa'nın "En Uzun
Süreli Başan Göstermiş
Programı' seçildi.
AvTupa'da ılk kez verilen
Yılın Ortak Markalı Kartı
ödüllennin (MasterCard
Co-Brand Partner of the
Year) en prestijlısini
kazanan Bonus Card,
Avrupa 'dakı 17 bankayı
gende bıraktı.
Vergi barışında
son5gün
• Ekonomi Servisi - 2003
Şubatı'nda yürürlüge
giren Vergi Banşı Yasası
ıle başlayan vergi banşı
uygulamasındaki taksit
ödeme dönemi, kamu
kuruluşlan ve belediyeler
dışındaki mükellefler için
30 Eylül Perşembe günü
mesai saati bitimınde
sona erecek.Taksitlerin
ödenmemesi halinde,
kalan borç, vergi banşı
öncesi duruma dönecek
ve bir anda 4-5 katına
vükselecek. Vergi banşı
için başvurup da,
vergisini yatırmayanlar
için her türlü yasal takibat
_ yapılacak.
Halıcılara kriz
uyarısı
• GAZtANTEP (AA) -
Gaziantep Avrupa Birliği
!ş Geliştirme Merkezi
Dırektörü Hülya Tetik,
sentteki halı üreticisi
.şletmelenn ürün
geliştirme ve
;eşitlendırme yerine
.lirbirleriyle rekabete
nrişmelerinin gelecekte
sektörün kriz yaşamasına
aeden olabileceğini
iöyledı. Tetik, ihracattaki
jelişmeye bağlı olarak
centteki üretici firmalara
nli ufaklı yenilerinin
:klendığıne dikkati
.ekerek firmalann kalıcı
;labılmek için ürün
leliştirmeye önem
ermeleri gerektiğini
oırguladı.
BDDK, bankaların aktif büyüklükleriyle orantılı olarak kredi kartı dağıtmalan şartını getiriyor
Kredikartınakoşul• Bankalann
büyüklükJeriyle orantılı
kredi kartı dağıtması
gerektiğini vurgulayan
BDDK yetkilisi,
"Bakıyorsunuz, küçük bir
bankanırj dağıttığı kredi
kartı sayısıyla Türkiye'nin
en büyük bankalanndan
birinin dağıttığı kart sayısı
eşit. Böyle olmamalı" dedi.
HACER BOYACIOĞLU
ANKARA -Bankacılık Dü-
zenleme ve Denetleme Kuru-
mu (BDDK), bankalann da-
ğıttığı kredi kartlannın aktif
büyükJükleriyle orantılı olma-
sı koşulunu getirmeye hazırla-
ruyor.
Kredi kartlan yasa taslağına
ilışkin olarak süren çalışmalar-
la ilgili bilgi veren bir yetkili,
Batık alacaklar ylne çığ gibl
Ekonomi Servisi - Kullanımı son dönemde
giderek yaygınlaşan kredi kartlan yeniden
sorun olmaya başladı. Batık duruma gelen
kredi kartı alacakJan, yüzde 50'ye yakın
büyüyerek 450 trilyon lirayı buJdu. Merkez
Bankası verilerınden yapılan derlemeye
göre bankalann batık durumdaki tüketicı
kredileri ile kredi kartı kredilerinin toplam
tutan, 17 Eylül'de 651.1 trilyon lira oldu. Bu
kredilerde, yılbaşından bu yana yüzde 22.7
oranında 120.6 trilyon lıralık artış gözlendi.
2003 yılı sonunda rüketıcinin batık kredileri
530.5 trilyon lira düzeyinde oluşmuştu.
Bankalann kredi kartlanna uyguladıklan
yüksek faizler, batık kredilerde önemli bir
rol oynadı. Gelire oranhsız biçimde kart
kullanımnıın yaygınlaşması da artışta etkili
oldu. Batık kredi kartı aJacaklannın 396.2
trilyon lirayla en büyük bölümü özel
bankalara ait bulunuyor.
Kredi Kuruluşlan Kanun Tas-
lağı'nı ay sonuna kadar tamam-
layıp ilgili bakan ve Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif Şener'e
sunacaklannı beiırtti. Taslakta
çok fazla değişiklik yapmaya-
caklannı belirten yetkili, "An-
cak taslağın çok uzun olduğu
yönünde eleştiriler var. Halen
181 madde ve 19 geçici madde-
den oluşan taslağı kısalüyoruz.
Bu yönde çahşmalar var" dedi.
Yetkili, tartışmalara neden olan
medya, vakıf, dernek ve sıyası
partilerin bankacılık yapma
yetkisinı kaldıran maddenin
taslakta olmayacağını ve bu ko-
nunun siyasiler tarafindan is-
tenmesı durumunda TBMM'de
gündeme getirileceğini de yi-
neledi.
Yetkili, kredi kartlan yasa
taslağı çalışmalan hakkında da
bilgi verdi.
Kredi kartlan taslağı
Kredi kartlan yasa taslağının
bankalar yasa taslağından daha
önemli bir noktada olduğunu
belirten yetkili, "Biz tüm tüfce-
ticUeri ügilendiren kredi kartı
piyasasına belli bir yasal çerçe-
ve getireceğiz'' dedi. Bu çerçe-
vede bankalann dağımğı kredi
kartlannın aktif büyüklüklerle
orantılı olması için çalışmalar
yaptıklannı belirten yetkili
şöyle devam etti:
"Bankalar seroıay e yeterfili-
ği, aktif büyüklük gibi kriter-
lerleoranohdüzeydekredi kar-
ü dağrtmaiı. Aksi takdirde kre-
di kartlan da karşılıksız kredi-
lere benzerve sorun çıkanr. Bu
nedenle bankalar aktifbüyük-
lüğüne orantılı olarak kredi
kartı dağıtnıaJı. Bakıyoruz kü-
çük bir bankayla büyük bir
bankanuı dağıttığı kredi karü
sayısı ayıu. Bu böyle olmamak"
Yetkili, kredi kartlan yasa
taslağıyla kredi kartlannın dı-
şında, bankamatik kartlan ve
ATM'lerle ilgili standartlan da
düzenleyeceklerini ve ATM'le-
re müdahale edenlere ceza ve-
rilmesini öngöreceklerini de
sözlerine ekledi.
Firmalann ilgisi yoğun
Fadagaz
Avrupa y
ya
satdacakANKARA (AA) - Türkıye'nin, talep
fazlası doğalgazı Avrupa ülkelerine pa-
zarlama imkâru bulabileceği Güney Av-
rupa Gaz Rıngi Projesi 'ne, yerli ve ya-
bancı firmalann ilgisi giderek artıyor.
Söz konusu proje kapsamında, BO-
TAŞ Genel Müdürlüğü'nün programı-
na aldığı ve ihale aşamasına getirdiğı
Türkiye-Yunanıstan doğalgaz boru hat-
tının "anahtar teslinT yapımına yöne-
lik ihaleye, bugüne kadar 25 firmanın
teklıfverme hazırlığında bulunduğu öğ-
renildı. 3 yıl ıçınde tamamlanması
planlanan projeye benzer inşaatlan ger-
çekleştiren şirketler ilgi duyuyor. Ça-
nakkaleBoğazrrunaltına 16.9kılomet-
re uzunluğunda bir boru hattı döşeme işi
de bulunan ihaleye, yerli firmalann ya-
nı sıra Rusya, İspanya v e Hindistan'dan
da bazı firmalann kahlması bekleniyor.
Hattın, Türkıye'deki bölümünün pro-
je çalışmalan, BOTAŞ tarafindan yerli
firmalann katılımıyla oluşturulacak
konsorsiyumlara yaphnlırken boru hat-
tınm Yunanistan'daki bölümünün inşa-
at çalışmalan, bu ülkenin ilgili enerji
kuruluşu tarafindan gerçekleştırilecek.
Kentteki eğitimli kadınlarda işsizlik oranı erkeklerden iki kat fazla
Istilıdiuııda kadm lıâlâ üvey
• 6. Ekonomi Zirvesi'nde
konuşan Bakan Akşit, kadının
işgücüne katılma oranrnın
giderek düştüğüne dikkat çekti.
Akşit, eşitsizliğin ve ayınmcılığın
giderilmesi konusunda da
ilerleme olmadığını kaydetti.
GÜRSUKUNT
ANTALVA - Türkiye'de kentte ya-
şayan lise mezunu ve daha ilen eği-
timli genç kadın nüfusunda işsizlik
oranı aynı nitelikteki erkeklere oran-
la iki kat daha fazla. Türkiye Ekono-
mi, Bilimsel Araştırma, Tamtma
Merkezi (TEBÎAT) tarafindan düzen-
lenen 6. Ekonomi Zirvesi'nde konu-
şan Devlet Bakanı Güldal Akşit'in
verdiği bilgiler, kadm istihdamıyla il-
gili çarpık tabloyu gözler önüne ser-
di. Bakan Akşit, işgücüne kahlmayan
100 kadından 69'unun gerekçe ola-
rak, *Ev kadım olmayı gösterdiğini"
ifade ettı.
Kentte yaşayan lise mezunu kadın-
larda işsizlik oranının yüzde 24.9,
erkeklerde ise yüzde 12.1 olduğunu
belirten Akşit, "Türkhe'de, üniver-
sitelerde öğretim elenıanı kadın ora-
nı yüzde 36 ve toplam profesörler
içinde kaduüann oranı yüzde25, rni-
marlann yüzde31'i, doktorlann yüz-
de 29'u, avukatlann vüzde 26'sı ka-
dm. Kanıuda çahşan orta ve üst dü-
zey yöneticikrin de yüzde30'unu ka-
dınlaroluşturuyor" dedi.
Antalya'da 6. Ekonomi Zirvesi'nin
ikinci gün açılış konuşmalanna, eko-
nomik verilerden çok kadın ve özür-
lülere yönelik çalışmalar damgasını
vurdu. Bakan Akşit, 2005'in, özür-
lüler istihdam yılı olacağıru açıkla-
yıp, kadm istihdamına yönelik çalış-
malar hakkında bilgi de verdi. Kadın
istihdamının gerilediğine de dikkat
çeken Akşit. "Kadınlann işgücüne
katılma oranı 1990'da yüzde 34.1 do-
layuıdayken 2002'de bu rakam 26.9'a
düştü. 2004'te istihdam edilenlerin
yüzde 25'ini kadıniar oluşturdu. Ka-
dın istihdamındaki düşüşün en
önemli nedenini. tanm se hizmetler
sektöründe çalışan kaduılann sayi-
sındaki azalma oluşturdu" bilgısini
verdi.
Bakan Akşit, Türkiye'de istihdam
edilen kadınların yüzde 47.2 "sine
karşılık gelen 2 milyon 347 bin kişi-
nin ücretsiz aile işçisi olarak çalıştı-
ğmı da vurguladı.
Eşitsizlik sürüyor
Kadınlann eğitim düzeyinin yük-
selmesine karşın çalışma yaşamında
kadıniar açısmdan olumsuz sonuçlar
doğuran eşitsizliğin söz konusu ol-
duğunu söyleyen Akşit, "Bunu en
aza indirmek için yaygm egitime ih-
ti> aç var. Kaduılann hem çalışma ya-
şamına girerken hem de daha sonra
karşılaşüğı cinsiyete day an ay nnıcıhk
önemli bir engeldir. BeÛi iş \ e meslek-
lere kaduılann kabul edilmemesi, gö-
rev dağıunıında adil davramlmama-
sı, ekonomik kriz dönemlerinde ön-
cekaduılann işten çıkanlması, ücret-
lerin düşük tutulması başbca aynm-
cıhk örnekleridir" diye konuştu.
Konuşmasında özürlülere yönelik
çalışmalar hakkında da bilgi veren
Bakan Akşıt. "Türkiye'de kanıuda
çabşması gereken özürlü memur sa-
yısı 47 bin iken çalışan memur sayısı
8 bin 367. Ozüriüierin isrihdamı için,
2005-2010 Eylem Plam hazuianryor.
Kamudaki boş özürlü kadrolaruun
doldurulması ve özel sektörde özür-
lü istihdamının sağJanması temel he-
def" diye konuştu.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Tutuculuğa' Tutunmak
AKR muhafazakâr, yani tutucu demokrat mıdır?
Son haftalarda, genellikle TCY-Türk Ceza Yasası tasa-
nsı çerçevesinde yapılan tartışmaJarda bu soruya ya-
nıt aranıyor.
Başından beri AKP'yi destekleyen, bu partiyi liberal
ve ileri doğru değişimin yeni bir siyasal gücü olarak al-
gılayan ve topluma bu kanıyı benimsetmenin inanılmaz
biçimlerini sergileyen yorumcular ve köşe yazarlan, ıs-
rarla AKP'yi sevimli göstermenin; ona olan inanç ve
bağlılıklarını kanıtlamanın yollannı anyoriar.
AKP'ye sıcak bakan, ancak bakışlannın sıcaklığı fark-
lı dereceler alan yazar ve yorumcular, doğruluğu ya
da yanlışlığı kanıtlanamayacak bir varsayıma daya-
lı olarak yorumlar yapıyorlar. Dayandıkları ana varsa-
yım şudur: Türkiye için "Şeriat diye bir tehlike asla söz
konusu değildir"; yani, bu partinin şenat yanlısı oldu-
ğu savlannı "ciddiye almaya değmez". AKP kesinlikle
"gericibirpartideğildir". Buvarsayımıtamamlayanya-
şamsal soru da soruluyorAKP'lilere: "Siz kendi hayat
tarzınızı bize zoria dayatacak mısınız, yoksa dayatma-
yacak mısınız?"
AKP bu soruya yazılı mı sözlü mü e-postayla mı ya-
nıt vereceğini düşünedursun, yazar ve yorumcular so-
runun içini dolduruyor; AKP'lilerin, "yaşam tarzını" üç
boyutlu olarak açıyor 1. "Kendi başlarını örtmeleri";
2. Içki içmemeleri; 3. "Görücü usulüyle evlenmeleh".
Kimileri bunlara dördüncü bir boyut olarak "kürtajyap-
tırmamalannı" da ekliyor.
• • •
Bu tutucu demokrat çözümlemede, AKP'lilerin ayrı
bir hayat tarzına sahip olduklan görüşü benimseniyor.
Bununla da kalınmıyor; bu hayat tarzı başkaianna da-
yatılmazsa hiçbir sorun yok gibi bir sonuca da vanlıyor.
Burada sorgulanan, o hayat tarzının kendisi değildir;
onun diğerlerine zoria benimsetilip benımsetilemeye-
ceğidir. Bu ve benzeri sorulara ayaküstü verilecek ya-
nıtlar, AKP'nin gerçek kimliğini sergilemeye yeter mi?
AKP ve destekçileri, kendi yaşam biçimlerini, kim-
lere, nerede ve nasıl dayattıklanm ya da dayatacak-
lannı çok iyi bilirler. özellikle yaşamlannı Istanbul-Pa-
ris battında sürdüren yazar ve yorumculara, en azın-
dan yakın bir gelecekte, siz de bizim gibi yaşayın gibi-
sinden bir dayatmanın olmayacağı, hiç kuşkusuz, gün
gibi açıktır.
Nedense hep cinsellik ve kadın ağırlıklı olan bu tar-
tışmalı noktalar, tutucu çizgiyi açıklamaya yeterli ola-
maz. Çocuklann ve kadınların, eğitimden gıyime,
davranıştan çalışmaya yaşamın tüm alanlannda nasıl
bir baskı altında tutulduğu, her gün, örnekleriyle med-
yaya yansıyor. Namus kavramının algılanışı, kadına
yanlış bakışın dayanağıdır. Bu anlayışın en acımasız ve
çağdışı bir aşın ucu olan töre cinayetlerinin temelinde-
kı gelenekseî, dinsel ve ekonomik ılişkilerin örgüsünün
tüm yönleriyle görülmesi gerekir. Kaldı kı, tek bir "ken-
di hayat tarzı" yoktur; hayat tarzlan vardır ve bunlar bü-
yük farklılıklar gösteriyor; ekonomik çıkar söz konusu
olunca da bunlar arasında çatışmalar yaşanabiliyor.
Anadolu'da özellikle de büyük kentlerin kenar semt-
lerinde ve kimi kasabalarda, günlük yaşama ne kadar
dayatmacı biçimde kanşıldığını oralarda yaşayanlar
çok iyi bilirler. Kilometrelerce yürür ve içki satan tek bir
satış yeri bulamazsanız ya da ramazanda açık tek bir
lokanta göremezseniz hiç kuşkusuz bızim yorumcula-
ra göre bunlar zoria yapılan bir dayatma sayılmaz.
AKP anlayışının bizim gibi yaşayın dayatması, da-
ha çok toplumun yoksul kesimlerinde geçeriidir. Gide-
rek kimi yörelerde, toplumun dinden çıktığı varsayı-
mıyla özellikle de çocuklann ve gençlerin çağdaş ya-
şama göre gelişmelerinin önlenmesi anlamında, sö-
züm ona kurtanlması amacıyla her türlü dinci baskının
yapıldığı; din eğitimi adı altında bilimsellikten çok uzak
ilkelliklerin çocuk beyinlerine hiç çekınmeden işlendi-
ği de bilinen bir gerçektir.
Aynca AKR dalgalı. yani inişli çıkışlı dayatmacıdır.
AKP dayatmacılığının, son Ceza Yasa Tasarısı'yla gün-
demin gözüne giren zina örneğinden önceki türieri,
imam hatip ve türban konusundaki, bir ileri, bir geri ol-
sa da bir türlü brtmeyen ısrardır. Aslında, bu iki istek-
te ısrar edilmesi, tüm topluma bizim gibi yaşayın da-
yatmasının bir başka biçimi olarak da yorumlanabilir.
Görünmeyen ya da kamuoyunca yeterince izleneme-
yen ise kamu yönetiminin herhücresindeyaşanan kad-
rolaşmadır.
Aslında AKP anlayışı, bir yaşam ortamı ya da hava-
sı yaratıyor. Yaratılan ortam, eğitimi ve ekonomik gü-
cü yeterli olmayanları kolayca ve de dayatmasız bir
biçimde teslim alryor. Anlaşılması gereken budur.
Tüm bu ve benzeri noktalarda sağlıklı bilimsel araş-
tırmalar yapılmadan, bana dokunmayan yılan bin ya-
şasın mantığıyla AKP tutuculuğuna tutunmak, eğerbir
çıkara dayanmıyorsa gerçekleri saptırmaktan, sorum-
suzluktan ya da saflıktan başka bir anlam taşımaz. Ta-
rihin sayfalan, toplumsaJ değişimle ilgili yanlış yorum-
lann yıkıcı sonuçlanyla doludur.
yakup@metu.edu.tr
DÜNYA EKONOMtStNE BAKIŞ / ERGlN YILDIZOGLU LONDRA erginy@tr.net
Geçen haftaki gelişmeler Iran'a yönelik bir ABD/ls-
rail saldınsı olasılığının güçlenmekte olduğunu düşün-
dürüyor. Hafta başlamadan, cumartesi günü, Ulusla-
rarası Atomik Enerji Ajansı (IAEA), ABD'nin baskı-
sıyla, iran'dan yoğunlaştınlmış uranyum üretimini dur-
durmasını istedi. Salı günü Iran, bu talebi şiddetle red-
dederek yoğunlaştırma işlemlerine yeniden başlaya-
cağını açıkladı. Perşembe günü, Israil Dışişleri Baka-
nı Silvan Şalom Birleşmiş MilletlerGenel Kurulu'nda-
ki konuşmasında, "Iran, şimdi bir numaralı, terorizm,
nefret ve istikrarsızlık ihracatçısı oldu" dedi (Haarezt,
24/08).
Şimdi siz, "Bush istediği kadar, Irak'ın 'güvenlikli,
demokratik, federal ve özgür olma yolunda ilerlediği-
ni' (New York Tlmes, 24/09) iddia etsin, kaos derin-
leşme devam ediyor, bu koşullarda hele dünya eko-
nomisinin durumunu, Iran 'a yönelik bir saldınnın pet-
rolün fiyatı üzerindeki olası etkilerini göz önüne alın-
ca, Iran'ı vurmak bir çılgınlık olur" diyebilirsiniz. Ben
de size katılınm. Ancak, ya bu çılgınlığın arkasından,
"sağlam" (!) bir mantık varsa?
iran'ın ikilemi
Bush yönetiminin "neo-con" kadrolan ve akıl hoca-
lan bir süredir Iran'ı, hem de Irak savaşından önce
Saddam'a yönelik (asılsız) iddialan anımsatır bir biçim-
de, Nükleer Silahlann Yayılmasını Önleme Anlaş-
masını (NPT) istismar ederek nükleer silah yapmaya
çalışmakla suçluyorlar. Iran suçlamalan, nükteer tek-
nolojiyi banşçı amaçlarla geliştirdiğini, NPT'nin de ken-
disine nükleer santral yakıtı (yoğunlaştınlmış uranyum)
üretme hakkı verdiğini söyleyerek şiddetle reddediyor.
Gerçekten de NPT, ülkelere banşçıl amaçlaria nük-
leer santral kurma ve kendi yakıtlannı (yoğunlaştınlmış
uranyum) yapma hakkı, lAEA'ya da bu ülkelere yardım
etme, denetleme görevi veriyor. Ancak yüzde 3, yüz-
de 5 oranında yoğunlaştınlınca yakıt olarak kullanılan
uranyum, yüzde 90 düzeyinde yoğunlaştınlınca silah
Hedef İran mı?
yapımında kullanılabiliyor. Iran elindeki yoğunlaştırma
teknolojisini, banşçıl amaçlarla kullanacağını, kendi
yakrtını kendi yapmak için istediğini söylüyor. Yorum-
cular, 200 yıldır hiçbir ülkeyle savaş başlatmamış ol-
masına rağmen Iran'a inanmıyor, bölge jeopolitiğine
bakarak İran'ın, mutlaka nükleer silahlara sahip olmak
isteyeceğini düşünüyoriar. Birincisi, İran'ın en büyük
bölgesel düşmanı Israil, hem NPT'yi imzalamadı, hem
de 200 civannda nükleer başlıkla,_bunlan Iran'a ulaş-
tıracak teknolojiye üstelik, Mısır, Ür-
dün, Suriye, Lübnan'ın toplam sa-
vunma harcamasından iki kat daha
büyük bir savunma bütçesine sahip
(International Herald Tribune,
22/09). Geçen hafta Christian Sci-
ence Monitor, IsraıTin ABD'den
4.500 akıllı bomba (23/09), Israil ga-
zetesi Haaretz de 500 adet birerton-
luk 2 metrelik betonu delecek güçte
bomba almakta olduğunu yazıyordu
(23/09). Ikincisi, bugün Iran'ı tehdft
eden ABD ve Ingiltere özel koşullar-
da "önleyici vuruşta" nükleer bom-
ba kullanabileceklerini söylüyorlar.
Iran'ı Irak ve Kuzey Kore'yle birlikte
"şer ekseni" ilan eden ABD, balistik
füzeler ve test yasağı anlaşmalann-
dan çekilmişti. Üçüncüsü, bu iki ül-
ke, İran'ın komşusu Irak'ı gerçek dı-
şı iddialara dayanarak işgal ettiler. Şimdi. ABD Iran'ı
tehdit ediyor, giderek daha sık rejim değişikliğinden söz
ediyor (The Asia Times, 24/09).
Bu koşullarda Iran'ın, Kuzey Kore deneyiminden ha-
reketle halen ABD seçimlerle ve Irak'la meşgulken da-
ha çok geç olmadan, nükleer silahlara sahip olup bir
caydıncılık unsuru elde etmek istemesi mantıklı değil
mi? Seçimlerden sonra, eğer Bush kazanırsa, Iran için
çok geç olmayacak mı?
iran'ı vurmak
Iran'ın nükleer silahlara sahip olmasını engelleyecek bir
rejim değişikliği olasılığı var mı? Irak savaşı öncesinde bel-
ki vardı ama, şimdi, "reformcu" muhalefetin bastınlmış,
ordunun da rejime sadık olmasından hareketle artık yok
diyebiliriz. ABD'nin bir hava saldınsı-
nın ardından Iran'ı işgal etmeye kalk-
ması da çok zor: 140 bin askeri ha-
len Irak'ta saplanmış durumda, mo-
ralsiz ve savaş yorgunu. Üstelik Iran
söz konusu olunca bundan çok da-
ha büyük bir güç gerekli. Geriye Is-
rail ya da ABD'nin önleyici vuruşla
Iran'ın nükleer teknolojisini yok et-
mesi kalıyor. Haaretz'deyayımlanan
bir analiz, Israil'in bunu gerçekleşti-
recek kapasiteden yoksun olduğunu
savundu. (23/09). Nevvsvveek de ay-
nı kanaatte, iran'ın en önemli nükle-
er tesisleri israil uçaklarının vuruş
menzili dışında kalıyor (Ya Iran'a da-
ha yakın dost bir ülkenin üslerinden
kalkarsa bu uçaklar? - E.Y). Nevvs-
vveek, İsrailyapamaz amaABD ya-
pabilir" diyor. Gerçekten de Nevvs-
vveek ın aktardığına göre, CIA ve DIA bu önleyici vuruşa
yönelik birçok savaş oyunları simülasyonu yapmışlar.
Ama, sonuç hep olumsuz çıkmış: Vuruş yapıldığında ça-
tışmalann tırmanması engellenemiyor (27/09). Öyleyse
Iran'a vurmak çılgınlık mü
Irak'a savaşı öncesinde biri Pentagon'da diğeri de In-
giltere Savunma Bakanlığı'nda olmak üzere iki rapor, sa-
vaş ertesinde ortaya çıkacak zorluklar konusunda uyar-
mıştı. Ancak Bush ve Blair bu raporiarı görmezden gel-
diler, sümenaltı ettiler.
Birkaç ay önce, ABD'de Savunma istihbaratAjansı ha-
zıriadığı bir raporda, Irak'ta durumun gittikçe kötüleştiği-
ni, iç savaşa doğru kayıldığını yazmış, ama Bush buna
da aldırmamıştı. Şimdi Rumsfeld, "seçimlerilla mükem-
mel olacak değil ya. Yapabildiğimiz bölgeierde yapanz"
diyor (CNN, 24/09). ABD'nin askerierini çekmek için sa-
vaşın bitmesini beklemeyeceğini ileri sürüyor (Ajans
France Press, 25/09). Şimdi, acaba diyorum, bu ikisini
bir arayakoyarak ABD'nin, Irak'ı "dağınıkbırakarak", ama
üstlerini koruyarak, hatta yenilerini kurarak ('neo-con ana-
lisf. Robert Kaplan'ın VVall Street Journal'daki yoru-
munda vurguladığı gibi, 19. yüzyıldakı "Kızılderili Sava-
şında" uyguladığı "kale-ilen karakol taktiğini" benimse-
yerek - 25/09), yeni bir projeye (Iran'a) doğru yelken aç-
maya hazırtandığını düşünebilir miyiz? Bence düşünebi-
liriz.
Yukanda "Iran'ın ikilemi" bölümündeki varsayımlaran-
lamlıysa, Bush yönetimi ne pahasına olursa otsun Iran'ın
nükleer silahlara sahip olmasını engellemek isteyecektir,
Çünkü nükleer silahlara sahip bir Iran çevresine ve isra-
il'e yönelik bir tehdit oluşturmaktan öte, Büyük Ortado-
ğu Projesi'ni büyük ölçüde olanaksız kılar. Bu projeyle
Bush yönetimi, genel olarak, bölgeyi ABD'nin ekonomik
ve siyasi kullanımına açmayı amaçlıyor; bunun için de Le-
xington Enstrtute'den, askeri stratejı uzmanı Loren
Thomson'un geçen hafta anımsattığı gibi, bölgedeki bü-
yük ülkeleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. (AP, 20/09)
Daha özel olarak da Chaney'nin hazırladığı enerji poli-
tikası, ABD'nin bölgedeki enerji kaynaklan üzerinde ke-
sin bir denetim kurması gerektiğini söylüyor.
Dünyanın neredeyse bütün önemli petrol kuyulannın
"zirve" yapmış olduğunu, talebinse hızla büyümeye de-
vam ettiğini daha önce aktarmıştım: Petrol ve gaz gide-
rek kıtlaşacak ve değerienecek. Iran nükleer silahlara sa-
hip olursa, hem Iran'daki hem de Hazar Denizi'ndeki kay-
naklara ulaşmak L
mkânsız hale gelir.