Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2004 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizfi
PB
PB
PB
PB
B
B
B
B
25
28
25
26
29
30
31
30
Sınop PB 20 Adana A 32
Zonguldak PB 20 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
PB
PB
B
PB
20
19
19
23
24
25
20
A 30 Kars
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
B
B
B
B
Y
Y
26
24
28
24
23
18
18
Y 16
Yurdun Kuzey ve ıç ke-
sımlen parçalı çok bulut-
lu, Marmara'nın doğusu.
Karadenız Iç Anado-
!u nun kuzeydoğusu ıle
Doğu Anadoiu'nun kuze-
yı sağanak ve gok gurul-
tuiu sağanak yağışlı dı-
ğer yerler parçalı ve az
bulutlu geçecek Havası-
caklığt yurdun doğu ke-
sımlennde btraz azalacak
dığer ,erlerde onemlı bır
degışıklık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Münih
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PR
1b
16
13
21
21
24
27
25
?4
Berlın PB 23
Budapeşte
Madrıd
Vjyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Zürıh
Y
A
Y
Y
Y
B
B
B
27
33
27
28
24
30
19
?6
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahıre
Y
B
B
Y
Y
Y
Y
A
20
31
30
36
21
26
19
36
Şam A 36
Parçalı bulutlu Sısl . Buru:L l Çok bulutlu ı Yağmuriu Kartı Gok gurultülu
Depremseiiik analizleri yapıimadı Cumhurbaşkanı Sezer, anayasal kurallara uyulmasmın önemini vurguladı GÜNDEM MLSTAFA BALBAY
'Hasarsız'
okullarriskli
ÖZLEM GÜ\'EMLİ
tstanbul'da 17 Ağustos 1999 Marmara depre-
minde hasar görmeyen okullann olası bir dep-
remde yıkılıp yıkılmayacağı hâlâ bilinmiyor.
1998 Deprem Yönetmeliği yürürlüğe girmeden
önce projelendirilmış toplam 1908 eğitim bina-
sının depremsellik anahzleriyle ilgıli çalışmalar
hâlâ tamamlanamadığı gibi kaynak yetersizliğı
nedeniyle sadece deprem nski yüksek 12 ilçede
yürütülebiliyor. Depremde en çok hasar gören
Avcılar ılçesınde 5 okul binasının takviyesıyse
önümüzdeki yaz döneminde yapılacak. İstan-
bul'da 1999 yılında yaşanan büyük Marmara
depreminin ardından 689'u hatİf, 13 l'i orta ve
ağır hasarlı olmak üzere toplam 820 okul zarar
gördü. Hafif hasarlı okullann tamamı onanlır-
ken orta ve ağır hasarlı okullann da 57 si büyük
onanmdan geçirildi, 39'u takviye edıldi, 35'i
yıkılarak yeniden yapıldı. 1 okul da hasarlı dı-
ğer 131 okul gibi eğitim ve öğretime kapatılma-
dan takviye edıldi. 80 bın adet çelik aksamlı öğ-
rencı sırasıysa sadece 520 okula dağıtılabıldi.
Il Milli Eğitim Müdürlüğü'nden edinilen bılgi-
ye göre deprem riski yüksek 12 ilçe ve burada
yürütülen çalışmalar şöyle:
İlköğretim okullari:
• Avcılar'da proje çalışmalan tamamlandı. 5
okul binası yıkılarak yeniden yapıldı. 8 okul bi-
nası takviye edildi. 5 okul binasının takvıyesi
önümüzdeki yaz döneminde yapılacak.
• Küçükçekmece'dekı proje çalışmalan da ta-
mamlandı. 1 okul binasının yıkılarak yeniden
yapılmasına. 45 okul binasının takviyesine ka-
rar verildi. 14 okulun ihalesi yapıldı.
• Adalar, Bakırköy, Büyükçekrnece, Silivri,
j Zeytinburnu, Bağcılar, Maltepe, Kartal, Pendik,
I Tuzla'da 262 okula ait 339 binamn depremsellik
{ analizleri büyük ölçüde tamamlandı.
Ortaöğretim okullari:
• Adalar, Avcılar, Bakırköy, Büyükçekmece,
Küçükçekmece, Silivri'de 35 okula aıt 111 blo-
kun depremsellik analizleri ve bunlardan 109
blokun takviye projeleri tamamlandı.
^ Zeytinburnu, Bağcılar, Maltepe, Kartal, Pen-
dik, Tuzla'da 70 okula ait 156 binanın tetkik ve
projelendirilme işleri ihale aşamasına geldi.
Okul personelinin çabası
8yıllık eğitim
8yıldageldi
EVRİM KAYA
tstanbul'un en güzel semtlerinden Anadolu Hi-
san'ndaki. Defterdar Mehmet Bey tlköğretim
Okulu, sekiz yıllık eğıtimın zorunlu hale geti-
rildiği 1997-98 eğitim öğretim yılında tüm
okullar gibi ilköğretim okulu halıne getırildi,
ancak bina yetersizliğı nedeniyle aradan geçen
8 yılda okulun ortaokul kısmı açılmadı. İlkokul
5. sınıftan sonra başka okullara nakıl aldırmak
zorunda kalan öğrenciler, gittıkleri okullarda
uyum sorunu yaşarken veliler, başka okullara
ödedikleri yüksek miktarlardaki kayıt paralann-
dan kurtulmak ve çocuklannın yaşadığı sorun-
lann bir an önce çözüme kavuşturulması için
çalmadık kapı bırakmadılar. Geçen yıl okulu zi-
yaret eden Istanbul İl Mıllı Eğitim Müdürü
Ömer Balıbey, öğrencilere verdiği sözü tuta-
madı, gerekli tüm belgelerin hazırianmış olma-
sına karşın ek bina inşaatı başlamadığı ıçin Def-
terdar Mehmet Bey İlköğretim Okulu, geçen yıl
da mezun veremedı. Sorunun iyice büyümesi
okul yönetimı ve öğretmenleri harekete geçirdi.
Öğrencilerini başka okullara nakil vermek iste-
meyen okul personeli, müdür odasım 6. sınıfa
çevirerek okullannı ilköğretim okulu haline ge-
tirdi. tstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Balıbey
de yaşanan sorunlardan haberdar olduğunu be-
lirterek "Okulumuzu gündemin birinci sırası-
na aldık. Bu sene içinde mutlaka çözüm bula-
cağız" diye konuştu.
'Lütfen sesimizi duyun'
Okulun 4 dönüme yakın arsasının SİT alanı
olduğunu söyleyen Balıbey, yenı bir inşaat
ıçin uzun bir süre ve büyük bir maddi kaynak
gerektığınin de altını çızdı. Okul öğretmenle-
rinden Eğitim-Sen üyesi Halil Karadenız de
okulun 5. sınıfa kadar eğitim vermesi nede-
niyle veliler tarafından tercih edilmediğini
vurgulayarak "Eğitim kalitemiz çok yük-
sek, sınıflarımız 20-25'er kişilik.
Çevredeki okullar arasında en başarılı
okul olmamıza karşın 2. kademe eğitim
veremediğimiz için tercih edilmiyorduk.
Ama artık bizim de 6. sınıfımız var" diye
konuştu. Okulun 5. sınıfını bıtiren öğrencı-
lerden Bilge Beşirlioğlu. "Lütfen sesimizi
duyun, biz yeni bir bina istiyoruz, hepsi
| bu kadar" diyerek ısteğini anlattı. j
Laiklikten ödün yok• Baştarafı 1. Sayfada
lacak. Öğrenciler kitaplanm bugün alacak-
lar. Okulu çocuklara sevdirmek amacıyla
tüm ilköğretim okullannda 16 Eylül'de
şenlikler düzenlenecek. Hafta süresınce
MEB ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yayı-
nevlerince yardımcı kitaplar için indirim-
li satış kampanyaları düzenlenecek.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ye-
ni öğretim yılı nedeniyle yayımladığı mesa-
jında eğitimde temel önceliğin "Öğretim
Birliği ilkesi ve anayasal kurallann uygu-
lanmasf olduğunu vurguladı. Eğitimin la-
ik nıtelığınden ödün verilmemesi uyansında
bulunan Sezer, bunun Türkiye Cumhuriye-
ti'nın güvencesi olacağını kaydetti. Sezer.
"Bugünün öğrencilerini, anadilimizTürk-
çeyi etkin kullanan, sorumluluk ve işbirli-
ginin önemine inanan ve bu ilkelere uy-
gun davranan dinamik bireyler olarak
görmek en içten dileğimizdir" dedı. CHP
lıden Deniz Baykal da "Yeni öğretim yılı
başlarken, AKP iktidarını arka bahçeleri
beslemek, güçlendirmek yerine çağdaş ve
laik eğitime özen göstermesi konusunda
uyarıyorum" dedi. Öğretmenlerin insanca
yaşayacaklan aylık ücrete kavuşturulmadı-
ğını kaydeden Baykal, yeterli kaynak aynl-
madığı için yeni öğretim yılına soranlarla gi-
rildiği eleştrisinı yaptı. Baykal, laik eğitimi
savunmaya de\am edeceklerini bildırdı.
'AKP kargaşaya sürüklüyor1
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, AKP'nın,
sorunlarla yüklü eğitim sisteminı daha da
kargaşaya sürüklediğini belırttı. Bağımsız
Eğitimciler Sendıkası Genel Başkanı Gür-
kan Avcı, dün yaptığı basın açıklamasında.
okul müdüryardımcılığı sınavını açma ve sı-
nav sorusu hazırlama yetkisinin valiliklere
\erilmesinin, "eşrafve siyasi nüfuzun bu iş-
lere damgasını vurmasına yol açacağı"
uyansında bulundu.
'Uygulamalar göstermellk'
DYP lideri Mehmet Ağar, velilerden ka-
yıt adı altında para toplanmasımn bu yıl da
sürdüğüne işaret ederek, "tktidarın fiili so-
run olan ödenek yetersizliğini demagoji ile
ortadan kaldırması mümkün değil" görü-
şünü bıldirdı. Eğıtım-Sen İzmir 6 No'lu Şu-
be Başkanı Adil Serim, 2004-2005 eğitim
öğretim yüında da kalabalık sınıflar ve sağ-
lıksız koşullarda çalışacaklannı ifade ederek
"AKP, eğitimin bütün alanlarında kadro-
laşırken, sorunları çözmek yerine göster-
melik uygulamalar yapıyor" dedi.
Antik kentte
yangın
Kazı çahşmalannın sürdürülebilmesi için
kampanyalar düzenlenen Perge Antik
Kenti'nde dün sabah çıkan yangın antik
kentin savunma amacıyla inşa edilen sur-
lanna önemli ölçüde zarar verdi. Yangına
ilk müdahaleyi turistler ve kazılar için
bölgede bulunan tstanbul Üniversitesi Ar-
keoloji Bölümü öğrencileri yaptı. Antalya
Orman Bölge Müdürü Mustafa Kurtul-
muşlu, çalışmaların yaklaşık 3 saat sür-
düğünü ve ancak tüm müdahalelere kar-
şın yaklaşık 2 hektarlık alanın yandığını
belirterek "Yangının kasıtlı çıkarılmış ol-
ma olasılığı üzerinde duruyoruz" dedi.
Kazı Heyeti Başkanı tstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Arkeoloji BÖlümu
Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu, "Alevler ken-
tin merkezi noktasını sıyırdı, sütunlu cad-
de, kale harabeleri, tiyatro gibi bölümler-
de ciddi bir hasar yok ama doğu surlann-
da önemli ölçüde tahribat var" dedi.
Sağlıkta yeni düzenleme
Sağlık harcamalannın disipline edilmesi ve sosyalgüvenlik kuruluşlannın tek tip hizmet
vermesineyönelik çalışmalar bakanlıklar ve kamu kuruluşlan tarafından yürütülüyor
ANKARA (AA) - Sağlık hızmetlennde
standart birliğinin sağlanması ve kamunun
sağlık harcamalannın disipline edilmesine
dönük çahşma sürüyor. Ülkede sağlık harca-
malanndan en büyük payı memurlar ve emek-
lileri, en az payı ise SSK'liler alıyor.
Maliye, Sağlık, Çahşma ve Sosyal Güven-
lik bakanlıklan ile Emekli Sandığı, SSK ve
Bağ- Kur yetkililerinin katıldığı çalışmada,
sağlık alanındaki suiistimal olaylannın ve
kaynak ısrafının son bulması ile sağlık hiz-
metlerinde tek bir sisteme geçilmesı öngörü-
lüyor. Tek sistem ile Emekli Sandığı, SSK ve
Bağ-Kur'un hak sahiplenne verdiği sağlık
hizmetlerindeki farklılıklann ortadan kaldınl-
ması, bu şekilde devletin herkese aynı tip sağ-
lık hizmeri sunması amaçlanıyor.
Sosyal güvenlik kuruluşlannın emekliler
ile diğer hak sahiplenne verdiği sağlık hizmet-
lerinde büyük bir dengesizlik bulunduğunu
belırten bir üst düzey yetkili, "Örneğin
SSK'nin ödemediği çok sayıda ilaç için
Emekli Sandığı ödenıe yapıyor. Ya da sağ-
lık tesislerinden yararlanmada bazı kuru-
luşlara dönük çeşitli kısıtlamalar bulunu-
yor. Bu da adaletsizlik yaratıyor. Yeni sis-
tem ile bunlar ortadan kalkacak" dedi. Söz
konusu çalışmada, biyoeşdeğerlilik uygula-
masımn da tam anlamıyla hayata geçirilmesi
planlanıyor. Biyoeşdeğer ilaçlar için kamunun
ne tür bir ödeme yapacağı da tartışılıyor.
Bu çahşma sonunda biyoeşdeğer olan ilaç-
lar ıçin en düşük bedel üzerinden mi ödeme
yapılacak. yoksa ortalama bedel mi dikkate
alınacak, bunlar belirlenecek. Getirilecek
standardın ardından. örneğin ağn kesici ilaç-
lar için belırlı bir ödeme rutan tespit edilecek.
Doktor hangi ilacı yazarsa yazsın, kamu ya da
ilgili sosyal güvenlik kuruluşu, sadece o ru-
tar kadar ödeme yapacak.
En düşük pay SSK'lilere
Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü verile-
ri, devletin sunduğu sağlık hizmetlerinde en
cimri davranılan kesimin SSK'liler olduğu-
nu ortaya koydu. Devlet, geçen yıl 9 milyon
251 bin 535 kamu çahşanı, memur emekli-
si ve bunlann yakınlan için 4 katrilyon 45
trilyon 487 milyar lira sağlık harcamasında
bulundu. Böylece bu kesim için kişi başına
442 milyon 681 bin 952 lira, döviz olarak da
317 dolar harcandı. 9 milyon 886 bin 505
Bağ-Kur'lu için yapılan toplam harcama ise
3 katrilyon 89 tnlyon 500 bın lira oldu. Bağ-
Kur'lu başına gerçekleştırilen sağlık harca-
ması miktan, TL bazında 312 milyon 527
bin 450 lira, döviz bazında da 224 dolar ola-
rak hesaplandı. Söz konusu dönemde 29 mil-
yon SSK'linin sağlığı ıçin ise 5 katnlyon
430 trilyon lira harcama yapıldı.
Türkiye gerîlerde kaldı
Bu veriler sonrasında SSK'li başına sağlık
harcaması tutan 187 milyon 241 bin 890 lıra-
da kaldı. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WT10)
2001 sonu itibanyla ülkelerin kişi başına sağ-
lık harcama sıralamasında da Türkiye, olduk-
ça gerilerde yer ahyor.
Kişi başına 3 bin 774 dolar sağlık harcama-
sı yapılan îsviçre, sağlığa en fazla yatınm ya-
pan ülke olurken, kendisini 2 bin 981 dolar ile
Norveç izliyor. Almanya'da 2 bin 412, Yuna-
nistan'da 1001, Makedonya'da 115 dolar olan
kişi başına sağlık harcaması, ülkemizde ise
109dolan aşmıyor.
AMERİKA'NIN Irak'ta tam anlamıyla güve-
nebileceği bir Kürt varlığı yaratmak için her
şeyi göze aldığı artık açıkça belli olmuştur. Tel
Afer olayının başka anlamı yok. ABD, daha
önce Kerkük ve Süleymaniye'de yaptığı gibi,
Barzani-Talabani peşmergelerinin, belki
PKK kalıntılarının katılımıyla, ama en azından
Kürt kesimlerin istihbaratına dayanarak,
Türkmenleri bezdirip o yerierden silmek ama-
cıyla kuvvet kullanmaya kadar vardırmıştır
işi. Çaresiz Türk halkının öfkesine, hüküme-
tin zoraki itirazına, ordunun uyansına karşın.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi, söylenenle-
ri bir kulağıyla alıp devlet yapısının başka bir
deliğinden çıkararak, işini bitirmeden saldırı-
yı kesmeyerek.
Maksat, Türkiye ile Arap dünyası arasında
devletleşmiş bir Kürt varlığı yerleştirip Orta-
doğu üzerindeki Batı etkısini perçinlemektir.
Tıpkı Israil aracılığıyla yapılmak ıstenene
benzer biçimde.
Şimdiki variığın ne zaman ve nasıl Israil öl-
çüsünde tamamlanacağı şu sıra geleceğe bı-
rakılan, zamanı gelince bakılacak bir sorun-
dur. Bugün önemli olan, Kuzey Irak'ta atıla-
cak her adımın bu uzun erimli maksatla
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Çaresizliğe Öfke
uyumlu olması.
Peki, Türk halkının öfkesi, hükümetin itira-
zı, ordunun uyansı niçin etkili olamıyor?
Neden "çuval" sonrasında bileolamadı? Ko-
nu, tıpkı Kıbns sorununun adadaki yüz bin ka-
dar Kıbnslı Türk'ün sorunu olmaktan öteye bir
anlam ve önem taşıyışı gibi, yalnız Kuzey
Irak'taki birkaç milyon Türkmen'i aşan bir so-
run değil midir? Türkiye'nin geleceğine iliş-
kin bir yönü yok mu?
AKP iktidarının tutumu belli. Olupbitenlere
karşı çıkışı, asla ABD'yi ve AB'yi ürkütücü
olamaz; bir ölçüden öteye geçemez. Zaten o
parti, ulusalcılıktan önce ümmetçiliğe, dev-
ietten önce dine önem vererek yola çıkmış-
tır.
Meclis'teki muhalefet, özellikle Onur Öy-
men gibi bir üyesinin çabalarında da açıkça
görüldüğü gibi, elinden geleni yapmaya ça-
balıyor ama, onun tepelerinde de ABD ve
AB'yi ürkütme endişesi öne çıkmakta.
Peki, ordu?
Orada da, galiba, Batı rüzgârianyla gelen
ve bu ülke açısından sonuçları düşünül-
meksizin evrensel doğruymuş gibi benimse-
nen bir inanış ağır basıyor: "Her konuda, a-
ma her konuda asıl sorumluluk ve son sözü
söy/eme hakkı, genel seçimden çıkıp şöyle ya
da böyle iktidar olmuş siyasilerdedir."
Mi acaba?
Peşinde koştuğumuz "Avrupa projesi" her
durumda da mı bunu gerektirir?
Belki, kamu varlığı yok pahasına peşkeş
çekilirken, eğitim sistemi köreltilirken, adalet-
le oynanırken bir ölçüde, ama ancak bir öl-
çüde doğru da.. ulusun bütünlüğü, toprağın
geleceği, devletin güvenliği üzerine yapılan
içli dışlı hesaplar söz konusu olunca yumru-
ğunu masaya ve gerekirse hak etmiş ıç ve dış
suratlara vurmaktan çekinmek de mi doğru-
dur?
Bu halk, gözbebeği ordusundan daha baş-
ka bir tutum beklemez mi?
• Baştarafı 1. Sayfada
tartışmalarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken şöyle
dedi:
"özel hayatla ilgili böyle bir düzenleme Avrupa
Insan Haklan Sözleşmesi'ne aykın. Sözü edilen
girişim Türkiye'nin AB içindeki imajını zedeler. Bu
anlayış başka bir çağdan kalma o/sa gerek."
Verheugen, 6 Eylül'deki zıyareti öncesi zina tar-
tışmasına nasıl baktığını AKP hükümetıne iletmiş
olduğunu düşündü!
4 Eylül'de ziyaret son şeklini aldı. Programda
Ankara'nın yanı sıra Diyarbakır, İzmir ve Istanbul
da vardı. Gül, Verheugen'in Diyarbakır'da köyle-
re inceleme yapmasından gocunmadıklarını söy-
ledi.
6 Eylül'de Başbakan Erdoğan ve Dışışleri Ba-
kanı Gül'le görüşen Verheugen, AKP'yi rahatlatan
temel değerlendirmesini yaptı:
"Müzakerelere başlanması için ek koşul yok."
Gül, görüşme sonrasındaki ortak basın toplan-
tısında, "müzakerelerden sonra da reformlar de-
vam edecek" dedi. Bunun Türkçesi şuydu:
Müzakerelerin başlangıcının koşullu olmasına
gerek yok. Yolda yeni koşullar koyarsanız, onları
da yerine getiririz!
Görüşme sırasında zina tartışmasının da gün-
deme geldiği haberleri yayıldı. Haber ertesi gün
gazetelere yansıyınca, Erdoğan mikrofonlarm
önünde şunu söyledi:
"Hayır, görüşmede zina konusunun gündeme
geldiğine ilişkin habeherin hiçbirinin hakikatle il-
gisi yok."
Erdoğan'ın sözlerini 8 Eylül sabahı Diyarba-
kır'da kahvaltı sırasında öğrenen Verheugen şa-
şırdı. Görüşmede zina da gündeme gelmışti. Da-
ha önceki uygulamaların tersine, açık mikrofon-
lar önünde Türkiye-AB ilişkilerini zedeleyecek bir
şey söylenmıyordu ama, kapalı kapılar ardında
her şey açık konuşuluyordu.
Müzakere süreci
8 Eylül'de Izmir'e geçen Verheugen, insan hak-
ları kuruluşlarının temsilcileriyle burada da görüş-
tü. lletilen durum şuydu:
"Türkiye'de sistematik işkence var."
Verheugen'in dışa dönük yorumu şuydu:
"Türkiye'de sistematik işkence yok!"
önceki yıllarda her insan hakkı ihlaline ilişkin ya-
kınmada sistem, atik biçimde işliyor ve olumsuz-
luk sistematiktir deniyordu. Ancak AB artık duru-
mu böyle görmek istemiyordu!
Verheugen ertesi gün ıstanbul'a geçti. Işçi-iş-
veren sendikalarının temsilcileriyle görüştü. Bura-
da da kurumlar Verheugen'in karşısında birbirle-
riyle tartıştılar. Zira bir tarafta Türkiye'de her şe-
yin iyi gittiğini söylemek isteyenler, bir tarafta
olumsuzluklann da bilinmesini isteyenler vardı. Iki
görüş kendi önünde çatışınca Verheugen ne dü-
şündü bilemiyoruz!
Erdoğan'dan sonra Gül'ün de görüşmelerde zi-
na tartışmasının gündeme gelmediğıni açıklama-
sı üzerinde Verheugen izmir'in ardından 9 Eylül'de
de Istanbul'da altını çize çize şöyle dedi:
"Zina tartışmalan ancakşaka olabilir. Türkiye'nin
AB'deki durumunu zora sokar. Ben bunu Anka-
ra'daki görüşmelerimde dile getirdim."
Taraflardan biri doğru söylemiyordu!
Verheugen ziyaret sonrası The New York Ti-
mes'a verdiği demeçte aynen şunu söyledi:
"Uygulamada resim çok karışık!"
Verheugen'in dönüşte verdiği demeç de şu ol-
du:
"Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin 2015'ten ön-
ce olmast mümkün değil."
Bunu gazetelerimiz şöyle duyurdu:
"Tam üyelik 2015'te!"
Bütün bu çelişkili parçalar birteşince ortaya şöy-
le bir tablo çıkıyor:
Yıl sonunda, şu andaki durumu hiç değiştirme-
yecek içerikte bir müzakere tarihi çıkacak. Ucu
belirsiz müzakere süreci, AB'nin Türkiye'den is-
temlerini sürdürme süreci olarak devam edecek.
AKP de buna dünden razı...
AB ile AKP Türkiye'ye karşı anlaştı!
ankcurri" cumhuriyet.com.tr
TÜBİTAK eğitim reformu istedi
Türkiye'nin
bilim zaafları
EBRUTOKTAR
ANKARA - Türki-
ye'nin AB ve ABD'yi
teknoloji ve bilim politi-
kalannda yakalayabil-
mesi için "2023 Strate-
ji Belgesi" hazırlayan
TÜBtTAK, Türkiye'nin
zaaflannı listeleyerek
eğitimden ekonomiye
kadar yaşanan istikrar-
sızlığa işaret etti. TÜBÎ-
TAK, eğitimde kapsam-
h bir reform istedi.
TÜBİTAK, 2023
Strateji Belgesi'nde
Türkiye'nin bilim ve
teknolojide bazı geliş-
meler kaydetse de poli-
tika belgelerindeki he-
deflere ulaşamadığmı
ortaya koydu. Siyasi ik-
tidarlann bugüne kadar
bu belgelere sahip çık-
madığı eleştirisinde bu-
lunan TÜBÎTAK, Araş-
tırma Geliştirme (AR-
GE) çalışmalanna ayn-
lan kaynak yetersizliğın-
den yakındı. Belgede,
Türkiye'de eğitimin ya-
ratıcıhk ve araştıncılık-
tan yoksun olduğu, bu-
nun da bilimsel atılımın
önündeki engel olduğu
kaydedildi.
Lise ve mesleki orta-
öğretimin uluslararası
gelişmelere göre yeni-
den planlanması isteni-
len belgede; ön lisans, li-
sans ve lisansüstü eğitim
programlannın ülke ge-
reksinimlerine ve yeni
teknolojilere göre yeni-
den düzenlenmesi ge-
rektiği vurgulandı.
Belgede, öğretmenle-
rin niteliğinin yetersız
kaldığı, okullann mo-
dern araçlardan yoksun
olduğu ifade edilirken
Türkiye'deki mühendis-
lik bölümlerinin hemen
tamanunda araştımıa la-
boratuvarlannın yetersız
olduğu vurgulandı.