25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EYLÜL 2004 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK B'ÜRÜST TA3İATLI İSTAN3UL A B D Ü L C A N B A Z ' EAHİKCJIAD3 MACSRALAHI PELEĞ-E5Î K&RAMFİL hOCA U HE.NLİ1 gÎTl ıNÎl, LÜTFEN!., Doğal güzelliğiyle ünlü Ölüdeniz, kocaman bir turistik beldeye adını vermiş; dünya markası olmaya inat etmiş ÖÖlüdeniz: Deadsea!m -w-anıyıllar sonra karşı- m m laşınca, görmeyelı ne w—"—M kadar da büyümüş m m dersiniz ya, benimki _A_ -A- de o hesap oldu, Hi- sarönü'nden Belcekız"a doğru kes- kın vırajlı yolu ınerken şaştım kaldım. Ikı yamacın arasından denıze uzanan dar vadide koca bir mahalle kurul- muş. Dışandan görüldüğü kadany- la mahallenın yollan düzgün; evleri düzgün. Evlerbahçeli, genelde iki kat- lı. hepsi boyalı, kiremit çatıh. Oysa on sekız yıl önce Belcekız kıyısında üç, haydı bilemedınız dört derme çatma pansıyon vardı ve oda bulama- yanlar damda yatardı. Ben de tutup * Damda rurist var" dıye yazmıştun! Gökyüzıine baktım, havadan para- şütyağıyor. Babadağ'ınzirvesinden kendini boşluğa bırakan onlarca ya- maç paraşütçüsü kuş gibi süzülüyor. Akla, yamaç paraşütü kazası haber- len gelınce insan üzülüyor... Ama insanlar adrenalın uğruna kendini boşluğa bırakmaktan vazgeçmiyor... Kimilen takla atarak. kımıleri daha uzaklara gıtmeye çalışarak havada uçuşuyor... Ölüdeniz. temiz gibi Belcekız kıyısına baktım, deniz te- miz... Zaten koyun ötesi açık deniz... Ölüdenız'e gırdik... Lagünün "kumburnu" olarak anılan kısmını devlet almış, girişi paralı yapmışlar. Ama tel örgülerle çevrilı park alanı- nın arkası çöp ıçınde. Bıraz özen ge- rekıyor. Yan taraftan Ölüdenız'e dolandık... Çamlann arasında bir tek motel var- dı; kıyıda birden çok kamping alanı kurulmuş... Baktım, deniz temiz gi- bi... Yatlan Ölüdenız'e sokmuyor- larmış... Çok iyı. Fakat kıçtan takma motorlu küçük tekneler izinli mi yok- sa izinsiz mi bilmem, Ölüdeniz'in içinde. Motor bu; yağlı benzin yakı- yor. Işte o yüzden Ölüdeniz'de deniz, temiz gibi... Belcekız ve Ölüdeniz... Bölge, Hi- titlerden Lukka, antikçağdan Likya olarakmıras... Fethiye'ninheryöre- sinden tarih fışkınrken Belcekız ve Ölüdeniz'de tarihın izine rastlanmı- yor. Belcekız ve Ölüdeniz, doğası ve doğasının güzelliğiyle kendini gös- teriyor. Belcekız ıçin bir öykü yarat- mak gerektığinde ortacağda Mısır'dan gelen bir geminin güvertesine çıkmak gerekiyor: Yörük kızı Belce Suyu biten gemı. bir koyda ikmal yapıyor. Yaşlı kaptanın genç ve ya- kışıklı oğlu, kıyıda karşılaştığı Yö- rük kızı Belce'ye âşık oluyor. Kız da kaptanın oğluna ılk bakışta sevdala- nıyor. Gemi suyunu alıp gidiyor. Kız, masmavı koyu saran dağlann tepe- sınde, yemyeşil çam ağaçlannın göl- gesınde ufîcu gözlüyor. Geminin su almak için her gelışinde ıkı sevgilı kı- yıda buluşuyor... Derken... Günlerden bir gün... Yaş- lı kaptanın gemisi su almaya gelir- ken koyun açıklannda büyük bir fir- tına kopuyor... Tekne, ceviz kabuğu gibi oradan oraya savruluyor. Kap- tanın genç ve yakışıklı oğlu, kıyıyı çok ıyi bildiği içın babasına koya doğru dümen kırmasını ve dağlann arkasında asla rüzgâr almayan kü- çük bir koy daha olduğunu, oraya sı- ğınabileceklerini söylüyor. Kaptan, oğlunun Yöriik kızı ile bu- luşmak ıçın gemiyi kayalıklara çı- kartacağını düşünüyor, önenyi ka- bul ermiyor. Fırtınanın ortasında ba- Babadağ'ın zirvesinden Ölüdeniz'e doğru her daJrika yüzlerce yamaç paraşütü havalamyor. (Fotoğraf: KEMAL HAKKI TOR) ba-oğul tartışıyor. Oğlan rotayı ıste- diğı yöne çevınyor. Gemı. kayalık- lara doğru ılerliyor. Yaşlı kaptan ge- mısınin parçalanacağını zannediyor ve bir kürek darbesiyle oğlunu deni- ze atıyor. Tam o sırada gemi kayalıklan dö- nüyor ve yaşlı kaptanın karşısına çar- şaf gibi düz bir deniz çıkıyor. Oğlan, fırtınalı denizde ölüyor. İngllizlerln terclhl Koyun tepesindeki yamaçtan sev- gilisinin öldüğünü gören Yörük kı- zı Belce de kendini aşağıya atıyor. O günden sonra büyük koyun adı Belcekız, sevgılısının varamadığı kü- çük koyun adı da Ölüdeniz oluyor. Gökten üç elma daha düşmeden önce Ölüdeniz Belediye Başkanı Ke- ramertin Yılmaz, Bınnci Ölüdeniz Kültür ve Sanat Festivali'ne çağırdı- ğında Ölüdeniz kıyısında toplanaca- ğız sanmıştım. Meğer Hisarönü, Ovacık, Belcekız birleşip kocaman bir belde oünuşlar ve belediyenin adını Ölüdeniz koy- muşlar. Hisarönü de beldenin mer- kezi olmuş. Kıyıdaki Belcekız'da üç-dört pan- siyon varken tepedekı Hısarönü'nde bir tek pansiyon vardı. Dört odada se- kiz yatak mı, yoksa sekız odalı mı ne; ışte o ılk pansıyonu açan Keramet- tın Yılmaz'dı. Şimdi yörede 20-25 bin yatak var. Hepsı yeni, hepsi turistik. Turistler ise Ingiliz. tngılizler, turist gelip ev ahyor; yerleşıyor. Ingılizler iş kuruyor, te- sis ışletiyor... Bu gidişin "koloni" kurmaya varacağı kuşkusu ortalıkta dolaşıyor. Keçi inadıyla Haklı bir kuşku, çünkü fiyatlar "Londra Borsası"na endekslendık- çe yerli halkın gücü tükenıyor. Is- tanbul'dan gelip Ölüdeniz'e yerle- şenlerin bıle ekonomik gücü yetmez H,. ısaronu, Ovacık, Belcekız birleşip kocaman bir belde olmuşlar ve belediyenin adını Ölüdeniz koymuşlar. oluyor. Fethıye'den dört kışilik bir ailenin Belcekız da denıze gırmek ıçın "halk minibüsü" ıle gıdiş-dönüş yol mas- rafı 20 mılyon lırayı buluyor. Festivalin sembolü, reklamcı Ke- mal Hakkı Tor'un tasarladığı bir ke- çıydı. Festivalin ötesınde "keçi", Ölüde- niz' ı de temsil etmeye başlamış... Yol kenarlanndaki panolarda, "İnat ettik: Ölüdeniz'i bir dünya markası japacağız" yazıyor. Olur... Çünkü Ölüdeniz, altyapısı ve üstyapısıyla ile bir dünya marka- sı olmaya hazır... Ancak şu sorunun da yanıtını bul- mak gerek: Bu yenı dünyada "aha- K"nin yeri ne olacak? Tablo çok açık: kurallan bız koya- mazsak Ölüdeniz bır "İngUiz koloni- si" olabılır! Kurallar ıse belli; en azından yü- rürlükteki kurallan ödünsüz uygu- lamak: Turist olarak gelen Ingılız, bir bar- da iş bulup çalışamayacak! Ölüdeniz'dekı evinı yaz mevsımın- de Londra'daki komşulanna kirala- yan İngiliz, pansiyoncu sayılacak: vergi mükellefi olacak! Yabancılann otunna izni, çalışma izni eksiksiz olacak... Olması gereken de zaten bu... 'Deadsea' olur mu? I Ölüdeniz'i asılsız söylentiler sar- mış. îngilizler, belediyeye başv-urup bır çocuk parkı yaptırmak istemiş ve fakat bu parka sadece İngiliz çocuk- lar gırebılecekmiş. Su faturalannuı Ingılızce olması istenmış. j Belediye Başkanı Keramettin Yıl- maz, " Yok böyle bir şey" dıyor. Başkan doğru söylüyor... Halkın kuşkulanysa boşuna değil... Gerçek olan ıse beldede yaşamak ekonomik yönden her geçen gün zor- laşıyor... Hayat İngılızlere göre akıyor! Evet, Ölüdeniz bır dünya markası olmalı, ama "Deadsei" olmamalı... GORUŞ FİKRET İLKİZ Çıı-Kaa-Cakkk. Ikiönemlı toplantı yapıldı. 10 Eylül'de Galatasa- ray Üniversrtesi, Istanbul Barosu ve Türk Ceza Hukuku Derneği'nın düzenlediği Türk Ceza Kanu- nu Tasansı hakkındaki tartışmalı toplantıda kurum- sal ve bilımsel rapoıiar ıkinci kez görüşüldü. Çok ya- rariıydı ve katılanlar çok yararlandı. Ikincisini ise 11 Eylül'de Hukuki Perspektifler dergisi düzenle- mişti. Fevkalade yararlıydı. Nazılerden sonra Al- manya'da, Franco'dan sonra Ispanya'da, cuntanın nasıl yargılanacağını çözen Yunanistan'da, usul konusunda deneyimli Polonya ve faşist rejimi terk eden Italya'da ceza yasasında değişıkliklerin nasıl yapıldığını yabancı hukukçulardan dinledik. Avru- pa Konseyi Türkıye Raportörü Dr. Silvia Tellen- bach TCK Tasansı hakkındaki görüşlerini açıkladı. Ikı toplantıda da bılım adamlan çoktu. 20 yılda ha- zırlandığı söylenen ama çöpe atılarak onun yerine 7 ay gibi kısa bır sürede yeniden hazırianan "tasa- nnın" ancak bu kadar olabıleceğine dair çok söz edildı. Gerı çekilsın, yetennce tartışılsın ve yeniden hazırlansın dıyenler vardı. Tasanlann, kimlertarafın- dan nasıl ve ne zaman yapıldığına daır "bilim adam- lannın" karşılıklı birbirierini kınamalarını ve eleştıri- lerini dinledik. özeleştiri yapan yoktu. Profesörle- rin, doçentlerin, karşılıklı sözleri, birbııieri hakkında söyledikleri ve söylemedikleri artık yeterli ve yeter... Hukuki Perspektifler dergisının düzenlediği top- lantıda komisyonlarda neler olmuş öğrendik... Tar- tışmalar nasıl yapılmış? Kim ne istemiş, kim kime ne demiş? Milletvekillen hangi maddelere karşı çık- mışlar, nelere dokundurtmamışlar?.. AKP ile CHP "tasan" konusunda uzlaşmış... Toplantıya katılan bir ıkı yargıç, bir iki savcı gördük. İki toplantıda da avu- katlar çok azdı. Katılanlar ıse aynı avukatlardı. Çok üzücü bir durum... Tasan hakkında eteştın çoktu. Ama zaman dardı. Toplantılara gazeteciler de pek ıtibar etmedı. Belki de içinde "zina" geçen konuşma pek azdı. Sonuç olarak Türkiye, 78 yıllık bir birikim ıle oluşan Türk Ceza Kanunu'nu değiştirmek üzere ve degiştirecek. Ama değişmeyen "ilgisizlik" de sürü- yor. Hukuki Perspektifler dergisinin toplantsın- da Adalet Bakanı Cemil Çiçek tasarıyı "hükümet tasansı" olarak tümüyle benimsemediklerini söy- ledi. AKP'nin, görüşlerine aykırı hükümler bulundu- ğuna dikkat çekti. "Malum tartışmalar" nedeniyle gündeme gelen tasanyla, hukukçulann ve kimse- nın ılgilenmediğinden yakındı. Tasan "yetennce tar- tışılmadığı" ıçin Meclis'ten geri çekilmesinı ısteyen- len ve daha sonra "bıryıl daha üzennde çalışılarak hatalan düzeltilsin" diyenleri yanıtladı. Gen çekse- ler bıle tasan üzerinde çalışacak kımseyı bulama- yacaklarını, bu sözlerin "tembellehn özrü" olduğu söyledı. Hükümet olarak 57'ncı hükümet zamanın- da hazırlanan bu tasanyı Meclıs'e sevk etmekle ye- tinmışler. Geciktirmek ıstememışler. Demokratık- leşme için böyle yapmışlar. Tasarı ise karşılıklı uz- laşma ile ve Meclis'teki milletvekillerinin çalışmala- rıyla şekillenmiş. O yüzden TCK Tasansı "bızatihi Meclis'in tasansıdır"diyor... Adalet Bakanı, tasan- nın 15 gün içinde yasalaşacağına ınanıyor. Açıkça belirtti, Tasan kanunlaşacak. Ardından komisyon- larda bulunan Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nı ve infaz Yasası'nı Meclis'ten geçıreceklermış... Ha- beriniz olsun. Adalet Bakanı'nın toplantıdan aynlmasından son- ra bilim adamlarının ısrarla vurguladıkları tespıtlen- ne göre; tasannın eleştirilen bazı maddelerinı Mec- lis'te değiştirmek çok zor. Hatta imkânsız. Zaten Ba- kan da öyie söyledi. O halde Türk Ceza Kanunu Ta- sansı Meclıs'te kabul edilerek çıı-kaa- cakkk... Her- kes bunu böyle bilsin. Artık bundan sonra neler ya- pılacağına bakalım.. "Bizatihi Meclis'in olan" TCK Tasarısı içın profesörler ve doçentler böyle dedi... Toplantı sırasında Avrupa Konseyi Türkiye Rapor- törü Dr. Silvia Tellenbach; ünlü TCK 159'uncu mad- de yerine getirilen 302'ncı maddedeki "Türklüğü, Cumhuriyeti, devietin kurum ve organiannı aşa- ğılama" maddesını eleştırdi. Anımsarsanız Türklü- ğü, TBMM'yi, hükümetin manevi şahsiyetını, bakan- lıklan, devletin askeri veya emniyet muhafaza kuv- vetlerini veya adlıyenin manevi şahsiyetine hakaret edilmesini veya aşağılanmasını cezalandıran mad- deye son birfıkra eklenmişti. Işte Tellenbach; uyum yasalanyla 159'uncu maddeye eklenen bu son fık- raya göre "tahkir, tezyif ve sövme kastı bulunmak- sızın, sadece eleştinvekmaksadıylayapılan düşün- ce açıklamalan cezayı gerektirmez" cümlesinin ye- nı düzenlemede çıkanlmasını "kamusal kabul" ne- deniyle doğru bulmuyor. Ifade özgüriüğüne aykın görüyor. Tasarıyı hazırlayanlar ise böyle bir cümle- nın maddeden çıkanlmasının "hukuken" doğru ol- duğunu söylüyorlar. Bütün bu tartışmalardan sonra, kime niçin ve na- sıl küfredeceğimi ve ne zaman yargılanıp neden mahkûmolacağımıöğrendim. Herkesetavsiyeede- rim. Hepimiz öğrenmeliyiz. öyle ya, nasıl olsa Türk Ceza Kanunu Tasansı Meclis'te kabul edilerek "çı- ıı-kaa-caakkk" ve böylece yasalaşacak. O halde bundan sonra neler olup biteceğine bakarak ve ta- san kanunlaştıktan sonra eleştirmek lazım. Artık cezaevinden eleştirilerinizi gönderirsinız. Bu tür bir eleştiriyi basacak gazete kalırsa da yayımlanır... YAPIM-C KÜLTÜR TURLARI GAP - NEMRUTTURU ANTAKYA - GAZİANTEP - Ş.URFA MARDİN - DİYARBAKIR - ADIYAMAN 28 Eylül - 06 Ekim 2004 6 Gece 8 Gün Kişi Başı 590.000.000-TL Yarım Pansıyon - Ulaşım - ören Yerı Gırışı Nemrut'a çıkış ve rehberlık hızmetlerı dahıldır CUMALI KIZIK ve TRİLYE TURU Mudanya Montania Otel 24 - 26 Eylül 2004 Yarım Pansiyon, Ulaşım Dahil Kişi Başı 210.000.000-TL irtibat YAPIM-C A.Ş. BB«STWWa-2M2 Türkocağı cad. Basın Sarayı No:1 K:4 Cağaloğiu-istanbul Tel: 0212-520 21 91- 92 522 49 25 Fax: 0212-520 50 23 Turtar en az 30 kışılık gruptaria yapılacaktır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear