22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
&AYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER ARADABİR AHMETARPAD Geldikleri Gibi Gittier mi? Geldiler ve gıttiler. Yeni yeni şeyler planladılar. Kafalarından geçenleri masaya yatırdılar. "NA- TO" dediler, "Afganistan, Irak" diye eklediler. "ötekilere örnek olması gereken Müslüman ül- kesiniz, köprüsünüz" diye sırtımızı sıvazladılar. Kimilerimiz sevindi. "Bizeyine önem veriyoriar, tiz onlara gerekliyiz, çünkü biz 21. yüzyılda bir merkez ülkeyiz" diye düşlerine düşler kattılar. "AB bizi içine alacak" diye şişinenler oldu. Mehmetçik Afganistan'a gidecekmiş, Irak'a da gönderilecekmiş. ABD'ye yeni üsler verilecek- miş. Her söylenene "baş üstüne!" diyenler için bu gibi şeyler önemsiz. Isteyen de bunun bilin- cinde, çünkü adam karşısındakinin 'ciğerini oku- muş'l Bilıyor, kişisel ve ideolojik çıkarian uğru- na o her şeyi kabullenecektir. Yarım yüzyıl ön- ce bizi yönetenler de, Amerikalı istedi diye as- kerimizi Kore Savaşı'na "seve seve" göndermiş- ti. Karşı çıkanları da hapislerde süründürmüş- lerdi! Ardından da ülkenin kapılan "Sam Amca"ya, yeni üye olduğumuz NATO'ya ardına kadar açıl- mıştı. "Tarih tekerrûrden ibarettir!" derfer. Gerçek dolu bir söz. Yüzyıl önce olup bitenlerle, elli yıl önce yaşadıklanmızla, günümüzde yaşananlar ara- sında çok benzerlikler var... 19. yüzyılın sonun- da Osmanlı gırtlağına kadar borç batağındadır. Demiryollan, limanlar ve Tekel yabancılara yok pahasına peşkeş çekilirken kamuoyu suskundur. Avrupa büyük devtetlerinin ülke ekonomisinde- ki etkinliği hızla artar. Emperyalizm dev adımlar- la ilerler. Avrupa'nın yayılışı Ortadoğu'nun pay- laşılmasını amaçlamaktadır. Günümüz Türkiyesi'nde toplum yol ayırımın- da. Tam yırmı yıldır. Nereye, nasıl gideceğine bir türlü karar veremiyor. Son yıllarda olup bitenler, gün ıştğına çıkanlar, acı gerçekler insanımızın gö- zünü açacağına nedense onu daha çok suskun- laştınyor. Çaresiz kalmış birey artık "yılana sa- rılıyor"... Ortadoğu'ya yerleşmek isteyen emperyalizm yüzyıl önceki oyununu, bılinen tablolarlayeniden sahneliyor. Beceriksiz, fakat kendini beğenmiş, "kabadayı aktörfer" ile. Ülkemizin yazgısına yi- ne dış para babaları egemen. Biliyorlar, işbirlik- çileri her zaman var. Türkiye'yi teslime hazır bu aracılar, maşalar, oradan buraya sürülen piyon taşlan, ipleri görünmeyen birilerinin elindezaval- lı kukla kişiler, "Bilderberg gömleği" giymişler kar- şılıklı çıkarlar uğruna heryola başvururken göz- lerini kırpmıyorlar. Atatürk'ün "hıyanet içinde bulunabilirler..." dedikleri! NATO'cuların Türkiye toplantısında alınan her karar kamuoyuna yansıdı mı? Bu bir araya gel- me, alışılmış bir NATO toplantısı mrydı, yoksa ka- palı kapılar ardında Ortadoğu ile Kafkaslar'ın "paylaşılması" mıydı? 28-29 Haziran'da Istan- bul'da, ülkemizi yakın gelecekte bekleyen sorun- ların temeli mi atıldı? Geldikleri gibi gittiler. Gerçekten gittiler mi? Son Demiryolu Kazasmm Düşündürdükleri... Demiryollannın başlangıçta üstünlüğünü sağlayan özellikler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. En önemli özellik tTenin çelik tekerlekleri ile çelik raylar üzerinde hareket etmesidir. Çelikle çelik arasmdaki sürtünme son derece küçüktür ve hiçbir kara taşıtı trenin düşük sürtünme değerine yaklaşamaz. Prof. Dr. Yük. Müh. fihami ÇETİN B ırçok buluş bir in- san yaşamına ben- zer bıçimde doğ- duğu, geliştiği ve sonunda işlevsiz duruma gelerek ortadan kalktı- ğı halde, demiryollan ilk yolcu treninin Ingiltere'de çalışmaya başladığı 1825 yılından günümü- ze dek hep gelişmiş, yayılmış yani hep genç kalmış, hiçbir za- man yaşlanmamıştır. Şimdi de dünyada yeni demiryolu hatla- nnın yapımı sürdürülmekte, de- miryolu şebekesi durmadan bü- yümekte ve modernleşmekte- dir. Başlangıçta sadece yeni bir taşıma aracı olan demiryolu, za- manla yeni bır taşıma sistemi- ne dönüşmüş ve birçok ülkede ulusal ekonominin temeli ol- muştur. Demiryollannın başlangıçta üstünlüğünü sağlayan özellik- ler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. En önemli özel- lik trenin çelik tekerlekleri ile çe- lik raylar üzerinde hareket et- mesidir. Çelikle çelik arasında- ki sürtünme son derece küçük- tür ve hiçbir kara taşıtı trenin düşük sürtünme değerine yak- laşamaz. Örneğin bir otomobi- lin sürtünmesi, treninkinin yu- varlak rakam olarak 5 katıdır. Işte bu nedenle demiryolu, tü- ketilen enerji bakımından en ekonomık ulaşım aracıdır. Öte yandan makaslarla biçimlenen kendi özel yolunda gıttiğınden, trenin kendısını yönlendırme- sine gerek yoktur. Bu sayede sürme kolaylaşır, hava koşulla- nnın etkisi en aza ıner. Elektnk- lendirme çevre kırlenmesini ön- ler; büyük hız, venmlilik ve kon- for sağlar. Başta Ulu Önder Atatürk ol- mak üzere Türkiye Cumhunye- ti'nin kuruculan demiryollannın öneminı tümüyle biliyorlardı. O zamankı kıt kaynaklarımızı kullanarak ve yabancı devlet- lerden borç almadan ülkeyi bır demiryolu ağı ile donatmaya ça- lıştılar. Imtiyazlı şirketlerden 2780 km. demiryolunu satın al- dılar, 2800 km. demiryolu ınşa ettiler. Onlann bu uzak görüş- lülüğüne, laf yerine iş üretme- lerinekarşın 1950'densonrayö- netimi ele geçirenler, ulaşım sıs- temini demiryollanndan kara- yollanna kaydırarak tam bır "gaf- let ve dalalet, hatta hıyanet" ör- neğı verdıler. Sonuç petrol ba- ğımlılığı, borç batağına saplanan ülke ekonomisi, yollarda her gün onlarca ölü, daha fazla ya- ralı, inanılmaz boyutlarda mad- di ve manevi kayıplar. Ata- türk'ün "DemiryoDan yurdun kan damariandır" sözüne kar- şılık "Demiryoilankomünistişi- dir" diyenlenn peşinden girme- nin bedeli her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Şımdı belki elli yıllık uykudan uyanış başhyor. Görülüyor ki, birçok ülkede trenler saatte 300 kilometreye varan hızlarda gidi- yor. Avrupa da demiryollan yük- sek hızlarda bütünleşiyor. Kafa- lan değil yasalan değiştırerek kolay yoldan Avrupa Birliği'ne girmeyi arzulayan ülkemiz ıse 50-60 sene geride kalmış! Bu- nu da basıt birbiçimde çözebil- mek için tren hızlannı yükselt- me düşüncesi polıtıkacılanmı- zın aklına geliyor. Demiryollannda hızlann art- tınlması düşüncesi demiryolla- nnın tarihi kadar eskidır. Örne- ğin daha 1903 yılında Alman- ya'da yapılan denemelerde 210 km/h hıza çıkılabilmiştir. An- cak yüksek hızı demiryollann- da sürekli uygulamayı ilk kez Ja- ponlar Tokyo-Osaka hattında başarmışlardır. Fransızlar yük- sek hızlı trenlerde yeni bır tek- noloji geliştirmişler ve 300 km h hızla giden TGV trenlenni dün- yada en yaygın uygulayan ülke olmuşlardır. Daha sonra Alman- ya özel yapım trenlerini 250 kmh hızla çalıştırmaya başla- mıştır. 100-150 yıl önce yapılmış de- miryolu hatlan, o günkü teknik- le maliyeti düşürebilmek içın pek çok eğri bölüm (vıraj) ıçer- dığinden yüksek hıza elverişli değildir. Yüksek hız olabildi- ğınce doğru gıden özel yapıl- mış demiryolu demektır. Döne- meçlerden geçerken otomobil- lenn nasıl yol dışına savruldu- ğunu, otobüste ayakta duran yol- culann düşme tehlikesı geçır- diğini hepimiz biliriz. Aynı fi- zıksel olay eğri bir demıryolun- da gıden trende de görülür. De- mıryolunun eğn bölümünde olu- şan kuvvet, trenı dışa doğru sa- vurur. Tekerlekler L harfi biçı- minde olduğundan, raylan dışa- n doğru ıter ve koparmaya ça- hşır. Bu esnada rayla tekerlek arasmdaki sürtünme ve aşınma. aynca trenin raydan çıkma teh- likesi artar. Yolcularda ıse bıyo- lojikbozulmalargörülebılir. Sa- vurma kuvveti (fizıkteki adı: Merkezkaç kuvvet) hızın kare- sine doğru, eğrilık yançapına ters orantılıdır. O halde hız iki kata çıkarsa, bu kuvvet dört ka- ta çıkar. Demıryolunun eğn bölümle- rinde görülen bu olumsuz olay- lann çaresı çok basıttır \e kara- yollannda olduğu gıbı dönemeç- lerde yolu ıçe doğru eğık yapma- ya dayanır. Buna göre demıryo- lunun dış rayının ıç raya göre yükseklığı 16 cm. olursa, 1 km. yançapında bir eğriden trenin 117 km h hızla geçebileceğı ku- ramsal olarak hesaplanabılir. Pratikte bunun bıraz üstünde \eya bıraz altında hızlara izin venlebıhr, fakat çok üstünde ve- ya çok altında hızlara ızin ven- lemez. Demıryollanndakı eğn bölümler, hızlan sınırlandırdı- ğından, çok büyük bır sorundur Bunun üstesinden gelebılmek için ürehlen ılgınç bır çözüm, va- gonlan, tabanlan 5-10 derece iki yana da yatabilecek biçim- de yapmaktır. Bu çözüm bazı Avrupa ülkelennde uygulan- makta ve bol eğrili eski hatlar- da hız artınmını olanaklaştır- maktadır. Şimdi ülkemizdeki kazaya gelecek olursak, bunun yolun bir eğri bölümünde oluştuğu ke- sınlik kazanmıştır. 1891'deiş- letmeye alman o bölgede yolun yançapı ve eğimi açıklanma- dığından, çelişkilı hız değerle- rinin hangisınin doğru olduğu- nu kestiremiyoruz. Ancak ka- za yapan trenimiz yukanda sö- zü edilen değişken tabanlı tek- nikte ve uygun bojıler ile yapıl- mış olsaydı, belkı bu kaza ön- lenebilirdi. Elbette bu düşünce tüm veriler bilinmeden akJa ge- len bir olasılıktır. Burada bir te- mel yanlışlık da hız programı- mn bir makiniste ve yardımcı- sına emanet edilmesidir. Oysa tren yönetımı yalnız msana bı- rakılamayacak kadar önemli bir iştir. Bir insandan uzun bir sü- re, her an tam dikkatli olması beklenemez, aniden rahatsız- lanabilır, hastalanabilir... Doğrusu bunu teknik destek- le yapmaktır. Böyle bir çözüm- de makinıst ıstenen hız değer- lenne belli sınırlar içinde uy- madığuıda, tren otomatik fren- lenir ve durdurulur. Elli sene önce bıle Avrupa'da makinıstin tepkilerini süreldı denetleyen ve bir anormallik saptadığında tre- nı durduran aygıtlar kullanılı- yordu. Sonuç Demiryollannın çalışması ve karşılaşılan her türlü sorunlar hakkında yaklaşık 175 yıldan beri büyük bir bilgi ve deneyim birikimı vardır. Başka ülkeler- de trenler saatte 300 km'ye va- ran hızlarda yıllardan beri sorun- suz çalışırken bızım 50-60 yıl ge- nde kalan hızlarda yaşadığımız kazalar ancak bılgisızlıkten ve bilgıye yeterince önem verme- mekten kaynaklanabilır. Unut- mayahm kı teknik, ciddıyet is- ter ve ancak nitelıkli insanlann başarabıleceği bir iştır. Bu ne- denle uzmanlan da dikkatli seç- meli, demiryollan üzerinde ça- lışması, yayını ve deneyımı olan- lar yeğlenmelıdir. PENCERE Yoksa Yok mu?.. Orhan BirgK'le dostluğumuz çok eski gün- lere dayanıyor, ikimiz de Istanbul Hukuk Fa* kültesi'nde okuduk, 1950'li yıllarda, artık ye- rindeyelleresen ünlü Babıâli yokuşundaga- zetecilik dönemi başladı... Orhan avukatlık da yaptı, politikaya girdi, milletvekili ve Bakan oldu, siyasal yaşamın- da üstüne en küçük bir gölge düşürmedi... Bugün Cumhuriyet'te köşe yazarı ve aynı zamanda DSP'lidir. • Birgit köşesinde dün çıkan yazısıyla DSP'nin iç yönetimine dönük ince bir eleştiriyi gün- deme getiriyordu.. Okurken düşündüm.. Bu düşüncemi kendisiyle ve okurlarla pay- laşmak gereğini duyumsadım.. Bizim gazetenin köşe yazarlarından Orhan Birgit DSP'li, Yakup Kepenek CHP'lidir. Sordum kendi kendime: - Bu iki yazar Cumhuriyet'te buluşuyorlar da bir partide neden buluşamıyorlar?.. Kepenek ekonomi profesörü, değerli bir arkadaşım, şu sırada CHP'den milletvekili.. Ikisine de soruyorum: CHP ile DSP arasında ne fark var?.. Program açısından, ideoloji ve siyasal par- tiler yelpazesinde konuşlanmaları bakımın- dan, bilimsel bir yaklaşımla ele alındıkların- da iki parti arasında fark bulunabilir mi?.. • Eleştiri çağdaş insana yakışır bir yöntem- dir. Ama özeleştiri daha da yaraşır çağdaşlı- ğa.. Türkiye'de gerçekten 'irtica-dincilik-lslam- cılık tehlikesı' varsa, bu tehdide karşı birleş- mek yerine bölünmek ağır suç sayılmalı, 'yurttaşlık görevi'nde eksiklik diye tanımlan- malı.. Sorunumuz ne?.. Seçmen tabanının yüzde 25'ine dayana- rak Meclis'in yüzde 66'sını ele geçirmiş ta- kıyyeci iktidara karşı birleşemeyenlerin öze- leştiri yapmaktan da kaçınmaları temel so- runumuzdur. Iktidarı eleştirmek kolay.. özeleştiri zor. Kişileri ve kişisellikleri bir yana bırakıp '1i- kir' üzerine eğilelim: CHP ile DSP arasında partiler yelpazesi- ne göre nasıl bir fark var?.. Yoksa yok mu?.. • Cumhuriyet köşe yazarlarından DSP'li Or- han Birgit ile CHP'li Yakup Kepenek, bu so- ruya yanıt vermek zorundadırlar; okurlar da bekliyorlar!.. Axess Ax&Wten tatıl sürprizi; - 10 taksit ve ekstre^erteteme. Jfcc- / / Axess ClubMed^f aıciımcun eCStUP f "»!'r*o Miıtar ysecun i & ' U L " î f ' l <' »ı ct v K 31 Ağustos'a kadar Axess üye işyeri olan seyahat acenteleriyle tatile giderseniz, Axess'inize vade farksız 10 taksit var. Bitmedi, 1 ay ekstre erteleme de cabası. Siz sadece haritayı önünüze açıp bir yer seçin. İyi tatiüer, hayatınızda Axess var. hayatınızda Axess var 444 25 25 www.axess.com.tr AKBAIMK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear