Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
T7 AĞUSTOS 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Tamuk, şeker, çay ürünleri başta olmak üzere pek çok alanda üretim ve hayvancılık olumsuz etkilenecek
TamıMİa çember darahyor
G
ümrük vergilerinin
azaltılması, ithal
üriin patlamasına yol
açarak ihracatı zor duruma
sokacak. Gelişmiş ülkeler
destekleri azaltacak ve tarife
dışı engeller kaldınlacak.
Yoksullann lehine gibi görünen
bu durum sayesinde zenginler,
daha önce giremedikleri
pazarlara girerek hâkimiyetlerini
arttıracaklar. Uzmanlar,
"bıçak kemiğe dayanmadan
harekete geçilmesinin zorunlu
olduğuna" dikkat çekiyorlar.
Küresel ticaret
GATTla
basladu DTÖ
ile devam etti
1 Ocak 1995'tekurulan
DTÖ'nün merkezı,
îsviçre'nin Cenevre
kenfinde bulunuyor. 147
üyeye sahip olan örgüt,
uluslararası ricaretin
serbestleşmesini
desteklemek, ticari
anlaşmalarda kurallara
uyulmasını sağlamak ve
uyuşmazlıklan çözmek
amacıyla faaliyet
gösteriyor. Ancak
uluslararası ticaretin
küresel kurallar zincirine
bağlanması 1948'liyıllara
kadar uzanıyor. 1948'de
Ikinci Dünya Savaşı'nın
hemen ardından
oluşturulan Gümrük
Tanfeleri ve Ticaret Genel
Anlaşması (GATT),
sınırlı bir ticari alanı
kapsaması ve
anlaşmazlıklan
çözümleyecek bir
mekanizmaya sahip
olmaması nedeniyle
yetersiz kaldı. 7 yıl süren
görüşmelerin ardından
1994 yılı sonuna
gelindiğinde Uruguay
Round diye tanımlanan
toplantılar sonucunda
DTÖ'nün kurulması ve
dünya ticaretinın yenı
çerçevesinin oluşturulması
karan alındı.
BAŞAKSEZEN
Bugüne kadar ulusal bir tanm poli-
tikası oluşruramayan Türkiye, Dünya
Ticaret Örgütü (DTÖ) toplantılarında
da sesini yeterince çıkaramadı. Geçen
hafta CenevTe'de yapılan görüşmelerin
anlaşmayla sonuçlanması ise
Türkiye'nin hem hayvancılık hem de
tanmda ciddi kararlar almasını gerek-
tiriyor. Nüfiısunun yüzde 35'ı tarımla
uğraşan Türkiye'de son yıllardaki uy-
gulamalarla zayıflayan ve "düşe kalka
ilerkmeye çahşan" tanm, Cenevre ka-
rarlan hayata geçirildiği zaman gerek-
li önlemler alınmazsa dibe vuracak.
Özellıkle hayvancılık, şeker, pamuk ve
çay gibi ürünlerin ticaretinde son de-
rece olumsuz gelışmeler yaşanabıle-
ceğini belırten yetkılilere göre, hükü-
metin biran önce acil eylem planı yap-
ması gerekiyor.
Türkiye sürekli "Getişmis ülkeler iç
sübvansiyonlannı kaldırdıklan zaman
biz de tarifelerimizi kaldırabinnz" gö-
rüşünü dıle getınyordu. DTÖ'nün çer-
çeve metnindeki maddelergereğı bun-
dan sonra hayvancılık ve tanmdakı ta-
rifelerini tekrar gözden geçirmek zo-
runda kalacak.
Ithalat yasağı da denilebilecek yük-
sek gümrük duvarlan ile korunmaya
çalışan Türkiye'de en çok etkilenen
sektörlerin başında hayvancılığın gele-
ceği belirtiliyor. Hatta sektör temsilcı-
leri hayvancılığın bitme noktasına ge-
lebileceğini dile getiriyorlar. Şu anda
Türkiye'de en yüksek gümrük vergısi
yüzde 227r5 ıle sığır. koyun ve keçı
etinde uygulanıyor. Tavukçulukta uy-
gulanan oran ise yüzde 65. Bu yüksek
korumacılığın aslında DTÖ kurallan-
na aykın olduğunu belirten TMMOB
Zıraat Mühendıslen Odası Başkanı
Gökhan Günaydın, bunun DTÖ'nün
yaptınm mekanızmalanna konu edi-
leceğini söyledi. Bu durumda Türki-
ye'nin her alanda olduğu gibi hayvan-
cılıkta da tarife dışı engellen kaldır-
mak zorunda kalacağını ıfade eden
Günaydın, "Bu koşullar Türkiye'nin
ihracaünı zorlayıcı yeni bir dönem baş-
latacaknr. Örneğin buğday gibi yüzde
180 oranında uygulanan yüksek güm-
2003 yıh üretim verilerine göre Türkiye, dünya üretimi içerisinde pamukta 7, şekerde 16, kuru çayda ise 6. sırada yer ahyor.
Türkiye bundan sonra neyapmah'ı
Türkiye'nin DTÖ anlaşmasma
yönelik tutumunu şimdiden oturup be-
lirlemesi gerektiğini belirten ZMO
Başkanı Gökhan Günaydın ve Çiftçi
Sendikalan Hareketi Sözcüsü Abdıü-
lah Aysu'ya göre yapılması gerekenler
şöyle:
t/ Sulama alanlan arttınlmalı.
t/ Tarlalarda bilgi teknolojisi kulla-
nılmalı.
\/ Üretici maliyetleri düşürülmeli.
• "Ürün" bazuıda karar verecek
öze! tim oluştunılmalı.
• Devletin gerekli birimleri tek el-
den kararlar almalı.
*' Türkiye bir an önce IMF ve Dün-
ya Bankası yaptınmlanndan sıynlıp
ulusal bir tanm politikası oluşturmah.
• Aralannda Türkiye'nin de bulun-
duğu gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş
ülkelerle aralanndaki uçurum kapana-
na kadar tanm üretimlerini destekle-
meli.
DTÖ toplantısında, olumlu sayıla-
bilecek gelişmelerden bazılannın ise
azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkele-
rin, kendi ekonomilen için hassas olan
(Strategic Product-SP) ürünlerin bir
listesiru DTÖ'ye sunarak bunlardaki
korumalan devam ettirebilmeleri ol-
duğu belirtiliyor.
Ancak bazı sınırlamalar getiriliyor.
Örneğin Türkiye, DTÖ'ye 20 kalem-
lik bir hassas ürünler listesı sundu. Bu
listedeki ürünlerin yaklaşık 13-14 ta-
nesini et ürünleri oluşturuyor, aynca
çeltik, bakliyat gibi ürünler de listede
yer ahyor. Ancak DTÖ, listeyı uzun
bulduğu için Türkiye'ye iade etti.
Sektör temsilcileri devletin hâlâ ciddi bir eylem planı olmadığmı belirtti
Tekstilin geleceği belirlenecekKotalann süresinin 3 yıl
daha uzatılmasıyla ilgili si-
vil toplum örgütlerince
başlatılan hareketin Cenev-
re'deki toplantılarda siyasi
bir tavırla desteklenmesi,
teksril ve hazır giyim sek-
törü adına olumlu bir geliş-
me olarak değerlendirildi.
Mauritius'un 14tane Af-
rika ülkesi adına resmi baş-
vurusuyla bu konunun
DTÖ gündeminde acil ola-
rak tartışılmasını istemesi-
nı ve Bangla- ^ _ ^ _
deş'in de kota-
lann kalkması-
nın 2008'e ka-
dar ertelenme-
si şeklınde bir
başvuru yap-
masım önemli
gelışmeler ola-
rak değerlendi-
ren tstanbul
Hazır Giyim ve
Konfeksiyon
îhracatçılan
Bırliğı (IH-
KİB) Başkanı
Süleyman
Orakçıoğhı.
Türkiye'nin de _ _ _ _
artıkDTÖnez-
dinde inisiyatif alması ge-
rektiğini söyledi.
DTÖ'ye yapılan bu siya-
si başvurular sonucu 1
Ekim'de DTÖ Mal Ticaret
Konseyi'nde tekstil ve ha-
zır giyim sektörünün gele-
ceği konusunda bir toplan-
tı yapılacağını belirten
Orakçıoğlu, taraf ülkelerin
bu tarihe kadar sektörlerin-
deki gelişmeler adına bir
rapor hazırlayacaklannı
belirterek "Biz bu süreçte
hem kamunun hem de işçi
• Mauritius
ve Bangladeş'in
DTÖ'ye siyasi
başvuru
yapması önemli
bir adım olarak
nitelendirildi.
Bu durum,
Türkiye'nin de
artık inisiyatif
alması gerektiği
şeklinde
değerlendirildi.
sendikalaruun bizlerie iş-
biriiği içerisinde olmalarını
umut ediyoruz. Eğer kota-
lar ertelenmezse 30 miryon
kadar kişi işsiz kaiabflir. Bu
nedenle toplanûda olayın
'işsizlık' boyutunu günde-
megetireceğiz'' diye konuş-
tu.
Ancak, DTÖ Başkanı bu
başvurudan sonra 19 ülke-
yi 3 Ağustos'ta ön görüşme
için toplantıya çağınrken
Meksika ve Türkiye davet
_ _ _ _ _ edilmedi. Daha
sonraki giri-
şimlerle dahil
olabildi.
Türkiye Gi-
yim Sanayici-
leri Derneği
Başkam
(TGSD) Umut
Oran ise Ce-
nevre'de alınan
kararlardan
sonra gelinen
noktanm çok
olumlu olmadı-
ğı görüşünde.
"Her zamanyi-
nelediğimi/gibi
biz serbest. adil
ama etik bir ti-
caret istrvoruz, ama hâlâ
DTÖ'yeverdikkri taahhüt-
leri yerine getirmeyen pek
çok ülke var." diyen Oran,
devlet tarafından hâlâ be-
lirlenmiş ciddi bir eylem
planı olmadığını söyledi.
Türkiye'nin şu anda,
tekstilde AB ile aynı oran-
larda yüzde 4-9"luk güm-
rük vergisi uyguladığını
ifade eden Oran, bu rakam-
lann daha aşağı düşmesi-
nin mümkün olmadığını
belirtti.
rük vergilerinde yüksek indirimler ya-
pümak zorunda kahnacakor" dedi.
Toplantıda üç alanda düzenleme ge-
tirildi: gümrük vergılerinde indirim,
devletin üretim sübvansiyonlannın ve
dışsatım sübvansiyonlannın düşürül-
mesı. Ilk ikı düzenlemenin ABD, AB
ve Kanada gibi ülkelerin azgelişmiş ve
gelişmekte olan dünyanın tanmsal pi-
yasasını ele geçirmesihe neden olaca-
ğını söyleyen Günaydın, görece daha
ucuz olan bu ülkelerin ürünlerinin tüm
dünyayı istila edeceğini belirtti.Özel-
likle Cancun'daki başansızJıktan son-
ra DTÖ'nün önünde ya bir kez daha
DTÖ nezdinde uluslararası ticareti li-
beralleştirme ya da 1949'daki gibi ül-
kelerle tek tek anlaşmalar imzalama
seçeneklerinın kaldığını söyleyen Gü-
naydın'a göre ikincisi çok zor olduğun-
dan lıberalleştirme seçildi.
Iç destek ve dışsatım sübvansiyon-
lannın indirihnesının gelişmekte olan
ülkelenn kazanımlan gıbı sunulduğu
belirtiliyor. Ancak gelişmış ülkelerin
bu uygulamalar sayesinde gümrük ver-
gilerinin ındirilmesıyle açamadığı pa-
zarlan da açarak bırtakım tavızler elde
edeceklenne ınanan Günaydm, "Önü-
müzdeki süreç içerisinde tanm ticareti
ve üretim yapılan azgelişmiş ülkeler
aleyhine trendini sürdürecek" dedı.
Tanm ve Köyışlen Bakanlığı'nca ya-
pılan değerlendırmede de gümrük ver-
gilerindekı indinmin çok önemli oldu-
ğu vurgulandı. Türkiye'nin tanm üre-
timi ve pazannı ancak tarifelerle koru-
yabileceği kabul eden Bakanlık, "Bu
durumda,yapılacak her birim indirim,
tanm sektörüne doğnıdan yansryacak
bir sonuç üretecektir" dedı.
Kotalann 2005'te kalkacakohnası 'Çin faktörü' nedeniyle tekstil sektöründe endişe yaraöyor.
ABVEABDNASIL
HAZIRLANDI?
Toplantı öncesi AB ve ABD'nin, pek
çok ülkeye verdikleri tavızler ya da
uyguladıklan yaptınmlar ile DTÖ'de
ellerini daha da güçlendirmeye
çalıştıklan belirtiliyor. Örneğin,
AB'nin, 31 Temmuz'dakı DTÖ
toplantısına sayılı günler kala,
Kenya'ya sağladığı mali yardımı
kesmesi, Kenya'nm elinin DTÖ
toplantısında çok güçlü olmasının
istenmediği şeklinde yorumlandı.
Toplantıdan birkaç hafta önce ABD
Başkanı George Bush. 2OO8'de son
bulacak Afhka Büyüme ve Fırsatlar
Yasası (AGOA) adı venlen anlaşmanın
hükümlennin 2014'e kadar yürürlükte
olmasını sağlayacak yasayı onayladı.
AGOA'nın Eylül 20O4'te sona ermesi
Afrika ülkeleri için önemli bir
sıkıntıya işaret ediyordu. Bush'un
2OO2'de imzalayıp 2004'te yürürlüğe
koyduğu bir çeşit kalkınma yardımı
fonu olan MCA (Millenium Challenge
Account), yani "Milenyınna meydan
okuma hesabi", 2004 yılında 16
gelişmekte olan ülkeye toplam 1
milyar dolar tutannda yardım
sağlanmasını öngörüyor. ABD, bu
hesaptan yardım almakta olan bazı
ülkelere fakslar göndererek
kendilerine böyle bir yardımın
yapılmakta olduğunu ve devam
edeceğini haûrlattı. Yine toplantıdan
önce ABD, 40 ülke için şeker kotalan
uygulayacağını duyurdu. Bu sistem,
söz konusu ülkelere ABD'ye en düşük
gümrük vergisiyle belli kotada şeker
ihraç etme hakkı veriyor. Haftanın ilk
günlerinde tanm konusundaki
müzakereler sadece 5 DTÖ üyesi
(ABD, AB, Avustrahya, Hindistan ve
Brezilya) arasında yapıldı. Bunun,
bütün gelişmekte olan ülkeleri
ilgilendiren meselelerin sadece
Brezilya ve Hindistan'ın kararlanna
terk edilmesi sonucunu doğurduğu
şeklinde yorumlan yapılıyor
ÎSKİ ve bilim adamlannın desteğiyle bilimsel çahşma başladı
Durusu, 'ekolojik
9
üretime aday
EBRUERDOĞAN
Çatalca ilçesine bağlı Durusu beldesinde
ekolojik tanm uygulamalan için bilimsel ça-
hşma başlatıldı. Durusu Belediye Başkanı
Engin Akman, koruma alam olma-
sı nedeniyle çivi çakılmasuıa bile
izin verilmeyen beldede, ISKl'nin
ve bilim adamlannın desteğiyle eko-
lojik tanm için araştırmalara başlan-
dığını söyledi.
Akman, dünyada ormanlann ta-
mamının koruma altında olduğu üç
kilileriyle görüşmeleri sonucu kurumun des-
tegini aldıklanıu ifade eden Akman, IS-
KÎ'nin finansman ayırmasının da gündem-
de olduğunu kaydetti. tstanbul Üniversitesi
(1Ü) Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ba-
• Durusu Belediye Başkanı Engin Akman,
koruma alanı olması nedeniyle çivi çakılmasına
bile izin verilmeyen beldede, İSKİ'nin ve bilim
adamlannın desteğiyle ekolojik tanm için
araştırmalara başlanacağını söyledi.
bölge olduğunu belirterek bunlann Kanada,
Mersin ve Durusu olduğunu söyledi. Koru-
ma alanı ohnası nedeniyle beldede yatınm
amaçh hiçbir faaliyet yapamadıklannı dile
getiren Akman, ekolojik tanmla belde hal-
kının kalkındınlabileceğini belirtti. ISKİ yet-
ns Mater'den bölgedeki araştırmalar için
yardım istediklenni belirten Akman, çalış-
malar sonrasmda deneme aşamasına geçile-
bileceğim bildirdi. Prof. Mater bugüne dek
yapılan araştırmalardan bölgenm ekolojik
tanm için uygım olabıleceğım saptadıklan-
nı belirterek "Ekolojik tanm için ancak böl-
gedeyapdacakekolojikenvanterçahşmasmuı
ardından karar verilebflir. Terkos'un yakm
çevresinde bulunan Durusu, bakir bir alan.
Bugüne kadarbölgedepek çok araşürmaya-
pddL İSKİ'dedesufleüşiiayrmofaaraş-
örmanın bulunduğunu düşünüyorum.
Toprağm durumuna da baknktan son-
ra ekolojik tannun yapıhp yapılamaya-
cağma kararverilebflecek dedi. Mater,
yaptıklan çalışmalann ardından belli
bir alanda bir süre deneme yapılması
gerektiğini belirtti. Ekolojik tanm
ürünlerinin hem lezzet hem de sağlık açısın-
dan önemine değinen Mater, Avrupa ülkele-
rinin de yaklaşık 10 yıldır ekolojik tanm uy-
gulamalan yaptıklannı ifade etti. Mater, eko-
lojik tanmda hormon, yapay gübre gibi kat-
kı maddelerinin kullanılmadığını anımsattı.
IŞÇMNEVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
Üzüm Üzüme..
Hızlandırılmış tren cinayetinin hızlandınlmış Meclis
görüşmesinden kaçan AKP'nin durumuna ilişkin,
CHP'den gelen eleştirilerin yenilir yutulur yanı yok.
Noktası virgülü ile söylenenlerin çok eksiği var, faz-
lası yok. Yine de CHP, Baykal'ın çok haklı duyarlıh-
ğı, Meclis'i toplaması, gensoru girişimınin AKP tara-
fından, keiimenin tam anlamı ile "f;"ye alınmasına al-
dıran yok.
Işin kaygılandıran boyutu, CHP'nin Meclisie tek
muhalefet partisi olması, geçmişi, kimliği, ağırlığı, iş-
levinin yok sayılması, AKP tarafından "f/"ye alınma-
sının, son gündem, Meclis olağanüstü toplantısı ile
sınırlı kalmaması, süreç içinde olağan hale gelmesi.
Bir neden, AKP'nin azınlık oyu ile çoğunluk iktidan ol-
ması, Türkiye'ye çok pahalıya mal olan sermaye,
medya, dış destekten şımarmış, rejimi, demokrasiyi
tehdit eden kimliği. Diğer neden ise CHP'nin gerçek-
ten de kendi kendini, işlevini, varlık nedenlerini, inan-
dıncılığını yok etmiş olması. Toplumun gözünde, CHP
bugünkü yönetimi ile hani "ağzı ile kuş tutsa, kimse-
yi inandıramayacak bir noktada "...
Türkiye'nin geleceğinden, gidişinden kaygı duyan
çoğunluk, kanının son damlasına kadar, iktidann yap-
tıklarının karşısında olanlar, tepkilerini en kusursuz
yansıttığı eylemlerinde dahi, CHP'nin, lideri, kadro-
lan ile içtenliğine, bir şeyler yapacağına, karşı duru-
şuna inanmıyoriar. Bir ülkenin iktidarının rejim için
tehdit oluşturduğu bir süreçte muhalefetinin, solun,
güç ve güven veren konumda olmaması kadar teh-
likeli bir durum olabilir mi?
CHP'nin, bugünkü yönetimi, lideri Baykal'ın yerini
koruma adına yaptıklannın, ya da parti içi muhalefe-
tin yeterli olup olmadığı tartışmalanna uzun uzun gir-
menin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Çok ay-
rıntı gibi görünen, ancak CHP'yi CHP olmaktan çı-
karan son karar üzerinde durmayı yeğliyorum. Hani
muhalefetin olağanüstü kurultay için yeterli sayıda oy
toplamış olması aşamasında, merkezin sözde atak
davranıp seçimsiz kurultay düzenlemesi, tarih ma-
nevrası, sonra da imza çektirmesi ile hukuka uygun-
luk tablosu yaratma çabalanndan. Yargının CHP ta-
rihinde ılk kez, hukuka uyulmaması nedeni ile seçim-
li kuruttay için süre vererek karar almak zorunda kal-
masından.
CHP'nin hukuk örgütlerinde yıllarca görev yapmış
merkez yöneticilen, yargı kararına uymayacakJannı
açıkladıklannda tüylerim diken diken oldu.
Sıradan vatandaş için teknik hukuk tartışması gibi
gözükebilir. Türkiye'nin kangren olmuş sendikalann
yetki sorununda, hukukun olmazsa olmaz bir ilkesi
vardır Işyerlerinde patronlar çok sık sendika üyesi ol-
muş işçilen işten atma tehdidi ile yetki aşamasında
sendikadan istıfaya zorlariar. Hukukta, yargı kararta-
nnda kimsenin kuşku duymadığı, olmazsa olmaz il-
ke, yetki başvuru tarihindeki imza, üyelik durumlan-
nın esas alınmasıdır.
Türkiye'de rejimin, hukukun güvencesi sayılan par-
tinin, hukuk kurumlarının en üst görevlerinde yer al-
mış yönetici, hukukçu kadrolan, nasıl olur da kurul-
tay başvuru tanhindeki imzaların geçerliliğini yok sa-
yarlar? Yargı "Yok sayamazsınız, bir hafta içinde se-
çimlikurultayı yapacaksınız" dediğinde de, daha bü-
yük bir hukuksuzluk yüzsüzlüğü, densizliği içinde,
"Seçimli kurultayı toplamıyoruz, isteyen üstyargıya,
Anayasa Mahkemesi'ne gider" diyebilirsiniz?
Baykal ve yönetiminin dediği, halk dilinde, "Gücü-
nüzyetiyorsa CHP için kapatma istemi ile dava açın,
partiler yasası gereği hazineden verilen parayı kesin
ya da başka cezalar verin" anlamına geliyor. Baykal
ve yönetimi, Erdoğan hükümeti iktidannda, ana mu-
halefet partisi, rejim için tek güvence konumundaki
partinin, böylesine riskli badirelere sokulması sorum-
iuluğunu kimselerin üzerlerine alamayacaklanna gü-
veniyor. Hukukçulann, sorumlu yargı görevlilerinin,
hele de parti muhalefetinin işleri bu kadar ileri boyut-
lara götüremeyecekleri kartına oynuyor.
Tabii CHP'nin bu arada nasıl yaraaldığı, işlevsiz du-
ruma getirildiği, toplumsal güven yitirme, erozyon ya-
ratıldığı gündemde bile değil.Türic/ye için bu kadar
kritik bir dönemeç noktasında, iktidar uğruna lideri,
yönetimi CHP'ye nasıl bu kadarzarar verir?" gibi bir
sorunun bile anlamı olduğunu sanrnıyorum. Sizlerte
paylaşmak istediğım kaygım, ülkemizin, demokrasi-
mizin, solun geleceği ile ilişkili. Çünkü sadece geç-
mişi, parlamentodaki temsil gücü değil, bugünkü ör-
gütlülük varlığı, kadrolan ile CHP hâlâ solda, en azın-
danrejimiçin güvence oluşturabitecek tek siyasi par-
ti konumunda. CHP yönetimi hak, hukukla bu kadar
küçük, ama büyük oynarsa, siyasal Islama dayanan
iktidar gücü, büyük çıkar desteği ile başı dönmüş
Başbakan Erdoğan, AKP iktidan neler neler yap-
maz? "Üzüm üzüme baka baka karanr"dan öte, Er-
doğan hükümetinin haksızlık, hukuksuzluk, rejim için
tehdit oluşturma yollan, CHP tarafından sonuna
kadar açılmış bulunuyor..
sonerfa cumhuriyetcom.tr
Türk firmalarını davet ettiler
Libya ile 8yıl
sonra
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Libya li-
deri Muammer Kad-
dafinin kendisini zi-
yaret eden, REFAH-
YOL hükümetinin
Başbakanı Necmettin
Erbakan'ı çadmnda
"azariaması
n
ndan
sonra soğuyan Türki-
ye-Libya ilişkilerini
AKP hükümeti yeni-
den canlandmna peşi-
ne düşrü.
Libya ile 8 yıl aradan
sonra gerçekleştirilen
ilk "isbirügi'' toplantı-
sında konuşan Devlet
Bakanı Kürşad Tüz-
men, Türkiye'nin 55
ülkedeki tecrübe ve
bilgi birimi ile Lib-
ya'nm yeni alt ve üst
yapı projelerinden pay
almak istediğini bildir-
di. Devlet Bakanı Tüz-
men, dün Türkiye-Lib-
ya Işbirliği toplantısı-
nın açılışında yaptığı
konuşmada, "kayıpyıl-
lan" kazandu-acak ye-
ni bir yol planı ortaya
koyduklanm söyledi.
Libya Işgücü, Eğitim
ve Işletme Bakanı Ma-
tug MuhammetManıg
da bu dönemin ilişki-
lere hız kazandıracak
yeni bir dönem oldu-
ğunu belirterek "Bfaiş-
birügındenöteişbirBği
jstrvoruz. Ekonomik
bütünleşme, ortaklaşa
amacımız" diye ko-
nuştu.
Libya heyetinin te-
maslan sırasında 200
bin konut ve 6 milyar
dolarlık enerji yatınmı
için Türk firmalannı
Libya'ya davet ettiği
bildirildi.
Türkiye-Libya 19.
dönem Karma Ekono-
mik Komisyon (KEK)
protokoUi imzalandı..