Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2004 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlan...
Son Perde
KIBRISTA hazırlanan oyunu anlamamak için, ya iyi-
ce aptallaşmak gerekiyor ya da ABD'nin, AB'nin ve Yu-
nanistan'ın görevlisiymiş gibi çalışan bizdeki medyacı-
lardan biri olmak.
Oyun açık: Sonbaharda "tarih" derdinin karşılanma-
sı, Annan Planı'ndan öteye birtakım ödünlere bağlana-
cak. Artık, "Kıbns Cumhuriyeti" denen Rum yönetimı-
ni tanımakla mı olur, Birteşmiş Milletler Banş Gücü ve
Türk askeri konulannda Papadopulos un isteklenni
karşılayarak mı, toprak vererek mi ya da başka ödünle
mi, henüz belli değil. Şımdiki iktıdarın beş para etmez
bir "tarih" uğruna verebılecekleri ve KKTC'dekı hükü-
metin Rumlarla birlıkte Avrupalı olmak için yapabile-
cekleri sınırsızmış gibi görünüyor.
Bunu bılenler, Türk tarafının "evef" dediği halkoyla-
ması sonrasında hızlı davranmayıp sonbahan bek-
lemekteler.
Verilen sözlenn hiçbiri tutulmadr. ABD, tanınmayı en-
gelleyen Guvenlik Konseyi karannı kaldıımaya doğnj adım
atmak şöyle dursun, Ercan'a uçuş yasağını sona erdır-
mek için bile paımağını oynatmadı. AB, ambargolann
hafıfletilmesı ve ticaretin serbestleştirilmesi yönünde bir
şeyler hazırladı ama, karar organlanndaki Yunan ve Rum
engellemelerini ortadan kaldıracak hıçbir şey yapmadı.
Sözlerin tutulması, ödünlerin verilmesine bağlanmıştır.
Rum yönetiminin ada Türklerini rahatlatma yönün-
de atmış göründüğü ve Türkiye'deki birtakım yazarta-
nn övdüğü adımlar ıse, aslında "Kıbns Cumhuriyeti"n\
otopraklann tek meşaı devleti saydırmaktan başka amaç
taşımıyor. Dışarıyla ticaret yapılacaksa, bu devletin li-
manlarından ve onun egemenliğıne boyun eğerekya-
pıiacak.
KKTC halkının olumlu oy vermekle AB'ye üyelik ko-
nusunda Ankara'nın önündeki en çetin engeli kaldırdı-
ğını söylemek de büyük yalandır. "Evet" oyu, tam ter-
sine, üyelik yönünde Kıbns sorununa ilişkin olarak bun-
dan sonra ıleri sürülecek istekler için başkalannın eline
koz vermiş oldu. Dıplomasıde, bir tarafın kabul etmiş
göründüğünden daha iyi bir yeni tumumu savunması
zordur; pazarlıkta, ister istemez, daha önce kabul etti-
ğinin gerisıne düşmek zorundadır.
24 Nisan'daki "evet", olsa olsa, Avrupa Insan Hakla-
n Mahkemesi'nde zaten son derece haksız olan Loizi-
du ömeğini bir ölçüde etkilemeye yarayabilse de, o bi-
le kesın degıl.
Peki, Türkiye o "evef"in yarattığı söylenen "olumlu
hava "dan yarartanıp bir şeyler yapabilmiş midır?
Ankara'yı yönetenler, KKTC'yi tanıtma sözünü ağızla-
nna bile almıyorlar. Lefkoşa'daki Başbakan Talat ise
Rumlarla "birleşme" peşinde olduğu için sürecin uza-
masına üzülmekte. Türkiye'den bir an önce kopabil-
se, Rum pasaportu almaya koşmuş olanlarla birlikte
bayram edecek.
Türkiye'nin öz çıkariannı korumak için ant içmiş olan-
lar, hemalde, bu çıkariaraters düşen böyle birgidişe so-
nuna kadar seyircı kalacak değıllerdir.
Nedense Cumhuriyet'in meclisleri 23 Nisan 1920'den bu yana
sıralanırken, bakanlar kurullan için sıra vermeye 29 Ekim 1923'te
kurulan I. tnönü Hükümeti ile başlandı. Günümüzde kurulan
hükümet 58 olarak sıralanmasına karşm. önceki 5 hükümeti de
eklersek bunun sıra sayısı 63 olmahdır.
Rahmİ K U M A Ş Hukukçu. Eski MilletvekiH
Nısan
1920"de
ı kurulan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi,
yasamanın yanında yü-
rütmeyetkisrnı de elin-
de bulundurduğundan,
25 Nısan 1920 günüMu-
vakkat İcra Encümeni
adıyla ıçınde Albay ts-
mef ın (Inönü) de bulun-
duğu 7 kışilik bir yürüt-
me kurulu oluşturdu. Bu-
nun başkanhğmt,
TBMM Başkanı Musta-
fa Kemal Paşa yaptı. 3
Mayıs 1920 günü tam bir
bakanlar kuruluna geçi-
lerek ilk başbakan da be-
lırlendı: TBMM Başka-
nı Mustafa Kemal Paşa.
Daha sonra Fevzi Çak-
makın (24.1.1921-
9.7.1922)ikıkez bakan-
lar kurulu kurduğu görül-
dü. Bu süreçte dördüncü
hükümeti, üçüncü baş-
bakan olarak Hüseyin
RaufOrbay" ın kurduğu-
nubilıyoruz( 12.7.1922-
4.8.1923). Cumhuri-
yet'in duyurulmasından
önceki son bakanlar ku-
rulunu dördüncü başba-
kan olarak Ali Fethi Ok-
yar oluşturdu.
Nedense Cumhuri-
yet'in meclisleri 23 Ni-
san 1920'denbu yana sı-
ralanırken. bakanlar ku-
rullan ıçın sıra vermeye
29 Ekım 1923'te kurulan
I. Inönü Hükümeti ile
başlandı. Günümüzde
kurulan hükümet 58 ola-
rak sıralanmasına kar-
şın. önceki 5 hükümeti de
eklersek bunun sıra sayı-
sı 63 olmalıdır.
İsmet İnönü, sağük ne-
deniyle başbakanlıktan
ayrılınca, 22 Kasım
1924'teAhFethıOkyar,
Cumhuriyefin üçüncü
hükümetini kurdu. An-
cak Doğu'daki Şeyh Sa-
it Ayaklanmasf ndaki
edilgen (pasif) tutumu
üzerine, 3 Mart 1925"te
görevden alındı ve Ismet
tnönü, yeniden başba-
kanlığa getırilerek, bu
görevini aralıksız 1 Ka-
sım 1937 gününe değin
sürdürdü.
Ismet İnönü böylece 7
hükümet kurmuş oldu.
Ancak 24 yıl sonra. bu
kez Ismet inönü. Cumhu-
riyet'in ilk karma hükü-
metini kuruyordu. Bu ni-
telikte 3 kez hükümet ku-
rarak20Şubat 1965'te,
81 yaşında başbakanlı-
ğa "aDahaısmarladık"
diyordu İnönü. 0,10 hü-
kümet kurarak, başba-
kanlık yaptığı süreyle de
Osmanh Sadrazamı Sa-
it Paşa'yı bile geride bı-
rakıp erişilmez bir üs-
tünlük elde ediyordu.
İnönü 'niin başbakan-
lığı ve siyasal yaşamı
üzerinde çözümlemeler
yapmak bu köşelere sığ-
mayacağından, yalnız şu-
nu söyleyelim: İnönü
hükümetieri, Cumhuri-
yet hükümetlerinin
denk bütçelerini yapan
hükümetlerdir. Çok
partili siyasal yaşam bu
yönüyle de sürekli bü-
tünlemeye kalmıştır.
Bilinen ya da açıklığa
kavuşmayan nedenlerle
Atatürk-Inönü anlaşmaz-
lığı ortaya çıkınca başba-
kanlığa atanan Celal Ba-
yar iki kez hükümet kur-
muştur (1.11.1937-
25.1.1939). Budönemın
iz bırakan uygulaması,
Bayar'ın görevden uzak-
laştırılmasından bir ay
önce M. Eğitim Bakan-
lığı'na Hasan Âli Yü-
celin atanması olmuş-
tur.
Yedinci Başbakan Re-
fık Saydam iki kez ba-
kanlar kurulu oluştur-
muş olmakla birlikte, gö-
rev başında iken ölen ilk
ve son başbakandır
(9.7.1942). Ülkenınso-
runlannı "A'danZ'yeher
şey bozuk" diye anlat-
masıyla da ünlüdür.
Sekizincı Başbakan
Şükrü Saracoğhı, iki kez
bakanlar kurulu oluştur-
muş: döneminde Ikincı
Dünya Savaşı tüm şid-
detiyle yaşanmış, Türki-
ye Cumhuriyeti Birieş-
miş Milletler Örgütü'ne
kurucuolmuştur... 1946
seçimlerinın ardından
başbakanlığa Recep Pe-
ker atanmıştır.
Dokuzuncu başbaka-
nın. muhalefet sözcüsü
Adnan Menderes'e "psi-
kopat" demesi anılarda
tazeliğini de korumak-
tadır. Peker'in demokra-
siyle bağdaşmasmdaki
güçlükler üzerine, yeri-
GELECEK
SİZİN!Meslek sahibi olmak da,
kariyerinizde yükselmek de
sizin elinizde. Tüm dünyada
geçerli olan sertifıkalan almak
için vakit kaybetmeyin,
geleceğinizi ertelemeyin.
KARIYER PROGRAMLARI
Sistem Mühendisi
Mıcrosoft Systems Engineer (MCSE)
Yazılım Mühendisi
Mıcrosoft Softvvare Engıneer (MCSD.Net)
Web&Grafik Tasanmcısı
Web&Graphıcs Desıgner
KARIYER DESTIK PROGRAMLARI
Microsoft Ofis
Mıcrosoft Office
Bilgisayarlı Muhasebe
Accountıng ıccnoxer Based,
ingillZCe B ıgısayar Destekli)
Englısh lComputer Based)
macromedia'
Beştktaş Şubesi 0212 227 43 00 Kadıköy Şubesi 0216 347 21 21
Bakırköy Şubesi 0212 570 03 72 Fatih Şubesi 0212 635 62 90
Genel Müdüriük&Kurumsal Cözümier 0212 272 76 00
ne 10 Eylül 1947 "de Ha-
san Saka. onuncu başba-
kan olarak getirılmıştir.
Bu da ıkı kez hükümet
kurmuştur.
Belleklerde kalan en
önemli sözü ise kendisı-
nın görevden çekilmesı-
nı ısteyen Demokrat Par-
tı Trabzon Merkez tlçe-
si'ne verdıği ünlü yanıt-
tır "Çeküdim.85küol25
gram geliyorum.'' Gerek
Hasan Saka, gerekse da-
ha sonra Şemsettin Gü-
naltay, Nihat Erim, Sadi
Irmak, Tansu ÇiDer, Nec-
mettin Erbakan profe-
sör sanlı başbakan olarak,
profesörlerin ıyı başba-
kan olamayacaklannı
göstermişlerdir. (Ital-
ya'daki Aldo Moro gö-
mütünde rahat olsun; gö-
rüşümüz onu ıçine al-
maz.) Hasan Saka'nın
ardından başbakanlığa
atanan Şemsettin Günal-
tayıle27yıllıkCHPdö-
nemi sona ermıştir.
Menderes dönemi
Başbakanhk sıralama-
sında on ikinci olan Ad-
nan Menderes. 19, 20,
21,22 ve 23. Cumhuri-
yet hükümetieri diye beş
hükümet kurmuştur. Ad-
nan Menderes'in ilk uy-
gulaması, Atatürk döne-
mınin 18 yıllık Türkçe
ezan uygulamasına son
vermek ve sıkışınca mil-
let\ekillerine dönüp "Siz
isterseniz hilafeti bile ge-
ri getirebiBrsiniz" demek
olmuştur.
Cemal Gürsel, devlet
ve hükümet başkanlığı-
nı bir arada yapan ilk ki-
şidir. tki hükümet oluş-
turmuş; bunlan da Cum-
huriyet hükümeti sayı-
yoruz. Seçimler yapılıp
da Meclis açılınca Ismet
inönü ülkeyi yeniden yö-
netmeye başlamış. tnönü,
ulusal çıkarlara aykın bi-
çimde ABD'de iken Sü-
leyman Demirel' in çaba-
lanyla düşürülünce, Su-
at Ha>xiÜrgüplü 29. hü-
kümeti kurmuştur.
1965 seçimlerinın ar-
dından başbakanhkta de-
ğişik kişi olarak Süley-
man Demirel'i görmek-
teyiz. On beşinci başba-
kan Demirel, 12 Mart
1971'e dek üç hükümet
kurmuştur. Demirel da-
ha sonra 31.3.1975'te I.
Milliyetçi Cephe,
21.7.1977'deII.MChü-
kümetlerini, 12 Kasım
1979'da Ecevit'in çekil-
mesi üzerine 6. hüküme-
tini, 1991 seçimlerinin
ardından da 7. ve son hü-
kümetini kurmuştur. De-
mirel ülkenin 36 yılında
(1964-2000) önemlıso-
rumluluklan olan bir si-
yaset adamı olarak sü-
rekli eleştirilerek anıla-
caktır.
Demirel, ünlü 12 Mart
uyansıyla düşürülünce
yerine Nihat Erim geldi
(kıyımlanyla ünlü). iki
hükümet kurdu, onun ye-
rine Ferit Melen, onun
da yerine Naim Talu gel-
di. 1973 seçimlerinin ar-
dından başbakanlıkta on
dokuzuncu kişi olarak
Bülent Ecevifi görüyo-
ruz. Kıbns çıkarması bu
dönemde oldu.
Ecevıt. anlaşılmaz bi-
çimde hükümeti bırak-
mak ısteyince yerine Sa-
di Irmak getirildi. Böy-
lece kurulan 38. Cum-
huriyet Hükümeti güve-
noyu alamayan ilk hü-
kümet oldu. 1977 seçim-
lerinin ardından iki hü-
kümet kurdu Ecevit. Bu
arada Demirel'in 41.
Cumhuriyet Hükümeti
güvensizlik oyuyla dü-
şürülen ilk hükümet ol-
du (31 Aralık 1977).
12 Eylül yıkımı üzeri-
ne başbakanlığa 21. kişi
olarak Bülend LTusu ge-
tirildi. Yürütme işi. bu
dönemde daha çok, beş
generalden oluşan dar-
be kurulunundu. 1983
seçimlerinin ardından
Turgut Özal iki hükümet
kuruyor, fırsatmı bulup
Cumhurbaşkanı seçili-
yor ve yerine Yıldıran
Akbulut gelerek 47. hü-
kümeti kuruyor. Akbu-
lut'u kurultayda Mesut
Yılnıaz devirince 48. hü-
kümeti kuruyor. Bu hü-
kümet de bütçe çıkara-
mayan ilk cumhuriyet
hükümeti oluyor. Mesut
Yılmaz daha sonra 53.
ve 55. hükümetlen kura-
caktır.
1991 seçimlerinin ar-
dından son kez başba-
kan olan Demirel, kendi-
si ıçın en iyi yolun cum-
hurbaşkanı olmak oldu-
ğunu anlayarak kendini
oraya seçtirince yerine
25. başbakan olarak Prof.
Tansu ÇiDer geliyor Çil-
ler üç hükümet kuruyor.
5 Nisan 1994 ekonomik
kararlan, Türkiye'yi
Gümrük Birliği'ne sok-
ması, başansızlığının en
belirgin kanıtlan olarak
kalacaktır.
26. Başbakan Necmet-
tin Erbakan ise
(28.6.1996-30.6.1997)
54. hükümetiyle 28 Şu-
bat 1997 süreci ile anıla-
caktır. ilk kez Atatürk
Cumhuriyeti bu hükü-
met döneminde kendi
kendini özsavunmaya al-
mak zorunda kaldı.
56. hükümeti Ecevit
azınlık hükümeti olarak
kurmuş; 1999 seçimle-
rinde Demokratik Sol
Parti birinci parti çıkın-
ca 57. hükümeti kurarak
Ecevit, 3 Kasım seçim-
lerinde siyasal yaşamı-
nın en ağır yenilgisıni al-
mıştır.
57. hükümetin başan-
sızlığı, hükümetteki üç
genel başkanın öngörü
zayıflığı nedeniyle. Tür-
kiye hiç gereği yokken,
3 Kasım 2002 seçimle-
rine gider ve karşımıza
Adalet ve Kalkınma Par-
tisi (AKP) adındaki par-
tinin anayasayı değiştire-
cek güçte bir başansı çı-
kar. AKP'nin yapısında-
ki gariplikler demokrasi-
mizin de gariplikleridir.
Anayasa Mahkeme-
si'nin her yana çekilebi-
lecek, kendi içinde güç-
süz karan nedeniyle Re-
cep Tayyip Erdoğan mil-
letvekili olamadı ve do-
layısıyla başbakanlığa
atanamadı. Bir sürü gö-
rüşmeler sonucu başba-
kanlığa Abduflah Gül ge-
tirildi.
Cumhuriyetin 2~ı. baş-
bakanı Abdullah Gül, da-
ha önce eşini başörtüsü
ile üniversiteye yazdıra-
mayınca devletten sız-
landı. Ama o, yetiştıri-
cisi 26. Başbakan Erba-
kan gibi 29 Ekim doğum-
lu olmasının yanında 100
günlük yedek başbakan
olarak tarihe geçti. Bu
arada, Yüksek Seçim Ku-
rulu senaryolu, özel Si-
ırt seçimiyle 9 Mart
2003'te Recep Tayyip
Erdoğan millervekili ya-
pıldığından, Türkiye
Cumhuriyeti'nin 2 8. baş-
bakanı oldu.
Bunlar için demokra-
si, amaçlarına erişmek
için bir araçtır. Nitekim
Cumhuriyetin laik ve
tekçi yapısını bozucu çır-
pınışlar, Türk Silahlı
Kuv\etleri'yle ıçten içe
sürtüşme. ulusal eğitimi
tarikatçı y-uvaların ku-
caklanna itme çabalan,
karşılıksız para basma
siyasetinin çaktırılma-
dan sürdüriilmesi. dev-
letin geleneklerinin çiğ-
nenişi, Kıbns
1
ın yitirili-
şi, geleceğimizden kay-
gılar.. görüyoruz. Bun-
lann inceliğini anlamak
zorundadır Erdoğan.
Sonsöz: Bu devlet ya-
pısının karanlıkla doku
uyuşmazlığı vardır.
Cumhuriyet'in içine dü-
şürülmek istendıği ka-
ranlık, bir Cumhuriyet
tutulması olacaktır. Tıp-
kı güneş ve ay tutulma-
larınm ardından gelen
aydınlık gibi Cmuhuri-
yet'in aydınlık günleri
de hiç bitmeyecektir.
Açıkçası, Atatürk
Cumhuriyeti, Mustafa
Kemal Paşa'ya 1 ve 2.
TBMM dönemlerinde
karşı çıkanların günü-
müzdeki uzantılarının
yönetimine geçti. Her-
kes sorumluluğunu bile-
rek buna göre da\Tanma-
lıdır. '
ÖUMHIMYETTEN
OKURLARA
tBRAHtM YILD1Z
Kurumları
Yıpratmayalım
Yargıtay'a ilişkin haberterçıkmaya başladı-
ğında yazıişlerinde arkadaşlanmızla şu değer-
lendirmeyi yaptık:
"Çıkan haberlerin önü arkası belli değil.
Telefon konuşmalanndan birkaç tümce ve-
riliyor ve üzerine yorum yapılıyor. Konuya
ilişkin sağlam bilgilere ulaşmadan ve konu-
nun taraflarıyla sağlıklı görüşmeler yapma-
dan, salt iddialara dayalı haber yayımlama-
yalım. Taraflann açıklamalan olduğunda bun-
lan okura duyurmakla yetinelim."
Bu düşüncemiz devam ediyor.
Yargı gün gelir herkese gerekir. Bu yüzde'
yargıya yönelik haberierde bu kurumun yıp-
ratılmamasına özen gösterilmelidir. Son gün-
lerde sistemli olarak, kesintisiz biçimde ya-
yımlanan habeıierin bu özenden uzak oldu-
ğu düşüncesindeyiz. Bu nedenle Yargıtay
Başkanı Eraslan Özkaya'nın tüm bu iddiala-
ra karşı söylediklerini dünkü gazetemizde
manşet yaptık.
Cumhuriyet gelişmeleri dikkatle izliyor. Doğ-
rulattığımız, belgesine ulaştığımız her geliş-
meyi okura ulaştıracağız.
Denizcilik dosyası
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, bu coğ-
rafı durumun yarattığı avantajı kullanamıyor.
Sadeceistanbul'dadeniztaşımacılığınıntop-
lu ulaşımdaki payı yüzde 3.5. Denizcilik sek-
törü de gereken yatınmlann yapılmaması ne-
deniyle dünya standartlannın çok altında. De-
nizlerden tam anlamıyla yararlanılamadığı gi-
bi Hazar petrollerinin dünya pazanna açılma-
sıyla birlikte Boğazlar'dan geçen tehlikeli yük
gemileri deprem kadar büyük bir risk oluştu-
ruyor.
Marmara Denizi veTürk Boğazlan'nda ula-
şım hizmeti sunan Türkiye Denizcilik Işlet-
meleri, Istanbul Deniz Otobüsleri AŞ ve özt,'
motor şirketleri arası ndaki ters rekabet ve
kopukluk ciddi aksaklıklara neden oluyor. Bu
çok başlılıktan şikâyetçi olan üç kurumun da
birleştiği nokta ise "Raylı, karayolu ve deniz-
yolu sistemleh arasında bilet, seferentegras-
yonunun sağlanması".
Günde ortalama 23, yılda ise 8 binin üze-
rinde patlayıcı yük taşıyan geminin geçiş yap-
ması, Boğazlar'ı her gün olası facianın karanlık
yüzüyle karşılaştınyor. Istatistiklere göre Türk
Boğazlan'nda meydana gelen kazalann yüz-
de 85'i kılavuz kaptan alınmamasından kay-
naklanıyor. Bu yıl sonunda 9 bin 500 adet
tehlikeli yük taşıyan geminin geçeceği tahmin
edilen Boğazlar da artık bu trafiği kaldırmıyor.
Türkiye payını alamıyor
Dünyanın 350 milyar dolarltk deniz ticaret
pastasından Türkiye kendi payına düşeni de
alamıyor. Çünkü, henüz uluslararası standart-
larda bir fıîoya sahip değil. Deniz ticareti açı-
sından 23. sırada yer alan Türkiye'de, deniz-
yolu kabotaj taşımacılığının toplam taşıma-
cılıktaki payı yüzde 3-4.5 arasında değişim gös-
teriyor.
Denizyolu taşımacılığının ve deniz ticaret^
nin sorunları, her yıl tehlikeli yük taşıyan ge-
mi geçiş sayısındaki artış nedeniyle risk al-
tında olan Boğazlar, AKP Hükümeti'nin de-
nizyollarında kadrolaştığı iddialan, değişen
yönetmelikler nedeniyle işsiz kalan gemi
adamlarının sorunlarını geçen hafta, arka-
daşlanmız Özlem Güvemli, Hilal Köse ve Yu-
suf Özkan masaya yatırdı.
Olimpiyatlarda son hafta
Spor dünyasında şu sıralarda olimpiyat he-
yecanı yaşanıyor. Ve dört yılda bir gerçekle-
şen bu büyük organizasyonda artık son haf-
taya giriyoruz. Oyunlardaki en ufak ayrıntı
Cumhuriyet'in usta kalemleri Kahraman Bap-
çum ve Attan Ayanoğlu tarafından sizlere ak-
tarılırken, Atina muhabirimiz Murat llem d^
ilginç haberleriyle dikkat çekiyor. Arif Kızıl-
yalın da oyunlan dünden itibaren Cumhuri-
yet okurları için izlemeye başladı.
Seyircinin atletizm dışında fazla ilgi göster-
mediği 28. Yaz Olimpiyat Oyunlan'nın ilginç
bir yönü de doping olaylanndaki artış. Özel-
likle halter branşında 6 kişinin kural dışı ilaç
kullanması, bu sporun geleceği için tartışma
başlatabilir. Türk halterci Şule Şahbaz ın da
bu 6 sporcudan biri olduğunu anımsatmak-
ta yarar var. Umanz halter sporu doping skan-
dalları nedeniyle yıpranmaz da 19 yaşında
sakat sakat olimpiyat şampiyonluğuna ula-
şan Ankaralı Taner Sağır, 2008'de, 2012'de,
hatta 2016'da da kürsüye çıkar.
Bilimsel olarak kanıtlanmadığı halde med-
yamız tarafından doping yapmakla suçlanan,
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nce de
yerden yere vurulan Süreyya Ayhan ise do-
ping kontrolüne girmek istemeyen iki Yunan
atlet Kostas Kenteris ve Katerina Tha-
nou'nun IOC (Uluslararası Olimpiyat Kora-
tesi) tarafından temize çıkanlmalan sonrası sa-
nıyoruz kendisine yönelik dayanaksız eleşti-
rilerden biraz kurtuldu. Süreyya Ayhan konu-
sunda da spor servisimiz, objektif olmayı yeğ-
ledi.
İyi haftalar.