14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 /ĞUSTOS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK A E D Ü L C A N B A Z ' IN" 2SKMİ1İ 3İHDSN PAİfİE FÜM ÜLKELEÜ ÜALKlAfl. Asartepe'deki antik kentin kulesine çıkınca sol tarafGadpaşa, sağ tarafManavgat; eğer hava izin verirse Tnemebisler'inHamaxia'sı 7 orulduğumu hissettım. Koca bir taşın üstünden sağ ayağımla, dikenlı otlann arasındakı bir başka koca taşa adım atarken geride kalan sol ayağımı ya- nıma çekemeyeceğimi sandım. Dü- şüp yuvarlanacağımı anladığım o anda, kalan son gücümle dizlerimin kesilen bağlanru onardun ve koca ta- şın üstünde iki ayağımı yan yana getirmeyı başardım. Patlak bir bah- çe hortumu gibi vücudumun her ye- rinden ter fişkınyordu. Takvim ağus- tosun başı; saat öğleden sonra dört buçuktu ve ben Hamaxia'nın en te- pe noktasındaki yansı yıkık bir ku- lenin en tepesindeydim. Aşağıda, puslu bir Akdeniz vardı. Hamaxia'nın yıkık kulesinin ya- tık taşlanndan birine oturdum. Yorgundum. Taşların üstii yazıt dolu Toprak yolu, taşlı yolu, dikenli yo- lu, otlu yolu, ağaçlı yolu, taşlı ve di- kenli yolu, ama hep dik bir yolu tır- manmak tam 45 dakika sürmüştü. Dikenler bacaklanmı çizmişti. Güneş ensemi pişirmişti. Yanımdaki küçük şişenin dibinde iki parmak su kalmıştı. Yıkık kuleden indim. Bir duvar dibi buldum, oturdum. Yola çıkarken şişedeki su soğuk- tu; şimdi hamam suyu gibiydi. îç- medim, ensemden aşağıya boca et- tim. Şapkamın siperliğini ters çevirip ensemi korumaya aldım. Tam karşımdaki duvann siyaha çalan kesme taşlanndan biri yerin- den kopmuştu. Duvann gediğinde toprak rengi taşlarla örülmüş başka bir duvar vardı. Başka taşlann üstü yazıt doluydu. En az 2 bin yıl öncesinin duvan, sonraki yüzyıllarda yaşayan insan- lar tarafından başka bir duvarla ka- patılmıştı. Her taşın altı tarihti. Alanya'dan Antalya'ya gider gibi yapıp altıncı kilometrede sağa sapa- rak küçük tepeleri tırmanıp bir altı kilometre daha gittikten ve Elikesik köyünü geçtikten sonra motorlu her türlü taşıt için yolun bittiği yerden, yöre halkının "Sinek Kalea" dedi- ği yere doğru tırmanmaya başlamış- tım. Niye tırmanmıştım? Hamaxiaye- rine Ege ya da Akdeniz'in herhan- gi bir kumsalında olabilirdim. Beş yıldızlı herhangi bir tatil köyünden izlenim yazabilirdim. Rakının veya şarabın keyfini çıkarır. herhangi bir ızgara balığın lezzetini tadar, aşçı- başı için övgüler düzebilirdim. Amasyalı strabon Dağhk Kilikya yetmemiş gibi Pam- filya'nın da dağlanna vurmuştum kendimi. Sanki tanıdık birini anyormuş gi- bi... Fakat o da ne? Galiba biri var... An- tikçağın coğrafyacısı Amasyalı Stra- bon: Hamaxia'run gemi yapımında kul- lanılan sedir ağaçları ile ünlü oldu- ğunu yazıyor ve Antonius'un Ha- maxia kentini KJeopatra'ya armağan ettiğini anlatıyor. Sedir ağacı sattığına göre bir de li- manı olmalı Hamaxia'nın... Bin kü- sur yıl sonra kıyıdaki bir ruristik te- sisin kumsalında kalmış antik lima- nın kalıntılan. Kleopatra'ya sunulacak kadar de- ğerli ve fakat daha sonra unutulacak kadar değersiz bir kent burası... Tepenln adı Asar Çıktığım bu sivri tepeye, yöre hal- kı "Asartepe" diyor. Hamaxia, unu- tulmuş olsa da "tarihieserler"le adı "asar"a çıkmış tepenin... Denizden yüksekliği 300-500 merre mi bil- mem, ama tepenin sol yanında ka- lan Alanya Kalesi, inişe geçmiş bir uçağın penceresinden gibi görünü- yor. Havada pus olmasa sol tarafta Gazipaşa, sağ tarafta Manavgat du- ruyor. Hamaxia'dahiçkazıyapılmamış... Kentin planı bile çıkanlmamış... Toprağın üstünde duran birkaç par- ça eser müzeye götürülmüş... Ha- maxia'da yıllar önce birkaç yazıt okunmuş, hepsi o kadar... Ve daha okunacak o kadar çok yazıt var ki... Kim bilir neler anlatıyor, şu kar- şundaki duvardan düşen taşın arka- sından çıkan öteki duvarda yazan- lar... Kentin en belirgin yapılan, tepe- deki kule... Aşağıda sur duvarlan... Hamam, tapınak, çeşme ve ostotek kaluıtılan... Ostotek, taştan oyulmuş kül kutu- su oluyor. tçine ölenlerin külleri ko- nuyor, özenle... Sonra birileri gelip kınyor bunlan, içinde hazine bulmak umuduyla... Alanya Müzesi, ostotek dolu... Bir de mezar steli var. Stel, Hamaxia'dan getirilmiş. Dört kanş yüksekliğinde, üç yanı yontuhnuş bir taş. Stelin Ön yüzü bir tapınağın giriş kapısını an- dınyor. Orta yaşta bir kadın ve bir erkek önde oturuyor; genç bir kız ve bir oğlan arkada ayakta duruyor. Kadının adı Nana. Adamın adı Tremebis. Oğlanın adı Kilaramos Kızın adı yok. Anne Nana'nın başı örtülü, bacak bacak üstüne atmış. Oğul Kilaramos, elinde mızrakla as- ker giysileri içinde. Adı olmayan kız kardeşinin de başı örtülü. Tapı- nak sembolünün üçgen alınlığında bir aslan ve bir boğa kafa kafaya duruyor. Alınlığın köşelerinde bı- rer aslan ve yanlannda diz çökmüş boğalar var. Hayat, mücadele için- de geçiyor... Stelin sağ yüzündean- ne Nana, torunu ve oğlu Kilara- mos'la birlikte betimlenmiş. Kilara- mos bu kez genç bir atlet görünümün- de; çıplak. Sol yüzde baba Treme- bis, oğlu Kilaramos'la ayakta duru- yor ve tokalaşıyor. To- kalaşma genç yaşta ölümler sonrası yaşa- nan vedalaşmayı anlatı- yor. Stel, Jsa'dan önce- ki 1. yüzyıla dayanıyor. Hamaxialı Tremebis Ai- lesi, artık müzede yaşı- 'ört kanş yüksekliğinde, üç yaru yontulmuş bir taş. Stelin ön yüzü bir tapınağın giriş kapısını andınyor. Orta yaşta bir kadın ve bir erkek önde oturuyor; genç bir kız ve bir oğlan arkada ayakta duruyor. Kadının adı Nana. Adamın adı Tremebis. Oğlanın adı Kilaramos. Kızın adı yok. yor. Taşların otlara, otlann dikenlere ka- nştığı bu kentte insanlar yaşadı ve geride yazıtlannı bırakıp gitti. Niye gitti, nereye gitti? Varlığı Roma öncesine dayanan Hamaxia'nın tarih sahnesinden çe- kilişinin Bizans döneminde olduğu sanılıyor. Ama niye terk edildi bu kent, bilinmiyor. Hermes habercl tanrı Şu hamam... Hamamın duvar ka- lıntısı, bir anıt gıbı... Yaldaşık beş metre yüksekliğinde. iki kulaç enin- de bir duvar. En tepedekı taşlar düş- tü düşecek gibi, ama yennde duruyor. Sert bir rüzgâr, taşlardan binni daha düşürünceye kadar birbirlerinden ay- nlmıyorlar. Hamaxıa'nın sembolü, zamana direnen bu duvar olmalı. Zamanmda, Hamaxianın kültü Hermes'miş... Hermes haberci tan- n olmakla birlikte aklı ve kurnazlı- ğıyla hırsızlann, kunıarbazlann ve tüccarların koruyucusuydu. Anlaşı- lan o ki servetlerim sedir ağacı tica- retinden yapan Hamaxialı tüccarla- n korumaya Hermes 'in gücü de yet- memiş. Hermes'i tarihe gömen insanoğ- lu, Isa'dan epey sonra sedir ağaçla- rının kökünü kurutmayı başarmış. Dağlar. iğne yapraklı çamlara kal- mış. Dünya kimseye kalmıyor ama dünyada da bir şey kalmıyor. Yorgunum... Herhangi bir yerde durup dinlen- mek istiyorum. GEÇMÎŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Soyuttan Somuta Giderken... Gazetecilerin, zaman zaman başlarını belaya da soksa, haksız yere suçlanmalanna da yol açsa baş- ta gelen işlevlerinden biri soyutu somuta dönüştür- me görevidir. Bu nedenle bıkıp usanmadan soru üstüne soru yö- neltirler haber kaynaklanna. Ancak haber kaynak- ları ya usandıklannda ya da kaçamak yollan tıkan- dığında titizleniverirler. Ve tabiri amiyane ile belirtir- sek film işte orda kopar. Haber kaynağı ayncalıklı ko- numundan yararlanıp soruyu gazetecinin ağzına tı- kamaya kalkışır. Haberin ana konusu gider, o pek de sık olmayan davranış gündem konusu olur. • • • Ustalarımızın son günlerindeki yaklaşımına katkı sağlamak için iki anıyı da ben nakledeyim. Devlet Planlama Teşkilatı yeni kurulmuş. Müste- şar Kara Zrya diye ünlü Ziya Müezzinoğlu, bası- nın merkezi olduğu için Istanbul'da, Valiligin geniş gınş bölümünde basın toplantısı yapıyor. Uzun sü- ren açıklamalarına göre artık sanayi, tanm dahil, her alanda yatırımlar, hazırlanacak planlara göre yapı- lacak. Nereye hangi üretimi yapacak fabrikanın ku- rulacağı, hangı tarımsal alana hangı ürünün ekilece- ği önceden belirlenecek. Tercihler, siyasetçilerin oy sağlama tercihlerinden çıkanlarak bilimsel verilere bağlanacak. Konuşma bitti. Sorular bölümüne geçildi. Açıkla- malan somuta dönüştürmek isteyen ustalarımızdan (Tanrı uzun ömürter versin) biri soruyu yapıştınver- di: Yani beyefendi, ben bundan sonra patatesi kaç kuruştan yiyeceğim? • • • Süleyman Demirel Adalet Partisi (AP) genel baş- kanlığına seçilmış, ancak milletvekili değil. Bu ne- denle de bütçesi reddedildiği için istifa eden Ismet Inönü'nün yerine hükümeti kuran Suat Hayri Ür- güplü'nün kabinesinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı olarak yer almış. Istanbul'a bu sıfatla ilk gelişi. Hızlı bir Istanbul tu- ru Heybeliada'daki Deniz Harp Okulu'nun diploma töreniyle başladı. Ticaret ve Sanayi odalannı, bele- diyeyi, sanırım eski bir Devlet Su Işlen genel müdü- rü olmasından dolayı Sular Idaresi'ni (sonra (ISKİ) do- laştı. Sıra geldi Vilayet'teki basın toplantısına. Sağlık'ta sosyalizasyon dönemi başlamış. Sağlık ocaklan köylere kadar hizmet götürme aşamasın- da. AP kuruluşundan bu yana plana karşı bir yakla- şımda ama daha "Bize plan değil, pilav lazım" de- nilmemiş. Sağlık konusunda uzman bir meslektaşımız soru bölümünde söz aldı. 10 dakikayı aşan bir konuşma yaptı. Konuşma bittiğinde Oemirel yanıt verdi: - Telkinlerinizi anladım ama sorunuzu anlamadım. Bu anıyı şunun için yazdım. Demek ki taşı gediği- ne koymanın kibarca yapıldığı dönemlerimiz de ol- muş. • • • Mılli Eğitim Bakanı, Doç. Dr. Hüseyin ÇeJik yap- tığı açıklamayla ilk ve ortaöğretimde müfredat prog- ramlannın tümden değiştirileceğini söylemiş. Önce şu Nuh Nebi'den kalma "müfredat"\ değiş- tirsek de herkes anlasa diye düşündüm. Türkçe Sözlük, kelime karşılığını Arapça ve çoğul olarak is- me dönüştüğünü belirterek "Bir bütünü oluşturan bireyler, aynntılar" diye veriyor. Her şeyin bir müfre- datı yani ayrıntılan var. Bir listenin, hesabın aynntı- ları gibi. Sözlükte "müfredatprogramı"nm karşılığı olarak da "öğretim programı" kullanılmış. Progra- mı yenilerken adını da yenilesek daha iyi ve yarariı olur gibi geliyor. Bakan'ın açıkladığı ilkelere eğitimcilerin karşı çı- kacağını pek sanmıyorum. Çünkü soyut sözler. Onemli olan somuta dönüştünjlecek (çerikleri. An- cak onlan bilemiyoruz. Ana hatlanyla belki Bakan bi- liyorama, ayrıntılan onun da bildiğini sanmıyorum. Yalnız açıklamada Avrupa Birliği (AB) normlann- dan söz edilmiş olması, ne yalan söyleyeyim biraz midemi bulandırdı. Çünkü biz AB kriterieri zırhının ardına sığınılarak yapılmış çok düzenleme gördük. AB kriterieri, ço- ğunun genel ya da madde gerekçelerinde kalıver- di. işte son somut örnek Türk Ceza Yasası Tasansı. Inşallah yanılınm. Milli Eğitim Bakanı'nın işi gerçekten zor. Bir yan- dan kendı partisinin savunduğu görüşleri AB kriter- leriyle bağdaştırma çalışmalan öte yandan soyutu somuta çevirmek isteyen gazetecilerin sorulan. Bu kez film kopmasa bari!.. oerinc(« cumhuriyet.com.tr TC KARŞIYAKA1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Davacı Karşıyaka Beledıyesi Başkanlığı vekili tara- fından davalı Selün Ce\-at Munar aleyhine açılan is- timlak davasının verilen ara karan gereğince, Davalı Selım Cevat Munar tüm aramalara rağmen teblıgata yarar açık adresi tespit edilemedıgınden ıla- nen tebligat yapılmastna karar verilmiştir. Duruşması 15. 09.2004 günü saat 9.50'ye bırakımhştır. Behrtilen gün ve saatle duruşmaya gelmesi veya kendısıni bir vekılle temsıl ettırmesi. aksi takdirde yokluğunda dunı^maya devam olunacağı ve karar ve- nleceği hususlan tebliğ olunur. 11. 08.2004 Basın: 37368 TC ÇARŞAMBA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2000/351 Davacı Meliha Köse vekili Av. Fahrettin Canbulat tarafından dav^alılar Necdet Ergin ve arkadaşlan aley- hıne mahkememize açılan taksım davasının mahke- memızde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca, Davacı vekili mahkememize verdiği dava dılekçesı ile dava konusu yapılan Çarşamba ilçesi, Sefalı Köyü hudutlan içerisinde bulunan 423, 330, 333. 334, 20 ve 40 parsel sayılı taşınmazlann taksunıne aksi tak- dirde satışı suretiyle ortaklığın gıderilmesinı talep et- miş olup davalılardan Necdet Ergın'ın tüm aramalara rağmen bulunamamış olup, belirlenen duruşma günü olan 04. î 0.2004 günü saat 9.30'da duruşmada bizzat kendısı veya bir vekılle temsil ettırmesi HUMK'nun 213 ve 217. maddeleri uyaruıca ilanen tebliğ olunur. Basın: 26906
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear