22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
kİUSTOS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ürnekköyden arta kalan CDTL) MımariıkBölürnü öğ- rein üyesı, şaır Ali Cengiz- ka\ btr süredir "Âhi Mes'ûd hmûne Köyü" üzerinde ça- tefarciyor. BildiğimizEtımes- g.tjzerindeyani. Cengizkan, "•Lgûn" diyor, "yolunuzAn- ten *nın Etimesgut ilçesine ajerse, buralarda çok değil V. nl ânce kurulan bir ömek (nmûne) köyün yerini boşu- m aramaym, kimse bilemi- y.r.." Bu gıdişle kimse bıle- rre/ecekde... AhiMes' ûd Nu- mhe Köyü'nün kuruluşöykü- SJ şöyle: Lozan Antlaşma- s rın imzalanmasından son- re Karşılıklı değişım nedeniy- leAnadolu'ya gelenlerin yer- teşirilmesı için Etimesgut böl- gsinde yatı mektebt, hasta- resi, yollan, hamamı, kayma- karnlıkbinası, çarşısı ve evle- r te bir örnek köy yapılması kararlaştınlır. Falih Rrfkı Atay, 25 Eylül 1928 tanhli Hâkimiyet-i Milli- ye gazetesinde "Âhimesut" tö/üne ilişkintasanmı şöyleta- nmlar. "Şımdi Orman Çiftli- ğ'nin b/raz ötesınde bir mu- tioB üoğuyor: Âhimesut kö- yü. modem köylû cemiyetinin nûvesi olmak üzeredir. Kırk eJH kadar güzel ev, gürbüz ve canlı bir unsur, en hurda te- sisatma kadarbir nahiye me- kanizması: Geleceksene ora- dan geçecek olanlar bu sene Orman Çiftliği'nin ekinleri ve yeşilliği arasından geçenler kadar hayrete düseceklerdır. Toprak gibi, Türk köytüsü de emsalsiz temeddün (uygar- laşma) kabiliyetınin ilk inkişa- fını (açıhm) oradagösterec&k- tir." Ali Cengizkan, Âhi Mes'ûd Numûne Köyü'nden ardaka- lanlar ile ilgili bilimsel araştır- masının daha başlangıcında- dır ve kendi deyimıyle "ürkü- tücü verilere" ulaşmıştır: - 1984 tarihli Yerel Yöne- timler Yasast sonrasında ye- ni kurulan Etimesgut Beledi- yesi'nin yerleştığini bulgula- dığımız yatı mektebi yapısı, belediyenın yapıyı 1998'de terketmesınden sonra kendi haline bırakılmış; yıl yil gide- rek daha kötü koşullaradâyan- mak zorunda kalmıştır. Oku- lun iç kapılan ve ahşap aksa- mı büyükölçüde sökülüp gö- türülmüş; pancur ve kepenk- leri ile zemin kattaki camlan tahrip edilmiştir. - Çarşı, dükkânlar, fmn ve hanyapısı ise nahiyeden ilçe- ye dönüşüm sonrasında, kay- makamlık kurumlaşması sıra- sında yıkılmışve bugünkükay- makarnlık yapısı inşaedilmiş- tir. - Hamamın günümüze ge- lebilmesi ise.. konutadönüş- türülmesiyoluyla kullanımının sürmesı sayesindedir. Şu an- da 5 adet iki katlı konırta dö- nüştürülen yapı, Çocuk Esir- geme Kurumu tarafından loj- man olarak kullanılmaktadır. Burada sorun "hamamın ko- nuta dönüstürûlmesindekiso- runsaltar" arasındaortayaçı- kabilecek "mekânsal ve fizik- sel uygunluk" tartışmalann- dan, yeni halinın kanıksanmış ve özgün durumunun unutul- muş olmasından kaynaklan- maktadır. Açıkçası, Ali Cengizkan, to- pu topu 80 yıl önceki bir ya- pılaşmayı, bir "CumhunyeVin çaga yeriesme modeli'n, Âhi Mes'ûd Numûne Köyü'nü bir mimar gibi değil de neredey- searkectoggibiçalışarak gün- yüzüne çıkarmak zorundadır! MKKANSl com.%"" Kabaran dalga Oğiu Engin Tonguç, "Ismail Hakkı Tonguç (yaşamı, öğretisi, eylemi)" adlı çalışmasında, BabaTonguç'un 1960'taYeniUfuklar'da yayımlanmış son yazısının "Softalık" olduğunu belirtir. Ismail Hakkı Tonguç, "softa" için şu saptamayı yapmış yazısında: "Bir adı da yobaz olan bu yaratık; doğanın değil, toplumsal kurumlann ürünüdür." Konuyu şöyle açmış Tonguç: "Bilim, sanat ışıklanyla aydınlatılmayan toplumsal çevre, bu yaratığı türlü inançlan, gelenek ve görenekleriyle besleyip bağnnda yetiştirir; softalık yoluna sapmayacaklann başına bela kesilecek durvma getirir. Türlü türlü softa vardır: Din softası, eğitim softası, bilim softası, politika yobazı.. gibi. Bunlann hepsi, bireyleıie dünya nimetleri arasına kalın, siyah bir perde germeyi iş edinirter; halkı karanhk içinde tutmak, toplumun duygulannı okşayarak onun kapılganlığından yararianarak kendi davalannı yürütmek amacı güderler." Softaiığın giderek kabardığı bir kıyıdayız. Softalık dalgası, kıyıyı yaladıktan hemen sonra daha güçlü vurmak için önce çekiliyor... Dalga, eğrtimde şimdilik çekildi, sonbaharda kınlmadan yine abanacak. Tonguç'un dediği gibi aydınlar hazır olmalr. Aydınlar; hangi koşullar içinde ve nerede olurlarsa olsunlar, softanın karşısına dikilmeli, yılmadan, bıkmadan onun etkilerini silmeye çalışmalı; yazıdan, resimden, fılmden, sözden, yontudan, müzikten yararlanarak halkı aydınlatmayı görevleri saymalı, yobazdan daha yürekli olmalılar." Hani kimi yapılar özerkleşince ya da bağımsız kurullara dönüş- türülünce soruntar çözülecekti? Çözümü bir yana bırakın, işier arapsaçma döndü, halk yaranna hiçbir gelişme de yaşanmadı. Yaşanamazdı da zaten, çünkü düzenleyici kurumlar ya da ku- rullar, TODAİE öğretim üyesi Dr. Seriye Sezen'inrtadesiyle"dev- letin tömüyle yeni baştan kur- gulanmasına dayalıpolitikalann' to sonucuydu. Sezen'e göre, kü- Bağımlılık yapan kurullar resel planlamaya dayalı olarak özelleştirme, serbestleştirmeve giderek ticarileştirme politikala- nyla devletin egemenlik alanlan- nın darattılmasıyta başlayan sü- reç, piyasalan düzenleyici ve de- netleyici role sıkıştırılan devlet anlayışıylasürdürüimüştü. Üçün- cü aşama da, devletin yeni rolüı içrıyeni aktörterei, düzenleyici ku- rumlann yaratılması olrnuştu. Düzenleyici kurum ve kurulla- nnın öne çıkan yanlan nedir? Se- zen, çok somutrfadelerleaçıklı- yor: "Bunlann ortak özelliği, ya- sama, yürütme ve yargı erkleri- ne tantnmış olanyetkilerle kıyas- lanabilecekö/çöde kamusalgüç ve yetki kullanmalan, kurumsal politikalar ve örgütlenmelerin- de, parasal ve insan gûcü kay- naklannda serbesti içinde olma- ian ve nihayet siyasetin etkiala- nının dışında tutulmalandtr." Sonuç? Geiinen nokta ortada: "Bu kunjmlaria birlikte üniter devlet yapısı içinde adeta 'hüc- re devletler1 yaratılmış ve 'imti- yazlı bürokrasi adacıklan' oluş- tunılmuştur." Aslına bakarsanız, kemirilen, bir halk yönetimi olan cumhuri- yettir. ÇALIŞAJNLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Çalışma ve Sosyal GüvenlikYaşı (2) Türk Yurttaşlar Yasası'nda (Türk Medenı Kanunu), erginlik yaşı 18, evlenme yaşı 17 olarak, İş Yasasf nda ise çahşma ya- şı 15 olarak belirlenmiştir. "Sosyal güvenlik yaşı nedir?" sorusunun yanıtuu sosyal gü- venlik yasalanndan öğrenelim. 1) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na göre: Bir iş sözleşmesine "dayanarakbir veya birkaç işveren tara- fından çabşonlanlar T ', 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kap- samında "sıgortah saNihrlar". 4857 sayılı İş Yasası 71. madde- siyle "OnbeşyaşmıdoldurmamışçocuklaniKjahşünlmasr ya- saklanmıştır. u Ancak, on dört yaşuu doldurmuş ve ilköğretimi- ni tamamlamış çocuklar, bedensel ve ahinsel ve ahlaki getişme- lerineve eğitime devam edenlerin okullanna devununa enge) o\- ma> acak hafif işlerde çahşbniabitirter" Böylece, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamına alın- ma yaşı da 14 olarak saptanmış olmaktadır. Sosyal Sigortalar Yasası, sosyal kapsamına aldığı sigortah- lann sosyal güvenliğini: 1) tş Kazalan ve Meslek Hastalıklan Sigortası, 2)Hastahk Sigortası, 3) Analık Sigortası, 4) Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalan, olarak dört ayn si- gorta kolundan sağlamaktadır. 18 yaşını doldurmamış olanlar için, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan kolu dışında kalan diger üç sigorta kolu, ek- ° ; ksiz ve koşulsuz olarak, malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta ko- s ı ise, koşullu olarak uygulanmaktadır. "18 \aşından önce maluflük, yaştabkve ölüm sigortalanna ta- biolanlann stgortahhksüresi, 18yaşınıdoklurduklantarihtebaş- lamış kabul edilir. Ancakbu tarihten önceki süreler için ödenen malullük,yaşhhkve ölüm sigortalan primleri, prim ödeme gün savılannın hesabuıa dahil ediür." Ancak, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlanna Tabi Ola- rak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesine Üişkin Yasa'mn, "Uy- gulamaYönetmeöği'' uyannca (Yönermelik Madde 4) "1/4/1981 tarihinden önce sigortanolaraktescil edilmiş bulunanlann hak- lansakbdnf 2) 2925 sayılı Tanm Işçileri, Sosyal Sigortalar Yasası: Yasanın 4. maddesinde, "18 yaşuu doldurmamış olanlar (~) sigortah sayıhnadar^ denilerek, tanm işçilerinin sigorta yaşı 18 yaş olarak saptanmıştır. 3) 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'na göre: TC Emekli Sandığı Yasası'nın tanıdığı haklardan yararlan- mak için. "Türk ujruğunda ohnakve 18 yaşını bitirmiş bulun- mak" gerekmektedir. Ancak yasanın Ek 21. maddesine göre "Bir meslek veya sa- nat okulunu bitirenkrden, TürkMedeni Kanunu hükümlerine göre kazai rüşt karan almak sureti>1e Türki>e Cumhuriyeti EmekliSandığı'natabive öğrenimleriile ilgiligörevlere atanan- lar hakkında, 5434 sayıh kanunun 12'nci maddesinde yazıh 18 yaşm bitirflmiş olması şarü aranmaz". 4) 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'na göre: 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nda "18 yaşuu doldurmamış'* olanlar kapsam dışı bırakılmıştır. Böylece, 18 yaşmdan küçük olanlar, Bağ-Kur sigortalısı olamazlar. 2926 sayılı Tanmda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Yasası'na göre: 2926 sayılı Tanm Bağ-Kur Yasasrnın 5. maddesi uyannca, tanmda kendi adına ve hesabuıa çalışanlar, "on sekizyaşnn dol- durduklan tarihi takip eden yılbaşından mbaren sigortah sa\ı- hriar". Özet olarak, sosyal güvenlik yasalannda (özel durumlar dı- şında), sosyal güvenlik yaşı 18 (on sekiz) olarak belirlenmiş- tir. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak(o turk.net HARBt SEMİH POROY semihporoy <> yahoo.com H4Y4T FPtK TÎYATROS1 hayatepık o mynet.com O KANI BENIM tCtN ZİVAN ETMEYIH, HtPOKRAT YEMÎNINE RASMEN MAFVALAŞAN DOKTORA VERtN!.. BAK.SANA O OAHA KANSIZMIS HEMŞIRANIM ı... TEDAV1 SÜRECI "DAHA KÂRLT DIY HASTALARA BÎLEREK OR6AN NAKL SAGNAK TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 16 Ağustos ıcıcıc.mumiaz-ariiiun .cotn IRAN ŞAHI YURTDl&NA KAÇIYORL •tfSS'TS SuSÜN, İKAN ŞAHI Kt& PEHLEVÎ, KÜALİÇE SÜK£r># fLB ÛLKMSİNOEN KAÇTI. ŞAU, '«4<V pem.OLLBR.im UCUSALIAÇT1GMAK İÇİN MfÜCADELE VEREH ÛNLÜ BAŞSAtAN MUSAOCMK/H KAeşt Ç/KMIS; DAHASI, o*ıu PEĞİÇTHZM&C ÎÇİAJ Sie nûKÛMer oAt- SES'l HAZIRLATMtÇTIl . AUCAK, PUISLJM Og7?\yA Ç/K/A/C4, ALST OLANLAg. TUTUIOLANtlUZEM ŞAH DA UÇAKLA It&K KAÇMffTI'.SONISAKJ GLINLER MUSAPPIK>»NULARIY~ IA KAfZŞir GÜÇLEE. AŞASINPA ÇATIÇMALAG. Çt- j KARKBM, ŞAMN /ZBSİMLEISJ S A S A l N N £ e G (y BU ARAPA, İKAMDAKİ UAICLAfZ'N( yirr/SEM IN~ GİL/Z PE7KOL Şİ&ceTf (BfO VE ABP'NİN t>ES- TSGI ILJE ÇAGPtŞMALAlt ŞAH YÖUÜNPE * A&RLIK /CAZAfJACAKMUSADOIK Tûrkiye Gazeteciter Cemiyeti'nin yayınladığı günlük GazeteÜlke sofunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberieriyte sivil toplumlann gazetesı. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.5110875 TC ÇARŞAMBA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2000,351 Davacı Meliha Köse vekili Av. Fahrettin Canbulat tarafından davalılar Necdet Ergin ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açı- lan taksim davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca, Davacı vekili mahkememİ2e verdiği dava dilekçesi ile dava konusu yaptlan Çarşamba ilçesi, Sefalı Köyü hudutlan içerisinde bulunan 423, 330, 333. 334, 20 ve 40 parsel sayılı taşınmazlann taksimine aksi takdirde satışj suıetiyle ortakhğın giderilmesini ta- lep etmiş olup davahlardan Necdet Ergin'ın tüm aramalara rağmen bulunamamış olup, belirlenen duruşma günü olan 04.10.2004 günü saat 9.30'da duruşmada bizzat kendisı veya bir vekille temsil ettinnesi HUMK"nun 213 ve 217. maddeleri uyannca ilanen tebliğ olunur. Basın. 26906 NtLGÜN CERRAHOĞLU Fallaci'ninlslamıd) ROMA- "Çokinsansusuyor. Çokinsan konuşma- ya; dûşündüklerini, benim söyledikleıimi telaffuz et- meye korkuyor. Oriana Fallaci..." "Corriere della Sera"; Fatlacî'nin son kitabını tam sayfa ilanlannda, yazann devasa bir fotoğrafı ve bu sözleri ile tanıtıyor. Cumartesi günkü yazımda bahsettim. Oriana Fal- laci, 11 Eylül'de yayımladığı "öflce ve Gurur"ur\ de- vamını, geçen nisanda çıkarttığı "Akiın Gücü" isimli kitabıyla sürdürdü. Bu ikiliyi şimdi en son "Oriana Fal- laci, Oriana Fallaci ile Söyleşiyoıi" isimli "üçüncü bir kitapla" tamamlıyor. İki günde 650 bin sattı "Corriere della Sera"nın gazeteyle (4 Euro'ya) da- ğrttığı son kitap da "iki gûnde 650 bin satış rekoru" kıraraktükendi. Gazete şimdi ikinci baskıyı müjdeler- ken, Fallaci'nin reklamını işte bu sözlerle yapıyor: "Ben; hepin'ızin içindeolan, ama dile getirmeyekork- tuğunuz düşûncelere tercüman oluyorum" diyor özette Fallaci. Olayın dehşet vericiyanı tam dabu: Ital- ya gibi bir ülkede sessiz çogunlugun kendisini, "Fal- laci ırkçılığında" bulması... Gazete bayilerinde göz açıp kapanana dek tüke- nen kitapta Fallaci, "yüksek bir uygahık davası uğnı- na kendisini feda ettiğini" söylüyor. On yıldır uyu- makta olan kanseri "11 Eylül" yüzünden "nükset- miş". 11 Eylül'de öfkeyle bilgisayannın karşısına ge- çen yazar, o baskı senin, bu baskı benim; o çeviri, bu çeviri.. derken tedavisini ve kendisini ihmal etmiş. Kanseri uyanmış. Ciğerlerinden, nefes ve mide bo- rusuna yayılmış. Fallaci Fallaci ile söyleşirken, artıkçok zayıfve hal- siz... Kuru kuru öksürüyor, dayanılmaz ağnlar, acılar çekiyor... Ama ölümden korkmuyor. Savaş muhabir- liği günlerinde ölümle "köşe kapmaca" oynamaya alışmış bir çetin ceviz ya! Ama şimdi bir son "göre- vi", "m/syonu'var...Neymişo?Kendisözleriyle: "Wa- ke Up Occidente! Batıyı Uyandırmak..." Neye karşı? Bir "başka kansere" karşı... Hangi kanser?.. "Islamın Avrupa'yı ham yapıpyutması... Avrupa'nın /slam/aş- ması..." Butehdit Fallaci'yi -genekendi sozieriyle- "has- talığından çok daha büyük, çok daha dehn acılara gark ediyor..." Duygu sömürüsü ile 'aklın gücü'î Pes doğrusu... Bizim eskiTürk fılmlerine taş çıkar- tan bir duygu sömürüsü bu... Bir dönem faşizm kar- şıtı mücadelesi ile hatırlanan prestijli, şaygın bir ga- zetecinin bir gün bu noktaya geleceği düşünülebilir mi? Ama Fallaci geçmişi ile bugünü arasında hiçbir çelişki görmüyor. Ona göre geçmişin "Nazi faşizmi" neyse, Avrupa kapısındaki "yeni Islam tehlikesi'de o. Neden? Çünkü "Islam teokrasi öngörüyor. Teokrasi demokrasiyireddediyor. Islamla demokrasininyan ya- na gelmesi mümkün değil." Nokta. Fallaci duoır mu? Vatiyle faşizme karşı nasıl aman- sız bir mücadele verdiyse, kanserli haliyle tek başına bugün "Islam faşizmine karşı" ayni mücadeleyi veri- yor. "Eski yol arkadaştanna"; Itâlyan soluna, komü- nistlere, banşçılara -bu mücadelede- kendisini "yal- nız bıraktıklan" için bu arada çatıyor. Onlaria da he- saplaşmasını yapıyor. "Zeytin Ağapr liderterinden Prodi'yi yerin dibine batmyor Fassino'ya fırça çeki- yor. Beıiusconi'yi kolluyor. Bush'tan hoşnut. Son ki- tabın {"Fallaci Fallaci ile Söyleşiyor") özeti bu. "Üçlemenin" entehlikeli olanı ikinci kitap: "Akiın Gü- cü" bana göre. "öfke ve Gurur" baştan sona ırkçı bir hezeyandı. "Fallaci'nin Fallaci ile söyjeştiği" son ki- tap; tamamen klinikvak'a "Aklın Gücü° isefarklı. "Ak- hn Gücü"ünde Fallaci din, tarih vegüncel olaylan çar- pık ama çarpıcı bir analiz ve harmanlamayla bir ara- ya getiriyor. Güçlü kalemi ile günlükyaşamlannda "uygahık ça- tışmasının çeliskilehni" yaşayan; bu çelişkilerden et- kilenen "ortalama Avrupalı"ya son derecede etkile- yici bir sunuş yapıyor Fallaci. Sunuşun "basitliği", 700 bin tirajlı, amiral gazete "Corriere delle Sera'nın emsalsiz promosyonu ile bir araya geldiğinde; başlı başına bir "marka" olan Fallaci isminin etkisi kamu- oyunda "bomba etkisi" yaratıyor. "Aklın Gücü" -kısaca özettemek gerekirse- uygar- lık çatışmasının Fallaci'nin kaleminden çıkmış "tek yönlü yorumundan" ibaret. Islam dünyasına her açı- lımı, hertürlü hoşgörüyü reddeden biryorum bu. Arna bu ayn bir yazı konusu. Düzeltme: Cumartesi günkü "Sağnak"ta Falla- ci'nin kitaplannı basan "R/zzo/i" yayınevinin bir bel- lek sürçmesiyle, Berlusconi'ye ait olduğunu yazdım. Başbakan Berlusconi'nin yayın grubu "Rizzoli" de- ğil,"Mondadori"dir. Düzeltir, özür dilerim. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Akdenizyö- resinde esen şiddetli, soğuk 2 ve kurubir rüz- gâr. 2/ Kanşık renkli... Bitki- 4 sel kökenli bir yıyecek ya da içeceğin da- " makta algıla- 7 nan hoş koku- g su. 3/ Bir ma- ğazanınyalntz bir tür eşya satılan bö- lümü... Birine dokun- sundiye söylenen söz. 4/Kendisine inanılan, sır verilen kimse... "Suna — " : Keman- cımız. 5/Yiyecekbu- lamayan.yoksulkim- 6 se... Rus ünparatorla- nnaverilensan...Tav- 8 lada "iki" sayısı. 6/ 9 Rüzgâr estikçe gaga- sındaki delvklerden güzel sesler çıkardığına inanı- lan masal kuşu. II Pamuk ipliğini sarmaya yarayan el çıknğı... Bir nota. 8/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Gerçek anlamının dışında kullanılan kalıplaşmış söz. 9/Küçüktuzlubisküvi... Nikel elementinin sim- gesı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Büyük Okyanus'un kuzeybatısında yer alan, dün- yanm en derin çukuru. 2/ Beddua... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 3/ Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü... Genelev işleten kadm. 4/ Hekimlü taslayan kimse. S/NâzunHikmet'in soyadı... Un, e ve bamya ile yapılan bir yemek. 6/ Utanç duyma.. Bir yargıya varmak ya da değer biçmek için başvu rulan ilke. II Sıvas ilinde bir göl. 8/Parlak renkli tüy leri olan küçük bir kuş. 9/ Bir çeşit börülce... Ü K t nin kanda birikmesi sonucu ortaya ç"kan hastalık
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear