22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9MAY1S2004PAZAR 10 P A Z A R YAZILARI dishablg cumhuriyet.com.tr Demokrasi için pasta ve limonata«Geçenlerde Amıerika'da dünyanui en fcüyük pasta ve limonata satışı ggerçekleştirildi. Bir cumartesi günü «oğlen saat 12.00 ıle 15.00 arasında _*\menka çapında 1100 ayn noktada yapılan satışa 14 binden fazla pasta üreticısi destek »erdi. 500 bin jAmenkalı etkınlikte aktif görev aldı. WJç saat sonra satıştan elde edilen toplampara 750 bin dolardı! Hayır. fc>u Guinness Rekorlar Kitabı'na eirmeye çalışan çılgın Amerkaiılann y e n i bir girişimi değildi. "Vapılan etkinliğtn büyüklüğü ve elde edilen paramn çokluğu nedeniyle rekor kınldı tnı bilmiyorum ama öyleyse bile etkimliğin arkasındaki asıl amaç bu değildi. Pasta satışı ıçin t>ir araya gelen onca insanın tek hedefi. kasım ayında yapılacak başkanlık seçımtnde George Bush'u koltuğundan etmek! Toplanan para. liberal aktivist grup MoveOn'un aylardır büyiik bir başanyla sürdürdüğü Anti-Bush kampanyada kullanılacak. Basit bir pasta ve limonata satışının böyle yoğun bir ilgi görmesınin nedenının arkasında bu ortak amaç yatıyor. ~™ Amerika çapında gerçekleştirilen pasta satışının en ilgi çekenlerinden bir tanesi de müzisyen Moby'nin New York"taki restoranında yapıldı. Restoranın bulunduğu sokak saat 12'den itibaren dolmuş, insanlar kek, pasta ve limonata almak için sıraya girmişlerdi. Çünku komedyen-yazar Al Franken, ABD Başkanlığı'na adaylığını koyup daha sonra John Kerry yaranna yanştan çekilen Al Sharpton. ünlü NEW YORK ZÜLAL KALKANDELEN rock grubu Sonic Youth ve Moby, satışı bizzat kendilen yaptılar. Basın mensuplannın da yoğun ilgi gösterdiği etkinlik için restoranın —"^^~—~™ bulunduğu sokak adeta tamamen kapatılmıştı. Kuyrukta bekleyen herkes, demokrasi için pasta almanın keyfini yaşıyordu. MoveOn yetkililerinin verdiği bilgiye göre pasta ve limonata satarak kaynak yaratma fikri, Bush'un kampanyasmdaki 2000 dolara bir tabak yemeğin servis edildiği ve yalnızca varlıklı kesımden insanJann katıldığı aşın şatafatlı etkinlıklerin karşıtı olarak akla gelmiş. "Demokrasinin halkın katılımı ile yeşerdiğini ve Amerika'da hâlâ demokrasinin işlerükte olduğunu göstermek istedik. Ortalama bir Amerikah vatandaş bile gelsin, ülkesinin kaderini etkile\en böylesine önemli bir seçim öncesinde birkaç dolaria da olsa siyasi oluşuma katkıda bulunabilsin ve bir araya gelince neler yapılabiidiğini halktan kopmuş siyasetçilere göstersin istedik" dıyorlar. Toplumsal ve siyasal sürece katılıp bir şeyler yapmak isteyen ama ne yapacağını bilemeyen ya da yapmak istediklen için uygun platform bulamayan ınsanlara yol göstermek. sivil toplum örgütlerinin görevi. O tatil günü Amerika'da. halkın politikaya. toplumsal olaylara aktif katılımının yaratılması adına güzel bir örnek yaşandı. Aynca binlerce insanı ortak bir hedef çerçevesinde buluşturan pasta ve limonata ikilisi sayesinde, Demokrat aday John Kerry için 43 bin broşür dağıtıldı. oy vermek için henüz kayıt olmamış 4750 kişinin başvurusu yapıldı. Ben de pastamı almak üzere sıraya girdim. Veganlar da unutulmamış, değişik pasta ve kurabıyeler konulmuştu tezgâhlann üstüne! Restoranda oturacak yer kalmadığı için herkes sokakta ayak üzerinde yedi pastasuıı. Güzel bir bahar gününde açık havada düzenlenen bir parti. bir şenlik gibiydi. Uzun süredir bu kadar Iezzetli bir etkınliğe katılmadığımı söyledim MoveOn yetkililerine. "Bir seçimi kazanmak hiç bu kadar tath" olmamışb!" diye karşılık verdıler. kzulalfe yahoo.com Münih'te Türk Film Günleri 1989 yılında Müruh'te yaşayan bir avuç entelektüel v e sınemaseverin bir araya gelip kurduklan "Sinema- Türk DerneğT, 15 kuruluş yıldönümünü peş speşe gösterime sunduklan fjlmlerle kutladı. Münih'in ünlü kültür merkezi Gasteig'da 23 Nisan - 2 Mayıs tarihlen arasında göstenme giren fılmler son dönem Türk sinemasının en çolc seyredilip sevilen örnekJer olması açısından dikkatçekti. Son yıllarda giderek artan "film getirtme sonınlan~'na ve bürokrarik engellere karşın b u işe gönül vermiş genç yöneticiler, tnı yıl 9 uzun metraj filmle sınırîlandınlmış olsalar da onlar, özellikle belgesel ve kısa fılmlerle genç kuşaklara çok önemli bir kültür olayının sevincini yaşattılar. Evet tarn 15 senedir büyük bir çaba ile Münih'teki Türklere sinema Joültürünü yaşatan bir demek Sinema-Türk. tşte şu günlerde de tekrar perdeler açıldı Müruh'te. 23 Nısan günü saat 19.00'da Ziya Öztan'ın "Abdülhamit Düşerken" adlı filmiyle başladı şenlik. Fılmden önce Dernek Başkanı C«enjpz San kısa bir konuşma yaptı ve açılışa davet edilen "Abdülhanıit Düşerken" ve "Sır Çocuklan" filmleri oyunculanndan sinema ^ ^ _ ^ _ ^ oyuncusu NurSürer'i sahneye çağırdı. Çok sayıda izleyicınin katıldığn geceye izleyiciler arasında Yasemın filminin oyuncusu Ayşe Romey de göze çarpıyordu. Toplam 9 uzun metrajlı sinema fılrrü, dört belgesel ve yine 5 kısa filmin yanı sıra açılış gecesi piyanist Aytin Aykan'ın kısa resıtali hankaydı. Evet her sene olduğu gibi bu yıl da dönüşümlü clarak iki kez izlenecek olan filmlenn ilk ömeklerinden biri "Kleine Freiheit" ile Ömer Kavurun ödüllü filmi "Karşılaşma" oldu- Aynca "Karşılaşma" filminin baş cyuncusu da Münih'e geldi ve büyük ilgi çekti. Sinema-Türk'ün da\etlisi olarak gelen "Avnıpa RüyasT filminin rejisörü Zarife Öztürkde Münihteydi. "Avnıpa RüyasT adlı bu filmin ardından (25 Nisan) aynı gün saat 18.00'de jönetmen Yiısuf KurçenJTnin imzasmı taşıyan "Gönderilmeyen Mektuplar" bir Türkân Şoray klasiği olarak genç izJeyıciierin ügısini çektı. Son anda programdan çıkanlan yönetmen Tayfiın PirsetimoğhTnun "Hiçbiryerde"sini boşuna bekleyenler olduğu gibi ncrmal sinemalarda izlenen MÜNİH EROLOZKAN "VTzonteleTuuba" da vardı listede. Bir diğer önemli film ise 30 Nisan ve 2 Mayıs'ta gösterilen "Rus GeHn" adlı yapıt. Bu bir Zeki Alasya çalışması. Bu arada kısıtlı olanaklarla sinema günlerini yaşatan dernek görevlilenni ve sponsorlan kutlamak lazım. Ozeflikle Münih Başkonsolosluğu, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-T\' Bölümü ve Alman Film ve Televizyon Akademisi (Berlin) tarafından desteklenen bu etkıniiklerin organizasyonlannda ise Cengjz San, Margit I idner. Kemal Bayraktar, CaroJa Sambolotvsky ve Hakan Can bulunuyor. Günümüz Türk sinemasına ait seçkin örneklerin gösterime sunulduğu bu film günlerinin en çok ilgi çeken bölümü ise genç sinemacılann merakla izlediği çalışmalardı bu sene de... Münih'te Türk film günlennin son iki günü Marmara Üniversitesi Sinema Bölümü'nde öğrerum gören genç sinemacılann çalışmalanyla renklendirilmış. Peş peşe 4 belgesel var görülecek... llkçalışma 1 Mayıs günü gösterildi. "Kestaneden fekneye" adını taşıyor. 23 dakıkahk bu belgesel 1996 yıh yapımı olup _^_^__ Mustafa Bülbiil imzasını taşımakta. Öte yandan Önıür Ank ile Namık l'gur'un ortak çalışması "A\Tilığa Düğün" Güneydoğu Anadolu'nun kültür yaşamına ışık tutarken "Çemberi Aşmak"ta ise Zatiha Orman. yaşamını tekerlekh sandalyede geçiren bir basketbol se\ dalısı gencin düşlenni yansıtıyor. Belgesel sinema dalında son çalışma ise "Dağlann Yalancısı'' adını taşıyor ve yine Güneydoğu Anadolu gerçeklenni beyazperdeye taşıyor.. Kim ne derse desin sinema bir yaşam biçimi. Kuşaktan kuşağa geçen bir sevinç ve coşku... Kısa fılmler ise öncü sınemanın es geçılmez deneylen olarak bilinmeli. Münıh Türk Film Günleri'nin en son günü olan 2 Mayıs"ta 5 kjsa film seyredildi. 2 Mayıs Pazar günü gösterime girenlerden ilkı Bilhan Derin'e ait "VVartan auf die Kükenzeit" isimli 22 dakıkalık bir çalışma. Onun ardından gelen "3 Engel für An" ise Roman Scfaaibie imzasını taşıyor. Yine peş peşe perdeye yansıyan "Sevda" isimli Sinan Akkuş çalışmasının ardından Didem Eraydanın "Hediye*sı ve yine "Çarpışma" adlı filmleriyle bu seneki Münih Türk Film Günleri de sona erdi. IH-M/I Sh\ h \ | MRI- İl C.İNC: ÖVKÜI.KR. H.KNİK KOMIAR. MAYIS 2004 SAYI. 24] Ozürlüler haklarını istiyor Afganistan'ın başkenti Kâbü'de500 özürlü kadın ve erkek bir gösteri düzeniedL Başkanlık sara\i önünde yapıian gösteride burkalan içindeki kadınlar dikkatçekti. Göstericiler, hükümetin özüriülerin sorunlannı daha fazla dikkate aimasınj istediler. (AP) Tarihe tarafsız bakmak..."Bugün inanılmaz nıudu bir gün: bu (soykınmın tanınması) artık bir kanun ve gclecek tüm kuşaklara anlatabileceğimiz bir şe> haline geldi" dedi Atom Egojan CBC kanahna verdiği demeçte. Evet en nihayet Kanada da 1915 Ermeni olaylannı soykınm olarak tanıyan ve kınayan ülkelerden biri oldu. Bu konu Türkiye'de yaşayan birçok kimse için ne kadar bilinmeyen. anlaşılmayan bir konu ise yurtdışında, özelhkle Ermeni gruplann lobicilik yapabildiği yerlerde yaşayan Türkler için de tüm sıcaklığıyla kanayan, her yıl tekrar deşilen bir yaradır. Her sene nisan ayına doğru yaklaşırken Ermenilerin bu konuyu gündeme getirme çabalan yoğunlaşır ve 23 Nisan gününü Ermeni soykınmını anma günü olarak ısrarla kabul ettirmeye çalışırlar. Bunun en birinci şarrı da, o ülkenin yasalannca soykınmın tanınması ve kınanmasıdır. tşte bu sene Kanada"da Ermeni lobisi bunu başardı. Parlamento 153-68 gibi bir oylamayla. 1915 olaylannı soykınm olarak tanıdığını ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kınadığını açıkladı. Oylama öncesinde parlamenterler, Kanadalı şirketlerin Türkiye'de kapmaya çalışhğı bir milyar dolara varan ihalelerin hahrlatılması ve iş çe\Teleriyle hükümetin baskılan da çıkan sonucu değiştirmedi. Oylamadan birkaç saat önce Dışişleri Bakanı Graham. oylamanın sonuçlannı bilircesine "Türk hükümetinin bu ovlamayı, Kanada'nın resnü görüşü degil de, parlamenterlerin özgür iradeleri olarak görmesini umduğunu" bildirdi. Yani, böyle bir yasa çıkanyoruz ve soykınm olarak kabul ediyoruz ama aslında bu, Kanada'nın resmi görüşü değildir demeye getirerek Kanada'nın ihalelerdekı yerini korumaya çalıştı. Ancak Bay Graham, doğru bir şey de söyledi; "En Kisi bu konulan tarihçilere bırakmaktır. Biz, Türk \e Ermeni dostlannı için bu konulan geçmişte bırakmalannı dileriz." İşin doğrusu da budur aslında: yani tarihi konularda yargıyı tarafsız tanhçılere bırakmak, politikacılara değil. Bugün Kanada parlamentosundan 153 kışi. bilmedıkleri, uzmanı olmadıklan bir konuda. kendilenne anlatılan tek taraflı hikâyelere dayanarak kararTORONTO vermiş veyasa çıkarmıştır. Zaten. bir politikacının bilimsel konular üzenne karar \erme hakkı nasıl olabilir? Bundan böyle tarih kıtaplannda Kanadalı çocuklara soykınm konusu anlatıhrken Yahudi soykınmı yanında Ermeni olaylan da örnek gösterilecektir. 24 Nisan günü okullarda Ermeni soykınmını anma günü olarak belletilecektir çocuklara. Müzelerde, hiç ilgisi olmayan resimler ve fotoğraflann altına "Türkler taranndan yapÜan Ermeni sov'kmmı" yazılacak ve Türkler lanetlenecektir. Bütün bunlar. fabrikasyon soykınmın tanındığı ABD eyaletlerinde yaşanmaktadır ve Kanada"da da yaygın olarak karşımıza çıkacaktır bundan böyle. 1*1 BERNADEMİRYOL Türk çocuklan okullannda öğretmenlerinden bunu öğrenecek. geçmişlerinden utanç duyarak yetişecektir. Işte bu yüzden, yasanın çıktığı gün biz Türklerin içinde bir şeyler eksildi. Şu anda dünya üstünde toplam on ülkede böyle bir yasa çıkanlmış ve Ermeni olaylan soykınm olarak tanınmışhr. Örnek olarak (demokratik) Fransa'nın yasalan gereğince, 1915 olaylanmn soykınm olmadığını söylemek, yani tarihi tarafsızca, politik araç olarak değil de. bilimsel şekilde. kanıtlara dayanarak anlatmak yasaktır. Bu sebeple ünlü tarihçi Bernard Lewis. Fransız mahkemelen tarafından suçlu bulunmuş, 1 frank para cezasına çarptınlmıştır. Levvis gibi, olaylan politikacı olarak değil de, tarihçi gözlüğüyle gören birçok tarihçi de, Ermeniler tarafından "so\kn-unj inkâr edenler" olarak yaftalanmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, 1915 olaylan sonrasında İngilizler, 56 Osmanlı üst düzey yetkilisini Malta'ya götürerek uzun ve kapsamlı araştırmalara girmiş, soykınmı kanıtlayacak belgeler aramıştır. Fakat ne tüm Osmanlı arşivlerini kontrolünde tutan ingilizler ne de Amerikalılar, yaşanan olaylann soykınm olduğuna dair bir kanıta rastlayabilmiştir. 80 sene evvel, tüm arşivler deşilmesine rağmen bulunamayan kanıtlar. bugün Ermeniler tarafindan üretilmekte ve tarihi hiç bilmeyen politikacılara gerçekmişçesine sunulmaktadır. Gelecekte çocuklanmızın dünyada başian dik ve gururla yer almalannın yolu, tarihımıze sahip çıkmaktan geçer. 'Özgürlük kendiliğinden gelmez' "Ozgüriük kendiliğinden gelmez." Bu söz ülkemızde iki kez büyükelçilik ve bir kez de başkonsolosluk yapmış olan Henrik Liljegrene ait. fsveçli emekli büyükelçi. bu hafta İs\eç'te yayımlanan "TalHn'den Ankara'ya -Bir İsveçK ve Diplomar Olarak" adlı anı kitabında (Timbro Yayınevi), son derece ince espriler ve eleştirilerle dış politikada geçen bir ömrü anlatıyor. Soğuk Sa\aş yıllannda Doğu Berlin'de ve Washington'da büyükelçilik yaparken tanık olduğu \ e katkıda bulunduğu olaylan. zamanın süzgecinden geçirerek açıklıyor. Kıbns'ta EOKA-B tarafından rehin alınması. Yunanıstan'da cuntaya karşı yapıian direnişi desteklemesi. bir gerilim kitabı okurgibi okunuyor. Ankara'da 1982-85 ve 1997-2001 arası büyükelçilik yapan Liljegren. ıkıncı göre\ ine. Isveç'in Istanbul Başkonsolosluğu'nda başkonsolos olarak başladı. O zaman birçok meslektaşı ona. Washington gibi bir merkezde büyükelçilik yapan, daha önce Türkiye'de büyükelçi olarak bulunmuş olan biri olarak bu görevi neden kabul ettiğini sormuş. Henrik Liljegren'in yanıtı şöyle: "Yanıtını, benim Türkiye'yi bir meslek diploman için birçokJannın diişündüğünden çok dahailginç STOCKHOLM GÜRHAN LÇKA.N gördüğüm şeklinde oldu. Türkiye'de kendimi evimde hissettiğiıni, daha çok önce burada görev vapmış olnıanın birçok avantaj jçerdiğini ve aynca hem hükümet üyeleri arasında hem de muhalefetten çok kişiyi tamdığımj söyledim." Ben Liljegren'le. 2001 de Ankara"da düzenlenen ıddıasız ve amatörce olan bir fotoğraf sergımı desteklediği için tanışma olanağı elde ettım. Ağzından bal akan ve böylesine açık ve ıçten konuşan bir başka yabancı dıplomat daha var mı. biimiyorum. Özellilde. benimle yenı tanıştığı halde hiç saklamadan ortaya koyduğu insan sıcakhğı \e gösterdiği güven benı çok etkilemiştı. Onunla yazışmayı. her fırsatta görüşmeyı sürdürüyoruz. O îstanbul'dayken daha çok elektronik postayla haberleşiyorum. Geçen yıl bana onun posta adresi gerekti. Telefonda sunsıcak bir sesle. "Çok kolay" dedı, "Nil Hanım. İstanbul" yazarsan mektubun kesinlikle gelır. Bizım basında bsa sürede "Nil Venge" adı uygun görülmüş olan eşi Nil Liljegren"in çe\Tesinin nasıl hızla genişlediğine ben de tanık olmuştum. Henrik Liljegren. kitabının iki sayfasını. Nil Hanım"la nasıl tanıştığını. Türkiye'de ev lenmelerinin yarattığı yankıyı anlatmaya ayırmış. O sayfalardaki sev gi. saygı ve içtenlik insanı derinden etkiliyor. Hennk'ın (kendisıne 'sen' dememi ve ön adıyla seslenmemı yeğler) bu kitabının Türkıye'de yayımlanması için biraz farklı bir şekil üzerinde çalıştığını biliyorum. Zaman zaman bazı bölümlen bana göndenr ve görüşümü alma inceliğini göstenr. "Türki\'e'de gündem öylesine hızh değişryor kt kitaba son noktayı ko\ mak olanaksız hale geKyor" der. Yapıtının Türkçesinde. Türkiye'yle ilgilı anılannı ve aynntılan daha geniş tutmayı düşünüyor. Bu da. Estonya"da geçen çocukluk, tsveç'teki gençlik yıllanna biraz daha az yer vermesiyle gerçekleşecek. Kitap zaten 336 sayfa çünkü. Bu projesi gerçekleşirse yapıtından aldığım ze\ kı sizlerle paylaşma mutluluğunu duyacağım. Ülkesinin Türkiye politıkasındaki yanlışlıklannı ve eksikliklenni büyük duyarlıhkla vurgularken Türk dostlanna neden Isveç'in bazı tavırlannı yanlış anladıklannı da bir "Türk damat" olarak dostça anlatıyor. Her şeyden önce bir insan olan Henrik Liljegren"i lcutluyorum. 21. Yayın Yıh Demirciler Sitesı, 8 Codde No 7) Zeyiınburnu- İSTANBUt Tei- [0212) 664 16 94 510 28 71 Foks (0212) 558 67 85 SATILIK Çok iyi durumda Saurer Brode Makinalan 15 yarda 2S ve İS - 15 ve 10 yarda NV Komple desen hazırlama ünitesi Yedek parça ve diğer destek üniteleri Araç-gereç makina ve teçhizatlan. Tei: 0-224-273 37 00 (pbx) Fax: 0-224-273 37 22 KEŞAP ASLİYE HUKLTC MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 200465 Mahkememızden venlen 27.04.2004 tarıh, 2004 65 esas sayılı kararla davacı Mu- rat Yılmaz tarafından hasımsız olarak açılan "çek ıptaJı" davasının yapıian tensibi sı- rîsında, Mevzubahis ıhtiyatı tedbir karanna göre davacı Murat Yılmaz'a ait Garanti Bankası Bavrampaşa Şubesi'nın 837034 numaralı 659 714.400.-TL mıktarlı çekin jyüncü şahıslann eline geçmesı halinde Türk Tıcaret Kanunu'nun ilgilı maddeleri «re^ınce bankalarca muameleye konulmaması, teda\üle sokulmaması ve bir işlem «pılmaması bakımından üzerine ihtiyatı tedbir konulmasına karar venldığınden. ıl- gıli kanun maddeleri gereğince ilanen teblig olunur. Basın: 20350 DİDİM ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 2003 206 Es. Mahkememizde görülmekte olan geçit hakkı davasında da\ahlar, Şakır Aıpulat mırasçı- lan Hatıce Atpulat, Rüştü Atpulat. Salım Atpulat, Avsel Atpulat. Müıgan Atpulat. Sercan Atpulat. Hüseyin Atpulat ve Esra Atpulat ile da\alı Sabrı Atpulat'a da\a dilekçesı teblığ edilememiş. yapıian tüm aramalara rağmen bu davalılann adreslennın tespit edılememiş ol- duğu anlaşıldığından kendılerıne duruşma giinünün ılan voluyla vapılmasına karar \erilmis olmakla: Yukanda isimleri \azılı davalılara. gazetede ilan yapıldığı tanhten itibaren 15 gün sonra duruşma giinünün teblığ edılınış sayılacağı, duruşmaşa gelmedikleri takdirde vargila- ma\a vokluklarında devam olunacaâı ilanen teblıâ olunur. Basın: 20"66 Eğitim Dinselleştirilemez Dinsel hizmet verecek elemanlann yetişmesi için kurulan imam Hatip üseleri'ne genel lise statüsü verilmesi, eğitimin dinselleştirilmesi yoluna kapının açılmasıdır. AKP iktidannın eğitimin laik temelini sarsan bu atılımlannın önlenmesi ülkemiz için ya- şamsal bir boyuta ulaşmıştr. Türkiye'yi "llımlı Isiam Devleti"ne götürecek bu girişimin karşısındayız. Tüm sivil toplum örgütlerinin de iktidann bu tutumu karşısında harekete geçmelerinin gerektiğine inanıyoruz. Kadın Araştırmalan Derneği Anneciğim, Bugün ve her gün hep birlikte olmak dileğiyle, öpüyorum. İPEK - ZÜMRÜT YEZDANt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear