Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9MAY1S2004PAZAR
10 P A Z A R YAZILARI dishablg cumhuriyet.com.tr
Demokrasi için pasta ve limonata«Geçenlerde Amıerika'da dünyanui en
fcüyük pasta ve limonata satışı
ggerçekleştirildi. Bir cumartesi günü
«oğlen saat 12.00 ıle 15.00 arasında
_*\menka çapında 1100 ayn noktada
yapılan satışa 14 binden fazla pasta
üreticısi destek »erdi. 500 bin
jAmenkalı etkınlikte aktif görev aldı.
WJç saat sonra satıştan elde edilen
toplampara 750 bin dolardı! Hayır.
fc>u Guinness Rekorlar Kitabı'na
eirmeye çalışan çılgın Amerkaiılann
y e n i bir girişimi değildi.
"Vapılan etkinliğtn büyüklüğü ve elde
edilen paramn çokluğu nedeniyle
rekor kınldı tnı bilmiyorum ama
öyleyse bile etkimliğin arkasındaki
asıl amaç bu değildi. Pasta satışı ıçin
t>ir araya gelen onca insanın tek
hedefi. kasım ayında yapılacak
başkanlık seçımtnde George Bush'u
koltuğundan etmek! Toplanan
para. liberal aktivist grup
MoveOn'un aylardır büyiik bir
başanyla sürdürdüğü Anti-Bush
kampanyada kullanılacak. Basit
bir pasta ve limonata satışının
böyle yoğun bir ilgi görmesınin
nedenının arkasında bu ortak
amaç yatıyor. ~™
Amerika çapında gerçekleştirilen
pasta satışının en ilgi çekenlerinden
bir tanesi de müzisyen Moby'nin
New York"taki restoranında yapıldı.
Restoranın bulunduğu sokak saat
12'den itibaren dolmuş,
insanlar kek, pasta ve limonata
almak için sıraya girmişlerdi.
Çünku komedyen-yazar Al Franken,
ABD Başkanlığı'na adaylığını koyup
daha sonra John Kerry yaranna
yanştan çekilen Al Sharpton. ünlü
NEW YORK
ZÜLAL
KALKANDELEN
rock grubu Sonic
Youth ve Moby,
satışı bizzat kendilen
yaptılar. Basın
mensuplannın da
yoğun ilgi gösterdiği
etkinlik için
restoranın
—"^^~—~™ bulunduğu sokak
adeta tamamen kapatılmıştı.
Kuyrukta bekleyen herkes,
demokrasi için pasta almanın keyfini
yaşıyordu. MoveOn yetkililerinin
verdiği bilgiye göre pasta ve
limonata satarak kaynak yaratma
fikri, Bush'un kampanyasmdaki
2000 dolara bir tabak yemeğin servis
edildiği ve yalnızca varlıklı kesımden
insanJann katıldığı aşın şatafatlı
etkinlıklerin karşıtı olarak akla
gelmiş. "Demokrasinin halkın
katılımı ile yeşerdiğini ve Amerika'da
hâlâ demokrasinin işlerükte
olduğunu göstermek istedik.
Ortalama bir Amerikah vatandaş bile
gelsin, ülkesinin kaderini etkile\en
böylesine önemli bir seçim öncesinde
birkaç dolaria da olsa siyasi oluşuma
katkıda bulunabilsin ve bir araya
gelince neler yapılabiidiğini halktan
kopmuş siyasetçilere göstersin
istedik" dıyorlar. Toplumsal ve
siyasal sürece katılıp bir şeyler
yapmak isteyen ama ne yapacağını
bilemeyen ya da yapmak istediklen
için uygun platform bulamayan
ınsanlara yol göstermek. sivil toplum
örgütlerinin görevi.
O tatil günü Amerika'da. halkın
politikaya. toplumsal olaylara aktif
katılımının yaratılması adına güzel
bir örnek yaşandı. Aynca binlerce
insanı ortak bir hedef çerçevesinde
buluşturan pasta ve limonata ikilisi
sayesinde, Demokrat aday John
Kerry için 43 bin broşür dağıtıldı. oy
vermek için henüz kayıt olmamış
4750 kişinin başvurusu yapıldı. Ben
de pastamı almak üzere sıraya
girdim. Veganlar da unutulmamış,
değişik pasta ve kurabıyeler
konulmuştu tezgâhlann üstüne!
Restoranda oturacak yer kalmadığı
için herkes sokakta ayak üzerinde
yedi pastasuıı. Güzel bir bahar
gününde açık havada düzenlenen bir
parti. bir şenlik gibiydi. Uzun süredir
bu kadar Iezzetli bir etkınliğe
katılmadığımı söyledim MoveOn
yetkililerine. "Bir seçimi kazanmak
hiç bu kadar tath" olmamışb!" diye
karşılık verdıler.
kzulalfe yahoo.com
Münih'te Türk
Film Günleri
1989 yılında Müruh'te yaşayan bir
avuç entelektüel v e sınemaseverin
bir araya gelip kurduklan "Sinema-
Türk DerneğT, 15 kuruluş
yıldönümünü peş speşe gösterime
sunduklan fjlmlerle kutladı.
Münih'in ünlü kültür merkezi
Gasteig'da 23 Nisan - 2 Mayıs
tarihlen arasında göstenme giren
fılmler son dönem Türk
sinemasının en çolc seyredilip
sevilen örnekJer olması açısından
dikkatçekti.
Son yıllarda giderek artan "film
getirtme sonınlan~'na ve bürokrarik
engellere karşın b u işe gönül vermiş
genç yöneticiler, tnı yıl 9 uzun
metraj filmle sınırîlandınlmış
olsalar da onlar, özellikle belgesel
ve kısa fılmlerle genç kuşaklara çok
önemli bir kültür olayının sevincini
yaşattılar. Evet tarn 15 senedir
büyük bir çaba ile Münih'teki
Türklere sinema Joültürünü yaşatan
bir demek Sinema-Türk. tşte şu
günlerde de tekrar perdeler açıldı
Müruh'te.
23 Nısan günü saat 19.00'da Ziya
Öztan'ın "Abdülhamit Düşerken"
adlı filmiyle başladı
şenlik. Fılmden önce
Dernek Başkanı C«enjpz
San kısa bir konuşma
yaptı ve açılışa davet
edilen "Abdülhanıit
Düşerken" ve "Sır
Çocuklan" filmleri
oyunculanndan sinema ^ ^ _ ^ _ ^
oyuncusu NurSürer'i
sahneye çağırdı. Çok sayıda
izleyicınin katıldığn geceye
izleyiciler arasında Yasemın
filminin oyuncusu Ayşe Romey de
göze çarpıyordu. Toplam 9 uzun
metrajlı sinema fılrrü, dört belgesel
ve yine 5 kısa filmin yanı sıra açılış
gecesi piyanist Aytin Aykan'ın kısa
resıtali hankaydı. Evet her sene
olduğu gibi bu yıl da dönüşümlü
clarak iki kez izlenecek olan
filmlenn ilk ömeklerinden biri
"Kleine Freiheit" ile Ömer
Kavurun ödüllü filmi
"Karşılaşma" oldu- Aynca
"Karşılaşma" filminin baş
cyuncusu da Münih'e geldi ve
büyük ilgi çekti. Sinema-Türk'ün
da\etlisi olarak gelen "Avnıpa
RüyasT filminin rejisörü Zarife
Öztürkde Münihteydi. "Avnıpa
RüyasT adlı bu filmin ardından (25
Nisan) aynı gün saat 18.00'de
jönetmen Yiısuf KurçenJTnin
imzasmı taşıyan "Gönderilmeyen
Mektuplar" bir Türkân Şoray
klasiği olarak genç izJeyıciierin
ügısini çektı. Son anda programdan
çıkanlan yönetmen Tayfiın
PirsetimoğhTnun "Hiçbiryerde"sini
boşuna bekleyenler olduğu gibi
ncrmal sinemalarda izlenen
MÜNİH
EROLOZKAN
"VTzonteleTuuba" da vardı listede.
Bir diğer önemli film ise 30 Nisan
ve 2 Mayıs'ta gösterilen "Rus
GeHn" adlı yapıt. Bu bir Zeki
Alasya çalışması.
Bu arada kısıtlı olanaklarla sinema
günlerini yaşatan dernek
görevlilenni ve sponsorlan
kutlamak lazım. Ozeflikle Münih
Başkonsolosluğu, Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Sinema-T\' Bölümü ve
Alman Film ve Televizyon
Akademisi (Berlin) tarafından
desteklenen bu etkıniiklerin
organizasyonlannda ise Cengjz
San, Margit I idner. Kemal
Bayraktar, CaroJa Sambolotvsky ve
Hakan Can bulunuyor.
Günümüz Türk sinemasına ait
seçkin örneklerin gösterime
sunulduğu bu film günlerinin en
çok ilgi çeken bölümü ise genç
sinemacılann merakla izlediği
çalışmalardı bu sene de...
Münih'te Türk film günlennin son
iki günü Marmara Üniversitesi
Sinema Bölümü'nde öğrerum gören
genç sinemacılann çalışmalanyla
renklendirilmış. Peş peşe
4 belgesel var
görülecek... llkçalışma
1 Mayıs günü gösterildi.
"Kestaneden fekneye"
adını taşıyor. 23
dakıkahk bu belgesel
1996 yıh yapımı olup
_^_^__ Mustafa Bülbiil imzasını
taşımakta. Öte yandan
Önıür Ank ile Namık l'gur'un
ortak çalışması "A\Tilığa Düğün"
Güneydoğu Anadolu'nun kültür
yaşamına ışık tutarken "Çemberi
Aşmak"ta ise Zatiha Orman.
yaşamını tekerlekh sandalyede
geçiren bir basketbol se\ dalısı
gencin düşlenni yansıtıyor.
Belgesel sinema dalında son
çalışma ise "Dağlann Yalancısı''
adını taşıyor ve yine Güneydoğu
Anadolu gerçeklenni beyazperdeye
taşıyor.. Kim ne derse desin sinema
bir yaşam biçimi. Kuşaktan kuşağa
geçen bir sevinç ve coşku... Kısa
fılmler ise öncü sınemanın es
geçılmez deneylen olarak bilinmeli.
Münıh Türk Film Günleri'nin en
son günü olan 2 Mayıs"ta 5 kjsa
film seyredildi. 2 Mayıs Pazar günü
gösterime girenlerden ilkı Bilhan
Derin'e ait "VVartan auf die
Kükenzeit" isimli 22 dakıkalık bir
çalışma. Onun ardından gelen "3
Engel für An" ise Roman Scfaaibie
imzasını taşıyor. Yine peş peşe
perdeye yansıyan "Sevda" isimli
Sinan Akkuş çalışmasının ardından
Didem Eraydanın "Hediye*sı ve
yine "Çarpışma" adlı filmleriyle bu
seneki Münih Türk Film Günleri de
sona erdi.
IH-M/I Sh\ h \ | MRI- İl C.İNC: ÖVKÜI.KR. H.KNİK KOMIAR.
MAYIS 2004 SAYI. 24]
Ozürlüler
haklarını
istiyor
Afganistan'ın
başkenti
Kâbü'de500
özürlü kadın ve
erkek bir gösteri
düzeniedL
Başkanlık sara\i
önünde yapıian
gösteride
burkalan
içindeki kadınlar
dikkatçekti.
Göstericiler,
hükümetin
özüriülerin
sorunlannı daha
fazla dikkate
aimasınj
istediler. (AP)
Tarihe tarafsız bakmak..."Bugün inanılmaz nıudu bir gün: bu
(soykınmın tanınması) artık bir kanun
ve gclecek tüm kuşaklara
anlatabileceğimiz bir şe> haline geldi"
dedi Atom Egojan CBC kanahna verdiği
demeçte. Evet en nihayet Kanada da
1915 Ermeni olaylannı soykınm olarak
tanıyan ve kınayan ülkelerden biri oldu.
Bu konu Türkiye'de yaşayan birçok
kimse için ne kadar bilinmeyen.
anlaşılmayan bir konu ise yurtdışında,
özelhkle Ermeni gruplann lobicilik
yapabildiği yerlerde yaşayan Türkler
için de tüm sıcaklığıyla kanayan, her yıl
tekrar deşilen bir yaradır. Her sene nisan
ayına doğru yaklaşırken Ermenilerin bu
konuyu gündeme getirme çabalan
yoğunlaşır ve 23 Nisan gününü Ermeni
soykınmını anma günü olarak ısrarla
kabul ettirmeye çalışırlar. Bunun en
birinci şarrı da, o ülkenin yasalannca
soykınmın tanınması ve kınanmasıdır.
tşte bu sene Kanada"da Ermeni lobisi
bunu başardı. Parlamento 153-68 gibi
bir oylamayla. 1915 olaylannı soykınm
olarak tanıdığını ve insanlığa karşı
işlenmiş bir suç olarak kınadığını
açıkladı. Oylama öncesinde
parlamenterler, Kanadalı şirketlerin
Türkiye'de kapmaya çalışhğı bir milyar
dolara varan ihalelerin hahrlatılması ve
iş çe\Teleriyle hükümetin baskılan da
çıkan sonucu değiştirmedi. Oylamadan
birkaç saat önce Dışişleri Bakanı
Graham. oylamanın sonuçlannı
bilircesine "Türk hükümetinin bu
ovlamayı, Kanada'nın resnü görüşü degil
de, parlamenterlerin özgür iradeleri
olarak görmesini umduğunu" bildirdi.
Yani, böyle bir yasa çıkanyoruz ve
soykınm olarak kabul ediyoruz ama
aslında bu, Kanada'nın resmi görüşü
değildir demeye getirerek Kanada'nın
ihalelerdekı yerini korumaya çalıştı.
Ancak Bay Graham, doğru bir şey de
söyledi; "En Kisi bu konulan tarihçilere
bırakmaktır. Biz, Türk \e Ermeni
dostlannı için bu konulan geçmişte
bırakmalannı dileriz." İşin doğrusu da
budur aslında: yani tarihi konularda
yargıyı tarafsız tanhçılere bırakmak,
politikacılara değil. Bugün Kanada
parlamentosundan 153 kışi.
bilmedıkleri, uzmanı olmadıklan bir
konuda. kendilenne anlatılan tek taraflı
hikâyelere
dayanarak kararTORONTO
vermiş veyasa
çıkarmıştır.
Zaten. bir
politikacının
bilimsel konular
üzenne karar
\erme hakkı
nasıl olabilir?
Bundan böyle tarih kıtaplannda
Kanadalı çocuklara soykınm konusu
anlatıhrken Yahudi soykınmı yanında
Ermeni olaylan da örnek gösterilecektir.
24 Nisan günü okullarda Ermeni
soykınmını anma günü olarak
belletilecektir çocuklara. Müzelerde, hiç
ilgisi olmayan resimler ve fotoğraflann
altına "Türkler taranndan yapÜan
Ermeni sov'kmmı" yazılacak ve Türkler
lanetlenecektir. Bütün bunlar.
fabrikasyon soykınmın tanındığı ABD
eyaletlerinde yaşanmaktadır ve
Kanada"da da yaygın olarak karşımıza
çıkacaktır bundan böyle.
1*1
BERNADEMİRYOL
Türk çocuklan okullannda
öğretmenlerinden bunu öğrenecek.
geçmişlerinden utanç duyarak
yetişecektir. Işte bu yüzden, yasanın
çıktığı gün biz Türklerin içinde bir
şeyler eksildi. Şu anda dünya üstünde
toplam on ülkede böyle bir yasa
çıkanlmış ve Ermeni olaylan soykınm
olarak tanınmışhr. Örnek olarak
(demokratik) Fransa'nın yasalan
gereğince, 1915 olaylanmn soykınm
olmadığını söylemek, yani tarihi
tarafsızca, politik araç olarak değil de.
bilimsel şekilde. kanıtlara dayanarak
anlatmak yasaktır. Bu sebeple ünlü
tarihçi Bernard Lewis. Fransız
mahkemelen tarafından suçlu bulunmuş,
1 frank para cezasına çarptınlmıştır.
Levvis gibi, olaylan politikacı olarak
değil de, tarihçi gözlüğüyle gören birçok
tarihçi de, Ermeniler tarafından
"so\kn-unj inkâr edenler" olarak
yaftalanmaktan kurtulamamıştır.
Halbuki, 1915 olaylan sonrasında
İngilizler, 56 Osmanlı üst düzey
yetkilisini Malta'ya götürerek uzun ve
kapsamlı araştırmalara girmiş, soykınmı
kanıtlayacak belgeler aramıştır. Fakat ne
tüm Osmanlı arşivlerini kontrolünde
tutan ingilizler ne de Amerikalılar,
yaşanan olaylann soykınm olduğuna
dair bir kanıta rastlayabilmiştir. 80 sene
evvel, tüm arşivler deşilmesine rağmen
bulunamayan kanıtlar. bugün Ermeniler
tarafindan üretilmekte ve tarihi hiç
bilmeyen politikacılara gerçekmişçesine
sunulmaktadır.
Gelecekte çocuklanmızın dünyada
başian dik ve gururla yer almalannın
yolu, tarihımıze sahip çıkmaktan geçer.
'Özgürlük
kendiliğinden
gelmez'
"Ozgüriük kendiliğinden gelmez." Bu
söz ülkemızde iki kez büyükelçilik ve
bir kez de başkonsolosluk yapmış olan
Henrik Liljegrene ait. fsveçli emekli
büyükelçi. bu hafta İs\eç'te yayımlanan
"TalHn'den Ankara'ya -Bir İsveçK ve
Diplomar Olarak" adlı anı kitabında
(Timbro Yayınevi), son derece ince
espriler ve eleştirilerle dış politikada
geçen bir ömrü anlatıyor. Soğuk Sa\aş
yıllannda Doğu Berlin'de ve
Washington'da büyükelçilik yaparken
tanık olduğu \ e katkıda bulunduğu
olaylan. zamanın süzgecinden
geçirerek açıklıyor. Kıbns'ta EOKA-B
tarafından rehin alınması.
Yunanıstan'da cuntaya karşı yapıian
direnişi desteklemesi. bir gerilim kitabı
okurgibi okunuyor. Ankara'da 1982-85
ve 1997-2001 arası büyükelçilik yapan
Liljegren. ıkıncı göre\ ine. Isveç'in
Istanbul Başkonsolosluğu'nda
başkonsolos olarak başladı. O zaman
birçok meslektaşı ona. Washington gibi
bir merkezde büyükelçilik yapan, daha
önce Türkiye'de büyükelçi olarak
bulunmuş olan biri olarak bu görevi
neden kabul ettiğini sormuş. Henrik
Liljegren'in yanıtı şöyle: "Yanıtını,
benim Türkiye'yi bir meslek diploman
için birçokJannın diişündüğünden çok
dahailginç
STOCKHOLM
GÜRHAN LÇKA.N
gördüğüm
şeklinde oldu.
Türkiye'de
kendimi evimde
hissettiğiıni,
daha çok önce
burada görev
vapmış olnıanın
birçok avantaj
jçerdiğini ve aynca hem hükümet
üyeleri arasında hem de muhalefetten
çok kişiyi tamdığımj söyledim."
Ben Liljegren'le. 2001 de Ankara"da
düzenlenen ıddıasız ve amatörce olan
bir fotoğraf sergımı desteklediği için
tanışma olanağı elde ettım. Ağzından
bal akan ve böylesine açık ve ıçten
konuşan bir başka yabancı dıplomat
daha var mı. biimiyorum. Özellilde.
benimle yenı tanıştığı halde hiç
saklamadan ortaya koyduğu insan
sıcakhğı \e gösterdiği güven benı çok
etkilemiştı. Onunla yazışmayı. her
fırsatta görüşmeyı sürdürüyoruz. O
îstanbul'dayken daha çok elektronik
postayla haberleşiyorum. Geçen yıl
bana onun posta adresi gerekti.
Telefonda sunsıcak bir sesle. "Çok
kolay" dedı, "Nil Hanım. İstanbul"
yazarsan mektubun kesinlikle gelır.
Bizım basında bsa sürede "Nil Venge"
adı uygun görülmüş olan eşi Nil
Liljegren"in çe\Tesinin nasıl hızla
genişlediğine ben de tanık olmuştum.
Henrik Liljegren. kitabının iki
sayfasını. Nil Hanım"la nasıl tanıştığını.
Türkiye'de ev lenmelerinin yarattığı
yankıyı anlatmaya ayırmış. O
sayfalardaki sev gi. saygı ve içtenlik
insanı derinden etkiliyor.
Hennk'ın (kendisıne 'sen' dememi ve
ön adıyla seslenmemı yeğler) bu
kitabının Türkıye'de yayımlanması için
biraz farklı bir şekil üzerinde çalıştığını
biliyorum. Zaman zaman bazı
bölümlen bana göndenr ve görüşümü
alma inceliğini göstenr. "Türki\'e'de
gündem öylesine hızh değişryor kt
kitaba son noktayı ko\ mak olanaksız
hale geKyor" der. Yapıtının
Türkçesinde. Türkiye'yle ilgilı anılannı
ve aynntılan daha geniş tutmayı
düşünüyor. Bu da. Estonya"da geçen
çocukluk, tsveç'teki gençlik yıllanna
biraz daha az yer vermesiyle
gerçekleşecek. Kitap zaten 336 sayfa
çünkü. Bu projesi gerçekleşirse
yapıtından aldığım ze\ kı sizlerle
paylaşma mutluluğunu duyacağım.
Ülkesinin Türkiye politıkasındaki
yanlışlıklannı ve eksikliklenni büyük
duyarlıhkla vurgularken Türk
dostlanna neden Isveç'in bazı
tavırlannı yanlış anladıklannı da bir
"Türk damat" olarak dostça anlatıyor.
Her şeyden önce bir insan olan Henrik
Liljegren"i lcutluyorum.
21. Yayın Yıh
Demirciler Sitesı, 8 Codde No 7) Zeyiınburnu- İSTANBUt
Tei- [0212) 664 16 94 510 28 71 Foks (0212) 558 67 85
SATILIK
Çok iyi durumda Saurer Brode Makinalan
15 yarda 2S ve İS - 15 ve 10 yarda NV
Komple desen hazırlama ünitesi
Yedek parça ve diğer destek üniteleri
Araç-gereç makina ve teçhizatlan.
Tei: 0-224-273 37 00 (pbx) Fax: 0-224-273 37 22
KEŞAP ASLİYE HUKLTC MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 200465
Mahkememızden venlen 27.04.2004 tarıh, 2004 65 esas sayılı kararla davacı Mu-
rat Yılmaz tarafından hasımsız olarak açılan "çek ıptaJı" davasının yapıian tensibi sı-
rîsında, Mevzubahis ıhtiyatı tedbir karanna göre davacı Murat Yılmaz'a ait Garanti
Bankası Bavrampaşa Şubesi'nın 837034 numaralı 659 714.400.-TL mıktarlı çekin
jyüncü şahıslann eline geçmesı halinde Türk Tıcaret Kanunu'nun ilgilı maddeleri
«re^ınce bankalarca muameleye konulmaması, teda\üle sokulmaması ve bir işlem
«pılmaması bakımından üzerine ihtiyatı tedbir konulmasına karar venldığınden. ıl-
gıli kanun maddeleri gereğince ilanen teblig olunur. Basın: 20350
DİDİM ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
2003 206 Es.
Mahkememizde görülmekte olan geçit hakkı davasında da\ahlar, Şakır Aıpulat mırasçı-
lan Hatıce Atpulat, Rüştü Atpulat. Salım Atpulat, Avsel Atpulat. Müıgan Atpulat. Sercan
Atpulat. Hüseyin Atpulat ve Esra Atpulat ile da\alı Sabrı Atpulat'a da\a dilekçesı teblığ
edilememiş. yapıian tüm aramalara rağmen bu davalılann adreslennın tespit edılememiş ol-
duğu anlaşıldığından kendılerıne duruşma giinünün ılan voluyla vapılmasına karar \erilmis
olmakla: Yukanda isimleri \azılı davalılara. gazetede ilan yapıldığı tanhten itibaren 15 gün
sonra duruşma giinünün teblığ edılınış sayılacağı, duruşmaşa gelmedikleri takdirde vargila-
ma\a vokluklarında devam olunacaâı ilanen teblıâ olunur. Basın: 20"66
Eğitim Dinselleştirilemez
Dinsel hizmet verecek elemanlann yetişmesi için kurulan imam Hatip üseleri'ne
genel lise statüsü verilmesi, eğitimin dinselleştirilmesi yoluna kapının açılmasıdır.
AKP iktidannın eğitimin laik temelini sarsan bu atılımlannın önlenmesi ülkemiz için ya-
şamsal bir boyuta ulaşmıştr.
Türkiye'yi "llımlı Isiam Devleti"ne götürecek bu girişimin karşısındayız.
Tüm sivil toplum örgütlerinin de iktidann bu tutumu karşısında harekete geçmelerinin
gerektiğine inanıyoruz.
Kadın Araştırmalan Derneği
Anneciğim,
Bugün ve her gün hep birlikte olmak dileğiyle, öpüyorum.
İPEK - ZÜMRÜT YEZDANt