23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ARAŞTIRMA ABDÜLCANBAZ *-' ,,„ TURHAN SELÇUK İ.İAN3İIL E'^DİSİ AE>ÖLCAN3AZ' E.5ÎKÜIAD2 M.CSSALAHI KISIM T2SKİLİ BZHDSIî KEMTÎ P/SiNA tıfcAM ABpui^AMİMl V£ KAftANFİLflKA P0NMEMİ2 OUUAK iSCıNTO?OyiWDfi LîyEMEZMiYıI Bllent Tanla'ya göre dini pratikler konusıında yeterli araştırma olmadığı halde isûsmar her geçen gün artıyor Siyaset dînseneştîkçe eğitiııı siyasfleşiyor-2- D ini pratikler konusunda gerçekleştirdığimiz araştırmamız sonucunda şu bulgulara ulaşmış bulunuyoruz: 1. Din bilim adamlan ve din sosyologlanndan abnan bilgikr ve araştırmamız sonucunda elde edikn bugilerin ortaya koyduğu ortak sonuç, nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de dini pratikler konusunda yeterli araştırmanın bulunmadığı yönündedir. 2. Araşürma toplumumuzda onıç tutanlann sayısının giderek artmakta, camikrde namaz küanlann sayısının ise giderek azahnakta olduğunu ortaya koymaktadır. 3. Sonuçlar son yedi yılda cami başına düşen Idşi sayısının azalmakta. cami cemaatinin yaş ortalamasuun da giderek yükselmekte olduğunu göstermektedir. 4. Cami cemaatinin sayısi, dini pratik gereksinimine göre TürkKe'deki cami sayısııun ve din görevnsi sayısmın yüksek olduğunu ve dini eğitim veren meslek okullannın saytsnun artünlmasına gerek obnadığını göstermektedir. Din konusunda yeterli araştırma vok Elde edilen bu bulgular, Türkiye'de din eğitimi ve araştırmalannın ne derece yetersiz olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Bu sonuç lan doğuran nedenler tıtiz ve çok detaylı bır şekılde ırdelenerek ortaya konmalı ve bu sorunlan ortadan kaldıracak çözümler geciktirilmeksizin yerine getirilmelıdir. Ancak elbette ki bu sorunlann çözümünün, Türkiye'nin imzacısı bulunduğu uluslararası insan haklan belgelerindeki düzenlemeler ve uluslariistü mahkemelerin bu konudaki kararlan çerçevesınde kişilerin isteğine bağlı olarak, ama kamu alanı ölçüsü temelinde ele alınması şarttır. 1. Türkrve din konusunda yetişmiş kadrolanndan yeterince yararlanmamaktadır. Dolayısryla toplumumuzda pek çok insanımıznı din konusunda sahip olduğu görüşlerin temelinde gerçek din bilgisi yoktur. 2. Türkiye'de dini pratikler konusunda kapsamb ve yeterli bir araşürma birildmi mevcut değîldir. Bu nedenle. dinin toplum içinde yaygmlaştmlması yolunda gerekli ve etküi çabşmalar saptanamamış ve uygulamaya konulamamıştn*. Görüldüğü gibi, AKP hükümeti dini pratikler konusunda yeterli bilgi ve araştırmaya sahip değildir. Ama gerek imam hatipler gerekse diğer dini pratikleri sürekh ön plana çıkarmaktadır. Bu yöndekı ısrar, son olarak YÖK Yasasf ndaki değişiklikler sırasında da • 13 Mayıs 2004'te kabul edilen yasanın 5. maddesi üniversiteye öğrenci seçme ve yerleştirme görevini YÖK'ten alıp Milli Eğitim Bakanlığı'na vermiştir. Böylece siyasetin dinselleştirilmesi yoluyla eğitimin siyasallaşması süreci başlamıştır. AKP iktidan imam hatip lisesi bağlammda gerekçesi, içeriği ve zaman- laması yanlış bu uygulamayı sonuna kadar sürdürdüğü takdirde, Türkiye'de yaşanan ve yaşanacak gerginlik- lerin yanı sıra üniversiteye girişle ilgili bir hukuk kargaşası gerçekleşecektir. 1 iyasilerin din istisman hemen her yerde karşımıza çıkan birolgu. Araşürmalar Türkiye'de cami sayısırun fazlahğnu açıkça ortaya koyarken, inancmşova dönüşmesine geçit veren siyasiler yandaki manzaralann yaşanmasına neden oluyor. Fotoğraf Ânkara Metrosu'ndan bir görüntü. Metroyu kuHanmak isteyenler ibadethaneye çevrflmiş metro koridorlannı kullanmak zorunda kalıyor. görüldüğü gıbı toplumda gerilim kaynağı oluşturmaktadır. AKP sürekli olarak gerçek dışı bilgilerle. inandıncı olmayan gerekçelerle gündem saptırmaktadır. Slyasal Islamın blldlk polltlkaları devrede Araştırmanın ortaya koyduğu dini pratikler konusundaki gerçekler, AKP'nın abartılı politıkalannı yadsımaktadır. Yargının ve savunmanın da kaynağını oluşturan eğitimdir. îmam hatiplerin önünün açılması amacıyla yasal düzenlemelerin buna göre yönlendirilmesı. ülkenin geleceği açısından endışe vencıdir. O nedenle bu araştırmanın da gösterdiği gibi, gereksınım olmadığı halde imam hatip liselennin sayısının arttınlması ve imam hatip liselennin meslek lisesi kimliğinden çıkanlması çabalan siyasal Islamın bilinen bir politikasıdır. Türkiye'de imam hatip liselerine yönelik esas sorun, bu okullann imam hatip ve Kuran kurslanna eleman yetiştirme amacmdan saptınlarak öğrenci sayısının aşın fazlalaştırılmış olmasıdır. AKP'nin imam hatip liselerine bakışı ve Başbakan'ın seçim meydanlanndakı bu yöndeki vaatlen. bu liselerde eğitim alan öğrencılerin beklentilerini değiştırmiştır. Öğrencilerin büyük bir kesimi, imam ve hatip olmak yerine bu siyasi vaatlere uygun olarak şekillenmıştir. Bu ise mevcut gerilimin önemli bir kaynağı olmaktadrr. Sonuçta, bu politikalar öğretim brrliğini bozmasının yanı sıra devletin laik, demokratik, hukuk devleti niteliklerini de olumsuz etkilemektedir. Bugün Avrupa Bırlıği ülkelerinde uygulanan meslek liseleri sistemi ve uzmanlık eğıtimini benünseyen politikalar bu tür ıstisnalara yer vermemektedir. Elbette ki mesleki eğitimlerin ilerletilmesi bir amaç olarak kabul edilebilir. Ama mesleki eğitimlerin (bu bağlamda imam hatiplerin) temel eğitimi dışlaması ya da temel eğitimin kesintisiz olması ilkesinin yozlaştınlması kabul edilemez. Böylesı bir tutum, bugün Avrupa Birliği'nin benimsediği eğitim standartlannuı ve temel anlayışının dışındadır. O bakımdan Avrupa Birliği'ne uyum çabası içinde olduğunu söyleyen AKP'nin, toplumun gerçeklen ile dini ç- pratikler açısından L gereksinim olmadığı halde imam hatip okullannı gündeme getirmiş ohnası çifte standart niteliğinde bir uygulamadır. AKP hükümeti eöltlme Ipotek koyuyor 13 Mayıs 2004'te kabul edilen yasanın 5. maddesi üniversiteye öğrenci seçme ve yerleştirme görevini YÖK'ten alıp Milli Eğitim Bakanlığı'na vermiştir. Böylece siyasetin dinselleştirilmesi yoluyla eğitimin siyasallaşması süreci başlamıştır. AKP iktidan imam hatip lisesi bağlammda gerekçesi, içeriği ve zamanlaması yanlış bu uygulamayı sonuna kadar sürdürdüğü takdirde, Türkiye'de yaşanan ve yaşanacak gerginliklerin yanı sıra üniversiteye girişle ilgili bir hukuk kargaşası gerçekleşecektir. Ne yazık ki bugün siyaset, eğitime ipotek koyarak öğrencilerimizin sınavlarının iptaline ve geleceklerinin tehdit altına girmesine yol açacak çok tehlikeli bir yola girmiştir. Türkiye AKP'nin son günlerde uyguladığı politikalardan elbette ki gerekli dersi çıkaracaktır. BİTTİ DUZYAZI ORHAN BİRGİT Blaip'i Okumak Ankara'ya yaptığı aitı saatlik ziyaretten elde edi- lebilen somut sonuçlan irdelemeden önce Tony Bla- ir'e eşlık eden gazetecilerin ikılı basın toplantısın- da başbakanlanna yönelttıkleri sorulan anımsamak- ta yarar var. Polıtık yaşamının en zor günlerini ge- çirmekte olan Blair'e Irak ve işkence gibi yıldızını düşüren soaınlarda izlediği politıka için, ev sahi- binin veTürk meslektaşlarının önünde ağıreleşti- riler içeren sorular yöneltmekten geri kalmayan Ingiliz gazetecıleri de başbakanları da tam bir ol- gunluk sınavı verdiler. Ne Blair, kızdığını ve kınldığını ortaya koydu; ne de danışmanları gayretkeşlik seferbertıği ile orta- lığı karıştırmaya kalkıştılar. GeziyiyorumlayanTheTimes, "Irak, NATO, Or- tadoğu konulannda kuşatma altında olan Blair'in aradığı desteği Türkiye'de bulmaya çalışacağım" yazıyordu. Ankara ise AB için görüşme tarihinin en başın- da olduğu lıstede, Kuzey Kıbrıs'ın soyutlanması- nı önleyecek uygulamalar için konuk başbakan- dan somut açıklamalar bekliyordu. Ingiltere'nin, Kıb- ns sorununda öteki AB ülkelerinden, dahası sü- per patron ABD'den farklı bır yanı var. Kıbns'ta iki büyük üs bulunduran ingilızler, tıpkı bizım gibi ve Yunanistan gibi Londra, Zürih antlaşmalan ile ada- da bugün kâğıt üstünde kalmış olsa da en önem- lı statü için garantör devlet konumunu taşıyor. Ay- nca herkes bilıyor kı başta Annan Planı olmak üze- re BM'nin ve ABD'nin de görmek istediği, gelece- ğin Kıbrıs'ının senaryosunu yazan Ingiltere'den başkası değildir. Doğu Akdenız'dekı varlığını ve egemenliğini sürdürmek amacıyla, Kıbns'ta Rum- lann söz sahibı olacağı göstermelik iki devletten oluşacak bir düzenleme için ünlü Ingiliz diploma- sisi üstüne düşecek görevi yapmaktadır. Blair, Irak'taki koalisyonu oluşturan ülkelerin bu- günkü dağınık politikalarına destek için Erdo- ğan'dan elbette olumlu yanıt bulamayacaktı. Er- doğan, ikili basın toplantısında Türkiye'nin asker gönderme kararının Iraklılar tarafından önlendiği- ni anımsatarak ışin içinden kolaylıklasıyrıldı. Ben- zer bir kolaylığı Ingiltere Başbakanı AB için Anka- ra'ya görüşme tarihi konusunda kullandı. 2005 yı- lında görüşmelere başlanabılmesi için ülkesinin elinden gelen desteği sağlayacağını söyledi. Ya öte- ki AB ülkelerinın bu 2005 tarihi için tutumlan ne ola- cak? öyle bir soru, sadece kendi oyundan sorumlu bir ülkeyi elbette ilgilendirmeyecektir. Erdoğan'ın asıl beklentisi, ingiltere'nin Kuzey Kıbns'm hiç değilse turizm ve ticaret alanlannda uygulanan tecrit politıkasından kurtulabilmesi için neler yapacağının yanıtını almaktı. Ama Blair, bu konudadayuvarlakdiplomasiuygulamaklayetin- di. Başbaşa yapılan görüşmede somut bir sonu- ca ulaşılabilseydı, onları elbette basın karşısında açıklama görevini yerine getirecek olan Blair'e gö- re Kuzey Kıbns'a doğrudan uçak seferleri de ya- pılmalı; dış alım ve satım için uygulanan ambargo da en azından hafifletilmelidir. Ingiltere elbette böy- le düşünüyor da, bu konulann çözüme ulaştınlma- sı için BM ve AB içinde öteki ilgilılerden nasıl bir destek alınabilir? Şimdı onun çarelerini bulmaya çalışıyor görünse de elle tutulur bir şey söyleye- miyor. O arada 24 Nisan halkoylaması için hem AKP hem de Kıbns CTP liderterine övgüler düzme gö- revi de ihmal edilmiyor. Türkçesi, Erdoğan'ın daTa- lat'ın da ağızlanna birer parmak bal verecek ka- dar cömert davranıyor Ingiltere Başbakanı. Başanlı Türk dış politıkasının somut örneği Bla- ir-Erdoğan görüşmesinden küçük bir kesit! 19 Ma- yıs 1919 ulusal bağımsızlık yürüyüşünün 85. yıl- dönümü öncesinde, Tann aşkına daha ne beklı- yorduk ki? "Söylev", bugünkü Türkçe ile "7979 yılının 19 Mayıs'ında Samsun'a çıktım. Genel durum..." di- ye başlar. Bugünkü "durum"u merak edenler, Cumhuriyet'in dünkü manşetinde Mustafa Bal- bay'ın haberini okumuş olmalılar. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(« e-kolay.net Oya Araslı'dan soru önergesi Teygamber Efendimiz' TBMM gündeminde AMC\R\(Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Ankara Milletvekılı Cha Arash, Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çeik'in yanıtlaması is- temıyle verdiğı soru önergesinde Cumhu- riyet' in u Pe\gamber Efendimiz" kitabı ile ilgili haberini TBMM gündemine taşıdı. Araslı, kitapta "ci- hada özendiren ve ka- dını aşağılayan ifade- fcrbulunduğuna" ilış- kin haberlere dikkat çe- kerken Çelik'e şu so- rulan yöneltti: "Basm- dakitaptayeraldığı id- dia edilen ve öğrencile- ri cinsiyete dayalı ay- nmcıhğa yönlendirebi- leceğiaçıkolan ifadele- re kaühyor musunuz? Butür düşuncelerleeği- timde çağdaşuğa ula- şılabileceğine inanıyor musunuz? İnanmrvor- sanızanajasamn42.ve 58. maddelerinde dev- leteverilen görevieriye- rine getirmek ve bu Id- tabın içerdiği iddia edi- len ifadelerin doğura- bileceği sakıncalı so- nuçlanengeDemekiçin hangi önlemleri aldı- nız?" Kitapla ilgili ha- ber, gazetemizde pa- zartesi günü "Oğrenci- ye cihat çağnsr başlı- ğıyla yer almıştı. Kütahya Tavşanh Anadolu Lisesi'nde yüzlerce öğrenciye da- ğıhlan kitapta, kadın- lar ıkinci sınıf ınsan olarak değerlendirilir- ken, "İdaresini kadnt eline teslim eden bir millet felah bulamaz, Allah yolunda malı ile canı ile cihad eden mü- min kimsedir" gıbı cümleler yer ahyor. Dr. OSMAN GUNDUZ Oktay Akbal Öykücülüğü (Düşten Gerçeğe) Inceleme AKÇAĞ YAYINLARI ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear