Catalog

2 D ÜNYA Cumhuriyef SPOR FIFA Başkanı projeleri ile dikkat çekiyor ancak her tasarının altında hesap içinde 'hesap' bulmak mümkün Blatter veparlak fikirleri D ırkaç yıl önce Dünya Futbol Şampiyonası'nı her iki yılda bir düzenleyelım diyordu, şimdi de beraberliğı kaldıralım diye buyurmuş Blatter hazretleri. Neden olmasın hay hay! Zaten beraberlik gereksiz bir şey. Hıç uç sonuçlu oyun olur mu? İnsan ya yenmeli ya da yenilmeli! Yenişememek de ne demek? Madem futbol savaşın bir izdüşumü, o zaman takımlardan biri de sahayı yenik terketmeli. F İ K R E T D O Ğ A N F IFA'nın patronu Joseph Blatter aslında kendısine yanlış meslek seçmış. En- gin düş gücuyle kesınlikle Hollyvvo- od'da senanst olabılirmiş. Öyle akla ha- yale gelmedık şeyler yumurtluyor, öyle Zihni Sınır projelen üretiyor ki insan bun- ları duydukça dumura uğruyor. Tabıi dahaönce kızgınlıktan köpürmemışse. Bırkaç yıl önce Dünya Futbol Şam- piyonası'nı her ıki yılda bir düzenleye- iim diyordu, şimdı de beraberliği kal- dıralım dıye buyurmuş Blatter hazret- leri. Neden olmasın hay hay! Zaten be- raberlik gereksiz bir şey. Hıç üç sonuç- lu oyun olur mu? insan ya yenmeli ya da yenilmeli! Yenişememek de ne de- mek? Madem futbol savaşın bir ızdü- şümü, o zaman takımlardan birı de sa- hayı yenık terketmeli. "Mercıdabık Sa- vaşı berabere bıtti" dıye bir cümleye bir tarıh kitabında siz hiç rastgeldıniz mı? Blatter'in görünürde bu öneriyı ortaya atmaktaki amacı. futbolu daha cazıp kılmak; sanki ayak topu tüm dün- yada mılyarlarca ınsanı peşınden sü- rukleme gücüne yeterınce sahıp değil- mış gibi. Ama ışin aslı başka, tam bir işadamı zihnıyetıyle yeni müşteriler ka- zanma nıyetındeZürih'dekı patron. Gö- zünü bitmez tukenmez bir para ve güç hırsı bürümuş. Futboldakı heyecan ate- şıni alevlendırmek ıçın FIFAtarafından bir zamanlar. her on dakikada bir mo- la verilsin. oyuncu sayısı ona düşürul- sün, kaleler buyutülsün şeklinde plan- lar yapılmıştı; çok şükür bunlar uygu- lanmadı. Yakında Blatter'den şöyle bir öne- n beklıyoruz: Maçlar aynı anda iki top- la oynansın. Bir takım aynı anda hem gol atabılsın hem de gol yiyebılsın. Trı- bündekı seyircı de atılan gole mı sevi- neyim yoksa yenilen gole mi üzüleyım diye düşünmekten maymuna dönsün. Maçı yayınlayan televizyon kanalları ekranı ıkiye böleceklerı ıçin reklam pas- tası büyuyecektır. Seyircılerin maç iz- lerken şaşı olması ayrıca göz doktor- FIFA Başkanı Joseph Sepp Blatter, aldığı kararlarfa futbola damgasını vuruyor. lannın da işine gelecektir. Yani geniş ke- simleri kucaklayan çok yararlı bir uy- gulama. Blatter'in başında bulunduğu FI- FA, tek parçalı forma giydikleri gerek- çesiyle 2006 Dünya Futbol Şampiyo- nası'nın elemelerinde Kamerun'un 6 puanını sildi. Bu insafsız ceza Kame- run'un finallere katılmasını neredeyse olanaksız bir hale getirdi. Bunun sonu- cunda futbol tutkunu koca bir ülke maçlardan soğudu. Eee hani futbolu çe- kici kılmaktı amaç? Dimyat'a pirince gi- derken evdeki bulgurdan olmak diye bu- na denir işte! Tek parçalı formanın vücudu sıkı sıkı sarmalamaktan başka ne günahı var? Sen değil misin be adam, daha bir- kaç ay önce "kadın futbolcular vücu- dun hatlannı ortaya çıkaran darforma- lar giyse fena olmaz" dıyen. Al işte, Kamerunlu futbolcular giymişler, daha ne istiyorsun? Böyle bir çıfte standart olur mu? Eğer iktidar budalası birıy- sen olur! Afrika Futbol Federasyonu Tu- nus'daki Afrika Futbol Şampiyona- sı'nda tek parça forma giyilmesinde bir sakınca görmemişti. Ancak şımdi ne hikmetse FIFA bunun yönetmeliklere ay- kırı olduğunu ileri sürerek Kamerun'u cezalandırma yoluna gidiyor. Eğer tek parça formayı tasarlayıp sunan Puma değil de FIFA'nın uzatmalı sponsoru Adidas olsaydı, mangalda kül bırak- mayan Blatter efendi aynı kabadayılı- ğı gösterebilecek miydi? Zamanında Blatter'i elinden tutup FIFA'ya getiren kişinın Adidas'ın patronu Horst Dass- ler olduğunu sağır sultan bile bılıyor. Aslında Kamerun'averilen ceza, bir taşla iki kuş vurmanın en güzel örneği. Blatter bir yandan Puma'ya göz dağı verirken, diğer yandan 2002'de karşısı- na rakip olarak dikilen Kamerun Futbol Federasyonu Başkanı Issa Hayatou'dan intikamını alıyor. Blatter'in hesaplaşma- lan dur durak bilmiyor: sırada UEFA var. Blatter Avrupa liglerinin 16 takıma indi- rilerek küçülmesi gerektiğini söyledi. Bayram değil seyran değil, Blatter ne- den UEFA'yı öptü? Çok basit, FIFA 2005 yılında Dünya Kulüpler Şampiyonası dü- zenlemek istiyor, ancak maç trafiğinin yo- ğunluğu nedeniyle Avrupa kulüpleri bu- na karşı çıkıyor. Cin fikirli Blatter de tak- vimde yer açmak için takım sayısının azaltılmasını öngörüyor. Kısaca, Blat- ter'in her türlü saçma sapan önerisinin altında bir çapanoğlu yatıyor. DANİMARKA Bukez plajdan değil stattan geliyorlar EMRE TİLEV \ ^ugoslavya'da çıkan iç savaş... \f Ateşe ellerıni sokmaya, çıkarları f olmadığı içın korkan batı, isveç'de düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası vızesini alan Yugoslavları 'ne olur, ne olmaz' korkusuyla kupanın dışına ıtıyor... Ya ülkele- rine bir mültecı akını olursa. Spor dünyasın- da adı 1972 Münıh Olimpıyatlarından bu ya- natelaffuzedılmeyenterörstatlarıyakarsa... Yugoslavya Isveç biletıni top mermıle- ri ile yakarken. Danimarka kumsalda alınan piyangonun coşkusunu yaşıyor... Ve Kumsa- lın çocukları beklenmedık bir şekılde finale yurürken adlarını Almanya galıbiyetı ile 1992 Avrupa Şampiyonluğuna yazdırdıklarında şok daigası öyle büyük oluyor ki... Bu dal- ga, Avrupa'nın en seçkın kuluplerine kum- salın kramponlarını müthış transferler ile ta- şıyor. Bu fırtına rastlantı değıldi. 1983 yılında VVembley'de Simonsen'ın golü ile Ingilte- re'yi yenen Danimarka Sepp Piontek yöne- 10 MAVIC onr\A timinde 1984 Avrupa futbol şampiyonasının tarihine ılk kez adını yazdırıyordu. 1992 yı- lındaki şampiyonlukta adını daha çok duya- cağımız; Morten Olsen, Elkjaer-Larsen ve henüz 19 yaşında olan M.Laudrup takımın başarılı yüzlerı olarak parlarken geleceğe göz kırpıyorlardı. 2 yıl sonra 1988 yılında Meksika'da takım kurgusu garip bir ekip karşımıza çıkıyordu. 4- 4-2 kavramına yeni bir ya- pı ekleniyor ve Piontek adındaki Danimario Tek- nik Direktörü 3-5-2 diye bir sistemle futbol arena- sına çıkıyordu... işte bu ateşin ilk yandığı noktaydı. Hem Danimarka, hemde futbol çağını değiştiren ülkemiz içın... Dani- marka için 1992 yılın- dan sonraki süreç çok verimli görünmedi. 1998 yılında Fransa Dünya Kupası çeyrek finali, Brezilya önün- de 3-2 ile alınan yenilgi. 2000 başarısızlığı ve 2002 yokluğu... Boş geçen iki önemli dönem- den sonra 2004 Portekiz biletini almak için 2. grupda çekişmeli maçlar oynayarak grup lideri oldular ve final dediler. Norveç ve Ro- manya onları grupta en zorlayan takımlardı. Bosna - Hersek takım da bu ikiliye katılma çabası verdi. Lüksemburg ise "0"ların takı- mı olarak adeta etkisiz eleman tanımlaması ile karşımıza çıktı. Grupta 4 galibiyet 3 bera- berlik ve 1 yenilgi alarak Portekiz'e gelen Kuzey Avrupa takımı, bu başarıda yine Pi- ontek izlerinı taşıyor diyebilıriz. 1983 yılı kadrosunun başanlı genci ve Piontek'ın en önemli kozu Martin Olsen şim- di teknik adamlık koltuğunda. 19 yaşından 40 yaşına kadar aktiffutbol oynayan, 102 ulus- la arası maçta ulusal formayı giyen Alman, Belçika ve Danimarka liglerinde fırtınalar es- tiren beyaz saçlı soğuk şövalye Olsen. Mar- tin Olsen, takımı lejyonerleıie kuruyor. işte Da- nimarka. Kalegüvende; uzun boyu, süperfi- ziği ile Aston Villa kalesini koruyan Soren- sen. Alpay'ın eskı takımını, Leeds Unıted'ın eski hocası olan O'Leary ile beraber düzlü- ğe çıkaran bir isim. Ama yerden gelen sert toplarda sıkıntılı. Savunmada markalar var. Interli Helveg, Brondbyli Nielsen, Panathi- naikosluHenriksenveB.Dordmundlu Jen- sen en önemli isimler. Savunmada en önem- li artı, deneyım ve güvenilirlik. Dezavantaj iseyorgunluk... Orta alan ise çok güçlüsilah- lar ile kurgulanmış. Everton'un hızı ve gücü ile öne çıkan ismı Thomas Gravesen ve Chealse'nin yırtıcı. parçalayıcı ve sürprız gol- cüsü görüntüsündekı silahı Jesper Gronk- jaer formlarının zirvesinde. Golcüler ise tek kelime ile muhteşem. PSVIİ Rommedahl. Schalkeli Ebbe Sand. Milanlı Tomasson. Bu isimler ile başarı ne kadar uzak olabilir. Bu kupanın en önemli silahı bu ekıp. Italya, Isveç ve Bulgaristan'la aynı grupta yer almalan onlan daha da etkili kılacak diye düşünüyorum. Ilk maçlarında Italya onünde 14 Hazıran'da Guimaraes'de sıkıntı yaşamazlar ise Bul- garistan ile 18 Hazıran'da ve Isveç ile 22 Hazıran'da rahat haraket edebilirler. Braga ve Porto kentlerine akacak taraftarlar Vıking- leri yeni bir fethe taşryabilir. Sonuç: Gruptan çıkarlar, sonra yine çok can yakarlar. akizilyalin@yahoo. com Şimdi Sıra Aziz Yıldırım'da Fenerbahçe şampiyon oldu. 3 yıllık bir aradan sonra yeniden Türki- ye'nin en popüler kupasını kucakla- dı. 4-2'lik Malatya kazasına karşın Sarı-Lacıvertlı camianın keyfine di- yecek yok. Volkan'ından Hooij- donk'una, Daum'undan Murat Kuş'una kadar herkes zafer sartıoşu. Elbette, her sporsever gibi Fe- nerbahçe'yi kutluyoruz. Ama Gala- tasaray'ın tatilde olduğu, Trabzons- por'un 3 teknik direktör değiştirdiği, Beşiktaş'ın da ikıncı 17. maçlık serı- de neredeyse küme düştüğu sezon- dakı bu şampiyonluk Sarı-Lacıvertli dünyanın gözünü boyamamalı. On- ca yükün altına giren Aziz Yıldırım, eğer Şampiyonlar Ligi'nde başarı is- tiyorsa sol kanadı, ön liberoyu vefor- veti güçlendirmek zorunda. Belki, Bursa'yı, G.Antep'ı, istanbulspor'u sağ ayaklı sol savunucularla yenebi- lirsiniz ama Chelsea'yi, Real Mad- rıd'ı, Bayern Münih'i devirmek istı- yorsanız 'devşirme' futbolculardan vazgeçip 'ihtisas 'sahibı ayaklarayö- nelmek zorundasınız. Evet, ekimizin 27. sayısı F.Bah- çe haber ve incelemelerıyle suslü. Hilmi Türkay. Alper Izbul, Göktuğ Sevinçli ve Dr. Sedat Hayrart, Sarı- Lacivertlı aıleye sızın ıçın ışık tuttu. Arka sayfamızdaki kupalı Fe- nerbahçe posteri ise sanırım bu ekı- be gönül verenlerin odasını süsleye- cek. Hem Veysel, hem Sami hem de www.turksporfoto.com'un deklan- şörlerindeki heyecan, grafik servisı- mızin çabası ile bh .eşince müthiş bir görsel yapıt ortaya çıktı. Euro 2004 öncesi başlattığımız adım adım final serisinde bu hafta Kuzey'in sert çocukları Danimarka var. Emre Tilev sizler için yazdı. Ai- manya'dan Fikret Doğan'ın. Sepp Blatter incelemesı, Galatasaray'ın altyapıdaki futbolcu fabrikası, Kah- raman Bapçum'un olimpiyat dizisi, voleybol sayfasındaki Güneşsıgorta- lı Elif röportajı alabildiğine renkli. Dünyafair-playödülünü 'hakederek' kazanan 12 Dev Adam'ın eski kaptanı Orhun Ene'nin yazısı ve 19 Mayıs 1919'un bilinmeyen yönleri çarpıcı. İki yazıyı okurken de tüyleriniz diken diken olacak. Esen kalın.Yeniden görüşmek dileğiyle... IK KÖŞE Sevgıli Cumhurıyet Spor; Öncelıkle yirmi altı haftadan berı böyle bir dergiyı bizlere hazır- ladığınız içın hepinize çok teşekkür ederim. Bu arada bu vesıleyle tüm Fenerbahçelilerin şampıyonluğunu kutlar, hepsinin gözlerinden öperim. Ayrıca, Fenerbahçemizin şampiyon olduğu haftada Fenerbahçe poste- ri vermenızi dilerdim. Baykal Zorba Sporçalışanları; Dergınizi ilk çıktığı günden be- ri takip etmekteyim. Son derece ba- şanlı olduğunuzu belirtmek istiyorum. Bir futbolsever olarak, futbola yak- laşımınızın son derece düzeylı, Cum- huriyet'e ve Cumhuriyetçilere yakı- şan ölçüde olduğunu söylemek is- tiyorum. Ayrıca, yaklaşan Avrupa Şampiyonası öncesi hem kupanın ta- rihinı anlatan hem de takımlar hak- kında bılgi veren başvuru nıteliğın- de bir kftapçık hazırlamanızı rica edı- yorum. Serkan Egeli Spor ekıne; Derginizi ilk olarak bu hafta gördüğümü affınıza sığınarak ve üzü- lerek belirtiyorum. Özellikle Avrupa futboluyla ve mızahla ilgili sayfala- nnızın oldukça başarılı olduğunu söylemek istiyorum. Bundan sonra her hafta görüşmek üzere. Deniz Pişmiş Sevgili Cumhuriyet Spor çalı- şanları; Türk spor basınında böylesine düzeyli bir yayın bulmak imkansız. Diğer basın organlarındaki yetkililer acaba bu eki örnek almayı neden dü- şünmüyorlar. Yaptıkları transfer ha- berlerineokuyucuların bırakın inan- mayı güldüklerıni tahmin edebilıyo- rum. Okuyucuyu doyuran haberierı ve röportajları severek okuyorum Darısı diğer spor basınımıza. Türr Spor servisıni verdikleri emekter dolayı kutluyorum. Atilla Canataneı CAVI O-