23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İZYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2004 PAZARTESİ kÇl itnVITAZ SOTSAL OLAYLAR VE GORUŞLER Yafgıdan Korkanlar... CUMHURİYET'TEN OKURLARA tanavarın Tek Dişi RAKtutukevlerindekiAmerikan-ingilizişkence- le zaten korkunç pis gibi kokan bir seferin üstü- r 1üy dikmiştır. D sefer başlangıcının sahte gerekçelerinden han- gâ ayakta kalmıştır ki'? "•'Kitle imha silahları" yalanı mı? Jsame bin Ladin'lerin orada saklandığı, oradan osteklendığı ıddıası rnı? Bush'la Blair'ın kasaba papazı edasıyla verdik- !â ahlak dersleri mi? Halkı Saddam zulnnünden kurtanp özgürlüğe kvuşturma vaadi mi? Oseferden, sadece. Bağdat ve Necef sokakla- rında gezinen altrnış tonluk dev tanklar, zırtilı aabalarvetepeden tırnağa çelik miğferier, kurşun gçiımez yelekler, her türden otomatik silahlarla do- ntılmış paralı askerler kalmıştır. Yüzlerinde ölüm korkusunun izleri, gözlerinde atam öldürmenin vahşeti. <Vna Felluce sokaklarında o askerler bile kalma- d Fazla zayıat verme endişesi orada durmalarını öifemiş.dermeçatma olanaklarlavuruşandireniş- çerden korkup kenti Saddam'ın en sadık adam- Isından General Muhammed Salih'e teslim ede- r« çekılmişlerdir. Böylece, Irak'ı Baasçılardan temizleme iddiası da çskmüştür. Geride, tartıya vurulsa kim bilir kaç bin ton tuta- ak olan, ama hiçbır iş« yaramadığı için hurda sa- yıması gereken çelık yığınlan durmakta. Artık, canavann tek dişi bile kesmiyor. Amerikalılarvelngilizleraçısındanenacıklısışu- dur: Sömürgecilik ve sonraki emperyalizm dö- nemlerindeBatılıların mazlum halklara çektirdikle- ri eziyetlerden, yaptıkları işkencelerden, uygula- dklan aşağılayıcı davTanışlardan hiçbiri, bu son fctoğraflar kadar etkili ve rezil edici olmamıştı. ispanyolların. Portekizlilerin, Belçikalılarla Hol- laıdahların nedenlizalimsömürgecilerolduğu, In- giizlerle Fransızların Arnerika yeriileri ile Asya ve Af- rika halklarına nasıl davrandığı hep söylenmiş, uy- garlık ıddıalarına karşın tarihin en karanlık sayfala- rını bunlardoldurmuştur. Ama, ozamanlarbugün- kû iletişım teknolojisi, her şeyi ev içlerine, oturma ve yemek odalarına taşıyan görüntülü haberleşme olanakları yoktu. Oysa, şimdi, sözde uygaren bü- yûk iki devletin mide bulandırıcı Irak rezaletleri al- tı milyar kişinin gözleri önündedir. Böyle olunca, insan, düşüncelerini içe çevirip şim- dıki Türkiye'yi yönetenlere sormadan edemi- yor: "Sizler ki 'maneviyatçı' geçinen Müslüman- larsınız, hâlâ nasıl olup da böyle bir Batı dünya- sının hoşuna gitmek için çırpınıp durmaktasınız? Askerinizin başına çuval geçirışleri yetmiyormuş gibi, şimdi de burnunuzun dibinde kadın asker- lerin eliyle bir Isiam toplumunu böylesine aşağı- lamaları da mı gözlerinizi açrnıyor? Yoksa sizler de mi maneviyatın kutsallığına ve islam kardeşli- ğine inanmaktan vazgeçip kâfirler dünyasının maddiyatçılığı peşinde sürünür duruma düş- tünüz?" 1* A» İJİYt Ş irr m; ht ya Cİ! M. Iskender OZTURAMJ I imdiye değin dokunul- mazlık konusunda Cum- luriyet gazetesınde iki 'yazımyayımlandı. Binn- cisı8Eyîüll997yılmda "Yasama Dokunulmazhğı Kan- seri" adıyla çıktı. îkincisi ise 26 Ocak 2003 günü "Dokunuhnaz- bkMaskarahğT başlığıyla yayı- na girdi. Gerçekten dokunulmazlk bir maskaralık haline gelmiştı. Bir daha da bu konuda bir yazı yazmak düşüncesinde değüdim. Tüm içtenliğimle konunun çözü- me kavuşacağını sanıyordum. Çünkü AKP'nin programında do- kunulmazlığın kaldırılacağına değgin çok açık bir yargı vardı. CHP de. dokunulmazlık konu- sunda mılletvekillerinden noter senetleri almıştı. Ne var ki, çözüm yerine daha büyük bir çözümsüz- lüğün geleceğıni o günlerde dü- şünememıştım. Şimdi ise bu ko- nuda üçüncü bir yazı yazmak zo- runda kalıyorum. Ve bu yazımm bu konuda son yazı olmasını di- liyorum. 10 Aralık'ta toplanan TBMM Dokunulmazlıklan Araştırma Ko- misyonu. "miBetvekiB dokunul- maznklaruıa dokunmama" ka- ran ahnıştır. Bu karardan anlaşı- lacagı üzere, bundan böyle de do- kunulmazlık kansen \ e maskara- lığı eskisi gibi sürecek demektir. Karann gerekçesıni açıklayan Ko- mısyon Başkam AKP'li Hüsrev Kutlu, "Türkiye'de demokrasi- nin tüm kurum ve kurallarryla tam oiarak uygulanmadjğını n sa- vunmuş ve "*anayasa yargısının yasama faaih etierini engeüediği- ni" söyleyerek. yargıya güven- mediklerini açık açık belırtmiş- tır. Ve >i Yargıakvepakoimalıd]r r biçiminde konuşmuştur. Bu ko- nuda AKP'nin ileri gelenleri de ne yazık ki. ayru kanıdadır. Bu sözler, gerçeği yansıtan söz- ler değildır. Öncelikle demokra- sinin tüm kurum ve kurallanyla gerçekleştirilmesini sağlamak. sı- yasal iktidann en önemli görevi- dir. Bu görevı başaramayan bir ik- tidar, iktidar değildir. Aynca yar- gının siyasallaştığı sözde nedeniy- le bu karara vardıklanru ileri sü- ren Sayın Başkan, çelişkıler için- de bocalamaktadır. Çünkü yargı hiçbir zaman siyasallaşmamıştır. siyasallaşamaz da. Mahkeme sa- lonuna siyaset girdığı zaman ada- let oradan çıkar gider. Artık böy- lesine bir yargıya yargı denile- meyeceği gibi adalet de denıle- mez. Bir yargıç, bilerek ya da bıl- meyerek yanlış bir karar verse bi- le bu karar üst mahkemelere gi- der ve yenıden görüşülerek düzel- tilebılir. Ne varki, parlamentonun hukuka aykın kararlan kolay ko- lay düzeltilemez. Uygar toplumlarda dokunul- mazlık maskaralığı olmadığı için. yargıdan kaçmak ve kurtulmak olanaksızdır. Ne var ki bızim gi- bi ülkelerde dokunulmazlık zır- hı birçok politikacıyı yargı önü- ne gitmekten kurtarmâktadır. Bu gerçekler göz önünde tutuldu- ğunda AKP'liler ve Komisyon Başkanı'nın. daha önceki siyasal iktidarlar gibi yargıdan ve adalet- ten korktuğu anlaşılmaktadır. Günümüzde ulusal istenç ve toplumsal adalet. dokunulmaz- lıklann kaldınlması yönünde oluş- muştur. Düşüncelerbu doğrultu- da belırgınleşmıştir. Ulusun bu istencine engel olan parlamento- dur. Oysa parlamento hukuk ya- ratmaz, yalruz ve yalnız toplum- da şekillenen hukuk anlayışını yazılı metin haline, yasa haline dö- nüştürür. Bu gerçeğe aykın dav- ranışlar sergileyen bir parlamen- to, hukuktan, yasadan ve adalet- ten söz edemez. Bilındiği gibi ik- tıdar partisi içinde, türlü çeşitli suçlardan ötürü haklannda so- ruşturma başlatılanlar. sahteci- likten. ihaleye fesat kanştırmak- tan dava açılanlar vardır. Bu so- ruşturmalann ve davaların tümü. dokunulmazlık nedenıyle durdu- rulmuştur. Bu uygulamadan yararlanan- ların arasında milleU ekilleri var- dır, bakanlar vardır. başbakanlar vardır. Ülkemizın başbakanı da bunlann arasındadır. Eğer görev başında bulunan bakan ve mıl- letvekillen. dokunulmazlıktan ya- rarlanmış olmasalardı. şimdi sa- de vatandaşlar gibi yargılanacak- lar. milletvekıli olma\ı engelleyen bir suç işleyenler. belkı hapse gır- meye hazırlanacaklardı. Belki de yargılama sonucunda aklanacak- lar ve onurla görevlenni sürdüre- ceklerdi. Buyoluyeğlemeyen si- yaset adamlanmızın onurla yaşa- mak istemedikleri anlaşılmakta- dır. Ama ülkemızde suç işleyen tüm vatandaşlar cezalandınlmak- ta. dokunulmazlıktan yararlanan- larsa bakanlık koltuklanna kuru- larak, Meclis sıralanna oturarak Türkiye'yıyönetmektedirler. Bu- nu. hukuk ve adaletle bağdaştır- mak doğru mudur diye sormak her vatandaşın hakkı değil midir 0 Bu arada Dokunulmazlıklan Araştırma Komisyonu Başkanı, "Bad'da Meclis'in yargıya müda- hale edebileceği'' safsatasını da ileri sürmüştür. Oysa böyle bir şey söz konusu değildir. Batfda Montesquieu'den yani en az iki yüz yıldân ben "kırvTetler aynh- ğı" sistemi uygulanmaktadır. Bu nedenle parlamentonun yargıya buyruk\ermesi olanaksızdır. Ana- yasamıza göre de yargının ba- ğımsız olması gerekmektedir. "Yasama ve yürütme organlan fle idare. mahkeme kararlanna u>nıak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlannı hiçbirsurededeğiştiremezve bun- larm yerine getirilmesini önleye- mez." (Anayasa m. 138 Son). Şu da var ki, eğer mahkemelerin ba- ğımsız olmadığı savlanıyorsa -ki bu. doğru bir gözlemdir- onlan ba- ğımsız hale getirmek siyasal ik- tidann görevidir. Bu görevı ye- rine getirmeyenler. dokunulmaz- lık hakkından hiçbir zaman yarar- lanmaya kalkışmamalıdırlar. Bu konuda ortada bir kusur \arsa, o kusur iktidann yıldızlannda de- ğıl. kendısındedir. Kamuoyu bas- kısı sonucunda Meclis'tekı do- kunulmazlık dosyalannı görüş- meye başlayan komison, bu kez de dosyalan dönem sonuna erte- leme kararlan almaktadır. Bu du- rum karşısında yargıdan korktuk- lan için böyle kararlar alındığını söyleyenler, yerden göğe kadar haklı değil midırler' 1 Hiçbir zaman unutulmasın ki. yargıçlanna gü\enmeyen bir yö- netim, hukuk de\ lerinden söz ede- mez. Çünkü adalete dayanmayan bir devlet. \arlığını yargıçlanna inanmayan bir yönetım. değen- ni yitırir. Yargı kararlanna u\Tna- yan ve yargıdan korkan bir ikti- dar ise değil hukuk devletini, dev- leti de hukuku da ağzına alamaz. Türkiye'yi böylesine bir çıkmaz- dan kurtarmak her şeyden önce siyasal iktidarlann görevidir. Bu görevı yerine getiremeyen bir ik- tıdar. başta yargı olmak üzere hiç- bir kuruluşu suçlamak hakkına sahıp değildir. Önce kendini suç- lamalı, kendıne çekidüzen ver- melidir. tBRAHÎM YILDIZ İktidarlann 'Çıkar' Zorlaması... Aytaç TOLAY Emekli Cumhuriyet Savcısı ır süre önce gazete- mesiplanraltbaşlıklıhaber *trtica işba- başlıklı.Bimızın 1 şında" "AKP'ninAna\asa Mahke- ve devamını üzüntü ve şaş- kınlıkla okumuştum. Anayasal esaslara daya- NOKTA OKUMAK AYRICALIKTIR İşkence: Güçlünün hukuku Yeni dünya düzeni bu mu? Hukukun gücü yerini gücün hukukuna mı bırakıyor? ABD ve Ingıliz askerlerinin Iraklılara karşı fotoğraflarla belgelenen '"kötü muamele"sinin uluslararası hukukta tek bir adı var: Savaş suçu. Türkiye'nin geleceği imam hatiplilere kilitlendi Hükümetin fırsat buldukça gündeme getirdiği imam hatip sorunu, bu kez Ankara'da rırtına kopardı. AKP bir buçuk yıllık iktıdarında ilk kez askerden böylesine sert bir uyarı aldı. 90 depremzede avukat mağduru Yüksel İnşaat'a karşı açılan iki ayrı tazminat davasında verilen "zamanaşımı" kararlarından biri yargıtaydan döndü diğeri ise "takıldı" kaldı. Bitkisel tehlike korkutuyor! Genç ve lormda kaLmanın ön koşulu gıbı sunulan bitkisel ürünler, sağlığın düşmanı mı? Doktorlar antioksidan ve vitaminlerin zararlarına karşı uyarıyor. Tek kadın federasyon başkanı! Dört dil biliyor. Hacıbekir'in torunlarından. En büyük zevki kocasının yatını geçmek. Çünkü Nazlı İmre Yelken Federasyonu Başkanı • INTERNETTE TELEFON TUZAĞI... • ÇEK SENET DAVALARINA EMSAL KARAR: ADLI TIP'IN İMZA TESPİT RAPORU GÜ\ ? ENILMEZ BULUNDU.. • TRABZON VALİSI K.AÇ PROMİLE TEKME SA\T'RDU?.. • DOLARIN YİNE -YURÜYÜŞÜ- DEĞİŞTİ... • TAŞINAC.\KLAR DIKKAT: KIRILAN EŞYA ODENİYOR, ÇALINANIN HESABI YOK... • ÖZEL OKUL MARATONUNDA OĞRENCİ Mİ. \TELİ Mİ YORULACAK?... • DUYGU ASENA BU KEZ DE EŞCİNSELLERİN 'ABLASI' OLDU... <TA BAYINIZOE narak demokratikbirbiçim- de işbaşına geçen AKP ik- tidanrun adeta bindiği dalı kesmek girişimidir bu ve buna benzer sistemi zorla- yanda\Taruşlan... 1960 yılındatstanbul Hu- kuk Fakültesı son sınıfinda öğrenci olduğum tarihte. za- manın iktidan DP dönemın- de muhaliflerini susturmak için çıkanlan "TahkikatKo- mis>onu Kanunu"nu ve 27 Nisan 1960 olaylannı ha- tırladım. Olaylann büyü- mesınde iktidann yanlış ve bılinçsiz rutumunu hayret ve üzüntü içinde izlemiş- tım. İktidarlarne denli güç- lü olurlarsa olsunlar. ayak- lannın basüğı meşru hukuk düzenini kendi si>asal çıkar- lanna göre ke\iflerince de- ğtştirip; düzeneyenidenyön vermej'e kalkarak: toplum- sal ve siyasal dengeleri zor- layıp, bunda israr ederlerse. sonlanrun hüsran olacağuu fakühedeokumuştukveöy- le düşünüyorduk. Şimdi, bu gerçeği uzun meslek haya- ümda geçirdiğiın dene>im- Ieri de ekleyerek. sade bir yuıttaş oiarak AKP iktida- nna haürlaüyorum: Gidi- şatlannın sonunda, sistem sadece kendilerinin değil, hepimizin başına çöker. So- nu, 27 \la>ıs 1960'taki geüş- nıelerin de ötesinde, daha da karmaşık iç ve dış geliş- metereve>iknnlarayol aça- biJir. Anayasa Mahkemesi üye- lerinin Meclis tarafindan se- çilmesini öngören anayasal düzenlemeye Anayasa Mah- kemesi Başkanı'nın olum- lu yaklaşmasına ise, ne di- yeceğimi bilemiyorum. Sa- yın Başkan'ın böyle bir dü- zenlemeye nasıl razı olabil- dığini aklım almıyor. Doğ- rusu. beni büyük bir hayal kınklığına uğrattı. 27 Mayıs 1960 harekâtı. basit bir as- ker eylemı \e darbesi değil- dir. Toplumsal. siyasal ve hukuksal birbinkimın, olu- şumun sonucudur. Eleştiri- İebilecek yönleri dışında. 1961 Anayasasf nın hazırla- nıp kabulünün sağlanması, T. Cumhuriyeti tarihinde önemli bir demokratik hu- kuk de\Tirru niteliğindedir. Getirdiği en önemli hukuk kurumlanndan biri. belki de en önemlisi. Anayasa Mah- kemesı'dir. Yasama organı- nın anayasal yargı deneti- mıni sağlayan bu mahkeme. hukuk devletinin kurulup yürütülmesinde yaşamsal bir öneme sahiptir. Nitekim, kurulduğu günden bu yana \erdiği kararlarla; cumhuri- yetimizin hukuk devleti ni- teliğinı, laik, demokratik ve sosyal niteliklerini titızlikle vurgulayıp. geliştirmiştir. Sayın Başkan'ın da, başka- nı olduğu mahkemenin bu özelliğini koruyup yansıt- ması kurumsal birgörevidir. Bu konuda başka eklemele- re gerek görmüyorum. Sa- dece, yazımınbaşında değin- diğim sakıncalara iktidar sa- hiplerinin dikkatlerini tekrar tekrar çekmek isterim. Ana- yasa Mahkemesi'nin cum- hunyet \ e nitelikleri üzerin- de ne denh duyarh oldugu- nu gösteren ve hukuksal te- mellerini açıklayan bir ka- ranna özet oiarak değinmek istıyorum. (27 Ocak 1977 Ta. 197643 esas. 1977-4 K.S.h) 1961Anayasası. 12Mart 1971 Muhtırasfndan son- ra, bu anayasavı içlerine sin- diremeyen siyasetçilerin iş- birliğjyle değiştinlipbudan- dı. Bu değişikliklerden biri de. anayasanın Yüksek Hâ- kımler Kurulu'nun görev ve yetkilerini düzenleyen 144. maddesiydi. Kurul'un, yar- gıçlann özlük haklan ile il- gili oiarak verdiği kararlara karşı yargı yolu kapahlıyor- du. 1982 Anayasası'nın 159. maddesine benzer şekilde... Yapılan değişıklikten son- ra, bir yargıç yardımcısı. hakkında kurulun verdiği karara karşı Danıştay' a da- va açmıştır. 5. Daıre. yapı- lan değişikliğin, anayasa- nın devletin şeklının cum- huriyet olduğunu belirle- yen ve değiştırilmesi teklif dahı edilemeyen 9. madde- sinin, 2. maddede yer alan cumhuriyetin niteliklerini de kapsadığı ve değiştiri- lemeyeceği sonucuna var- mış; itiraz yolu ile konu\Tj Anayasa Mahkemesi'ne in- tikal ettirmiştir. Anayasa Mahkemesi, değiştirileme- yeceğı saptanan cumhunye- tin üç niteliği üzerinde du- rarak, 1488 s. kanunla de- ğiştinlen anayasanın 144. maddesi hükmünün iptali- ne karar vermiştir. Bu üç nitelik şöyle açıklanmıştır. 1) İnsan Haklan açısın- dan: 6366 s. kanunla kabul edilen A\Tupa İnsan Hakla- n Sözleşmesı'nın 6. mad- desinde yer alan, herkesin, kanuni ve bağımsız bir mah- keme tarafindan davasının görülmesini istemek hakkı olduğunu, bu hükmün a>Tiı- nı içeren anayasanın 31 ve 114. maddelerinin de. ıda- renin her türlü eylem ve ış- lemine karşı kanun yoluna baş\ıırma hakkını ıçerdiği- ni belirtmiş; böylece. yargı denerimıni engelleyen dava konusu kuralın insan hakla- nna aykın olduğunu ve ana- yasanın belirlediğı İnsan Haklan ılkesınin, anayasa değışikliklerinde göz önün- de tutulması gereklilığıni or- taya kovmuştur. 2) Hukuk Devleti açısın- dan: Hukuk devletinin. in- san haklanna saygılı ve bu haklan koruyan. adalete ve eşitliğe uygun birhukuk dü- zenı kurarak sürdüren, bü- tün davTanışlannda hukuk kurallanna uyan ve işlem ve eylemlerinde yargı denetimi- ne bağlı bir devİet olduğu- nu belirleyen mahkeme: "yargıcı v'argı yoluna baş- Mirma hakkından yoksun olan bir devlette birevlerin hukuksal güvence>e sahip olduğusavunulaınaz,bunun hukukla bağdaşıryönü \vk- tur" demıştir. 3) Eşıtlik açısından: "Hu- kuk Devleti, hukukun üs- tünlüğütemetineoturur. Ka- nun önünde eşitükbu temel- de esas unsurdur" dıyen mahkeme; Adliye mahke- mesi yargıçlan dışındaki ka- mu görevlilerine. özlük hak- lan ile ilgili oiarak uygula- nan idari işlemlerden dola- yı yargı yoluna başvıırma hakkı tanındığı halde. Adli- ye mahkemesi yargıçlanna tanınmamasının eşitlik ilke- si üe bağdaşmadığının açık olduğunu belirtmiştir. Görü- leceği gibi; cumhuriyetin ni- teliklerini belirleyen. değiş- tirilmesi teklif dahi edıle- meyecek maddelenni do- laylı yollarla değişrirmeye kalkışmak. hukuk ve ana- yasa dışına düşmektır. Mec- lis'ın çıkaracağı kanunlann anayasaya uygunluğunu de- netleyen, yargı organıdır. Anayasa Mahkemesi; Hu- kuk Devleti'nin bir gereği oiarak. Sonuç oiarak sözü- müz şudur: Anayasa Mahkemesi üye- lerinın Meclis tarafindan se- çilmesinin. bir hukukçu oia- rak anayasanın kuvvetier a>- nhğıve HukukDe\ letiılke- lenne aykın olduğu kanı- sındayun, siyasal oiarak da çok yanlış ve sakıncalı buluvorum. İlk Günkü Heyecanla... 81 yıldan beri Cumhuriyet, ilkelerinden sap- madan, bugüne değin görevini başanylasür- dürmektedir. Cumhuriyet Vakfı Senedi'nde de yazılı olan kurallar bizim anayasamızdır. 7 Mayıs 1924 günlü ilk sayımızda bu ilkeler saptanmıştır. İlk sayımızda yazılan bu ilkeleri birlikte oku- yalım: "Bugün ilk sayısını yayımlamayı başardığı- mız 'Cumhuriyet', okurlanna kendini tanıtma- ya yeterliyse de gazetemizin amaç, şekil ve mesleğine ait bir iki kelime eklemeyi de ya- rahı bulduk. Cumhuhyet'in siyasi programı, isminden belli ise de, onuyayımlayanların siyasi hayat- landabellidir. Cumhuriyet, Türkiye'debüyük kavgalarla elde edilmiş tarihi bir sonuçtur. Biz, elde edilen bu amaç uğrunda fiilen ça- lışmış insanlarız. Memlekette bu muzaffer ve galip fikrin çok kuvvetli taraftarlan vardır. Cum- huriyet, memlekete mal olmuş bir fikirdir. Biz onun temsilcisi ve koruyucusuyuz. Bu temel düşünce göz önünde tutulduktan sonra, ke- sin oiarak söyleriz ki, gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de birparti gazetesidir. 'Cumhuriyet' sadece cumhuriyetin bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunu- cusudur; cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslannı yıkan ve yıkmaya çalışan her kuv- vetle mücadele edecektir. Memlekette her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için gazetemiz bütün varlığı ile çalışacaktır. Mem- lekette halkın, halk tarafindan, halk için ida- resi, bizim idealimizdir. Ve biz yalnız bu ide- alin esiriyiz, başka hiçbir kuvvetin değil." 80 yıllık süreçte farklı kuşaklar gazeteye emekvermiş, demokrasiyi ülkemizde güçlen- dirmek uğruna ilk günkü bilinçle çalışmışlar- dır. Aynı heyecan bugün de sürmektedir. • * • Gazetemizin kurucusu Yunus Nadi'nin oğ- lu Nadir Nadi, 1988 yılında yazdığı başyazı- da Cumhuriyet'in görevini şu şekilde vurgula- mıştır: "Düşününüz ki gazetemizin yayın yaşamı- na atıldığı yıl, yurdumuzda cumhuriyet söz- cüğüne tahammül edemeyen, bu sözcüğü kü- fürsayan bir 'âlimler' kalabalığı yaşıyorve hal- kı etkisi altında tutabiliyordu. Bizim kuşak, çok partili yaşam dönemi boyunca da cum- huriyeti ve Atatürkçülüğü savunmak uğruna az savaş vermemiş, az çile doldurmamıştır. Gö- revimizi ne ölçüde başarabildik, bu konuda herhangi bir değerlendirmeye kalkışmak bi- ze düşmez. Biz artık devrini tamamlamaya yüz tutmuş bir kuşağız. Bugün varsak, yann yokuz. Başlıca umudumuz, bizim dönemde yetişen ve yetişmekte olan yeni kuşaklann gerçek halk yönetimi demek olan cumhuri- yet ilkelerini yurdumuzda daha sağlam te- mellere dayama olanağını bulabilmeleridir. Bu konuda hiçbir engelden yılmayacakla- rına inanıyoruz. Cumhuriyet gazetesi, taşıdığı adın gerçek anlamını savunmak göreviyle yayın hayatına atıldığı günden bu yana çaba harcamıştır. Hâ- lâ da harcamaktadır. Halkın halk tarafindan halk için yönetimi ül- küsüne Cumhuriyet ilk günü olduğu gibi bu- gün de aynı kıskanç özenle bağlıdır. Kimi za- man zikzaklar olsa da adım adım bu ülküye yaklaştığımızın inancınıyüreğimizde taşıyoruz." • • • Görüldüğü gibi Cumhuriyet gazetesi 81. yı- lına üstlendiği misyonla girmektedir. Teknolojik devrim sürecinde, iletişimin avcu- muzun içine taşıdığı dünyada Cumhuriyet, geçmişine yakışır bir güvenle 81. yılını da okur- larıyla paylaşmaktadır. istanbul, Ankara, Izmir, Adana ve Antalya'da çalışanlanmız, okurlanmız ve Cumhuriyet dost- lan bir araya gelerek bu güzel günü daha da anlamlı kıldılar. Geleneksel yemeğimize katılan, mesaj gön- deren, telefonla arayan, çiçek gönderen her- kese teşekkür ederiz. lyi haftalar... togi öır ömöf bofü süren kışıiıklı devrımc/ sovoşımınöo Aydınlanmo'yı tonhsei ıçenğmöe kovroyorak Anodolu'yu bütunleşhren fikn doğnıftusundo yd'üyor, soğduyu, sevgı, guven ve dençeyı sol ye/pozeye oştlomaya çahşıvor.' iihor, SEIÇUK bönmez largan'ın "YEŞİL TUZAK" Kıtaöı bütün kitapçılardo beneı uagmm »ıtteşim Doğıtım. fe/ 02U 526 86 65 Fax 0212 5li 04 1/ Hasot Yayınlorı P K US4 Sirkecı /İİTANBUİ TVkıye Gazetecıler Cemıyetı'mn yayın'adığı gunluk Bizim Gazete Ulke sorunlarına ılışkın raDorianyla, araştırmalarıyla, koşe yaz'larıyla, tarafsız haberienyle sıvıl toplümların gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear