25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 £5 NİSAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA INCELEME ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK BüR'JST TASIATLT ÎSTANBUL 2FESDÎSİ AEDÜLCAN2AZ' EAEtKÜLADE KAC3RALAHI KISIM TEKMİLİ BİRDSN Fırat'ın kıyısında yağmurduası Hükümet GAP'ı unuttu, sulamaprojeleri bitmiyor, yurttaşlar hurafelere bel bağlamak zorunda kalıyor MEHMETFARAÇ AKP. Türkiye Cumhunyetf nın prestij yatınmı GAP'ı bir kenara itti. Devletin milyarlarca dolarhar- cayarak yerin 100 metre altından Fırat Nehn'ni Harran ovasına akıt- tığı Urfa'da, sulama projeleri yü- rümüyor. 50 yıl boyunca Harran'la Fırat'ı birleştirmek ıçın gözyaşı döken yöre insanı suyun bölgeye akmasından 10 yıl sonra bıle çile çekiyor, umudunu yağmur duala- nna bağlıyor. Moğol saldınlanndan sonra ku- raklığa terk edılen dünyanın en ve- nmlı ovalanndan Harran'ı, Fırat'ın sulanna kavuşturmak için Urfalı- lar l920"li yıllardan itibaren mü- cadele verdi. Bu iki unsurun bır- leşmesi için ilk fizibilite raporunu 1927'de dönemın Valısi AI FuatBa- turav hazırladı. Büyük Önder Ata- türkde bu konuda bazı girişimler- de bulundu. 1950'li yıllardan itibaren siyasi iktidarlar da Güneydoğu 'da kurak- lığı en önemli propaganda malze- mesı olarak kullandı. Sonuçta 1960'larda DSt "Aşağı Fırat Rapo- ru"nu hazırladı. KuRAKLIK ÇİLE OLDU Ancak bu raporun yaşama geç- mesi için uzun yıllar beklemek ge- rekti. Fırat'ı Harran O\ ası"na taşı- yacak olan Urfa tünellerinin teme- İi ancak 3 Nisan 1977'de Süley- man Demirel tarafından atılabildı. O dönemde tören alanına,"Dağla- n değil çağlan deHyoruz" yazılı pankart asıldı... Ancak ilgisizlik ve talihsizlik- ler kuraklığı çileye dönüştürdü. Müteahhit ve para sorunlan nede- niyle tünellerin yapımı yılan hikâ- yesinedöndü. 1985'tetamamlan- ması gereken iki tünelden biri an- cak 1994 yılında yüzde 90 oranın- da hazır hale getirilebildi. Dönemin Başbakanj Tansu Çil- ler seçimler öncesi 9 Kasım 1994'te acelece yapılan bir baypas tüne- lıyle Fırat"ın suyunu Harran'a akıt- tı. Tüneller tam anlamıyla kentin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü olan 11 Nisan 1995'te tamamlanabildi. Çiller o günkü tö- rende ,*Buravazenginlikgelecek'' dedi. GAP kapsamındaki 1.7 milyon hektar alanm Harran ovasındaki 822 bin hektanrun kısa sürede su- ya kavuşturulacağını söyledi. Urfalılar o gün bayram yaptı. Ancak sözler tutulmadı, yüzyıllar- ca kuraklığı yaşamış ovanın insan- lannın sevinci de kursakJannda kaldı. 2004'e gelindiğinde ovada DSİ'nin sulamaya açtığı 225 bin hektan geçemedi. Bu alanın 120 bin hektan Harran Ovası'nda... SAT KURTUL' POLİTİKASI Özefleştiıme ışsızngııı yeııi adı oldu 27 yıl önce temeH Demirel tarafindan aüian GAP, bölge halkı için bir âöş. # 50 yıl boyunca Harran'la Fırat'ı birleştirmek için gözyaşı döken yöre / ^ A H insanı suyun bölgeye akmasından v-** >• 10 yıl sonra bile çile çekiyor, umudunu yağmur dualanna bağlıyor. En az 10 yıl önce tamamlanması gereken GAP, AKP iktidarınca da bir tarafa itildi. Hükümet programında projenin takip edileceği belirtilerek GAP'a bir satır yer verildi. İÇİN GAP TEK SATIR Türkiye Cumhuriyeti'nin pres- tij yatınmı olan 32 milyar dolarlık GAP son Ecevithükümetinden iti- baren ilgi görmedi. Bütçeden pro- jeye aynlan pay azaldı, GAP'ta sa- dece enerji yatınmlannın bir bö- iümü tamamlandı. Oysa GAP sadece elektrik de- ğiidi... Bu dev yatınmın asıl ama- cı bölgenın kuraklığa mahkûm top- raklarını sulayarak en az 3 milyon insana istihdam yaratmak, bazı ürünlerde ithalatı engellemek bazı ürünlen de ihraç ederek ülkeye mil- yarlarca dolarlık döviz kazandır- maktı. HedefTürkiye'nin topyekûn kal- kınmasıydı ancak tasarlandığı gi- bi olmadı. En az 10 yıl önce ta- mamlanması gereken proje, AKP iktidarınca da bir tarafa itildi. Hü- kümet programında projenin takip edileceği belirtilerek GAP' a bir sa- tır yer verildi. Projenin 2020'de bi- tirilebileceği iddıası bıle kuşkulu. Şu ana kadar 16.6 milyar dolar harcanan proje kaderine terk edi- lirken , bu dev yatınmın altyapısı da aksıyor. GAP Demiryolu Pro- jesirafakaldınldı. GAP otoyolu bir türlü bitirilemiyor l rfa'da uluslararası hava lima- ru tamamlanamıyor, küçük fabri- kalardışında sanayi yatınmı yapıl- mıyor. arazilerin değeri düşüyor. ÇoRAKLASMA BAŞLADI GAP'm kaderine terk edilmişli- ğinin yanı sıra en önemli sorun projenin ana unsuru olan toprağın yetersiz tanmsal eğıtim ve bilinç- siz sulama nedeniyle giderek yok olması. Fırat'ın sulannın ulaştığı Suriye sınınndaki köylerde çorak- laşma GAP'ı vuruyor. Bölgede tuz- lanmanın kullanılamaz hale getir- diği arazi miktan 30 bin dönümü aştı. Başta bölgenin altyapısını ha- zırlamakla görevli Harran Üniver- sitesi çaba harcamıyor. Yöredeki tanm kuruluşlan çaresiz. GAP İda- resi ise turist gezdiriyor. Urfa Zıraat Odası BaşkanıHaHl Dolap'ın projenin tamamlanması yolundaki çığlığı dikkate bile alın- mıyor. Projenin merkezi Urfa ve GAP'ı kapsayan çe\Te kentlerde umudunu topraklann sulanması- na bağlayan yüzbinlerce üretici bü- yük çaresizlik yaşıyor. Suyun yanı başına geldiği Urfa, bu sıkıntımn içinde bir yaman çe- lişki de yaşıyor. Yöre insanı suya hasretini yağmur dualanyla gider- meye çahşıyor. Bilim ve teknolo- ji kullanılarak tamamlanması en- gellenen GAP'm merkezinde, hu- rafelere sığınan yurttaşlar ılgisiz- liğe isyan ederek avuçlannı gök- yüzüne kalduıyor. gözyaşlan çat- lamış topraklara düşüyor. 60 kilometre uzaklıktan tüneller aracılığıyla Urfa'nın yanı başına ulaştınlan Fırat ise hem sulayaca- ğı yenı arazilerin hazırlanmasını beklıyor hem de iktidann sorum- suzluğu ve ilgisızliğinin yarattığı bu yaman çelişkıyı sessizce izlıyor. Doğu ve Güneydoğu'da verimlilik ve istihdam yaratacağı iddiasıyla satılan tanmsal işletmelerin büyük bölümü kapanırken, açık kalanlarda da istihdamın günden güne azaldığı belirlendi. Bölge halkı özelleştirilen işletmelerin değerlerinin çok altında fiyatlarla elden çıkartıldığı düşüncesinde. MAHMUTORAL DİYARBAMR - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde geçen yıllar ıçınde özelleştirilen 27 tanmsal işletmenin büyük bölümünün kapandığı, bir bölümünde de istihdam oranının düştüğü belirlendi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tanm Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Çalar. Dr. Kasım Şahin ve Araştırma Görevlisı Ahmet Şahin tarafından gerçekleştirilen araştırmada. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özelleştinlen YEMSAN'a ait 11. Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu'na (TSEK) bağh 10 ve Et ve Balık Kurumu'na (EBK) ait 6 işletmenin içinde bulunduklan durum ele alındı. İşletmelerden Diyarbakır, Muş, Siirt ve Tunceli"deki yem fabnkalan ile Tatvan'daki et kombinasının. Adilcevaz, Diyarbakır. Erzurum ve Siverek'teki süt fabrikalanmn kapandığı saptandı. İSTİHDAM VE KALİTE DÜŞTÜ Özelleştirilen işletmelerin önemli bir bölümünde kapasitenın aynı kaldığı, yıllık üretimde ise genel olarak artış meydana gelirken istihdamın düştüğü belirtilen araştırmada. özellikle teknolojik yenilenmeyle birlikte kalifıye eleman sıkıntısının görüldüğü vurgulandı. Araştırmada. tanma hizmet veren il müdürlükleri, ziraat odalan ve ziraat mühendisleri odalannın tanmsal işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin görüşlenne de yer verildi. Buna göre tanma hizmet veren bu kunımlann temsilcilennin yüzde 76.9'u özelleştirilen işletmelerin gerçek değerinin altmda satıldığı inancında. Bu kesimlerin özelleştirilen işletmedeki ürünün kalitesine ilişkin görüşleri ise daha dikkat çekici. Ürün kalitesinin arttığını savunanlann oranı yüzde 38.5 olurken bunun tersini savunanlann oranı yüzde 46.5 olarak belirlendi. K A R A M S A R L A R I N ORANI FAZLA Özelleştırmenın tanm kesimı açısından olumlu olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 15.4 olarak açıklandı. Araştırmaya katılanlann yüzde 46.2 si özelleştirmenin kurumlarda kötüleşmeye yol açtığım savunurken katıhmcılann yüzde 69.2'si hedeflere ulaşılamadığmı belirtti. EBK'nin özelleştirilmesinin bölge hayvancılığı için olumsuz etki yarattığı kaydedilen araştırmada şöyle denildi: "EBK pazarda fiyat dengeleyici ve rekabet ortamı oluşturma özelligine sahiptir. Bu nedenle kalkınmada öncelikli yörelerde ve hay\ancılığın >oğun olarak yapıldığı Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu kurumun bir müddet daha misyonunu sürdürmesi yararh olacaktir." GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Kıbrıs'ta Son Aşama... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün basın toplantısı, Kıbns konusunu yeni bir aşama- ya taşıdı. Soğukkanlı, mantıklı ve duygusallıktan uzak bir içerik taşıyan açıklamalar, Annan Planı'nın yalnız- ca yarariı yönleri olmadığını, sakıncalı bölümleri- nin de bulunduğunu bir kez daha gözlerönüneser- di. Org. özkök, bu açıklamaların ardından yönelti- len ve oyunun rengini açıklatmak isteyen sorulara "Evet ya da hayır demek uygun olmaz" yanıtıyla yetindi. Yetindi ama sözlerinin kamuoyuna yansıtılma bıçimi sanki Org. özkök'ün "evet" dediği sonu- cunu yaratacak bir nıtelik taşıyordu. • • • Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasındaki açık- lamanın önemli cümlelerinden birini oluşturan ve "sorumlulukhükümette" anlamını vurgulayan bö- lüm, aradan geçen süreçteki oluşumlar nedeniyle Org. özkök tarafından "Karar Kıbns Türkhalkının ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetkisindedir" biçimine dönüştürülmüştü. Kimileri iki açıklama arasında çelişki olduğunu kanıtlamaya niyetlendiler, ama beceremediler. Açıklamanın en önemli yanlarından biri de çö- züm için hükümetle işbirliği yapıldıktan sonra kul- landığı şu cümleydı: "Ancak bu işbirliğinden her konu ve her sorun üzerinde aynı noktaya geldiğimiz anlamı çıkanlma- malıdır. New York müzakere sürecinin, 23 Ocak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında çizilen genel çer- çeve dışına çıkması da bunlara dahildir." Bu bölümün, demokratıkliği "askere karşı ol- makla" sınırlandırma alışkanhğındaki kimılerini mut- lu ettiğini söylemek yanlış olmaz. Ama hükümetin New York'ta, Ankara'da attığı im- zanın tersine işleryapmasının gerekçesinı de açık- laması bekleniyor. "Kazan-Kazan" yönteminin bu davranışla ka- zandırdığı şeylen (eğervarsa) kamuoyunun daöğ- renmesi gerekmez mi? Artık müzakere sürecinin birtiği ve referandum- da oy kullanacaklann karar aşamasına geldiği gün- lerde oylamanın daha sağlıklı olmasını sağlama- nın, anavatanın görevleri arasında olmadığı görü- şünü savunmak olası mı? • • • Referanduma sunulacak planın ve yaklaşık 8 bin 800 sayfa tutan eklerinin içeriği konusundaki tartışmanın ardı arkası kesilmiyor. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün bir televizyon programında (Flash TV), planın ekinde- ki hukuksal belgelerin Kıbns Rum yetkilileri tara- fından hazıriandığını, belgelerin Ingilizce metinle- rindeki adları okuyarak belgelemişti. Dün de Ke- mal Yavuz, gazetedeki köşesinde (Akşam) şu ör- neği aktardı. "Incelemeye değmeyen bu teknik teferruat, tam bir misal vermemizi arzu eder misiniz? Alın size FederalBütçe Oluşturma Yasası. Gelin bazı mad- delerini birlikte okuyalım: 6. madde 1. fıkra: 'Do- laylı vergi gelirlerinin yüzde 80'i Rum kurucu dev- letine, yüzde 20'si Türk kurucu devletine aktanlır. 1 Alın bir tane daha 6. madde 3. fıkra: Toplanacak Katma Değer Vergisi gelirlerinin yüzde 85'i Rum, yüzde 15'i Türk kurucu devletine aktanlır.' Böylece hiçbir zaman Rumun seviyesine yak- laşmasına bile müsaade edilmeyecek olan Türk, ekonomik olarak teslim alınacak." • •• Zor bir süreç. Kapsamı açıklığa kavuşmamış bir belge, dünyada ilk kez halkoylamasına sunulacak. İnşallah hayıriara vesile olur! Çünkü zorlayarak adil olduğu iddia edilse bile ne yazık ki kalıcı değil. oerinc(g cumhuriyet.com.tr. KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVÎ Aile Seminerleri-7 "ÇOCUKLARIMIZA SORUN ÇÖZMEYİ NASIL ÖĞRETECEĞİZ?" Sunuş . Dr. Erdal ATABEK Tanh 18 N'ısan 2004 Pazar - Saat 12 00 Yer Kadıköy E%lendırme Daıresı ûstû Söfütlüçeşme - Kadıköv BostancıTel 021641" 1636- Faks-Tel 0216366 1431 MecıdıveLov Tel 0212213 95 S8- FakyTel 02122138740 e-mail: kirmizibalik i superonline.com ww».kirmiribaliLcom KONUYA İLGİ DLTAN HERKES ÇAĞRILIDIR BANDIRMA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 2003 3049 Alacaklı Suat Erdönmez'e 6.938.837.000 TL ödeme- ye borçlu Muvaffak Ayducan'a karşı kambıyo senetleri yolu ile takip yapılmış. ödeme emri (Örnek 163) tebliğe gönderilmiş. tebligat yapılamamıştır. Adres tetkiki so- nucunda tebliğe yarar adresı bulunamadığından; Yukanda yazılı borç ve masraflann ışbu ödeme emri- nin ilan tarihınden itibaren on güne on beş gün ila%e ile 25 gün içinde ödemeniz. takıbin dayanağı senet altında- ki imza size ait değilse beş güne on beş gün ilave ile 20 gün ıçınde aynca ve açıkça ıcra tetkık mercıme bıldır- menız, senet kambıyo senedı nıteliğıne haız değilse beş güne on beş gün ılave ile 20 gün içinde mercie şikâyet etmeniz, aksi takdırde kambıyo senedi altındaki ımza- nm sızden sadır sayılacağı. ımzanızı haksız yere inkâr ederseniz takip konusu alacağın yüzde onu oranında pa- ra cezasına mahkûm edıleceğınız. borçlu olmadığınız veya borcun ıtfa \eya ımhal edıldığı veya alacağın za- manaşımına uğradığı \eya yetkı hakkında itırazınız var- sa bunu sebepleri ile birlikte beş güne on beş gün ilave ile 20 gün ıçınde tetkık mercııne bir dılekçe ile bildire- rek mercıden ıtirazın kabulüne daır bir karar getırmedı- ğinız takdirde cebri ıcraya devam olunacağı, ilan tan- hinden on beş günden sonra borçluya teblığ ve ihtar olunup ilan olunur. Basın: 13836
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear