25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 N İSAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J l i J v U I l \_JİVJJ. ekonomi(2cumhuriyet.com.tr 13 DlE, Türkiye'nin yoksulluk ve mutluluk tablosunu çizdi, ortaya yaman bir çelişki çıktı Komşuyamuhtaç ama mutlu!AIVKARA (Cumhurhet Bürosu) - De-vlet İstatistik Enstitüsü (DlE) araştırmasına göre Türkiye'de yok- sullainn sayısı 18 milyona ulaştı. Ancak Türk ınsanının yüzde 47.6'sı- nuı kendısını "mutiu" olarak tanım- lamajsı, yoksulluk rakamlanyla çar- pıcı bir "tezat" oluşturdu. Araştır- maya göre, yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesı veren yurttaşlar. aile, akraba ve komşu desteği ile ayakta kalabıldi. 20O2 verileri çerçevesinde 9 bin 600 hane halkı üzerinde yapılan yoksulluk araştırmasında; açlık sı- nın belirlenirken bir insanın günlük asgari 2100 kalon (80 gıda madde- si) alması gerektiği hesaplandı. Anketle. Türkiye'de 926 bin kişi- • Bir memurun aldığı maaşla dokuz kişilik ailesini gül gibi geçindirdiğini ortaya koyan DİE anketine göre, Türkiye'deki yoksul sayısı 18 milyona ulaştı. Yoksullann emniyet kemeri ise aile. nin açlık, 18 milyon 441 bin kişinin yoksulluk sınınnda yaşadığı saptan- dı. Türkiye'de 20 milyon 721 bin ki- şinin günlük geliri 4 dolann yani bugünkü değeriyle 5.5 milyon lira- nın altında. Araştırmanın çarpıcı so- nuçlan şöyle: En yoksul yevmiyeH işçi • Eğitim düzeyi düştükce ve ha- ne halkı büyüdükçe yoksulluk ora- nı artıyor. Türkiye'de en yoksul ke- sim tarım. ormancılık ve avcılık sektöründe bulunuyor. • Çalışanlar ıçinde en yoksul ke- sim ise yevmiyeli işçiler. Yevmiye- li işçilerinyüzde45'i,işsizlerin yüz- de 32.4'ü yoksulluk sının altında yaşama mücadelesi veriyor. • Türkiye'de yurttaşlann yüzde 47.6'sı mutlu. Yüzde 33.2"si de or- ta düzeyde mutlu, yüzde 12'si çok mutlu. Mutsuzlar yüzde 5.6, çok mutsuzlar ise yüzde 1.7 oranında. • Yoksul yurttaşa en çok yakın çevresi sahip çıktı. Yardım alan ha- nelerin yüzde 66.5'ine akraba ve komşulan, yüzde 16.2'sine valilik- kaymakamlık, yüzde 8.8'inebeledi- yeler, yüzde 2.9'una gönüllü kuru- luşlar destek çıktı. • Araştırmaya göre, Türk insanı 2004 "te büyük beklentilere sahip değil. Yurttaşlann yüzde 42.1'i 2004'te mali durumunun aynı ola- cağını düşünüyor. Evli ve mutlu • Evliler bekârlardan daha mut- lu sonucu çıktı. Evli kadınlann yüz- de 65.9'u, evli erkeklerin yüzde 62'si mutlu olduğunu ifade etti. • En önemli mutluluk kaynağı ise eş. Yurttaşlann yüzde 29.7'si eşin- den, yüzde 22.9'u ise çocuğundan dolayı mutlu. • Yurttaşlann asayişteki en önem- li sıkıntısını yüzde 84.3 ile polis ve jandarmanın davranışından duyulan rahatsızlık oluşturuyor. Bunu, yüz- de 79.1 ile polis ve jandarmanın olaylara zamanında müdahale etme- mesi izliyor. • Yurttaşlann en önemli memnu- niyetsizhk nedenleri ise emekli ma- aşlannın miktan oldu. Halkın yüz- de 43.7'si sosyal güvenlik kurum- lanndan şikâyetçi. En çok sorun ola- rak görülen hizmet ise yüzde 21 ora- nı ile emekli maaşlannın miktan. • Sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyetsizlik oranı yüzde 46.7. • En çok şikâyet edilen kurum SSK. tNSANl BAKIŞ ÖNEMLÎ Oskay: Fakitîermutlu diye rahat olunamı • DÎE'nin 'fakir ama gururlu' olan Türk halkını bir de 'fakir ama mutlu' gösteren yoksulluk anketi, uzmanlann eleştirisine hedef oldu. Ekonomi Senisi - Devlet istatistik Enstitüsü'nün "Yoksulluk Profili ve Yaşama Memnuniyeti'' anketinin ortaya koyduğu sonuçlann dikkatle incelenmesi gerektiği ileri sürüldü. lletişim uzmanı ve Beykent Universitesi tletim ve Tasanm Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ünsal Oskay. mutlululuğun göreceli bir kavram olduğunu, kişinin içinde bulunduğu koşullara göre değışebıleceğıne dikkat çekerek "Fakirler de muthıymuş diye sorumlular kendilerini rahat hissedemez" dedı. Söz konusu ankette ıki noktanın dikkatlice incelenmesi gerektiğıni vurgulayan Oskay, öncelikle anketi düzenleyenlerin ve yapanların, ülkede var olan gerçekleri ortaya çıkarma niyetinde ve becerisinde olup olmadıklanna bakılması gerektığinı savundu. Ikinci olarak da mutluluğun kişiden kişiye değişebıleceğine dikkat çeken Oskay, Haramidere'de yaşayan bir genç kızla, Etiler'de yaşayan bir genç kızın hayattan beklentilerinin ve mutluluk anlayışlannın farklı olacağını dile getirdi. "Bir aün muauluğu iki elma yemesiyle sağlanabilir. Etiler'de yaşayan bir kız, sevgüisinden Land Rover marka cip bekler, bu hedrye edildiğinde mutlu olur. Haramidere'de yaşayan kız ise sevgilisinin 11 milyon liraya aldığı sahte Lacoset tişö'rtle" diyen Oskay, asıl olanın insani ve ahlaki bakış olduğunun altını çizdı. Insanlann gelişmiş ülke düzeyindeki koşullarda çahşması, sağlık hizmeti alması, yaşamasının sağlanması gerektiğini ifade eden Oskay, "Fakir de mutlu olabiliyormuş diye başta sorumlular olmak üzere kimse rahat olamaz" dedi. Yoksul M I I ı-fai ı*7 ^ r '*Ş an elö>nomikkoşuDarda,303miKonlukasgariücretlege- fYlUlSliZ Çİnıinisürdürmejıeçahşanyurttaşlar,sosvalv'aşamadahilola- madıklan gibi temel gereksinimJerinden de kısıtlamalar yapa- rak yaşamaya çalışıyorlar. SSK'den aldığı 350 mihon lira rutanndaki emekli maaşı ile u evini geçindirme- ye" çataşan 77 vaşındaki Kenan EroL yaşama dair umudunun kalmadığını. tek düşündüğü şeyin asker- den yeni gelen oğhınun geleceğini kurabilmesi olduğunu söyledi. EroL "Körü şeyler hep bizim başumza mı gelecek" yakınmasıyla yaklaşık bir ay önce kirada oturduğu evinin eşyalanyla birtikte yandığmı ve ko- şullannın daha da ağıriaşnğını anlattı. Kenan EroL umutsuzluğunu ve mutsuzluğunu "Elimize geçen pa- ra ile sadece hayatta kalabiliyonız. Ama böyle bir yaşam da ne kadar anlamlı ld" sorusuyla dile getirdi. Tofas CEO'su. Türkiye tasarıma soyunacak Ekonomi Senisi - Tofaş CEO'su Diego Avesani. son aylar- da çok olumlu gelışmeler olduğu- nu ve Fıat'ın Tofaş'a güvenebile- ceğinın bilincine vardığını belır- terek "Önemli bir tasannın so- rumluluğunun Türkhe'ye verfl- mesi giderek daha yakuT dedi. Göreve geldığınden bu yana Tür- kiye'de ilk kez basın toplantısı dü- zenleyen Avesani, dövızdekı dü- şüşün otomoriv sektöründe itha- lata yardımcı olduğunu belırte- rek "Rakipleriıniz bunu kullana- rak Türk pazannda daha saldır- gan oldular" dedi. Geçen yıl otomoriv sektörünün tam anlamıyla bir patlama yaşa- dığını anımsatan Avesani, "Emi- nim 2004 yıh, yine iyi bir bü>üme yıh olacak.. Toplam pazann 700 bin araca yaklaşacağını düşünü- yorum" dedi. Tüketici kredi faizlerindeki dü- şüş, ödeme vadelerinin uzaması ve hurda araç indiriminin devam ettirilmesinin insanlan otomobil almaya iten nedenler olduğuna işaret eden Avesani, Türkiye'nin AB üyeliğine kabul sürecine yak- laşmış olmasının da tüketicinin geleceğe olan güvenini güçlendi- rerek tüketimi arttırabıleceğini belirtti. Tofaş'ın bu yıl toplam 183 bin araç satmayı hedefledığinı söyle- yen Avesani, şu anda üretımi da- ha da güçlendirmeye çalıştıklan- nı. dolayısıyla 650 kişinin üzerin- de bir istihdamın söz konusu ola- bileceğinı kaydetti, Türkiye'de 3 yıl ıçinde 390 milyon Euro'luk yatınm planlan bulunduğunu ve üretim kapasitesini de yılda 300 bin araca çıkaracaklannı belirten Avesani, bu yıl 750 milyon Eu- ro'luk bir ihracat rakamına ulaş- mayı beklediklerini söyledi. Türkiye'de Fiat ve Tofaş'ın bir- birine kanştınldığına da dikkat çeken Avesanı, "Tamamen İtal- yan stilini yansıtan Fiat bizim oto- mobillerin markasıdır. Tofaş ise Fiat ile bağlannlı olarak bazı mo- deller üreten ve Türkiye pazan için uygun gördüğü tüm modelle- ri piyasaya süren Türk şirkeüdir. Tofaş bizim araçlanmızın mar- kası değüdir. tkisi arasındaki bag- lanbyı birbirinden farklı konum- lara yerleştirmek için önümüz- deki haftalarda bir bilgilendirme kampanyası başlanlacak" dedi. Tarım Platformu'nun hayvancılık ve tanm raporu sektördeki çöküşü gözler önüne serdi 'Türkiye ette aıtık chşa bağunlı' Yapılan araştırmalar Türkiye'nin hem tanmda henı hayvancılıkta dışa bağımlı hale yeldiğini ortav çıkardı. HACERBOYAC1OĞLU ANKARA - Tanm Platformu, 199O'lı yıllarda et ihraç eden Tür- kiye'nin artık "et ithalatçısT ol- duğuna dikkat çektı. Platformun hazırladığı raporda, Et \ e Balık Kurumu'nun (EBK) devre dışı bırakılması nedeniyle sağlıksız etlerin Türkiye'ye girdiği ve sa- dece 2002 yılında et fiyatlannın yüzde 100 arttığı vurgulandı. Raporda, Türkıye'nın çe^e ül- kelere et ihracatı yapması duru- munda, teksril gelirlerine yakın döviz girdisi sağlayabileceği vur- gulanırken 2010 yılına kadar et üretıminin yüzde 300 arttınlma- sı gerektiği uyansında da bulu- nuldu. Türkiye Ziraatçılar Derneği, Öz Gıda-Iş, Ankara Universitesi Veteriner Fakültesi, ,\nkara Tıca- ret Borsası gibi örgütlerin oluş- turduğu Tanm Platformu'nun ha- zırladığı raporda. şu bilgilere yer verildi: • Sanayi sektöründe bir kişiye iş sağlamamn maliyeti 80 bin do- lar olurken, hayvancılık sektö- ründe bu rakam 20 bin dolar ci- vanndadır. • Gerek beyaz et, gerekse kır- mızı et konusunda bazı çevrele- rin istekleri doğrulrusunda hare- ket edilerek EBK'nin devre dışı kalması sonucunda devlet 60 tril- yon lira zarara uğradı. • 2000 yıh Mart ayında Anka- ra DGM Başsavcılığrnca yapı- lan soruşturmalarda oldukça yüksek miktarda kaçak etin Tür- kiye'ye girdiği tespit edildi. • Gelişmelere bağlı olarak 19901ı yıllarda EBK'nm 60 bin ton civarında olan et üretimi, 15 bin tona kadar geriledi. • EBK'nın devreden çıkanl- masıyla, et fiyatlannda ciddı bir artış yaşandı. 2000 yılında enf- lasyon yüzde 32.7 artarken; et fi- yatlan yüzde 41 arttı. 2001 yılın- da enflasyon yüzde 88.6 olurken, et fiyatlanndaki artış N-üzde 13 oldu. 2002 yılında enflasyonun düzeyi yüzde 30.8 oldu. et fiyat- lan ise yüzde 100 arttı. 2003 yı- lında enflasyonun yüzde 16.2 ol- masına karşın, et fiyatlan yüzde 27 arttı. • 2010 yıhnda 80 milyon ola- cak Türkiye nüfusu için süt üre- timinin yüzde 50. et üretiminin yüzde 300. yumurta üretiminin de yüzde 100 arttınlması gerek- mektedir. Bunun için de özelleş- tirmeler nedeniyle işlevsizleşen EBK. hızla devreye sokulmalıdır. İZMİR TİCARET BORSASI ARAŞTIRDI: IMF programı tarımı eritti İZMİR (Cumhuriyet E ^ Bü- rosu) - İzmir Ticaret Borsası (İZTB) tarafindan yapılan araş- tırmada. 1990-1999 yıllan ara- sında yüzde 1.6 olan tanm sek- töründeki büyüme rakamlannın, IMF programlannın uygulandı- ğı 2000-2003 dönemınde yüz- de 0.4'e gerilediği belirlendi. IMF destekli politikalar, Türk tanm sektörünü yıldan yıla eri- tiyor. Sektörün büyüme rakam- lan her geçen yıl geriye giderken bu durum tanmın Gayn Safi Yurt İçı Hasıla'ya (GSYlH) olan katkısına da yansıdı. 1999 yılı- na kadar sektörün GSYÎH'ye katkısı yüzde 18'lerde olurken bukatkı son4yılda yüzde 13.2"e indi. Aynı araştırmaya göre 1980- 1999 yıllan arasında toplam is- tihdamın yüzde 48' i tanmda bu- lunurken 2002-2003 dönemin- de bu oran yüzde 34.9'a düştü. Araştırmanın dikkat çeken diğer boyutunu da yüzde 2'lik ortala- ma nüfus artışına karşın tanmsal üretimin yüzde 1 "lerde kalması oluşturdu. ,\raştırma sonuçlannı değer- lendiren ÎZTB Yönetim Kurulu Başkanı YemişçL üretimi azalıp ıthalata yönelen Türkiye'nin ya- şayabileceği olası darboğazlara dikkat çekti. Tanmsal ürün dış ti- caret dengesinde de çarpıklıklar olduğunu, 1980-1999 dönemin- de 1.5 milyar dolar olan fazlanın 2000 sonrasında 226 milyon do- larlara düştüğünü belirten Ye- mişçi, "Sektörde geçici parasal önlemleryerine, kalıcı yapısal ön- lemler alınmalıdır. Ianma yeni birvizyonla bakmahyiz. Aksi du- rumda. tanm >e gıda ürünlerin- de dışa bağımlı duruma getaıe- miz kaçınılnıaz olacak" dedi. İŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Gözleri Dönmüş "Mandacı, Dönek" kavramları bencedurumla- nnı açıklamaya yetmiyor. Daha iyi bir tanımlama bulamadığım için yukandaki başlığı artım. Bizleri hep geride bırakmış, hızlı solcu, bir zamanların mazlum halklarının dostu, uzman yorumcu gaze- teci ile ikisi hariciye kökenli yorumcular ABD'nin son Ortadoğu projesini, gelişmeleri değerlendiri- yorlar... Irak bataklığında yaşananlar, çatışmalar, insanı insan olma halinden utandıran ABD emperyalizmi- nin işgalde yol açtığı insan hakları ihlallerinin bo- yutlan onlara göre sadece ayrıntı. Uzun dönemli gelişmelere bakmak gerekiyor. Uzun dönemde ABD bölgeye demokrasi, refah getirecek. Türki- ye'ye de bu projede önemli rol düşecek. Irak pet- rolünün dağılımında, bölgenin denetiminde Türki- ye merkez olacak. Bu arada ABD başarıya ulaş- mak için çaresiz ayak bağı olan güçleri itlaf (yok) edecek.. öylesine ballandırarak, ağızlannın suyu akarak anlatıyorlar ki... Ses tonlan, aldıklan eğitim, kültür birikimi ile öylesine uygar gözüküyorlar ki... İnsan olma halinden çıkmış kimlikleri ile tezlerinde, sa- vunduklarında var olan vahşet, dehşet tam kavra- namıyor. Ürkütücü olanı sadece o oturumda ko- nuşan üç kişi ile sınıriı kalmamalan. Değerler eroz- yonunda, çıkar ekseninde yaratılmış düşünce sis- teminde böyle düşünenlerin yönlendirici olabilme- lerı. ABD'de, AB'de, Türkiye'de, siyasi iktidarlara, patronajlara, kirli düzene odaklanmış"/7/şto'/end/- rilmiş, göbekten bağlanmış, militan kılınmış uz- man, bilim insanı gazeteci" prototipleri kilit nok- talardatoplumu yönlendirdiğinde, kitleler, gerçek- lerden, kısa ve uzun dönemli çıkariarından, insan olma hallerinden öylesine uzaklaşıyorlar ki... Güney Kıbns'ta referandumda neden "hayır" di- yeceğini açıklayan bir Rumun söyledikleri acı acı gülümsetip düşündürüyor: "Türklerin milli geliri bize göre çok düşük. Birteşirsek bizim yüksek olan gelirimiz düşecek. Ama ben Kuzey'de Türk olsay- dım, zenginleşmekiçin 'evet' oyu kullanırdım" di- yor. Zaten Kuzey'de evetçi Türkler arasında ege- men olan güdü de aynı umut eksenli değil mi? Otomatik AB üyeliği kazanılacak, AB zenginliği akacak. Olayın trajikomik boyutuna bakın ki, uzun dö- nemli gerçekçi kazanımlar, hayır oyu kullanmaya hazırianan Rumların lehine, evet oyu kullanmaya hazırlanan Türklerin aleyhine olacakken günümüz yükselen değerleri içindeki yönlendirmelertam ak- sine olabiliyor. Kuzey'de önce AB'de, günümüz- de ABD ağırlıklı yönlendirme, motivasyon(î) kitle- leri çıkarlarına aykırı rüzgârtarla savuruyor. Gü- ney'de nasılsa AB'nin içinde olmanın avantajı ile her şeyi birden hiç vermeden alma güdüsü eksen yapılıyor. Bu arada ABD, AB gizli çıkar çatışmasında Tür- kiye'de Erdoğan hükümeti ile Kıbns'ta Talat eki- binin nasıl bir misyonu üstlendiklerini tam bilemi- yoruz. Genelkurmay'ın son açıklamasına ilişkin tepkiler bile içine yuvariandığımız değerler erozyo- nunu yansıtmıyor mu? Hayırcılar açıkça hayır de- medikleri için askerlere kırgın. Evetçiler aklandık- lannın pazariamasını yapıyorlar. Gerçek ortada yok. Oysa bilinçlere kazınamayan tek gerçek var: "MGK kırmızı çizgileri olan bir uzlaşmadan yana karar almıştı. Annan Planı başlangıç görüşmeleri yapılacaktı. Erdoğan 'ın Annan 7a yaptığı kayıtlara geçmeyen ikili görüşmesinin ardından New York görüşmelerinde Annan Planı eksen anlaşmaya vanldı. Erdoğan hükümeti, Meclis onayını, huku- ku arkada bırakarak, Talat hükümeti, aynı şekilde sadece Denktaş'/n karşı duruşunu yok saymak- la kalmayıp, anayasa ilkelerini çiğneyerek Annan Planı'nda öngörülen tüm onay belgelerini verdi- ler. Bu arada hükümete verilmiş asker uyanianna ilişkin üç yazılı metnin varlığını, ancak parlamen- terlerin bile bundan habehi olmadıklarını öğreni- yoruz. Geleneklerine aykın üç kez arka arkaya top- lanan MGK kaygıları sıralıyor. özkök son açıkla- masında da askerierin kaygılandıkları noktalan an- latıyor..." Ne yani, bu saatten sonra hükümetin yetkisin- de ve sorumluluğunda olan oldubittilerden sonra, askerler adına "hayır" dense ne olurdu? Gelsin AB, ABD, Yunanistan, Türkiye'den, özünde tartış- malı, biçimsel haklı tepkiler: "Asker sivil iktidann yetkisinin üstüne çıktı, gizli darbeyaptı. Zaten hep yapıyor" diye. Sonuç olarak anayasal hukuku ayaklar altına alan hükümete hesap soracak ku- rum, işlerse Meclis. Bir de Meclis dışı demokratik örgütler, muhalefet, kamuoyu, halk olmalı değil mi? Askerler, Kıbns'ta olacaklann sorumluluğunun hükümete ait olduğunu söylerken de zaten, uya- rılannın dikkate alınmadığının altını çizmiş oluyor- lar. Evetçiler askerierin hükümetle suç ortaklığı yapmamasından, hayırcılar itirazlarında demokra- tik sınırlan zorlamamalanndan yakınıyorlar. Bu yo- rumlar ve beklentilerde de demokrasi algılama ek- sikliği, kolaycılık var.. Küre Eti Bakır isletmesi Ozelleştirilen işletmede işçi kıyımı KASTAMONU (Cumhuriyet) - Küre Eti Bakır İsletmesi'ni Özelleştirme Idare- si'nden alan CE-KA şirketi 251 işçinin işine son verdi. Işletmedeki işçilerin kıdem tazminatı, işsiz- lik sigortasından yarar- lanabihnek için toplu halde düzenlenerek CE-KA yetkililerine sunuldu. Küre Eti Ba- kırîşletmeleri'ni gezen CE-KA Şirketi Genel Müdürü Yusuf Ünsal Önder ise işçilenn "mağdur edümeyecegi- ni, istevenin şirkette ça- hşacağuıı'" sa\oındu. Önder, 251 işçinin işine son verilme gerekçesi- ne ilişkin ise açıklama yapmadı. Küreli yurt- taşlar ise işten çıkarma- lann ilçede büyük bir göç dalgasına neden olacağını belırterek ka- rara tepki gösterdi. Eti Bakır AŞ ile Ka- radeniz Bakır İşlerme- leri AŞ'ye ait Samsun Işletmesi'nin birlikte geçen şubat ayında ya- pılan özelleştirme iha- lesinde en yüksek tek- lifi, 33 milyon dolar ile CE-KA şirketi ver- mişti. ; i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear