25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL * . " • * Ada Gitmiş Sayılmaz MÜCADELE bitmiş değildir. Ay sonuna kadar sürecek. Çünkü, 24 Nisan'da Kıb- ns'ın iki yanında halkoylama- sı var. Taraflardan biri "hayır" derse Annan Planı denen hu- kuk ucubesi sıfırlanmış ola- cak. Eğer taraflar "evet" derler- se, temsilcilerinin imzalaya- cağı "sözde antlaşma" ger- çek bir "uluslararası antlaş- ma"ya dönüştürülmek üzere "garantici" devletlerin önüne gelecek. Ingiltere, Yunanistan ve Türkiye'den biri bu antlaş- maya katılmayı reddederse plan yine sıfırlanacak. Yaşanan, dünya siyaset ve diplomasi tarihinde ben- zeri bulunmayan bir süreçtir. Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği'ne takıntısız girsin ve Türkiye'deki Avrupa tutkun- lannın "tarih alma" hayalleri sürsün diye her şey 1 Mayıs öncesine sıkıştırılmaya çalışı- lıyor. Belli ki, bu yüzden, şim- diye kadar olduğu gibi bundan sonra da herkesin ayaklan tek pabuca sokulmaya ve huku- kun kafası gözü yanlmaya de- vam edilecek. Hukukun bir gözü yarıldıbi- le. Türkiye Başbakanı Mec- lis'ten yetki almadan bir imzay- la, ülkesinin Kıbns'ta ikili hal- koylaması yapılmasına razı ol- duğunu bildirdi. Aynca, hal- koylamasından olumlu sonuç çıkarsa adada kurulacak ye- ni düzenin Türkiye tarafından da garanti edilmesine ilişkin antlaşmayı Meclis'e getirme- yi de üstlenmiş oidu. Bu, as- lında, söyienmesi kolay, ama yerine getirilmesi zahmetli, hayli zaman alan bir üstlenim. Başbakan, bu işi üç-dört güne sığdırmaya söz verdi. Yürütmeyi yasamanın önüne geçirip bir temel Anayasa il- kesine daha ters düşerek. Sonrası için, 1961'ten beri öngörülen yasal süreç şudur: Antlaşmanın Bakanlar Kuru- lu'nca, bir yasa tasarısı içeri- ğinde TBMM'ye sunuiması gerek. Demek ki, bütün bakan- lann imzası olmalı. Meclis'in işi, yazılı pusula gerektiren bir oy- larna sonucu, antlaşmanın onaylanmasını uygun bulan "biryasa çıkarmak". Cumhur- başkanı'nın ilk işi de o yasayı yayımlamak. Onaylama, son- ra. Hukuk deyimi olarak Batı dillerindeki "ratification"nur\ karşılığı olan "onaylama" söz- cüğü, böyle bir "uygun buima yasası "nadayanılarak Bakan- lar Kurulu'ncaçıkanlacak "ka- rarname "den sonra Cumhur- başkanı'nın imzasıylatamam- lanan işlemin adı oluyor. Sü- recin böylesine aşamalandınl- ması, imzalanan bir antlaşma- nın onaylanmasına esneklik getirip bunun dış ilişkilerde kullanılmasına fırsat vermek içindir. örneğin, Kıbns'taki çö- zümün Avrupa birincil huku- ku durumuna sokulmasında ısrartı olmaya niyetli bir Türki- ye, "üye ülkelerin meclisle- rinden geçirip kısa zamanda bunu yapanz" diyenlere dönüp "Yapın da görelim" diyerek antlaşmanın onaylanmasını askıya alabilir. Yeter ki, bu noktada ısrar etme niyeti olsun. Iktidardakilerin böyle bir ni- yeti olmasa da onları iktidara getirenlerin ısrarcı olup Mec- lis'i ve hükümeti baskı altında tutma olanağı da mı yoktur? Girit Gibi... Prof. Dr. Cengiz KUDAY T anh nedır0 Tanhgeçmişinöğrenilmesi ya da bir başka deyişle keşfi ve açıklamasıdır. Toplumlann zaman içinde de- ğişime uğradığı yolları eylemidir. Tarihçiler geçmişı ararken çok sayıda, çok çeşıtlı kaynaklan kullanırlar. Bunlar yalnızca yazılı belgeler değildir. Sözlü an- latılar ve rrumari eserler gibi sessiz objeler de olabılir. Tarih nıçin öğretilir ve öğrenilir; tarih yalnızca geleceğe yönelik hazırlanmış bir belge değildir Aynı zamanda geçmişivebu- günü anlatmanın yoludur Toplumun gelecekte göstereceği gelişi- min ipuçlan tarihte gızlıdır. Tarih ıçınde bulunduğumuz dünyanın kannaşık yapısını anlamamızı kolaylaştınr, ve boylelıkle bugünün ve geleceğin sorun- lan ıle başa çıkabilme yollannı göstenr. Tarih bızeakfiyrtduygusu'nusağlar Top- lumlar kolektif bir geçmişe sahip olma ge- reksımmı duyarlar. geçmişteki olaylar bu günümüzün anlatıcısıdırlar. Tarih, hayatı öğretmedir. Bugünü daha inançlı yaşayabilmeyı ve gelecekte de va- rolan deneyim (tecrübe) ve sağduyuyu an- latır. Bugün ülkemızin bulunduğu durumu dünya genelindeki koşullar zemininde de- ğerlendirdiğımızde. uzun yıllar süren bir so- ğuk savaş döneminden sonra ekonomik ve polıtik bakımdan yenıden şekıllenen ve dengeleri kurulan bir dünya içinde olduğu- muzu biliyoruz. Üzerinde yaşadığımız topraklan özel kı- lan durum ıse yeniden kurulan bu denge- lerin, daha doğrusu ağırlık merkezlerinin kavşak noktasında konumlanmış olması. Konuya bazı yazarlann "medeniyetler çaOşmasr kuramında (teonsmde) soğuk savaşın ardından ortadan kalkan demirper- denin yerine geleceğini öngördükleri me- deniyetler perdesi açısından bakacak olur- sak; bu kez de çatışacağı varsayılan odak- lann kınlma noktasında bulunuyoruz. Isterkavşak noktası olarak adlandıralım. ister kınlma noktası dıyelim, gerçek olan bu pozısyonlann hassaslığı. kınlganlığı ve tra%Tnaya açık oluşlandır. Geçmışımıze baktığımızda, yukanda ır- delemeye çalıştığım gibi. bugünümüze ışık tutan; mevcut durumumuzu düşünmeye sevk eden durumlar vardır. Girit'in elimizden nasıl kayıp gidişi gi- bi; bu tarihi kayıp, bugün Avrupa Birüği üye- sı ülkeler başta olmak üzere yaygın bir ka- muoyu baskısı ile karşı karşıya kalan; ül- kemizin Kuzey Kıbns'taki birçok yaşam- sal (hayati) çıkarlanndan vazgeçmeye zor- lanışını anımsatıyor. Ne yazık ki herkesin bildiği bir söz vardır: Tarih tekerrürden iba- rettir. Şairin dediği gibi ibret almsa idi te- kerrür mü ederdı. Geçmişte ünlü bir polı- tikacımızın dediği gibi "Hafiza-yı beşer, nisyan ik mahüdur.'" tnsanınbelleğibazen, toplumlann da belleği unutkanlıkla sakat- tır; insanlar unutkandır mealındekı sözle- ri kabullenmemız isterunekte. Gint'i nasıl kaybettik hatırlayalım!' Girit'in Rum asıllı halkı ilk olarak 1821 'de Osmanlı yönetımine başkaldırdı, bu ayak- lanma Mısır Valısi Mehmet AH Paşa tara- fından bastınldı. Osmanlı-Rus savaşının sonunda, 1830 yılında imzalanan Londra protokolü ıle Yunanistan" ın Osmanlı Dev- leti'nden aynlarak bağımsız bir krallık olu- şundan hemen sonra Girit'te başlatılan ikın- cı bir ayaklanmayı da Mehmet Alı Paşa bastırdı. Ancak. adadaki mılliyetçılik akı- mının gelişmesı ve Yunanistan'ın gınştiğı yoğun propaganda nedeniyle Gınt'te huzur bir türlü sağlanamadı. 1840 Londra Antlaş- ması'ndan sonra burasımn yönetimi Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'dan alındı. 1841 'de Yunan mültecılen tarafindan çıkartılan bir isyan da Mustafa NaiH Paşa tarafından ko- laylıklabastınldı. Girit'in gidişi En önemlı ayaklanma 1866'da oldu. Os- manlı Devleti'nin, isyanı bastırmasına kar- şın, başta Fransa olmak üzere Batılı devlet- lerin baskılanna boyun eğerek katılmayı kabul ettiği Paris Konferansı'nın 18 Şubat 1869'da aldığı kararlara göre Gınt'e veri- len muhtanyet biraz daha genişletıldi. An- cak Batı'nm baskılan bitmemişti, bu kez muhtar idarenin başma bir Rumun getınl- mesıni istemekteydiler ve Ekim 1878'de vanlan bir anlaşmaya göre adanın valisinin bir Rum olması kabul edildi. valı muavıni de bir Türk olacaktı. Batı'nın baskısı ile getirilen bu düzen ancak 10 yıl yaşayabil- di, ayaklanmalar yeniden başlamıştı. Osman- lı Devletı'nin ayaklanmayı bastırmak üze- re olduğunu gören Batılı devletler olaya müdahale ederek Girit için bir relbnn pa- keti hazırladılar. Baskılara karşı daha faz- la direnemeyen Osmanlı. Batı tarafindan ha- zırlanan önerileri 4 Eylül 18%'da kabul et- tı Bu arada Girit'e tam bir muhtanyet ve- rilmesı ıçın padışaha baskı yapılırken, bu- na karşılık adanm hiçbir zaman Yunanis- tan'a bağlanmayacağına dair güvence ver- diler. Girit'e özerklik verildı ve böylece Osmanlı 1897 savaşında Yunanlılara karşı kazandığı askeri zafere karşın Girit'i kay- betti. 1909'da. Avusturya'nın Bosna-Hersek'i ilhak ettiğira açklamasını fırsat bilen ada Rumları. Girit'in de Yunanistan'a ilhak edildiğini açıkladılar. Osmanlı Devleti, muhtar Girit yönetiminin bu karannı pro- testo ederken tstanbul'da da büyük protes- to gösterileri yapıldı ama sonuç değişme- di 13Ekıml912'deBalkanSavaşı'nınbaş- laması ile birlikte, Ege'dekı adalan bir bir ele geçiren Yunanistan. Girit'e de asker çıkararak ilhak karannı hayata geçirdi Bal- kan Savaşı'ndan sonra Londra ve Bükreş antlaşmalanyla Gınt'in Yunanistan'a ıl- hakı Osmanlı Devleti tarafından resmen kabul edildi. böylece Girit sorunu kapan- dı. Dünün acılannı yeniden yaşamak ıçın, dünün analizini dürüst ve şeffaflıkla yap- mak zorundayız. Bugünün geometrisini çok iyi algılamak ve bu geometride bulun- duğumuz yeri çok iyı hesaplamak zorun- dayız. Neden0 Çünkü bulunmayı hayal et- tığimız bir yer var; ve bu yer için toprağırruzı, ınsanımızı feda etmekten daha çağdaş ve akılcı çözümler aramak ve bulmak zorun- dayız. Bunun için tarihi yalnız bilmek yet- miyor ders almak da gerekryor. Unutmayabm ve unutturmayalırn. Her kimse Kıbns'ın ya da ülkemizin bir parçasını bir yerlere, birilerine vermeyı duşünebıhr ya da yel- tenebilir, bu kışiler bu bölgelerin kendı halklan olabilir, yerel idarecilen olabilir; mevcut iktidar sahıplen olabilir. Bu kışi ya da kışiler ya da onlann çocuklan bunun bedelini tarih önünde acı bir şekilde ödeyebileceklerini de akıllanndan çıkar- mamalıdırlar. Maxımum Kart ile peşin fiyatma TîlaMlîTlUîTl îstiyorum, îstiyorum, Istiyomm... TÜRKİYE| t BANKAS1 Türkhe'nin Bankası ww\v.isbank.com.tr | 444 02 02 Erhan EKİCl B en, bir insan olarak, bir Türk aydını olarak kendimi gelıştırmek, kabuğumu kınp dünyanın en uygar, en gelışmiş toplumlanndan birinin vatandaşı olmak istiyorum. En başta işsizliğin kol gezmediği. yann endişesinin yaşanmadığı bir ülkenin yurttaşı olmak istiyorum. Eğitim ve sağhk sorunlannın bulunmadığı; düşünce ve inançlarından dolayı kimsenin hapsedilmediği; hakkını aradığı ya da eleştirisini yaptığı için meydanlarda coplanmadığı bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Ben, devlet kurumlannda çatışmalann yaşanmadığı, değişim yapacağız diye ülkenin temel değerlerinin altının oyulmadığı, dinin siyasete alet edümediği bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Ben, hazinesinin horrumcular tarafından soyulmadığı, belediye gelirlerinin yakın çevredekilere peşkeş çekilmediği, borsasında spekülatif değer kazanmalann yaşanmadığı bir ekonomik düzen istiyorum. Ben, askerlerinin; sivil otoritelerin yanlışlannı düzeltmek, Cumhuriyeti korumak, AB'ye onurumuzla girmek, Kıbns'ta adil bir çözüm için de\Teye girmek zorunda kalmadığı bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Ben, siyasetin okula, camiye ve kışlaya girmediği bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Ben, madenlennin, tanmının, ormanlannın ve bütün yeraltı ve yerüstü zenginliklerinın ulusal bir anlayışla korunduğu, yabancı şirketlere peşkeş çekilmediğı bir ülkenin yurttaşı olmak istiyorum. Ben, ülkemi bu çıkmazlara sürükleyen, 50 yıllık sağcı. rutucu, giderek genci pohtikalann terk edilmesini, yerine çağdaş bir sosyal demokrat yönetimin gelmesini istiyorum. Ben, bütün bu değişimlere öncülük edecek, mevcut düzeni çağdaş ölçülere uygun bir biçimde değiştirecek; tutuculuktan, statükoculuktan sıynlmış, yaratıcı, sorunlara çözümler üreten seçenek (alternatif) programlan olan, iktidann gündemi peşinden sürüklenmeyen bir sosyal demokrat parti istiyorum. Sesimi duyan var mı? Böyle bir sosyal demokrat parti var mı?.. PENCERE Çelişkinin Çarmıhı!.. Amerika Felluce'de bir camiyi bombaladı.. Camiye sığınmış kırk Müslümanı öldürdü.. Cellatlık.. Acımasızlık.. Saygısızlık.. Dehşet.. İbret.. Islamın tapınağına saldırı, yalnız Müslümanı ve Museviyi değil, yüreğinde vicdan taşıyan Allahsızı da sarsacak türden alçakça bir cinayet... Dünyanın dört köşesinde protestolarla lânetle- nen bu kanlı saldırı karşisında bizim Başbakanımız Tayyip Erdoğan ne yaptı?.. • Felekten birkaç saat çalmak için, bir gece dave- tine eşiyle birlikte katıldı... Gazetelerin yazdığına göre, eşi Emine Hanım ile birlikte davete giden Erdoğan, çiçeklerle bezenmiş bir sofrada dağıtmış; ünlü şarkıcı Muazzez Er- soy'la birlikte şarkı söylemiş... Emine Hanım da katılınca bu 'üç/ü'nün seslen- dirdiği şarkı davetlilerce çok beğenilmiş; çevrede- kiler alkışlamışlar... Şarkının adı: "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" Güftesi: "Hatıralar sarmış dört bir yanımı Baktığım heryerde izin duruyor Ben seni düşünmek istemesem de Bana her şey seni hatıhatıyor" • Aşkolsun RecepTayyip'e!.. Felluce'de cami bombalanıp Müslümanlar kat- ledilirken sus pus oturan Erdoğan kederinden mi şarkı söylüyor, umursamazlığından mı?.. Peki, bu şarkı kimi ya da neyi hatırlatıyor Recep Tayyip Bey'e?.. Belki de şu manzumeyi: "Camiler kışlamız Kubbeler miğferimiz Minareler süngümüz Müminler askerimiz" Kimdi bunu söyleyen?.. Hatırladınız mı?.. Amerikan Başkanı Bush Müslümanın camisini bombaladı, kubbesini başma geçirdi, minaresini yık- tı; mümin neyapıyor?.. Gece davetlerinde şarkı söylüyor. • Tayyip Bey vaktiyle laik Cumhuriyete karşı sa- vaş açtığı için söylemişti o meşhur manzumeyi... 0 günlerini mi özlüyor?.. "Baktığım her yerde izin duruyor Ben seni düşünmek istemesem de Bana her şey seni hatırlatıyor" Takıyye buna mı denir?.. Türkiye'deki "laikçilere" "Islamcı" havasında posta koyup savaş açmak; Bush camiyi bomba- ladığı ve Müslümanları öldürdüğü zaman sus pus kesilmek gibi bir çelişkinin çarmıhına çakılmak, in- sanı elbette efkârlandırır... Alaturka şarkıyla defı gam buna en iyi ilaçtır. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ NİSAN AYI ETKİNÜKLHtt Cumartesi Söyle$ileri "Türkiye'de Müzik Kanmaşası" Selmi AIMDAK Yöneten: Nejat ÇETİNOK (10 Nisan 2004 Cumartesi Saat: 15.00) CD imzası : Selmi ANDAK Yer '. Cumhuriyet Kitap Kulübü (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Etkintikler KOOP-C tarafindan düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafetervamız pazar dahıl her gün saat: 10 00 - 2100 arası açıktır Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günJük Bizim Cazete Ülke sonjnlanna ilişkin raporlanyia, araştırmalanyla, köşe yaalanyla, tarafsrz haberteriyle avil toptumlann gazetesi. Düzenlı okumak için abone dun. Tel: 0.212.51108 75 İçindeki çocuğu özledın mi? Büyük buluşma bu akşam Algıda reklam filminde. ALGİDA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear