25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IO"NİSAN 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ankara kıılisi Şeyhülislam Edası ISIK KANSÜ Her ne kadar düzeltilrneye çalışılsa da ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Povvell'ın "Türkiye Islam cum- hunyetıdir" yönünde*i a-çıklaması, bir gaf değil, bir niyet beyanıdır. Ortada bir "al gülüm, vergülüm" durumusözkonusudur. Povvell.açıklamasıyiaAKP ktidannı cesaretlendirirk:en AKP iktidan da uygula- •nalanyla Povvell'a ortam hazıriamaktadır. Diyanet l-şleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun, şubat ayında ^BD'de, Utah Üniversitesi'nde verdiği konferans, ou savımıza ömek oluşturmaktadır. Konferansın "/aifc"liğe bir kez bile gönderme yapılmayan "Müs- 'üman ülkeler arasınaa Türkiye 'nin benzersiz konu- T)u" ara başlığından sonraki kimi ifadeler ve onla- -ın yorumu bize göre şöyledir: Bardakoğlu'nun söyîedikleri: Çağdaş Türkiye, Dsmanlı Imparatorluğu'nun kalıntıları üzerine inşa edilmiş ve imparatofiuk mirasını devralmıştr. Osman- ılar 18. yüzyılda siyaset, hukuk, idare, eğitim ve <ültürel alanlarda çağdaş reformlar başlatmış, Tür- <iye Cumhuriyeti kurucuian da söz konusu reform- an kabul etmiştir. Bardakoğlu'nun söyJediklerinin meali. Çağ- daş Türkiye, 1923'te aydınlanma devrimini yapma- mış, laik, demokratik Cumhuriyeti kurmamış, yal- nızca tekerkçi birdin devleti olan Osmanh'nın kalı- tını ve reformlannı devralmıştır! Bardakoğlu'nun söytedikJeri: llımlılık aynı zaman- da farklı dinlerin birlikteliğinin kabulünü de gerekti- rir. Türkiye, çeşitli dini topluluk mensuplannın ana- yasa ile korunduğu ve Türk vatandaşı olarak görül- düğü sistemi ile bunun güzel bir ömeğini sergile- mektedir. Geçmişte, Osmanlı Imparatoriuğu banş içinde bir arada yaşamanın benzer bir örneğini ser- gilemişti. Osmanlı hâkimiyetinde kültürel farklılıklar, diğer kültürlere karşı hoşgörü ve tanıma politikala- n ile geliştirilmişti. Müslümanlann da bugün bu po- litikayı sürdürmeleri için hiçbir neden yoktur. Bardakoğlu'nun söylediklerinin meali: Çeşit- li dini topluluklann korunmasının asıl çatısı laiklik de- ğil, ıhmlı Islamın bizzat kendisidir. Zaten Osmanlı da aynı ılımlı Islam modeli çizgisini sürdürmüştü. Tıl- sım, laiklikte değil, Osmanh'nın ılımlı Islam uygula- masındaki hoşgörüdedir! BardakoğJu'nun söyîedikleri: Islam hakkındaTür- kiye'deki ılımlı anlayış, aynca diğer dini toplulukla- nn da din özgüriüğünden faydalanmalannı sağla- maktadtr. Şu arvdaki görünüm mükemmel olmasa da diğer Müslüman ülkelerin çok ilerisindedir. Bardakoğlu'nun söytediklerinin meali: Aynı te- ma güçlendiriliyor ve laikliğin yerine koruyucu, kol- layıcı, hoşgören "ılımlı Islam" konuyor. Bardakoğlu'nun ABD'deki konferansının özeti, "Müslüman ülkelerarasında Türkiye'nin benzersiz konumu" nun "/aMk"ten değil, "ılımlı /s/am'dan kay- naklandığını kanıtlanma çabasıdır. Recep Tayyip Erdoğan ABD ziyaretinde Ab- dülhamid'in torunu ile kahvaltı eder; TBMM Baş- kanı Bülent Annç, Abdülmecid'in torunu ile Dol- mabahçe'de kütüphane açar; ulus devleti çökerte- cek Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasansını hazır- layanlar "Osmanlı millet modelci" olur; Diyanet Iş- leri Başkanı yeni diktirdiği "fıldişi" cüppesinin için- de "Şeyhülislam" edasıyla konuşursa; ABD Dışiş- leri Bakanı da işine geldiği için gözünü kırpmadan "Sen, Islam cumhuriyetisin" der! Kıbrıs ne zaman gitti? s \ r \ \ k Işbirlikçi AKP iktidarı ve ulusal çı- karian dolma niyetine rafa kaldırmış bulunan Dışişleri Bakanlığı üst düzey bürokratlan, teslim oldukları Annan Planı'nı savunurken vanlan nokta- nın 1960 anlaşmalannın ötesinde ol- duğu kandırmacasına başvuruyoriar. Görmekistemedikleri, üstünesim- siyah bir örtü örttükleri olgu, Türki- ye'nin 1974'te yaptığı banş harekâ- tı ve bu harekât sonrası Kıbns'a ge- Çöz de al len "kalıcı" banş ve Kıbns Türkleri- nin kazandıklan haklardır. Kaldı ki, o banş harekâtının yasallığı, 21 Mart 1979 tarih ve 2658/79 sayılı karan ile Yunan Temyiz Mahkemesi tarafın- dan bile kabul edilmiş, onanmıştır. 22 Temmuz 1974'te Lefkoşa üzerinde uçanken Rumlann açtıklan ateş so- nucu düşen uçakta ölen bir Yunan- lıaskeriçin 1976'daaçılantazminat davası ile ilgili Yunan Temyiz Mahke- mesi karannda, Türkiye'nin garantör- lük hakkına da değinilerek aynen şu saptama yapılmıştır: "Türkiye, 20 Temmuz 1974'te yaratılan durum nedeniyle, hukuki hakkını kullana- rak Kıbns'a müdahalede bulunmuş- tur." 1974'ü, Türkiye'nin hakkını, hu- kukunu yok sayacak, KKTC'yi orta- dan kaldtracak, Kıbns'ın Kuzeyi'ne yaklaşık 100 bin Rum'un girişine ola- nak tanıyacak, buna karşılık 60 bin Türk'ü yerinden yurdundan edip göç- men kılacaksın, sonra kalkıp olup bitene "çözüm" diyeceksin. Bunun adı, olsa otsa Ege türküsün- deki nakarat gibi "çöz de al" olur. Esenyurt Belediyesi'ne Buyurun Sayın Derviş! Annan Planı, "LozanAntlaşması"ndan da ötedeymiş. Yok, devenin başı... Ya, devenin başına bir de hörgüç ekleyenle- re ne demeli: "Lozan en büyük ver kurtuldur. Kıbrıs Lozan'da verilmiştir." Doğru değil... Kıbns, AKP'yi "demok- ratik devlete" geçişi sağlayacak "ilerici" parti olarak niteleyenlerin ileri sürdüğü gi- bi Lozan'da değil, AKP'nin aynı çizgide yü- rüdüğü Osmanlı döneminde yitirilmiştir. Osmanlı; kendisini Rusya'dan koruya- cağına "söz veren" -ilginçtir, bugün deTür- kiye'yi AB'ye alma sözü veriliyor- Ingilte- re'ye 4 Haziran 1878'deki antlaşmayla Kıbrıs'ı "tahsis" etmiştir. Aynı Ingiltere, 1914'te Ruslaria biriikte Osmanlı'ya savaş açmış, 1878 antlaşması ile "işgal" ettiği Kıbrıs'ı 5 Kasım 1914'te bu kez ilhak et- miştir. Bu ilhak, 1920'de Osmanh'nın im- zaladığı Sevr Antlaşması ile kabul edil- miş, Osmanlı Kıbns'a ilişkin bütün hakla- nndan vazgeçmiştir. Gelelim Lozan'a... Değil lise, ortaokul çocukları bile bilir ki, Lozan Antlaşması'nda Türkiye'nin zemi- ni, 1920'de son Osmanlı Meclisi Mebu- sanı tarafından kabul edilen "Misak-ı Mil- //" sınırlandtr. Misak-ı Milli'de, Osmanlı'nın sayesinde Ingiltere tarafından ilhak edil- miş olan Kıbns yoktur. Değerli tarihçimiz Prof. Dr. Şerafettin Turan, 1954'te Hürses gazetesinde çı- kan "Kıbns'ın Türk hâkimiyetinden çıkı- ş/"adlı makalesinde, LozanAntlaşması ile Kıbrıs ilişkisini şöyle kurar: "Lozan banş müzakerelerinde ingilte- re ile mevcut Musul ihtilafına bir yenisi- ni eklememek düşüncesi ve her şeyden önce Misak-ı Milli'nin tahakkuk ettihlme- si gerektiği prensibiyle bu ilhak kabul edilmiş, ancak antlaşmanın 21. madde- siyle de ada Tûrklerinin 2 yıl içinde Türk tabiyetine geçme imkânı sağlanmıştır." Gerekçesi anlaşılmaz kinlerle Cumhu- riyet'in kuruluş sürecine saldırmak tarihi saptırmaya yetmiyor... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak" turk.net BEDRİBAYKAM Tüm yurtta olduğu gibi Esenyurt'ta da oylar bölündü, sonuçta sosyal demokrat başkan Gürbüz Çapan kay- betti. AKPkazandı. Hadi buraya kadar, diyebi- lirsiniz ki, "Eh ne yapalım, bu da demokrasinin cilvesi". De- mokrasi mi dediniz? "Tür- bancılık demokrasisi"nden mi söz ediyorsunuz yoksa? Hani "türban demagojisi" sa- yesinde kendini mazlum ve mağdur gösterme sanatının tüm yörüngesi Türkiye'de si- yasetin ana hammaddesi ol- du ya? Işte şimdi Esenyurt'un taze belediye başkanı Nec- mi Kadıoğlu'nun göreve ge- lir gelmez belediyenin tüm sanatsal aktivitelerine son ver- mek üzere harekete geçme- sini bakalım türban demago- jisinin büyük "taşıyıcı" teoris- yenleri ve siyasileri nasıl kar- şılayacak? örneğin türban konusun- daCHP'yi şimdi "Ilımlı Islam- cılar"\a aynı noktaya çekme- ye çalışan Sayın Kemal Der- viş (veya Sayın Livaneli) Esenyurt Belediyesi'ne gidip otursa başkanın bir acı kah- vesini içse acaba Kadıoğlu kendisine işin içyüzünü an- latıp Derviş'i biraz aydınla... pardon karartabilir mi? Mesela şu sözleri birilerin- den duyar mı acaba Sayın Derviş? "Kemal Bey, bizim türban olayı birsimgedir, bu- nu kadınların bireysel özgür- lük simgesi olarak saf de- mokratlara yutturup gücü eli- mize geçirdiğimiz her nokta- da ülkeyi Iran 'a benzetmeye çalışmz. Kadınlara görev ver- meyiz. Sanatı sevmeyiz. Esenyurt ömeğinde de göre- ceğiniz gibi tiyatro öğretme- ni Nazım Yılmaz ve karika- tür öğretmeni Kamil Masa- racı'yı park ve bahçeler mü- dürlüğüne atanz, belki çiçek- lere kara mizah ya da 'Yara- sa Oyunu' nu öğretirler diye. Kurslan kapatmz, zorlaştırı- nz, vücut dilimizle insanları bu 'gâvur' aktivitelerinden soğuturuz. Bu arada türbanı 'Avrupa Uyum Yasalan' veya ' nsan hakları nutukları' ile talka sızdırıp, Kemalistleri cerici ve antidemokrat gös- hrmek için her numarayı ya- panz sağ olsunlar bugünkü laik-ilerici-çağdaş' medya- pın yansı bizim ikinci cum- huriyetçi kardeşlerimizden oluşur, diğer yarısını da sus- vracak tatlı baskı yöntemle- lini geliştirmişizdir. Böylece aiz hep bir taşla iki, üç kuş vu- vruz. Hep deneme yanılma 'öntemiyle Iranlaşabilmek çin iki adım geri atar, fazla •epki gelirse bir adım ileri ata- \z. Böylece attığımız geri idım yanımıza kâr kalır. Biz bu jelişkiler dolu dâhiyane for- vüllerle, medyanın beyin yı- <ama kapasitelerini, doğal vüttefiklerimiz olan dönek îosyalistlerimizle beraberso- tuna dek kullanarak burala- -a kadar geldik. Şurada par- afnento çoğunluğumuzu yüzde 80'e çıkarmak için - Baykal ve Ecevit sağ olsun- lar en fazla iki üç yıl kaldı. Medya kontrolümüzde, CHP'de bile sizin gibi tür- bancılar bizim adımıza dev- rede ANAP ve DYP'yi bize benzetmeye çalışırlarkenyu- tup, eritip yok ettik, şimdi sı- ra CHP'de, onu da elhamdü- lillah önce ANAP'laştınp son- ra tam buharlaştırmak için projelerimiz hazırdır. örneğin Sayın Taha Akyol bu konuda tüm desteğini en ilerici gö- rüntülü medya organianndan vermektedir. Kâh içkiyi, kâh namusu, kâh örf ve âdetleri- mizi, kâh milli görüş ve gele- neklerimizi öne sürerek hep gönül modelimiz Iran 'a adım adım yaklaşınz. Mesala okul sevgimizi öne sürüp, içkiliyer- lehn okullara artık 100 değil 200 metreden yakın olamaya- cağını söyleyerek, içkiyi ya- vaş yavaş yok ederiz. Biraz sanatı, biraz çplakSığı, biraz ka- dın görevlileri biraz Atatürkçü tüm kadroları yok ede ede adım adım yolumuzda ilehe- riz. Muhterem medyamız yal- nız önümüzde yere kapak- lanmakla kalmamış, aynı za- manda Ordumuzu da öksü- remez hale getirmeyi başar- mıştır. Aynca üniversitelerin, yargının ve sivil toplumun se- si de medya sayesinde nere- deyseyokedilmiştir. Yanian- layacağınız biz demokrasiyi kullanarak, demokrasiyi yok etme konusunda eriştiğimiz yüksek standartlan kullanarak bu toplumun yobazlaşması için vanmızı yoğumuzu vefa- kârca ortaya koyarız." Evet sevgili arkadaşlar, bi- rilerinin Kemal Derviş'e bun- ları "içten " bir şekilde izah et- mesini bekliyorum. Sayın Der- viş'in kendisini de bugün Esen- yurt Belediyesi'nin önünde okuyacağımız protesto bildi- risini bizzat dinlemeye davet ediyoruz. Türban dayatması- nı "demokrasi" olarak kendi- sine kabul ettirenlerin Ata- türk'ün, Aydınlanma'nın ve özgürlüğün simgesi olan sa- natı yok etmek için hangi sin- si ve açık oyunlarla, aynen Melih Gökçek'in izinden gi- derek çabaladıklarını görür. Kadın sesinden, kadın saçın- dan, kadın vücudundan kor- kan, tüm dişileretepki duyan- lann gerçek düşünceleriyle ta- nışır, onlan "masum" birerde- mokratik© hak arayıcısı olarak görmekten belki vazgeçer... Bakalım Sayın Derviş bu- gün, cumartesi saat 14.00'te Esenyurt Belediyesi önünde sanatçıların dayanışmasını göstererek birlikte okuyaca- ğımız "Sanata Özgürlük" bil- dirisine türbancılara verdiği desteği verecek mi? Kendisi gelir mi bilmiyoruz ama siz davetlimizsiniz. Meşru, me- deni, demokrat protestomu- zu hep beraber bugün gerçek- leştirmek, vazgeçilmez va- tandaşlık ve demokrasi göre- vimizdir. Tüm aydın ve Ata- türkçü yurttaşlarımızı destek vermeye davet ediyoruz. ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci(îı mynet.com 18$!*! HARBİ SEMtHPOROY semihporoyfâ yahoo.com 9. IZMIR. KiTAP FUARl AÇ USTA, HAYAT EPİK Tİ\ATROSU MISTAFA BILGÎA ABD'DEN İTtRAF: "2. VtETNAM'I yA5ryORU2T' J i 1 \ I...T3. .71 .JI . I ı TARİHTE BLGÜ> MIMTAZ ARIKAM lONisan wuru.mumtaz-ariJian.com 3Sİ = ZAPATA'YA KURULAN TUZAKL 1S19'M 6U6ÜH,ÜNLÜ MEKSİKALI PEI/ttitoCİ EMlUANO ZAPffrfiÇSAPATA), TUZAĞA DÜŞÜRÜLE&EK ÖL-DÜGÜLDÜ ' KÜÇÜK SİB. 7&P£AK SAHİtİNİN OSUU OLfifJ ZAPfim, «3t - bA$LAI?ryLA(SAĞDA) BİHL/KTE , PitCrATÖR POBFietC DIAZ'A KAeÇI AtfUOANMlÇ, MAPERO'NUN BAÇKMJU- ĞINI PESTEKL£M/ÇTİ.AUG*K, ONDAN O4 BEKLEDıĞıNİ BUlAMAMlÇTI. MAC6/JDAOOLAH 'rH (8ÜVÜK TOPSAK A6A- LAKÎ) ESEMEMLİSİNİ YIICMAK İÇİM "AyAlA PLÂKlln ADLI &İR PZOGeAtA YAPTI. TOPGAK RE^ORMU VE DEMCKI&Sİri ÇAVUNAU 8U PeoGBAl/l, A/£ MAO£RO,NE DE ONU DEVİ- KEH HÜEerA TARARNDAM ONAYLANDI. YAŞAMl 8OYUN- CA YÖMETtULE MÜC4PBLE ETM&~ ZO/ZUN0A KALAKI ZAPATA, SONUNDA YENİK DÜÇTV. BİR SÜRE SOURA, KU V- VETLERİ AHASfNA BİR KÖYLÜ GİBİ KAVL4N ALSAY JESUS &UAİARDO'Hühl SuİKASriNA KUÜSAN GİTTİ.(3b YA$MMV[M>) NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Sosyal Demokrat Misyon...' "Cumhuriyet"teki gazetecilik serüvenıme ben Ispan- ya'da sosyai demokrasi ve demokratikleşmenin mima- n olarak tarihe geçen Felipe Gonzales'in seçim otobü- sünde başladım. 1982 yılında Gonzales'ı "mutlak ço- ğunlukla" iktıdara getiren seçimin ana teması "deği- şim" ve "demokratikleşme" ıdi. On dörtyıl iktidardaka- lan Gonzales, tarihi seçimleri kazandığı o otobüste şöy- le demışti: "Bizim ilk önceliğimiz demokrasiyi inşa etmektir. De- mokrasinin olmadığıyerde sosyal demokrasiden söz edi- lemez. Bu yûzden biz sosyal demokrasi bayrağına sa- nlmadan önce 'demokrasi' diyonjz. İlk misyonumuz bu..." "Değişim" ve "demokrasinin inşasından" neyi kas- tettiğinı sorduğumda Ispanyol sosyalistlerinin tarihi lide- ri: "Işleyen bir demokratik devlet mekanizmasının ge- liştirilmesi.." demiş ve ilave etmişti: "Bu; bizim için ana- yasada kâğıt üzerinde kalan özgühüklerin inşası, yerel özerklikler, ülke idaresinin modemleştirilmesi anlamına gelir. Ispanya'da değişim ilerici birmesaj olmaktan öte yeni bir devlet anlayışı ve demokrasinin geliştihlmesi- dir..." '9O'lı yıllardademokrasiyegeçen "Doğu Bloku" ve Şi- lı gibi bazı Latin Amerika ülkelerinın "ömek aldığı" ıs- panya'nın "değişim projesi" böyle start aldı. Gonzales liderlığinde kolları sıvayan Ispanyol sosyalistleri, "ofori- ter devletten" arta kalan "baskıcı" ne varsa yok eden bir program hazıriamıştı. Gonzales ve ekıbi koordinatlan saptanmış bir "prog- ramla" işbaşına geldi. Iktidarda da "programa" sahip çık- tı. "Darbeci orduyu sivil güçlenn denetimine almaktan" tutun da sivil ve askerı okullarda okutulan "ders kitap- lannt yeniden yazmaya" dek "demokratikleşme misyo- nu" "program" çerçevesinde uygulamaya kondu. 1996'da Aznar muhafazakârlanna kaybettiği seçimleıie lideriik- ten ve siyasetten çekilen Gonzales seçim otobüsünde verdiği ilkgünkü sözü tutmuş; bıçtiği "misyonu" gerçek- leştirmiş ve "kâğıt üzerinde kalan tüm özgürlükleri" ger- çekten inşa etmişti. AB'nın şimdi bize "Kopenhag Kri- terieri" olarak dışardan empoze ettiği şeyleri Gonzales içten bir "lidehik misyonuyla" benimseyerek yaptı. Zapatero da 'değişimci' "Merkezsol* ve "sağ" arasında ıktidann düzenli el de- ğıştırdığı Ispanya'da geçen ay yeniden işbaşına gelen sosyalistler (PSOE), hâlâ Felıpe'den devraldıklan "de- ğişimci" mirası sürdürüyor. "Küreselleşme çağındapost- modem siyaset artk sağ-sol üzerinden yapılmıyor..." söy- lemini sınıyor Ispanya. Ispanyol sosyalistlerinin genç li- deri Zapatero'nun "d/ş politikası" Aznar'a taban taba- nazıt mesela, "Bush-çu" Aznar'a karşın inançlı bir "Av- rupacı" Zapatero. Kabineyi yan yarıya kadınlarla kuran Ispanyol sosya- listleri, *80"Ii yıllarda olduğu gibi bugün de "devrimciye- niliklere" imzaatıyor. Eşcinsel evliliklenni yasalaştırarak özgürlüklerde bir "devrim" daha gerçekleştirecekler. Laiklikte duyarlı olan PSOE, Vatıkan'ı ıplemıyor. Eğitim, araştırma, kamu hızmetleri ve adalet alanında da ayn- ca yeni yatınmlar yapmayı vaat ediyorlar. Buna karşın ekonomının çizgısınde Aznar politikala- nyla "örtüşüyor/ar". Felipe de kendısinden önceki "mer- kez sağ" hükümetlerle ekonomide "devamlılığı" yeğle- miş; bu tercihı (Denriş'm Sosyal Demokrasi Raporu'nda belirttiği gibi) "Sosyal demokrasinin ekonomiyönetimin- de de başanlı olduğunu kanıtlamalıyız!" diyerek açıkla- mıştı. "Ustası" Felipe gibi Zapatero da ekonomik libe- ralizmi üç slogan üzerinden inşaedıyor bugün: "Müda- haleci olmamak", "Verimlilik", "Özgürlük"... Zapatero'nun 14Martseçımlerını "teröreylemleri" sa- yesinde aldığını düşünmek yanıltıcıdır. Jose Luis Rod- riguez Zapatero, Aznar'la arasında oy beklentileri açı- sından mınimal birfarkolduğu için sandıktan zaferieçık- tı. "Merkezsağ" ve "merkez sol" arasındaki makas biz- de olduğu gibi 20 puanı aşsaydı, trendin bir gecede de- ğişmesı hayal olurdu. Sosyalistler Ispanya'da merkez sağa "inandıncı birik- tidar altematifi" oluşturuyor. Bunu yaparken -ekonomi politikalan dışındaki alanlarda- kendilerıni "sağa" ben- zeştirmiyon farklı bir "dunjş" sergiliyortar. Sağ klasik anlamda "tutucu"; sol "değişimci, dönüşümcü ve öz- gühükçü" Ispanya'da. Buna karşın küreselleşmenin da- yatmalan karşısında da akıntıya karşı kürekçekmeye kal- kışmayıp "esnek" davranabilıyorlar. Zapatero, Ispan- yoliara; "Merkez sağ maziyi, ben ise sizin geleceğinizi temsil ediyorum!" diyebilıyor. Ve "merkez sol" seçmen olmak Ispanya'da "demokrasi kültürü" adına hâlâ bam- başka seçenekler ifade edebiliyor. Gel de kıskanma!.. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAÜ SOLMNSAĞA: iy"Keşmirşa- h" da denilen ve keçi kılıyla 2 dokunan çok 3 yumuşak bir dokuma. 2/ Tanntanı- tnaz... Sepı- 6 lenmiş koyun derisi. 3/ Kir- liliği gösteren iz... Birçok 9 bölümden oluşan televizyon fıl- mi. 4/Gebeliktekimi 1 yemeklerden tiksi- 2 nip, oLmayacak şey- 3 ler için aşırı ıstek duymak. 5/ Dürüst, 5 iyi ahlaklı. 6/ Eski 6 Türklerin telli çalgı- lara verdikleri genel 8 ad... Osmanlılar dö- 9 neminde Roma kentine verilen ad. II Yolsuz ya da emeksiz elde edilen şey... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ İki şey arasını yan açmak. 9/ Bir toplu- luğu oluşturan bireylerden her biri... Kâğıt ya da metal para üstündeki kafa resmi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Ortaoyunun sergılendiği oval biçimli alan. 2/ "- - kesilir geçsez sabâ gülşenimızden" (Ya\-uz Sul- tan Selim)... Uygun bulma, tasdik. 3/Çok tatlı bir kayısı cinsi. 4/ Koca... Rusya Federasyonu'nda özerk bir cumhuriyet olan Başkırdistan'ın başken- ti. 5/Parola... Anıtmezar. 6/Sebep... Sergen. 7/"Ben gidersem sazım sen kal dünyada Gizli sırlanmı — etme" (Âşık Veysel)... Bir soru eki. 8/ Yeşim Ustaoğlu'nun bir filmi... Bir gazete ya da dergi- nin baskı sayısı. 9/ Kedı ya da köpek yavrusu... Akdeniz yöresine özgü bitki toplujuğu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear