17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2004 CUMA HABERLER DUVYADABUGUN .4Lİ Sİ1CV1EN Yiğidi ÖMiir Ama Hakkını Yeme! Fransa'nın eski Türkiye Büyükelçisi Eric Roule- au, aynızamanct.a dünyaca ünlü bir gazetecidir. Kendisiyle Türkiye'de yaptığım bir söyleşide, "gazeteciliğin &zxınün eleştiri olduğunu, her şe- yin iyigittiğinisaylemek için gazetecilikyapılama- yacağın" söylernişti. Gerçe<ten de normal birülkede "herşeyyolun- da" derrek hab-ercilik değıldir. Dünyanın her yerinde bilinen ve kabul edilen bir gerçektir bu. Medyanın eleştiri işlevi doğal olarak iktidarlan ra- hatsız eder. Türkiye gibi, işbaşında olan partinin etiketi son derece lioeral bifle olsa, iktidann ekonomiyi yakın- dan denetlediği, istediğini yere sererken, istediği- ni abat ettiği ülkelerde, işadamlan iktidar ile iyi ge- çinmek, hiç değulse onun ayağına basmamak zo- rundadııiar. Türkiye'de medya son yıllarda hızla büyük ser- mayenineline g-eçmiş bulunmaktadır. Bu durumda, medyanın da işadamlannın iktida- nn nasınna basrnama ilkesini benimsemesi olgu- su çıkmıştır ortaya. Bu olgu Türk medyasının büyük bölümünün şu anda içinde bulunduğu ikilemi doğuruyor. Hem iktidann nasırına basmayıp hem muhale- fet yapmanın yolu nedir? • • • New York Eyalet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kadın Çalışmalan Bölümü'nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Zehra F. Kabasakal Arat, medyan/n bu ikilemi aşmanın yolunu son yıllardayaygınlaşan mu- halefete muhalefet yapmak yönteminde buldu- ğunu açıklryor. Candan katılcJığım, çok doğru bir gözlem. Durum böyle olunca ve Meclis'te de muhalefet olarak tek CHP bulununca "vur abalıya" misali CHP'ye vuruluyor dumnadan. CHP'nin muhalefet yapmadığı, çok sık yinele- nen bir sav. Kimileri de CHP'yi sert muhalefet yapıp ipleri ger- mekle suçluyorlar. Sanki, iktidar partisi AKP'yi, TSK. Cumhurbaş- kanı, üniversite gibi kurumlaria, yalaka gömleğini giymeyen basın organlan ve mensuplan ve Cum- huriyet'in temeli olan laiklik gibi kavramlarla kav- gaya iten, ipleri geren CHP imiş gibi... Oysa CHP reji m konusunda duyariı davranıyor. Şimdiye dek gösterilen duyarsızlıkların bizi getir- diği nokta göz önünde bulundurulunca bu tavnn ne denli önemli v e değerii olduğu kendiliğinden or- taya çıkıyor. • • • Türkiye gibi insanlann büyük çoğunluğunun Irak savaşına karşı olduğu bir ülkede, TBMM'de blok halinde bu savaşa karşı tavır koyan ülkede 1 Mart tezkerescıin geçmesini engelleyerekTürkiye'nin (rak batakhğına batmamasını sağlayan partinin CHP olduğu ya görmezden geliniyorya da çabucak unu- tuluveriliyor. Oysai Mart tezkeresinin geçmesini AKPyöne- tim olarak candan desteklemiştir ve Erdoğan- Gül ikilisi her fırsatta, bu savaşta kilit rol oynama- ya gönüllü olduğunu ilan etmiştir. Evet, 1 Mart tezkeresinin geçmemesindeki as- li öğe CHP muhalefeti olmuştur. Nitekim CHP ondan önce ve sonra da bu ko- nuyla ilgili oylarnalarda aynı karariı ve doğru tavn sürdümnüştür. CHP'nin yönetimine, muhalefetine ben de çe- şrtli eleştirileryör»elttim. Hâlâ da onlann ardında du- ruyorum. CHP'nin önce yapısının daha kucaklayıcı olma- sını, hem parti içinde hem de parti dışında daha halkla bütünleşmesini, kimi konularda bağn yanık seçmenin sorunlanna daha somut biçimde par- mak basmasını ve öneriler götürmesi gerektiğini her zaman söyledim, şimdi de söylüyorum. Ama bu gerçekleri vurgularken ne olur başka bir gerçeği de görrnezden gelmeyelim! CHP, yalnızca Türkiye'yi Irak savaşının batağın- dan kurtaran tavn ile bile muhalefet görevini yeri- ne getirmiş ve ülkeye tarihe geçecek büyük bir hiz- met görmüştür. Evet, yiğidi öldürelim ama hakkını da yemeyelim! 51 sanıklı Metris'te silah' davası İBDA-Cliderine 20 yü luıpis cezosı İstanbul Haber Servi- si-ÎBDA-C örgütüüye- lenıün 2000 yılı Ocak ayında Metris Ceza- evi'nde çıkardıklan is- yanda ele geçirilen si- lahlara ilişkin. aralaruı- da örgütün liden Salı İz- zet Erdiş'in (Mirzabe- yoğlu) de bulunduğu 51 sanığın yargılandığı da- vada, Erdiş ile örgütün askeri kanat sorumiusu AfiOsmanZor'a20'şer yıl hapis cezası verildi. Bu davanın görüldüğü sırada sanıklann avuka- tı Ahmet Aslan. "tBDA- C örgütûne yardım ve yatakhk yapmak" su- çundan yargılandığı da- vada beraat ettı. istanbul 2 No'lu DGM'de dün yapüandu- ruşmaya sanıklar katıl- mazken sanık avukatı Aslan esas hakkıdakı sa- vommasında müvekkil- lerininberaatını talep et- ti. Duruşmarun sonun- da dosyayı karara bağla- yan mahkeme heyeti, 42 sanığın beraatına, Salih tzzet Erdiş, Ali Osman Zor ile 4 sanığın "Te- şekkül oluşturarak ke- sici ve defici madde imal etmek" suçundan 7"şer yıl 6"şar ay hapıs ceza- sı ve 91 milyon 260'şar bin lira para cezası ve- rilmesine karar verdi. Erdiş ve Zor ayrıca iki sanıkla birlikte Teşek- kül halinde bomba ve ateşü silah yapmak" su- çundan 12"şer yıl 6'şar ay hapıs cezasına çarp- tınldı. Sanıklardan Meh- met Yavuz Uçum. jan- darmalann üzerine yanı- cı madde attığı gerekçe- siyle 7 yıl 6 ay hapis ce- zasına çarptınldı. Köşk'teki görevine olumsuz tavırlan nedeniyle son verilen Dağdelen, MEB'de terfi etti; "folsuzluk sanığıFIRATKOZOK ANKARA - Cumhurbaşkanlı- ğında Sosyal Hizmetler Müdürü iken "memuriyet adabıyla bağdaş- mayan hareket" nedeniyle Milli Eği- tim Bakanlığı'na (MEB) kaydınlan ve yolsuzluk iddiasıyla hakkında 4 dava açılan Erkan Dağdelen, MEB tarafindan ödüllendirildı. Yayımlar Dairesi Başkanlığı Veri Hazırlama ve Kontrol Işletmeni olarak görev ya- pan Dağdelen, şube müdürlüğüne atandı. Erkan Dağdelen. "Benim müdürlükten kontrol işletmentiğine atanmam ne kadar abesse, şube mü- dürlüğüne getirilmemdeokadar do- ğal" sa%r unmasını yaptı. Bankekspres davası • 1998'de Çankaya Köşkü'nde Sosyal Hizmetler Müdürü olarak görev yapan Erkan Dağdelen, "memuriyet adabıyla bağdaşmayan tavırlan" gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na kaydınldı. Karann iptali için yargıya yaptığı baş\Tiru reddedilen Dağdelen. bakanlık tarafindan şube müdürlüğüne getirildi. Dağdelen'in yolsuzluktan yargılandığı davalar ise devam ediyor. MEB, yargının ve Çankaya Köş- kü'nün geçit vermedıği bürokratı ödüllendirdi. Edınilen bilgilere gö- re, 1998'de Çankaya Köşkü'nde Sos- yal Hizmetler Müdürü olarak görev yapan Erkan Dağdelen, "Memuri- yet adabıyla bağdaşmayan tavırlar sergUediğT gerekçesiyle 10 Kasım 1998 tanhinde MEB'e kaydınldı. Bunun üzerine dava açan Erkan Dağdelen'in başvurusu Danıştay 5. Dairesi tarafindan reddedildi. Dağ- delen Ocak 2004"te karar düzeltme istemiyle yaptığı başvurudan da so- nuç alamadı. MEB'den ödül Köşk'teki görevine son verilen, yaptığı itiraz başvurulan da yargı- dan dönen Dağdelen, MEB tarafin- dan adeta ödüllendirildı. Bakanlık- ta, Yayımlar Dairesi Başkanlığı Ve- ri Hazırlama ve Kontrol Işletmeni olarak görev yapan Erkan Dağdelen, dairenin şube müdürü oldu. Halen AKP Erzurum Mılletvekili Musta- fa Dıcalı'nın danışmaru olarak görev yapan Dağdelen hakkında açılan da- va ise halen sürüyor. Davalar, Dağ- delen'in, "mal bildiriminde bulun- madığı. Devlet thale Yasası'na aykı- n hareket ettiği, ihaleye fesat kanş- nnnğıve kamuyu zarara uğratöğıid- dialanyla" açıldı. Erkan Dağdelen, Çumhurbaşkan- KorkmazYiğitve 39 sanığın ceza ertelemesineboznıa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 11. Ceza Dairesi, el konulan Bankekspres'in sahıbi Korkmaz Yiğitin de aralarında bulunduğu 39 sanığa "emniyeti suüstimal" suçundan verilen erteleme karannı bozdu. Daire. sanıklann suçunun **niteukli dolandıncıhk" olduğuna ışaret ederek bu suçtan hüküm kurulmasını istedi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Bankekspres davasında Korkmaz Yiğit'in de aralannda bulunduğu sanıklar hakkında verilen çeşitli kararlara ilişkin temyiz istemlenni sonuçlandırdı. ^ _ _ ^ ^ _ ^ _ - _ Dairenin karannda, • El konulan 2 3 E k ı m • " 8 t a n h i Bankekspres'in l t l b a n y'a ödemelerini sahibi karşılayamaz duruma Knrkma7 g e l d l ğ l i ç i n y°n e t i m i Korionaz TasarrufMevduatı Yığıtve39 Sıgorta Fonu'na sanığa geçen Bankekspres'in "emnıyeti 0 tarihteki sahibi suiistiraal" Korkmaz Yiğit'in suçundan diğer sanıklarla fikir verilen ve eylem birliği içinde erteleme hareket ettiği tahliye belirtildi. Kararda, karannı bozan l ^ f nitefikteki Yargıtav hde ve desıselerie «nnın sağladıklantahsü « •111 • kabiüyeti oünayan nıtelıkh kredil'erivirman dolandıncıhk yolu>1a Yiğit'in şahsi olduğuna veya fîrmalannın işaret etti. hesaplanna naklederek maledinmesini sağladıklan miktar, 41 trilyon 806 mihar 125 milyon Bradır" denildi. Yargıtay: Tüm sanıklar bankayı dolandırdı Kararda, adlan geçen tüm sanıklann, ortak suç işleme kastı altında birlikte hareket ederek Bankespres'i tahsis edihnemesi gereken kredilerin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırdıkları, bu şekildeki fiillerin "hizmet nedeniyle emniyeti sunstimal" suçunu oluşturmayıp Türk Ceza Yasasf nın 504/1-4. maddesinde öngörülen u niteükli dolandıncıtak" suçunu meydana getirdiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Yargıtay 11. Çeza Dairesi, Yiğit'in de aralannda bulunduğu 39 sanığa "emniyeti suüstimal'1 suçundan verilen erteleme karannı bozarak "nitelikli dolandıncılıktan hüküm kuruimasını" istedi. 'OĞLUMUN BACAKLARINI GERİVTRİN' Karann açıklanmasınm ardındangazi Kazım Daşbaş ve annesi Yeter Daşbaş, duruşma salonunda sinir krizi geçirdi. Koridora çıkanlan gazinin annesi, "Parayı geri akünız, o zaman oğhımun ayaklarnu da geri verin" diyerek ağıt yaktı. Karan protesto etmek amacrvla tekerlekli sandalyesini adüye koridoruna bırakanGazi Daşbaş, adliye binasının önüne kardeşinin kucağında getirildi. (Fotograf: AA) Gazi 'borçlu' çıktı!Askerliği sırasında aracının mayına çarpması sonucu bacaldarını kaybeden gaziye verilen 57 milyarlık tazminat, faiziyle geri istendi SIVAS (Cumhuriyet) - As- kerlik görevini yaparken kul- landığı aracın mayına çarpma- sı sonucu bacaklannı kaybeden gazi Kazun Daşbaş'a 2 yıl ön- ce ödenen 57 milyar liralık taz- minat, yasal faiziyle birlikte ge- ri istendi. Karara tepki göste- ren gazi Daşbaş'ın annesi Yeter Daşbaş, "Parayı geri aldınız, o zaman oğhımun ayaldannıdage- ri verinTI diyerek ağıt yaktı. Çizre Uçe Jandarma Komutan- hğı'nda uzman ça\oış olarak gö- rev yapan Kazım Daşbaş. 1998 yılında Irak'ın kuzeyindeki Amedya bölgesinde kullandığı aracın mayına çarpması sonu- cu bacaklannı kaybetti. Daş- baş'a iki yıl önce Askeri Yük- sek tdare Mahkemesi 2. Daire- si'nin karan gereğince maddı ve manevi tazminat karşılığı ve yargılama giden olarak toplam 57 milyar 240 milyon 40 bin li- ra ödendi. Ancak Milli Savun- ma Bakanhğı karar düzeltme yoluna gidince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi, da- ha önce verdiği karan kaldıra- rak paranın iade edilmesine ka- rar verdı. Bunun üzerine Daş- baş ailesi Sıvas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Da- vanın dünkü duruşmasında mah- keme Daşbaş'a ödenen 57 mil- yar 240 milyon 40 bin liranın 15 Mart 2003 tarihinden işleyerek faiziyle birlikte geri verilmesi- ne karar verdi. Karann açıklan- masuun ardından gazi Daşbaş ve annesi Yeter Daşbaş, duruş- ma salonunda sinir krizi geçir- di. Koridora çıkanlan gazinin annesi Yeter Daşbaş. "Parayı geri aldınız, o zaman oğhımun ayaklannı da geri verin" diye- rek ağıt yaktı. Gazi Daşbaş, ka- ran protesto etmek amacıyla te- kerlekli sandalyesini adliye ko- ridoruna bıraktı. Kardeşinin ku- cağında adliye binası önüne ge- tirilen gazi Daşbaş, temyize baş- vuracaklannı bildirdi. lı'ndan aynlırken haksızlığa manıi kaldığını ve müdür olarak atanma-f sı gerekırken kontrol işletmeni oldu^ ğunu söyledi. Konuyla ilgili Idarö Mahkemesi ne dava açtığını belırten Dağdelen, mahkemenin baş\r urusu- nu reddettiğini, bunun üzerine de bakanlığa bir itiraz dilekçesi yazdı- ğını kaydetti. Bakanlığın başvurusu üzerine Dev- let Personel Başkanlığf ndan görüş istediğini belirten Dağdelen. bakan- lığın, gelen yanıt üzerine kendisinin "mağduriyetini giderdiğmi" söyle- di. Dağdelen, "Benim müdürlükten kontrol işletmenliğine atanmam ne kadar abesse, şube müdürlüğüne ge- tirilmem de o kadar doğal" dedi. İsim değişikliği Imam hatiplere gidi hazırlık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanhğı, imam hatip liselerinin ismini değişrirmeye hazırlanıyor. tsim konusunda birkaç seçenek üzerinde durulurken, seçimlerin ardından okullarla ilgili düzenlemelere hız verileceğı belirtiliyor. Başbakan Erdoğan'uı "İmam hatiplerin ismi değiştirilebiBr'' açıklamasının ardından, bu okullarla ilgili çahşmalara hız venldi. Okullann isminin değiştirilerek, çok programlı lise çatısı altuıa alınması yönünde bir planlama yapıldığı, isim konusunda da birkaç seçeneğin bulunduğu öğrenildi. Bakanlığın, seçimlerin ardından planlanna hız vereceği belirtiliyor. Öncekı gün Sabah gazetesinde de yer alan plana göre bakanlık, yapacağı düzenlemelerle, bu okullardaki meslek derslerini azaltacak ve genel dersler ağırlık kazanacak. Kuran, Arapça, Islami Bilimler gıbı dersler de müfredatta zorunlu ya da seçmeli ders olarak yer alacak. Bakanlık bu yolla, imam hatiplerde yapacağı düzenlemelerle hem dını eğitim alan hem de normal dersleri gören öğrenci yetiştirerek üniversite yolunu açmayı planlıyor. Bakanlık doğruladı Bakanlık yetkilileri ise imam hatiplerle ilgih isim değişikliğinin geçmişten beri gündemde olduğunu, konuyla ilgili birkaç alternatifin bulunduğunu, ancak müfredat değişıkliğiyle ilgili hiçbır düzenlemenın planlanmadığını belirttıler. Bir bakanlık yetkilisı, ilahiyat fakültelerinden mezun olarak görev yapanlann yetersiz kaldıklannı, bu nedenle fakültelerin meslek lısesi benzeri bir ayağının daha olması gerektiğini söyledi. Aynı yetkili, "Dolayısryla sırf fakülte mezunu olan birisinin zaten şu ana kadar şikâyet ettiğimiz kau'te zayifbğını daha da zayıflatacak. Fakülte olacak, ama altyapısı da olacak; meslek lisesi fakülteye hanrhk olacak" dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] 1968'li yıllarda, bizim kuşaktan devrimciler Filistin halkına destek ol- mak amacıyla Lübnan'a, Suriye'ye giderlerdi. Buradaki Filistin örgüt- leri içinde eğitim görürler, zaman zaman bu örgütlerin Israil'e yöne- lik operasyonlarına da katılırlardı. O dönemde Filistin örgütleri içinde solcu ve devrimci milliyetçi bir ha- va egemendi. Mısır'da Nasırcılık'ın da etkisiyle milliyetçi birsolculuk, Filistin örgüt- lerinin de ana ideolojisi haline gel- mişti. 196O'lı yıllarda Filistin içinde islamcı bir hareketten söz edile- mezdi. Marksistler, Filistin örgütle- ri içinde çok etkiliydiler. 1967 bü- yük yenilgisi, Nasırcılığa darbe vu- rurken Filistin örgütleri içinde de Is- lamcılık boy vermeye başladı. Bu arada, özellikle Gazze bölge- sinde etkili olan Islamcılar hiç ses- lerini çıkanmıyorlardı. Bu yenilgi son- rası, İsrail yönetimi Yaser Arafat'ın önderliğini yaptığı El-Fetih örgütü- ne karşı islamcıların gelişmesine yardımcı olacak bir tutumiçinegir- Filistin'de Hamas Nasıl Öne Geçti? di. Hamas kuruluşuna giden yol iş- te bu dönemde gelişmeye başladı. İsrail, Hamas'ın altyapısını oluştu- racak cami ve mescit yapımına göz yumuyor, el altından destekliyor- du. Amacı Arafat'ın başında bulun- duğu El- Fetih'i zayıf düşürmekti. Bu dönüşüm 1970'lerin sonuna doğru başladı. İslamcı hareket, Is- rail'in acımasızhğıyla at başı geliş- ti. El-Fetih içindeki Islamcıların her eylemi İsrail içinde şahinleri güçlen- dirirken Israil'den gelen her saldırı şiddetyanlısı Islamcıların hanesine yazılmaya başladı. Islamcıların ön- cülük ettiği eylemler zaman içinde taraftar buldukça Yaser Arafat on- lara taviz vermek zorunda kaldı. Arafat'tn tavizleri El-Fetih içindeki Is- lamcılan tatmin etmedı, yeni İslam- cı örgütlenmeler ortaya çıktı. Artık Filistin kurtuluş örgütleri için- de Marksist güçler neredeyse ta- mamen yok olmuş, Islamcılar ise önemli bir ağıriık kazanmışlardı. Fi- listin'deki aşırı yoksulluk, İsrail iş- galininyarattığıöfkevekin, Hamas için yeterti altyapıyı yaratmıştı. 1987 yılında Hamas kuruldu. Tam 17 yıl önce. Kurucusu Şeyh Yasin'di. Ya- ni bir din adamı. Zaten dini söy- lemleri ve "cihat" düşüncesi bu ör- gütün temel felsefesiydi. Örgütün fel- sefesini ifadesinde şöyle anlatmış- tı: "Israil'le işbirliğiyapanları, Isla- mi örfve âdete uymayanlan, içki ve uyuşturucu kullananları, fahışelik yapanları doğruyola getirmek için şiddet kullanacak birimler faaliyet içinde olacaktı." Bu sözleri söyleyen ve buna uy- gun davranan Hamas örgütünün kurucusu ve lideri Şeyh Ahmet Ya- sin, bir yandan "intihar" eylemleri yoluyla güç toplarken biryandan da şiddete dayalı bir dini ideolojiyi Fi- listin halkı içinde egemen hale ge- tiriyordu. Gazze'ye düşen her İsra- il bombası, öldürülen her Filistinli, Filistinlilerin intikam duygularını da- ha da güçlendiriyordu. Bu arada Yaser Arafat'ın gücü de sınırlı hale geliyordu. El Fetih içindeki Islam- cılar önde gelen birçok FKÖ lideri- ni de öldürdüler. • • • Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesinden sonraki tabloya baktığımızda, artık israil'in işgali al- tındaki Filistin topraklarının tek hâ- kim gücü Hamas'tır. Filistin halkın- da biriken kin ve intikam düşünce- sinin tek temsilcisi Hamas'tır. Sanırım, Sharon yönetimi de bu gelişmeden çok memnundur. Çün- kü Hamas'ın giriştiği her eylem Sha- ron'un yasadışı, insanlık dışı saldır- ganlığına altyapı hazırlamış oluyor. Burada dikkat çekici olan, Yahu- di aşırılığıyla, Islam aşırılığı birbirini kışkırtıp güçlendiriyor. Filistin ör- gütlerine eskiden solcular, laikler egemendi. Şimdi tablo tamamen değişti. Yaser Arafat bile zaman içinde üslubunu değiştirdi. Her ko- nuşmasına "Allah-u Ekber" diye başlamak ihtiyacını hissetmeye baş- ladı. Bu değişimde mutlaka birçok et- ken rol oynadı ve sonunda Filistin halkı fanatik ve şiddet yanlısı birör- gütün etki alanı içinegirdi. Hamas'ın tarihini ve nasıl güçlendiğini izleyip gördükçe bu konuda en büyük pa- yın Israil'deki şiddet yanlısı, fana- tik Yahudi politikacıları olduğunu unutmamak gerekir. Filistin'den gelen görüntüler, Fi- listin halkının çaresizliğini ve öfke- sini yansıtıyor. Bu görüntüler, aynı zamanda Filistin içinde yükselen şiddet yanlısı dinci hareketin de na- sıl güçlendiğini gözler önüne seri- yor. Filistin felaketinin sorumiusu, Sha- ron türü siyasetçiler ve onlara des- tek verenlerdir. Bunun çıkmaz oldu- ğu çok belli. Bakalım bu ölüm tu- zağı daha ne kadar sürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear