17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26MART2004CUMA CUMHURİYET SAYFA JV LJ L X LJ JV kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 Bernardo Bertolucci'nin 68 olaylannı figüran gibi kullandığı son filmi gösterimde Dününhayalperestleri... Bugün Düşler, Tutkular ve Suç- lar adıyla gösterime giren son filmi The Dreamers'da anılara dalıyor Bertolucci. Onu Yeni Dalga sonra- sı modern Avrupa sınemasmın önemli figürlennden biri yapan o- lay-filmi Paris'te Son Tango'dan ve Çiıfden Fas'a, Hindistan'dan ttal- ya'ya dünyayı dolaştığı filmlerinden tam 30 yıl sonra Pans'e dönerek çek- tigi bu son eseri, yoğun bir sinema sevgisinin her karesine sindıği, me- raklısına hıtap eden. çok özel bir film öncelikle. Ingiliz film eleştirmeni veroman- cı Gilbert Adair'in senaryosundan. dünyayı değiştirme idealınin tetik- lendiğı o unutulmaz 68 ilkbahan fo- nunda. dünyaya açılan, daha 20'li yaşlannın başındaki 3 gencın cinsel uyanış ve arayışlan üstüne bu cüret- kâr filmi imzalayan yıllann yönet- meni, yıne sansürcüieri hop oturtup hop kaldırtacak cinsten, tabulara na- nik çeken, Serseri Âşıklardan Scar- face'e, Şok Koridoru'ndan Freaks'e, Kraliçe Christina'dan Sarışın Ve- nüs'e ve Mouchette'e kadar çeşitli klasiklere göndermelerle dolu. tüm sinema tarihine saygı gösterisi gibi, merakhsını geçmışe götüren, çok özel bir ış kotarmış. Artık olgunluk dönemine girmış yönetmen, Paris'te 1968 Mayıs'ında siyaset sahnesine çıkan ıdealıst gençlığin, sistemin te- mellerini sarstığı o karmaşık döne- me bakarak aykın bir üçlü ilişkide- ki bıreyselliğe el atıyor bu kez. Sinemaseverlerln kâbesl' Fılmın başında, işte hikâyem bu- rada başlıyor dıyen Matthew (Mic- hael Pitt), turist kafılelennin önün- de sıralandığı Eyfel Kulesi'nin he- men dibinde. Chaıllot Sarayı'nda bulunan Fransız Sinemateki'nın gı- rişindeki protesto eylemıni izliyor. Eğıtim için geldiği Paris'te genç bir Amerikalı o. TVuffaut'nun 40 yıl ka- dar önce belleğimize çaktığı Antoıne Doinel karakteriyle özdeşleşmiş Je- an-Pierre Leaud, bir zamanlar yo- lu Paris'e düşmüşlerin gönlünü sine- The Dreamers / Yönetmen: Bernardo Bertolucci / Senaryo: Gilbert Adair / Kamera: Fabio Cianchetti / Oyuncular: Michael Pitt, Eva Green, Louis Garrel, Robin Renucci, Anna Chancellor / Ing., It., Fr. 2003 (Umut Sanat) ma aşkıyla tutuşruran ve yeryüzü- nün bütün sinemaseverlerini buluş- turan. 'sinefillerin kâbesi' Fransız Sinemateki'nin önünde toplanmış kalabalığa, abartılı jestlerle. Malra- ux'nun görevden aldığı Henri Langlois hakkında bir övgü söylevi çekiyor. dönemın siyah-beyaz bel- gesel görüntüleri eşliğınde. Bizim Sinematek'in 1965'tekı doğumuna da ebelık eden, efsanevi Langlo- is'nın (1914-1977) 1935'te kurup hayatını adadığı, tüm 1950-60'h yıl- lar süresince sinema tutkunu genç kuşaklann feyz aldığı bir film mabe- di haline gelen Fransız Sinemate- ki'nde karşılaşıp tanışıyor Matthew, aynı yumurta ıkizi, Theo ve Isabel- le kardeşlerle (Yönetmen Philippe Garrel'in oğlu Louis Garrel ve oyuncu Marlene Jobert'in kızı Eva Ğreen). Sinematek'te seyredilen filmlerin büyüsüyle mayıs depremi arasında gidip gelen bu 3 gencin kahramanlannı oluşrurduğu film, 68 fonunda, iflah olmaz sinema tutkun- luğuyla, hakikı sinemasever olmak- la nasıl sinema yapılacağına dair ay- nksı bir örnek nitelığinde. Ensestten orjlye... Çocuklannı son derece özgürce yetiştirmiş şaır-yazar babayla Ingiliz annenin tatile çıkmasıyla. tam anla- mıyla Cocteau'nun Les Enfants Ter- ribles'inı çağnştıran, geceleri aynı yatağı paylaşan Isabelle-Theo kar- deşler, bir Quartier Latın otelınde kalan Matthevv'yu evlerine davet ediyor ve gelsin ensest ilişkiler, bir- takım orjimsi durumlar, eşcinsel imalar... Evdeki Godard'uı La Chı- noise filminin afişi önünde, şiddete karşı, banşçı ve liberal Matthevv ile Amerikan emperyalizmi, Vietnam Savaşı üstüne tartışan Maocu Theo, zaman zaman polise karşı barikatlar kurulmuş, molotofkokteyllerinin yağdığı, çatışmalann patlak verdiği sokaklardakı olaylara kanşıyor. Eve kapandıklanndaysa ha bire karşıtlık- lann vurgulandığı, kıyaslamalann yapıldığı bazı oyunlarla çekişmeler cıvıl cıvıl yaşamyor üçü arasında. Keaton mı büyük, Chaplin mi? Hendri* mi gitann tannsı, yoksa eş- siz sol el Clapton mı? Ortak ılgı ala- nı sinema üstüne en gözde oyunlan da şımdi hangı filmde, kımı taklit ediyorum oyunu. Bu arada Anna Karina, Sami Frey, Claude Bras- seur üçlüsünün Godard'ın Bande a Part-Çete Aynlıyor'undakı Louv- re 'u 10 dakikada koşma rekorunu kı- nyor Bertolucci'nin üçlüsü. Garbo'nun Queen Christina'da John Gilbert'la diyaloğu, 400 Dar- be'nin finalinde doruğa çıkan o gü- zelim Georges Delerue melodisi ya da Jean Seberg'in Serseri Âşık- lar'da Champs Elysees'de gazete sat- tığı sahne gibi aynntılar, hakikı sine- maseveri yüreğinden yakalıyor. Fettan ve masum Isabelle'in kar- • Filmde Louis Garrel, Eva Green ve Michael Pitt, 68 olaylarına evden tanıklık ederken sinema klasiklerine göndermeler yapıyor, cinsel uyanış ve arayış numaraları da çekiyorlar. deşının yanında, bekâretini baştan çıkardığı Matthew'ya vermesi, şa- rap, ot eşliğınde küverteki banyo fas- lı, Theo'nun Marlene Dietrich res- mine bakarak kendini tatmin etmesi vb. gibi kimi pervasız sahneler, bu tabulara karşı filmde, sansürcüleri kızdırabilır. Blreyselllk ön planda Tüm mahremıyetiyle üçlünün ev- deki beraberliğine odaklandığımız film, fonda 68'in coşkulu atmosferi- ni kullanmaktan öteye geçmeyip bü- tünüyle bıreyselliği öne çıkanyor, so- kaklarda tarih yazan kitle hareketle- rini sömürerek ve 68'i sadece figü- ran kılarak. Özgür karakterleri, hava- sı ve üslubuyla uçan, delişmen Yeni Dalga filmlerini andıran The Dre- amers, Bertolucci'nin en iyi işlerin- den bın değil. ama 1960'lann este- tik tarzında. serbest vezin anlatılmış. yürekli \e dokunaklı bir film bizce. Küçük bir mücevher güzelliğindeki 'InciKüpeliKız'ı kaçırmayın Hollandah Mona LisaÜlkemizde de yayımlanmış, Tracey Che- valier'nın çok satan romanından ilk uzun metrajına soyunan. okullu-belgeselci, genç Ingiliz yönetmen Peter VVebber eliyle per- deye aktanlan Girl Witb a Pearl Earring- tnci Küpeli Kız. bugün başlayan yeni film- lerden, kesinlikle salık verilecek bir başkası. Flaman ekolü, eviçı ressamlanndan Delft- li Jan Vermeer'in (Colin Firth çok iyi bir Vermeer olmuş) yanına 1665'te, 17 yaşında hizmetçı olarak gınp renk, ışık ve resme olan merakıyla, gıderek mükemmeliyetçi ressa- mın ılgısini, kansınınsa kıskançlığmı çeken Griet adındaki, okuması yazması olmayan bir genç kızın (Scarlett Johansson) hikâye- sını \e gıderek kaynananın (Judy Parfitt) kurnazhğı sonu- cunda, Jan Ver- meer'in ilham perisi haline gelişını anlatan film, giysi, dekor-mekân kullanımı ve sanat yönetimiyle dönemini çok iyi yansıtan, mü- kemmel bir çağ filmi. Kuzeyin Venedik'i Delft'ten ömrü boyun- ca çıkmamış, resimlerinde şiirsel bir evren kuran, duyumsal bir güzellik yayan, ışığı us- taca kullanan resim sanatının dâhılerinden Vermeer'in (1632-75) yaşamının bir bölü- münü konu edinen, kuşkusuz her türlü öv- güye ve seyre değer bu tnci Küpeli Kız, sa- nınz sinema-resim bağlamında, önemli film- lerden biri olarak geçecek sinema tarihine. Genç oyuncu Scarlett Johansson "la yönet- men Peter Webber da gelecek vaat eden iki yeni yetenek. Fransız kameraman Edouar- do Serra'mn görünrüleriyse tek kehmeyle şahane. S. Johansson, Vermeer'in resmine hayat veriyor. İZLEYİCİ CÖZÜYLE ERDAL ATABEK Aşkta her şey mümkün mü? 1 Yaşlı erkek ve genç kadın teması evrensel bir konudur. Erkekler \ yaşlandıkça genç kadınlara olan \ yönelimleri artar diye bilinir. Bu eğilim bedensel bir yenıleşme isteği mıdir, açgözlü bir doyum- suzluk mu, pek de bilinmez. Doğanın ortalamacı tutumu, kadın-erkek ilişkisinin birçok biçiminde kendini gösterir. • Esmer erkeklerle sanşın ka- dınlar, uzun boylu kadırlarla kısa boylu erkekler, iki taraftan birisi ufak tefekse öbür tarafın in- yan olması gibi. Bu ikili modeller sadece rast- lantı mıdır, yoksa eksikliğin ya da fazlalığın telafisi gibi içdüdü- sel bir çekim var mıdır, herhalde daha çok tartışılacaktır. "Aşkta Her Şey Mümkün" fil- minin yaşlı çapkın bekân Harry (Jack Nicholson), otuz yaşın al- tındaki genç kadınlarla çıkmakta- dır. Bu zeki, hoş. şakacı, yaşamın keyfinı çıkarmayı bilen yaşlı erkek, genç kadınlann ilgisini çekmeyi de başarmaktadır. Gene böyle bir keyfi yaşamak için yeni sevgilısı genç Marin'in annesi- ne ait olan kumsal evine gelirler. Işe bakın ki Marin'in annesinin de eve haber vermeden geleceği tutar ve el- bette "şok". Anlamlı. ho; bir komedl "Bu >aşlı çapkının burada ve bu biricik kızının yanında ne işi var- dır?" Ne işi olduğu anlaşıhr elbette. Anne Erica (Diane Keaton) ünlü bir oyun yazandır. Bu ilişkiyı de anlayış- la karşılamaya hazırdır. Öyle de olur. Kızı Marin reşittir ve kendı seçimle- rini yapabilir. Sonrası bir komedı. A- ma anlamlı. hoş, erkek-kadın ilişki- lerini basitliğe düşmeden, tatlı tatlı didikleyen bir komedi. Harry, sevışmenın başlangıcında kalp krizi geçirir, hastaneye koşru- rurlar, geri kalan bakımını da Erica, zorunlu kalarak üstlenir. Bu arada genç doktor Julien. En- ca'yı tanır. ona hayrandır, rurulur ka- lır. Şimdi de "olgun kadın-genç er- kek" ilişkisı mi başlayacaktır17 Ne- den olmasın kı. elbette "yaşlı ka- dın" yoktur, kendini "yaşlı sanan kadın" vardır ve aşk herkesi genç- leştirir. Basit bir film gibi görünüyor, ama öyle değil. Yazar ve yönetmen Nan- cy Meyers. bu sorunlan irdeliyor ve iyi biliyor. Büyük usta Jack Nichol- son her rolü kendisıni de katarak oy- nayan gerçekten sinema oyuncusu. Onun "Guguk Kuşu" ve " K u r t " gibi fılmlerdekı oyTanlan unutulmaz- Iar arasında. Bu role de can veriyor. Erica rolünde Diane Keaton da çok iyi. Gerçekten görülecek ve keyif alı- nacak bir film. KEDİ GOZU VECDt SAYAR Ya Sizin Ülkenizde? "Bizim ülkemizde yıl dönümü Ve iş bitimi ve doğum günü Şans dilemek gerekir iyilere Çünkü bizim ülkemizde fyinin vay haline. Kimseye zarar vermeyen Bizim ülkemizde gider kündeye Ama kazanç Haydutlukla kazanılır ancak. Bir öğle yemeğine varmak bile Yüreklilik ister bizde Hani icabında ülkeler kuran yüreklilik. ölümü göze almadan Bir yoksula yardım edemez kimse. Yalan söyleyen, el üstünde tutulur Buna karşı gerçeği söyleyense özel koruma bulmalı kendine Bulamaz zaten." (1) • • • "Ya Sizin Ülkenizde?" diye soruyordu Bertolt Brecht, 1935 yılında Danimarka'da yazdığı ve bir Fransız dostuna gönderdiği şiirinde. 27 Mart "Dünya Tiyatro Günü"nüzü bu soruyla kutlamak istedim. Çünkü ben tiyatroya Brecht'le başla- dım... Çünkü yarından sonraseçim var: Bazı so- ruları yeniden sormanın tam zamanı... Yıllardan 1971; ülkemde darbe olmuş ve biz umudu yaşatabilmek için tiyatroya sarılmışız. Mekân, AST'ın o sıcacık sahnesi. Yılmaz Onay, Brecht'in "///. Reich'ın Korku ve Sefa/ef/"ni sah- neye koyuyor. Ben ilk dekorumu yapıyorum... Tiyatroculuk günlerimde Brecht'in çok sevdi- ğim oyunlanndan birkaçında çalışma olanağım oldu - sahne tasarımcısı olarak. Yılmaz Onay'la iki kez "III. Reich", Başar Sabuncu ile "Punti- la Ağa ve Uşağı Matti" ve "Schweik Ikinci Dün- ya Savaşı'nda", Rutkay Aziz'le "Jeanne d'Arc Davası"... "III. Reich"tan fazlasıyla alınan askeri rejim, ti- yatroyu kapatıvermişti. Ya "Jeanned'Arc"? Ge- nel provayı izleyen "sansür polisimiz" oyunu ya- saklamış, bütün çalışmamız boşa gitmişti. Ülke- mizin Brecht'i en iyi tanıyan tiyatro yönetmenle- rinden biri olan Yılmaz Onay'ın dilimize kazan- dırdığı "Bertolt Brecht-Bütün Şiirleri-2. Cilt"\ri\ karıştırırken o belalı ama coşku dolu yılları anım- sadım. İyi ki Yılmaz Öğüt gibi bir kahraman var da hâlâ böyle kitaplar yayımlanabiliyor günü- müzde. Bir "Dünya Tiyatro Günü"nde yapaca- ğınız en iyi şey, Mitos-Boyut Yayınları'nın birbi- rinden değerli tiyatro kitaplarından birini alıp okumak, bana kalırsa. Bir başka kitap da sanattan felsefeye, mizah- tan tarihe çok geniş bir yelpazede çok önemli kitaplar yayımlayan "Okuyan Us" yayınlarından çıkan VVilliam Shakespeare-Can Yücel'in "Ba- harNoktası". Can Yücel'in müthiş lezzetli Türk- çesinin yanı sıra tiyatro tarihimizin bir dönemini belgelemesi açısmdan da önemli bir kitap. "Ba- har Noktası"n\ 12 Eylül karanlığının ülkemizin üstüne çöktüğü günlerde Istanbul Belediyesi ŞehirTiyatrolarıTepebaşıSahnesi'ndesahnele- yen Başar Sabuncu, tiyatro ile direnen bir avuç sanatçının öyküsünü anlatıyor kitabın önsözün- de. Dünya Tiyatro Günü'nde kitap okumakla ye- tinmeyeceksiniz elbet. ödenekli ve özel tiyatro- larımızda pek çok güzel oyun var. Bir kısmından daha önce söz ettim. Son izlediğim oyunu öner- mekle yetineyim bugün. Orhan Alkaya'nın bü- yük bir ustalık ve titizlikle yorumladığı, Aziz Ne- sin'in "Hadi öldürsene Canikom "undan söz edi- yorum. Insanın yalnızlığını soyut bir zaman ve mekânda anlatmayı seçmiş Aziz Nesin. Orhan Alkaya ise öyküyü belirli bir döneme oturtmayı seçmiş ve metın üzerinde ciddi bir dramaturgi çalışması yapmış. Celile Toyon, Hale Akınlı ve Sezai Aydın, yönetmenin yorumuyla bütünleşen mükemmel bir takım oyunu çıkarmışlar. Banş Dinçel, her zaman olduğu gibi kusursuz bir iş ortaya koymuş. Istanbul ŞehirTiyatrolan'nın, en sorunlu dönemlerinden birinde böylesine bir oyun çıkarabilmesi, bu kurumu gözden çıkaran- lara bir uyarı olmalı. işte böyle Brecht Usta. Bizim ülkemizde de iş- ler kolay değil... Ama yürekli insanların sayısı da hiç az değil... Yarından sonra seçim var. "Şans dilemek gerekir iyilere..." [email protected] BUGUN • AKM'de Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın 19.30'da şef Matthias Marer yönetiminde vereceği 'Genç Virtüözler Haftası' konserinin solistleri Atilla Ademir, Özcan Ulucan, Erkin Onay ve Esen Kıvrak olacak. (0 212 251 10 23) • HARBİYE ASKERİ MÜZE'de 'Clker Mozart Günleri III' kapsamında saat 20.00 deki 'Caz Klasikle Buluşuyor' konserinin konuklan Ratko Delorko- Christoph Spendel olacak. (0 216 454 15 55) • BABYLON'da 23.00'te Trans-Global Underground Meets Mercan Dede izlenebilir. (0 216 454 15 55) • YAPI KREDÎ SERVET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'daki 'Cogito Atölyesi: Irigaray, Kristeva, Butler: Cinsiyet ve Farklılık' etkinliğinin konuşmacısı Zeynep Direk. (0 212 473 04 44) • BEYOĞLU TURKCELL BİNASI'nda, 'Sinema Kulübü* nde Güneş Karabuda Belgeselleri çerçevesinde 18.30'da 'Dünya Mirası Serisi' (son beş bölüm) gösterilecek. (0 212 473 04 44) M tSTANBLTL BlLGİ ÜNÎVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 14 30da ve 19.30'da "Saatler'. 17.00'de ve 21.30'da 'Frida' gösterilecek. (0 212 293 50 10) • YUNUS EMRE KLLTÜR MERKEZİ TURHAN TUZCU SALONU'nda saat 20.30'da Marmara Üniversitesi tletişim Fakültesi öğrencilerinin çektikleri kısa filmler gösterilecek. (0 212 661 19 41)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear