25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 g MART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 DİİŞ Turgut Alten, 1980 öncesi öldürülen 7TlP'lı gençten Serdar Alten'in babasıydı. Oğlunu kaybettikten sonra Sakarya Caddesi'nde kuşçuluk yapmıştı birsüre... Turgut Alten, düşümüze konuk oldu geçen gün. Hüznün uzattığı yüzüyle bakıyordu yine, elinde mavi bır muhabbet kuşu vardı. "Gördünüz mü?" dedı, "oğlumun katili serbest kalmış. 10yılyatmış da çıkmış. Herbir cana 1 yıl 5 ay düşmüş de çıkmış." 2023 rahatsızlığı TÜBİTAK, 21. yüzyıla girdiğimiz yıl Türkiye'nin geleceğe dönük "ulusal bilim ve teknoloji siyasası"n\ belirlemek üzere geniş kapsamlı bir hazırlık başlatmıştı. 50'yi aşkın kurum ve kuruluşun katılımıyla kurullar oluşturulmuş, ön toplantılar yapılmıştı. Bu hazırlığın adı da konmuştu: "Vızyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileh Projesi." Niye 2023? 2023, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümüydü de ondan. Atamasına dayanak gösterilen yasa maddesi hakkında Anayasa Mahkemesi'nce yürütmeyi durdurma kararı verilmesine karşın halen TÜBİTAK'ın "Başkanvekili" olan Nükhet Yetiş toplantılar düzenliyor. Ne için? "Sürekli Kurumsal Gelişim Projesi" için... Ne oldu? "2023" başlığını taşıyan tasan rafa mı kaldınldı? ankara kıı ISIK KAıNSU CHP Ankara anakent belediye baş- kan adayı Yılmaz Ateş, "Bizbirkad- royuz" derken doğruyu söylüyor. CHP'nin Ankara kadrosuna baka- lım: Altındağ'da çok zor koşullarda bü- yümüş, kendini yetiştirmiş, belediye- cilikte deneyim kazanmış bir isim var: Murat Uzun. Seçime asılıyor, içinden geldıği gibi halkla bütünleşiyor. Şan- sı yüksek. Çankaya'da Prof. Dr. Muzaffer Er- yılmaz, uygar yüzüyle merkezsağdan sola uzanan geniş yelpazede nere- deyse tek seçenek. CHP, Ankara'nın en önemli oy depolanndan biri olan Çankaya'da ezici çoğunluk sağladığı eski günlerine Eryılmaz ile dönecek, öyle görünüyor. CHP'nin bir önceki seçimde de be- ledıyeyi kazandıgı Yenimahalle'de Ufuk Ataç. bir parti disiplini örneği vererek yeniden aday yapılmamasına karşı kırgınlık göstermeyen şu andaki be- lediye başkanı Tuncay Alemdaroğ- lu'nun da destegıyle kaleyi koruma- da kararlı. Şentepe, Yükseltepe, Ufuk- Karayalçın niye çekilmeli? tepe, Ovacık, Kuşca- ğız ve Çaldıran mahal- lesi ile yoksulluğu solu- yan Keçiören'de Tahir Dinçer, toplumcu ta- sarımları ile hemşerile- rine ulaşıyor. Sağ oy- lardaki yüksek bölün- me, özellikle MHP'nin direnişi, Dinçer'in ara- dan sıyrılmasına ola- naktanıyor... .. Eskı belediye başkanı Selahattin Öcal, Mamak'ı çöplük olmaktan kur- taracağını dillendirerek seçime yürü- yor. öcal, hırslı, AKP adayının yıpran- mışhğını da arkasına alarak Mamak'ı sürüklüyor. Etimesgut'taki kaymakamlık döne- mınde halk tarafından "baba" diye anılan Mesut Sankaya, bu ılçenin hep sağa yenik düşen kötü talihini yenmek üzere. Gölbaşı'nın eskı bele- diye başkanı Erdal Eren, tanınmış ki- şiliği ile CHP'ye hatırı sayılır bir oy ge- tiriyor. Solun son yıllarda.en düşük oy aldığı Sincan'da Feyzi Ünal, hiç ka- ramsarlığa düşmeden canını dişine takmış çalışı- yor. CHP, işte bu kadroyla doğrudan AKP'ye karşı savaşım veri- yor. llçelerde yüksek tem- poda çalışan CHP adaylan, kendile- rine, ama öncelikle CHP'nin oy değir- menine su taşıyorlar. Oysa Murat Karayalçın'ın Anka- ra'da yalnızca iki ilçede adayı var. Bi- ri Altındağ'da, diğeri de Sincan'da. Her ikisinin kampanyası da çok silik. Şimdi oturup düşünmek gerek: Id- dialı, kazanma şansı yüksek her bir il- çe adayının taşıdığı suyla dereleri ır- mağa dönüştürüp yaratılan debiyi CHP'nin Ankara Anakent Belediye Başkanlığı'nı kazanması için mi kullan- mak doğru, yoksa o ırmağın önüne set koyup başka bir yöne yöneltmek mi? llçelerde sol seçmenin CHP'de birle- şeceği kesin. Bu oylarniye Ankara'nın yüreği, Anakent Belediye Başkanlığı için bölünsün ki? llçelerde CHP için oy veren seçmen niye anakentte bir baş- ka aday için zoriansın ki? Bunun man- tığı var mı? örneğin; CHP, en güçlü ol- dugu Çankaya'da geçmiş seçimlerde 200 bin dolayında -ki 28 Mart'ta bu oy toplamının, güven veren adayın da et- kisiyle artması beklenıyor- oy almış- tır. 200 bin oy, 2 mılyon 250 bin dola- yındaki toplam seçmenin yaklaşık yüz- de 9'u demektır. Demek ki, Ankara Anakent Belediyesi Başkanlığı için yalnızca Çankaya oylarıyla CHP yan- şa yüzde 9 ile başlamaktadır. Ozetle, eğer 28 Mart seçimlerinde CHP Ankara'da birkaç ilçeyi kazanır- ken, anakenti yitirirse, bu sonucun en büyük sorumlusu olarak Murat Kara- yalçın gösterilecektir. Siyasette saygınltğını sürdürmek is- tiyorsa eğer, Sayın Karayalçın'ın aday- lıktan çekilmesi, hem Ankaralılar hem de kendi siyasi geleceği açısından bir zorunluluktur. Biz, Türkiye'nin 2001-2005 yıllarını kapsayan 8. Beş Yıllık Kalkınma Pla- nı olduğunu bilirdik. Yanlış biliyormu- şuz. Devlet PlanlamaTeşkilatı'nın ve- rilerine göre, ülkemizin bir de üç yıllık "ön ulusal kalkınma planı" oluvermiş. Bu üç yıllık minik planımız, Yüksek Planlama Kurulu'nun 22 Aralık 2003 günlü karan ile kabul edilmiş. Beş yıl- lık kalkınma planları "genelde" TBMM'de kabul edilir ama "özelde" Planlamyoruz üç yıllık minik planımız TBMM'ye su- nulmadan kabul edilivermiş! Minik planımız konusunda, kendisi gi- bi kimi "minik" bilgiler edindik: Minik planımız, Avrupa Biriiği'nin istekleri çerçevesinde hazırlanmış. Şu rastlan- tıya bakın ki, minik planımızın geçerii olduğu 2004-2006 yılları için Dünya Bankası da Türkiye'ye "ülke yardım stratejisi" adı altında 4.5 milyar dolar- lık kredi vermeyi karariaştırmış... Bır "minik" aynntı daha: AB istiyor di- ye 26 ayn bölgede "bölge kalkınma ajansı" kurmak için harıl hanl çalışılı- yor, hatta yasa taslağı hazırlanıyor. Or- tada daha çıkanlmış bir yasa filan bu- lunmazken daha şimdiden 10 ayn "böV- ge kalkınma ajansı merkezi"nde "böl- ge kalkınma koordinasyon kurullan" oluşturulmuş durumda! Doğu Kara- deniz Bölgesel Gelişme Planı (DO- KAP) ise Japonya Uluslararası Işbirli- ği Ajansı tarafından "Nippon Koei" şirketine yaptınlmış durumda! Ulusal kalkınmayı unutun artık. Hem bölgesel kalkınmaya geçiyoruz hem de yabancılann eliyle planlanıyoruz... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicsk o turk.net YILMAZ ŞtPAL Sosyal Güvenlik Reformu'mın 5. Yılı: Bağ- Kur Ayhkları Sosyal Güvenlik Reformu Yasası adı verilen 4447 sayılı ya- sa ile, SSK ve Bağ-Kur"un malullük. yaşhlık, dul ve yetim ay- lıklanna uygulanan "gösterge ve katsayı sistemTne son veril- mîş, yerine TÜFE'ye bağımlı yeni bir uygulama getirilmiştir. 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nın, "Yaşhlık ayhğnun hesaplan- ması" başlıkJı 36. maddesi de değiştirilmiştir. Bu değışiklikle, 1 Ocak 2000'den geçerli olarak 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası"na göre, "Bağlanan yaşülık. malullük ve ölüm ayhklan, her ay bir önceki aya göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafindan açıklanan en son temel yıllı kentsel yeıier rüketici fîyatlan endeksindeki değişun oranlan kadar" arttınlması kuralı getirilmiştir. Tüketıcı Fıyat Endeksı (TÜFE) böylece. 1 Ocak 2000 günü sosyal güvenlik sistemimize ilk adımını atmıştır. 15 Ocak 2003 gün ve 2003 5145 sayılı Bakanlar Kurulu ka- ran ile yeni bir uygulama öngörülmüş ve "Yapüan arüş mik- tarlanm Ocak 2003 avhk ödeme tarihlerinden geçerti olmak üzere 1fla12. basamaklarda 100 mihon liraya, 13 ila 24. basa- maklarda 75 mihon liraya tamamlayacak miktarlarda a>lıkla- ra net olarak eklenmek surethie sos\«l destek ödemesi" yapıl- ması kararlaştınlmıştır. TÜFE artışlanndan kesilmek üzere yürürlüğe giren bu uy- gulamadan yararlanan alt smır ve ona yakın basamaklardan ay- Uk alan sigortalılar, 2004 \ılına, borçlu girmiştir. Bunun üze- rine, 5073 sayılı yasa ile Bağ-Kur"dan aylık alanlara da "Yapı- lan sos>al destek ödemesi tutaıian, gelir ve a>hklara eklenerek bulunacak geBr \e ayhklar (...) 2004 yıh Ocak a\ı ödeme döne- minden itibaren %İ0 oranında, 2004 yılı Temmuz ayı ödeme döneminden itibaren de bir önceki a\a göre %10 artünlarak" ödenmesi kararlaştınlmıştır. Böylece, TÜFE uygulaması Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. vılında askıya alınmış görünmektedir. 31 Arahk 1999"da 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nda 12. basa- mak için belırlenen gösterge 8.255 (sekiz bin iki yüz elli beş), uygulanan katsayı ise 12.000 (on iki bin) idi. Bu verilere göre, 12. basamak yaşlıhk aylığı %70 oran üzennden ve 5 milyon 850 bin lira sosyal yardım zammı ile birlikte, 75 milyon 192 bin lira idi. Bağ-Kur Yasası'nda "alt smır aynğT uygulaması- na son verildiği için, örneğimizi 12. basamak üzennden yaptık. 31 Aralık 1999 ıle 31 Aralık 2004 arasındaki 5 yıllık dönem için, Bağ-Kur 12. basamaktan ve %70 üzerinden hesaplanan aylığı: H A R B l SEMİH POROY semihporoy'f yahoo.com KEDl LEVO APTİLİKA aptulKa hotmail.com Sosyal Güvenlik Reformunun 5. Yıhnda Bağ-Kur Yaşlıhk Avhğı (Bin TL.) 12. Basamak (31 Arahk 1999-31 Arahk 2004 Dönemi) (Bin TL.) 5'nlhk Baj-Kur Avlığı 31 Arahk 1999 31 Arahk 2000 31.Arahk 2001 31 Arahk 2002 31 Arahk 2003 1 Ocak 2 ( 4 remmuz2004 31 Arahk 2004 5 Vıllık Amş Avlıö 69 342 99 636 16c "09 219 S6~ M9 86" 351 S54 38' C40 387 ("40 31" 698 S \ardim Zammı 5 85u 5 850 5 850 5 85U 5 85u 5 85U 5 850 5 850 ıj Toplam A\hk "5 192 105 486 1 "2 559 225 "17 332 052 35""04 392 890 392 S90 î92 s9û Artıs TL 0 30 294 6" 0"3 53 159 106 334 25 653 35.185 0 31"698 Yıllık »o O o0 00 0 40.29 "n63 58 %30 81 0 o45 48 %97 1 o 'c9 84 O o0 00 M22 52 31 Aralık 1999'da 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nda 24. basa- mak için belırlenen gösterge 21.560 (yirmi bir bin beş yüz alt- mış), uygulanan katsayı ise 12.000 (on iki bin) idi. Bu verilere göre 24. basamak toplam en yüksek (taban) yaşlıhk aylığı ° o90 oıan üzennden, 237 milyon 348 bin lira ıdı. 31 Arahk 1999 ile 31 Arahk 2004 arasındaki 5 yıllık dönem için Bağ-Kur 24. basamaktan %90 üzerinden hesaplanan aylı- Sosval Güvenlik Reformunun 5. Yıhnda Bağ-Kur Vaşhlık Avnğı (Bin TL.) 24. Basamak (31 Arahk İ999 - 31 Arahk 2004 Dönemi) 5 Vıllık Ba-Kuı \Uı|ı 3 Arahk 1999 |3" Aralıl2TOI' 3 Arahk 2'K)I 3 Aralıl2M2 3 Arahk 2 « 3 teak 2 (4 "emmu"2û(4 31 Aralık ^ıO4 5V l!llk rJtlŞ 0 o L "> Va^lılık Avlığı 232 S4S «34 5"4 559 802 7 38 307 887 500 Vb 250 1 f3S7 5 1 >T\ h75 851 027 S \ ardımı Zammı 4 500 4 500 4 500 4 500 4 500 4 500 4 500 4 Sflfi 0 Toplam A\hk 23"34S 339 074 5M3H2 "42.80" S92 00u 9Sı"50 1 Ü"8 ^ 5 1 0"S r ş 85102" Anıs TL 0 111 7 26 225 228 P8 5O6 149 193 88 "50 9" 625 0 851 02" Yıllık \ O o0 00 M 9 14 "o66 42 VM63 %20 09 o c9 95 »O 9 95 "nOOO V74 33 AMtter sonufLAitmt HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFABILGJN SECİM YATIRIMI J OLARAK ÇUVAL CVVALL PAPATES-SOĞAN DA5ITTLIYORMUŞ I. KAFAMÇAKİ CUVAL YÜZÜNt>EN SÎZÎ GOREMÎYORUM AtAA 7 SÎZ BENt SEÇİMLEROE &ORECEKSINÎZ " TAAAAMMI?.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Mart icinc.mxuntaz-arikan.com B/R TASLA IKl KUŞ ! Ş 77. AGT7K Y£TEGSİZ OLAN ÇÖf ytfKMA reSİ- SİMffiJ SO MEr&E VÛHZSEKl-İĞtMÖeKr UZMAfJL^ecA HAZI/Si-AA/AM PLy4M BİÇIMDE, yİME yrK/Mt PÜŞUNÜLE'M TBK A&47~- L/ yAP/MW ÜZE&/AJE D£r/eİLM/f CE, BACArC-A SıRLıKTE 8İMA t>/4 rEtSLE ZMANLAÇ, MC/İH/N BİNAYA DİP KJSMıfJOAfJ SÎR 8CU-ÛM MUÇLASDf. l'ŞİKt SOMUMDA, KOL./4YCA İPLE Ç.EKtLEU TAtC£>ZLA/S/ MCAM/M OEHGESrMt Y/ rt/SrP y/ACfCMASrfiJAfiJEOEMOLAAUÇTTJ.. SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Bir Yıl Sonra Irak: 'Şok ve Dehşef Peşrev faslında uzun uzun önce "Bağdat'tanya- şam kesitleri" izledik. Kimi bahçeye çukur kazı- yor, kimi erzaktopluyor, kimi de Bush'un "gerisa- yımını" yok varsayarak hiçbir şey olmamışçasına hayata devam ediyordu. Savaşı durdurmak için yollara düşen "canlı kal- kanlar" (Sahi onlara ne oldu, nerdeler?) ve Bağ- dat pazarlarında yapılan son TV röportajlannı ha- tırlıyorum. Birkaç gün içinde başlarına yağacak bombalan -savunma refleksıyle olsa gerek- hiçe sayan Iraklılar güle oynaya alışveriş ediyordu. "Savaş öncesi gerilim" Türkiye'de daha elle tutulur, gözle görülürdü sanki. Tezkere badiresin- den yeni çıkmış ve "Şimdi ne olacak?" kaygısı- na düşmüştük biz. Iraklıların öyle uzun uzun du- rup düşünme lüksü yoktu. Akıntıya koyvermişler- di kendilerini. Kontrol edemeyecekleri vegeri dö- nüşü olmayan biryazgıyateslim olmuş; "Olacak- sa olsun da bitsin şu iş!" moduna girmişlerdi. Akıllı bombaya ezanla cevap Banş yürüyüşleri, savaşı gereksiz bulan silah de- netçileri, süpermedyatik BM toplantıları, Chirac- Bush kavgası falan derken bir sabah -saat 4 su- larında- "Bağdat'ı vuran bombalarla" bambaşka bir dünyaya uyandık. Bu, ilk Körfez Savaşı'ndan çok daha garip ve çok daha "sürreel" bır dünyay- dı... İlk Körfez Savaşı'nın somut ve aşıkâr bir nede- ni vardı: Saddam Kuveyt'i işgal etmişti. Bu kez savaş için öne sürülen sebepler son derece de sudandı. Krtle imha silahları masalına kimse inan- mamıştı. Saddam'ın El Kaide bağlantısını ispat eden yoktu. Ortadoğu'ya "demokrasi getirmek proje- si" ileri sürülen gerekçeler içinde en gülünç ola- nıydı. Velhasıl nedenine birtürlü vakıf olamadığı- mız bir savaşla karşı karşıya kalmıştık... Karanlığa gömülen Bağdat'ın kubbelerve pal- miyelerarasından zor seçilen siluetine düşen "akıl- lı bombalar" resmi binaları, sarayları, bakanlıkla- n birer çıra gibi tutuşturuyor: camilerden bomba- lara "ezan sesiyle" karşılık verıliyordu. "lliştirilmiş gazeteciler" çöl fırtınaları ve tanklann içinden bu büyük "şok ve dehşet şovunu" yorumluyor; bize baştan sona "film gibi" bir savaş anlatıyoriardı. Saddam heykellerinin devrilmesiylegelen mut- lu son, "kurtanlmış lrak"\n habercisi olacaktı. Ve Amerikan askerlerini davul zurna, çiçeklerie kar- şılayan Irak halkı da bundan böyle refah, istikrar içinde yaşayacaktı. En yetkili ağızlardan ana ha- ber bültenlerinde bunları dinledik. Ancak hayat "Neo-con Thinktank"\&r ve Pen- tagon koridorlarında tezgâhlanan bu akıllara se- za senaryoya uymadı. Irak önce dünyanın gözle- ri önünde yağmalandı, ardından mezhep ve etnik gruplar arasında saflara ayrıldı. Aznar ilk kurban Bush'un banş, huzur, esenlik, güvenlik, de- mokrasi getirmek iddiasıyla kalkıştığı "operas-; yon" (!) on bin Iraklı sivilin ölümüne yol açtı; ül- ke bir iç savaşın eşiğine sürüklendi ve Irak, ulus- lararası terörün başkarargâhına dönüştü. Terö- rü önlemek şöyle dursun, savaş aksine daha çok teröryarattı. Dünya liderlerinin "derin devlet yalanları" bu arada tespih taneleri gibi ortalığa dökülüp saçıl- dı. Her birinin ne büyük birer manipülasyon, de- zenformasyon ve yalan makinesi olduğunu bire- bir gördük. Eh, bundan âlâ "şok ve dehşet" olabilir mi? Ama hayat tabii sürprizleıie dolu. Anlı şanlı Azor zirvesinin "üç silahşohanndan" Aznar hiç bek- lenmedik biçimde sandıkta devrildi gitti. Adı "B- liar"a (yalancıya) çıkan Blair tüm kredibilitesini yi- tirdi. Sıra şimdi Kerry'nin önümüzdeki kasım se- çimlerinde Bush'u alaşağı etmesinegeldi. Onu da görürüz inşallah! Az kaldı. Geri sayım başladı..." BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Küçük tes- ti. 2/ İki bü- yüklük arasın- daki bağıntı... Salâh Bir- sel'in bir şiir kıtabı. 3/Giz- liyer,köşebu- 6 cak... Cç ki- şiyle oynanan birkâğıtoyu- nu. 4/ Afri- ka'dayaşayan, bacaklan beyaz çiz- gili bir hayvan... Mi- marhkta "sahm" an- 2 lamında kullanılan 3 sözcük. 5/Bakla, fa- sulye, bezelye gibi 5 sebzelerde, içinde to- 6 humlann sıralanmış bulunduğu kabuk. 6/ 8 iki küçük tekerleği 9 olan, açık kadrolu bir motosiklet... Bir nota. II Na- zilerin politikasındaüstün ırka venlen ad... tri bir hıyar cinsi. 8/ "Yakın arkadaş, dost" anlamında; argo sözcük... Oylumlu. 9/lskambilde koz... Sa- zan familyasından bir balık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Tıpta, özellikle yüz kınşıklıklannı gidennekte kullanılan yılan zehin... Ford otomobilinin bir modeli. II Dövülmüş et, bulgur ve soğanla yapı- lan ızgara köfte... Eskı bir Türk sanatı olan kâğıt oymacılığına verilen ad. 3/ Toprak altında yaşa-" yan ve sebze bahçelerine büyük zarar veren bir böcek. 4/ Hububat tozu... Küçük çocuk ayakka- • bısı. 5/ "Mavi çanakta cacık / Peynirli — getirdi-. ler/ tstanbul'dayım sanki" (Nâzım Hikmet)... Yi- yecek bulamayan, yoksul kimse. 6/ Kadınlann • giydiği çarşaf... Karakter. 7/Bıkkınlık... Elazığ ilin-". de bir baraj. 8/Terazi gözlerinden her biri... Ko-, yun ya da kuzu kaburgası içine pirinç doldunıla-- rak yapılan bir yemek. 9/ "Akılsız, enayi'" anla-, mında argo sözcük.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear