25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 21 MART 2004 PAZAR 14 PAZAR KONUGU Emekli büyükelçi Turgut Tülümen y leABD 'nin tasarladığı Büyük Ortadoğu Pmjesi ile ilgili konuştu S Ö Y L E Ş I : LEYLA TAVŞANOĞLU leyla.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr Bir süredir dillerde ABD çıkışlı bir proje dolaşıyor. "Büyük Ortadoğu Projesi" (Greater Middle East Project) ya da BOP adı verilen bu proje kimle konuşursanız onun görüşüne göre şekilleniyor sanki. Yiyenin yorumuna ya da damak tadına kalmış muz gibi... Ne niyetineyersen ye... Kimi diyor ki, ABD Irak 'a yaptığı gibi bu bölgeyi "iyice adam etmek için " projeyi hazırladı, çünkü burada ılımlı Islama ve demokratik ülkelere ihtiyacı var. Eh, Amerikan mönüsünün ilkyemeği anlaşılabilir gibi... Kimileri buna bir de peîrol sosunu ekliyor. Oluyor mu size kokulu bir bulamaç... îslami teröre de son verilmesinin amaçlandığı eki yapıldığında hiç kuşkusuz yiyen tadına doyamayacak. 'lyi de bu hazreti BOP gerçekten neyin nesi" sonısundan yola çıkarak bölgeyi iyi bilen tran 'da Humeyni ihtilalini yaşamış olan emekli büyükelçi Turgut Tülümen 'le konuşuyorum. Bana, bunun tabii kipetrolle ilişkilendirildiğini söyledikten sonra, "Bu bölgenin ülkelerinin liderleri ve siyasileri bir araya gelip çıkış noktalan üretmeleri lazım. Yoksa bizlere zorla bir şeyler yaptıracaklar. Bunlann hepsi de demokratik BOP havası içinde olacak " diyor. Büyük oyunlar oynanıyor- Son zamanlarda çok sözü edilen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) nedir, neden buna gerek duyuldu? TÜLÜMEN - Büyük Ortadoğu Projesi'nden (BOP) önce Avrasya Projesi çıkmıştı. O arada BOP dıye birtakım söylemJer oluyordu. Avras- ya Projesi, Hazar bölgesiyle Ortadoğu'yu pet- rol açısından birleştirmesi nedeniyle ılginç bir durum yaratıyordu. Bunun ardından Amerikalılann Büyük Orta- doğu Projesi önerisı çıktı. Bunun da eski dü- şüncelerden biraz farklı olduğunu sanıyorum. - Aralarında nefark var? TÜLÜMEN - Eski düşünceler daha çok coğ- rafi baz üzerinde yoğunlaşmıştı. Bunda ise da- ha farklı olarak Ortadoğu'ya demokratik bir süreç getirilmek isteniyor. Bunu da ABD'de düzenlenen bazı work-shop'lardakı raporlan okuyunca anlayabiliyorsunuz. Ortadoğu yeni baştan örgütlenecek, belki sınırlar da yeni baş- tan çiziiecek. Ve bunlann sistemi de Batı'nın sıstemine benzeyecek. Orada .ABD başı çekti- ğinden muhtemelen de ABD sıstemine daha ya- kın olacak. Aydınlığa kavuşacağız -İyide, neden ABD Ortadoğu 'yu, deyimye- rindeyse, böylesine harmanlama gereğini duy- du? TÜLÜMEN - ABD'nin versiyonuyla bu ye- ni bir oigu Tam ortaya çıkmadı. Her yerde pa- neller düzenlenmeye başladı. Bu panellerde fi- kirler ortaya konuyor. Bütün bu fikirler topla- nıp bir süzgeçten geçirildikten sonra tam ola- rak aydınlığa kavuşacağız. - Yani ABD, işifazla ortaya dökmeden bu toplantdar ve panellerle bütün kesimlerde na- bız mı yokluyor BOP için? TÜLÜMEN - Dünya, üretim merkezlerine (think tank) fikir ürettirir. O fikirler icerikleri açısından bizim kırmızı çizgilerimiz gibi değil- dir. Devamlı bir değişime tabi tutulabılir. Dünya. Soğuk Savaş sonrasında aniden bir boşlukla karşılaştı. Çünkü Soğuk Savaş'ta na- sıl galıp çıkıhr fikirleri tartışılırken ben NA- TO'da daimi delege yardımcısı olarak görev- liydim. Ve NATO Konseyı çalışmalannın ağır- lıklı bölümü daimi delege yarduncılan düze- yindeki takviyeli Sıyasi Komite'de tartışılır, geliştırilirdi. O komıtede AGÎK'in (A\Tupa Güvenlik ve Işbirlığı Konferansı) temellenrun nasıl atılabı- leceği düşünceleri geliştirildi. Helsinki Nihai Se- nedıyle sonuçlanan bu görüş manzumesinin tar- tışmalan yapıldı. Biliyorsunuz, orada ünlü bir üçüncü sebep vardı. Duvar yıkıldı -Neydio? TÜLÜMEN - Üçüncü sebep insanlann, bil- gilerin ve haberlerin serbest dolaşımını içeren bir fikir grubuydu. Bu da komünizmi çökerten süreç oldu. Çünkü o çatlaklan yarattı. Orada sa- dece Berluı Duvan değil, bilgi, iletişim duvan da vardı. O duvar böyle yıkıldı. Nıtekim Kissinger bir kitabmda. "Biz bir cümMkfikirk komünizmiyıkük" dıye yazmış- tı. Esası da budur. Sanıyorum. Amerikalılarda, "Doğu Bloku'nu böyle yıktun. Şimdi, bu dün- yayıda benzer fikirterJe yola geörebiür miyim?'' düşüncesı var. Irak'a müdahalenin gerekçelerinı hahrlarsa- nız. kıtle imha silahlannın ele geçirilmesi, Sad- dam rejiminin devrilmesi ve demokratik düze- nin getirilmesiydi. Kitle imha silahlan hâlâ bu- lunamadı, Saddam rejimi devrildi, ama sonuç alınamadı; şimdi demokrasi de yürümüyor. Çunkü demokrasiyi hiçbir zaman yaşama- mış uluslara bunu tepeden inme kabul ettiremez- sinız. Doğu Avrupa ülkeleri geçmişte demok- rasiyi kısa süreli de olsa yaşamışlardır. O yüz- den demokrasiye Rusyaya kıyasla daha kolay uyum sağladılar. Ruslar ise tarih boyunca de- mokrasi dıye bir düzeni yaşamamışlardı. - Peki, Türkiye 'de demokrasi var mı? TÜLÜMEN - Tam yok. Biz bıle 81 yılda de- mokrasiye tam uyum sağlayamadıktan sonra Iraklılar iki üç yılda bu işi nasıl yaparlar? Ortadoğu'da şeyhlik var, feodal düzen var. dik- tatörlüğün her türlüsü var. Ortadoğu halklan yol gösterici bir başkanın varlığına koşullandınl- mış Doğru dürüst bir eğitim. kültür düzeyleri yok. Hasbelkader o bölgeden petrol çıkınca zengin olmuşlar. Bir kısmı eğitim görmüş. Zaten eği- tim görenler o halklan yönetiyor. Buraya ani- den demokrasi getiremezsiniz. Öte yandan Paris'e giren Amerikan askeriy- le Bağdat'a giren Amerikan askeri arasında bir kı> aslama yapın. Irak'ta baştan bir heyecan var gıbı görünse de hemen sonrasında patlama üze- rine patlama meydana geliyor. Buna hepımiz tanık oluyoruz. ABD de bu işten nasıl çıkaca- ğını bılemiyor. ABD güya 1 Temmuz'a kadar yönetimi dev- TURGUT TULUMEN 1929 İstanbul doğumlu. Ortaöğrenimini istanbul Galatasaray Lisesi 'nde, yükseköğrenimini A Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Şubesi'nde tamamladu Dışişleri Bakanlığı *na girdikten sonra bakanlığın pek çok merkez ve dış görevinde bulundu. 1976'da bakanlığın Kıbrıs-Yunanistan İşlerinden Sorumlu Genel Müdürlüğü görevine getirildi Bu görevi sırasında ABD silah ambargosunun kaldınlmasıyla sonuçlanan çalışmalan koordine ettu 1978-80 arası İran ihtilalisırasında Taftran, 1980-84 arası Polonya'da Dayamşma Sendikası 'mn mücadele yıllannda Varşova Büyükelçiliği yaptu 1984-86 arası Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü oldu. 1994 'te emekliye aynlmadan son görevi de sekiz Latin Amerika ülkesinde akredite olarak Caracas büyükelçiliğiydL Diplomasi yaşamıyla ilgili anılarını topladığı pek çok kitabı yayımlandu redecek. Bir de kasım ayında ABD'de başkan- lık seçimleri var. O zaman da bir şey yararma- lan gerekiyor. Bence BOP görüşü bu sıkışık or- tamın çıkış yolu gibi düşünülmüş bir olgudur. Kendileri zorla yaptıramayınca, "Acaba baş- kalannın desteğiyie bu iş yürür mü" sorusun- dan yola çıkarak onun deneyimini yapıyorlar. Dünyanın bir numaralı rezervl - Haziranda yapdacak G-8 ler ve İstan- bul'dayapdacak NATO zirvelerinin ö'nemlibir gündem maddesiniBOP 'un oluşturacağı söy- leniyor. Sizce NATO zirvesi ve G-8'ler bunu hangi yönleriyle ele alacak? TULÜMEN-Evet. hatta NATO zirvesinın ka- sıtlı olarak tstanbul 'da yapılacağı söyleniyor. Ön- ce Bush gelecek, gelmeyecek dendi. Ama Is- tanbul'a gelmekle kahnıyor, önce Ankara'yı zıyaret ediyor. Bunun arkasından Türkiye'ye şu- nu şunu yapar mısınız diye öneriler de gelecek hiç kuşkusuz. Asluıda çok kritik bir döneme giriyoruz ve burada ilginç bir şey var. - Nedir o? TÜLÜMEN-BOP'uneskıtarifindeKafkas- lar, Orta Asya var, ama son tarifinde bu ikı böl- ge çıkanlmış. - Bu iki bölgenin çıkarılmasındaki amaç Rusya 'yı tahrik etmemek olmasın? TÜLÜMEN- Büyük olasılıkla böyle. Benim yorumum böyle. Çünkü Avrupa Güvenlik ve Iş- birliği Konferansı'nın (AGÎK) başanya ulaşma- sı ABD ve Sovyetler Birliği'nin uzlaşmasıyla mümkün oldu. BOP'ta da bunun mikro düzeyde sistemini kurmak isterseniz yine Rusya'yla beraber ol- manız lazımdır. Bunu Rusya'ya karşı yapamaz- sınız. Çin ve Japonya AGÎK'te yoktu, ama Rusya vardı. Rusya'nın artık NATO'yla da, Avrupa Kon- seyi'yle. AB'yle de bağlantısı var. - Irak istilasının çok büyük ölçüde bölge- deki zengin petrol rezervlerini kontrol altına almak amacıyla yapddığını bildiğimize göre acaba BOP'un hazırlanmasmdakien önem- li kaygı petrol mü? TULUMEN - Ben başka bir şey duydum. Kerbela'nın altında dünyanın en büyük petrol rezervlerinden iki numaralısınınkine eşit mik- tarda petrol rezervi varmış. tkisini birleştirdi- ğiniz zaman dünyada bir numara olması gere- kiyor. Üstelık de çok ucuza mal olabilecek bir petrol oldugu söyleniyor. Dolayısıyla, gördü- ğünüz gibi oyunlar büyük. NATO'nun da gele- ceği bu şekilde ortaya çıkacak. AB, îspanya'da darbeyi yedi. Ben ayn düşünürüm, tehdit yok, filan diyemez artık. Artık Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasf yla (AGSP) NATO'nun uyumu ya da uyumsuzluğu tartışmalan eskisi kadar güçlü olmayacak. - Kurulacak 60 bin kişilik Avrupa Ordusu 'na sonunda NATO'dan destek istemek zorunda kalmadılar mı? TÜLÜMEN - Avrupa artık değişik bir Avru- pa. Nüfusu yaşlanmış. Eleştiri de olmayınca hiçbir şeye aldırmıyorlardı, "Savunmamızıbiz kendi başımıza yapanz" dıyorlardı. Bunu yapamayacaklannı anladılar. Öyle olun- ca da artık her şey bıraz ABD'nin ıstediği doğ- rultuda gelişecek. - Yani Pax-Romana örneği, şimdi de Pax- Americana 'yı mı yaşıyoruz? TÜLÜMEN - Ister istemez... Size bir nokta- yı daha hatırlatayun. Sanıyorum yıl 1987'ydi. Kissinger, Hoistetter ve Huntmgton, Körfez'e karşı saldınnın çok gündeme geldiğini ve NA- TO'nun burayla yakından ilgilenmesi gerekti- ği konusunda bir fikirler dizisi oluşturmuşlar- dı. Ama bu tutmadı. Ama onun arkasından 1991 'de Körfez Savaşı geldi. Demek ki daha ön- ceden birtakım tehlikeler görülüyordu. Tabii bu da bızı petrolc getırıyor. Herkes, "ABD Irak'a petrol için girdi" diyor. Petrol krizinin etkileri bugün tam tazeliğini korumuyor. Ben iki pet- rol üreticisi ülkede, hem Iran'da hem Venezü- ella'da büyükelçilik yaptım. Ihraç ürünlerl yavas yavas yükseldl -Siz Tahran 'aŞah dönemindegittiniz, ama orada Humeyni ihtilalini de yaşadınız, öyle değil mı? TÜLÜMEN - Evet, Tahran"da Petrol Üreten Ülkeler Örgütü'nün (OPEG) kuruculanndan hem Şah'ın hem de Caracas ta Venezüella Dev- let Başkanı CarJos Anrdes Perez'ın düşüşünü gördüm. Petrolün en pahalı ve zor bulunur olduğu dö- nemde en yüksek fiyatı varil başına 40 dolar- dı. Ama Batı'nın ihraç ürünlerinın fiyatı bırden fırlamadı. Ya\aş yavaş yükseldı. Bu arada pet- rol üreten ülkelere çok yüksek miktarda dövız aktarmaları oldu. Dünya ekonomisı altüst ol- du. Bunun dengelenmesi asgari 20 yıl aldı. Bu arada Batı'nın ıhraç mallannın fiyatlan da petrol fiyatının artışıyla eşitlendi. Örneğin eskiden 2 bın 500 dolara aldığınız bir otomo- bili bugün 25 bin dolara alıyorsunuz. Petrol üretici ülkeler de petrolü \aril başına hâlâ 30 dolardan sattığını söylüyor. Ama aslın- da çok borçlandılar, çok fazla harcama yaptı- lar ve battılar. Iran. Irak öyle battı. Halkta da müthış bir tepki uyandı. Zaten daha önce ABD'nin ülkedeki aşın var- lığına karşı çıkan Humeyni vardı. O bayrağı açınca, kültür şokunun yarattığı tepkiyle halk kurtuluşu dininde aradı; Humeyni'nin peşinden koştu. 20 yıl sonra petrol krlzl çıkar - O arada yolsuzluklar ve hortumculuklar da tuz biber ekti mi? TÜLÜMEN-Bir felaket oldu. Bakın. bugün petrol üreticisi ülkelerden ayakta kim kaldı? Artık OPEC adını hiç duyuyor musunuz? tran'ın. Irak'ın,Nijerya'nın, Endonezya'nın, Cezayir, Suudi Arabistan, Venezüella'nın ne halde olduklan belli. Sadece çok küçük bir iki Arap ülkesi var. Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirliklerigibi... Bu arada Suudi Arabistan Vahhabilik suçla- masına maruz kalınca onun durumu da çok sal- lantıda kaldı. Aramco orada bitmeküzere... Üs- telik ABD, askerlerini Suudi Arabistan dan çek- ti. Ben bir şey öğrendim. tki büyük petrol üre- ticisi ülke üretimlerini düşürdükleri zaman eko- nomik kriz çıkar. Ama üçüncü bir petrol üreti- cisi ülke de onlara katılırsa bunun sonu felaket- tir; savaştır. - Peki, İran-Irak Savaşı diyelim ki o dönem Kuveyt'e sıçrasaydı ne olurdu? TÜLÜMEN - O dönem bazı Batılı ülkelerin büyükelçilerine ben aynı soruyu yönelttiğim- de bana. "ABD müdahale eder, üçüncü dünya savaşı çıkar" demişlerdi. - Peki, bugün neredeyiz? TÜLÜMEN-Buna çok iyi bakmak lazım. "15- 20 yil sonra bugünkü petrol uretimi katlanma- dığı takdirde petrol krizi çıkar. Çıktığı zaman da eskisini araür." Kırk elli yıl sonra petrol rezerv lerinın zaten tükeneceği hesaplanıyor. Şimdi birtakım alter- natif enerji kaynaklarına yöneliniyor. Köktendinci terör Batı'yı sarstı - Bu arada Rusya 'nın konumu nedir? TÜLÜMEN - Rusya sıkışık. Putin eski bir KGB ajanı olarak birtakım işlere akh çok yat- kın. Ama Rusya ekonomik olarak çöktükten sonra eski süper güç olma durumunu yakalaya- mıyor. Eski teknolojisi ve eski silahlanyla ABD'yi nasıl yakalayacak? Geleüm Çin'e... Evet, Çin ekonomik açıdan büyük potansiyel, ama teknolojik açıdan ne du- rumda, ona bakın. Soğuk Savaş döneminde bir kavram \*ardı. "İlk darbe yeteneği'' (fırst strike capability) diye. Yani, karşı tarafın nükleer si- lahlannı hızh davranıp siz vuruyorsunuz. O ar- tık kolunu dahi kıpırdatamıyor ve mahvoluyor. Ama onun kolunu kanadını kıramazsanız ve o da size darbe indirirse siz de büyük zarara uğ- ruyorsunuz. Onun için ilk darbe yeteneğini ya- kalamak esastır. Ama ne Sovyetler Birliği ne de ABD o dönem bu nrsatı yakalayamadı. Derken, Sovyetler Birliği "Yüdızİar SavaşTyla ABD'nin bu firsarı yakalayacağını sezinleyince anlaşma yolunu seçn. Böylece sılah ve fuze indirimi an- laşmalanyla Soğuk Savaş "ın gergınlığını düşür- düler. Ama bu arada Sovyet Sistemi olayı kal- dıramadı ve çöktü. Dolayısıyla Sovyetler Birli- ği aniden çökünce Batı hazırlıksız yakalandı. - Yani Baü, özellikle de ABD, Sovyetler Bir- liği'nin çöküş zamantna hatır değil miydi? YaniABD 'nin hesaplarından önce miSovyet- ler Birliği çöktü? TÜLUMEN-Evet, hazırlıksız yakalandı. Ay- nen Baba Bush'un söylediği gibi yerine koya- cak bir düzen geliştırilmemişti. Benim kanım, ABD bunu beklemiyordu. Ama So\yetler Bir- liği'nin ipini çeken ABD'nin teknolojik sıçra- ması oldu. ABD'nin motoru zor ısınır, ama ısı- nınca da kimse onu tutamaz artık... Bakın, Rusya ve pek çok eski Sovyet cumhu- riyetinin NATO'yla belli ilişkileri kuruldu. Bu arada öbür Ortadoğu ülkeleri açıkta. Şimdi ora- ya BOP dıye ABD geliyor ve orada yeni bir dü- zen kurma çalışmasına girişiyor. Bu düzenin ne olacağını da pek az insan biüyor. Bekleyip gö- receğiz. Entegrasyon hareketlerl - Bu çok gergin bir bekleyiş olmayacak mı? Yoksa başımıza yine epeyce dertler mi açıla- cak? TÜLÜMEN-Onu bilemem, ama NATO'nun hazirandaki zirvesine kadar bekleyip göreceğiz. Orada da yüzde yüz bir karar çıkıp çıkmayaca- gı kesin değil. Bir tarafta entegrasyon hareket- leri hızla gelişirken Ortadoğu'nun çürük diş gi- bi kalması zaten yürümeyecekti. Ortadoğu'dan daha geri olan Afhka var. Sıra bir gün Afrika'ya da gelecek. - Bir de köktendinci terörün Baü'ya verdi- ği tahribat da çok önemli bir etken değil mi? TÜLÜMEN - Tabii, köktendinci terör Batı'yı çok sarstı. Bakın, ben tran devrimini yaşayan bir kişi olarak olayı çok yakından izlemiştim. Iran'da- ki bütün laik unsurlar bıle Humeyni çevresine toplanmışh. Çünkü yolsuzluk, rüşvet, hortum- culuk düzeni, para için her şeyin mubah görül- mesi halkın büyük tepkisini çekmişri. Ben bu- na, kültür şoku diyorum. Bazılan şaşınyor. O dö- nemde Ingiliz Büyükelçisi'yle konuşmuştum. Bana. "Bab yanbsı görünmek için isin cükını çı- kannlar" demiştı. Bir kere büyük bir gelir ada- letsizliği \r ar. tnsanlan evinizde çalıştınyorsunuz. Sizin yaşamınızla kendi yaşamını karşılaştınyor. Kendi yerine döndüğünde de "Benim ondan ne- yim eksUc?" diye sorgulamaya başlıyor. Bakın, geçmişte pek çok şey yaşandı. Bundan sonra da hep o geçmişten ahnan dersler günde- me gelecek. Şimdi ABD, "Köktendinci Islamia uziasamadnn.Acaba bununıhmlısıvar mı?" ara- yışı içinde. Çünkü ABD'nin bir gün Islam dün- yasıyla banşması lazım. -ABD hep döne dö'ne hata üzerine hatayap- mıyor mu? Burada da bir takımı ılımlı Müs- lüman sanıp desteklemedi mi? TÜLÜMEN - Biz diplomatlar iç politikaya kanşmamaya ahşığız. Ama emekli olunca da daha rahat konuşuyoruz. Türkiye'ye ilk dini ser- maye 1980'li yıllarda (Özal döneminde) Suudi Arabistan'dan geldi. Hatırlayın, Faysal Finans, Kuveyt Türk Bankası gibi... Biz Suudi Arabis- tan'ın ne olduğunu daha yeni keşfediyoruz. ABD de yeni keşfediyor. Belki farkındaydı, ama çıkar- lan elvermediği için bir şey yapmıyordu. Bugün bir tarafta Vahhabilik, bir tarafta Şiilik var. Bu- nun ortasından ılımlı bir Islam çıkacak mı? Gö- receğiz. ABD'nin arayışı da bu. Kendileri her şe- yi bildiklerini sanıyorlar. Ama bazı Amerikah uz- manlann tslam üzerine yazdıklan bazı kitapla- ra bakıyorsunuz, ABD'nin çıkarlan doğrultusun- da yorumlara yer verilmış. Bakın, bu bölgedeki ülkelerin liderlerinin ya da birtakım yetkilileri- nin bir araya gelip bazı çıkış noktalan üretme- leri lazım. Yoksa bizlere zorla bir şeyler yaptı- racaklar. Bunlann hepsi de demokratik BOP ha- vası içinde olacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear