25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet M 32 yaşındayken bu dünyadan göçen dostu anmak için 18 dağcı, siz bu satırları okurken Ağrı'dayız skender,dağ kazalarıve risklerNASUH MAHRUKÎ eundan tam 4 yıl önce, 29 Şubat 2000 gıbi çok özel bir tarihte, 32 yaşınday- ken bu dünyadan göçen dostlsken- der'i (Iğdır) anmak içın 18 dağcı. siz bu satırlan okuduğunuz sırada Ağrı Dağı'ndayız. Onsuz ge- çen yıllarda bütün acımıza rağmen herkes gibi biz de kendimizi hayatın normal koşturrnacasına kap- tırdık. Günler, haftalar, aylar birbirini kovaladı. Gö- zümüzü kapattık açtık, dört tane 365 gün geçtı git- ti. Her şeye rağmen hayat hâlâ devam ediyor ve hâlâ çok güzel. Şubata kızmıyoruz, tıpkı kışa, da- ğa veya buzula kjzmadığımız gibi. Iskender'in seç- tiği bu tanrısal kombinasyona insan nasıl kızar. Bir şeye kızdığımız yok da sıranın bozulmasına birtür- lü alışamadık. ölümler ne kadar acı olursa olsun, hayatın bir parçası, en az onun kadar doğal ve en az onun kadar hayata, insana ait. Bu gerçeği artık beyni- mize kazıdık ama yine de hiçbir şubat ayında o sevecen ruhu unutmadık. Onu seven dostlan ola- rak her yıl şubat ayının son haftasını ona ayırdık. Artık geleneksel hale getirdiğimiz anma tırmanış- lanmızı tam olarak çözemediğimiz duygularla ya- pıyoruz belki ama içimizde öfke, kızgınlık, küskün- lük yok. Hikmetinden sual olunmayacağını biliriz, sadece paylaşamadıklarımıza üzülüyoruz. Isken- der yaşarken olduğu gibi giderken bile ders ver- mışbize. Yıllardırsevdiklerimıze, dostlanmızada- ha sıkı sanlıyoruz. Olur a, onlar da bir gün erken- den gitmek isterler diye. Iskender belki fiziksel olarak aramızda yok Uludağ Kimliğini Arıyor MUZAFFER ERGÖZ Hiç uzun lafa gerek yok. Uludağ gerçek bir S.O.S ve- riyor. Bunu bizsöyle- miyoruz. Bayramda Uludağ'daki tüm otel sahipleri her dönem iktidarda kim varsa onu davet eder ve acı sorunlannı dile getirirler. Sonra o ik- tidar gider sorunları ile otelciler baş- başa kalırlar. Geçen bayramda çok iyi bir sporcu ve kayakçı olan sayın Kür- şat Tüzmen ile yine Uludağ'da bira- raya gelip yılların biriktirdiği sorunla- rı masaya yatırdılar. Işte size masaya yatan sorunların başiıkları; I - Telesiyej ve teleski kartlarının tüm tesisler için geçerli olması (Tek kart uygulamasına geçilmesi) 2- Otopark ve ulaşım sorunu. Yol güvenliği ve yol yardımı 3- Yarım kalan mevcut 4. Revi- ze ve planlama çalışmalarının deva- mının sağlanması 4- Devlet Işletmeleri ve tesisle- rinin özelleştirilmesi (Amacına uygun kullanılması) 5- Elektrik ve telefon hatlarının havai hat olması nedeni ile çok sık meydana gelen anzalarve görüntü kir- liliği. Televizyon yayınları için kablolu yayın ihtiyacı 6- Doğalgaz ısrtma sorunları 7- Kanalizasyon ve altyapı prob- lemlerinin çözümü 8- Giriş gişesinden elde edilen gelirin vilayetin ve Uludağ Koop. de- netiminde Uludağ için harcanması 9- Uludağ'ın 1. ve 2. bölge ola- rak değil bir bütün olarak ele alınma- sı 10- Pistlerde meydana gelen kazalarda ve kurtarma faaliyetlerine jandarma yerine sivil ve profesyonel ekiplerin kullanılması. Pist güvenliği (Kar motorlannın hizmet dışında pist- lere sokulmaması) I1 - Çöp toplama hizmetlerinin yeniden organize edilerek daha faal hale getirilmesi 12- Uludağ çevresinde yol gü- zergâhında başıboş dolaşan yoğun erezyonun sonucunda meydana ge- len heyelan, pistlerin çimlendirilmesi Ört ki ölem! Şu yukarıdaki gündem madde- sine defalarca göz atar mısınız. Ada- ma sormazlar mı bugüne kadar bu so- runların her bir tanesine bir yılınızı ayırsaydınız bu sorunlar ortadan kalk- maz mıydı? Elbette kalkardı ancak, perde gerisinde yatan neden ne ki diye biraz da hınzırca düşünmekte yarar var. Kısaca otel sahipleri devlet yet- kililerine diyorlar ki "Siz kaçağı orta- dan kaldınn ama benim kaçağıma dokunmayın, sizişportayı önleyin be- nim işportama dokunmayın." Bu ku- ral parçalı iktidariar döneminde kimin menfaati halel görüyorsa öbür iktidar sahiplerine yanaşınca sorunlar çözül- meden kör topal bugüne geldi. ama bir sembol olarak hep var. Her hafta sonu AKUT'ta ağıriadığımız ve kapsamlı bir eğitim ver- diğimiz 20 kadar, 9-12 yaş arasındaki kardeşle- rimize ömek AKUT'lu olarak Iskender abilerini ta- nıtıyoruz, onun güzel yüzünde yansıyan AKUT ru- hunu öğretiyoruz. Iskender'i yttirdiğimiz günlerde ıçimiz kan ağ- larken, ruhumuz henüz onun acısını bütün şidde- tıyle yaşarken, daha onu toprağa bile vereme- mişken hiç tahmin edemeyeceğimiz bir şey ya- şadık. O sürecin acısı içinde böyle bir şeyin ola- bileceği, böyle bir şeyin yaşanabileceği aklımıza bile gelmemişti ama insan sürekli bir şeyler öğre- niyor, iyi ya da kötü. Yaşıma rağmen kötülüğün envai çeşidini gör- düğüm için, genellikle duygulanma hâkım olma- yı fazla zorlanmadan beceririm. Ama her yıl Isken- âer'i anmak için Ağn Dağı'na gittiğimızde, kaza son- rası süreç aklıma geldıkçe içımcle kızgınlık ile ka- nşık bir acıma, bir utanma belıriyor. Kötü niyetle- rine kızıyorum, zavallılıklarına acıyorum ve bunu yapanlaryüzünden insanlığımdan utanıyorum. Is- kender'in cenazesini daha Istanbul'a getiremeden kaza hakkında spekülasyonlara başlayanlara ve kazayı 52 gün boyunca ta ki Iskender'in babası Yusuf Amca bu acıya dayanamayıp evladının ya- nına gidene kadar, yalancı işbirlikçileriyle gazete köşelerinde ve televizyon programlarında gün- demde tutan ve yaptıklanyia belki de bir cana mal olan, gazetecı ahlâkı ile uzaktan yakından ilgisı ol- mayan bu sözumona gazetecılere şunlan sormak isterdim: Bu ülke bugüne dek yaklaşık 32-33 dağ- cısını dağ kazalannda kaybettı. Bunlardan hangi- sini köşenızde veya programınızda bir satır veya 15 saniye olarak haber yaptınız? Bu ülke iki Dağ- cılık Federasyonu başkanını dağ kazalannda kay- betti ve ikisi de en fazla 3 gün gündemde kaldı da Iskender'in kazasını babacığı da bu acıya daya- namayıp göçene kadar neden gündemde tuttu- nuz? Son dört yılda, Ağn Dağı'nda kritik hatalar sonucunda Sertaç (Tümerdem) ve Türkiye'nin yetiştjrdiğı en deneyimli dagcılardan ikisi, Uğur(Ulu- ocak) Kırgızistan'da ve AKUT'un en güçlü takım liderlerinden Kürşat (Avcı) Demirkazık Dağı'nda hayatını kaybetti. Iskender'in kazasında dağcılık Sezonun hareketli günlerinde pistlerin denetimi gündeme geldi avaan sorunlarJ \^ Uünyanın ileri kayak merkezlerinde, kayak öğretmenleri ve kayak okullarına bağlı, güvenlik sağlayıcıları diye ayrı bir organizasyon dahavardır... Ski Patrol adı verilen bu güvenlik sağlayıcıları, eski deneyimli kayakçılardan meydana getirilmiş ve belli bir eğitim verildikten sonra pistlerin güvenliğini sağlamaları için görevlendirilmiş lerdir. YUCEL DONMEZ K ayak sezonu- nun hız kazan- masıyla kayak yapmak isteyenlerin kafa- sında yine kayak pistlerin- deki denetim eksikliği şe- killeniyor... örneğin Ulu- dağ'da kayak yapan bu spo- run tutkunları, kayak ya- parken bir riski de kabul- lenmiş olduklarının rahat- sızlığını yaşamaktadırlar... Dünyanın ileri kayak mer- kezlerinde, kayak öğretmen- leri ve kayak okullanna bağ- lı, güvenlik sağlayıcıları di- ye ayn bir organizasyon da- ha vardır... Ski Patrol adı verilen bu güvenlik sağlayıcılan, es- ki deneyimli kayakçılardan meydana getirilmiş ve belli Snovvboard ve kayakta 2. Bonus Snow Masters Yanşlan, geçtiğimiz hafta Bursa Uludağ'da yapıldı. Itatyan Pisti'nde yer alan Grand Yazıcı Snow Park'da gerçekleştirilen kış sezonunun ilk kapsamlı snovvboard ve kayak yanşlanna, toplam 58 sporcu katl- dı. Son dönemde snovvboard ve kayak or- ganizasyonlannın artması bu spora olan il- ginin ne kadar arttığının göstergesi oldu. bir eğitim verildikten sonra pistlerin güvenliğini sağlamaları için görevlendiril- mişlerdir. Kayakta güvenliği sağlayanların işi, sürek- li pistlerde dolaşmak ve kazalara yol açacak durum- ların önüne geçmektir. Türkiye'deki kayak pistlerin- de ise kayakseverler, Ski PatroPların değil de, ken- di özel çabalannın kaderine bırakılmıştır... Türk Ka- yak Federasyonu, Kayak Öğretmenleri Derneği ile işbirliği yaparak en kısa zamanda, Türk Ski Patrol or- ganizasyonunu da oluşturmalıdır. Bu organizasyo- na, kayaktan para kazanan turizmcilerimiz, oteller, şirketlerfinansman sağlayabilirler... Elbette ki bu ya- zılanları Kayak Federasyonumuz ve bu işten para ka- zananlar bilmektedirler ancak bugüne dek bu orga- nizasyonu sağlama yönünde adım atılmamıştır... Bu arada yıllardır kayak öğretmenleri ile ilgili olarak süren, bu arkadaşlarımızın büyük paralar ka- zandıkları iddialarına, aynı zamanda bir kayak hoca- sı olarak da açıklık getirmek isterim; kayak öğret- menlerimizin çoğunluğu genel- likie bu işten geçimlerini sağla- maktadırlar. Sadece kışın belli bir zaman içinde kazandıklan pa- ra ile bir yılını geçirmek zorun- da olan bu profesyonellerimizin dedertleri ile yakından ilgilenil- melidir... Düşünün bir kere, bir çift kayak kaç paraya alınabiliyor; bunun bağlaması, batonlan, kayak ayakkabısı ve bir de kı- yafeti var ki, bugün normal bir bütçeye sahip bir insanın bunları satın alması zorun da ötesindedir... Burada fazla de- taylaragirmek istemiyorum, na- sıl ki sanatçıya vergi indirimi ge- tiriliyorsa, kayak öğreticilerine de devletimizin belli bir vergi in- dirimi getimnesi ve bu profesyo- nellerden daha sezon başlama- dan talep edilen peşin vergi sis- teminden vazgeçilmesi gerekir. Çünkü bu profesyoneller, dev- letin tesislerden ve otellerden aldığı vergilerin de artmasında, devlete yardımcı ol- maktadırlar...Kayak bilenlerin sayılannın artması, öğ- reticilerin çabalarıyla paraleldir... Geçmişte bir kayak öğretmeni arkadaşımızın sezonun başında ayağını kırmasıyla ne tür bir geçim sorunu karşısında kaldığını yaşadığım için, konuya bu açıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum. Ka- yak hocası hastalandığında, belki günlerce, işyapa- mamakta ve hastalanması da her an mümkün olmak- tadır. Her gün en az 5 saat terleyen ve soğukla mü- cadele etmek zorunda kalan bu insanlann, bir za- manlar bu spora amatör olarak da hizmet ettiklerini unutmamalıyız... Kabuledilirveyaedilmezbu insan- lar dağda kazandıklarının çoğunu yine dağda bıra- karak, evlerine de dönmek zorunda kalabiliyorlar... Sanat ve sporun sponsor edilebilmesi ile, ülke, ge- lecek kuşaklarının da, bedensel ve zihinsel gelişimi- ne katkıda bulunmuş olur... uzmanı kesilen siz sözumona gazeteciler, olayın sorgulanmasını geçtim de köşenizde veya prog- ramınızda acaba bu dağcılara rahmet dileyip, ai- lelerine başsağlığı mesajı geçtiniz mi? Bunlara cevap veremezler, çünkü bunlar zaten o gün de Iskender'i umursamamışlardı ki bu- gün Sertaç'ı, Uğur'u, Kürşat'ı veya dağcılann acı- lannı umursasınlar. Onlar Iskender'i sadece bir malzeme olarak kullandılar ve alacaklannı aldık- tan sonra geçıp gıttiler. Hâlâ merak ederim, bu tür insanlar hayattan ne bekler, onları ne tatmin eder acaba? İnsanlann acılarını ve ölümlerini bile ama- cına ulaşmak için bir silah olarak kullanan bir ruh hali, kendi çocuğuna nasıl analık - babalık eder, onu nasıl yetiştirir, ona ne öğüt verir. Bir de bu kir- li oyuna o gün alet olanlar acaba ne hissediyor bu- gün. Bu konuyu fazla uzatmak niyetinde değilim, yukarıdaki soruların cevabını çok iyi bildiğime emin olabilirsiniz, sadece sürecin arka planını si- zinle paylaşmak istedim. Bizim gönül verdiğimiz dağlar ve doğanın her bir parçası, tanrısal güzelliği ile insanı her za- man gızli gızlı kendine çekmiştir. Insanoğlu artık doğadan lyıce uzaklaşmış ve kendisini beton ve çelik yapılara hapsetmiş durumda. Buna rağmen, boyun eğmez ve mağrur ruhu ile zaman zaman doğanın kucağına yaptığı ziyaretler muhteşem ve cazip ama bazen detehlikelidir. Dağcılıktan bah- sedecek olursak, ılk söylememiz gereken şey şu- dur: Her ne olursa olsun, dağcılar dağ kazalanna karşı her an dıkkatli ve uyanık olmalıdır. Neresin- den bakarsanız bakın dağcılık tehlikeli ve nskli bir spordur. Bızler kararlanmızla ancak bu riski kabul edilebilir bir sevıyeye çekerek sporumuzu yapa- rız. Risk, sonucunda gerçekleşmesını istemediği- miz bir olayın meydana gelme olasılığıdır. Bu ola- sılık her zaman vardır, ama küçük ama büyük. Biz- ler sadece fiziksel, teknik ve psıkolojik antrenman- la, ekipman seçimiyle, rota ve mevsim seçimiyle, takım çalışması ve liderlik yeteneklenyle, doğru stra- tejilerin ve karar mekarıizmalarının kullanılmasıy- la bu riski kendimıze göre kabul edilebilir, kontrol edilebilir ve üstlenılebilir bir sevıyeye çekenz. Risk almak Bilimsel ölçekli bazı kaynaklar, nedense ris- ke gırmenin cazibesıni yapılan eylemin önünde değerlendinrler. Bu bakış açısını hiçbir zaman an- layamadığımı itiraf etmeliyim. Çocukluğumdan bu yana, içinde bulunduğum gruplarda her zaman diğerierinden daha kolay ve daha fazla riske gire- bilen bir yapıda oldum. Ancak bugüne dek üstlen- diğim risklerin hiçbıri o riskın kendisi için değildı. Kendi adıma riske girmemin tek sebebinin, ulaş- mak istediğim yere en hızlı şekilde gıdebilmek için, bu yolu kulîanmak zorunluluğu olduğunu söyleye- bilirim. Dağlaratırmanmakgibı, mağaralara girmek gibi, motosikletle uzaklara gitmek gibi sevdiğim şey- lere ulaşabilmek için onlaria ilişkili riskleri de ka- bullenmem gerekti ve ben de öyle yaptım. Sev- diklerimden vazgeçip evde oturmayı da seçebilir- dim elbette, ama o başka bir hayat olurdu. Riskin kabul edilmesinin sebebi, sonucun- da yaşanacak olan kişısel tatmindir. Güzel ve zor- lu bir bedensel ve ruhsal etkinlik yaşamanın getır- diği mutluluk, hele bir de içinde tannsal güzellik- ler olursa, bazıları için pek az şeyle kıyaslanabilir. Siz ortaya belirli ölçüde fiziksel ve ruhsal güç ko- yarsınız ve bunu kontrol ettiğinızi düşündüğünüz risk ölçüsünde baştan kabul ettiğiniz tehlikelerie bütünüyle üstlenirsiniz. Bu kontrollü risk yüklen- menin sebebi, bu riskin üstlenilmesi sonucunda terazinin öbürtarafında büyük bir tatminin ve mut- luluk kaynağının elde edileceği beklentisidir. Ev- den çıkarsınız ve sizi mutlu edecek şeyi elde et- mek için bu kadar güç, şu kadar fedakâriık koyar- sınız ve bu kadar da risk yüklenirsiniz. Her şey iyi gider ve risk sadece bir olasılık olarak kalıp ger- çekleşmezse, sonuçta arzu ettiğiniz tatmini elde edersiniz ki, zaten ana amaç da budur. Bazen arzu ettiğiniz hedef için ortaya koy- mayı göze aldığınız emek ve risk, hedefi karşıla- makta yetersız kalır. O zaman karşınızdaki tehli- keyi göze almazsınız ve bir dahaki sefere daha uy- gun koşullarda deyip gerı dönersiniz. Ama bazen de kabul edilebilir seviyede değerlendirerek üst- lendiğiniz risk gerçekleşir. Işte bu noktada her şey değişebilir, tersine dönebilir. Üstlendiğiniz riskin karşılığı, bedensel sıkıntı, zahmet, zorluk ve başa- nsızlık gibi şeylerse, bunların hepsini ter dökerek yaşar, eğer yeteri kadar iyiyseniz çözer ve sonu- ca ulaşamadan evinize geri dönersiniz. Her durum- sini yapmaktır. Ancak bu 'en iyisi' her zaman yet- meyebilir. Risk gerçekleştiğinde, boyutlarına bağ- lı olarak, eğer onu karşılayacak önceden hazırian- mış alternatif planlannız yoksariskidoğrudan üst- lenmekzorunda kalırsınız ki, genellikle insan bedeni ciddi ve sert bir doğrudan karşılaşmayı kaldıramaz. Riskin gerçekleşmesine rağmen altematif planlar bir yere kadar size ikinci, hatta üçüncü bir şans verebilir. Burada ilk belirleyici, tehdidi algılama hızınızdır, sonrasında yeteri kadar güçle ve sürat- le cevap verip alternatif planları devreye sokabilir ve ilk şoku fazla zarar görmeden üzerinizden atabilirseniz, devamındakı süreci yönetmek çok daha kolay olur. Ama bazen her şey çok hızlı gelişir, ne alternatif planlar devreye sokulabilir, ne yeni stratejiler. Gözünüzü açıp kapayana kadar hayat avuçlarınızdan akıp gider. Işte her şeyin tersine döndüğü o anda, duygular ve yetenekler oyun dışında kalır ve sadece olasılıklar vardır elinizde. Burada duygu, güç, yetenek veya malzemenin katkısı, her şey durur; zaten onlar yetersiz olduğu içın bu aşamaya gelinmiştir. Artık sadece şans yanınızda kalır. Matematik devreye girdiğinde sağ kalmak için denklemin pozitif tarafında kalmanız, büyük ölçüde sizin dışınızdakı faktöriere bağlıdır. Bazıları buna Tann der, bazıları şans, bazılan kader. istediğinızi kabul edebilirsiniz, sonuç aynıdır. Bütün yapmanız gereken, risk gerçekleştiğinde ilk anda onu en az zararla atlatmak ve sonrasındaki süreci bilinçli bir şekilde yönetmektir. Bunu yapmanın söylemesi kadar kolay olmadığı ortada, ama bu zaten sizin dışınızda size biçilen bir rol. Bunu kabul etmek ve oyundaki rolünüzü en iyi şekilde oynamak gerek- li. Bu rol her ne olursa olsun. www.nasuhmahruki. com nasuh@nasuhmahruki.com Turgay Tatmaz 0533 2706446 55 ŞUBAT 2004 -SAY175
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear