Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2004 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul _S 7 Sinop B 8 Adana PB 14
Edırne 9 Samsun B
Kocaelı 8 Trabzon PB 9
Çanakkaie S 11 Gıresun
Izmır B ÎT Ankara
PB 9
Manısa B Eskişehir
Aydın B 13 Konya
Denızlı 9 Sıvas
Zonguldak B 7 Antalya B 16 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardtn
Siirt
Hakkâri
Van
PB
K
PB
PB
K
K
K
12
4
6
4
4
3
2
-5
Yurdun guneydoğu
Kesmlen parçalı çok bu-
lutlu, Doğu Anadolu'nun
guneydoğusu ıle Gu-
neydogu Anadolu'nun
doğusu kar yağışlı ge-
çecek Marmara ıle yur-
dun ıç ve doğu kesımle-
nnde yer yer sıs gorule-
cek Hava sıcaklığı tum
yurtta tnraz artacak, ruz-
gâr guney ve batı yon-
lerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
PB
PB
PB
B
B
PB
PB
1
-8
3
7
5
4
6
7
Berlın PB 3 Moskova B -12
Budapeşte PB 4 Aşkabat PB 14
Madrıd PB 8 Astana K -5
Vıyana Y 3 Taşkent
Belgrad PB 7 Bakû B 8
Sofya
Roma
_K 6 Bışkek PB -2
Y 12 Tıflıs B -2
Atına PB 13 Kahıre PB 17
Münih PB 4 Zürıh Y 3 Şam Y 10
i AÇIK bulutlu > Çok bulutlL ı Yagmurlij S u l u ı Gok gurultülü
* m
G U N C E L CÜINEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
konulara bakış açıları irdelendiğinde uzlaşmanın
ne kadar olanaksız olduğu bir kez daha ortaya çık-
tı.
Dünlere kadar ağır hakaretlere, saldırılara hedef
olan KKTC Cumhurbaşkanı öylesine övülüyor,
övülüyor ki... Bu işin içinde iş var demekten insan
kendini alıkoyamıyor.
Dün sövenler bugün övüyor ama ne zamandan
beri?
Görüşmelere yeşil ışık yaktığından beri. An-
nan'ın hakemlik namı altında planı istediği gibi
doldurmasına Ankara'nın baskısıyla olanak sağ-
landığından beri...
Holdıng medyasına uygun adım attın mı alkış,
bol bahşiş gibı.
• • •
Sırası ve yeri geldikçe masaya getirileceği söy-
lenen belli başlı itirazlar, görüşmelerin başlamasın-
dan bir gün önceki haberlere şöyle bir göz atarak
saptanabilir.
Genel olarak manzara iç açıcı değil. Denktaş,
"Ciddikaygılanmız var" derken; Genel Sekreter'in
özel temsilcisi Alvaro De Soto, "Neredeyse çö-
züme ulaştık" diyor.
Denktaş gıbi CHP de Kıbrıs'ı sürekli tartışma
konusu yapmak istemiyor ama "plan değişim ge-
çirmeden, Türkiye'nin -kuşkusuz KKTC'nin- haklı
olduğu şikâyetler karşılanmadan, planın bugünkü
şekliyle uygulamaya sokulmasından" kaygılanıyor.
Türkiye ile KKTC; (Denktaş'a Ankara hükümeti-
nin yazıyla bildirdiği söylenen kriptoya göre) Rum-
larla anlaşmaya varabilmek için egemenliğin, iki
toplum arasında eşitlığin garanti altına alınmasını
ve iki kesimliliğin korunmasını birinci, hatta vazge-
çilmesi olanaksız koşul olarak görüyor.
De Soto, adaya ayak bastığı gün "en önemliso-
runlardan biri olan egemenlik konusunun New Y-
ork'ta çözüldüğünü" belirten bir demeç verdi.
Demek ki adada görüşmeler başlamadan iki
önemli ilkede anlaşmaya vanlmış. inanalım mı?
Bu söylemlere Rum tarafından ne birtepki ne de
önerı. Temel sorunlarda Rumlar, dönüşümlü baş-
kanlığın Türkler ve Rumlar ıçin kaçar yıl olacağını,
Başkanlık Konseyi'ndeki temsiliyetin süresini, el-
bette Güney Kıbrıs'tan kuzeye geçecek Rumların
sayısını nasıl arttıracaklannı, Türk göçmenlerin sı-
nır dışı edilmesini tartışmaya açmayı planlıyoriar.
Egemenlikmiş, iki toplum arasında eşitligin ga-
ranti altına alınmasıymış, askerin adada kalmasıy-
mış gibi bizim olmaz olmazlarımızı Annan Planı'yla
kapanmış birer konu olarak görüyor ve gündem-
lerine almaya niyetli olmadıklannı göstermeye ça-
lışıyorlar.
Taraflar bu görüntü ve izlenimlerle masaya otur-
dular.
• • •
Holding baykuşları ise CHP'nin önceki gün he-
men her açıdan olgun ve dolgun çıkışını, örneğin
OnurÖymen'in Meclis kürsüsünden Dışişleri Ba-
kanı Gül ve izlenen hükümet politikasını madara
edişini sindiremediler.
öymen'in konuşmasını izledilerse anlamamışlar
ya da anlamak işlerine gelmemiş. CHP'ye ve söz-
cüsüne koro halinde saldırıya geçtiler.
Oysa konuşmasında öymen, iki kesimliliğin
öneminden söz eden Bakan Gül'e Annan Planı'nın
iki kesimliliği ortadan kaldırdığını söyleyerek yanıt-
larken, hava cıva saptamalarda bulunmuyor; net,
açık, somut rakamsal örnekler veriyor. Bakalım ne
diyor:
Bizim 30 yıldır savunduğumuz görüş şuydu: Kıb-
rıs'ta iki kesimli iki toplumlu bir devletin kurulma-
sı. Burada bütün meclisler, bütün hükümetlerşim-
diye kadar bunu savundu. İki kesimlilik, iki toplum-
luluk her toplum kendi kesiminde yaşıyor demek.
Kofi Annan ne diyor? Planı incelerseniz, şunu söy-
lüyor:
"Güneyde bir Rum Devleti olacak; ama müteca-
nis bir Rum Devleti olacak." Türklerin gidip de gü-
neye yerleşme niyeti olmadığını herkes biliyor; a-
ma, kuzeyde ne olacak? Kuzeyde bir Türk-Rum
Devleti olacak. Mütecanis bir devlet olmayacak.
Planın son üçüncü şeklinde, kuzeye, oradaki
Türk nüfusunun yüzde 21'i kadar Rum geçecek,
diyor. Bu, 42 bin Rumun dönüşü demek. Karpas
bölgesinde evvelce yaşamış 12 bin kişi daha dö-
necek. Bunların dışında 65 yaşı geçen en 20 bin
kişi bir refakatçi ile kuzeye gelecek. O zaman or-
taya çıkan tabloya göre yaklaşık 80 bin Rum da-
raltılmış Türk kesimine yerleşecek demektir.
Oldu da bitti maşallah diye bayram edenler, iş-
te bu somut, ama olumsuz gerçeklerden söz
edenlere tahammül edemiyor. Onlara kalsa An-
nan Planı bu haliyle kabul görmeli, referandumda
onaylanmalı.
Çok Avrupalı, ama gerçekçi olmamak demek
böyle.
Büyükçekmece ve Cürpınar
ANAP'lı iki
boşkanagözdltı
OKTAYAPAYDIN
İstanbul 3. Bölge'de
bulunan ANAP'h bele-
diye başkanlanna yö-
nelik operasyon dü-
zenlendi. Operasyon
kapsamında, Büyük-
çekmece Belediye
Başkanı ve Marmara
Belediyeler Birliği
Başkanı Hasan Ak-
gün ile Gürpınar Bel-
de Belediye Başkanı
Vellittin Küçük, yar-
dımcısı Mustafa Bek-
taş ile özel Kalem Mü-
dürüBirgülAksoy be-
ledıyedeki yolsuzluk
iddialan nedeniyle gö-
zaltına ahndı. Edinilen
bilgiye göre dün ak-
şam saatlerinde jan-
darma tarafından dü-
zenlenen operasyon
kapsamında. Kıraç
Belde Belediye Başka-
nı Sonnur Yalnızoğlu
ile Bahçeşehir Belde
Belediye Başkanı Ke-
mal Aydın'ın da gö-
zaltına alınmak üzere
arandığı bildirildi. Bü-
yükçekmece Belediye
Başkanı Hasan Ak-
gün'le birlikte beledi-
ye fen işleri müdürü ile
4 kişinin de gözaltına
alındığı öğrenildi. Gö-
zaltına alınan beledi-
yelerin ANAP'h olma-
sı dikkat çekti.
CHP milletvekilleri, iktidarı 'Cumhuriyeti yok etme planı' hazırlamakla suçladı
AKP'lileryumruk salladı• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhuriyetin başlangıcında-
ki temel ilkelerin anlamını yi-
tirdiğini söyleyen bir tek mil-
lervekili var mı" diye sordu.
AKP'li Zülfü Demirbağ, "var"
karşıhğını verirken Kumkumoğ-
lu sorusunu yineledi. Bunun
üzerine AKP sıralanndan "so-
ramazsın" itirazlan yükseldi.
Kumkumoğlu, "Hayır, diyemi-
yorsunuz, soramazsın, diyor-
sunuz. Bu ifadeleri kullanan
bir kişinin başbakanlık müs-
teşarlığı görevini yapmasının
anlamı nedir, görev yapabilir
mi" deyince; AKP sıralanndan
"bal gibi yapar" diye laf atıldı.
AKP'lilenn protesto. CHP'lile-
rin de destek alkışlan arasında
sözlerini tamamlayan Kumku-
moğlu, "cumhuriyetin tüm ya-
pılarının tersyüz edilmesinin
amaçlandığını" sözlehne ekle-
di. Başbakan Yardımcısı Meh-
met Ali Şahin, CHP'nin seçim
beyannamesinde "merkezi yö-
netim yalnızca koordinasyon
ve denetim yapacak" denildiği-
ni anımsatarak "Aynı düşünce-
deyiz" dedi.
Mlkrofonun sesl kesildi
CHP'li Öktem kürsüye çıktı-
gında gerilim yükseldi. Öktem,
"Acil eylem planından söz
ediyorsunuz. Bence yayımla-
madığınız bir acil eylem pla-
nı var. Onun adı, Türkiye
Cumhuriyeti'nin yok edilme-
siyle ilgili acil eylem planıdır"
deyince AKP sıralanndan pro-
testolar yükseldi.
AKP'lller kürsüye yürüdü
Birleşimi yöneten TBMM
Başkanvekili Nevzat Pakdil
mikrofonu keserken Öktem 'den
sözlerini geri almasını istedi.
Öktem, "Cumhuriyetin 4 te-
mel ilkesi var. Bu yasalar cum-
huriyetin bu temel ilkelerine
dayanmıyorsa, cumhuriyeti
hedef ahvor demektir" derken,
genel kurul salonu kanştı.
ÂKPliler "özür dile" diye ba-
ğırarak kürsüye yürüdü. Öktem,
"Burası dağ başı değil" diye-
rek sözlerini sürdürmeye çalıştı,
ancak başanlı olamadı.
AKP'liler Öktem'in çevresinı
kuşatırken AKP Kayseri Millet-
vekili Mustafa Duru'nun Ök-
tem'e yumruk salladığı görüldü.
AKP ve CHP'liler birbirının
üzerine yürüyüp itişirken Pakdil
oturuma bir süre ara verdi. Ara-
dan sonra yeniden kürsüye çıkan
Öktem, "Kastetriğim bir parti
değil, bir anlayış. Cumhuriye-
tin 4 ana temel ilkesi var. Bu il-
kelerin karşısındaki düzenle-
meler cumhuriyet karşıtıdır"
açıklamasım yaptı.
Görüşmeler sırasında söz alan
CHP'li Mehmet Kesimoğlu,
"kamu hizmetlerinin yerine
getirilnıesi ve bu hizmetlerden
yararlandırmada ayrımcıhk
yapılamayacağına" ilişkin
maddenın gizli hedefinin türban
olduğunu söyledi. CHP Gazian-
tep Milletvekili Abdülkadir
Ateş, tasannın "Anayasa Mah-
kemesi ve Çankaya Köş-
kü'nün duvarlanna çarparak
geri döneceğini" kaydetti.
Cumhuriyet
kurumlarına klnllslnlz*
Ateş, AKP sıralanna dönerek
vekillere "Türkiye'nin anaya-
sal kurumlarıyla sorununuz
nedir? Eğer anayasayı değiş-
tirmek isriyorsanız, çıkarsınız
meydanlara söylersiniz. Cum-
huriyetin kurumlarına karşı
niye bu kadar kinlisiniz" diye
seslendi.AKP'liler Ateş'ın söz-
lerine tepki gösterdi. AKP Grup
Başkanvekili Salih Kapusuz,
"TBMM içtüzüğüne ve kendi-
lerine saygısı olanlar, bunu
yapmaz" dedi. AKP'li Hacı Bi-
ner, "AKP'nin felsefesinde
cumhuriyete ve laikliğe karşı
tek bir şey yokrur. CHP'lilerin
kafasının gerisinde ideoloji ya-
tıyor" diye konuştu.
KESK, KamuYönetimi Tasansı'na karşı '6 Mart'ta meydanlardayız' mesajı verdi
Iktidara dev miting uyarısıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Memur ve sivil top-
lum kuruluşlan, Kamu Yöneti-
mi Yasa Tasansı'na tepkilerini
giderek yükseltiyor. 114 sivil
toplum örgütü üyesi tarafından
oluşturulan Türk Dayanışma
Konseyi üyeleri eski TBMM
önünde yaptıklan basın açıkla-
masında, tasannın Cumhuriye-
tin geleceğini karartacağını vur-
guladılar. KESK tarafından Kı-
zılay Postanesi önünde düzenle-
nen eylemde konuşan Genel
Başkan Sami Evren ise artık
masa başı sendikacılığının bit-
tiğini, bundan sonra alanlarda
olacaklannı söyledi. Atatürkçü
Duşünce Derneği (ADD) de, ta-
sannın ulusalcılığı reddederek
federatif yapı öngördüğünü be-
lirterek "Bu ise Sevr'in başa-
ramadığı işi gündeme getir-
mektir" uyansmda bulundu.
Kamu Yönetimi Temel Yasa
Tasansı'nı engellemek için sen-
dika ve sivil toplum örgütlerinin
eylemleri devam ediyor. Türk
Dayanışma Konseyi üyesi sivil
toplum örgütü ve sendika temsil-
cisi yaklaşık 200 kişilık grup, ta-
sanyı protesto etmek üzere öğle
saatlerinde eski TBMM önünde
toplandı. EllerindeTürkbayrak-
lannı taşıyan konsey üyeleri, dü-
düklerle AKP hükümetine tepki
gösterdi. "Bizim ilkemiz, önce
ülkemiz". 'Memur sandıkta
hesap soracak'. 'Kahrolsun
ABD, işbirUkçi AKP', 'Hükü-
met yasanı al başına çal" slo-
ganlan atan grup, hep birlikte
Atatürk'ün gençliğe hitabesini
okudu. Daha sonra grup adına
basın açıklaması yapan Türkiye
Kamu-Sen Genel Başkanı Bir-
can Akyıldız şunlan söyledi:
"Türk milletinin ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin içeri-
deki ve dışarıdaki her türlü
Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'na yönelik tepkiler giderek yükseliyor. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY)
düşmanınm desteklediği, bu
ülkeyi, bu devleti ve Türk mil-
letini seven ve geleceğine şüp-
he duymadan bakmak isteyen
herkesin de karşı çıktığı bu ka-
nun tasarısının yasalaşrırılma-
$ı, siyasi iradenin aymazlığı,
vurdumduymazlığı ve kendini
güçlü saymasından kaynak-
lanmaktadır."
Halk izin vermez'
Tasanyla ilgili tespitlerinin
hükümet tarafından göz ardı
edıldiğinı belirten Akyıldız,
"Türk milletinin geleceğine
ihanet tohumlanmn ekilmesi-
ne Türk milleri asla müsaade
ermeyecektir" diye konuştu.
KESK Ankara Şubeler Plat-
formu üyeleri de Kızılay'daki
PTT önünde toplanarak tepkile-
nni dile getırdıler. KESK Başka-
nı Sami Evren yaptığı açıklama-
da, "Anlaşılıyor ki, siyasal ik-
tidar demokratik kitle örgüt-
lerini, sendikaları dışlayarak
sayısal çoğunluğuna güvene-
rek bu yasayı çıkarmak istiyor.
Bu yasa, toplumdan geçmeye-
cek ve 6 Mart'ta tüm Türkiye
halkı yüz binlerle Ankara'da
olacağız ve hükümete muhtı-
rayi vereceğiz.Artık söz ve ma-
sa başı sendikacıhğı bitti. Bun-
dan sonra sokaklarda olaca-
ğız" dedi. Grup daha sonra Kı-
zılay'da tasanyla ilgili bildiri da-
ğıtti.
Kurtuluş ve kuruluş
ruhuna aykırı'
Atatürkçü Düşünce Derne-
ği'nden yapılan açıklamada da,
yasanın, "füccar-devlet" zihni-
yetinin ürünü olduğu belirtilerek
"Atatürkçü devlet yapısını si-
yasal. sosyoekonomik ve kül-
türel öğeleriyle kaldırıp atma-
ya yönelik olduğu" kaydedildi.
Açıklamada, "Bu tasarı, devle-
timizin kurtuluş ve kuruluş
ruhuna ve özüne aykırı bir dü-
zenlemedir" denildi.
Diyanet ile Adalet Vakfı kapsamdan kurtulmak için milletvekilleriyle görüşüyor
Vakıf yasasını delme hazırhğı
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Kamudaki "vakıf
saltanatına" sınırlama getiren
yasanın ömrü kısa sürdü. Yasanın
kapsamından çıkmak isteyen va-
kıflar, kendi yasalannı hazırlama
telaşına düştü. Polis Teşkilatını
Güçlendirme Vakü'mn ardından
TBMM Vakfi'nın da kapsamdan
çıkanlması için bizzat Meclis
Başkanı Bülent Annç yasa öne-
risi verdi. Diyanet ile Adalet va-
kıflannın. yasanın kapsamından
kurtulmak için girişimde bulun-
duklan öğrenildi. Nüfus Hizmet-
lerini Güçlendirme Vakfı'nda ise
yaklaşık 300 geçıci personele 6
Nisan günü sözleşmelerinin fes-
hedileceği iletildi.
AKP milletvekillennin ginşi-
mi ıle hazırlanan "Dernek ve
Yakıfların Kamu Kurum ve
Kuruluşları ile İUşkilerine Da-
ir Yasa" 22 Ocak 2004 tarihın-
deTBMM'de kabul edıldi. Ken-
di yasalan bulunan "dernek ve
vakıflan" kapsam dışında bıra-
kan yasa, diğer dernek ve vakıf-
lara ise yeni düzenlemeler getir-
di. Yasa ile dernek ve vakıflann
kamu kurum ve kuruluşlanmn
adını almalan yasaklandı. Yasa.
vakıf ve derneklerin bağlı bulun-
duklan kurumlann hizmet bina-
lan içinde faaliyet göstermeleri
ve bu kuruluşlara ait araç \e ge-
reci kullanmalanna da engel ge-
tirdi. Yeni yasa, dernek ve vakıf-
lann kamu kurum ve kuruluşla-
nmn sunduklan hizmetlerle il-
gili olarak gerçek ve tüzel kişi-
lerden ücret, bağış. katkı payı gi-
bi adlar altuıda herhangi bir kar-
şılık ahnalannı da yasakladı.
Kısıtlama getirilen bazı vakıf-
lar ise yasanın kapsamından çık-
mak için, kendi yasalannı hazır-
ladılar. Bunlardan birisi olan Po-
lis Teşkilatını Güçlendirme Vak-
fi'nın kunıluşuna ilişkin yasa ta-
sansı Içişleri Komisyonu'nda
kabul edildi. Böylece yasa çıkar
çıkmaz, delinmiş oldu. Ardından
da Annç yasa önerisi hazırladı.
Annç, TBMM'de kabul edilen
yasanın Meclis Vakfi'nın da gö-
rev lerini yerine getirmesine ola-
nak vermediğine işaret etti.
Önerinin yasalaşması ile Meclis
Vakfı da yeni yasanın kapsamı
dışında kalmış olacak \e çalış-
malanna devam edecek. Yasa,
Diyanet Vakfı ile Adalet Vakfı'nı
kapsam dışında bırakıyordu. Bu
iki vakfın da yasa hazırhğı için
milletvekillen ıle görüşmeler
yaptıklan öğrenildi.
Yasanın yürürlüğe girmesiyle
bazı vakıflarda çalışan geçici
personelin ise sözleşmesi feshe-
dildi. Ankara'da bulunan Nüfus
Hizmetlerini Güçlendirme Vak-
fı'nda çalışan yaklaşık 300 geçi-
ci personele, sözleşmelerinin 6
Nisan tarihinde fesh edileceği-
ne ilişkin tebliğ yapıldı. Çalışan-
lar başka bır devlet kurumuna
geçemeyecekleri için mağdur ol-
duklannı belirttiler.
GUNDEM Ml'STAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ne, konuşmalarına ilişkin eleştiriler salt bir kişiye
yönelik tutum olarak değerlendirilemez. Aynı za-
manda bir bakış açısının da yansıması...
Bu "daraçı"n\n özü şu:
Muhalefete muhalefet etmek!
Açmak gerekirse; iktidarı destekleyenler, her
yaptığına doğru diyenler, bununla da yetinmiyor-
lar, iktidara muhalefet edenlerin sesini kısmak is-
tiyorlar. Basının gücü, kişilerin ifade özgürlüğünü
kullanmaması için kullanılıyor!
Ne kadar çarpık bir durum...
lleride bu dönemi inceleyecek olan araştırma-
cıları çok eğlendirecek bir örnek:
İktidarı desteklemek için onu eleştirenlere den-
sizce saldırıyorsunuz!
Onur öymen'e yönelik soğuk bakış, geçen sa-
lı günü TBMM'deki Kıbrıs için genel görüşme açıl-
masına ilişkin önerge üzerine yaptığı konuşmadan
sonra daha da arttı. öymen'in konuşmasını ben
de dikkatle dinledim. Başta da vurguladığımız gi-
bi, duygulardan çok bulgulara dayalı bir konuş-
maydı. Hükümetin yalpalamalarını bir bir sıralayıp
dozunu kaçırmadan eleştirdi.
Papadopulos'a önerimiz...
Başbakan Davos'ta Annan'a De Soto'yu de-
ğiştirin demişti. öymen sordu:
- Değiştirtebıldinız mi?
Başbakan, Annan'a "Yenibirarabulucuatayın"
demişti. öymen sordu:
- Yaptırabildiniz mi?
Başbakan, Annan'dan kısaltılmış bir plan iste-
mınde bulunmuştu. öymen sordu:
- Başarabildiniz mi?
Bu soruların tümünün yanıtı hayır. Demokrasi-
nin şapur şupur değil de tıkır tıkır işlediği bir ülke-
de, medyasından muhalefet partisine kadar her
kesim bu soruları sorar, iktidarı gerektiğinde kö-
şeye sıkıştırır, işin rayınagirmesi için çaba harcar...
Bizde bunları dile getiren muhalefete, medya-
dan yaylım ateşi açılıyor. Ardından da nasıl mu-
halefet etmesı gerektiğine ilişkin dersler veriliyor.
Dünyanın kaç demokratik ülkesinde, iktidarı eleş-
tirmek suçtur!
Sürekli iktidar elbısesi giyenlerin, muhalefete
siyaset terziliği yapmaya girişmesi, Aziz Nesin'lik
bir komedi...
Onur öymen'in bu denli eleştirilmesi, doğrula-
rı çok net ve bilgiye dayalı olarak ortaya koyma-
sından kaynaklanıyor. Diplomatlar genellikle de-
neyimlerini kitaba, yazıya dökmeye soğuk bakar-
lar. Bilal Şimşir, Gündüz Aktan gibi öymen de
bu sınıfa girmeyenlerden. öymen'in, Remzi Kita-
bevi'nden çıkan Geleceği Yakalamak, Silahsız Sa-
vaş, Türkiye'nin Gücü başlıklı kitapları diplomat-
lığın yanı sıra araştırmacı bir anlayışın ürünü. öy-
men, Kıbns konusuna da tıpkı kitaplarındaki gibi
araştırmacı ve sorgulayıcı bir kişilikle yaklaşıp hü-
kümetin artığı adımların artılarını eksilerini ortaya
koyuyor.
1 Mayıs'atarihlenen müzakereler dün başladı.
Bu zorlu süreçte herkes her türlü kozu oynamak
isteyecek. Annan, kendi başarısını kanıtlamak için
iki tarafın da reddetmeyeceği bir yol izlemek du-
rumunda... AB, içine bir sorun almamak için tar-
tışmalı yönleri az bir metnin ortaya çıkmasını isti-
yor... ABD, kafasındaki Büyük Ortadoğu Proje-
si'ne (BOP) model olacak çözümler üretmek isti-
yor... Rumlar, AB kapısından içeri girerken hiç ta-
viz vermemenin yollarını arıyor... Yunanistan, uz-
laşmaz, şımarık çocuk damgası yememeye çalı-
şıyor...
Böyle bir dönemde Türkiye'ye baktığımızda,
hükümet devletin öteki organlarından bilgi saklı-
yor. Müzakerelerin daha kazanımlı yapılması için
öneri getiren muhalefete iktidardan çok medya
saldırıyor.
Papadopulos'a bir önerim var:
Sayın Başkan, Denktaş'la görüşmelere gider-
ken yanınıza Rum uzmanlar alacağınıza, Türkiye
medyasından bir heyet yapın, onunla gidin...
Daha çok kazanırsınız!
ankcum(r' cumhuriyetcom.tr
SÖYLEŞİ ATTİÛİLHAN
\..Ve Kadınlar, Bizim
Kadınlarımız!..'
• Baştarafı Arka Sayfada
Ulkenin bütünlüğü açıkça tehlikede iken, Türk ka-
dınlannı böyle ikiye ayıracak sorunlan ele alıp, 'ge-
rilimi' ayakta tutmak, acaba kimlerin ekmeğine te-
reyağı sürer? Türk Kadını, -aynen Türk erkeği gibi-
ülkenin özgüriüğü ve bağımsızlığı; ve tabii, aynı ıs-
rar ve inatla 'toprak bütünlüğü' tehdit attında iken,
sırasında ne hârikalar yaratmayı bilmiştin niye kim-
se bunlan hatırtamıyor, ya da hatııiatmıyor?
Işte, şimdi birlikte üzenne eğıleceğımiz, bu konu! Es-
ki 'tulûat sahnemizin', temsillerinden bılinen o şirin ifâ-
deyle, 'arzu-yu umûmîüzerine', o söyleşiyi ak üstünde
kara, kâğıda geçıriyoruz; bundan önce, yaptıklanmız,
bundan sonra -gerektikçe- yapacaklanmız gibi!..
Pekl, ya sehit kızlarımız?...
• •
Once, birçoğumuzu belkı deşaşırtacak, bir bilgi: Mil-
lîSavunma Bakanlığı tarafından, yaptınlan bıraraş-
tırmanın verdiği sonuçlara göre; Millî Mücâdele'de er-
kekleriyle birlikte cephede vuruşan kadınlanmızdan. alt-
mış ikisinın (62) 'şehit olduklannı' kim biliyor? Arşiv bel-
gelerinden, aralanndan bırkaçının adları şöyle saptapa-
bilmiştir. Çankın'lı, Yusuf kızı Emine; Amasya'lı, Âdil
kızı Zeynep; Erzincan'lı, Osman kızı Emine; Adana'lı
Ayşe, Gaziantep'li Güldâne! Bu yığit kızlanmızdan ba-
zılan toplardan dağılan şarapnel isâbetleriyle, bazılan
vurularak şehit edilmiş; bazılan, hastanelere yaralı ola-
rak getirilmişlerse de, kurtulamayarak vefat etmişlerdir.
Şarapnel isabetiyle ölmek, ne demek? Hiç düşündünüz
mü? Nur içinde yatsınlar!
O ana-baba günlerinde, başörtüsü davasında
olanlar Ankara'ya başkaldırıyor; göbek açma sev-
dalılanysa, Dersaadet'te Işgal zâbrtanı ile kınştınyor-
du.
Peki, ya şehit kızlanmız, onlar niye öldüler?