Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURfYET 15ŞUBAT2004PAZAR
10 P A Z A R YAZILARI dishab@cumhuriyetcom.lr
Iowa çığlığının hikâyesi
Amerika'da bir politikacı Iowa
eyaletınde bir çığlık attı ve tüm
polıtik hayatı değişti. Demokrat Parti,
kasım ayındaki seçimlerde Başkan
Bush'a karşı yanşacak adayını seçmek
üzere çeşıtli eyaletlerde parti için
seçimlerini sürdürüyor. Aday
adaylanndan en güçlü konumda
bulunan Howard Dean, Iovva'daki parti
kurulunda seçimi beklenmedilc bir
şekilde kaybedince, sonuçlar belli
olduktan hemen sonra kendisüıe
destek olanlan teşvik etmek amacıyla
kürsüye gelip bir konuşma yaptı.
Konuşmaya başlamadan önce
gömleğinin kollannı dirseklerine
kadar kıvırdı; sanki kavgaya
hazırlanıyordu, öfkeliydi yüzü. Sonra
mikrofonu eline aldı ve tüm gücüyle
bağırarak yılmayacaklannı,
Delaware'e de, Michigan'a da.
Virginia'ya da, North Carolina'ya da
gidecekJerini; kuzeydeki ve güneydeki
her seçime girerek Washington'a
giden yolu izleyecekJerini haykırdı.
Sonunda da, yumruğunu havaya doğru
savurarak öfkeyle kanşık hırs dolu bir
^eaahhhhhhİL...'' çığlığı attı. Çığlık
salondakileri coşturmaya yetti ama
aynı zamanda Dean'in polıtik
yaşanunın rotasını değiştirdi. Çünkü o
çığhğın atıldığı andan sonraki 4 gün
içinde Amerika'daki kablolu yayın
kanallan ve ulusal kanallar, bu
görüntüyü tekrar tekrar, tam 633 kez
yayımladılar. ty'ashington kaynaklı bir
gazetenin haberine göre, bu sayıya
yerel haber kanallan ve talk show
programlanndaki gösterim dahıl değil.
Dean'in bu ünlü konuşmasının ünlü
şov sunuculan tarafindan nasıl
karşılandığını tahmin edebilirsiniz.
Dean, bir gün önce Başkan Bush'a
karşı yanşacak en güçlü aday
konumundayken, bir anda David
Letterman'dan Jay Leno'ya, Conan
O'Brien'dan ünlü Saturday Night
Live'a kadar bütün televizyon
programlannın komedi
malzemesi oldu.
Televizyonlarda ve
radyolarda Dean'in
çığlığı kullanılarak
yapüan reklam müzikleri
ve internet üzerinde
şarkılar yayımlandı.
Amerikan futbol ligi ^ ~ ~ ~ ^ ~ ~
Super Bowl sırasında açılan göğsü
nedeniyle Amerikan toplumu
tarafindan neredeyse lanetlenen şarkıcı
Janet Jackson ile Dean'i bir arada
gösteren bir fotomontaj fotoğraf
internet üzerinde milyonlarca kişiye
gönderildi. Fotoğrafta Dean,
Jackson'ın açılan göğsünü
parçalarcasına sıkıştınp ünlü
"yeahhhhh™" çığlığını atıyor... Ve
sonunda daha birçok eyalette parti
kurulu seçimleri yapılacak olmasına
karşın Howard Dean, daha işin
başında hızla düşüşe geçti. Üstelik
Demokrat aday adaylan içinde
NEW YORK
ZULAL
KALKANDELEN
kampanyası için en fazla
parayı toplayarak rekor
kırmış ve reklamlar için
de en çok parayı o
harcamışken... Kamudan
gelecek yardımlan es
geçerek sadece internet
üzerinde 41 milyon dolar
topladı Dean. Bu diğer
adaylann kampanya bütçesinin iki
katına denk geliyor. Peki nasıl oldu da
Time dergisine bile en önde giden
Demokrat aday olarak kapak olan
Dean'in bu görkemli çıkjşı, dramatik
bir düşüşe döndü? Bütün bu olanlan
izleyince insan düşünüyor, medyanın
bu olayı değerlendiriş tarzı farklı
olsaydı, Dean'in düşüşü bu kadar hızlı
olur muydu? Şüphesiz hayır.
Amerikan halkı günlerce aym sesi
dinledi, aynı görüntüyü izledi.
Sonunda da ikna oldu ki, Dean başkan
olmaya layık değil. Gerçekten layık
değil mi, ilgilendi|im konu bu değil.
Sorun, "özgür bir basma" sahip
olduğu söylenen Amerika'da halkın
aslnıda tarafsız yayıncılık ilkelerine
uymayan bir medya tarafindan
yönlendirilişi. Amerika'daki Medya ve
Kamu Meseleleri Merkezi'nin
bildirdiğine göre, Iowa'daki seçim
yenilgisinden sonraki hafta içinde,
akşam haberlerinde Dean hakkında
yayımlanan haberlerin yalnızca yüzde
39'u olumlu. Fakat aynı dönemde,
aday adaylanndan John Kerry
hakkındaki olumlu haberlerin oram
yüzde 71, John Ednars
hakkındakilerin oram ise yüzde 86. Bu
rakamlar, medyamn toplumsal olaylan
nasıl yönlendirdiğini ve siyasetteki
etkisini göstermesi bakımından ilginç.
Hikâye, mitler yaratmakla meşhur
Amerikan medyasının aynı zamanda o
yarattığı mitleri nasıl bir anda
yıkabildiğinin çarpıcı bir örneği
aslında.
kzulal a vaboo.com
Gün gelecek
Güneş de
soğuyacak
Stuttgart ve yöresine kış, biraz geç de
olsa sonunda geldi. Fakat gelmesi ile
gitmesi de bir oldu. Karlı bir haftanın
ardından 18 dereceye varan ilkbahar
günleri yaşandı şubatın ilk haftasında.
Çiçekler açtı, insanlar kaldırım
kahvelerini doldurdu. Şu sıralar ise
kuzeyden gelen bir soğuk hava,
Karaormanlar'dan Konstanz gölüne, Alp
dağlarına dek, tüm Güney Almanya'ya
yine el koydu! Şaraplan ile ünlü
Stuttgart'ta Neckar nehri vadisinin üzüm
bağı dolu yamaçlan artık bembeyaz. Bu
yıl yazın hemen hemen yagışsız, kuru ve
sıcak, güzün de güneşli ve ılık geçmesi
şaraplık üzüm üretimini düşürdü, fakat
kalitesini oldukça yükseltti. 2003
şarabının çok leziz ve de pahalı olması
bekleniyor. Şaraplık üzümün yetiştirildiği
bağlar, Stuttgart'ın merkezindeki
yamaçlara kadar girmiş. Büyük tren
istasyonunun karşısmda durup da
çevrenize şöyle bir bakmdığınızda,
villalar arasmdan aşağılara inen yemyeşil
üzüm bağlannı görürsünüz. Nüfusu altı
yüz bine yaklaşan, Ahnanya'nm ünlü
endüstri merkezlerinden bir kentin
göbeğinde şaraplık üzüm yetişiyor. Çevre
sağlığı ve temizliğine önem verilmeden,
bir büyük kentin ortasında üzüm bağı
kurmak mümkün mü? Her yanı küçük
göller ve yeşilin
STUTTCART en güzel renkleri
ile kaplı
Stuttgart, şifah
yeraltı sulan ve
kaplıcalan ile de
ünlü. Stuttgart ve
çevresi,
^ - ^ — Budapeşte'nin
ardından
Avrupa'da en çok kaplıcaya sahip bir
kent. Bir araştırma sonucuna göre de,
Bavyera'nm kentlerinden sonra Stuttgart
yöresi sağlıklı yaşamak isteyenlere
öğütleniyor. Aynı araştırma, ülkenin
güneyinde yaşayan Almanlann,
kuzeyinde yaşayanlardan daha uzun
ömürlü olduğunu da ortaya koymakta.
Büyük kentlerde çevre temizliği
belediyelenn en önemli görevlerinden
biri. Bu görevin önemi her geçen yıl
giderek daha da artmakta. Kişi, içinde
yaşadığı çevrenin saglığının kendi sağlığı
da olduğunu kavramış. Elindeki kâğıdı
yere değil de çöp kutusuna atan küçük
insandan, büyük kentlerin kirli sularmı
nehir ve göllere değil de antma
düzenlerine bağlayan belediyelere kadar
herkes. toprağm, havanın ve yeraltı
sulannm sağlığı için çaba gösteriyor. Her
yıl milyarlarca Euro doğaya yatınlıyor, su
havzalanna kondurulan villalara değil!
Modern teknikle çalışan fabrikalar,
günlük yaşamımızın kaçınılmaz atığı olan
çeşitli çöpün toprağa, yeraltı
sulanna ve havaya kanşmasını
önlemekte. însanlar, çevre temizliğini
önemsememekle kendini ve hemcinsini
de zehirlediğinin artık bilincinde.
Stuttgart içme suyunun büyük bir
bölümünün sağlandığı Konstanz gölü
kıyılanndaki yerleşme merkezlerinin
tümü antma düzenlerine bağlı. Üç
ülkenin gölü Konstanz balıktan
geçihniyor! Bir zamanlar Istanbul'a
belediye başkanlığı yapmış olan
Bedrettin Dalan'ın. kenti çevTeleyen
denızlen acı sürprizlerin beklediğini
söyleyen bilim adamlanna verdiği yanıt,
u
Ne yapahm, bir gün gelecek, Güneş de
soğuyacak!" olmuştu. Kent talan edilirken
Dalan "ileri göriişlü" açıklamalar
yapmasuıı severdi! Çocuklugumuzda ve
gençliğimizde sulanndan çu"onadığımız
Boğaziçi'nde, Marmara'da bugün
yüzmek her babayiğidin işi değil! Bu
denizlerde tutulan balıklan yemek de...
AHMETARPAD
Aşkın
yaşı
yok...
Sevgililer Günii dün
bütün dünyada ilginç
etkinüklerle kutiandı.
Hong Kong'da ya$h 12
çift toplu bir duğün
töreniyle Sevgililer
Günü'nde evlendi
"Üdncibaharlannda"
gelinlik gjven kadınlar
hoş bb* görüntü
ohışturdu. FilipinJer'in
başkenti Maıûla'da da 5
bin 122çift lOsaniye
öpüşerek yeni bir dünya
rekoruna imza attı.
Şttfnin Santiago
kentinde, geçen ay 4 bin
445 çift birlikte öpüşerek
dünya rekoru kuimşa.
(REUTERS)
Dayak cennetten çıkmadır
Atalanmız böyle buyurmuş ve
görünüşe göre doğru da
buyurmuş. Öyle ki, bugün bile
halen geçerliliğini koruyor.
Biliyorum böyle açık seçik
söyleyince hoş kaçmıyor ama,
Kanada Üst Mahkemesi dahi bu
yüzyıllık deyimi geçenlerde, yani
2004 yılmda onadı.
Yasalannda 112 yıldu" yer alan ve
kısaca "dayak" kanunu diye
bilinen kanunun, kimi
kısıtlamalar dahilinde
yürürlükte kalmasma, yani
ailenin ve hatta
öğretmenlerin, çocuklara
terbiye verirken "ölçülü"
şekilde kaba kuv\'et
kullanmasma karar verdi.
Çocuk haklan savunuculan,
çıkan karan kınar ve ^~
çocuklanmız güvende değil
derken. kimi tutucu aile gruplan
da karara gönülden onay verdi.
"Aileye Odak" isimli böyle bir
grubun sözcüsü, "Çocuğu için en
doğrusuna devlet değil, kendi anne
babası karar verebilir. bu karar da
bunu bir kez daha kaıutlamıştır"
yorumunu yaptı. Yani dayak
cennetten çıkmadır ve anne baba
çocuğuna elbette cennetten çıkma
yöntemlerle terbiye verecektir,
devletin kanunlan çocukla anne
baba arasına giremez!
1892 yılmda hazırlanan özgün
yasaya göre, çahşanlar, hanımlar,
çocuklar ve suçlular, gereği
halinde terbiye vermek,
düzeltmek amaçlı dövülebilirdi.
Şimdi kulağa inanılmaz gelen bu
kanun, zaman içinde elbette
ohnası gereken medeni hali aldı.
Bu yeni çıkan kararla ise çocuğa
dayak atmak bir hak olarak aileye
verildi, belirli ölçüler dahilinde.
Yani anne ve babalar çocuklanm
ancak belli ölçülere uyarak
dayakla terbiye edebilecekler, aksi
halde yasalar karşısmda suçlu
BERNADEMÜÖ'OL
duruma düşecekler. Nedir bu
kısıtlamalar? Efendim, eliniz
kapalı, yumruk olduğu halde
yahut başka bir nesneyle, örneğin
cetvel ya da kemerle çocuğunuzu
dövemezsiniz. Eliniz dayak
atarken açık olmalı. Kafaya
vurmak da yasak, fakat popoya
vurabilirsiniz. (Bunun neresi
dayak Allah aşkına? Türkiye'de
kime söyleseniz, şaka yaptığmızı
sanıp güler.) 2-13 yaş arası
çocuklan
TORONTO dövmek serbest
ama, 2 yaş altı
ve 13 yaş üstü
yasak. Faydadan
çokzaran
olduğu
saptanmış (2-13
^ ~ ^ ~ — ^ ^ ~ yaş arasma
faydalı oluyor
ya!). Öğretmenlere gelince, onlar
dayak atamaz, ancak kavga eden
bir grubu ayırmak için güç
kullanabilir. Yargıçlar ise
karşılarma gelen davalarda bu
yeni düzenlemeyi uygularken
zorlanacaklannı şimdiden
bildirdiler, çünkü "ölçülü" şekilde
vurmak son derece göreli bir
kavram. Kime göre, nasıl bir ölçü
bu? "Ölçülü" bir şekilde başlayıp,
elinin kantaruıın kaçmayacağını
kim bilebilir? Anne baba kantan
geliştirene değin de, olan çocuğa
oluyor. Dayak ve disiplin olayma
çözüm bulmak için uzmanlar
büyüklere türlü yöntemler
öneriyorlar; çocuğu sevdiği
şeylerden mahrum bırakmak,
odaya çekilme cezası vermek,
vesaire. Fakat tüm bu cezalar
dayak kadar etkili olmuyor olsa
gerek, zira yapılan tahminlere
göre Kanada'da yaklaşık yüzde
elliden fazla ailede dayak hâlâ bir
gerçek. Bu yüzden de çocuklara
dayak yemeleri durumunda 911 'i
aramalan tembih ediliyor.
Çocuklan aile içi şiddetten
korumakta faydası tartışılmaz
olan bu uygulama, yeri gelince
anne baba ile çocuğu arasındaki
karşılıklı güven duygusunu
yıpratan bir durum haline de
gelebiliyor. Evde hiç dayakla
tanışmamış bir çocuk, okulda
öğretmenlerinden,
arkadaşlanndan, anne babasından
dayak yiyebileceğini, yerse de
91 l'i arayıp şikâyet edebileceğini
öğrenip "Demek annem babam
beni dövebiür" diye düşünmeye
ve anne babaya daha az güven
duymaya başlıyor.
Öte yandan, okulda yapılan bu
tembihlerin farkmda olan anne
baba, yaşanan en ufak bir
mücadelede, çocuğunun çocukça
intikam alma duygusu ile bu
numarayı çevirebileceğini
düşünüp kendini tehdit edilmiş
hissediyor. Yani, bir taraftan
çocuğu korumaya çahşırken, öte
yandan ailenin varlığma, aile içi
karşılıklı güvene bir miktar zarar
veriliyor.
Ancak Kanada, "dayak"
kanununa eklediği bu kısıtlamalar
ile dahi, medeni Kuzey ülkelerine
ulaşamadı. Norveç, Finlandiya,
Danimarka gibi ülkelerde, dayak
tamamen yasak iken, Ingiltere ile
Isviçre'de dayak, halen bir terbiye
aracı ve sadece Kanadadakine
benzer kısıtlamalar var. Güney
Kıbns, Italya ve Avusturya'da ise,
aynen kuzey ülkelerinde olduğu
gibi dayak kanunen suç haline
getirildi. Türkiye'de ise kanun
yüzyıllar önce yazılmış ve
sanınm yazık ki halen yürürlükte:
Dayak cennetten çıkmadır, kızını
dövmeyen dizini döver, ananm
vurduğu yerde gül biter, eti senin
kemiği benim...
Tüm Cumhuriyet okurlanna
sakin, dayaksız, gürültüsüz bir
pazar dilerim.
Bush'un
seçim
hamleleri
Demokrat Parti adayının
belirlenmeye başladığı ve
Senatör John Kerry'nin önde gittiği
bu dönemde, röportaja çıkmayı
seçimler için şimdilik pek gerekli
bulmayan Başkan George Bush
suskunluğunu 7 Ocak günü NBG
televizyonunda bozdu. Geçen ay
Saddam Hüseyin'in kimyasal ve
biyolojik silahlanm arayan ekibin
geçenlerde istıfa eden başkanı David
Kay "Kanımca hepimiz tamamen
\-anildik" demiştı, fakat Bush ölen
askerlerin ailelerine seslenerek Kay'in
"Irak tahminimizden daha tehtiketi"
dediğini, bu yüzden de kendisinin
genç Amerikalılann bu fedakârlığı
yapmalannı istediğini söyledi. "Sizce
yeni istihbarat sonuçlaruun kasun
seçimlerinden sonra açıklanması
doğru mu?" sorusuna cevap olarak
Bush. değerlendirmeyi aceleye
getirmek istemediklenni belirtti. "DeH
adam," "silahlar" \e "tehlikeir
kelimelenni
onar kez
tekrar eden
TEKSAS
BARl^ADALET
GUNERS]IEL
Bush,
hararetle Irak
savaşmı
savundu. Elli
dakikalık
röportajın tek
konusu Irak savaşı değildi. Bush
Vietnam Savaşı'nda hakJı olduklannı
düşündüğünü, fakat "potitik bir savaş"
olduğunu belirtti. "Hükümetimi
destekledim ve eğer birtiğinı
çağnlsaydı savaşa giderdim" dedi. Bu
da başka bır konuyu tekrar gündeme
getirdi: Bush dediği gibi yetmişlerde
vatani görevini yerine getirmiş mıydi?
2000 seçimlerinde sık sık sorulan bu
soru, 2004 seçimlennde de
yineleniyor.
Hatta sonu seçmıler içm yaptığı
hamleden sonra Bush, 10 Ocak
Pazartesi günü bir hamle daha yaptı.
Beyaz Saray Teksas Ulusal Hava
Muhafızlan'nın maaş bordrolanm
basına açıkladı; amaç Bush'un
1970'lerde maaşa bağlı olduğunu
gösterip askerlik hizmeti yaptığını
kanıtlamaktı. Ama bu belgeler
Bush'un askerliğini tam olarak
kanıtlamıyor. Beyaz Saray sözcüsü
Scott McCleUan, muhabirlenn sonılan
üzerine Bush'un 1972'de Alabama'da
bir senato kampanyasmda çalıştıgını
belirtti. Aynca Beyaz Saray o devirde
Bush'la beraber askerlik yapmış olan
-yapüğını habrlayan- kimse
bulamadıklannı da söyledi!
bgunersel2a hotmail.com
Sevgililer Günü'nde
güller sevgiliye hazırmı?
Hattalardır Münih'teki ahşveriş
merkezlerinin ve dükkânlannın
vitrinleri kırmızı kalpler, güller ve
Sevgililer Günü'nü anımsatan ve
yansıtan hediyelik eşyalarla dolup
taştı... Aslına bakarsanız 14 Şubat
Sevgililer Günü'nun yarattığı abartılı
duygusalhğı biraz da
medya ve sancılar körüklemekte.
Neredeyse giderek gelenekselleşmeye
yüztutan bu Sevgililer Günü
sendromu, Euro'nun yarattığı
pahalılık yüzünden parasız âşıklar için
başlı başına bir dert olup
çıkmakta aynca. Aşkım
uzaklarda bırakmış olan
biçareler için bile hayli
anlamh sayılan günlerden biri
bu... Ancak kim ne derse
desin, böyle günlerde
herkes, ister istemez bir
yerlere bir şeyler yollama _ _
telaşına düşüyor. Çiçek,
parfiim ve çikolata satıcılannın
ellerini ovuşturduğu bu ayncalıklı
hafta sonunda yine bazılannm
"çetete" tutup. şu kadar çiçek yollandı,
bu kadar parfiim satıldı türünden laf
gevelemeleri de bilip yaşadığımız
gerçeklerden ya, neyse... Öte yandan
"Aşkm gözü kördür" diyerek
cüzdanlanna sanlan gözleri buğulu
kronik sevdalılan bir yana bırakırsak,
günümüzde artık eski aşklar da sulanıp
sanallaşmış vaziyette!.. Yaşanılan bir
gerçek bu. internet üzerinden aşkım iki
satırla karşı tarafa "üklanna"
kolaylığını bilmeyen mi kaldı?
Kısacası bir "tuVlık ömrü var aşk
mesajlannın. Ancak yine de güzel.
Aynca cep telefonlanyla hanl hanl aşk
mesajı yollayan milyonlarca insan da
mutlu olmalı. Olay günümüzde artık
böyle. Alışmayan da alışmak
zorunda... Aşkını kalp biçimi
çıkolatalar ve kırmızı yastıklarla
kanıtlamak isteyenlere aslında kimse
burun kıvırmamalı. Romantik günlerin
MUNIH
raconu bu! Almanya'da hızla artan
hayat pahalılığına karşın, sevgilisine
gül yollayan yaşlı âşıklan
Marienplatz'da ızlıyorum... Eski
fotoğraflann ve anılann büyüsünden
kurtulamayıp, bir bardak şarabın
yarattığı mahmurlukla, kırk yıllık
aşkına htrek parmaklarla e-posta atan
ihtiyarlan da gördüm ınternet kafede
Münih'te... Buna bir yerde "aşkm
dJjhaDeşmesi" de denebilir! Zira zaman
hızla akıp gidiyor... Öte yandan hâlâ
daha postadan çıkacak mavi bir zarfin
heyecanını,
telesekretere
söylenmiş sihirh'
iki sözcüğü ya da
gece yansı
telefonlannı
bekleyenler de yok
EROLÖZKAN değil uzaklarda...
^ ^ _ ^ _ _ ^ ^ ^ Öyle ya da böyle,
nasıl olursa olsun,
bu hafta içinde 20 milyon sevgiliye
Türk güllerinın gıdeceğini de
duymuşsunuzdur. Evet, anlaşılan bütün
dünya aşkın ve sevginin büyüsüyle
sarhoş olacak bu pazarda... Münih'te
ise kar beyazı sessizliğinin hüküm
sürdüğü sokaklarda düşler kurarak
yürümek de başkadır. Ancak yaşanan
gerçekler ise bambaşka! Günlerdir
şehir, polis araçlanndan yürünemez
haldeydi. NATO güvenlik toplanhsının
yarattığı kaos ve ardından Başbakan
Schröder'in SPD liderlığini
bırakmasının yankılan ortalığı
kanştıradursun, bütün bu curcuna
içinde bu sene dördüncüsü yapılacak
olan Türk-Alman dostluk haftalan da
çok görkemli bir gala ile başladı.
Federasyon Başkanı AB Kıbç'ın
çabalanyla yaratılan bu kültür haftalan
ilginçliğini koruyor. Monoton geçen
Münih gecelerine bir renk gelecek
tekrar... Işte bu günlerde Münih tekrar
faşinge hazırlanırken, Sevgililer
Günü'nun sarhoşluğunu da yaşıyor...