17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 ARALIK 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA tNCELEME Emek gelirleri gerilemeye devam edecek, işsizlik sorunu gündemden kaldınlmaya çalışılacak StandBy: Bir IMFmasalı Enflasyon fTEFE, 1994=100) ve Reel Faizler 40.00 35.00 • 30.00 25.00 20.00 • 15.00 • eni StandBy anlaşması, 14 Arahk tarihli bir basın toplantısında Devlet Bakanı AB Babacan taranndankamuoyunaduyuruldu. 20052007 yıllannı kapsayacak olan yeni standby'ın makro hedefleri aslında daha önceleri DPT öncülüğünde kaleme alınan 2004 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı başlıklı metinde dile getirilmişti. Buna göre 20052007 arasında milli gelirin büyüme hızı yüzde 5 'e çekilmekte; enflasyon hızının ise dönem sonunda yüzde 4'e düşürülmesi hedeflenmiş idi. Bunun yanında Merkez Bankası 2006 yılında açık enflasyon hedeflemesi sistemine geçecek, döviz kuru rejiminde ise dalgalı kur sistemine devam edilecek idi. IMF, yeni standby ile ilgili olarak 10 milyar dolarlık yeni kaynak sağlamayı taahhüt etmekte; ancak bunun öncesinde bankacılık sektörü, gelır ıdaresi ve sosyal güvenlik sistemlerinde yeni yapısal uyarlamalan şart koşmaktadır. Y 1 Kamu Kesimi Borç Stoku (GSMH'nin %'si olarak) 1 2002 <= Enflasyon TEFE (1994=100)1 • DİBS Reel Bıleşık Faızı ^ \ < = Reel Kredı Faızı ğş&fiP^yt, 2003 2004 (Ç2) 70.5 83.5 69.0 2004 (Ç3) «ÎTL^^ Toplam Kamu Borcu (NET) 78.7 \ A. < Toplam Kamu Borcu (BRÜT) 93.7 > 82.8 56.2 54.4 26.6 24.6 Â İ^Jf* 53.9 \ i ! i > IçBorç Konsolide Bütçe Dış Borç Konsolide Bütçe 5*3 54.5 5M 54.5 10.00 • 5.00 000 • • Ara.Q2 Şub '03 Nfc. *03 Haz. '03 N&1& Bdm U3 Ara '03 Şub 1)4 No W Haz. D4 Aflu. 04 37.4 •27.0 33.8 24.8 24.0 Kaynak: Hazine Müsteşartığı ITC Merkez Bankası Yakından Izleme Aslında söz konusu hedeflerin, bazı rakamsal makyajlar dışında, hiçbırinin yenı olmadığı ve Türkiye'nin uluslarası işbölümündeki yeni rolünün biçimlenmesine ilişkin olarak uzun sureden beri IMF öncülüğünde dikte ettirildiği bilinmektedir. Nitekim Türkiye 1998 yıhndan bu yana Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yeni bir düzlemde denetlenmektedir. Türki Yaknı gözetfan sürecek kilde, 5 yıllık orta vadeli bir programa dönüşen 20002002/ 2004 Standby Anlaşması'mn uygulaması, 9 Aralık 1999 15 Temmuz 2004 tarihleri arasında "sürekli yenilenen" 18 adet niyet mektubu üzerinden IMF tarafından yürütülmüştür. Türkiye'nin 1999 Aralık niyet mektubu öncesinde, ımzalamış olduğu çok sayıdaki StandBy anlaşmalanrun uygulamasından çok farklı bir şekilde yürütülen uygulama biçimi "tam denetim modefi" oluşturmaktadır 20002004 programı ile Türkiye'de ilk kez bir IMF programının başan ile tamamlandığı ifade edilmektedir. Eksik bilgidir: 1980 1985 programı da kesintisiz beş yıl uygulanmış ve o tarihte IMF tarafindan "en başanh program" ılan edilmiştir. 2005 2007 programının da aynı "yakm izlemetam denetim modeü" cerçevesınde yürütüleceği anlaşılmaktadır. Ekonomiden sorumlu Bakan'ın yaptığı açıklamaya göre 2005 2007 döneminde kullanılacak 10 milyar dolarlık "cevirme kredisi" kaynağı 12 dilim halinde ve ımzalanacak "bağımsız 12 ayn niyetmekrubu" ile kullandınlacaktır. 2005 2007 dönemi StandBy'ına ilişkin ilk değerlendirmemiz, sürecin aynı sıkı denetim anlayışı ile süreceğine ilişkindir. Öte yandan IMF ile yürütülecek üç yıllık yeni program ile eşzamanlı yüriiyeceği anlaşılan Tam Üyelik Müzakereleri sürecinde açılacak 31 dosya için de Komisyon ve Avrupa Parlamentosu tarafindan "yakm izlemesıkı denetim" sürecinin işleyeceği, açık bir biçimde Türkiye'ye ifade edihnektedir. Katılım Öncesi Ekonomik Programı ve 2005 2007 Standby Anlaşması, bize önümüzdeki üç yıllık dönemde ikili bir yakm takip ve denetimi göstermektedir. ye'nin ekonomik ve siyasi hayannın yakından izlenmesini ve yeniden düzenlenmesini içeren politikalar 1998 yılında "Yakın Izleme Programı" ile başlatılmış, 2000 yılı boyunca uygulanmış olan "kur çıpasma dayalı enflasyonu düşürme" programı ile de geliştırilerek sürdürülmüştür. Ancak söz konusu programın on dört aylık bir süre içerisinde iki kez ekonomik krize uğramasının ardından, 14 Nisan ve 15 Mayıs 2001 tarihlerinde iki aşamada açıklanan yeni bir istikrar programı uygulanmaya konulmuştu. AKP hükümetinin Kasun 2002'de iktidara gelmesiyle de IMF programı kendı açısından daha rahat bir siyasi konjonktür altında sürdürülmeye devam etti. IMF programı her şeyden önce Türkiye'nin borçlannın ödenmesı hedefini esas almaktadır. Bu hedef etrafında da programın ana kurgusu, uluslararası mali piyasalarda "güven" sağlayıcı düzenlemelerin yerine getirilmesine dayanmaktadır. Bu kurguya göre Türkiye bir yandan daralücı mali politikalar izleyerek ("popüfist" harcamalar yapmayarak), bir yandan da uluslararası sermaye ile ilişkilerini yeniden düzenleyici "yaptsal reformlan" hayata geçirerek, "güvenilir" bir yükselen piyasa ekonomısı oldugunu ispat etmekle yükümlüdür. IMF tarafindan programlanan ve denetlenen mevcut "istikrar" tedbirleri doğru dan doğruya bu mantığın ürünüdür. Bu mantık cerçevesınde hazırlanan Mayıs 2001 tarihli Güclü Ekonomiye Geçiş Programı ve sonrasında taahhüt edilen Nıyet Mektuplan'nın makroekonomik hedefleri, söz konusu borçlanma dinamiğini kırmak ve "piyasalann" güvenini sağlamak için 2001 yılından bu yana kamu birincil (faiz dışı) bütçe dengesinde milli gelire oran olarak yüzde 6.5 düzeyinde bir fazla yaratmayı hedeflemiş idi. Şimdi yeni standby altında bu hedefin 2007'ye değin sürdürüleceği öngörülmektedir. Faiz dışı fazla (FDF) hedefı ulusal ve uluslararası sermaye piyasalanna "güven sağlama" becerisinin biricik ölçütü duru mundadır. Bu hedefe ulaşıhnasıyla hükümet guvenilir oldugunu kanıtlamış olacak; Türkiye'nin uluslararası piyasalarda itiban artacak, risk primleri düşecek ve böylece faizler de gerileyecektir. Faiz yükünün azalmasıyla borçlann çevrilmesi kolaylaşmış olacak, bu arada tüketim ve yaunmlar uyanlacak, dolayısıyla ekonomi büyüyecektir. Dolayısıyla söz konusu hedefin "daralöcT olmadığı; tersine büyümeyi uyancı nitelikte olduğu dile getirilmektedir. Hatta bu yaklaşım, genişleyici "dararacımaliye" politikalan diye de iktisat yazınına yeni bir kavram kazandırmış durumdadır. Devlet Bakanı Sayın Babacan, 14 Ara lık tarihli basın toplantısında, FDF hedefı altında kamu net borç stokunun 2001 yılında yüzde 91 olan GSMH'ye orarunın, bu yılın sonunda yüzde 70'in altına ineceğini; 2002 yılı ekirn başında yüzde 70.6 seviyesinde olan TL cinsi borçlanmanın da ortalama maliyetinin yaklaşık 50 puan azalarak yüzde 20'ler düzeyine gerilediğini duyurmuş ve bunun programın başansuun bır kamtı oldugunu vurgulamıştır. Net kamu borç stokunun milli gelire oran olarak gerilemekte olduğu savı doğru olmakla birlikte, söz konusu gerilemenin yanıltıcı olduğu ve esas olarak dış borç stokunun TL cinsinden ifade edilmesinde kullanılan döviz kurunun ucuzluğundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi TL son iki yılda yabancı dövizler karşısında reel olarak değer kazanmış ve döviz fiyatlan. çoğunlukla spekülatif nitelikli sıcak para akımlannın sağladığı dövız bolluğu sayesinde, ucuzlamış durumdadır. Yabancı para cinsinden aslında artmakta olan dış borçlann yükü ucuz döviz kunı sayesinde azalma eğiliminde gözükmektedir. Ancak döviz kurundaki olası bir hareketlenme, dış borçlann TL düzeyini artnrarak kamu borç yükünün yüksebnesine yol açabilecektir. Borc stoloı azalmadı Yukanda sağdaki tablo AKP iktidan altında kamu borç stokunun bileşenlerini göstermektedir. Görüldüğü üzere, brüt iç borç stoku milli gelire oran olarak herhangi bir azalma göstermemektedir. Yani söz konusu dönemdeki yüksek büyüme konjonktürüne rağmen borç stokundaki tempo geriletilememiş durumdadır. Toplam borç yükünde 2002 sonrasmda elde edilen yaklaşık yüzde 11 puanlık kazanım ise doğrudan doğruya dış borç stokunun TL bazmda hesaplanması ile açıklanmaktadır. Kamu kesiminin iç borç yükü, milli gelirdeki hızlı büyümeye karşm niye geriletilememektedir? Borç dinamiklennin yakından analizi, borçlanmanın reel faizlerin yüksekliği nedenıyle öngörülenden daha yüksek bir tempoda sürdürülmekte oldugunu göstermektedir. Nitekim elimizdeki veriler, Türkiye ekonomisinde reel faiz oranlannın korunduğunu ve FDF hedefinin rutturulmasından beklenen olumlu makro sonuçlann gerçekleşmekten uzak oldugunu belgelemektedir. Oysa IMF programımn temel varsayımına göre, program başanyla uygulandığı sürece reel faizler gerileyecek, bu da hem borç yükünü hafıfletecek hem de büyümeyi uyaracak idi. IMF'nin bir ideolojik inanç şeklinde dile getirdiği bu mekanizma, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu yükselen piyasa ekonomilerinin gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. H ükümetin 20052007 yıllan ansındaki temel hedeflerini ve bunlann ekonomiye etkisini soru ve yanıtlarla açıklamaya çalışacağız: • Arahk ayı icinde hükümet KaObm Öncesi Ekonomik Programı'nı ve üzerinde genel olarak mutabakat mğlanriıgı beKrtilen 20052007 Standby'ma İKşkin temel hedefleri açıkladı. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, IMF ile mutabakat sağlanan 20052007 programını; "Uzunca bir süreden sonra Türkiye bizim dönemimizde ekonomi polirikalannda kendi kaderini tayin etmektedir" açıklaması fle sundu. Türkiye ekonomi polrtikalannın tespftuygulamasında geçen beş \ıDık dönemin "sürekli denetiminden" çıkıyor mu? Sizin değerlendirmenizde bu yönde mi? t/ Arahk ayı başında hükumet "Kanbm Öncesi Ekonomik Programı"nı açıkladıktan sonra 1318 Aralık "Karar Haftası" olarak adlandınlan hafta. beklenen kararlann açıklanması ile tamamlandı Türkiye, 14 Arahk'ta IMF ile üç yıl süreli, orta vadeli yeni bir programa ilişkin niyet mektubu taslağı üzerinde mutabakat sağladığını açıkladı. Türkiye'nin bu açıklaması ile ayru zamanda IMF Başkanı da Türkiye ile yeni bir stand by anlaşmasının, ocak ayınm ilk yansma kadar çıkartılacak "yapısal düzenkme cahşmalannm" tamamlanmasından sonra lcra Direktörleri Kurulu'n&görüşülerekkararabağlanacağıru açıkladı. Haftanın sonunda toplanan AB Zirvesi'nde Topluluk Konseyi, 18 Aralık tarihinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin açılmasına ilişkin, üzerinde mutabakat sağlanan konsey karanru açıkladı. Türkiye 1999 Arahk ayında; Helsinki Karan ve 9 Aralık 1999 tarihinde IMF'ye verilen Niyet Mektubu ile başlatılmış olan bir dönemin ikinci evresine geçiyor. Aralık 1999 tarihinde zamanın hükümetinin ahnış olduğu bu siyasi kararlann devamında, Aralık 2004'te açılan ikinci dönemin hedeflerini ayın ilk yansında açıklanan iki temel kararda görmekmümkün. KanhmÖncesi Programı'nı Devlet Bakanı; Türkiye'nin kendisi için doğru olduğuna inandığı yerligüçlü ve rasyonel bir program olarak değerlendirirken, IMF ile mutabakat sağlanan yeni program için "Türkiye ekonomi polirikalannda kendi kaderini kendisi tavin etmektedir'' değerlendirmesini yaptı. Türkiye'nin 20002004 programında IMF kredi kullanımı 'IMF tarafından 1999 Aralık, 2000 Kasım, 2001 Mart niyet mektuptan ile geçen beş yıllık döneme taahhüt edilen toplam kredı tutandtr. İc borc fatzlerl Yukanda soldaki şekil, toptan eşya fıyatlanndaki enflasyon ve devlet iç borçlanma senetlerinin ortalama bileşik faizlen ile banka kredi faizlerinin reel düzeylerini aylık periyoda göre sergilemektedir. Faizlerin reel çevrilmesinde toptan eşya fiyat endeksleri kullanılmıştrr. Iç borç reel faizleri AKP iktidan boyunca herhangi bir düşüş eğilimi göstermeden, yüzde 10.5 ile yüzde 18.5 arahğmda dalgalanmakta ve 2004'ün eylül ayı itibariyle de yüzde 12.5 düzeyinde gözükmektedir. Dolayısıyla hükümetin standby'ı tanıtım toplantısmda ifade edilen "TL cinsinden borçlanmanın düştüğü" yönündeki açıklama yanıltıcıdır. Burada esas olan iç borçlanmamn reel maliyeti olmahdır. AKP hükümeti döneminde enflasyonda yaşanan düşüşe karşın, IMF öngörüleri tutmamış, reel faiz yükü düşürülememiştir. Reel faizlerdeki bu direnç nereden kaynaklanmaktadır? Bu olguyu doğrudan doğruya uluslararası sermaye piyasalannm işleyişinin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekmektedir. Uluslararası fınans sermayesi, Türkiye gibi yeni yükselen piyasalarda reel faızlenn yüksek ohnasmdan büyük bir rant elde etmekte ve bu ülkelerin sunduğu spekülatif finansal arbitrajı kaybetmemek için piyasa dahili veya harici her türlü şantaja başvurarak faiz getirisini yüksek kılmaktadır. Bu şebekenin bir parçası olarak işleyen Türkiye ve Brezilya gibi "yükseten" piyasa ekonomileri de yüksek reel faiz cenderesine sıkışmış konumdadır. I.MF heyeti imzalanan yeni StandBy anlaşması sonrası Türkrye'ye daha sık gelip gidecek. IMF İcra Direktörleri Kurulu yeni standby görüşmesi için üç yasanın; 1 Gettr Idaresi Yasası, 2 Sosyal Güvenlik YasasL, 3 Finansal Hizmetkr Yasasrnm mutlaka TBMM'den geçirilmesini istiyor. Denetim sürecl • Yeni dönemin ortaközeDiğini; yakm tzJemedeoetimin sürekliliği olarak adlandırabiür mrviz? ^ Açık bir ifade ile yeni girilen dönemin her iki alanda alınmış olan kararlar açısmdan temel özelliği, Türkiye üzerinde sürekli kılınacak olan izleme ve denetim süreçleridir. Türkiye'nin önundeki yeni dönem, anlaşıldığı kadanyla tam üyelik ile sonuçlanabilirse 10 yıllık bir dönem olacaktır; ekonomik yaşamın ve toplumsal yaşamın disipline edileceği, kurallann hâkimiyetinin aranacağı uzun dönemli bir "skı" dönem olacaktır. Türkiye'nin hemen her alanına dagılmış olan "kayıt dışıhğın" kayıt alhna alınmasının isteneceği bir sıkı dönem yaşayacagız. Tesadüfı değil. kavıt dışıhğın çözümlenmesini IMF de yeni dönem programı için hemen talep ediyor. Bu amaca yönelik önerdiği üç temel başlıkta toplanan "yapısal reformbr"a ilişkin düzenlemelerin yapıhnasını Standby anlaşmasınm imzalanması için ön şart olarak görüyor. Ocak ayının ikinci yansında IMF îcra Direktörleri Kurulu yeni standby görüşmesi için üç yasanın; 1 Gelir Idaresi Yasası, 2 Sosyal Güvenlik Yasası, 3 Finansal Flizmetler Yasası'nın mutlaka TBMM'den geçirihnesini istiyor. AB için hazırlanan Katılım Öncesi Ekonomik Program çalışmasına bakınca paralelliği görmek mümkün. Çalışma yaklaşık 118 sayfa. 60 sayfası genel değerlendirme ve üç yıllık hedef bölümüne a>Tilmış, kalan 60 sayfa "yapısal reformlara" aynlmış. 57 milyar dolar ödenecek kullandı. Yaklaşık 1.1 ANKARA(ANKA)Türkiye, IMF ile 1 Yeni anlaşmaya göre IMF'ye ödeme ve 1 milyar dolarlık bolüm, yeni anlaşma imzalanacak yeni yeni borçlanma (milyar $) 1 yapılacağrnın Standby çerçevesinde 1 açıklanmasmdan sonra üç yıllık dönemde Stok (yıl sonu) (ideme Yeni Borçlanma Net Kullanım askıya altndı. kullanacağı açıklanan Türkiye 30.7 milyar yeni "cevirme 20.1 2004 dolarlık kullanım kredisini" 2007 yılı 4.2 3.4 2005 16.7 7.5 karşdığında 2004 sonu sonrasında üç yılda itibanyla faiz hariç ödeyecek. Böylece •4.1 2006 12.6 7A fiilen 10.6 milyar 2000 programı ile 3.3 dolarlık borcunu geri 2007 2.5 9.3 5.8 başlayan ve krizler ödedi. Faiz hariç 20.1 ortamında artarak 9.3 2008+ milyar dolarlık borç büyüyen IMF kredi stoku 20052008 kullanımı, 19992007 arasında ödenecekti. dönemi için 40.7 IMF yeni yapılacak anlaşma ile üzere Türkiye'ye açılması milyar dolara ulaşmış olacak. 20.1 milyar dolarlık stoku yeni bir kararlaştınlan yeni IMF kredisinin Türkiye 40.7 milyar dolarlık takvime bağlıyor ve 2005, 2006 10 milyar dolar olacağı yer aldı. kullanım karşılığı 20002010 yıllanndaki yüklü ödemelerin Türkiye bu krediyi ancak borç geri döneminde IMF'ye (faizle birlikte) sağlanabilmesi için 10 milyar ödemelerini yeniden yapılandırmak 51 milyar dolar geri ödeme dolarlık "cevirme kredisi'' açıyor. için kullanabilecek. 1999 Niyet yapacak. Geçen hafta içinde 12 dilim halinde 3 yıllık dönemde Mektubu ile başlayan ve bu yıl Ankara'da Devlet Bakanı Babacan kullandınlacak olan kredi için her sonunda tamamlanacak olan, 2000ile IMF Türkiye yetkılilerinin yıl Türkiye ile üçer aylık 2002/2004 beş yıllık standby açıkladığı yeni Standby dönemlerde 4 ayn "gözden döneminde Türkiye, IMF mutabakatı ile ilgili bilgiler içinde, geçirme" ve bağımsız "niyet kaynaklanndan toplam 31.8 milyar Türkiye nin 20052007 dönemi mektubu'' sürecine dayalı yakm dolar kaynak kullanımı sağladı ve IMF kredilerinin geri ödemelerinde gözetimdenetimin süreceği bunun 30.7 milyar dolannı kullanırmak ve geri ödeme anlaşılmaktadır. Temmuz 2004 sonu itibanyla fiilen takvimini yeniden düzenlemek 12 gözden geçlrme iki programın temel hedefleri; "ekonomik büyümeyi sürdürürken enflasyonu daha aşağrya çekmek, mali ve parasal disipline devam ederek faiz dışı fazla hedefine ulaşıimasmı sağlamak ve bu süreçte kamu borçiarmm sürdürülebflirtiğmi koruyarak borç stokunu azaltmak; yaklaşık \irmi beş viklır sürekli istikrarsızlaşanbüyüme sürecinde kabcı istikrar sağlamak'' olarak açıklandı. Bağımsız olarak hazırlandığı açıklanan üç yıllık orta vadeli bu programı IMF, 10 milyar dolarlık "borç vadesiniyenileme" kredisi ile destekleyeceğini açıkladı. Yeni kaynak kullanımı olmayacak. Ancak bu 10 milyar dolarlık kredinin kullanımı, üç yıl içinde 12 taksitte gerçekleşecek. Bunun anlarnı, "12 bağnnsız gözden geçirmenin'' kabul edihnesi oluyor. Bu kabul bize IMF denetiminin önümüzdeki üç yıl içinde geçmişte olduğu gibi süreceğini gösteriyor. 1999 Aralık ayuıda verilen Niyet Mektubu ile başlayan ve krizlere bağlı olarak süresi uzaülarak 20002004 yıllannı kapsayacak şe Zor flünler Bu veriler ışığmda, Türkiye'nin yeni standby döneminde de üzerine düşen yapısal uyarlamalan harfiyen gerçekleştirîrken, uluslararası fınans sermayesine de yüksek getiriler sunan "örnek" bk ülke ohnaya koşullandınlmış olduğu anlaşmaktadır. Bu arada, emek gelirlerindeki gerilemenin "programm istikrar hedefleri açısmdan gerekh' olduğu" gene özenle vurgulanacak; işsizkk sorunu ise "verimKlik arnşlanna dayah büyüme'' masalıyla ekonominin gündeminden kaldınlmaya çalışılacaktır. Süregelen IMF programı altında emekçüeri zor günler beklemektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear