17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK2004SALI HABERLER DÜNYADABUGUN ALt SİRMEN Yazarımızın yazısı elimize ulaşamadığından yayımlayamıyonjz. îçişleri Bakanlığı, polis ve jandarmanın 1983'e kadar tuttuğu 180 bin 569 'yakalandı' kaydının iptalini istedi [email protected] Baro: Polls suça teşvlk ettl HataJı fışler siliniyor ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Gizli kamera tartışma yarattı ÖMERŞAN RİZE Rize'de bazı okullann onarımı için Milli Eğitim Müdürlüğü'nce düzenlenen ihale öncesindeki pazarlıklan gizli kamerayla kaydeden polis, müteahhitlere yönelik operasyon düzenledi. "thaleye fesat kanşünhklan" gerekçesiyle 8 müteahhit gözaltına alındı. Müteahhitler sorgıılannın ardından serbest bırakılırken Rize Barosu Başkan Yardımcısı Ateş Hatrooğju, "Polis suça teşvik etmiştir" dedi. Rıze Millı Eğitim Müdürlüğü'nce düzenlenen Merkezlstiklalllköğretim Okulu'nun onanm işleriyle ilgili ihale öncesi Rize Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri firma temsilcisi gibi davranarak diğer katıhmcılarla pazarlıga oturdu ve yapılan bütün görüşmeler gizli kameraya kaydedildi. Kaydın tamamlanmasının ardından ihaleye katılan 12 firmadan 8'inin temsilcisi "ihaleye fesat kanşardıklarT gerekçesıyle gözaltına alındı. Aralannda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafindan açılışı yapılan Adliye Sarayı'nın yapımını üstlenen firmanın müteahhidi tbrahim Aksu ile taşeron firmanın temsilcisi Ibrahim Baş'ın da bulunduğu müteahhitler, sorgulannın ardından serbest bırakıldı. Aksu ve Baş ile birlikte sorgulanan müteahhıtler Afi Kntanoğlu, Cengiz Amedi, Galip Şanda,ZekiÖrsoğhı,tbrahim Kutan, Cesim Amedi' nın avukatı Rıze Barosu Başkan Yardımcısı Ateş Hatinoğlu, müvekkillennin komployla karşı karşıya olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Operasyon tarüşmaya açılmalıdır. Polis khnseyi suça teşvik edemez. Bu suçtur. Ortada bir suçlu yokken polisin gizli kamera kuDanarak suçlu yaratması doğru bir davranış ve yasal deRize Milli Eğitim Müdürü Rasim Çefik de ihalede hiçbir sorun olmadığını ıfade ederek "Bizim ihalelerimiz gayet şeffafhr. 13 müracaat oldu ve ihale zamamnda famamlamh" dedl. ANKARA(GmmuriyetBürosu)tçişrihli olması nedeniyle adli karar sonuleri Bakanlığı, kişi hak ve özgürlüklericuna ulaşüamayan kayıtlann bilgisayar ni korumak ve mağduriyetleri önlemek sisteminde var olduğunun anlaşıldığı amacıyla 1982 öncesi işlenmiş suçlarla bildirilen genelgede, bu hatalann gideilgili hatalı kayıtlar ile kimlik numarası rilmesi amacıyla yapılan çahşmalara verilmemiş kayıtlann iptaline karar verkarşın bu sorunların ortadan kaldınlamadi. Bu çerçevede, tutulan 180 bin 569 *ya dığı vurgulandı. kalandı" kaydının yer aldığı fışler ile KlHBl Bılgi Sistemi'nde halen 2 bin Nüfus ve Vatandaşlık Işleri Genel Mü 679 kişinin "aramyor", 180 bin 569 kidürlüğü'nün kayıtlan ile eşleştirilemeşinin de "yakalandı'' kaydı bulunduğu yen 21 bin 670 fiş iptal edilecek. belirtilen genelgede, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası verilmesinden îçişleri Bakanlığı Kaçakçılık Istihbarat Harekât ve Bilgi Top ^ sonra sistemde bulunan lama Daire Başkanlığı tüm kayıtlann Nüfus ve • îçişleri Bakanlığı, Vatandaşlık Işleri Genel (KÖfflt) tarafindan hazırlanan ve Bakan Abdülkakişi hak ve Müdürlüğü kayıtlan ile dir Aksunun imzasını takarşılaştınldığına işaret özgürlüklerini şıyan konuya ilişkin geedildi. Bu karşılaştırma korumak ve nelge, Emniyet Genel Müsonunda 21 bin 670 kaymağduriyetleri dürlüğü ve Jandarma Gedın nüfus kaydıyla eşleneönlemek amacıyla nel Komutanlığı'na gönmediğı belirtilerek yönerderildi. 1982 öncesi işlenmiş ge koşullanna aykın ve eksik bilgi ile kayıtlann tuGenelgede, bir suçtan suçlarla ilgili hatalı tulma olasılığı bulunduğu dolayı aranan ve yakalankayıtlar ile kimlik bildirildi. mış da olsa bazı suçlan işnumarası verilmemiş lemiş kişilerle ilgili olaHatalı kayıtlar nedeniykayıtlann iptaline rak, kayıtlı olduğu nüfus le uısanlann gözaltına ahmüdürlüğünden kimlik karar verdi. nabildiği, yapılan arşiv bilgilerinin doğru olarak ^ ^ ^ kayıtlan nedeniyle polis temin edilmesi ve kişi ile okullanna ve askeri okulilgili evrakm cumhuriyet savcüığına gönlara giremediğine ışaret edildi. 31 Araderilmiş olması koşuluyla KİHBÎ taralık 1982 tarihınden önce işlenmiş suçfindan kayıt tutulduğu hatırlatıldı. Gelara ilişkin tutulan 180 bin 569 "yakanelgede, bu gerekçelerle kayıt tutulmalandı'' kaydının yer aldığı fışler ve Nüsına 1982 yılında çıkanlan yönerge ile fus ve Vatandaşlık Işleri Genel Müdürbaşlandığı, ancak 1974 affindan itibaren lüğü'nün kayıtlan ile eşleştirilemeyen tarama yapılarak suçlu kayıtlanmn sis21 bin 670 fişin iptal edilerek bilgi sisteme dahil edilmesinin sağlandığı ifade temi tasnifmden çıkanlması istendi. Geedildi. 31 Aralık 1982 tarihınden önce nelgede, kimlik numarası verilmediği işlenmiş suçlarla ilgi kayıtlarda, kimlik için silinen bu kayıtlardan, doğru nüfus bilgileri doğru elde edilemediği halde ka ve yargı bilgilerine ulaşılabilenlerin, yeyıt açılan ve adli makamlardan eskı taniden kayıt altına alınması da istendi. Örgütsüz medyanın, basın özgürlüğünü de zayıflattığı vurgulandı TGS sendikal haklara özgürlük istedî tstanbul Haber Servisi Türkiye temsilcilerinin, yeni Türk Ceza değiştirümesi gerekmektedir'' Gazetecıler Sendıkası (TGS), Yasası'nın basın özgürlüğüne denildi. Yeni Basın Yasası ile getırdığı kısıtlamanın henüz fark AB'ye verilen taahhütler kaldınlan basın suçlanna hapis edilemediği ifade edildi. çerçevesinde, gazetecilerin yasal cezası yaptınmının, 1 Nisan 2005 Türkiye'de basın emekçilerinin ve sendikal haklanna saygı tarihinde yürürlüğe gırecek yeni sendikal haklardan duyuhnasını sağlayacak TCY ile yeniden getinlmekte önlemlerin ^^ ^ olduğu vurgulanan gecıktınlmeden açıklamada, şu sözlere yer • Yeni Türk Ceza Yasası'nın basm alınması gerektiğini \erildi: uBasın sektöründe özgürlüğü kavramının özünü tehdit ettiği belirtti. TGS tarafindan çahşan gazetecilerin belirtilen TGS açıklamasında, "Bu yapılan yazılı sendikal örgütfcnme maddelerin, yürürlüğe girmeden acilen açıklamada, AB hakkı. sos>al değiştirimıesi gerekir" denildi. Komisyonu'nun 2002 partnerfcrden birisi olan Yıh Ilerleme medya sahipleri tarafindan engeDenmektedir. Bu yoksunluğunun basın Raporu'nda, "Örgümı bir basm açıkça bir hak inlafidir. Basm özgürlüğünü olumsuz yönde sendikasmm yoktugu, basımn emekçilerinin büyük bir etkileyeceğinin altı çizilen bağımsızhğını zaydhtmaktadn'' çoğunluğu yasal hakbumdan büe açıklamada, "Yeni TCY, basm ifadelerine yer verildi. 2004 Yılı yoksun bnakdmaktadır. Medya özgürlüğü kavramınm özünü yok Ilerleme Raporu'nda, Basın sektöründe sosyal dryaloğun edecek niteHkte tehHkefi maddeier Yasası ile getirilen iyileştirmelerin geBşmesi, çahşanlann haklanna içermektedir. Bu maddeJerin, genel olarak olumlu bulunduğu saygı gösterihnesinden geçeıf yürüriüğe girmeden acilen dile getirilen açıklamada, AB Hoııanda lade etmıyor NuriyeKespir davası sürüyor DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK "KONGRAGEL'in başkanlık konseyi üyesi olan ve Hollanda'da faaliyetlerine devam eden Nuriye Kespir' in gıyabi tutuklu olarak yargılanmasına Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Kespir'in iade talebine resmi yanıt gelmemesi nedeniyle duruşma ertelendi. Diyarbakır DGM'de TCY'nin 168/1 maddesi uyannca "yasadışı örgütüsevkveidareetmek'' suçundan yargılanan Nuriye Kespir, örgüt yönetimince, siyasallaşma çabalanna katkı sunması amacıyla dağ kadrosundan çekilerek Avrupa'ya gönderildi. Hollanda'da faaliyetlerini sürdüren Kespir, 2001 yılında bu ülkenin adli makamlannca tutuklandı. Bu dönemde Türkiye'nin iade talebi, yasalarda idam hükmü bulunması nedeniyle reddedilirken, Kespir, serbest bırakıldı. Ancak bu yıl bahar aylannda bır kez daha tutuklanan Kespir'in iadesi içın yeniden girişim başlahldı. Dava dosyasının bulunduğu Diyarbakır DGM Başsavcılığı, ıade dosyasını hazırlayarak Adalet Bakanlığı Dış Ilişkiler Daire Başkanlığı'na gönderdi. Dosyada, Hollanda'nın daha önce iadeyi reddetme gerekçesi olarak gösterdigi idam hükmünün, Türk yargı sisteminden çıkanldığı belirtilerek adil yargılanma garantisi verildi. Ancak geçen ay Hollanda makamlan Kespir'i serbest bıraktığı gibi yüksek mahkeme de iade edilmeyeceğini kesin olarak kararlaştırdı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR AB Konusunda Bardak Dolu mu? CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 17 Aralık zirvesi dönüşünde AKP'lilerin kutlamalannı eleştirdi. Baykal, muhalefet liderinin yapması gerekeni yapıyor ve haklı olarak 17 Aralık zirvesinin sonuçlarmdaki tehlikelere dikkat çekiyor. Bu arada Başbakan'ın zirveye gitmeden önce söylediklerini yerine getiremediğini belirtiyor. Türkiye medyası, 17 Aralık zirvesinin başanyla bittiği konusunda neredeyse ittifak halinde. 3 Ekim 2005'tetarih alınmasını, üyelik müzakerelerinin başlayacağının kesinleşmesini, bu müzakerelerin tam üyelik hedefiyle yürütüleceğinin belirtilmesini tarihi bir dönüm noktası olarak görüyor. Yani medya, bardağın dolu olduğuna ya da bardağın dolu yanına dikkat çekiyor. Gerçekten bardak dolu mu? Müzakere sürecinin çok çetin geçeceği, 17 Aralık'tan önce de belliydi. Nitekim, müzakerelerde Türkiye çok zor koşullarla karşı karşıya kaldı. Kıbns, serbest dolaşım, ucu açık müzakere gibi konular, eğer kötü niyetle yaklaşılırsa Türkiye'nin başına çok sorun açabilir. Kötü niyet ne demek? Şu anda AB üyesi olan Kıbns Rum Cumhuriyeti, Avusturya gibi ülkeler Türkiye'nin üyeliğini istemiyorlar, her an veto haklannı kullanabilirler. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni 3 Ekim 2005 tarihine kadar tanımak zorundaolmak, birdezavantaj değil mi? AKP hükümet yetkilileri, 3 Ekim'e kadar Kıbns sorununun çözüme ulaştırılmasının mümkün olduğunu belirtiyorlar. Bu konuda ABD ve Ingiltere'nin devreye gireceği söyleniyor. Bu kadar kısa süre ıçinde bu sorunun kolay kolay çözüleceğine inanmak çok zor. Üstelik Kıbns Rumları, AB üyeliğinin avantajıyla hareket ettikleri için işizoriaştırabilirler. Umalım ki Kıbns'ta 3 Ekim'e kadar bir çözüm üretilebilsin ve Türkiye, Birleşik Kıbns'ı tanımak gibi bir şans elde etsin. Tabii buradaki soru, 3 Ekim 2005'e kadar Kıbns sorunu çözülemezse ne olacak? Avrupa'nın kesinlikle isteği, o tarihe kadar tanıma işinin sonuçlanması. Tanınma olmazsa Türkiye ne yapacak? AB ile müzakerelere başlamayacak mı? 3 Ekim'e kadar geçen süre, yine bir gerilim filmine dönüşebilir. 17 Aralık zirvesi, bir başlangıç olması bakımından önemli. Ancak çok zor ve karmaşık bir döneme girildiği de unutulmamalı. 25 üye ülkenin, bu ülkelerin iç kamuoyundaki eğilimlerin, getirilen çeşitli onkoşullann işleri zorlaştıracağı, hatta şimdiden zorlaştırdığı kesin. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzlaşmanın ardından yaptığı basın toplantısında, "Çoksevinçliolduğum, her şeyi kazandığımızt duşündüğüm söylenemez" benzeri bir açıklama yapmıştı. Yani buruk bir iyimserlik içinde olduğunu kendisi söylemişti. Gerçek de sanınm biraz böyle. Bardağın dolu olmadığını biliyoruz. O nedenle olanlara temkinli yaklaşmalıyız. "Bardak boşmu"d\ye sorarsanız, ben farklı biryerden bakarak cevap vermeyi yeğleyeceğim. Türkiye'de son birkaç yıldır, biraz da AB üyeliğinin iteklemesiyle önemli yasal değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler yeterli olmasa bile Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından kazanımlar içerdiği de bir gerçek. DGM'lerin kaldınlması, Basın Yasası'nda gazetecilere ve düşünce özgürtüğüne yönelik hükümlerin çıkanlması, Türk Ceza Yasası'nda sorunlar olmasına rağmen gerçekleşen değişiklikler, anadilde eğitim için göstermelik de olsa atılan adımlar dikkate değer. Bunlar yeterli mi, tabii ki hayır. Türkiye'nin demokratikleşme yönünde daha çok adım atması gerekiyor. Belki gözlerden kaçan en önemli sorunlanmızdan birisi, gelir dengeleri arasındaki büyük uçurum. Türkiye'de yüksek gelir gruplanylayoksullar arasındaki uçurum korkutucu boyutlarda. Toplumun ve emekçilerin örgütsüzlügü, bu uçurumun daha da artmasına neder oluyor. AB süreci içinde bu dengesizliğin engellenmesine ilişkin bir ışık görünüyor mu? Şu gerçeği görelim; bardak dolu değil. Türkiye'nin AB üyeliği macerası, yalnızca üye olacak mı olmayacak mı sorulannın çok ötesinde sıkıntılaria yüz yüze gelerefc sürecek. Bu maceranın sonu nasıl brtecek. bilebilmek çok zor. Ancak bu süreç içinde Türkiye, demokratikleşme, örgütlenme, gelir adaletsizliğinin giderilmesi noktasında baz kazançlar elde edemez mi? Konunun bu yanı daha önemli... 'Türkiye'nin üniter yapısı korunacak' istanbuIHaberServisi AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetımler Başkanı HaHl Ürün, üniter yapıyı bozmakla suçlandıklannı belirterek çıkar ve vurgun şebekelerinin kurduğu üniter yapımn bozulacağını söyledi. Türkiye'nin üniter yapısını koruyacaklannı dile getiren Ürün, önümüzdeki seçımlere, yerel seçimlerin damgasını vuracağını ifade etti. AKP Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafindan düzenlenen 1. Bölge Eğitim Toplantısı, Yeşilköy CNR EXPO Kongre ve Fuar Merkezi'nde başladı. Toplantıda konuşan Halil Ürün, merkezi ve yerel iktidarlar döneminde Türkiye'de yeni bir zihniyeti egemen kıldıklannı iddia ederek ülkede artık yönetim krizlerinin aşıldığını, siyasi tekelleşme ve yozlaşmanın sona erdiğini savundu. Açıkhk, şeflaflık ve kanhmcüığın önemine değinen Ürün, "Yerel yönetim ve yerel kültürün önemi ön plana çıkti. Yerelliğin, aynmcıhğuı sebebi olmadığı, tersine birtikteliği güçlendiren bir zengmMk olduğu anlaşıldı'' dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear