25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
& KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Asli görevini yap! Duyduk ki, Türk-lş yönetimi de, SSK hastanelerinin sendikalara devredilmesi önerisi karşısında DİSK'in açıklamasına benzer bir tavır geliştirmek üzereymiş. Ancak bir farkla... Türk-iş'in tutumu "koşullu evet" yönünde olacakmış. Sızan bilgilere bakılırsa, Türk-lş'in koşullan arasında "kısa vadeli sigorta kollarından tahsil edilen primlerin tamamının öngörûlecek süre içinde hastane yönetim fonuna aktanlması ve tahsil edilen primlerin öngörülen sürede yönetim fonuna aktanlmamasından doğacak zararlann tümünün karşılanması" gibi istemler de bulunacakmış... Dahası Türk-iş, yalnızca "bugüne değin siyasi müdahalelehe kurumun kaynaklarının yanlış kullanılması nedeniyle uğradığı zarariarının güncel değerler üzerinden karşılanmasını" talep etmekle kalmayacak, "devletin kamusal sağlık için ayırmak zorunda olduğu payın da düzenli olarak, oluşturulacak fona aktanlmasını" gündeme getirecekmiş. Türk-lş, bir "küçük" konunun daha altını çizecekmiş. O "küçük" konu da, "SSK hastanelerini alın, başınıza çalın" demeye getirenlere, tüm vatandaşlara ücretsiz sağlık hizmeti sunmanın sosyal devletin "asli görevi" olduğunu anımsatmakmış: "Türk-lş'in asıl ve üzehnde tartışmaya yer olmayan talebi budur. Bu haktan vazgeçilmesi asla kabul edilemez. Türk-lş, bu konudaki mücadelesini sürdürecektir." ISIK KANSU HizmetRecep Tayyip Erdoğan, sendikacılara "Madem SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na bağlanmasını istemiyorsunuz, siz işlet/n; ama ben size beş kuruş vermem" deyince, DİSK yönetiminden yanıt geldi: "Hastanelehn işletmesini devralmaya talibiz." Bu yanıt, DİSK içinde üç ayn kanat yarattı... Birinci kanada göre, DİSK'in çıkışı doğruydu ve yapılması gereken yapılmıştı. Ikinci kanada göre, DİSK'in çıkışının "ironik" biryanı vardı. Yani, ciddiliği tartışmalı bir öneriye karşı ancak böyle birtepki gösterilebilirdi... Üçüncü kanada göre ise, DİSK'in çıkışı, Erdoğan'ın sosyal devleti reddeden yaklaşımına ortak olmak anlamına geliyordu: "Dileriz, DİSK yöneticileri, bu tepkileri ile sosyal sigorta, sosyal güvenlik ve sosyal devlet kavramlarından hiçbir şey anlamamış olduklarını ortaya koymuyorlardır. Çünkü, son açıklamalan bu kavramlan reddetmek anlamına geliyor. Asıl savunulması gereken, bir ulusal sosyal güvenlik politikasının belihenerek sosyal sigorta hizmetlerinin bu politikaya göre verilmesidir. Bu durum ortaya konulmadan yapılacak her iş ve eylem AKP iktidannın yapmak istediklerine hizmet etmek demektir." AKP'nin kadrolaştığı, kadrolaşır- ken görevden almalar yaptığı, gö- revden almalaryaparken hukuka ay- kın işlemlergerçekleştirdiği, bu hukuka aykın işlemter hakkında davalar açıldı- ğı, davalarda idare mahkemelerinin yü- rütmeyi durdurma ve iptal kararlan ver- diği, kararların uygulanmaması karşı- sında da mağdur olmuş devlet memur- lannın ilgili bakanlar hakkında 'görevikö- tüye kullanma" gerekçesiyte yargı organ- lanna başvurduğu biliniyor. Elimizde, yakın tarihlerde yargı organ- lannca hükme bağlanmış üç karar bu- lunuyor. Her üçü de Kültür ve Turizm Ba- kanı Erkan Mumcu hakkında "yargı karannı" uygulamadığı gerekçesiyle ya- pılan şikâyetler üzenne venlmiş ve bir- Bakan şikâyet edilirse birierine benziyor. Birini ömekverelim: Erkan Mumcu'nun mahkeme karannı uygulamadığı için ya- pılan şikâyeti Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığı incelemiş ve şu karara varmış: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 100, TBMMIçtüzüğü'nün 107. madde- sine göre, başbakan ve bakan hakkın- daki soruşturma yetkisi TBMM'ye ait olup başsavcılığın bu kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bu- lunmadığından, mevcut anayasal sis- tem nedeniyle şikâyet edilen Erkan Mumcu hakkında soruşturma açılma- sına yer olmadığına karar verildi." Savcılığın bu karanna itiraz edil- ••• miş. ItirazıincelemeklegörevliSin- can Ağır Ceza Mahkemesi Başka- nı da "Erkan Mumcu hakkında görevi kötûye kullanmak suçundan dolayı so- ruşturma açıldığı, soruşturma sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca takibata yer olmadığına karar verildi- ği"r\i belirterek itirazı reddetmiş. Kararlan, hukukçu dostlanmıza okut- tuk. Şu yoruma vardılar "Savcılık yetkisizlik karşısında fezle- ke düzenleyerek durumu TBMM'ye bil- dirme yerine, soruştürmaya yer olma- dığına hükmetmiş. Mahkeme de, yapıl- mamış soruşturma üzerinden soruş- turma yapılmış gibi karar vermiş. Van- lan sonuç ise, suçun sabit olmadığı!.." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sigortalıya Yanlış ya da Eksik Bilgî Verilmesi SORU: Değişik kavnaklardan edindiğim bilgilere göre, sigortahhk sü- rem, prim ödeme gün sayım ile emeklüik yaşım dolmaktadır. Ben de bu bilgilere güvenerek SSK'ye emekülik dilekçemi vereceğim. Ancak bana verilen bilgüer doğnı degilse, uğrayacağım zaran sigorta karşdar nu? (C.Ç.) YANIT: Resmi belge niteliğinde olmayan bilgi ve belgeler emeklilik işlemlerinde geçerli sayılmayabilir. Size verilen resmi belge- lerde, sonradan bir yanlışlık ya da eksiklik bulunduğunda na- sıl bir işlem yapılacağı konusuna yargı açık ve kesin çözüm ge- tirmıştir. (1) "Somut olayda, sigortahnın başvuru tarihi olan 24.4.1995 tarihinde 60/A -C maddesinin öngördüğü 25 yüdan beri sigor- tab olnıa koşulu hariç diğer koşullara sahip olduğu, 25 yıldan beri sigortalı olnıa koşulu da iki gün sonra 26.4.1995 tarihinde gerçekleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Baş- ka bir anlatımla. sigortahnın 26.4.1995 tarihinde yukanda sözü geçen maddenin aradıgı tüm koşullara sahip olduğu açık-seçik- tir. Hal böyle olunca, sigortahya yeniden tahsis dilekçesi vermek- sizin, giderek önceki dilekçesi göz önünde tutularak koşullann oluştuğu tarihi takip eden 13.1995 tarihinden itibaren yaşhhk aybğı baglanması gerektiği söz götürmez. Tersinin kabulü, da- valı kurumun anayasadan kaynaklanan sosyal güvenlik ödevi- nin zorunlu sonucu olan, koşullann oluşması tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşulık ayhğı bağlaması yerine bağlamama- sından kaynaklanan kusurundan yararlanmak olur ki, bu du- rumun hak ve nasafet (insaf) kuraOan ile bağdaşmadığı ortada- dır. (...)" (Yargıtay21.HukukDairesi,29.1.1996tarih, 1996/261 Esas, 1996 310 Karar) (2) "Davacı, yaşhhk ayhğuıa hak kazanıp kazanmadığı konu- sunda davalı kurumun gerekli bilgileri sağîıkh ve gerçeğe uygun bir biçimde verme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek yanhş büdirimde bulunması sonucu, bu cevaba güvenerek yaşhhk ay- hğı bağlanacağj inancıyla işinden aynlmasından dolayı uğramış olduğu zarann gideribnesini istemiştir. („.) Bu durumda, zarann kapsamınm saptanmasuıda haksız ey- lemin niteligi ile davacuun istek ve amacmm göz önünde tutul- ması gerekir. Hal böyle olunca da, kurumun haksız eylemi so- nucu davacının nıaJ \ arhğmda husule gelen zarann, davacıya bag- lanması gereken v aşhhkayhğı olduğu yönü açıktır. Başka bir an- laomla, kurumun cevabı yanüücı nitebkte olmasaydı, davacmm mal \ arhğında gelecekte ortaya çıkacak çoğahnanm, yaşhhk ay- hğı tutan kadar olacağı kuşkusuzdur. Böylece, zarann ve taz- minatm betiıienmesinde, davacıya olağan olarak baglanması gereken yaşhhk ayhğına üişkin kazanç miktanmn göz önünde tutulması gerektiği ortadadır. (_.) Haksız eylem olayda gerçek- leşmiştir. O halde, zarar haksız eylem olmasaydı mal varhgı ne olacak idiyse, haksız eylemin gerçekleşmesiyie meydana gelen mal varlığı durumu arasuıdaki farktan ibarettir. Bu da kural ola- rak davacuun açıkta kaldıgı döneme Uişkin olarak kazanç kay- bından ibaret olup genel kurul olarak BJCnin 325. maddesinin de uygulanması gerekir. Olayda işin özelhği de dikkate ahndı- ğuıda, hükmedilen miktarm behrlenmesinde bir tsabetsizUğin bulunmadıgından direnme karannın onanması gerekir. (_)" Yukanya aldığımız yargı kararlan uyannca, sigortahya ek- sik ya da yanlış bilgi verilmesi sonucu oluşan zararlann sigor- ta kurumunca karşılanması gerekir. Kaynak: (1) Lebib Yalkın Yayınlan, Yargıtay Kararlan, Sıra No:481,(2)SıraNo:319 Toprak ve su elden çıkıyor Türkiye Yol-iş Sendikası, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılmasına ilişkin yasa tasa- nsı ile ilgili bir inceleme yayımla- dı. Sendika, incelemesine şu adı koymuş: "Devleti toprak ve su yöneti- minden kovma ve federal örgüt- lenmeye doğru büyük adım ta- sarısı hakkında rapor." Incelemede, tasanyla "toprak ve su yönetiminin dağıtıldığını", tanmsal arazilerin kullanımına izin verilmesinden tutun, yeraltı ve yerüstü su kaynaklannın yöneti- mine değin bir dizi yetkinin 81 ayrı yerel idareye, il meclislerine terk edildiği belirlenmiş: "Tasanyla yapılan iş, köy yol- lannın yapımı-bakımı gibi basit birinşaat faaliyetinin yerel mec- lislere bırakılması değildir. Yapı- lan iş, insanlanmızı birbirine bağ- layan yol ağıyla yolgüvenliğinin, ülkenin toprak ve su gibi iki te- mel vartığının devlet tüzelkişiliği- nin yetki alanı dışına çıkanlma- sıdır. Yapılan iş, toprak ve su gi- bi iki vazgeçilmez ulusal varlığa, yerel çıkar gruplanyla yabancı kişi ve şirketlerin sınırsız-dene- timsiz el koymasına izin verilme- sidir. " AKP iktidannın hazırladığı Cumhuriyet karşrtı sözde kamu yönetimi reformunun Cumhur- başkanı ve halk tarafından geri püskürtüldüğünü anımsatan Yol- Iş Sendikası, dalgınlığa düşül- memesi için bir kez daha uyan- yor "AKPiktidan, sözde kamuyö- netimi reformu içerisinde geçi- remediği hükümleriparçalayarak yasalaştırmaya çalışmaktadır." KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak o turk.net IOTOBÜSTEKİLER KEMAL IRGENÇ k_urgenc(ayahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA hayatepik : mynet.com BAYINDIRLIK BAtCANI BİR MÜTEAHHİTİN ÖZEL UÇASlNDA SÖRÜLMÜS!!!!.. N'APÎİM ? O DA BENİ ÜCAŞINA BINDIRIYO I I' 1 FT'l TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAM 8 Kasun icicw.munUaz-arikan.com KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 970 Vasiyetname Muns Zafer Gökman'ın vefatı ile munsın sağlığında Kadıköy 7. Noterlığfnde düzenlenmiş 4.9.1997 tanh. 35806 yevmiye no'lu va- siyetname mahkememıze ıhbar edilmış olmakla, Tüm aramalara rağmen muasçılardan Şerif Lütfü Savut kızı, Ni- lüfer Nebıle Savut'un adresı tespıt edılemediğinden MK'nun 597. maddesı gereğınce ilan yapılmasına karar verilmiş olup. ışbu ılan ta- rihinden itibaren 1 ay içinde adı geçen mirasçınm mahkememıze müracaatı. duruşma günü olan 24 02.2005 tanh saat 9.45'te mahke- merruzde hazır bulunması, aksi takdu-de vasiyetnameyi kabul etmış sayılacağı hususu ılanen teblığ olunur. 04.11.2004 Basın: 50539 GRETA GARBO'YÜ KfM 1928"O£ BUGÜN, İSVEÇLİ FİLM yoNETMBNt , 4-S ^ffMPA ÖİMÜfTÜ İ ' ÖNCÜ ÜMLÜ 8//S YÖNE7TM&N&İ. srrLLE&'(SAĞPA), 1324- y/LfA/£>A " SÖSTA A4OLANPER 'OEN, r£T£fV£IÇU fK/ K'Z ÖĞ- i 6öNDEGMESıMi /sretfffrr. PAN 8İSİ, Sie£7» -tOffSA 6US774PSSOM 'OU. " 8O 'ya İLK J. rAMİ, yAYGfN HOLLYU/OOP'A AZS/ME, Çr MAU&TZ S77U.££ PEĞİU>f, İNCESUİCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2001 13 Iflas Müflısın adı soyadı. adresi. Çınkur Çınko Kurşun Metal San. AŞ, Kaysen Adana Karayolu 22 km. lncesu Sıra cetvelinm ılanından sonra masaya geç kayıt yaptıran alacaklılar ile ilgili gereklı tahkık ve tetkık ışlemleri bitirilmiş ve hazırla- nan Ek Sıra Cenelı incelemeye hazır bulundurulmuştur. Sıraya ait itırazlann ılan tarihinden itibaren 7 gün içinde lcra Tetkik Mercıi Hâkimliği'ne. alacağın esasına ve miktanna ilişkin itiraz- lann ise ılan tarihinden ıtıbaren 15 gün içınde Aslıye Ticaret Mahkemesi'ne llK'nun 235. maddesine göre yapılması gerekmektedir. llK'nun 232, 234 ve 235. maddelen gereğınce teblığ ve ılan olunur 11 10.2004 Basın: 47424 SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Süpep Güç Talibanlaşınca... "Tannnın hükümeti altında iki ulust" Thomas Fri- edman'ın "New York Tımes"ta çıkan son yazısının başlığı buydu. Bush'un ikinci bir dört yıl için Beyaz Saray'a seçil- mesiyle ABD'nin "nasılbirülkeye?" dönüştüğünü sor- guluyor Friedman: "ABD insanlann cinselşeçimlerine hâlâ kanşmayan bir ülke mi? Kadınlann hâlâ kendi bedenlerini kontrol etme hakkına sahip olduklan birülke mi? Kurucu ata- larımızın devlet-kilise arasına koyduğu aşılmaz du- varlar ve sınıhann hâlâ muhafaza edildiği söylenebi- lırmi? Dinin bilime müdahale etmed'ığisöylenebilirmi?'' Din sınırlan genişletiliyor... "Gülle" gibi sorular bunlar. "Batı demokrasilerin- de" asla sorgulanamayacağını düşündüğümüz kaza- nımlan temelinden sorgulayan sorular... Sorgulamak- tan öte Friedman, bu kazanımlann yavaş yavaş elden kayıp gittiği düşüncesinde. Ünlü yazar, seçimlerin ar- dından derin bir kaygıyla uyandığını söylüyor. Ve özet- le "Bu seçimlene" diyor, "biz yalnız bir başkan seç- mekle kalmadık; bir anlamda Amerikan anayasasını yeniden yazdık!" Sebep: Bush'un din sınıriannı "modem birdemok- rasi" için kabul edilemeyecek alanlara taşıması ve ge- nişletmesinde... Bush'la Kerry arasında öyle çok da büyük bir fark olmadığını düşünenlere duyurulur... ABD gibi bir süper gücün "Talibanlaşmasr öyle hafife alınacak bir olgu de- ğil. Dünya bundan etkilenecek. Afganistan dağlannda Bin Ladin'e savaş açan ABD, baş Taliban olup çıktı. Bush'a oy veren "Evanjelistler" için "kürtaj" günah ve suç mesela. Ama "elcktrikli sandalye" ya da "ölüm cezası" suç değil. "Kürtaj yapan dokİora ölüm ceza- sı verelim!" diyenler bile var. Çocuk aldırmak "cina- yet"; Irak'a bomba yağdırmak ve binlerce sivili öldür- mek "cinayet" değil. Kitie imha silahlan palavralannın kıymeti harbiyesi yok. Ama sıra "Monica kaçamağı- na" gelince "ahlak söyleminden geçilm'ıyor"'. Hak, hu- kuk, bireysel özgüriükler bilinci talebi sıfır; "yurtta ve cihanda her türlü kaba güç ve kabadayılığa başvur- mak" talebi meşru. Bireyin silahlanması ve "silah ta- şımak" özgüriüğü meşru da değil, "kutsal" hatta. Tüm bunlar "Talibanlık" değilse nedir? Bush'u ikinci kez ik- tidara getiren ABD, böyle bir ABD işte. Başkan yapan 'kırtsal ittrfak' Kiliseler aracılığı ile örgütlenmiş militan bir seçmen kitlesi bu. "Evanjelistler" ya da "yeniden doğmuş Hı- ristiyanlar" (imanı yeniden keşfetmek anlamında) ola- rak adlandınlıyorlar. Ve hâlâ Darvrin'le uğraşıyoriar. Okullarda sabah derslerin dua ile başlamasını istiyor ve Darvvin'in evrim teorisinin ders krtaplanndan yokedil- mesini savunuyoriar. Siyasete müdahale ne kelime; dü- pedüz din üzerinden siyaset yapıyorlar. "Christian Coal'ıtion ofAmerica" (Amerika Hıristiyan Koalisyonu) olarak adlandınlan bu büyük yelpaze Pro- testanlardan Katoliktere hertürlü mezhebi kapsıyor. Pa- pazlardan Hıristiyan gençlik kollanna, düzenli kiliseye giden ve ahlaki değerieri savunan komşuluk komite- lerine (ANC-Advisory Neıghbourhood Commissioners- Komşuluk Danışma Komiserieri) dek tüm "dinci mu- hafazakârtan" kucaklayan bir "Kutsal Ittifak" bu. Ki- me karşı? Ljberaller, Bin Ladin ve başta Avrupa olmak üzere ABD'nin kaba gücünü sorgulamaya cüret eden herkese, yani dünyanın gerisine, "kötülere" karşı. Ki- min adına? "Tannnın mesajcısı"Ç) Bush adına. Bu ortaçağ ittifakını Bush kampanyasının miman, "dâ- hi çocuk" Karl Rove akletmiş. Tabandaki Evanjelist- leri; "komşulukkomiteleri" kanalıyla kilise kilise; hane hane harekete geçirerek sandıkta oy kullanmalannı sağlamış. öyle ki "Amish"ler bile sandığa gitrntş. ABD'yi tanıyanlar bilir. "Amishler köktendinci Hıristiyan mez- heplerin en azılılanndandır. Bilgisayaria oy kullanmak şöyle dursun, otomobil, telefon, elektrik düğmesi kul- lanmazlar. Bu kez krtleler halinde, öbek öbek sandığa gitmişler. ABD'de katılım oranı nasıl böyle tavan yap- tı sanıyorsunuz? Demokratik bir uyanış mı oldu? Karl Rove sağ olsun! Friedman gibi görmüş geçirmiş bir siyaset yazan, işte bu yüzden dehşete düşüyor. Yalnız 0 değil; "Demok- rat kamp" topyekûn dehşet içinde. Kerry'ye oy veren "Kalifomiya "da yan şaka- yan ciddi "Acaba ABD'den aynlıp bağımsız devletmi kursak?"\arbşmaian yaplıyor. Bu dinci-faşist-sağ viraj karşısında kaçacak delik arayan Amerikalılar intemette "Fransa'ya mı; Kanada'ya mı göçsek?" diye papatya falı açıyor. Hadi onlar Kanada'ya gitti diyelim. Biz ne yapacağız? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDA.NSAĞA: 1/îstanbul'un Fatih semtin- de Bizans dö- nemindenkal- ma sütun. 2/ tngiltere'de çokse\ilenbir 5 cins bira... "KuyTuksaBa- yan" da deni- len bir kuş. 3/ Savrulmak içinhazırlanan dövülmüş ekin yığı- nı... Karagöz ve or- taoyununda Yahudi tiplemesine verilen 3 ad. 4/Birrenk... îstav- rit balığının küçüğü. 5/ Kaslann kasılma- sını giderdiği için he- kimlikte kullanılan, 8 beyaz yadamorrenk- 9 te çiçekler açan bir bitki. 6/ Dövülmüş et, bulgur ve soğanla yapılan ızgara köfte... Cılız, zayıf. II Otomobilde direksiyon ile tekerlek arasuıdaki bağ- lantıyı sağlayan mil... tnce kamış. 8/Kazak baş- kanlanna verilen ad... Uzaklık işareti. 9/Boğano- tundan çıkanlarak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Uyku ile koma arasında derin baygınlık hali. 2/ Soğukla sıcak arası... Bir uçağın ya da geminin izlediği yol. 3/Budizm'in, Japonya'da büyük önem taşıyan kolu... Ağn'nın bir ilçesi. 4/Küçük akar- su, dere, çay... Molibden elementinin simgesi. 5/ EskiTürklerdedoğumtannsı... Unvan. 6/Birgös- terme sıfatı... Din ve mezhep işlerini ele alan, bunlarla ilgili olan. II Turşusu yapılan bir tür ya- ban soğanı. 8/Uğramış, yakalanmış, tutulmuş... Boru sesi. 9/ Halk dilınde "hastahk, dert'" anla- mında kullanılan sözcük... Belli, açık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear