25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ICASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Viis'at 0. VSüs'at O. Bener, "Mızıkalı Yürüyüş"Xe anılarını toplamıştı. Kitabın sayfaları arasında bir yerde bir günü anlatmıştı: "Dün yine korkunç boyut/ara ulaştı iç sıkıntım. Kızılay'a inilecek ya gözümde büyüyor. O insan kcalabalığının içinde yürümek bela. Sıcak bir yandan. Tatile götürdüğüm biricik poplin pantolonumun sigara yanığı minnacık deliğini ördürmek gerekecek örücü Arife. Günlük ayrıntılardan kaçıyorum habire... Sigaram bitti. Pencereler toz içinde. Silmeyeceğim. Oturup ifci satır yazayım, diyorum, 'niçin'e yanıt yok," Kendisiyle yaptığımız bir röportajın sonunu şöyle bitirmişiz: "Vüs'at O. Bener'in 'bir yer'li olmayı reddetmesi çocukluğundan gelir. Çıkınında topladığı sılanın ufak tefek taşlarını yürüdüğü yollara serper hep. Insanlar izini bulsun diye." Vüs'at O. Bener. O Türkiyeli yazar, uzun süredir hasta. Başkent Hastanesi'nde yatıyor. Ailesi başında. Insanlar, ya insanlar? İzini yitirmiş... IS1K KANSU Sorularla tarımın durumuCHP Milletvekili Gürol Ergin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, AKP iktidarının kendisinden önceki 57 ve 58. hükümetler gibi tanmı ve çiftçiyi gözden çıkardığını söylerken kanıtlı konuşmayı yeğledi: "Eğer öyle olmasa, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı, TBMM kürsüsünden 'Canım, pamuklu üreteceğiz, tekstilde çok ileri hamleler yapacağız diye, ille pamuk üretmemiz gerekmez; pamuğu dışandan alınz' diyebilir mi? Sayın Başbakan, kendi partisinden bir millet\efolinin grupta 'Tanmda kullanılan elektriğin fiyatının indirilmesi' talebine, Devlet 'hayır kurumu değil; bedava mı verelim, Allah'tan korkun' yanıtını verebilir mi? Aynı grup toplantısında 'pamuk üreticileri perişan' diyen bir başka milletvekilini 'gündemi saptırma' diyerek susturabilir mi? Türk tanmı, Konya'da, yaşanan kuraklık karşısında yağmur duasına çağıran bir sayın bakana teslim edilebilir mi?" Ergin, bir de küçük anımsatma yaptı: "Yeri gelmişken sormak isterim. Yeşil mazota ne oldu?" Sahi, çiftçi için mazot fıyatı düşük tutulacaktı. Hani nerede? TBMM'de bütçe maratonuna çeyrek kala CHP Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş'ten bir bütçe değerlendirmesi aldık. Ateş'e göre bütçenin "farklı" programlara sahip "farklı" hükümetlerin birbirinden "farklı" ekonomi politikalan uygulaması çerçevesinde parlamenter sistemin içerdiği çoğulcu anlayışı yansıtması gerekiyordu. Yani, "farklı" hükümetlerin "farklı" programlan olsa da, anayasada öngörüldüğü Bütçeleme süpecinin işlevi üzere, devletin elindeki iktisadi gücü toplumun genel i aydasına çeviren bütçe politikalarının izlenmesi bir zorunluluktu. "Oysa" diyor Ateş, "Son yıllarda gelen her hükümetin hep aynı bütçeyi yapıyor olması, farklı hükümetlerin farklı programlar, farklı ekonomi politikalan izleyemediğini gösteriyor." Bir saptama daha: "Her şeyden önce bütçeler, belli bir azınlığın özel hizmet bütçesi değil, toplumun genel hizmet ya da kamu hizmeti bütçesi olması gerekir." Uygulama öyle mi? Abdülkadir Ateş'e göre, kuşkusuz değil: "Anayasa uyannca devlet, sosyal ve ekonomik a/an/arda anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlehn amaçlanna uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklannın yetehiliği ölçüsünde yerine getirir. Bugün söz konusu olan ise devletin iktisadi ve sosyal görevlerini sınıriı olsa da yerine getirmesi değil, hemen hemen hiç getirmemesidir." CHP'li Ateş'in gelip vardtğı nokta çok somut: "Devletin görevini yerine getirmesi ve toplumsal faydayı esas a/an kamu hizmeti sağlaması açısından hem anayasa boyutunda hem de parlamenter demokrasi boyutunda bütçeleme süreci işlevini ve meşruiyetini yitirmiştir." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞtPAL Yaşlılık Aylığınııı Kesilmesi: Yurtdışında Çalışanlar (2) SSK'den yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, yurtdışına ça- lışmaya giden Türk vatandaşlan üç gruba aynlmaktadır. 1. Grup: Yaşhlık ayhğı bağlanması için gereken prim süre- si ile prim gün sayılannın tiimünü Türkiye'de tamamladıktan sonra, yaşhlık ayhğı almaya hak kazanıp, yurtdışına çalışma- ya gidenler. 2. Grup: 7 Haziran 1978'de yürürlüğe giren ve 3201 sayılı yasa ile, 22 Mayıs 1985'te yürürlükten kaldınlan, 2147 sayı- lı "Yürtdışmda Çalışan Türk Vatandaşlaruun, Yurtdışında Çahşma Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değer- tendirihnesi Hakkmda Yasa"ya göre, yurtdışı çalışmalannı borç- lanarak yaşhlık ayhğı almaya hak kazanıp, yurtdışına çahş- maya gidenler. 3. Grup: 22 Mayıs 1985 günlü Resmi Gazete'de yayımla- nıp, aynı gün yürürlüğe giren ve günümüzde de yürürlükte olan 3201 sayılı yasaya göre yurtdışı borçlanması yaparak yaşlı- lık ayhğı almaya hak kazandıktan sonra, yurtdışında yeniden çahşmaya başlayanlar. 217 sayılı yasanın koyduğu koşullara göre yurtdışı borçlan- ması yapanlar: (*) "(„.) 2- Davacının 2147 sayıh yasa uyannca yurtdışında- ki çabşmalaruu kesin dönüş yapmaksızın borçlandığı ve yur- tiçi ve yurtdışı çahşmalan değerlendirumek suretiyk yaşhhk ayhğına hak kazandığt, uyuşmazhk konusudeğiktir. Uyuşmaz- hk, davacıya, yaşhhk ayhğı bağlanması için, yurtdışında çahş- tığı işten ayrüması gerekip gerekmeyeceği noktasında toplan- maktadır. Bu yönüyle, davanın yasal dayanağı betirgin olarak, §06 sayıh Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 60/H ve 62. maddele- ridir. Amlan 60/H bendinde yaşhhk ayhğından yararianmak için sigortahnın çahşöğı işten aynlması ve vazıh istekte bulun- ması hükmü öngörülmuştür. Maddede. sözü geçen (sigortah olarak çahşüğı işten ayruacak) sigortahnın, 506sayıhyasaya ta- bi sigortah olarak çahşanlann amaçUnmadığı açık-seçiktir. Başka bir anlaümla, yurtdışında çahşanlann, 506 sayıh yasa- ya tabi sigortah olarak değerİendirihnesineolanakobnadığı or- tadadır. Hal böyie olunca, Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 60/H ve 62. maddeleri yabuz Türkiye'de çahşmak surerh le yaşhhk ayhğuıa hak kazanan sigortahlara uygulanacagL, yıirtdışında- ki çabşmalanm borçlanmak suretrjk yaşhhk ayhğına hak ka- zanan sigortahlar için uygulanmayacağı tarüşmasızdır. Öte yandan,Türkiye ile FederalAhnanya arasındaimzalanan Sos- yal Güvenfik Ânlaşması'nda da, yaşhhk ayhğı bağlanması için sigortahnın işinden ayruacağma iüşkin bu* düzenkmenin me- vut obnadığı da söz götünnez. Bundan başka, bir an için davacıya yaşhhk ayhğı bağlanma- sı için işinden aynldığı kabul edilse de, tekrar çahşmaya başla- ması durumunda, hakkuıda 506 sayıh yasanuı 63. maddesinin uygulanacağı söylenemez. Zira 63/Bbendinde öngörüknyüzde 24 oranındaki sosyal güvenhk destek priminin 3/4 oranındaki işveren hissestai ödeyecek işverenin, Türk işveren otduğu, Al- man işveren ohnadığı açıktir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgulan göz önünde tut- maksızuı davacıya yurtdışındaki işinden aynhnaksıznı yaşhhk ayhğı bağlanmasına karar vermek gerekirken vazıh şekilde hüküm kuruhnası usul ve yasaya avkın olup bozma nedenidir. (...)" (Hukuk Genel Kurulu, *13.2.2002 tarih, 2OO2'21-173 .Esas, 2002 167 Karar) i Özet olarak. 7 Haziran 1976 ile 22 Mayıs 1985 döneminde \ yürürlükte olan 2147 sayılı yasaya göre yurtdışında geçen ça- \ hşma sürelerini borçlanıp SSK'den yaşlılık aylığı almaya hak »kazanıp, yurtdışuıda çahşanlann almakta oldûklan yaşlılık ay- \ lıklannın kesilmesinin söz konusu olamayacağı "HukukGe- • nel Kurulu"nun karannda çok açık olarak anlatılmaktadır. Kaynak: Lebib Yalkın Yavımlan: Yargıtay Kararlan, SıraNo: 632 ' Konsey projesi Arı Hareketi, Liberal Gençlik Derneği, Avrupa Genç Hukukçular Derneği gibi bir dizi dernek ve grubu içinde banndıran "Türkiye Gençlik Konsey i Projesi" adı altında yürütülen girişim bir yasa önerisi hazırlamış. Yasa önerisinin kapsam maddesi şöyle düzenlenmiş: "Su kanun, gençükle igili faaliyet yürüten kurum, kuruluş, demek, vakıf ve üst birlikleri, üniversite öğrenci temsil konseylerini, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bünyesindeki federasyonlan, siyasi partilerin mevcut olan ve oluşturacaklan genel merkez gençlik kollannı, meslek birliklerinin ve işçi ve memur sendikalannın oluşturduğu konfederasyonlann bünyelerinde mevcut olan veya oluşturacaklan gençlikle ilgili alt birimleri kapsar." öneri yaşama geçirilirse, örneğin AKP ile CHP Gençlik Kolları, yine aynı yasa önerisinin "ilkeler" maddesi uyannca "hiçbir ideolojiyi temsil etmeyen ve savunuculuğunu yapmayan" Türkiye Gençlik Konseyi çatısı altında bir araya gelecekler ve gençlikle ilgili "genel politikaiar" geliştirecekler! Bu yasa önerisini hazırlayan "Türkiye Gençlik Konseyi Projesi"n\n tanıtım dosyasının altında şu ifadeye rastlıyorsunuz: "Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir." Uyum projesi yani... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakCa turk.net HARBİ SEMİH POROY sem/7)poroy(a yahoo.com OTOBÜSTEKİLER -4= —-~~ f ^—- — — — i ^ ^ KEMAL l'RGENÇ t APkkdcr/ne « k_urgenc(a yahoo.com ÜP i &z—— — • • , - • ^ HAYAT EPİK TÎYATROSU MisTAFABiLGtN hayatepik/ı mynet.com ELEST1RIRICEN YAP1CI OLURSAK MESAJLARIMIZ DAHA DOÖRU AL6ILANIIR .. SEStMtZt ÖUyURABİLİRSE TABt.SAYIN fîOU! 1 1 1 i i i l TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 29Kasun tnctc.mumtaz-arikan.com Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Cazete Ülke sorunlarına ilişkin raporianyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız habeıieriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0İ12.51108 75 GUNEYKUrUPTA BİR UÇAK.. 1923'PA 8U&ÜK1, ÜKILÜ AM€&İKAU KÂŞİPj AtoiRAL RtCHARP BYGD, İLK &Z UÇAKlA GÜUEY IOJT8U Üze&MD£M GBÇTİ. 192£ 'PA, AI&ADAŞI FLOYD SBMNETr 'LE BH&-İKTB Küzer ICurgU ÜZB.&İU- PEAJ UÇAtCL/i GEÇMİŞ OLAM AMİBAL. 8YH3>(İBÛt^) Bu ıc£Z AYM fev/ <süAjey KJJTSU'AJDA YAP- VW YA KARAR. YEeAAiÇTİ. 19Z? 'DE ĞLBA/ AR.- KADAŞININ AUISfNA "FLOYD SeA/NeTT" Dİ- YE ADLAMDIRPIĞI ÜÇ MOTORUJ UÇAĞtYLA,, AKlTARKTİtcA 'DAKİ BİR. ÜSTEM HAl/ALANA- fZAK GÛMEY lOjTBU'HUM ÜZ£&Npei<J MİŞTİ. SU AiMÇLA, 2.S*Ç K'LOMeTeE YOLU UÇAKLA AÇMASl &£e.eKMiÇTİ. AMİKAL BYfU>, DAHA SONBAKJ Y/LLAJZ., 4- K£2- DAHA AUTA&KTItCA'yA DÖUECEKTİJZ SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 17Aralık'aDoğru... ROMA - Kader zirvesine yirmi gün kala, kimse tah- mın yapamıyor. Italyan jeopolitık araştırmalar merkezi LIMES ile Ankara'dan SAM'in Roma'da ortaklaşa dü- zenledikleri forumda söz alan pariamenterier; politika- cılar, gazeteci ve akademisyenlerden hiç kımse, yirmi gün sonrası için "projeksiyon" yapmak cesaretıni gös- teremedi. Brüksel'deki panoramaya en hâkim kişilerden biri olaraktanınan Avrupa Pariamentosu üyesi Emma Bo- nino omeğin "ihtiyatlı iyimserliği" iledikkat çektı veAB- Türkiye panelinde yaptığı sunumda "kınlgan" siyasi tablonun ana hatlannı özetlemekle yetindi. AB kulislerinde Türkiye'nin en hızlı "lobı'ci/erinden" biri sayılan Bonino, "6 Ekim raporundan" sonra göz- lerin şimdi "Avrupa Pariamentosu Raporu'na" çevril- diğini söyledi. Ve henüz "bağlayıcı nitelik taşımayan" paıiamento raporunun; her şeye rağmen Avrupa ka- muoyundaki genel havayı yansıtması açısından önem taşıdığını, bu nedenle "ciddiye alınması gerektiğini" vurguladı. Avrupa Pariamentosu parça parça... Pariamento komisyonunda yann görüşülecek olan; 13-14 Kasım tarihlerinde de genel kurulda oylanması beklenen rapor üzerinde 500 değişıklik önetgesi veril- diğinı belirten Bonino, Avrupa Pariamentosu'ndaki tab- loyu özetlerken, söze "en ka)aba//k oluşum" muhafa- zakârtaria girdi. Muhafazakâriann; Ankara'ya destek çıkan delegas- yonlaria muhalif gruplar arasında bölündüğünü belir- ten Emma Bonino, Italyan ve Ispanyol pariamenterie- rin, mesela Türkiye'ye destek verdiklerini, Ingiliz mu- hafazakârlannın 'taraftar ve karşıt gruplar' arasında bölündüklerini, Alman Hıristiyan Demokratlar'ın 'özeliliş- ki' talep ettiklerini belirtti. Kendisinin de içinde bulun- duğu "liberal gruptaki" havanın, genel olarak olumlu olduğunu ancak bu grupta da bölünmeler yaşandığını söyledi. Fransız liberallerinin "cümlesi" örneğin kar- şıymış. Buna karşın liberal gruptatopu topu 6 üyesi bu- lunan Almanlar da "üçe" aynlmış: 6 Alman parlamen- terden ikisi Ankara'yı desteklerken, ikisi karşı çıkıyor; iki parlamenter de "tarafsız/kararsız" kahyormuş! Nispeten homojen sayılan gruplardan "Sosya/ist/er" arasında bile bölünmeler olmuş. Fransız sosyalistleri, Fransız pariamentosunda olduğu gibi aynen, "evetçi- terie "hayırctlar" arasında bölünmüşler. "Komûnistler" de Sosyalistlerle benzer bir aynşma içindeymiş. Türki- ye'nin üyeligini "btok'halindedestekleyentekgrup "Ye- şı//er"den ibaret. Aynşmanın belirieyici "fay hatlannı" Bonino; Kürt ve Ermenı sorunu, Kıbns, insan haklan veazınlıklar olarak özetliyor. "Aramızda kimse bu sorun/an görmezden ge/meye çalışmıyor" diyor: "Ancakmüzakerelerin açıl- masıyla bunlann çözüleceğini iddia eden Türkiyeyan- daşlanna karşın; 'muhalifler' bu sorunlan, müzakere- lerin açılmasına engel olarak görijyori" Avrupa Pariamentosu üyelerinin ekonomik ilişkiler ve jeopolitik, jeostratejik ilişkilere önem atfetmediğini de sözlerine ekleyen Bonino, Türkiye ile müzakereleri aç- manın çok önemli bir "siyasi karar" olduğunu; kendi- sinin bu siyasi karann öneminden ötürü Türkiye'yi des- teklediğini belirtti. Karşı çıkanlan küçümsemek yerine, "ikna etmek" zorunda olduğumuzu da sözlerine ekle- yen Avrupa Pariamentosu üyesi Bonino, "Dûnyada pek çok kapının kapandığı bir sırada bir kapıyı da Tür- kiye'ye kapatmak büyük hata oluri" dedi. NATO'da da aynı nedenlerie karşı çıkılmış... Roma'daki forumda geleceğeyonelikyorum yapmak- tan kaçınan bir diğer ılgınç konuşmacı, VVashington merkezli düşünce kuruluşu CSIS'den BülentAlinza ol- du. Zamanında Türkiye'nin NATO üyeliğine karşı çıkan- laria, bugün AB üyeliğine karşı çıkanlann ileri sürdük- leri gerekçelerin (coğrafi nedenler, din farkı ve demok- rasi açığı) tıpa tıp aynı olduğuna dikkat çeken Alinza; NATO'nun kuruluş yıllannda bu kez Ingilizlerin Türkiye için "özel statü" istemiş olduklannı ancak "Soğuk Sa- vaş" gerçeği ve ABD'nin baskılan karşısında süngüyü indirmek zorunda kaldıklannı belirtti. Sonuçta, "Ancak dünya dengelerinde meydana gelebilecek olağanüs- tû bir gelişme, Türkiye'nin AB üyeliğine kapıyı arala- yabilir!" demeye getirdi Bülent Alinza... "Bir tan'hçi olarak öngörü yapamtyonım" ifadesini kul- lanan Bülent Alinza; "Kür&sel bir belirsizlik dönemin- den geçivoruz!" dedi: "ABD yönetimi dönüşümden geçiyor. (slam dünyası ile ilişkilerde dönüşüm yaşanı- yor. AB içinde dönüşüm var. Türkiye'nin kendi içinde de AB sürecinin getirdiği bir dönüşüm gerçekleşi- yor..." Bu kadarçok bölünme, aynşma, kamplaşma, dönü- şüm ve kafa kanşıklığı içinde göniyorsunuz, dünya si- yasetini en yakından izleyen, en zengin haber kaynak- lanna sahip insanlar bile, yirmi gün sonrasına fal aç- makistemiyor... B U L M A C A SEDATYAŞAYAM SOLDANSAĞA: 1/ Halk dilın- desemizotuna ^ verilen ad. 2/ 2 Ingiltere'de 3 çoksevilenbir cinsbira...Bir mekânı süsle- 5 1 2 3 4 5 6 7 8 meye yarayan öğelerintümü. 3/Yoğurttath- sına benzer bir tür hamur tat- hsı. 4/Inleme, inilti... Trabzon'unbir ilçesi. 5/Birnesnenin uzaydakapladığj yer... Ancak ikinci derece- de bir önemi olan. 6/ Kesme aracı... Yunan mitolojisinde kır tan- nsı. 7/Baukyakalama aracı... Diyarbakıryö- 8 resineözgübirtürha- 9 mur tathsı. 8/ Şöhıet... Birlna^tar eki. 9/ Pislıkve dışkı görmekten duyulan aşın korku. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Yara temizliği ve bakımı. 2/Bir bağlaç... Bir cins av köpeği. 3/Parlaklık, göz alıcılık... Bir nota. 4/ "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da — " (A.H. Tanpınar). 5/ Kır ya da köy yaşamını anlatan kısa şür... Japonlara özgü bir tür güreş. 6/ Açık yeşil renkli, mayhoş ve kokulu bir ehna cinsi... Sergen. II ABD Başkanı Efeenho- wer'ın lakabı... "Şık ve güzel giyünli" anlannn- da argo sözcük. 8/ Molibden elementinin simge- si... Onemli tarihsel olgu. 9/Ham petrolün bitmiş ürünlere dönüşrürüldüğü fabrika. .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear