29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2004 CUM/ 8 İstanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE K 5 Sinop 8 Adana Edırne PB -3 Samsun 7 Mersın Kocaelı K Çanakkale PB 7 Gıresun Izmir B 6 Ankara J_ Trabzon Y 10 Diyarbakır Y Y 10 Şanhurfa K 0 Mardin PB Manısa B Aydın Denizli _5 Eskişehir K -1 Siirt 6 Konya PB 6 Sıvas _K 2 Hakkâri K 0 Van PB 0 PB 0 Zongu/dak K 4 Antalya Y 16 Kars K Butun bolgelenmız par- çalı çok bulutiu, Marma- ra'nın doğusu, Kuzey Qslo Ege'nın ıç kesımlen, Do- rp-. r— — .. — ~ ğu Akdenız. Iç Anadolu, neisınkl K. i> Karadenız ıle Doğu ve StOCkholm K 6 Güneydoğu Anadolu Londra PB 9 bolgelen yağışlı geçe- Amsterdam B 4 DIS MERKEZLER K 5 Berlin cek. Hava sıcaklığı yur- Brüksel dun guney ve ıç kesım- 5— p~—^ lennde azalacak, dığer L~ nî> r D ° yeriefdeönemlıbırdeğı- °° n n şıklık olmayacak. Münih B B 4 Zürıh Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B B B PB K Y Y 3 16 1 6 2 12 9 B 6 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre PB-12 B K Y B Y PB B 13 5 7 10 9 -3 22 Y 15 Taşkent Tahran 0Aç,k Parçalı bulutiu Bulutiu ^ Çok bulutiu i Yagmurtu <£_2iKarfı Sulu kar , Gok gurultülü • * G U N C E L CLNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ia Kıbns't vereceksiniz. Bunu yaptıktan sonra da ver- meye devam edeceksiniz. llk verdiğiniz en güçlü da- vanız olursa bu son verilen de olmaz demektir." ••-* Brüksel'de troyka toplandı. Basın toplantısı. Dö- nem başkanı Hollanda'nın Dışişlen Bakanı Bernard Pot konuşuyor. 6 Ekim'de müzakere tarihı verilme- sini öneren AB ilerleme Rapoaı, çıktığından befi hü- kümetın -tabiı medyamızın- oldu da bitti maşallah iıçeriğindeki açıklamalarına, manşetlere, haberlere adeta limon sıkıyor. Türkiye'nin "hâlâ gidermesi gereken bazı eksik- likleri" bulunduğunu, altı temel yasanın çıkarılma- sını (17 Aralık'a üç hafta kaldı, sözü edilen 6 yasa- dan bıri CMUK, hâlâ komisyonda), çıkarmakla ye- tinmeyeceklerinı, uygulamaya konulmasını istedik- lerini söylüyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nı Türkiye'nin tanı- yıp tanımayacağı sorusuna gelince; Bot, -kapalı toplantıda- Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı 17 Aralık ön- cesinde tanımayacağını kamuoyu önünde son de- rece net ifadeyle açıklamasının "yersiz ve zaman- lama açısından kötü olduğunu" vurguluyor ve AB'nin olası tavrını basına "son derece net" bir ifa- deyle açıklıyor: "Tanıma sorununun 17 Aralık'a kadar çözümle- neceğini umuyoaız. Olmadığı takdirde müzakere- ler fiilen başlamadan önce bu sorunun üstesinden gelinmesi önemli." Sabah saatlerınde müzakerelerin tarama sürecin- den sonra 2005'ın ıkinci yarısında başlayabileceği- ni vurgulayan Bot, akşamüzeri -AB bünyesinde e- sen bilinmez hangi rüzgârın etkisiyle- müzakere ta- rihinin 2006'ya kalabileceğini duyuruyor. Canlı yayında izlenen basın toplantısında Gül, meslektaşının kımi eksikliklerimize değinen, tanı- mayla ilgıli sözlerinden huzursuz. Sağa sola kıpırdanıyor. Surat ekşi! • • • Kopenhag ölçütlerini yerine getirdiğimiz için 17 Aral/k'ta AB Konseyi'nin artık tarih saptaması ge- rektığini söylemenın, Kıbrıs'ı 17 Aralık'a kadar ta- nımakta direnmenin Brüksel nezdınde beş paralık değeri olmadığı troyka toplantısından sonraki açık- lamalarla kanıtlanıyor. Tanıma konusunda AB'nin görüşü Papadopu- los'un günlerdir öne sürdüğü görüşe koşut. Kıbrıs Rum lideri ya 17 Aralık'a kadar ya da müzakereler başlamadan önce Güney Kıbrıs'ı, Kıbrıs Cumhuri- yeti olarak tanımamızı zorunlu görüyor. Güney Kıbrıs küçük bir devlet. Ama o küçük dev- letin 25 üye ülkeden biri olarak AB içinde Alman- ya, Fransa, Ingiltere kadar hakları olduğunu unut- tuk galiba. 25 üye ülkenin 24'ünü tanıyarak, ama birini tanımayı reddederek müzakerelere nasıl baş- layacaksın? Şimdi bu soru soruluyor, daha doğru- su Türkiye sorgulanıyor. "Türkiye ne yapar'ı" yanıtlayalım. Daha önce ne yaptıysa onu yapar; müzakerelere başlamak için - Denktaş'ın dediği gibi- Güney Kıbns'ı tanıyarak "ev- vela Kıbns'ı verir. Bunu yaptıktan sonra da verme- ye devam eder". Daha açık vurgulayalım; Kuzey Kıbrıs'ı Rumların kucağına bırakıverir. • • • Bir gazetemiz troykadan sonraki açıklamaları şu başlıkla duyurdu: "AB yan çiziyor". Oysa, BriJksel'de kimi kaynaklar hükümetin ha- talı politikalarını eleştiriyor. Ola ki Gül'e de söylen- di kimi gerçekler. İlerleme Raporu'nun açıklanmasından bu yana Türkiye bu belgenın arkasına saklandı. Olumlu çı- kan raporu yorumlarken, 17 Aralık'ta Konsey kara- nnın Türkiye'nin ıstediği gibi olacağına inandı. Medya hükümetin peşine takıldı, kamuoyu da bu sonuca inandırıldı. Ne çare, başımızdaki hükümet perşembenin ge- lişinı çarşambadan hesaplayamıyor. AKP'lilerin dilekcesi elestirildi Yüce Divan'a müdahale iddiası ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yüce Divan, eski enerji ba- kanlan Cumhur Ersü- mer ile Zeki Çakan hakkındaki soruşturma raporunda yer alan, an- cak soruşturma önerge- sinde yer almayan 9 id- diayı yargılama dışında bıraktı. Yüce Divan'da- ki yargılamaya AKP milletvekilleri Selami Uzun ve Mehmet Gü- ner'in gönderdiği ve ba- zı suçlamalann yargıla- ma dışında bırakılma- ması görüşünü içeren di- lekçe, sanık avukatlann- ca "davaya siyasi mü- dahale" olarak nitelen- dirildi. Eski bakanlar Ersü- mer ile Çakan'ın Yüce Divan'da yargılanmala- nna, usule ilişkin itiraz- lann karara bağlanma- sıyla dün devam edildi. Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Ersü- mer ve Çakan' ın bazı fi- illerden yargılanmaya- caklannı, ancak kimi suçlamalar için yargıla- manın yapılacağını kay- detti. Bumin, Soruştur- ma Komisyonu üyele- rinden AKP'li Uzun ile Güner'in imzasıyla di- vana dilekçe verildiğini anımsattı. Çakan'ın avu- katı Turgut Kazan. ko- misyon üyelerinin dilek- çesinin, "davaya açık bir müdahale ve telkin olduğunu, bunun adil yargılanma hakkını engellediğini" söyledi. Kazan, "Soruşturma Komisyonu'nun iki üyesinin imzasını taşı- dığı beürtilen dilekçe, hangi suçlann redde- dileceğini hangi suçla- rın kabul edileceğini içeriyor" dedi. Kazan. dilekçede, "lnceledik, şöyle karar verilmeli- dir" denildığini belirtti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok da taraf olmayanlann mah- kemeyi etkileyecek söz ve eylemlerden kaçın- ması gerektiğini belirte- rek "Davanın seyrini etkileyeceği ve Yüce Divan'a yol gösterecek amaç taşıdığı da inkâr edilemez" dedi. Yüce Divan, Güner ile Uzun'un verdiği dilek- çenin değerlendirme dı- şı bırakılmasına karar verdi. Duruşma, sanık- lann savunmalannı yapabilmeleri için 21 Aralık'a ertelendi. İnsan Haklan Komisyonu'nda Felluce vahşetine sessiz kalanlar elestirildi Türban eylemcileri nerede?5 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM tnsan Hakian Ko- misyonu, işgal güçlerinin Fellu- ce'de uyguladığı vahşetı ele aldı. Komisyon Başkanı Mehmet EI- katmış. ABD'nin Irak'ta "soy- kırım ve vahşet" suçu işlediği- ni, "atom bombası bile kulla- nılmış olabileceğini" sö> ledı. Komisyonun CHP'li üyelerinden Ahmet Ersin'in "Katliam olu- yor, cami önlerindeArapça ya- zılarla eylem yapan türban ev- lemcileri nerede? Başbakan, operasyon yapıldıktan sonra bir şeyler mırddanıyor" diye- rek AKP'lileri hedef alması tar- tışma yarattı. TBMM tnsan Haklan Komis- yonu Başkanı Mehmet Elkatmış, ABD'nin Irak'ta "soykınm ve vahşet" suçu işlediğini \oirgula- dı. Irak'ın işgalinden 2 yıl sonra ABD'nuı tüm gerekçelerinin ya- lan olduğunun ortaya çıktığını belirten Elkatmış, şunlan söyle- di: "Bu işgalin iyi niyetle yapü- madığı, tamamen emperyalist emellerle yapıldığı hepimizin gözleri önünde ilan edilmiştir. Bu işgalde bütün uluslararası hukuk kurallan ve sözleşmeler hiçe sayılnııştır. Dünya hiçe sa- yümıştır. Irak'ın işgali adeta I- rak halkının soykırınıına dö- nüşmüştür. Barbarbğa dönüş- müştür. Bu soykırım ve vahşe- tin, insanlık tarihinde bir eşine daha rastlanmamıştır. Ne Fira- vunlar devrinde, ne Hitler ve Mussolini devrinde böyle bir soykırım yapılmıştır. Bunu biz söylemiyonız. Kendileri de söy- lüyor. Hatırlarsanız, ilk Irak iş- gali operasyonunun adını 'Şok ve Dehşet Operasyonu' koymuş- lardı. İsme dikkat edin! Dehşet ne demek? Terör demek. soykı- nm demek, barbarük demek." Mehmet Elkatmış, Irak'ta ulus- lararası sözleşmelere göre kulla- nılması yasak silahlar kullanıldı- ğım sa\f unarak "Belki de bilmi- yoruz ama işgal altında olduğu için yayın yasağı var. belki de atom bombası dahi kuliantmş olabilirler. Çünkü, yüz binler- ce insanın öldüğü söyleniyor" diye konuştu. CHP'li üyelerden Ahmet Ersin, "Felluce'de katliam var, türban eylemcilerinden ses yok, nere- deler? Cami önlerinde Arapça yazılarla eylem yapanlar nere- de? Demek ki türban eylemle- ri siyasiymiş, samimi değilmiş. Başbakan da operasyon bittik- ten sonra bir şeyler mınldanı- yor. Samimi değİl" dedi AKP'li üyeler bu sözlere tepki gösterdi. AKP'li Mehmet Soydan, "Bu- rası insan haklan komisyonu; siyasi, ideolojik yaklaşımlarla tarafsızlığa gölge düşürülme- meli. Başörtüsü mağdurlan in- san haklan mağdurudur. On- ları bu şekilde itham edemezsi- niz. Burası siyasi şov yeri de- ğil" şeklınde konuştu. Toplantı- da AKP'li Cemal Kaya, ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk konmasını önerdi. AKP'li Resui Tosun ise "Bizim düimiz diplo- matik olmalı. Siyah çelenk koy- mak Meclis için hafif kaçar.Â- ma uluslararası bir sempoz- \Tim düzenlenebilir" diyerek bu önenye karşı çıktı. Erdoğan ve Elkatmış'ın sözleri kızdırdı Washington ile Fellucegerginliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetin- den ABD'nin Irak'taki aşın şiddet kullanımına basın ara- cılığıyla yöneltilen sert eleş- tiriler Washington'da rahat- sızhk yarattı. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan' ın Fel- luce operasyonunu eleştiren ve "İslam dünyasını ege- nıen güçlere karşı birleş- meye" çağıran açıklaması, ardından da Dick Cheney ile yaptığı telefon görüşmesinin basına tek yanlı olarak sızdı- nlması, ABD'nin tepkisine neden oldu. ABD kaynakla- n, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan'ın danışmanlan ile yapılan görüşmelerde, bu açıklamalann ikili ılişkilere zarar verebileceği uyansının iletildığmi kaydettiler. Erdoğan'ın ABD'ye yö- nelik eleştirilerinin ardın- dan, dün de AKP milletveki- li Mehmet Elkatmış'ın yö- nelttiği suçlamalar, AKP ile Washington arasında soğuk rüzgârlar estiriyor. ABD'li diplomatik kaynaklar, yapı- lan son açıklamalann eleşti- ri sınırlannı aşıp farklı nok- talara vardığını savunarak bunlann iki ülke ilişkilerine zarar verebileceğini kaydet- tiler. Erdoğan'ın Islam dün- yasma yaptığı çağnnın da anlaşılamadığını belirten kaynaklar, bu konuda Türk tarafının açıklayıcı bilgisine ihtiyaç duyulduğunu ifade ettiler. Başbakanlık ise AB- D'nin rahatsızlığına ilişkin haberlerin basına yansıma- sının ardından Dışişleri Ba- kanlığı aracıhğıyla kendisi- ni sa\ - undu. Bakanlık Söz- cüsü Namık Tan, yaptığı açıklamada, ABD'nin Tür- kiye'ye yönelik "sözlü bir notasının" olmadığını sa- vundu. Tan, ABD ile Türki- ye arasında görüş alışverişi- nin iki ülke arasındaki siya- si diyaloğun parçası olduğu- nu kaydetti. Öte yandan AKP Samsun Milletvekili Cemal Yümaz Demir de Felluce'deki kat- liamla ilgili olarak ABD Başkam GeorgeVV. Bush'a bir mektup gönderdi. De- mir, Felluce'ye yapılan ope- rasyonun direnişi daha da arttıracağını vurguladığı mektubunda, "Irzına geçi- len ve kafasına kurşun yağdırılanın sizin oğlu- nuz, kızınız, anneniz, ba- banız veya eşiniz olduğu- nu düşündüğünüzde, gi- derek artan nefretin kay- nağı hakkında fikir sahi- bi olacağınızdan eminim" ifadelerine yer verdi. Hükümete 'seyircifalm'uyarısı Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, ABD'nin Felluce'nin ardından Babil eyalefine başlattığı "Pl\ nıouth Kayası Operasyonu"nu protesto etri ve AKP hükümerini. Irak'ta yaşananlara seyirci kalmaması konusunda uyardı. Galatasaray Postanesi önünde "Felluce için bir ses ver" sloganıyla yapılan eylemde grup adına açıklama yapan Bülent Aydın, Irak'ta işgalin başından bu yana ölü sayısımn 100 bin insanı aştığına dikkat çekerek "ABD'nin yaptığı katliama AKP'nin gösterdiği duyarsızlık ibret vericidir" dedi. Tabip Odası Başkam Gençay Giirsoy da dünvanın katliama sessiz kalmamasını istedi. Banş Girişimi adına konuşan yazar Oya Baydar ise "Herkesi ABD'nin Irak'taki kural tanımaz vahşetine karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz" şeklinde konuştu. (ERHAN KEMÂL ÖZMEN) Bakan Çelik ikili eğitimi savunurken CHP'lilerAKP kadrolaşmasına tepki gösterdi 'Tarikadar MEB'i kuşatü'ANKAR4 (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM'de MıllıEğitım Bakanlığı bütçesi görüşülürken AKP ıle CHP'lı milletvekilleri arasında tarikat tartışması yaşan- dı. Komisyonun CHP'li üyeleri, AKP'nin dönemınde bakanlığı "tarikatların bakanlığa mu- sallat olduğunu ve Milli Eği- tim Bakanlığı'nın din eğitimi bakanlığına dönüştüğünü" dı- le getirirlerken AKP Samsun Milletvekili Musa l zunkaya. bu durumun kesinlikle bir "mu- sallat olma" olarak değerlendi- rilemeyeceğini söyledi. MEB, YÖK ve üniversitelerin 2005 yıh bütçeleri, Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda görüşülerek kabul edildi. Çelik komisyonda yaptığı konuşmada, derslik du- rumu konusunda "karamsar" haberler yapıldığını savunarak ikili eğitim ile sınıflann daha ve- rimli kullanılacağını ileri sürdü. Tekli eğitimin özellüde teknik li- seler açısından maliyetinin yük- sek olduğunu belirten Çelik'in, bir yandan eğitimde AB standar- dını savunurken diğer yandan hiçbirAB ülkesinde uygulanma- yan "sabahçı-öğleci" şeklinde- ki ikili eğitimin yararlannı anlat- ması dikkat çekti. Çelik, sabah- çı-öğleci uyguiamasının ilköğre- tim çağındaki öğrenciler için "pedagojik sorun" yaratacağı eleştinlennın de dogru olmadığı- m ileri sürdü. YÖK Yasası değişikliğinin ve- to edilmesine de değinen Çelik, bu kurumun hem AB standartla- nna hem de Türkiye'nin 2023 vizyonuna uygun olmadığını be- lirtti. CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan. Milli Eğitim'de- ki sürgün, kadrolaşmapolitikala- nnı eleştirerek bakanlığın "din Katsayı düzenlemesinden vazgeçmedlklerinin sinyalini verdi Erdoğan 'dan İHL mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl imam harip liselerine üniversite sınavında katsayı eşitliği getiren düzenlemeye gönderme yapar- ken bu konudan vazgeçmedikleri sinyalini ver- di. "Meslek liseleri için daha önce bir adım attık.Ama farklı yerlere kaydınlması nede- niyle geçici bir süre engellendi. Türkiye'de bunlar artık aşılmah" dedi. Erdoğan, Türkiye Inşaat Sanayicileri Işve- ren Sendikası (tNTES) veYol-îş Sendikası'mn Sincan Organize Sanayi Bölgesi'nde ortakla- şa yaptırdığı "Türkiye Eğitim Şantiyesi"nin açılış törenine katıldı. Türkiye'nin nitelikli iş- gücü açığı bulunduğunu, ancak nitelikli ele- man için iş sorunu bulunmadığını savundu. Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'de işsiz- liğin bir numaralı sorun olduğunu kaydetti. Meslek liselerine katsayı eşitliği getiren dü- zenlemeyi kasteden Erdoğan, konunun farklı yerlere kaydınldığım, bu nedenle geçici bir sü- re engellendiğini savundu. eğitimi bakanlığı" haline geldi- ğini dıle getirdı. CHP'li Ali Ke- mal Kumkumoğlu ise "Tari- katların Milli Eğitim'i kuşattı- ğını" söyledi. Bazı paravan şir- ketlerin hiçbir kâr amacı gütme- den dershaneler, okullar açarak başanlı yoksul çocuklan bünye- lerine aldıklannı ıfade eden Kum- kumoğlu, "Bu ilginin sebebi ne- dir? Bu okullann ve dershane- lerin kimlere ait olduğunu, Mil- li Eğitim'e niye musallat oldu- ğunu anlamak herkesin Cum- huriyete karşı borcudur" dedi. AKP'li Musa Uzunkaya ise bu kuruluşlann okul açmasının "Milli Eğitim'e musallat ol- mak"' olarak isimlendirihnesi- nin talihsiz bir beyan olduğunu söyledi. Yolsuzluk yapmamış, vergi kaçırmamış insanlann hiç- bir beklentisi olmaksızın eğitime katkıda bulunduğunu belirten Uzunkaya, "Farklı bilgisi bulu- nanları suç duyurusunda bu- iunmaya davet ediyorum" diye konuştu. AKP'li Ahmet Inal üni- versitelilere af isterken CHP'li Mustafa Gazalcı, Çelik'in "ka- ra tabloyu ak göstermede birin- ci olacağım" söyledi. Gazalcı, onlarca öğretmen adayı bakanlık kapısında beklerken bakanlığa Diyanet'ten 678 öğretmen atandı- ğına dikkat çekti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Iktidar, geçmış dönemlere ranmet okutacak den- sizlikte kadrolaşmadan ihaleleşmeye kadar her ala- na damgasını vuruyor, tartışma masasına CHP ya- tınlıyor. Tartışmaya yardım ve yataklık eden de par- tinin genel başkanıyla belediye başkanı. Yukarıda aktardığımız manşetlerin çoğu AKP'nin yarı ve tam resmi yayın organlarından. Sadece bu durumun bile CHP kadrolarını durup düşünmeye it- mesi gerekir! Başbakan Erdoğan şu değerlendirmeyi yapmak- la yetindi: "Bırakın CHP'yi, onlar birt)irine yetiyor!" CHP, ana muhalefet yerine birbirine muhalefeti yeğler hale geldi. Kamuoyunda öne çıkan Baykal- Sangül çekişmesı gıderek haklı tarafın olmadığı bir ortaoyununa dönüşüyor. Baykal sert bir demeç mi verdi, gazetecıler biliyor ki, Sarıgül'den buna daha sert bir karşılık gelecek. Sarıgül bir şey mı dedi, ga- zeteciler biliyor ki CHP Genel Merkezi'nden buna i- ki katı yanıt verılecek. Zaten gazete sütunlarında ay- rılan yer de belirginleşti. Fotoğraflan yan yana ya da alt alta koyup birbirleriyle ilgili sözlerinı sıralıyorlar. Bir parîide, hele hele köklü-iddıalı sosyal demok- rat bir partide genel başkanlık "hodri meydan"larla, "haydiordan"\ax\a belirlenmez. Bunun kuralları var- dır, kurulları vardır. Tanrı gözümü kör etsin! Genel görünümü özetledikten sonra aynntılara gi- relim... CHP Genel Merkezi'nin, Baykal'ın birsavcı-hâkim gibi eldekı bazı belgeleri sallaya sallaya yargılama yapma hakkı yok. CHP Meclis'te neden dokunul- mazlıkların kaldırılmasını istiyor? Vekillerin şaibe al- tında kalmaması için. Hakkında dosya bulunanlann yangıda hesap vermesi için. O zaman CHP'li bir be- lediye başkanı suç işlemişse, hesabını yargıya ver- mesi gerekir. Sarıgül'ün genel başkanlığa adayım demesinden sonra hakkında genel merkez soruşturmasının baş- lamasını tamamen tesadüf sayalım. Ama bu dosya- lann artık parti salonlarında değil marıkeme kayıtla- rında yer alması gerekir. Sangül de genel merkeze meydanlardan değil yar- gı katından yanıt vermeli. CHP Genel Merkezi gitmi- yorsa Sarıgül savcılığa gidip hakkındaki suçlamala- nn ihbar kabul edilmesini, soruşturmanın bir an ön- ce başlayıp sonuca bağlanmasını isteyebilir. Baykal-Sarıgül çekişmesinin konu mankeni hali- ne gelen "muhalif milletvekillerinin" durumu ayrı bir süreç. Tabii ki siyaset yapma haklarına saygımız var. Ancak Sarıgül'ün yanında yer alıyorum diyenlerin çoğu sanki şunu demek istiyor: Baykal'ın karşısında kim varsa onun yanında yer alıyorum! Muhaliflerin de birbirlerine muhalefet ederek ikiye bölünmek üzere olduğu haberleri var... Siyasetin sol yelpazesi 20 yıldır iki partiyi denge- liyor. HP-SODEP, SHP-CHP, CHP-DSR.. 3 Kasım 2002 genel seçimleri ve 28 Mart 2004 yerel seçim- leri temel alındığında DSP ayağı büyük ölçüde kü- çüldü... Bu bağlamda CHP'nin daha büyük sorum- luluğu var. Ancak CHP bu sorumluluğu vurdumduy- mazlığa dönüştürüp, "benden başka sol partikalma- dığına göre herkes bana oy venveye mecbur" hava- sında... Baykal-Sarıgül çekişmesi için tek tümce kullanın derseniz, şu: Bu tartışmayı reddedıyorum ve bu sürecin sonra- sında iyı bir CHP yönetimı çıkmasını istiyorum. Kara mizahla girdik, fıkrayla noktalayalım... Bir okurum şu fıkrayı CHP'deki h-iç çekişmeye atfedi- yor: Tann baba melekler aracıhğıyla Temel'e haber sal- mış: - Temel ne isterse vereceğim. Ama Temel'in arka- daşı Dursun'a, Temel'e verdiğimin iki katını verece- ğim. Hemen söylesin. Temel, meleklere isteğini iletmiş: - Tann benim bir gözümü kör etsin! ankcumCg cumhuriyet.com.tr ART Türkiye'de yayına başladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KKTC'de kurulu Avrasya Radyo ve Televızyonu (ART), Türkiye'den de yayına başladı. ART'nin ya>ma başlaması nedeniyle önceki gün Devlet Konuke- vi'nde düzenlenen resepsiyonda konuşan eski Başbakan Bülent Ecevit, KKTC'de bir dayatmanın kabul edilemeyeceğini söyledi. Resepsiyona CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'uı da aralannda bu- lundugu çok sa>ıda siyasetçi ve davetli katıldı. Hizbullahçı Özdemip iade edildi • İstanbul Haber Servisi - A\^ısturya'da yakalanmasının ardından dün Türkiye'ye iade edilen terör örgütü Hizbullah'ın üst düzey yöneti- cilennden Orhan Özdemir. İstanbul Terörle Mü- cadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Atatürk Ha- valimanı'ndan alınarak Bakırköy Adliyesi'ne çı- kanldı. Adana'da "'örgüt adına adam öldürme, yaralama ve kaçırma eylemlerinin planlayıcısı ol- duğu" iddiasıyla yargılandığı mahkemece hak- londa gıyabi tutuİdama karan verilen Orhan Öz- demir. bu karan vicahiye çevrilerek tutuklandı. İsrail'den Bakan Gül'e davet • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da bulunan Israil Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Ron Prosor, dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Ali Tuygan ile bir araya geldi. Tuygan, düzenli da- nışmalar çerçevesınde ikili ve bölgesel konulan ele aldıklannı söyledi. Tuygan. Israil'in Dışişleri Baka- nı Abdullah Gül'e daveti olduğunu. izleyen dönem- de Türkiye'nin gündeminin elvermesi durumunda bu ziyaretin değerlendirilebıleceğini söyledi. Yabancı sermayeye çağrı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün Yabancı Sermaye Der- neği'nin Devlet Konukevi'nde düzenledıği resepsi- yona katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, yabancı sermayenin yatınma yönelik bir engelle karşılaştığında kendisıne başvurmasını isteyerek ge- reken ne destek varsa vereceğim belirtti. Erdoğan, yabancı sermayeyi, kişi basına gelirin 1500'ün al- tında olan illere yatınm yapmaya çağırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear