Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2004 CUM/
8
İstanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
K 5 Sinop 8 Adana
Edırne PB -3 Samsun 7 Mersın
Kocaelı K
Çanakkale PB 7 Gıresun
Izmir B 6 Ankara
J_ Trabzon Y 10 Diyarbakır Y
Y 10 Şanhurfa
K 0 Mardin PB
Manısa B
Aydın
Denizli
_5 Eskişehir K -1 Siirt
6 Konya
PB
6 Sıvas
_K 2 Hakkâri
K 0 Van
PB 0
PB 0
Zongu/dak K 4 Antalya Y 16 Kars K
Butun bolgelenmız par-
çalı çok bulutiu, Marma-
ra'nın doğusu, Kuzey Qslo
Ege'nın ıç kesımlen, Do- rp-. r— — .. — ~
ğu Akdenız. Iç Anadolu, neisınkl K. i>
Karadenız ıle Doğu ve StOCkholm K 6
Güneydoğu Anadolu Londra PB 9
bolgelen yağışlı geçe- Amsterdam B 4
DIS MERKEZLER
K 5 Berlin
cek. Hava sıcaklığı yur- Brüksel
dun guney ve ıç kesım- 5— p~—^
lennde azalacak, dığer L~
nî> r D
°
yeriefdeönemlıbırdeğı- °°
n n
şıklık olmayacak. Münih
B
B 4 Zürıh
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
B
PB
K
Y
Y
3
16
1
6
2
12
9
B 6 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahıre
PB-12
B
K
Y
B
Y
PB
B
13
5
7
10
9
-3
22
Y 15
Taşkent
Tahran
0Aç,k Parçalı bulutiu Bulutiu ^ Çok bulutiu i Yagmurtu <£_2iKarfı Sulu kar , Gok gurultülü
• *
G U N C E L CLNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ia Kıbns't vereceksiniz. Bunu yaptıktan sonra da ver-
meye devam edeceksiniz. llk verdiğiniz en güçlü da-
vanız olursa bu son verilen de olmaz demektir."
••-*
Brüksel'de troyka toplandı. Basın toplantısı. Dö-
nem başkanı Hollanda'nın Dışişlen Bakanı Bernard
Pot konuşuyor. 6 Ekim'de müzakere tarihı verilme-
sini öneren AB ilerleme Rapoaı, çıktığından befi hü-
kümetın -tabiı medyamızın- oldu da bitti maşallah
iıçeriğindeki açıklamalarına, manşetlere, haberlere
adeta limon sıkıyor.
Türkiye'nin "hâlâ gidermesi gereken bazı eksik-
likleri" bulunduğunu, altı temel yasanın çıkarılma-
sını (17 Aralık'a üç hafta kaldı, sözü edilen 6 yasa-
dan bıri CMUK, hâlâ komisyonda), çıkarmakla ye-
tinmeyeceklerinı, uygulamaya konulmasını istedik-
lerini söylüyor.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nı Türkiye'nin tanı-
yıp tanımayacağı sorusuna gelince; Bot, -kapalı
toplantıda- Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı 17 Aralık ön-
cesinde tanımayacağını kamuoyu önünde son de-
rece net ifadeyle açıklamasının "yersiz ve zaman-
lama açısından kötü olduğunu" vurguluyor ve
AB'nin olası tavrını basına "son derece net" bir ifa-
deyle açıklıyor:
"Tanıma sorununun 17 Aralık'a kadar çözümle-
neceğini umuyoaız. Olmadığı takdirde müzakere-
ler fiilen başlamadan önce bu sorunun üstesinden
gelinmesi önemli."
Sabah saatlerınde müzakerelerin tarama sürecin-
den sonra 2005'ın ıkinci yarısında başlayabileceği-
ni vurgulayan Bot, akşamüzeri -AB bünyesinde e-
sen bilinmez hangi rüzgârın etkisiyle- müzakere ta-
rihinin 2006'ya kalabileceğini duyuruyor.
Canlı yayında izlenen basın toplantısında Gül,
meslektaşının kımi eksikliklerimize değinen, tanı-
mayla ilgıli sözlerinden huzursuz.
Sağa sola kıpırdanıyor. Surat ekşi!
• • •
Kopenhag ölçütlerini yerine getirdiğimiz için 17
Aral/k'ta AB Konseyi'nin artık tarih saptaması ge-
rektığini söylemenın, Kıbrıs'ı 17 Aralık'a kadar ta-
nımakta direnmenin Brüksel nezdınde beş paralık
değeri olmadığı troyka toplantısından sonraki açık-
lamalarla kanıtlanıyor.
Tanıma konusunda AB'nin görüşü Papadopu-
los'un günlerdir öne sürdüğü görüşe koşut. Kıbrıs
Rum lideri ya 17 Aralık'a kadar ya da müzakereler
başlamadan önce Güney Kıbrıs'ı, Kıbrıs Cumhuri-
yeti olarak tanımamızı zorunlu görüyor.
Güney Kıbrıs küçük bir devlet. Ama o küçük dev-
letin 25 üye ülkeden biri olarak AB içinde Alman-
ya, Fransa, Ingiltere kadar hakları olduğunu unut-
tuk galiba. 25 üye ülkenin 24'ünü tanıyarak, ama
birini tanımayı reddederek müzakerelere nasıl baş-
layacaksın? Şimdi bu soru soruluyor, daha doğru-
su Türkiye sorgulanıyor.
"Türkiye ne yapar'ı" yanıtlayalım. Daha önce ne
yaptıysa onu yapar; müzakerelere başlamak için -
Denktaş'ın dediği gibi- Güney Kıbns'ı tanıyarak "ev-
vela Kıbns'ı verir. Bunu yaptıktan sonra da verme-
ye devam eder".
Daha açık vurgulayalım; Kuzey Kıbrıs'ı Rumların
kucağına bırakıverir.
• • •
Bir gazetemiz troykadan sonraki açıklamaları şu
başlıkla duyurdu: "AB yan çiziyor".
Oysa, BriJksel'de kimi kaynaklar hükümetin ha-
talı politikalarını eleştiriyor. Ola ki Gül'e de söylen-
di kimi gerçekler.
İlerleme Raporu'nun açıklanmasından bu yana
Türkiye bu belgenın arkasına saklandı. Olumlu çı-
kan raporu yorumlarken, 17 Aralık'ta Konsey kara-
nnın Türkiye'nin ıstediği gibi olacağına inandı.
Medya hükümetin peşine takıldı, kamuoyu da bu
sonuca inandırıldı.
Ne çare, başımızdaki hükümet perşembenin ge-
lişinı çarşambadan hesaplayamıyor.
AKP'lilerin dilekcesi elestirildi
Yüce Divan'a
müdahale iddiası
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Yüce
Divan, eski enerji ba-
kanlan Cumhur Ersü-
mer ile Zeki Çakan
hakkındaki soruşturma
raporunda yer alan, an-
cak soruşturma önerge-
sinde yer almayan 9 id-
diayı yargılama dışında
bıraktı. Yüce Divan'da-
ki yargılamaya AKP
milletvekilleri Selami
Uzun ve Mehmet Gü-
ner'in gönderdiği ve ba-
zı suçlamalann yargıla-
ma dışında bırakılma-
ması görüşünü içeren di-
lekçe, sanık avukatlann-
ca "davaya siyasi mü-
dahale" olarak nitelen-
dirildi.
Eski bakanlar Ersü-
mer ile Çakan'ın Yüce
Divan'da yargılanmala-
nna, usule ilişkin itiraz-
lann karara bağlanma-
sıyla dün devam edildi.
Yüce Divan Başkanı
Mustafa Bumin, Ersü-
mer ve Çakan' ın bazı fi-
illerden yargılanmaya-
caklannı, ancak kimi
suçlamalar için yargıla-
manın yapılacağını kay-
detti. Bumin, Soruştur-
ma Komisyonu üyele-
rinden AKP'li Uzun ile
Güner'in imzasıyla di-
vana dilekçe verildiğini
anımsattı. Çakan'ın avu-
katı Turgut Kazan. ko-
misyon üyelerinin dilek-
çesinin, "davaya açık
bir müdahale ve telkin
olduğunu, bunun adil
yargılanma hakkını
engellediğini" söyledi.
Kazan, "Soruşturma
Komisyonu'nun iki
üyesinin imzasını taşı-
dığı beürtilen dilekçe,
hangi suçlann redde-
dileceğini hangi suçla-
rın kabul edileceğini
içeriyor" dedi. Kazan.
dilekçede, "lnceledik,
şöyle karar verilmeli-
dir" denildığini belirtti.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Nuri Ok da
taraf olmayanlann mah-
kemeyi etkileyecek söz
ve eylemlerden kaçın-
ması gerektiğini belirte-
rek "Davanın seyrini
etkileyeceği ve Yüce
Divan'a yol gösterecek
amaç taşıdığı da inkâr
edilemez" dedi. Yüce
Divan, Güner ile
Uzun'un verdiği dilek-
çenin değerlendirme dı-
şı bırakılmasına karar
verdi. Duruşma, sanık-
lann savunmalannı
yapabilmeleri için 21
Aralık'a ertelendi.
İnsan Haklan Komisyonu'nda Felluce vahşetine sessiz kalanlar elestirildi
Türban eylemcileri nerede?5
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM tnsan Hakian Ko-
misyonu, işgal güçlerinin Fellu-
ce'de uyguladığı vahşetı ele aldı.
Komisyon Başkanı Mehmet EI-
katmış. ABD'nin Irak'ta "soy-
kırım ve vahşet" suçu işlediği-
ni, "atom bombası bile kulla-
nılmış olabileceğini" sö> ledı.
Komisyonun CHP'li üyelerinden
Ahmet Ersin'in "Katliam olu-
yor, cami önlerindeArapça ya-
zılarla eylem yapan türban ev-
lemcileri nerede? Başbakan,
operasyon yapıldıktan sonra
bir şeyler mırddanıyor" diye-
rek AKP'lileri hedef alması tar-
tışma yarattı.
TBMM tnsan Haklan Komis-
yonu Başkanı Mehmet Elkatmış,
ABD'nin Irak'ta "soykınm ve
vahşet" suçu işlediğini \oirgula-
dı. Irak'ın işgalinden 2 yıl sonra
ABD'nuı tüm gerekçelerinin ya-
lan olduğunun ortaya çıktığını
belirten Elkatmış, şunlan söyle-
di: "Bu işgalin iyi niyetle yapü-
madığı, tamamen emperyalist
emellerle yapıldığı hepimizin
gözleri önünde ilan edilmiştir.
Bu işgalde bütün uluslararası
hukuk kurallan ve sözleşmeler
hiçe sayılnııştır. Dünya hiçe sa-
yümıştır. Irak'ın işgali adeta I-
rak halkının soykırınıına dö-
nüşmüştür. Barbarbğa dönüş-
müştür. Bu soykırım ve vahşe-
tin, insanlık tarihinde bir eşine
daha rastlanmamıştır. Ne Fira-
vunlar devrinde, ne Hitler ve
Mussolini devrinde böyle bir
soykırım yapılmıştır. Bunu biz
söylemiyonız. Kendileri de söy-
lüyor. Hatırlarsanız, ilk Irak iş-
gali operasyonunun adını 'Şok
ve Dehşet Operasyonu' koymuş-
lardı. İsme dikkat edin! Dehşet
ne demek? Terör demek. soykı-
nm demek, barbarük demek."
Mehmet Elkatmış, Irak'ta ulus-
lararası sözleşmelere göre kulla-
nılması yasak silahlar kullanıldı-
ğım sa\f
unarak "Belki de bilmi-
yoruz ama işgal altında olduğu
için yayın yasağı var. belki de
atom bombası dahi kuliantmş
olabilirler. Çünkü, yüz binler-
ce insanın öldüğü söyleniyor"
diye konuştu.
CHP'li üyelerden Ahmet Ersin,
"Felluce'de katliam var, türban
eylemcilerinden ses yok, nere-
deler? Cami önlerinde Arapça
yazılarla eylem yapanlar nere-
de? Demek ki türban eylemle-
ri siyasiymiş, samimi değilmiş.
Başbakan da operasyon bittik-
ten sonra bir şeyler mınldanı-
yor. Samimi değİl" dedi AKP'li
üyeler bu sözlere tepki gösterdi.
AKP'li Mehmet Soydan, "Bu-
rası insan haklan komisyonu;
siyasi, ideolojik yaklaşımlarla
tarafsızlığa gölge düşürülme-
meli. Başörtüsü mağdurlan in-
san haklan mağdurudur. On-
ları bu şekilde itham edemezsi-
niz. Burası siyasi şov yeri de-
ğil" şeklınde konuştu. Toplantı-
da AKP'li Cemal Kaya, ABD
Büyükelçiliği önüne siyah çelenk
konmasını önerdi. AKP'li Resui
Tosun ise "Bizim düimiz diplo-
matik olmalı. Siyah çelenk koy-
mak Meclis için hafif kaçar.Â-
ma uluslararası bir sempoz-
\Tim düzenlenebilir" diyerek bu
önenye karşı çıktı.
Erdoğan ve Elkatmış'ın sözleri kızdırdı
Washington ile
Fellucegerginliği
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AKP hükümetin-
den ABD'nin Irak'taki aşın
şiddet kullanımına basın ara-
cılığıyla yöneltilen sert eleş-
tiriler Washington'da rahat-
sızhk yarattı. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan' ın Fel-
luce operasyonunu eleştiren
ve "İslam dünyasını ege-
nıen güçlere karşı birleş-
meye" çağıran açıklaması,
ardından da Dick Cheney ile
yaptığı telefon görüşmesinin
basına tek yanlı olarak sızdı-
nlması, ABD'nin tepkisine
neden oldu. ABD kaynakla-
n, Dışişleri Bakanlığı ve
Başbakan'ın danışmanlan
ile yapılan görüşmelerde, bu
açıklamalann ikili ılişkilere
zarar verebileceği uyansının
iletildığmi kaydettiler.
Erdoğan'ın ABD'ye yö-
nelik eleştirilerinin ardın-
dan, dün de AKP milletveki-
li Mehmet Elkatmış'ın yö-
nelttiği suçlamalar, AKP ile
Washington arasında soğuk
rüzgârlar estiriyor. ABD'li
diplomatik kaynaklar, yapı-
lan son açıklamalann eleşti-
ri sınırlannı aşıp farklı nok-
talara vardığını savunarak
bunlann iki ülke ilişkilerine
zarar verebileceğini kaydet-
tiler. Erdoğan'ın Islam dün-
yasma yaptığı çağnnın da
anlaşılamadığını belirten
kaynaklar, bu konuda Türk
tarafının açıklayıcı bilgisine
ihtiyaç duyulduğunu ifade
ettiler. Başbakanlık ise AB-
D'nin rahatsızlığına ilişkin
haberlerin basına yansıma-
sının ardından Dışişleri Ba-
kanlığı aracıhğıyla kendisi-
ni sa\
-
undu. Bakanlık Söz-
cüsü Namık Tan, yaptığı
açıklamada, ABD'nin Tür-
kiye'ye yönelik "sözlü bir
notasının" olmadığını sa-
vundu. Tan, ABD ile Türki-
ye arasında görüş alışverişi-
nin iki ülke arasındaki siya-
si diyaloğun parçası olduğu-
nu kaydetti.
Öte yandan AKP Samsun
Milletvekili Cemal Yümaz
Demir de Felluce'deki kat-
liamla ilgili olarak ABD
Başkam GeorgeVV. Bush'a
bir mektup gönderdi. De-
mir, Felluce'ye yapılan ope-
rasyonun direnişi daha da
arttıracağını vurguladığı
mektubunda, "Irzına geçi-
len ve kafasına kurşun
yağdırılanın sizin oğlu-
nuz, kızınız, anneniz, ba-
banız veya eşiniz olduğu-
nu düşündüğünüzde, gi-
derek artan nefretin kay-
nağı hakkında fikir sahi-
bi olacağınızdan eminim"
ifadelerine yer verdi.
Hükümete 'seyircifalm'uyarısı
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, ABD'nin Felluce'nin ardından
Babil eyalefine başlattığı "Pl\ nıouth Kayası Operasyonu"nu protesto
etri ve AKP hükümerini. Irak'ta yaşananlara seyirci kalmaması
konusunda uyardı. Galatasaray Postanesi önünde "Felluce için bir ses
ver" sloganıyla yapılan eylemde grup adına açıklama yapan Bülent
Aydın, Irak'ta işgalin başından bu yana ölü sayısımn 100 bin insanı
aştığına dikkat çekerek "ABD'nin yaptığı katliama AKP'nin
gösterdiği duyarsızlık ibret vericidir" dedi. Tabip Odası Başkam
Gençay Giirsoy da dünvanın katliama sessiz kalmamasını istedi. Banş
Girişimi adına konuşan yazar Oya Baydar ise "Herkesi ABD'nin
Irak'taki kural tanımaz vahşetine karşı sesini yükseltmeye
çağırıyoruz" şeklinde konuştu. (ERHAN KEMÂL ÖZMEN)
Bakan Çelik ikili eğitimi savunurken CHP'lilerAKP kadrolaşmasına tepki gösterdi
'Tarikadar MEB'i kuşatü'ANKAR4 (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM'de MıllıEğitım
Bakanlığı bütçesi görüşülürken
AKP ıle CHP'lı milletvekilleri
arasında tarikat tartışması yaşan-
dı. Komisyonun CHP'li üyeleri,
AKP'nin dönemınde bakanlığı
"tarikatların bakanlığa mu-
sallat olduğunu ve Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın din eğitimi
bakanlığına dönüştüğünü" dı-
le getirirlerken AKP Samsun
Milletvekili Musa l zunkaya.
bu durumun kesinlikle bir "mu-
sallat olma" olarak değerlendi-
rilemeyeceğini söyledi.
MEB, YÖK ve üniversitelerin
2005 yıh bütçeleri, Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda görüşülerek
kabul edildi. Çelik komisyonda
yaptığı konuşmada, derslik du-
rumu konusunda "karamsar"
haberler yapıldığını savunarak
ikili eğitim ile sınıflann daha ve-
rimli kullanılacağını ileri sürdü.
Tekli eğitimin özellüde teknik li-
seler açısından maliyetinin yük-
sek olduğunu belirten Çelik'in,
bir yandan eğitimde AB standar-
dını savunurken diğer yandan
hiçbirAB ülkesinde uygulanma-
yan "sabahçı-öğleci" şeklinde-
ki ikili eğitimin yararlannı anlat-
ması dikkat çekti. Çelik, sabah-
çı-öğleci uyguiamasının ilköğre-
tim çağındaki öğrenciler için
"pedagojik sorun" yaratacağı
eleştinlennın de dogru olmadığı-
m ileri sürdü.
YÖK Yasası değişikliğinin ve-
to edilmesine de değinen Çelik,
bu kurumun hem AB standartla-
nna hem de Türkiye'nin 2023
vizyonuna uygun olmadığını be-
lirtti. CHP Antalya Milletvekili
Osman Kaptan. Milli Eğitim'de-
ki sürgün, kadrolaşmapolitikala-
nnı eleştirerek bakanlığın "din
Katsayı düzenlemesinden vazgeçmedlklerinin sinyalini verdi
Erdoğan 'dan İHL mesajı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl imam
harip liselerine üniversite sınavında katsayı
eşitliği getiren düzenlemeye gönderme yapar-
ken bu konudan vazgeçmedikleri sinyalini ver-
di. "Meslek liseleri için daha önce bir adım
attık.Ama farklı yerlere kaydınlması nede-
niyle geçici bir süre engellendi. Türkiye'de
bunlar artık aşılmah" dedi.
Erdoğan, Türkiye Inşaat Sanayicileri Işve-
ren Sendikası (tNTES) veYol-îş Sendikası'mn
Sincan Organize Sanayi Bölgesi'nde ortakla-
şa yaptırdığı "Türkiye Eğitim Şantiyesi"nin
açılış törenine katıldı. Türkiye'nin nitelikli iş-
gücü açığı bulunduğunu, ancak nitelikli ele-
man için iş sorunu bulunmadığını savundu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'de işsiz-
liğin bir numaralı sorun olduğunu kaydetti.
Meslek liselerine katsayı eşitliği getiren dü-
zenlemeyi kasteden Erdoğan, konunun farklı
yerlere kaydınldığım, bu nedenle geçici bir sü-
re engellendiğini savundu.
eğitimi bakanlığı" haline geldi-
ğini dıle getirdı. CHP'li Ali Ke-
mal Kumkumoğlu ise "Tari-
katların Milli Eğitim'i kuşattı-
ğını" söyledi. Bazı paravan şir-
ketlerin hiçbir kâr amacı gütme-
den dershaneler, okullar açarak
başanlı yoksul çocuklan bünye-
lerine aldıklannı ıfade eden Kum-
kumoğlu, "Bu ilginin sebebi ne-
dir? Bu okullann ve dershane-
lerin kimlere ait olduğunu, Mil-
li Eğitim'e niye musallat oldu-
ğunu anlamak herkesin Cum-
huriyete karşı borcudur" dedi.
AKP'li Musa Uzunkaya ise bu
kuruluşlann okul açmasının
"Milli Eğitim'e musallat ol-
mak"' olarak isimlendirihnesi-
nin talihsiz bir beyan olduğunu
söyledi. Yolsuzluk yapmamış,
vergi kaçırmamış insanlann hiç-
bir beklentisi olmaksızın eğitime
katkıda bulunduğunu belirten
Uzunkaya, "Farklı bilgisi bulu-
nanları suç duyurusunda bu-
iunmaya davet ediyorum" diye
konuştu. AKP'li Ahmet Inal üni-
versitelilere af isterken CHP'li
Mustafa Gazalcı, Çelik'in "ka-
ra tabloyu ak göstermede birin-
ci olacağım" söyledi. Gazalcı,
onlarca öğretmen adayı bakanlık
kapısında beklerken bakanlığa
Diyanet'ten 678 öğretmen atandı-
ğına dikkat çekti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Iktidar, geçmış dönemlere ranmet okutacak den-
sizlikte kadrolaşmadan ihaleleşmeye kadar her ala-
na damgasını vuruyor, tartışma masasına CHP ya-
tınlıyor. Tartışmaya yardım ve yataklık eden de par-
tinin genel başkanıyla belediye başkanı.
Yukarıda aktardığımız manşetlerin çoğu AKP'nin
yarı ve tam resmi yayın organlarından. Sadece bu
durumun bile CHP kadrolarını durup düşünmeye it-
mesi gerekir!
Başbakan Erdoğan şu değerlendirmeyi yapmak-
la yetindi:
"Bırakın CHP'yi, onlar birt)irine yetiyor!"
CHP, ana muhalefet yerine birbirine muhalefeti
yeğler hale geldi. Kamuoyunda öne çıkan Baykal-
Sangül çekişmesı gıderek haklı tarafın olmadığı bir
ortaoyununa dönüşüyor. Baykal sert bir demeç mi
verdi, gazetecıler biliyor ki, Sarıgül'den buna daha
sert bir karşılık gelecek. Sarıgül bir şey mı dedi, ga-
zeteciler biliyor ki CHP Genel Merkezi'nden buna i-
ki katı yanıt verılecek. Zaten gazete sütunlarında ay-
rılan yer de belirginleşti. Fotoğraflan yan yana ya da
alt alta koyup birbirleriyle ilgili sözlerinı sıralıyorlar.
Bir parîide, hele hele köklü-iddıalı sosyal demok-
rat bir partide genel başkanlık "hodri meydan"larla,
"haydiordan"\ax\a belirlenmez. Bunun kuralları var-
dır, kurulları vardır.
Tanrı gözümü kör etsin!
Genel görünümü özetledikten sonra aynntılara gi-
relim...
CHP Genel Merkezi'nin, Baykal'ın birsavcı-hâkim
gibi eldekı bazı belgeleri sallaya sallaya yargılama
yapma hakkı yok. CHP Meclis'te neden dokunul-
mazlıkların kaldırılmasını istiyor? Vekillerin şaibe al-
tında kalmaması için. Hakkında dosya bulunanlann
yangıda hesap vermesi için. O zaman CHP'li bir be-
lediye başkanı suç işlemişse, hesabını yargıya ver-
mesi gerekir.
Sarıgül'ün genel başkanlığa adayım demesinden
sonra hakkında genel merkez soruşturmasının baş-
lamasını tamamen tesadüf sayalım. Ama bu dosya-
lann artık parti salonlarında değil marıkeme kayıtla-
rında yer alması gerekir.
Sangül de genel merkeze meydanlardan değil yar-
gı katından yanıt vermeli. CHP Genel Merkezi gitmi-
yorsa Sarıgül savcılığa gidip hakkındaki suçlamala-
nn ihbar kabul edilmesini, soruşturmanın bir an ön-
ce başlayıp sonuca bağlanmasını isteyebilir.
Baykal-Sarıgül çekişmesinin konu mankeni hali-
ne gelen "muhalif milletvekillerinin" durumu ayrı bir
süreç. Tabii ki siyaset yapma haklarına saygımız var.
Ancak Sarıgül'ün yanında yer alıyorum diyenlerin
çoğu sanki şunu demek istiyor:
Baykal'ın karşısında kim varsa onun yanında yer
alıyorum!
Muhaliflerin de birbirlerine muhalefet ederek ikiye
bölünmek üzere olduğu haberleri var...
Siyasetin sol yelpazesi 20 yıldır iki partiyi denge-
liyor. HP-SODEP, SHP-CHP, CHP-DSR.. 3 Kasım
2002 genel seçimleri ve 28 Mart 2004 yerel seçim-
leri temel alındığında DSP ayağı büyük ölçüde kü-
çüldü... Bu bağlamda CHP'nin daha büyük sorum-
luluğu var. Ancak CHP bu sorumluluğu vurdumduy-
mazlığa dönüştürüp, "benden başka sol partikalma-
dığına göre herkes bana oy venveye mecbur" hava-
sında...
Baykal-Sarıgül çekişmesi için tek tümce kullanın
derseniz, şu:
Bu tartışmayı reddedıyorum ve bu sürecin sonra-
sında iyı bir CHP yönetimı çıkmasını istiyorum.
Kara mizahla girdik, fıkrayla noktalayalım... Bir
okurum şu fıkrayı CHP'deki h-iç çekişmeye atfedi-
yor:
Tann baba melekler aracıhğıyla Temel'e haber sal-
mış:
- Temel ne isterse vereceğim. Ama Temel'in arka-
daşı Dursun'a, Temel'e verdiğimin iki katını verece-
ğim. Hemen söylesin.
Temel, meleklere isteğini iletmiş:
- Tann benim bir gözümü kör etsin!
ankcumCg cumhuriyet.com.tr
ART Türkiye'de yayına başladı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KKTC'de
kurulu Avrasya Radyo ve Televızyonu (ART),
Türkiye'den de yayına başladı. ART'nin ya>ma
başlaması nedeniyle önceki gün Devlet Konuke-
vi'nde düzenlenen resepsiyonda konuşan eski
Başbakan Bülent Ecevit, KKTC'de bir dayatmanın
kabul edilemeyeceğini söyledi. Resepsiyona CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'uı da aralannda bu-
lundugu çok sa>ıda siyasetçi ve davetli katıldı.
Hizbullahçı Özdemip iade edildi
• İstanbul Haber Servisi - A\^ısturya'da
yakalanmasının ardından dün Türkiye'ye iade
edilen terör örgütü Hizbullah'ın üst düzey yöneti-
cilennden Orhan Özdemir. İstanbul Terörle Mü-
cadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Atatürk Ha-
valimanı'ndan alınarak Bakırköy Adliyesi'ne çı-
kanldı. Adana'da "'örgüt adına adam öldürme,
yaralama ve kaçırma eylemlerinin planlayıcısı ol-
duğu" iddiasıyla yargılandığı mahkemece hak-
londa gıyabi tutuİdama karan verilen Orhan Öz-
demir. bu karan vicahiye çevrilerek tutuklandı.
İsrail'den Bakan Gül'e davet
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da
bulunan Israil Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Ron
Prosor, dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi
Ali Tuygan ile bir araya geldi. Tuygan, düzenli da-
nışmalar çerçevesınde ikili ve bölgesel konulan ele
aldıklannı söyledi. Tuygan. Israil'in Dışişleri Baka-
nı Abdullah Gül'e daveti olduğunu. izleyen dönem-
de Türkiye'nin gündeminin elvermesi durumunda
bu ziyaretin değerlendirilebıleceğini söyledi.
Yabancı sermayeye çağrı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan dün Yabancı Sermaye Der-
neği'nin Devlet Konukevi'nde düzenledıği resepsi-
yona katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada,
yabancı sermayenin yatınma yönelik bir engelle
karşılaştığında kendisıne başvurmasını isteyerek ge-
reken ne destek varsa vereceğim belirtti. Erdoğan,
yabancı sermayeyi, kişi basına gelirin 1500'ün al-
tında olan illere yatınm yapmaya çağırdı.