Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2004 SALI
HABERLER
DÜ1NYADABUGIJN
ALİ SİRMEN •__
Tek Şoya İndirgemeyi
Kim Önermiş ki?
Hari ünlü birtelevizyon reklamı vardı. Iki iyice yaş-
f j adam yolda karşılaşıyorlar da biri öbürüne soru-
•yor.
- Nereye rnirim, Akbank'a mı?
öbürü de yanıt veriyor:
- Hayir, Akbank'a...
- Yaöyle mi, diye yanıtlryor beriki, ben de Akbank'a
sanmıştım...
Aslında Frenklerin "sağırlar diyaloğu" deyişleri-
nin birbankareklamınauygulanmış biçimi, ama hoş!
Son günlerde Başbakanlık Insan Hakları Danış-
rna Kurulu adına Baskın Oran tarafından yazılmış
olan raporun çevresinde çıkan tartışmalar ile kuru-
lcın başkanı Ibrahim Kaboğlu'nun pazartesi gün-
Kcü Millıyet'te yayımlanan söyleşisini okurken ister
istemez sağırlar diyaloğunu anımsadım.
Her şeyden önce belirtmek isterim ki bu yazı ne
kurulu, ne başkanını ne de üyelerini hedef almak
için yazıldı.
Aynca, daha önce çok kez yinelediğim gibi, ku-
njmlann, kavramlann tartışılmasına hiç de karşı de-
ğîlim.
Tam tersine, hiç kuşkusuz birçok alanda sandı-
ğımızdan daha fazla değişmesi zorunlu olan Tür-
kiye'nin sağlıklı bir doğrultuda gelişmesi için tartış-
manın yalnız yararlı değil, aynı zamanda elzem ol-
duğunu da düşünüyorum. Yeter ki kurumlar doğru
tarif edilsin, kavramlar çarpıtılmasın.
• • •
Şimdı gelelim raporla ilgili olarak Kaboğlu'nun söy-
lediklenne... Kaboğlu konuşmasının çeşitli yerierin-
de, raporda tartışma yaratabilecek deyimler oldu-
ğunu söylüyor ve "...tekrar tekrar 1920'lere dön-
menin anlamı yok, sanki Cumhuriyet sorgulanı-
yormuş gibi bir hava doğuyor; bunu Baskın Oran'a
da söyiedik, revize etme ahlaki sorumluluğunu da
kendisine bırakarak raporu oyladık" diyor.
Sayın Kaboğlu konuşmasının başka bir yerinde
de raporda yer alan Türkiyelilik kavramınadokuna-
rak "...ben olsam Türkiyelilik demezdim, Türkiye
Cumhuriyeti kavramını kullanırdım. Aramızda bun-
lart tartıştık, müzakere sonucu ifadeler ayıklandı,
raporun yazımını bu görûşlerışığında Prof. Baskın
Onan'ın sorumluluğuna bıraktık. Kendisi kaleme
aldı" diyor.
Yine aynı Kaboğlu, "...Biz özerk kuruluşuz, hü-
kümet bizim önerilerimizi dikkate almayabilir, ama
rapor resmi belge niteliğindedir" diyor.
Rapor resmi bir belge niteliğindeyse ve altında
Kaboğlu'nun da imzası varsa orada yeralan ve Sa-
yın Başkan'ın da tartışma yaratmasını normal gör-
düğü, kendisi olsaydı kullanmayacağı sözcükleri içe-
ren bu resmi belgeyi imzaladığınagöre, şimdi "ben
olsaydım" gibi açıklamalaryapmasıpekyakışıkal-
mıyor.
Eğer Prof. Baskın Oran, üzerinde mutabık kalı-
nan terimler yerine başkalannı kullandıysa bunu
açık açık belirtmek zorunludur. Yoksa resmi oldu-
ğu belirtilen bir raporun ciddiyetiyle bağdaşmaya-
cak bir davranış söz konusu demektir.
• • •
Sayın Kaboğlu'nun açıklamalan bu tür çelişkile-
ri içerse de yine bazı görüşlere açıklık getirmesi ba-
kımından bir dereceye kadar yararlı olmuştur.
Ama kendisinin "Cumhuriyetimiz teksoya indir-
genemez" açıklamasını anlamak güç, hatta ola-
naksızdır.
Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türkiye Cumhuriyeti yurt-
taşlığıyla belirginleşen Türk ulusunu tek birsoya in-
dirgemeyi kim önermiştir ki?
Türk ulusu, ırk, dil, din öğelerinin belirleyici etken
olmadığı sübjektivist bir kavramdır. Anadoîu gibi ırk-
lann, dillerin, inançlann mozaiği olan bir yerde soy,
ırk esasına dayalı bir ulus olamaz ki...
Bu gerçek çok açıklandı, çok söylendi, çok ya-
zıldı...
Şimdi Sayın Kaboğlu'nun, Atatürk mirasını çiğ-
neyerek onun kendi parasıyiafinanseettiği bir ku-
ruluşu, şeklen kanuna uygun, ama hukukun ruhu-
na aykın bir tasamrfla Türk-islam sentezini savu-
nan ve yaygınlaştırmayı amaçlayan bir kurum ha-
line getirmiş olan Kenan Evren'in girişimlerini Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin ana kuruluş felsefesi olarak gör-
mesi, kabul edilebilir bir davranış değildir.
Her devletin bir kurucu felsefesi, her ulusun bir
ana düşürıcesi vardır. Fransa'yı 2. Dünya Savaşı sı-
rasında Petain başkanlığında kurulan işbirlikçi fa-
şist Vichy Rejimi'nin davranışları ve düşünceleriy-
le algılamaya kalkıp ona can veren ana felsefeyi bir
yana atmak ne kadar yanıltıcı birşeyse Türkiye'nin
temel felsefesini Kenan Evren'de aramak da o den-
li yanlıştır.
Eskilerin bir deyimi vardır, "gâvura kızıp oruç
bozmak" derler.
Bu ne kadar yanlışsa Kenan Evren'e kızıp Türki-
ye Cumhuriyeti'nin temel felsefesini, Atatürkçü ulus
görüşünün temel kavramlannı bozmak da o kadar
yanlıştır.
asirmen a cumhuriyet.com.tr
CHP: Lale Devri'ni anımsatıyor
Gökçek'in şenlikleri
Meclis gündeminde
ANKAR4(ANKA)-
CHP Antalya Milletve-
kili Osmas Özcan, An-
kara Büyüuşehir Beledi-
yesi Başkaoı Mefih Gök-
çek'inyap*tğı şenlik har-
camalarm- Meclis gün-
demine taadı.
Osman Ozcan, Içişle-
rı Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun yanıtlaması
istemiyle \ erdigi soru
önergesinc±. Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi'nin,
Hazine'yeborcunu öde-
mezken, lale Devri'ni
anımsatac^ türden şen-
lik harcanolan yaptığı-
na işaret eta Ankara Bü-
yükşehir IBdediyesi'n-
ce inşaatı. JeY^m eden
Metro yapım çalışmala-
nna, para olmadığı için
ara verilmesinin doğru
olup olmadığını da soran
Özcan, şunlan kaydet-
ti: "Basından öğrendi-
ğimizegöre,Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi'nin
5 aytk şenl^e venfiği pa-
ra 2 trüyon 70 mihar B-
ratbr.Budoğru mudur?
Halknnızuı beledrye ça-
dııiannda venıek yediği
birortamda.Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi'nin
LaleDevri'ni anımsata-
cakşekfldeşennkleryap-
masmınasıl karşdıyorsu-
nuz? Şenlik harcamala-
rına dur demeyi diişü-
nüyor musunuz?"
Meclis'teki askeri tabur gazinosuna sakallı ve başı kapalı ziyaretçilerin alınmamasına tepki gösterdi
Annçtürbanadestekanyor
Bülent Annç.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Başkanı Bülent Annç, Meclis
yerleşkesindeki askeri tabur gazinosun-
da kıyafet sınırlamasına tepki gösterdi.
Annç, gazinoya türbanlı ve sakallı ziya-
retçi alınmaması konusunda, "Bunuyıl-
lardır biüyonız vegörmezden geliyoruz.
Köşe yazaıiannı ve cesaretii basınunızı
göreve davet ediyorum" dedı.
Annç dün basın toplantısı düzenleye-
rek yeni yasama yılına ilişkin projeleri-
ni anlattı. Gazetecileringündeme ilişkin
sorulannı da yanıtlayan Annç, milletve-
kdli maaşlan konusunda araştırma tali-
matı vermediğini bildirdi. TBMM Baş-
kanı, milletvekili nıaaşıyla asgari ücre-
ti karşılaştıran gazete habenne tepki gös-
terirken "Anadohı'da bir tabir vardır,
kendi çalıp kendi oynar derler. Hayali
• Milletvekili maaşlarmı asgari ücretle kıyaslayan gazete haberine
kızan Annç, türbanlı ve sakallı ziyaretçilerin askeri tabur
gazinolanna giriş yasağı konusunda ise basından yardım istedi.
Annç, "O yiğit, cesaretii basınımıza bir görev düşüyor, bu konuda
ne düşündüklerini açıklasınlar" dedi.
bir taJünat ortaya çıkarmışlar ve sonra
bir yorum yapıp cevabını kendileri ver-
mişİer. Şeyhliği bize verip kerameti ken-
dileri gösteriyorlar" dedi.
150 metrekare kûçük!
TBMM Başkanı, milletvekillerine TO-
Kİ tarafından konut yaptınlmasına iliş-
kin projeyiyse iptal etmediğini, askıya
aldığını açıkladı. Annç, "Oçahşmaya uy-
gun olarak milletvekUlerimizin taleple-
rini aldık. 356 kişiden talep geldi. Ancak
milletvekillerimiz briit 150 metrekare-
nin küçükolacağmısöyienıişkr vetered-
düthıdavrannuşlardır.O sırada bazı ga-
zetelerimizinnüfletvekillerine lojmanya-
pıbyor şekfindeki canhıraş fervatlan or-
tahğı bira/ kanştmnca biz de bu mese-
lede biraz beklemeyi ve ortalık dunıl-
duktan sonra yine milletvekilleriınizin
kararianyla hareketetmevi kararlaşor-
dık" dedi".
Bir gazetecınin Meclis'teki askeri ta-
bur gazinosunda sakallı millerv ekilleri-
ne servis yapılmadığına ve türbanlı zi-
yaretçı aluımadığına ilişkin sorusu üze-
rine Bülent Annç, bunun yeni bir olay
olmadığını vurguladı. "Siz sormasanız
söylemeyecektimT>
diyen Annç, sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"Bu taburun gazinosunda askeri ku-
raOargeçerll Bu kuraüar içerisinde şüp-
besiz sakata olan arkadaşlanmıza ve mi-
safirlerine, başörtüsüyle gelen nıisafûie-
reveya miDetveküi \akmlanna senis ya-
pıtanıyor. Aynı zamanda sakal oraşı bi-
razuzamış olanlara da servis yapdmıyor.
O yiğit, cesaretii basuumıza birgörev dü-
şüyor,bukonudane düşündükleriniaçık-
lasınlar, özelükle birinci savfalanndan
yer versinler. Köşe yazarlannı da göreve
davet ediyorum, bÖyle bir şeyin Türki-
ye'nin MUlet MecBsi kampusu içinde
olupolamayacağı konusunda kamuoyu-
na yol göstersinler.*
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
mmmmmmı
AKP dini referanslannı Aile Araştırma Kurumu'nun görev tanımına da yansıttı
Nüfiıs planlaması oyunuANKARA(ANKA)-Yeni büt-
çe yasa tasansında evli ve eşi ça-
lışmayan memurlara daha fazla
zam öngören AKP hükümeti, ai-
leyle ilgili devlet politikasının
oluşturulmasına katkıda bulun-
mak amacıyla kurulan Aile Araş-
nrma Kurumu'nun görevlen ara-
sından, u
aile planJamasınr da
çıkarttı. AKP hükümetının Tür-
kiye'nin^ yıllık nüfiıs politika-
sından vazgeçtiğini belirten
CHP'liler, tasan TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülürken "aile
planbunasnun" yeniden tasan-
ya eklenmesi için öneıge verecek-
ler.
1989 yılında kurulan ve ailey-
le ilgili devlet politikası oluştu-
nılmasında etkin bir görev veri-
len Aile Araştırma Kurumu 'nun,
görevlen arasında "Nüfiıs ve ai-
le pianiamasının topiumsal etki
ve sonuçlannı araşûrnıak, milB
bir politikanın getiştirilmesüıe
yardımcı olmak" da yer alıyor-
du. Bu kurumla ilgili olarak
TBMM'ye gönderilen tasanda
da "nüfiıs ve aile planlaması" ile
ilgili milli politıka oluşrunna gö-
revi yine bu kuruma \ erildi. Ta-
sannm Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'ndaki göriişmeleri sırasında
tasandan, "aik planlaması" çı-
kanlarak bu konuyla ilgili fıkra-
da kuruma sadece, "Nüftıs yapı-
smdakideğJşimleriizlemek,sorun
alanlarmı tespit etmek ve bu ko-
nuda miDi bir potitikanın oluştu-
önergeyle yeniden gündeme ge-
tirecekler.
CHP IzmirMilletvekili Canan
Antman, 2005 yılı bütçe yasa ta-
sansıyla bakanlann çeşitli açık-
lamalannın ve son olarak da Tür-
kiye'de "aileplanlaınası" içinpo-
litika oluşturma görevi verilen
Aile Araştırma Kurumu'nun gö-
revlerinde değişiklik yapılması-
• Aile Araştırma Kurumu'nun görevlen
arasından 'aile planlaması' çıkanldı.
AKP'nin son uygulamalarının antinatalist
(nüfiıs sınırlayıcı) politikalardan
vazgeçildiğini gösterdiğini söyleyen
CHP'li Antman, "Ülkeye bu kötülüğü
yapmasınlar" dedi.
rulmasma yardımcı olmak" gö-
revı verildi.
CHP'lıler, Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda yapılan bu deği-
şikliği ancak tasan Genel Kurul
gündemine geldiğinde fark etti.
CHP'liler, tasarının bu hafta
TBMM Genel Kurulu'ndaki gö-
riişmeleri sırasında konuyu bir
nın, AKP hükümetinin Türki-
ye'nin 40 yıllık nüfiıs politikası-
nı değiştirdiğini gösterdiğini söy-
ledi.
Aile pianiamasının mutlaka bu
kurumun görevleri arasmda yer
alması gerektiğini vurgulayan
Antman, TBMM Genel Kuru-
lu'nda bu görevin yeniden kuru-
ma verilmesi için çalışacaklan-
nı bildirdi.
CHP'li Antman, Türkiye'de
nüfus aroş hızı ve doğurganhk dü-
zeyinde 40 yıllık politikalar oluş-
rurulduğunu ve Hacettepe Üni-
versıtesi'nin 2003 Türkiye Nü-
fus \e Sağlık Araştırması'na gö-
re de son 5 yıl içinde bu konuda
çok iyıye giden göstergeler oldu-
ğunu belirtti. Canan Antman, bu
araştumaya göre Türkiye'de ka-
dın başma ortalama doğum ora-
nının yüzde 15'lik bir düşüşle
2.2'ye gerilediğine işaret etti.
Türkiye'deki nüfus projeksi-
yonlannın, nüfus artışmı yılda 1
milyon olarak hedeflediğini be-
lirten Antman, AB'nin önünde-
ki en büyük engelin de nüfus ar-
tışı olduğuna dikkat çekti.
AKP'nin son uygulamalannın
antinatalist (nüfus suurlayıcı) po-
litikalardan vazgeçildiğini gös-
terdiğini söyleyen Antman, "Son
getişmeleregöreAKPnüfiıs pian-
laması politikasmı değiştiriyor.
Ülkeye bu kötülüğü yapmasuilar.
Bu çokbüyük bir yanhşnr"dedi.
CHP'li Öymen'den AB uyarısı
'Dicle veFırat'ı
büekontrol
edecekler'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Bırliği
Komisyonu"nun Türkiye ilerleme raporu Meclis"te
düzenlenen panelde tartışıldı. CHP Genel Başkan
Yardımcısı Önur Oymen AB'ye üyelik sürecinde
Dicle ve Fırat'ın sularının denetiminin bıle söz
konusu olduğunu vurguladı. Panelin açış
konuşmasını yapan TBMM Başkanı Bülent Annç
Türkiye'nin, kaderini çizecek bir evrede yaşadığını
vurguladı. Komisyon raporunda diğer adaylar için
söz konusu edilmeyen bazı usul ve esaslann
Türkiye'ye koşul olarak getirildiğini \urgulayan
Annç, "Helsinki zirvesinde de teyit edildiği iizere
diğer adaylaria eşit muameleye tabi tutuhnak
istiyonız. AB üyelerinden ahde vefa talep ediyoruz''
dedi. Türkiye Parlamenterler Birliği Genel Başkanı
Hasan Korkmazcan da "Üyefiği lütuf sayan AvTupa,
Kifiıdarla yetinen Türkiye fonnülü asla gerçekçi bir
proje değildir. Bu formül gerçekleşse büe, ne
taraflara ne de 20. yüzyıl insanlıgına fayda getirir"
görüşünü dile getirdi. . ^ _ — ^ _ ™ — ^ _ » _
Türkiye Cumhuriyeti ilerleme raponına
Anayasası'nın her ^ £)jc ]e v e pu-at
vatandaşını aynmsız , . i • ı
«Türk" olarak havzasındakı baraj
niteledığıne işaret eden 7
"" ve sulama
Korkmazcan, azınlık sistemlerinin AB
tartışması konusunda üyeliğinden sonra
s^fnsöyledi: uluslararası
£$S2SZİ v yönetim altına
önerenleresormak konulabileceğine
gerekir: Türkiyenler bir dikkat çeken
milleti ifade eöneyeceğine Öymen, "Bu
göre Türkiye uygulama hangi
AB ülkesinde
yapılıyor?" dedi.
Cumhuriyeti milletsiz bir
devlete mi dönüşecektir?
Tarihi her düde ciltier
dolduran Türk miDetinin ~"~—•~™^"~"^~~
izkrini geriye doğru sümek herhangj bir gücün
iktidannda mıdır'.' Türk insanını hangi ölçülerie
aşireüere ve klanlara bölebUirsiniz? Geleceğini aşiret,
klan ve obalarda arayan topluhıklann insanhğa ve
bütünkşecek Avrupa'ya ne katkısı olur?"
Panelde konuşan CHP Genel Başkan Yarduncısı
Onur Öymen, "Türkhe'nin Avrupa'ya girmesi
projemizde samimiysek bizi Avrupa'dan ayıran
unsurlan değil, bizi Avrupa ile bütünleştiren
demokrasi, insan hakian, kadın erkek eşiüiği gibi
kavramlan ön plana çıkarmahyız" dedı. İlerleme
raponına göre Dicle ve Fırat havzasındakı baraj ve
sulama sistemlerinin AB üyeliğinden sonra
uluslararası yönetim altına konulabileceğine dikkat
çeken Oymen, "Bu uygulama hangi AB ülkesinde
yapıhyor? Hangi AB ülkesi kendi miOi
topraklanndaki barajlan uluslararası yönetime
devTetti" diye sordu. Onur Öymen, "Türldye,
Avrupa'ya akhnın gerisinde şeriat devleti özlemi olan
bir ülke gibi değiL Atatürk'ün kurduğu. laik,
demokratik, çağdaş bir ülke olarak girecekbr"
görüşünü dile getu"di.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
TÜYAP Kitap Fuan sona erdi. Istan-
bulluların kitapla buluşması her za-
mankigibi bir şenlik havası içinde geç-
ti. Ben de Kitap Fuan sırasında yeni kar-
şılaştığım kitapları sizlerle paylaşmak
istiyorum. Orhan Kemal'in ünlü "Ce-
mile"s\ (Epsilon) 100 bin baskısıyla ye-
niden okuyucuların karşısında. "Ce-
mile", Çukurova'da 1930'lu yıllann bir
fabrikasını ve yoksul işçi mahallesin-
de yaşananlan anlatıyor. Aradan 70 yıl-
dan fazla zaman geçmesine rağmen,
Orhan Kemal'in eskimediğini, evrensel
bir dile ve roman anlayışına sahip ol-
duğunu görmek çok etkileyici. Kitabı
bir solukta okudum.
Ankaralı bir akademisyen Tayfun
Atay. Popüler kültür konusundaki araş-
tırmalanyla ve yazılanyta tanıyoruz onu.
Popüler kültür üzerine yaptığı çalış-
maları topladığı kitabı "Yaşasın Meş-
huriyet Çağı!" başlıklı kitabı Epsilon
Yayınlan'ndan çıktı. Bu kitap, popüler
küftürden kitle kültürüne yönelen Tür-
kiye izlenimleri şeklinde tanımlanabi-
lir. Atay, arabesk konusunda sürege-
len tartışmalar için şunlan söylüyor:
Fuar Sonrası Kitaplar
"Arabesk, tam anlamıyla bir popüler
kültür alanıdır, yani bir popüler kültür
olgusudur arabesk. Türkiye'de pop
tartışmalan sürdürülüyor, ama biryan-
dan da arabeski pop saymama gibi,
özellikle müzik açısından söz konusu
bir tutum var. Aslında Türkiye koşul-
lannda, Türkiye'nin topiumsal ve eko-
nomik değişim dinamikleri düşünüldü-
ğünde, bu coğrafyanın popu arabesk-
tir."
Güter Kazmacı, yine aykın diye dü-
şünülen bir kitapla karşımızda. "Anar-
şist Bir Kadının Aşklan" (Noktakitap)
bir roman. Güler Kazmacı aşka dair
düşüncelerini şöyle anlatıyor: "Vebel-
ki şimdi bizlerin de aşk adınayaşadık-
lanmızı, hayattaki bütün vuruluşlan-
mızı, evlilikdahil insanlarla bağlantıla-
nmızı ve sisteme ait bağlanmızı göz-
den geçirmenin zamanıdır." Ne dersi-
niz Güler'in çağnsına?
Getrude Bell. 1900'lerin başında
Ortadoğu'yu yönelen Batı'nın en tanın-
mış isimlerinden, yıllannı bu bölgede
geçiriyor. Bell, Ortadoğu üzerine çok
şeyler anlatan ve yazan bir kadın. "Me-
zopotamya 'da 1915-1920 Sivil Yöne-
timi" başlıklı kitabı Yaba Yayınlan'ndan
çıktı. Çeviımeni Vedii llmen. Cumhu-
riyetin kuruluşunun hemen öncesinde
Ortadoğu'da neler olduğunu öğren-
mek bakımından çok yararlı bir kitap.
Mehmet Hasgüter, Kıbnsaraştrma-
lanyla tanınan Kıbns kökenli birakade-
misyen. Son kitabının başlığı "Coğraf-
yasına Teslim OlanAda: K/bns"(Anka
Yayınlan). Dr. Hakkı Yücel, "Kıbns si-
yasetinde birDon Kişot: Mehmet Has-
güler" başlıklı makalesinde Hasgü-
ler'in çabalarını şöyle değerlendiriyor:
"En sevdiği roman kahramanı Don Ki-
şot'u hatırlatırcasına, sadece üniver-
site içinde söz tüketmekleyetinmeye-
rek, çok daha farklı taleplerie zorlu bir
yolculuğa çıkarak, kargısını kuşanan ve
köhnemiş yel değirmenlehne saldır-
makta ısrarlı olan bu genç adamın,
sonuçta kargısının hnlacağı ve atmdan
düşeceği kesin," Yücel'in değerfen-
dirmesi ne kadar doğru bilemem, an-
cak Hasgülergibilerinin mücadelesinin
Kıbns'ta önemli izler bıraktığını da gör-
mek gerekiyor.
AyşeKilimci'nin "MerhabaDünya"
başlıklı çocuk romanı Epsilon Yayınla-
n'ndan renkli resimlerle birlikte yayım-
landı. Dollenme ve doğum sürecini an-
latan eğitici bir kitap "Merhaba Dün-
ya". Emin Karaca, Türkiye tarihi üze-
rine araştırma kitapları dizisini sürdü-
rüyor. Son kitabı, devletin hışmına uğ-
rayan Nâzım Hikmet'lerin, Adnan
Menderes'lerin, Deniz Gezmiş'lerin
yaşadıkları üzerine. "Sintinenin Dibin-
de" (Karakutu Yayınlan) TC'nin hukuk-
sal öyküsü olarak da okunabilir.
Nazmiye Güçlü, "Araba Aldım Ka-
dın Oldum "la (Noktakitap) denemele-
rini kitaplaştırdı. Bir denemesinde bu
kitabın adı olan öyküsünü şöy\e akta-
rıyor: "Kırmızı ışıkta durdum. Yanım-
daki arabanın şoförü bir şey söylüyor
_gibi geldi. Camı tamamen açıp dikkat-
libirşekilde baktım, ne söylediğini an-
lamak için. 'Çok güzelsin yavrum' de-
di. O güne kadar sadece sakattım,
araba alınca birden kadın olmuştum.
Güldüm, teşekkürettim. Adam şaşır-
dı."
Ergun Göknel, "Ağlayayım mı Gü-
leyim mi?" (Büke Kitapları) başlıklı anı-
larında medya, yargı ve politikanın İS-
Kl sınavını anlatıyor. Mara Meimari-
di, "Izmir Büyücüleri" (Literatür Kitap)
romanındayüzseneöncesinin Izmir'in-
deki büyücülerin yaşamını, yaptıkları-
nı dile getiriyor.
Izel Rozental, "DikkatBuda"(Oku-
yan Us) kitabında karikatürcü gözüy-
le Uzakdoğu'yu aktarıyor. Geçenlerde
yitirdiğimiz Dido Sotiriyu "Elektra"
(Pencere Yayınlan) kitabında, gerçek bir
kadın kahramanın öyküsünü romanlaş-
tınr. "KadınlarAncak Birlikte Kazana-
bilir"de (Optimist Kitap) çalışan kadın-
lann bilmesi gereken önemli bir kura-
la işaret ediyor.
lyi okumalar dileğiyle.