23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2004 CUMARTES 14 J V U J L i l LJJri kuitur@cumhuriyet.com.tr Ö Yetmişlik şarkıcınm 'Dear Hearf albümü geçen günlerde yayımlandı Önıek çilekeşLeonandCohenMURATBEŞER Insan bir kez Leonard Cohen melankolisi- nin ölümcül cazibesine yakalanmayagörsün; yaşam boyu ondan ne kurtulabilir, ne de kur- tulmayı ister. 0nun tekdüze oluşuyla büyüle- yen şarkıJan, melodilerle desteklenmiş okşa- yan gitarlan, dinJeyicinin kaJbinin derinlikle- rine öylesine saplannuştır ki artık hastanın kurtuiuşu olanaksızdır. 21 Eylül 1934'teMontreal'dedo|an, 13 ya- şında gitarla ilk akortlannı yaparak, kısa bir süre sonra kafelerde cep harçlığını kazanacak kadar kendini geliştiren Cohen'in bir gün en büyiik konser saJonlannın sahnelerine dek uza- nacaguu tahmin etmek zordu. Ancak, henüz üniversiteyi bitirmemişken kazandığı bir ede- biyat ödülü, onun bu yanınrn yalnızca haya- ündan bir kesit olarak kalacağı hıssini uyan- dınyordu. Amerika'da gelişen bebop akımı, Wwdy Gathrie ve Pete Seeger gibi öncülerin ohışturduğu protest folk müziğı kısa sürede Ka- nada'yı da etkisi içine aidığında o, 1949 yılın- da bu tür oluşumlardan biri olan The Bucks- Idn Boys topluluğuna katıldı. Bob Dylan etklst Gece kulüplerinde şarkılar söylemeye baş- ladı; ancak bu çahşmalan ilgiyle karşılansa da kendi deyimivle "bakkaJ faturalannı kar- şılamaya" yetmeyince, çareyi kapağı New York'a atmakta buldu. Buraya geldiğinde iyi bir müzik çevresiyle karşılaştı. Ne de olsa fir- satlar ülkesiydi burası ve karşısına çıkan ilk fir- satlardan biri de Bob Dylan'dı Dylan, onun mü- zik arüayışının büyük ölçüde değişmesine ne- den oldu. Yetmişlerin sonlannda Cohen. çalışmalanna yeniden daha fazla ağırlık vermeye başladı ve müzıkal uğraşını şaşılır derecede azalttı. Bu- narağmen 80'lerin sonunda TmYourMan" albümüyle bir kez daha çok satan isimlerden biri olmayı başardı. Onun alışıldık karanlık ruh halinin dikkatle bir ton açılmış sunumu, 90'lardaki "TheFurare" albümüyle MTVku- • 21 Eylül 1934'te Montreal'de doğan, 13 yaşında gitarla ilk akortlannı yaparak, kısa bir süre sonra kafelerde cep harçlığını kazanacak kadar kendini geliştiren Cohen'in bir gün en büyük konser salonlanmn sahnelerine dek uzanacağını tahmin etmek zordu. Bugün onun tekdüze oluşuyla büyüleyen şarkılan, melodilerle desteklenmiş okşayan gitarlan, dinleyicinin kalbinin derinliklerine öylesine saplanmıştır ki artık hastanın kurtuiuşu olanaksızdır. şağına kadar ulaştı. Bundan sonra yıne bir ses- sizlik dönemi başladı Kanada'nın en büyüle- yici sesinde ve Zen ustası Roshi'ye yemek pi- şirmek üzere Los Angeles'taki birZen tapına- ğına çekildi. Cohen'in yeni aJbümü "Dear He- ater", lncil'den yapılmış alıntılar ve yine In- cil'e yapılan göndermelerle kurgulanmış şar- kılara, insanın geçmişinde yaşadığı felaketle- rin bıraktıği kirden kurtulmak için çare arayış- lanna odaklanıyor; deneyselliği, belirsizliği ve tereddüdü ile insanı çarpıyor. Şarkılann bü- tünü sanatçıyı yakın zamanda derinden sarsan kafa kanşıklığına müsait fikirlerin ve episte- molojik kökenli olmayan varoluş arayışının özeri. Önce derin inanç, sonrasında kafa kanşık- lıgı şeklınde gelişen bir dönemde Cohen "De- ar Heather"albümündeki metinleri o kadarke- sin bir dille kaJeme almış ki dinJeyicinin iti- raz hakkı, daha vaizimiz söze başlamadan elin- den alınmış. Ancak Cohen'i bu kadar cüret- kâr yapan şey, karşısına aldığı değerlerin ihri- şamının arkasında üzgün bir tükeniş ve sahte bir otoritenin varlığıdır. "Dear Heather", bu otoriteye karşı verilmiş, onu reddeden sitem- li ve sert bir cevaptır. Acı çekmenln lcaynaflı Albüm başansını, sahibinin hiç elden bırak- madığı şüphecilığine borçludur. Cohen, her zaman kendi küçüklüfünden etkilenmiştir. Onun icinde isyan ettiği kadar, ona karşı isyan etmez. Sanatı, "anlanu, anlamsıziık ile kan- dınnak" için gerçekleştirdiği uzun ve giiç ve- ren bir çaba olmuştur. Acı ya da alay dışında asla büyük şeylerden söz etmez ve sanki bu- nu yaparken söylediği: Bilmediğini bibnektir. "Dear Heather" onun engin tevazuunun mü- kemmel bir belgesidir. Burada biçim felsefe- ye yaklaşmış; albüm bir kupür, bir çizim def- teri, fıkirlerin, hallerin, çeşitlilüderin ve göz- lemlerin olduğu bir derleme halinde oluşmuş- tur. Cohen'in kesinliğe olan ilgisini kaybetme hoşnutluğunun tam duyurusu görülür. Cohen albümde mikrofonun başına geçmiş, ama ge- nellikle başka vokaller kullanrruş ve sık sık ken- dinin ve diğerlerinin dünyası hakkında konuş- muş. Neyi duymayı sevdiğini göstermek iste- miş. Hiçbir duygu, gerçeğin ve güzelin üze- rindeki ısrardan ayn rutulmamış. 'On That Day' şarkısını ikiz kulelerin yıkıldığı günler- de beslelemiş. Iki dakika uzunluğundaki şar- kıda Yahudi arplan kuîlanılmış. "Dear Heat- ber" sahibi için faniliğini kavTarruş bir ölüm- lünün kalbinden açılan sıra dışı birpencere. Co- hen şarkılarının bize tüm cömertliği ile sun- duğu şey, acı çekmenin kaynağırun tarih boyun- ca değışmediği yönündeki w dini" öğretidir. muratbeser g studyoimge.com MÜZİK DÜNYASINDAN KISA KISA. Nick Cave senarist Anita Baker'dan duygusalşarkılar • Soul şarkıcısı Beyonce Knowfes, bir televizyon gösterisinin hazırlıkJan esnasında bacağından yaralandı. • Efvis Presley'nin efsane yapımcısı Phil Spector, geçen yıl evinde bir oyuncuyu vurarak öldürmekle suçlanıyor. • Nick Cave, sinema yönetmeni John HiDcoat'un çekmeyi planladığı bir fılm için senaryo yazmaya başladı. • Ünlü Band Aid single'ı"DoThey Kncmlt'sChristmas". üçüncü kez bir single olarak basılacak. i/ Pop-dans şarkıcısı Marc Almond, Londra'da geçirdiği bir motosiklet kazasında ağır yaralandı. • Yeni albüm çalışmalanru sürdürmekte olan Hot HotHeat'ingitarcısı DanteDecaro topluluktan aynldı. ^ Caz şarkıcısı Ray Charles'ın hayah, Oscar'a aday olması beklenen Ray isimli filmle beyazperdede. • Müzik meraklısı gençlerin politika ile ilgilenmesini amaçlayan MustVote projesıne Radiohead ve Radio 4 destek veriyor. Vokal cazın divalann- dan sayılan Amerikalı şarkıcı AnitaBaker, ilk Blue Note etiketli albü- mü olan "My Every thing"i yayımladı. Sekiz Grammy ödül- lü ve 13 milyon albüm kopyası satışlı sanatçı, yeni albümünde R&B, pop ve caz müziğini bu- Iuşturuyor. 10 şarkılık albümün yapımcısı, ay- nı zamanda albümde tüm klavyeli çalgılan kullanan BarryJ. East- mond. Şarkılar ise ünlü caz klavyecisi GeorgeDuke tarafından mikslenmiş. Eşlikçi müzisyenler ara- suıda basçı Gerald Alb- right, gitarcı Ken- neth Edmonds, saksofoncu Eric MarienthaJ ve pi- yanist Russell Fer- rane bulunuyor. Rahatlatın Parçaların biri dışındatamamında Baker imzası var; bunlardan beşi, Baker-Eastmond ortak imzasını ta- şıyor. "Serious" adlı parça da Dawn Thomas'a ait. Duygusal açıdan cömert ve dinlenmesi kolay, ra- hatlatıcı şarkılar, kendi- sini yülarca severek din- leyenlerin beyeneceği nıtelürte. "My Everyt- hing", Baker'm kariye- rindeki en güzel çalış- malardan biri. i/ Daniela Mercury - Carnaval Eletronico (BMG) • Mystikal - Prince OfTheSouth (BMG) • Deborah Cox - Ultimate (BMG) ^ Aicazar - Alcazarized (BMG) • R. Kelly - People /USavedMe (BMG) ^ Bonnie Tyler - The Very Best Of Bonnie Tyler (BMG) • Hakan Peker - Yak Beni (Peker) • Gülşen - Of Of (Erol Köse) • Aşkın Nur Yengi - Yasemin Yağmurlan (Mert) Songül Karlı - Kaç Bahar (Akbaş) Seda Sayan - Sıkı Sıkı (Mert) Janet Jackson - From Janet To Damita DVD (EMI) ^ Depeche Mode - Devotional DVD (EMI) • Pet Shop Boys - Performance DVD (EMI) • Joss Stone - Mind Body & Soul (EMI) t/ Ben Harper - There Will Be A Lıght (EMI) • Interpol - Antics (EMI) • Kings Of Conveinence - Riot On An Empty Street (EMI) v' Marc Moulin - Entertainment (EMI) • Nicola Conte - Other Directions (EMI) SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Müzikte Evrim Dünyanın örnekinsan olarak tanımladığı, ölümsüz önderAtatürk'ün "Çağdaş, ulusal ve evrensel" gö- rüş ve bilinçle önerdiğı ve uygulattığı "müzik evrimi", 1 Kasım 1934 tarihinde Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nde söylediği şu sözlerle ilk işaretini vermişti: "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü musikide değişikli- ği alabilmesidir, kavrayabilmesidir." Türkiye Cumnuriyeti'nin 81. yıldönümünü kutladı- ğımız günümüzde, büyükanlam taşıyan bu sözler Ata- türk'ün her alanda yarartığı evrimlerin (inkılap) doğ- ruftusunda müzik evrimini zorunlu saydığını göster- mektedir. Nitekim, büyük önderin daima yanındaki- lere: "Musikisiz inkılap olmaz" dediği, beJgelere ge- çen anılardan bilinmektedir. Yine, Atatürk'ün Meclis'te söylediği sözler arasında: "Ulusal ince duygulan, düşûncelerianlatanyüksek ifadeleri, söyleşileri top- lamak ve onlan bir an önce, son musiki kurallanna göre işlemek ger&kir. Ancak bu düzeyde Türk ulu- sal müziği yükselebilir ve evrensel müzikte yerini alabilir..." Atatürk'ün sadece ülkemize değil, dün- yaya örnek olan bu sözlerinin önemi ne denli ileri gö- rüşü benimsediğini göstermekte ve gerçekliğini ta- şımaktadır. 1935-36 yıllarında ülkemize gelerek Türkiye'de müzik yaşamı konusunda bir rapor veren ünlü bes- teci ve pedagog Paul Hindemrth'in "Ne Yapmalı?" adlı önerisinde, "Türtdye'debestecilereyön veren çağ- nlaryok değildir. Dış dünyaya senfoniler, operaiar ve diğer çoksesli- evrensel-çağdaş-yeni eserleryazın. Avrupa ülkelerindekilere eşdeğerde yaratmalar ve- rin, ancak aynı zamanda Türk olduğunuzu da gös- terin" diye yazmıştı. Atatürk'ün, o çağın ünlü tarih- çi-yazar Emil Ludwig ile bir konuşmasında Lud- vvig'in "Avrupa, çoksesliliğe geçebilmek için dört- yüz yıl bekledi" sozüne: "Bizim bu kadar bekleme- ye vaktimizyoktur. Çalışmalara hemen başladığımı- zı görüyorsunuz" diye kesın yanıt vermesi ilginçtir. Atatürk'ün öngördüğü "müzik devrimi" niteliğin- deki evrimin temel ilkelerine bir göz atacak olursak, özetle şu yöntemleri görürüz: 1 - Evrensel, çağdaş ve çoksesli müzik anlayışına yönelmek. 2- Türk ulusu- nun engin ve derin müzik kaynaklannı, özellikleAna- dolu folklor hazinesini uygar ve ileri müzik yaratma- lan ve biçimleri içinde geliştirmek. 3- Klasik ve gele- neksel Türk müziğinin değişmez değerlerini saklar- ken, eskimiş ve piyasaya döküldükçe yozlaşan ör- neklerini tutucu kavramlarla devam ettirmemek. 4- Müzikte genel olarak evrensel, çağdaş ve uygar ku- ralları ve biçimleri uygularken, ne Doğu ne de Batı özenticiliğine kaçarak özgün ve yeni beste yaratma- lanna yönelmek. 5- Ulusal anlamda Türk müziğine çokseslilik, armonizasyon, müzik bilimi ve gerekli eğitimden geçmiş yorumculuk anlayışı ve gücü ile ulaş- mak. 6- Müzik dilinde ve sanatsal seviyede yeri ol- mayan anlamsız, uyduruk türler ve değersiz, yoz ör- neklere paydos demek. Atatürk'ün öngördüğü müzik evriminden günümü- ze, ülkemizde hertürde besteciler çoğalmış, yeni ye- tenekler ortaya çıkmış, orkestralar, topluluklar, solist- ler, yorumcular kendini göstermiş, hatta ödüllendi- rilmiş. Artık yediden yetmişe herkes müzik dinlemek- te, ilgilenmekte ve müzikle uğraşmaktadır. Bu olum- lu ve sevındirici gelişme Türkiye Cumhuriyeti'nin 81. yıldönümünü güçlendirmekte ve renklendirmekte- dir. Bu bir gerçektir. Ancak, ne yazık ki, çoğu kez, kı- saca belirttiğimiz temel yöntemler bazen unutulmak- ta ve Atatürk'ün gösterdiği yoldan zaman zaman saptınlmaktadır Tekseslilik, çokseslilik, Doğu-Batı, es- ki-yeni, aynca hiçbir bilime dayanmayan uyduruk türler üretilmektedir. Bunun önüne geçmek, özellik- le medyamızda gereklidir... Asteriks bugün 45 yaşında IPARİS (AA) - Galyalı Asteriks ve arkadaşlan, 45. yaşlannı kutluyor. AJbert Uderzo'nun çızdiği, Rene Goscınny'nin öykülerini kaleme aldığı Asteriks çizgi romanı, 29 Ekim 1959'da yayımlanmaya başladı. 107 dil ve lehçeye çe\Tİlen Asteriks'in maceralan, bütün ülkeleri dolaştı ve büyük bir üne kavuştu. Galyalılann maceralan beyazperdeye de aktanldı. 1999 ve 2002 yıllarında çeldlen filmleri iyi gelır sağladı. 1977'de Goscinny'nin ölümünden sonra kumandayı tek başına ele alan Uderzo. " 1959'da bize böylesine büyük başan yakalayacağımızı söyleseydiler çok korkardık" dedi. Asteriks'in maceralannı artık tek başına tasarlayan 77 yaşındaki Uderzo'nun kaleme aldığı yeni öykü, 2005"te piyasaya çıkacak. www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 2004 CANNES FİLM FESTİVALİ AÇrLIŞ FİLMİ "ALMODÖVAR YİNE DÖRT OÖRTLÜK" Engin ERTAN/Aktüel £1 Deseo sıuıar TVE ve Canali- ifhirÜ^iyl bir PEDSO ALMO0ÖVAR fihni KötüEğitim C4H.tAga4 8Eg.VU FE3.EIUSTNB D . t i m GOffifrK CACBO U.tlSHO)HR nUSOSCOBOUU Beyoğlu Alkazar (293 24 66) 12 00 - 14:15 - 16:30 - 18:30 - 19:30 - 21:00 Levent Sinema Türsak Kadıköy Tepe Clnemaxx (325 43 31) 12.35 - 14:55 - 17:10 - 19:30 - 21:50 (339 85 85) 1530-17:30-21.45 Kadıköy Kadıtcöy (337 74 00) 11:00 - 13.00 - 17:00 - 21:15 Altunızade Capltol Spectrum 14 (651 33 30) 15.40 "SUPER SI2E ME" ISIRBENI IFİLW 293 24 66 1130-13 30-15 30 ""'•30-2130 Bayrampaşa 613 1477 1615-1800-1945-21.30 ANuni2aöeCAPITOLSPECTRUM14 65133 30 1105 Kadıki, KAMKOV 3377400 11-00-15-00-1900 Kadıköy TEPE CIHEMA» 33S8585 I'-OO-13 00-1500 Ankara KIZIURMAK 425 53 93 12 00-14.15-16-30 B)RWAL7ER< MOTOSİKLET GUNLUGU onencntnvut GAEL GARCIA BERNAL RODRIGO DE L » SERNA MIA MAESTRO ERNE5T0 OUEVAAA'MN 'MOTOftCYOE OUfllES" A0U MMBM0AN Mhd*«nbtıısıınabiiıne!«EsuonBBIKBınsBiaeı aıa 05 KASIM'DAN rTIBAREN BEYOĞLU BEYOĞLU, BEYOĞLU SİNEPOP. MAÇKACINEBONUS. ŞİŞLİ MOV)EPLEX. NIŞANTAŞI MOVIEPLEX. MECİDIYEKOY ODEON CINEPLEX, ETİLER MOVIEPLEX, ORTAKÖY FERİYE EURIMAGES. ÇEMBERLITAŞ MOVIEPLEX, ATAKÖY ATRIUM. AVCILAR AVŞAR. ALTUNİZADE CAPİTOL SPECTRUM 14, KADİKÖYTEPE C1NEMAXX, KADIKÖY BROADWAY. SUADIYE MOVIEPLEX. ANKARA ARMADA ANKARA CINEBONUS. ANKARA KAVAKLIDERE, ANKARA KIZILIRMAK, ANKARA METROPOL, ANKARA ODEON CINEPLE^ SİNEMALARINDA Mr PEDRO ALMODOVAR fihnı KÖTÜ EĞtTİM Film, iki erkek çocuğunun 1960'h yıJlarda. bir Katolik okulunda tacize uğramalan hakkında çok mahrem bir yapıt, ama aynı zamanda çok kişisel bir Almadovar filmi, ve büyük bir ihtimaile gelecekte, "Konuş Onunla" dan sonra Almado-\ar'ın acımasız dönüşü olarak hatırlanacak; çok daha olgun ama hala bir o kadar da haylaz... wwTv-.medvavizvon.coni.tr machuca973 yılında Sılı dünyanın gelmıs gecmıs en kanlı darbeterinden birine ev sahıplığı yaptı. Bınlerce insanın olduğu ve eskısınden daha buyuk bir sefalete suruklendığı bu darbenın hazıriık dönemınde, sokaktakı ınsanın ya$ayı$ını ve umutlarını, tkt kücük çocuğun gözlennden ızlıyoruz Ozel bir Katotık okulunun muduru olan Peder McEnroe'nın hayattakı en buyuk amacı ınsanlann daha adıl ve esıt sartlar aldnda ya^amasına yardımcı olmaktır Ancak sadece bir okul muduru olarak elınden gelen, zengın olmayan aılelerın çocuklannı da, bazı velıtenn desteğını de alarak okula kabu! etîırmektır Santiagolu zengınlerın sadace bırkac sokak otesınde bir gecekondu da yasam savaşı veren Pedro Machuca okula ışte boyle kabul edılır ve zengın ama utangaç olan Gonzola Infante de (anışır. 2004 Cannes r ilm Festivaa MMIDBBWDODFIUİ * :MIUSC CAPfTOİ. SPECIKUM M («f 33 JO) 17 40 bfoj'i) CIHEMAJESTIC (244»707) ıl-K, 14-li, lin 1915.21M O I 4 M 8 I 11.30.14:00.1630.1900.21.30 (33? 8i 85) II00:1315,19J0 (2I9OHO) 1045 12:45.14 45.2315 Orakör FERITE E U M M M E S («5 53 f)) 12 M . 14 15 , 1U0.18.45:21 00 AnlanO0EONCMErUX Bizim Tıvatro 30 Ekim C.tesi Saat: 18.30 Kadıköy Barış Manço K.M. (0216) 418 95 49 19 vıldır sahnclerde ! I)İ|KT «luğanüstü bir yorumla hülıın bir tııûın. savaşın. insani di'iücrlerin \argılannıasını dile getiriyor. Yargı'yı gormeınek 20. ııı/Mİii ait bilyikriııi/df ciddi boşlııkhır varatabilir. y.ıtvr Diper'in virtiı»/ oı uncıılıık uoslerisini sakın kacırmaMn... B.VSIN KAFA KAĞIDI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear