22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2004 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALt StRMEN Bilmem Bu Kafayla 0... Fıkrayı, her zamanki gibi, zekâlarından hiç kimsenin kuşku duymadığı Karadenizli vatandaş- ların uydurduğunu sanıyorum. öykü bu ya, bizim Temel ortağı ile birlikte bir kasap dükkânı açmaya hazırlanıyor. Herşey ta- mamlanmıştır, ortağı, - Temel gel bir prova yapalım, şimdi sen müş- teri o\ siparişlerini ver, der. Bizimki, dışarı çıkar, tekrar döner kapıyı açıp içen girer, siparişini verir: - Üç şişe Coca Cola, iki şişe bira! Ortağı bozulur, oranın bakkal olmadığını, et si- parişi verilmesi gerektiğini söyler ve "Bak şim- di, ben müşteri olacağım, nasıl olduğunu gör" der. Bu sefer o girer içeri ve isteklerini sıralar: - İki kilo pirzola, bir kilo kıyma lütfen. Temel takıldığı yerde kalmıştır, sorar: - Boş şişeleru çetirdin mu? Kusura bakmayın ama, Tayyip Erdoğan'ın AB politikası ve Fransa ile ilişkileri yürütme bi- çimi de aynen buna benziyor. Başbakan, takıl- mış plak gibi hep aynı şeyi yineleyip duruyor. ••• Fransa'da Avrupa'nın başka ülkelerinde de ol- duğu gibi kamuoyunda Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ciddi kaygılar, hatta ısrarlı bir karşıt- lık mevcut. Ankara'nın üyeliğini isteyenler bile, değil üyelik, müzakere tarihi verme konusunda dahi bu direnci aşmak için ne yapacaklannı ka- ra kara düşünüyorlar. Olaya toprakları üzerinde 5 milyon Müslüman nüfusun bulunduğu Fransa özelinde baktığımız- da, tereddütlerin bir bölümünün de ülkede tür- ban ile somutlaşan, laiklik karşıtı tehdit olarak algılanan durumdan kaynaklandığını görüyoruz. Nitekim gün geçmiyor ki türban yasağı uygu- laması ile ilgili yeni bir tartışma veya olay gün- deme gelmesin. Dostum Temiz Üstün, geçen hafta Fransa'da yeni çıkmış bir kitap getirdi. Christophe Delo- ire ve Christophe Dubois'nın imzasını taşıyan "Les Islamistes sont Deja La" (Islamcılar Çok- tan Buradalar) adlı eserin önsözünün ilk satıria- rını okuyalım: "Açıkolmakgerek. Bu kitap hiçbirşekilde, Is- lamı suçlamaya yönelik değildir. Bu kitap 'Ye- şil Faşizm'/fi cumhuriyete karşı saldınlanyla il- gilidir ve Fransa'da Islamı devlet kurmakya da hiç değilse cumhuriyetin kunımlannı sarsmak için uygulanan köktenci stratejiyi anlatıyor..." • • • Fransa'da, son yıllarda türbanla gündeme ge- len, ama daha sonra onu da aşan bir panik var. Bu ülkenin vatandaşlan, uzun süredir, üzerinde tartışmayı bile gereksiz buldukları ve Cumhuri- yetin temel ilkesi olarak kabul ettikleri laikliğin tehdit altında olduğunu düşünmekteler. Üç yıl önce, vatandaşlann üçte ikisinin gerek- siz gördükleri "türbanyasağı" diye adlandırılan yasayı çok büyiik çoğunluğun memnuniyetle karşılaniası onlann ruh hallerini yansıtıyor. Bu haf- ta yayımlanan bir anket Fransızların yüzde 84'ünün türban yasağının ödünsüz uygulanma- sından hoşnut olduğunu gösteriyor. Bu yöndeki uyarılara ben de muhatap oldum, Vahap Munyar da, Özdemir Ince'nin alıntı yap- tığı bir yazısında, bunlara değindi. Tayyip Bey, Amerikan patentli "ılımlı Islam devleti" modeline doğru yürürken AB'yi bu ko- nuda destek yapmak istiyor; daha önce de be- lirttiğim gibi, o Kristof Kolomb gibi, Batı'ya doğru yola çıkarken aslında doğuya varmayı amaçlıyor. Fransa ile ilişkilerde de, bu ülkedeki gerçek- leri ve kaygıları görmek yerine, onu yanlış oku- yarak kendi yoluna destek etmeye çalışıyor. Nitekim, Tayyip Erdoğan Fransa'da, devlet ta- rafından finanse edilmeyen, özel Islam cemaati okullarındaki türban serbestisini, Türkiye'deki türban yasağını, Tevhid-i Tedrisat'ı ortadan kal- dırarak, delmenin örneği olarak görüp bize de çare olarak sunmaya çalışıyor. Tıpkı kasap dükkânında takılmış plak misali, Coca Cola arayan Temel örneğinde olduğu gi- bi... Bilmem ki bu kafayla o, Türkiye-AB ilişkileri- ni nasıl götürecek? asirmen@cumhuriyet.com.tr Ankara'da panel düzenlendi TMMOB'nin 50. yıh ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Mühendis ve Mimar Odalan Bırhğî (TMMOB) Yönetım Kurulu Başkanı Mehmet Soğana TMMOB tarihinin, bir anlamda Türk demokrasi tarihinin de izdüşümü olduğunu söyledi. TMMOB'nin kuruluşunun 50. yılı etkinlikleri çerçevesinde, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Toplann Salonu'nda "TMMOB'nin 50. Yıhnda Geçmişe Baktş" konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantının açüışında konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sogancı, TMMOB'nin demokrat, ilericı, banşçı, insan haklannı savunan, ırkçıhk ve genciliğin karşısında duran, gücünü üyelerinden alan, sanayi ve mühendislik, mimarhk politikalan üreten, demokratik katıhmcı bir kitle örgütü olduğunu belirtti. TÜRKtYE BİLÎMLER AKADEMİSÎ (TÜBA) SOSYAL BİLİMLERDE BtLtM. HİZMET VE TEŞVtK ÖDÜLLERİ 20O5YEIDUYURUSU Sosyal Bilunlar alanında T C u>Tuklu bılım adamlanna yaptıklan seçkin çalışmalar dolajısıyla her yıl TÜBA tarafindan Bilım. Hızmet \ e Teşvık ÖdûIIen venlmektedır. 2005 yılı TÜBA ödiillen ile ılgılı dııyunı, aday gosterme kurallan ve yöntemı tüm Rektöriüklere. ılgılı Dekanlıklara, Sos>al Bılımler Enstıtüsu Müdürlüklen ile ılgilı kamu ve ozel sektör kurum ve kunı- luşlanna göndenlmıştır Konu ile ılgılı bılgı TÜBA WEB sayfasından da(http ww» tubagov.trbursgoster.php''burs=01)temınedılet)ilır. Aday göstetmek ıçın son başviıru tanhı 12 Kasım 2004'tür Duyurulur Belediyeler 3.5 ayda 11 bin kişiyi işsiz bıraktı. İşten çıkartılanlann çoğu Türk-İş üyesi AKP'den işçikıyımıAYŞE SAYEV ANKARA - AKP'nin yerel yöne- timlerde de iktidara geldiği 28 Mart seçimlerinden sonra toplam 11 bi- ne yakın belediye çahşanının ya işi- ne son verildiği ya da iş akitlerinin askıya alındığı belirlendı. Içişleri Bakanlığı verilerine göre işten çı- kanlan ya da iş akitleri feshedilen iş- çilerin yanya yakınını ise sendikalı çahşanlar oluşruruyor. En büyük kıyım ise Türk-Iş'e bağlı Belediye-lş Sendikası üyele- rine yönelik oldu. Türkiye'deki 12 büyükşehir, 46 il ve 468 ilçede be- lediye başkanlığını kazanan AKP'li belediyeler, toplam 2 bin 768 işçi- yi işten çıkardı. • AKP'nin yerel yönetimlerde de iktidara geldiği 28 Mart seçimlerinden sonra toplam 10 bin 938 işçinin iş akitleri feshedildi ya da askıya alındı. Işlerine son verilen işçilerin 4 bin 875'inin sendikalı olduğu dikkat çekiyor. Bunlann 3 bine yakınını ise Türk-İş'e bağlı sendikanın üyeleri oluşturuyor. İşçi çıkarmalann daha çok, parti değiştiren belediyelerde yaşandığı gözlendi. CHP Antalya Milletvekıli NaflKa- maa'nın. 28 Mart seçimleri sonrasın- da belediyelerdeki "işçi kryımına" ilışkin soru önergesıne verdiği yanıt, yerel yönetimlerdeki işçi kıyımını da gözler önüne serdi. Içişleri Bakanlı- ğı Mahalli Idareler Genel Müdürlü- ğü'nün 19 Temmuz'da verdiği yanı- ta göre yaklaşık 3.5 aylık sürede Tür- kiye'deki büyükşehir, il, ilçe ve bel- delerde 7 bin 863'ü işten çıkarma, ge- ri kalaru "iş akdûıin askıya ahnma- sı" olmak üzere toplam 10 bin 938 işçi fıilen işinden uzaklaşnnldı. Ba- zı küçük ılçe ve belde belediyelerin- de ise işten çıkarmanın neredeyse "tüm belediye kadrosunu yenDeme" boyutuna ulaştığı dikkat çekti. Parti değiştiren belediyeler Örneğin. başkanı ANAP'lı olan Van'ın Erciş Belediyesi'nde toplam 220 kişi işten çıkanldı. tşçi çıkarma- lann daha çok, parti değiştiren bele- diyeleTde yaşandığı gözlendi. Bu çer- çevede, AKP'ye geçen Izmit Büyük- şehir BeJediyesi'nde 56 işçi çıkanlır- İcen, yine Istanbul Büyükşehir Bele- diyesi'nde 106 kişi işsiz kaldı. Yö- netnnin daha önce de AKP'li Metih Gokçek'te olduğu Ankara Büyükşe- hir Belediyesi 'nde ise 24 kişi işten çı- kanldı. MHP'nin yönetimi ele ge- çirdiği Karaman'da 148 kişınin işine son verildi. AKP'nin yönerime gel- diği Kınkkale'de 94, Kesltin ilcesin- de ise 139 işçinin işine son verildi. Türkiye'deki 12 büyükşehir, 46 il ve 468 ilçede belediye başkanhğını kazanan AKP'li belediyeler toplam 2 bin 768 işçiyi işten çıkardı. Bursa Büyükşehir Belediyesi temmuz iti- banyla 6 işçi çıkarmış görünürken, bu hafta çıkanlan 81 işçiyle birlik- te bu rakam 87'ye yükseldi. Sendikalı kryımı tçişleri Bakanlığı verilerine göre işten çdcanlan ya da iş akitleri fes- hedilen işçilerin 4 bin 875'inin sen- dikalı olması dikkat çekti. Bunlar- dan 2 bin 944'ünü Türk-Iş ve bu konfederasyona bağlı Belediye-Iş Sendikası çalışanlan oluşturdu. Hak- îş ve bu konfederasyona bağlı Hiz- met-Iş Sendikası'ndan 1020 işçi ile 850 DlSK üyesi işçi çıkanldı. DEHAP'tan kopaneski DEP miDetvekJDeri, 'demokratik toplum hareketi' adıyla yeni bir otaşum başlarü.4 millervekUi, dün düzenledikleri basuı toplanüsmda hareketi resnıen duyurdular. (FotoğrafAA) 'Demokratik toplum hareketi' adıyla yeni bir oluşum başlattılar Eski DEPTiler parti kuruyorANKARA (CumhuriyetBürosu) -Eski DEPmılletvekilleri Leyla Za- na, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Seüm Sadak, "demokratik toplum hareketi" adıyla yeni bir oluşum başlattı. Zana, "Siyasette eski, ya- sakh ve beUd de bir zamanlann öcü yüzleri olarak demokrasi ve banşa içtenükle hizmet etmek istivoruz" dedi. Adının "Demokrasi veOzgür- hlkPartisi'' olacağı beürtilen partı- nin eşbaşkanlık sistemini benimse- yecegi bıldirildi. Buna göre, Pmar Setek, Hatip Dicle ve MırdusevÖz- sekmenler'in eşbaşkan olarak görev yapacaklan belirtildi. Milletvekilleri adına açıklama ya- pan Zana, Türkiye'nin daha çok dış • Leyla Zana, hareketin temel ilkelerini "Kürt sorununun coğrafi bütünlük içinde banşçıl ve demokratik çözümünü hedeflemek, yeni, demokratik ve evrensel bir anayasa ile tüm etnik farklılıklann Türkiyelilik üst kimliği altında tammlanmasını sağlamak" olarak açıkladı. dinamiklerle beslenen değişim sü- reci yaşadığını, iç dinamiklerin sü- rece etkin katıhm sağlayamadığını belirtti. Toplumun bagnnda farklı et- nik kökJeri, dil ve kültür zenginlik- leri, dinsel, düşünsel ve inanç fark- hlıklan taşıdığını ve bu gerçeklik- le banş içinde, kardeşçe, eşitlik te- melinde ve bir arada yaşamak iste- dikJerini kaydeden Zana şu açıkla- mayı yaptı: "Siyasette eski. vasakh ve bdid de bir zamanlann öcü yüz- leri olarak demokrasi ve banşa hiz- met etmek isöyoruz. Siyasette yaşa- nanboşhılcdağınıkhkvçparçalıgö- rünûmesonvermek arzusundayız." Zana, hareketin temel ilkelerini şöyle sıraladı: "Düşünsel değişûn vedönüşümükadrosaİMeörgütsddü- zeyde kitieseUeştirmek. AB sürecini desteklemek, Kürt sorununun coğ- rafi bütünlük içinde, banşçıl ve de- mokratik çözümünü hedeflemek, Türkiye'nin tüm sorunlannı en az bu sorun kadar önemsemek, top- hunsal sorunlann zor ve şiddet yo- luvlaçözümünekarşı çıknıakve her köşuida banşı savunmak, demok- rasimücadeJelerindeadaletvehaki- katinarayıası olarak simgekşeflka- duun, banşçıl öz\«rM, özgürhıkçü ve eşjtiikçi çizgi.sinin en üst düzeyde katıhm ve temsüini sağlamak, bu- günü ve yaruu değil, yanndan da uzakgeleceği öngören,tasariavan ve çözüm üreten politikalar ohıştur- mak, ifadeveörgütlenmeözgurtü- ğünü sağlamak,yenidemokratikve evrensel bir anayasa ile Kürtler de dahfl ohnak üzere tüm etnik farkb- hklam TürkryefiMk üst kimliği atan- da tanmmasuu sağlamak.' İL VE LEHÇELERDE YAYIN İÇİN İPTAL BASVURUSU YAPILMI Dtınıştoy 'sınırlıyayına devam'dedi ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Danıştay, radyo ve televizyonlardan Kürtçenin de ara- lannda bulunduğu farkh dil ve lehçelerde ya- ym yapümasına ilişkin yönetmeliğin bazı hü- kümlerinin iptali istemiyle açılan davada, yü- rütmenin durdurulması istemıni reddetti. Diyarbakır'da yaym yapan Gün Radyo ve Televizyon AŞ, 25 Ocak 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Vatandaşlannın Günlük Yaşamlannda Geleneksel Olarak Kul- landıklan Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınlan Hakkında Yö- netmelik'ekarşıdavaaçmıştı. Danıştay 10. Da- iresi, davalı RTÜK'ten savunma aldıktan son- ra oybirliğiyle yürütmenin durdunJması is- temini reddetti. Yönetmeliğin iptali istenen 4. maddesinde, yayınlann Türkçe yapılmasırun esas olduğu, ancak Türk vatandaşlannın geleneksel ola- rak kullandıklan farklı dil ve lehçelerdede ya- yın yapılabileceği öngörülüyor. Iptal istemi- ne konu olan 5. maddenin fikralannda da bu dil ve lehçeierin öğretilmesi yasaklamyor. İptali istenen 6. maddeyseyaymyapmakiçin başvuracak kuruluşlara, dil ve/veya lehçeyi, program türlerini ve günlük yayın akışı için- deki yerleşimini bildirmeleri koşulu getiri- yor. Yönetmeliğin geçici 1. maddesiyse Türk yurttaşlannın kullandıklan farklı dil ve leh- çeierin izleyici-dinleyici profili belirlenince- ye kadar bu tür yayınlann yalnızca kamu ve özel ulusal yayın kuruluşlan tarafindan yapı- lacağını düzenliyor. llginc tarih DEPdavası ?! UAralık'a ertelendi• Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın yeniden yargılanmasına başlandı. Eski DEP milletvekillerinin hükümlü yerine sanık sıfatıyla yargılanma istemini reddeden mahkeme heyeti ikinci duruşma için AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermeyeceğinin belli olacağı 17 Aralık tarihini belirledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapablan DEP'in 4 eski milletvekilinin yeniden yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme, Yargıtay'ın bozma karanna uydu. DEP'lilerin ikinci duruşması ise AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermeyeceğinin belli olacağı 17 Aralık 2004 tarihinde yapılacak. DGM'lerin yürürlükten kaldınunasından sonra Ankara 1 No'lu DGM'nin yerine kurulan 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına DEP'liler Le>la Zana, Hatip Dide, Orhan Doğan ve Seüm Sadak ile avukatlan Yusuf Alataş ve Nuri Ozmen katıldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, 1994'te yapılan ilk yargılama sonucu "Şasadışı sflahh örgüt üyeliği'' suçundan verilen 15'er yıl ağır hapis cezasının tasdik edümesini bozmasına karşı diyecekleri sorulan hükümlüler ve avukatlan, karara uyulmasını talep ettiler. Cumhuriyet Savcısı Düaver Kahveci de mütalaasında, bozma karanna uyulmasını talep etti. 'HükümKT njtekmesüıe itiraz Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma karanna, Başkan Mehmet Orhan Karadenizın muhalefetine karşın oyçokluguyla uyuhnasını benimsedi. Bu sırada söz alan avukat Alataş, müvekkillerinin yeniden yargılama boyunca "hükünuu" olarak nitelendirilmesine karşı çıktı. Alataş, müvekkillerinin "sanık" olarak nitelenmesini talep etti. Mahkeme heyeti, DEP'lilerin avukatının, müvekkillerine "sanık" denilmesi yönündeki talebini de Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'ndaki (CMUK) düzenlemeler ve Yargıtay'ın bozma karannda "hükümlü" nitelemesinin yer alması nedeniyle reddetti. Mahkeme Başkanı Karadeniz, daha sonra 1994 yılında açılan davanın iddianamesini ve ilk yargılamadaki karan özet olarak okudu. Hükümlüler ve avukatlan, savunma yapmak için süre istediler. Mahkeme heyeti, duruşma tarihi olarak AB Devlet ve Hükümet Başkanlan Zirvesi'nin yapılacağı ve Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi bekJenen 17 Arahk tarihini, ikinci duruşma günü olarak belirledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Bahri Belen kimdir diye sora- bilirsiniz. 12 Eylül koşullarında sı- kıyönetim mahkemelerinde DlSK, Banş Derneği gibi önemli birçok davanın önde gelen avukatlann- dandı. Ancak Bahri Belen'in biz Cumhuriyet gazetesi çalışanlan için ayrı bir önemi var. Bahri Be- len, 199O'lı yıllarda gazetemizin kapısına Uzan grubunun hacizci- leri dayandığı zaman hemen yanı başımızda, bizimle birlikte Cum- huriyefın ayakta kalması için mü- cadele eden bir arkadaşımız, bir hukuk adamıydı. Gazetenin bah- çesinde, gazete çalışanlarıyla bir- likte icra memurlarına karşı du- ranların arasında Bahri Belen de vardı. Bahri Belen bugün ve yarın yapılacak olan Istanbul Barosu Genel Kurulu'nda "Çağdaş Avu- katlar"\n başkan adayı. Bahri Belen, Cumhuriyet'in zor günlerinde yalnızca bir hukuk ada- mı değil, biryönetici olarak da ga- zeteye hizmet etti. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde Bahri Belen ve Arkadaşlan bulundu. Bahri Belen'le birlikte yi- ne gazetemiz avukatlığını yapan Mustafa Kemal Güngör de ay- nı yönetim kurulundaki adaylardan. Cumhuriyet ailesinin yakından ta- nıdığı Profesör Rona Aybay'ın kı- zı, her zaman demokratik ve sos- yal hukuk devlet için mücadele eden Emine Banş Aybay da Çağ- daş Avukatlar Grubu'nun disiplin kurulu adaylanndan. Barolar Bir- liği delege listesine bakınca tanı- dık isimlerin çokluğuna tanık olu- yorum: Gülçin Çaylıgil, Profesör Uğur Alacakaptan, Rona Aybay, Alp Selek, Fikret tlkiz, Canan Ann, Akın Atalay, Yücel Say- man ilk göze çarpan isimlerden. Türkiye'de kitle örgütleri seçim- lerinde güzel bir demokratik ge- lenek varlığını sürdürüyor. Kitle ör- gütleri içindeki demokrat ve ileri- ci insanlar, adaylarını bir ön yok- lama ile belirliyorlar. Bu gelenek yal- 4 nızca avukatlar içinde değil, mü- hendisler, mimariar, doktorlar için- de de sürdürülüyor. Bahri Belen ve arkadaşlan da çağdaş görüşteki avukatlann yaptğı ön seçimle aday oldular. Eski Istanbul Barosu başkanla- rından Yücel Sayman, "baronun katı ideolojik tercihlerieyönetilme- sini son derece zarariı" gördük- lerini söylüyor. Yücel Sayman, Çağdaş Avukatlar Grubu'nu, "/a- ik, demokratik hukuk devletini sa- vunduklan" için, avukatlar arasın- da ayrım yapmayan bir anlayışı savundukları için desteklediğini belirtti. Bir yurttaş olarak bizler barodan ne bekleriz? Zor zamanlarda yanı- mızda olmasını, hukuk devletini savunmasını, özgürlüklere sahip çıkmasını isteriz. Avukatlar, halkla otorite arasında, halkla devlet ara- sında bireyin yanında olan, onun haklannı savunan birsivil güç ola- rak önem taşır. Ancak son yıllarda aşın otorite yanlısı, demokratik hu- kuk devletinden uzak ve statüko- cu bir anlayış avukatlar arasında et- kili olmaya başladı. Aslında böyle biryöneliş, Türkiye gibi baskıcı ge- leneğe sahip olan ülkelerde çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle avukatlann sivil toplumun yanında durması, otoriter ve bas- kıcı anlayışlarla mücadele etmesi çok önem kazanıyor. Bahri Belen bu durumu nasıl aşabileceklerini şöyle anlatıyor: "Ancak bağımsız, saygın biravu- katlık ve katılımcı üretken birba- ro anlayışı, yargmın, hukukun, adaletin sesi olabilir. Istanbul Barosu 1970'lerden beri hiçbir dönemde, bu dönem olduğu kadar etkisiz olmamıştı. Baronun avukatlar için, yargı için, hukuk ve demokrasi sorumluluğu ve etkin işlevidurdu. Şimdiki yö- netim, Istanbul Barosu'nun ya- ratıcı, çözümleyici, enerji dolu avukat tabanına baro merkezle- rinin kapılannı kapadı. Orkestra sustu." Türkiye, kritik bir dönemden ge- çiyor. AB ile müzakere tarihinin alınmasıyla birlikte yeni ve önem- li bir sürece gireceğiz. Bu süreç- te avukatlara görevler düşecek. Türkiye'nin gerçek bir hukuk dev- letine dönüşmesi için barolann et- kin bir sivil toplum kuruluşu ola- rak demokratikleşmeye sahip çık- ması önem kazanıyor. Bu neden- le Istanbul Barosu seçimlerine aday olan grupların bu noktada üzerlerine düşecek sorumluluğun bilincinde olmalan gerekiyor. Istanbul Barosu seçimlerinde bütün adaylara başarılar diliyo- rum. Yaşamımızda çok önemli ye- ri olan avukatlann demokratik hu- kuk devletine sahip çıkacak çağ- daş bir yönetim oluşturacaklarına inanıyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear