Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM2004SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Müşerref Arök Yok mu?
Yıl 1949. Ankara'da Milli Eğitim Ba-
kanlığı Te/cüme Bürosu'nda görev-
liyim. Şenden başka Oğuz Pettek
vaoBirde Genel Sekreter Lırtfi Ay...
•^;Bir^abahgençbırkızgeldi. llkba-
ki^ta ğöze çarpan bir kişilik. Uzun
boyt güzel, etkileyici gözler. Eski Is-
tenbüj kohuşması...
Birçeviriyapmış Almancadan, ün-
lü romancı, Herman Suder-
mann'dan: "Litvanya Hikâyeleri".
Klasıkler dizisinde çıkmasını istjyor.
Oğuz Peltek'e bir bölümünü vermiş
okusun diye. "Güzel, başanlı" diyor
OğuzBey.. "Tamamını bitir, getir"...
Sık sık uğruyor. Tanışıyoruz, adı
Müşerref Hekimoğlu... Gazeteci ol-
mak istiyor. Benimle yaşıt... Çeviri
bitiyor, kitap basılıyor. Ama o günden
sonra Hekimoğlu adı basında duyul-
maya başlıyor. önce dergilerde, son-
ra gazetelerde... Toplum haberleri,
fıkralar... Kısasürede Ankara'nın ba-
sın, daha da çok toplumsal, kültürel
olaylannda adı geçen bir gazeteci, bir
yazar. Kadın gazetecilerimizin birön-
cüsü. Cumhuriyet kuşağının Atatürk
devrimlerinin bir içtenlikli savunucu-
su...
Sonra sonra, herkes tanıdı onu...
Akşam gazetesi, Cumhuriyet gaze-
tesi. Derken 21 Mayıs'tan sonra ye-
ni biranlayışla çıkan "Öncü", ardın-
dan da kurucusu olduğu Anka Ajan-
sı...
Ve Cumhuriyet'te cuma günü se-
vilerek, ilgiyle okunan köşeyazıları.
Pazar eklerindekı An kara haberleri...
Benim yarım yüzyıllık arkadaşım...
Yalnız gazetecilikte değil, Burhanıye
ören'deki evindeki komşuluğumuz.
Yaz aylarında o güzel balkonunda
güneşin batışını izlediğimiz, denize gir-
diğimiz, söyleşi yaptığımız.. Dostlar-
la politika, sanat, edebiyat, ünıversı-
te dünyasının en seçkin insanlanyla
yaşanan akşamlar. Tartışmalar, dert-
leşmeler... Yıllarsüren birliktelik...
On beş yirmi yıl önceydi, rahatsız-
lanmıştı, yürüme zorluğu çekiyordu,
merdivenlerden çıkamıyordu, ama
dostları vardı, alıyor istediği yere gö-
türüyorlardı. Yaşıyordu en güzel şe-
kilde, yazıyordu en güzel şekilde,
dostluğu, insanlığı en güzel şekilde...
Bursalı bir piyango satıcısı vardı,
Adem Gerçek... Manevi oğlu gibiy-
di. Sık sık yazardı ailesinı, yaşamını,
çocuklarını, onların dersleriyle, oku-
malarıyla, öğrenimleriyle ilgilenirdi.
Benim de tanıdığım bir insan Adem
Gerçek... Ama Müşerref'ti onun ger-
çek ablası, koruyucusu.. Daha baş-
kaları da vardı insanca ilgisinin kişi-
leri olan... Insandı, insancıydı, uyan-
mak, yetişmek, aydınlanmak isteyen
herkese açıktı, yardımcısıydı...
_ O 1961 yazında, bir gezimiz oldu.
Örsan Öymen'in de katıldığı; Yu-
goslavya'ya... Tam 61 Anayasa'sı oy-
laması günlerindeydik. Umut ıçinde,
güven içindeydik. 27 Mayıs olayı Tür-
kiye'nin önünü açmıştı, demokrasi-
ye, özgürlüğe, çağdaşlığa, Atatürk-
çülüğe... En öndeydi Müşerref Heki-
moğlu; yazıları tutumuyla. Kitapla-
nyla...
Unutulmaz birgeziydi! Daha çok bir
inceleme.. Heryanını gezdik; Hırvat,
Sırp, Sloven, Türk aydınlarla, politi-
kacılarta görüştük. Güzel akşam ye-
mekleri, içkiler, dostluklar.. Bosna
dağlarında, halk bayramlarında, Ti-
to'nun söylevini dinlerken...
Bir masal gibi anımsıyorum. Her
şey zaten masala dönmüyor mu? Bir
gün kapanıro masal kitaplan. Birse-
ven, bir anlayan gelip o kitabın ka-
pağını açana kadar.. Müşerref Heki-
moğlu bir kişilikti, bir tarihti, bir baş-
langıçtı. llk kadın gazetecılerin en ba-
şarılısı, en uzun süre sevileni, beğe-
nileni, kitaplarıyla, anılarıyla daha
uzun süre sevenlerin belleğinde ya-
şayacak olan...
Şimdi yok mu? Telefonu açsam
sesini duyamayacak mıyım?
Inanılmaz gibi gelen şeyler bir gün
katı bir gerçek mi oluyor?
Sevenlerine başsağlığı dileyerek...
hatemoglu1 9 2 4
V -
^
FlNANS
|CAROf*UNSa|
öztı
TAKSİT
*vw.hatemogtu c<
RKÖ TOPTAN): Samanycki 18 2) 225 62 00 Hta (0212) 233 30 50
SÜAD1YE: Bağdcrt Caddesı Tel: (0212) 369 00 49
PENDİK OUTIET: Dumankaya Outlet Center Tel: (0216) 473 52 55
İKITELLİ OUTIET: Turgut Özal Cad. No 153 Tel: (02) 2) 549 40 56
IZMIT OUTLET CENTER: Tel: (0262) 335 57 35
KONYA Mİ REAL: No: 45/46 Tel: (0332) 265 19 80
KONYA MASERA: Tel: (0332) 241 61 15
ÇORLU ORION: Tel: (0282) 673 26 64
ZONGULDAK: Gazipaşa Cad. No: 77 Tel: (0372) 252 17 97
SIİRT Güces Cad. No: 121 Tel: (0484) 224 00 43
ERZURUM: PEK YAKINDA
82. Yılında Mudanya Mütarekesi
Prof. Dr. MllStafa ÖZYUKY Bursa Milletvekilı-CHP Partı Meclısı Cyesı
^^~m
>A ünümüzden
M ' 82 yıl önce,
• -w- Amerikalı
^ ^ I yazar Er-
^ * J nest He-
mingway. 11 Ekim
1922'de ımzalanan Mu-
danya Mütarekesi nı ta-
nımlarken "Baühlar ba-
nş dilenmeye geliyoriar-
dL Yoksa banş istemeye
yadabanşkDşuflanrudik-
te ettirmeye değil" diye
yazıyor Toronto Daily Star
gazetesıne.
26Ağustosl922saba-
hı topçu ateşi ile başlayan
Başkumandan Meydan
Savaşı"nın ardından. Yu-
nan ordulannın sanlmak-
tan kurtulan bölümünü iz-
leyen Tüık askerinin 9 Ey-
lül günü Şerafettin Yüzfoa-
şı'nın şanlı bayrağımızı
Izmir Hükümet Konağı'na
çekmesıyle Anadolu düş-
man askerinden bir oran-
da temizlendi. Bundan
sonra Türk bırlıklen 24
Eylül günü Çanakkale
üzenne yürümeye ve müt-
tefiklerin tarafsız bölge
dedikleri yerlere girmeye
başladı. Bütün dünya ve
Türkiye nefesini tutmuş,
Ingilizlerle bir çatışma
çıkmasından kaygılı göz-
lerle izliyordu bu geliş-
meleri. Kurtuluş Savaşı'nı
yürütenler için gerilimli
10 uzun gün yaşandı bu
arada.
Aslında müttefıkler, 22
Mart 1922'de Paris'te yap-
hklan bir toplantıda Türk-
lere teklif edecekleri ye-
ni banş koşullannı karar-
laştınrken Anadolu'nun
boşaltılacağını baştan ka-
bul etmışlerdir. tşte tam bu
aşamada müttefıklerin
ateşkes önerisıne Musta-
fa Kemal ve arkadaşlan,
Mudarrva'da olmak koşu-
lu ile *Evet" derler. Ne-
den Mudanya da bir baş-
ka yer değil?
Belki de Mondros Mü-
tarekesi'nin öcünü, adı-
nın başharfı M olan ve
küçük bir kıyı kasabasın-
da, Mudanya"da almak ıs-
tediklerinden olabılir. Mu-
danya Mütarekesi, 3 Ekim
günü toplandı ve 11 Ekim
Çarşamba günü sabah sa-
at 06.00'da imzalandı.
Kurtuluş Sa\aşuruz sü-
recinde birbirine zıt ko-
şullan içeren ikı mütare-
ke ve iki antlaşma vardır.
tlki Mondros Mütarekesi,
Limnı Adası'nın küçük
Mondros Limanı'na de-
mirli Agamemnon zırhlı-
sında imzalanır ve Türk-
ler için kayıtsız koşulsuz
esirlik fermanıdır. Diğeri
ıse Mudanya Mütareke-
si 'dir. Göğsümüzü kabar-
tan, başımızı dikleştiren,
bizi dünyaya tanıtan ve
Lozan'ın yolunu açan mü-
tareke.
Görüşmeler Ernest He-
mingway'in de tanımla-
dığı gibi ikinci suııf bir
kıyı kasabasındaki ahşap
evlerden, Rus asıllı bir tı-
caret adamı olan Alek-
sandr Ganyanof un iki
katlı beyaz yalısında baş-
lar. Mudanya Mütareke-
si 'nden 5 gün sonra Lloyd
George, Manchester'da
Reform Club'da Mudan-
ya'nın nedenlerini açık-
İarken "Türk gibi birinci
sıruf savaşçrya blöf yap-
mayı denemek iyi değîl-
dir. TürkJerişin ciddiyeti-
ni veya gevşekfiğmi hemen
anlar" diyecek kadar ola-
yı kavTamıştır. Ama geç
kalmıştır. Çünkü bu de-
meci Başbakanın son de-
meci olmuştur. Anadolu
yenilgisi Ingiltere Başba-
kanı'nı yerinden etmiştir.
1 Kasım'da saltanat kaldı-
nldı. 4 Kasım'da Sadra-
zam Tevfîk Paşa Osman-
h de%letinin son hüküme-
tinin mührünü Halife Sul-
tan'a geri \ erir. Ertesi cu-
ma günü de IV. Mehmet
Vahdetim'i müezzin ezan-
da yamızca "Hafife'" ola-
rak anacaktır. Vahdettin,
16 Kasım'da işgal kuv-
\etleri başkomutanı Gene-
ral Harrington'a yazdığı
sığınma isteğini içeren
mektubunun alt köşesıni
"Mehmet \ ahdettin, Müs-
lümanlann Hatifesi" un-
vanını kullanarak imza-
lar.
Dokuz gün süren tar-
tışmalı toplantı Trakya'yı
anavatana kattığı için kuş-
kusuz çok önemliydi. Bu
baglamda Yunan ordusu,
sı\ıl memurlan da birlik-
te olmak koşulu ile Edir-
ne'yi, Meriç Irmağı'nın
Demokrasinin
Pman: Laiklik
Hulusi METtNHukukçu
M
ilyonlarca yıl ön-
ce atmosferdeki
yoğunsubuhan-
nın sağanaklar halinde
yeryüzüne düşmesiyle
kızgın kayalar soğumaya
yüz tutmuş, o devrelerde
oluşan çok büyük akar-
sular yerküremizin çukur
yerlerinde toplanarak göl-
leri, denizleri, okyanus-
lan meydana getumiştir
(Akarsularımız, Tansu
Gürpınar, Redhouse,
1977). Doğalsularyerka-
buğunda denizlere ve göl-
lere doğru akarken deği-
şik kayalann içerisinden
geçer. Sulann geçtiği böl-
gelerde mağaralar ve
oyuklar gibi değışik coğ-
rafi biçimler oluşur. Su
kaynaklan bulunduklan
ve geçtikleri bölgelerin
jeomorfolojik özellikle-
rine göre, içlerinde deği-
şik iyonlar bulundurur.
Içinde kalsiyum, mag-
nezyum ve demir iyonla-
n bulunduran sular, sertsu
olarak tanımlanır. Ca+2
ve Mg+2 lyonlannın bi-
karbonat (HCO3-) tuzla-
nnı bulunduran sulara ise
geçici sertliğe sahip su-
lar denir.
Bu tür sertliğe sahip su-
lar, NaOH eklemek sure-
tiyle, sertliğe neden olan
iyonlardan temizlenmiş
olur. Bu tür sular birkaç
dakika kaynatılarak ko-
laycayumuşatılabilir. Su-
da çözünmüş CaCI2 ya
da CaSO4 tuzlan varsa
bu tür sulara sürekli sert-
liği sahip sular denir.
Bu sular kaynatma gi-
bi basit ışlemler ile yu-
muşatılamazlar. Bu tür su-
lan yumuşatmak için
iyon-değişim yöntemleri
kullanılır (Kaynak: Su
Vakfi).
Akarsulann doğduğu
yere "Pmar" denihr. Müs-
İümanlann çoğunlukta ol-
duğu ülkemizde, inanan-
ların kutsal kitabı Kuran
karşısında demokrasinin
pmanözellikle laikük'tiı.
Ülkemizdeki demokra-
siyi, Baü'daki kfliseye kar-
şı (İncil'e değil!) verilmiş
savaşnnlar sonunda oluş-
turulabilen Batı demok-
rasüeriyle karşılaşürmak
vanhş olur, haksızlık olur.
Islam coğrafyasmda ise
karşılaşürma (kryaslama)
yapılabilecek bir tek de-
mokrasi örnegi yoktur.
Bugün haklı haksız
eleştırdiğimiz demokra-
simiz, ancak Atatürk' ün
kurduğu Cumhuriyetin te-
mel ilkeleriyle var olabil-
miştir. Cumhuriyetimizin
temel ilkelerinden olan la-
ikük: farklı demokrasile-
rin ortak ve olmazsa ol-
maz koşuludur.
Demokrasi de su gibi-
dir. Toplumun özelükleri-
ne göre farklılıklar göste-
rebihr. Ancak kimyası hep
aynıdır: Laiklik.
Demokrasi; "cemaatie-
rin, şeyhlerin, bocaefen-
dilerin" değil! Özgürbi-
reylerin ve sivil toplum
kuruluşlannın etkin olabil-
diği bir rejimdir.
Cumhuriyetin temel ni-
teükleri sindirilmedea de-
mokrasinin nimetleri
özümsenemez (hazmedi-
lemez).
batısına kadar tüm Trak-
ya">T 15 gün içinde bo-
şaltacaktır. Bu tarihten
başlayarak otuz gün için-
de Doğu Trakya Türkle-
re teslim edilecektir. Ateş-
kesin yürürlüğe girmesin-
den sonra Istanbul ve Bo-
ğazlar TBMM Hüküme-
ti'nin yönetimine bırakı-
lacaktır.
Bunun içindir ki vatanı
kurtaran askeri başandan
sonra Anadolu Kurtuluş
Savaşı. Mudanya Müta-
rekesi'nde varlığını onay-
latan olağanüstü bir ba-
şan kazandı. Artık bütün
Avrupa de\letleri karşı-
sında yauıız fizıksel gü-
cü ile değil. hukuksal var-
lığıyla da onanmış ulusal
bir Türkiye Cumhuriyeti
doğuyordu. "BizTürk'üz,
AvTupa Birligi bizim içiş-
lerimize kanşamaz" diye
bol keseden atanların
Brüksel'de ne yapacağını
şaşırdıklannı görünce 38
yaşındaki İsmetPaşa'nın
Mudanya"da A\Tupalı üç
generale karşı \erdiği dip-
lomatik sınavuı değeri da-
ha iyi anlaşılıyor. Değil
mı?'
Bu kalıcı başanyı bıze
armağan eden Ismet Pa-
şa'nın Mütareke Evı'nin
tam karşısında, general
giysileri içinde güzel bir
heykeli var. Sol ehnde ucu
yere değen kılıç, sağ elin-
de bir tomar kâğıt, üstün-
de si\il pelerin. Anıtın ka-
idesinde ulu önder Gazi
Mustafa Kemal'in aşağı-
dakı övücü sözleri yer alı-
yor:
Garp Cephesi Ordula-
n Kumandanı ve Edirne
Mebusu Ferik tsmet Paşa
HazreÜerTne
Taraf-4deviederineihzar
ve se>k ve idare ordularuı
kazandığı büyük zaferin
Ukve mühinı sh-asi netice-
sini ben Mudam a Konfe-
ransı'ndaki devri endişa-
ne mesainizie istihsaJ et-
miş olduğunuzdan dolayı
arz-ı tebrikat ve teşekkü-
rateylerim. İşbu tebrikat
ve teşekküranmı takdim
ederken Başkumandanı
olmakla müftahir bulun-
duğum Türkiye Büyük
MiDet Mecüsi ordulanıım
kudretü bir kumandanma
ve riyasetinde bulunmağı
en büyük şeref bildiğim
Meclis-i âlinin necip ve fe-
dakâr bir mensubuna kar-
şı lazün-ül-ifa bir vazifeyi
eda etmekte oiduğuma ka-
niyim efendim. 11 minh.
Türkiye Büvük Mület
Meclisi Reisi
Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal
Günümüz Türkçesine
aktaracak olursak:
Saygıdeğer Batı Cep-
hesi Ordulan Komutam
ve Edirne Milletvekili
Korgeneral Ismet Paşa'ya
Tarafinızdan hazırlanıp
se\k ve idare edilen or-
dulann kazandığı Büyük
Zafer'in ılk ve en önemli
siyasi sonucunu Mudan-
ya Konferansı'ndakı yo-
ğun ve yorucu çalışma-
nızdan sonra elde ettiği-
nizden dolayı, tebrik ve
teşekkürlerimi sunarken;
Başkumandanı olmakla
garur duyduğum Türki-
ye Büyük Millet Meclisi
Ordulan'nın yetkili ko-
mutanına ve başkanlığını
yürütmeyi en büyük onur
bildiğim yüce Meclis'ın
seçkın \ e öz\ erilı bir üye-
sine karşı yenne getinlme-
si gereklı bir görevı yap-
makta olduğum inancm-
dayım. 11 Ekim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı
Başkomutan
Gazi Mustafa Kemal
VADE FARKSIZ
TAM
TAKSİT
ÖSS ve LGS
Hazırlık Dergilerine
bonuscard
V Kartlarıyla
abone olabilirsiniz.
www. final.com. tr
final Yayıncılık Sınava Hazırlık Kitaplannı,
VVorldcard. maXimum, +bonuscard, Axess, Kredi Kartlanyla
İntemeften Vade farksız 10taksH* % lOindirimle alabilirsiniz.
Lütfen sanal marketimizi ziyaret ediniz.
Geniş Bilgi İçin: Nuruosmaniye Cad. Yeşüay İşhanı
No: 17 Kat: 1 Cağaloğlu 34410 istanbul
Tel.: (0212) 512 23 00-01-02 • Fax: (0212) 512 23 03
final'le kazanacaksmız!.
PENCERE
Yeni Yaşam Felsefesi
"Çağımızın sanatı nedir" diye sorulsa hiç durak-
samadan derim ki:
- Reklamdır!..
Resim. grafik, karikatür, mizah, sinema, edebi-
yat, politika, aklmıza ne gelirse reklamda vardır. ge-
çerlidir, kullanılır...
Peki, reklamın dünyadaki iticı gücü ne?..
önünde durulamaz ikı tutku, reklamı olduğun-
dan daha çekicı yapıyor:
Bir: Tüketim..
iki: Para..
Çağımızda tüketim dönencesi dünyanın yörün-
gesinidesaptıyor.
Doğayı bile bitiriyor.
Ve kimse umursamıyor..
Yapara?..
Paranın gücü yeni ortaya çıkmış değil, Napol-
yon bile ne demiş:
- Para.. para.. para..
Piyasa satışlan tüm sınıriarı aşarak gezegenimi-
zi kuşattığına göre, reklam durdurak bilmeden her
şeyı kapsıyor, herkesi etkiliyor, gırmediği delik öt-
türmediği düdük yok...
•
Peki, şu sırada ortalığı kınp geçiren en etkili TV
reklamı hangisi?..
En beğendiğim reklam şöyle:
Adam merdiveni duvara dayayıp apartmanın
üçüncü katına çıkmış.
Neişi varorada?..
Insanlık hali işte, bir şey mi onaracak, cam mı si-
lecek, ben anlayamadım, ama, ne önemi var ki, bir-
den körolası merdiven adamın ayağının attından kay-
masın mı!.
Zavallı pencerenin pervazına tutunmuş avaz avaz
bağınyor:
- Imdat!..
Reklam filminin rejisine göre biri hemen yetişi-
yor; koşarken de bağınyor:
- Dur, geldim.. geldim..
Kadın hemen adamın tam artında duran özel
markalı otomobiline koşup taşıtı çekiyor; öyle ya,
herif yukardan düştü mü güzelim arabayı sakatla-
yacak, belki de hurdahaş edecek...
Kadın arabayı kurtanyor.
Düşecek adamı değil..
Güzel reklam!..
•
Reklam güzel olmasa, yazmaya gerek görmez-
dim: her gün televizyonlarda kaç kez oynadığına
göre bu alanda bir sorun yok...
Ama bir sorun var...
Çağımızın insanı demek ki malını -bu arada ara-
basını- insandan ya da yakınından daha çok sevi-
yor...
Kimse de bir insanı belki sakatlayacak, belki ca-
nına mal olacak bir konumda terk eden kadına
eleştirel bir bakış atmıyor, sevecenlikle yaklaşıyor;
hatunun mantığı doğal geliyor hepimize; mizah
ağır basıyor...
insan mı?..
Boş versene sen!..
özel bir araba kuşkusuz daha önemli, daha de-
ğerli, daha önce kurtanlacak bir maldır.
Yalnız mal değildir.
Markadır.
•
Tüketim dünyasında geçerli felsefeye bakılırsa
hayatımızdaki sıralama rütbesine göre şöyle:
Bir: Mal..
İki: Marka..
Üç: İnsan..
Çağımızın yaşam boyutlanna sinmiş değer yar-
gısı bu değil mi?..
TUZLA ASLİ\T HUKUK
M^HKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003-1069
Da\acı Alı Dınkoç vekıh tarafuıdan da\-alılar Mü-
teveffa Mehmet Ünaldı vanslen aleyhıne mahketne-
mıze açılan satış vaadı sözleşmesıne dayalı Tapu Ipta-
Ii ve Tescil davasuun yapılan açık yargılaması sırasın-
da verilen ara karan uyannca:
Davalılar Mehmet Serhat Ünaldı, Alisebat Ünaldı.
Siret Ünaldı. Vuslet Ünaldı ve Nesibe Ruhat Men-
gi'nin Emek Mah. 60. Sk. n. 101 Bahçelievler .\nka-
ra olarak göstenlen adreslerınden dava dılekçesı ve
dunışma günü teblığ edılemedığı, zabıtaca yaptınlan
tahkıkattan adreslen meçhul olduğu anlaşılmakla, adı
geçen da\alılara dava dılekçesının ve duruşma günü-
nün ılanen teblığıne karar verılmış ve duruşma
07 12.2004 gunüsaat 10.15 e bırakılmıştır
"Belirtilen gün ve saatte bızzat mahkememızde ha-
zır bulunmanız veya kendinizi bir \ekil ile temsıl et-
tinneniz. aksı taktirde hakknuzda HUMK'nın 398 ve
müteakıp maddelen hükümlen gereğınce duruşmaya
yokJuğunuzda de\am olunarak karar venleceğı husu-
su ılanen teblığ olunur." Basın 44641
ŞİŞLİ l.SULHHLTOJK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 2004 669
Mahkememızden mahcur Sahra Karayel'e vasi ta-
yin edılmesi davasında, Mahkememizm 28.09.2004
gün. 2004 669 esas, 2004 603 karar sayılı ilamında
hastalığı nedeniyle, Gaziantep, Şahınbey. Kızılcames-
cit, Cılt 84, Hane 174 te nüfusa ka>ıtlı Behçet ve Me-
ral'den olma 20.03.1955 d lu Sahra Karayerin vasısı
Yonca Karayel Balkır"uı vasılık görevıne son venlme-
sine. hastalığı süresınce MK'nun 405 maddesi uya-
nnca vesayetin devanuna. kendısıne Sıvas, Şarkışla,
Iğecık, cılt 61, hane 19da nüfusa kayıtlı Meral ve
Behçet'ten olma 14 03.1964 d lu kardeşı Cany Şelale
Orta'nın vasi olarak atanmasına dair karann devamı-
na. vesayet işlerinin mahkememızce yürütülmesıne
dair karar verilmıştir. Keyfiyet ilan olunur.
04.10.2004 Basın: 4568i"
İLAN
Istanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
2004/189 Esas, 2004/287 Karar Sayılı
15.09.2004 tarihli ilamı ile "Bilgin" olan
soyadım, "Banguoğlu" olarak tashih
edilmiştir. 3. kişilere duyurulur.
Suna BANGUOĞLU