Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM2004SAJJ
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Geçmişe Mazi Dersek!
Bu satıriann yazarı 1960'ta gazete-
cılığe başladı. O gün bugündür AB,
günderninden eksık olmadı. 11 Eylül
1963'teDışışleri Bakanı Feridun Ce-
mal ErHn, o zamarı kısaca "Ortak Pa-
zar" denilen topu topu 6 üyelı AET ıle
"Ortaklk Anlaşması"n\ AnKara'da
TBMM OnurSalonu'ndaimzaladığın-
daoradaydık. 1970'teTürkiye'nin "mü-
zakere koşullan" ile ılgılı bir belgeyi ya-
yımladıçımızda "devletin gizlı kalma-
sı gereken bilgıtenniaçıklamak' suçun-
dan yargılanıp aklandık 5 Ekım AB
Komısyonu Raporu'nun açıklanma-
ASÜUıHfR
sından sonra zil takıp oynayan genç
meslektaşlanmın davranışlan, yazan
rapordan daha ç o k üzmüştür
12 Eylül 1963 tarihlı Cumhunyet da-
hıl, tüm Türk gazetelerıne bakanlar
"Ortak Pazar'a girdik" başlıklan ıle kar-
şılacaklardır. 41 yıl sonra tanh teker-
rür ettı.
Genç meslektaşlar, bılerek bılme-
yerek, beJkı de yalakalık olsun dıye, ra-
pordan sonra yine aynı başlıklan attı-
lar. Istersenız Avrupa-Türkıye ılışkıle-
nne "geridönüşümlü" göz atalım.
"Geçmişe mazi" demeyıp bugünu
daha lyı anlayabilmek ıçin 1839'a dö-
nelim. Pazar günü Cumhurıyet'in ar-
ka sayfasında Abdülmectt'in portre-
sinin Londra'da satışı haberinde pa-
dışahın yaşamöyküsüne de yer vendik.
Ancak 1839 Tanzımat, 1856 Islahat
Fermanlan ıleTürkiye'yeaydınlanma-
nın gereklennı, hukuk devletinın ilke-
lennı, ınsanlann eşıtlığını, parlamenter
demokrasıyi getirme çabası ıçındekı
Abdülmecıt'ın gırişımlerine ılışkın şu
satırlar haberden düşmüştü:
"Avrupa aydınlanmasına 'uyum' ni-
telığı taşıyan bu (1839) feımanı Batı
olumlu karşılamış, 1853te başlayanKı-
nm Savaşı 'nda Âbdülmecıt'e yardım
etmişti. Ancak, bugün AB'de görûlen
Kürtlenle Alevileriazınlıksaymayayö-
nelik davranışlannın benzeri Âbdül-
mecıt dönemınde de yaşanmıştı. Ab-
dülmecıt, çeşitli topluluklan eşıtlik il-
kesinde ve 'Ösmanlı Vatandaşı' kav-
ramında bırleştirmeye çalışırken, Av-
nıpalılar Osmanlı halkı içinde ulusçu-
luğu körvklemışlerdı. 1856 Islahat Fer-
manı'nda. özellikle Müslüman olma-
yanlara tanınan haklara Müslüman-
lar; kendilerının de askere alınmasına
Müslüman olmayanlar tepkigöstermiş-
lerdi. Batı'nın Osmanlı'nın içişlerine
kanşmasına karşı çıkan bir grubun
kendısını devirerek AbdülazizV başa
geçırmek ıstemelen başansızlıkla so-
nuçlanmıştı."
Görulduğü üzere Avrupa'nın, Os-
manlı'nın Batılılaşma çabalannı arka-
dan vurma sıyasası, 2004 Raporu'na
da hemen hemen aynen yansımadı
mı? Avrupa'nın Türklere yonelık sıya-
sasında acaba 165 yılda ne değışti?
20. yüzyılda Avrupa ve Türkiye
Batı bugün Türkıye'de en çok ın-
san haklarından, demokrasinın zayıf-
lığından. askerin güçlü oluşundan,
Türkiye nüfusunun çokluğundan, kışı
başına ulusal gelirin düşüklüğünden ya-
kınmıyor mu?
Peki 1963 Anlaşması imzalandığın-
da durum neydi? 27 Mayıs askerı dar-
besınden sonra Menderes-Zorlu-
Polatkan üçlüsü "idam" edılme-
mışmıydı? 11 subayın darbesının ön-
lenmesinın yanı sıra Albay Talat Ay-
demir, ıkı asken darbe ginşımı son-
rasında "idam" sehpasını boylama-
mış mıydı? Mılli Birlık Komitesı'nın as-
ker üyeleri Cumhuriyet Senatosu'na
"yaşam boyu senatör" olarak gırme-
mişler miydi? Türkiye'nin o günkü kı-
şı başına düşen ulusal geliri topu to-
pu 360 dolar değil miydı? Pekı, tüm
olumsuzluklara karşın neden Ortak
Pazar, Türkiye ile 1963'te anlaşmayı,
ustelık takvım vererek, ımzalamıştı?
Anlaşmanm ımzaJanacağı gun Cum-
hurıyet'te bir harita yayımlandı. Bizım
çızdiğımiz, değerli meslektaşım Fik-
ret Otyam'ın taramasını yaptığı bu
harıtaya bir göz atalım. Harıtada "Or-
tak Pazar"\r\ ancak 6 üyesı var.
Anlaşma önerisi yalnızca Tür-
kiye ıle bırlikte Yunanıstan'a
yapılmıştır. Neden? Denılebılır
ki Türkiye ve Yunanıstan, so-
ğuk savaş döneminde Varşo-
va Paktı karşısında "kanat" ül-
kelerdı, Batı'nın güvenliğı içın
gerekliydiler. Peki o zaman ne-
den aynı konumdaki Iskandi-
nav ülkelerine aynı öneri yapıl-
madı? Kaldı kı bugün Türki-
ye'nın "ferördünyas/"ndakije-
opolıtik konumu, AB'nın gü-
venlıği açısından o güne kıyasla daha
önemli değil mı?
Sorunun yanrtı olan "çünkü"yü üç
gerekçeye bağlayabiliriz. Türkiye, o
günlerde; demokrasi, hukuk devteti, ay-
dınlanma, ınsan haklan, ekonomik kal-
kınmayı hedefleyen, tarihınin en önem-
lı "fop/umsa/ctev/ef"anayasasını ka-
bul etmişti. Ikıncisi, "Bağımsızlık" Sa-
vaşı ıle Lozan Antlaşması görüşmele-
rınde Batı'nın çifte standardını çok lyı
tanıyan Başbakan Ismet Inönü ve
onun ödün vermez Dışışlerı Bakanı
Erkın'ın variığı Batı içın güvenceydı.
Üçüncü "çünkü" ise Türk ışçılerıydı.
1961'den sonra başta Almanya ol-
mak üzere Avrupa, üretım malıyetini
düşürüp uluslararası rekabete açılırken,
Batı'nın kalkınmasının Türk ışçisizya-
pılamayacağının farkındaydılar. Böy-
lece Altılar "ortak", Türkiye ise ışçıle-
ri ve ithalatı ile "pazar" olacaktı.
1963 Anlaşması üç aşamalı takvım
öngörmüştu. Bırıncı aşama "Hazırlık
Dönemı" ıdı, "en az 5, en çok 10 yıl"
sürecektı. Bunu "en fazla 12 yıllık" btr
"Geçiş Dönemi" ızleyecekti. "Son Dö-
nem"de ise "Gümrük Birtığı"ne gın-
lecektı. BuhesabagöreTurkıye'nın AB
üyeliğı, en erken 1978, en geç 1983'te
gerçekleşecektı. Türkiye, bu aşama-
ları tamamlamış, 1978'egehndığınde
Ortaklığın "Uygulama Sekreteh" olan,
istanbul doğumlu Fransız siyasacı
Emile Noel, Yunanıstan'ın başvuru-
su üzenne, son aşamasının tamamlan-
ması içın Ankara'ya da çağn yapmış-
tı.
O zaman Türkiye'de istikrar, huzur
var mıydı? Ekonomik koşullar nasıldı?
Anımsamakta yarar var! Kıbns olayın-
dan dolayı ABD, sılah ve ekonomik
ambargo koymuş, benzın ıstasyonla-
rındakı pompalardan petrol yerıne ha-
va akıyor, elektnk kesıntilerı diz boyu
olduğu içın fabnkalar kapanıyordu; ış-
sızlik almış başını gıtmışti. Sokakta
her gün beş ınsan öldürülüyor, sıkıyö-
netim gündemde. demokrasi ve hu-
kuk devletı ise askıdaydı. Bu durum
AB'nın bugün öngörduğü koşulların
hiçbınnı karşılamıyor, ama AB, 1978'de
Türkıye'ye "buyur" dıyebilıyordu! Bu-
rada, Ecevit'ın hatasını kuşkusuz ta-
nh yargılayacaktır.
Türkiye bugün 1963'e. 1978'e kıyas-
la her açıdan çok daha lyı değil mı?
Anayasal değışikhkleryapılmış, AB'ye
uyumlu yasalarTBMM'den geçınlmış,
askerin yetkılen kısılmış, DP'nın üç lı-
deri ıle Albay ve arkadaşlannın asılma-
sına ses çıkarmayan Bruksel'in ıste-
mi doğrultusunda, Türkiye Cumhuri-
yetı'ne karşı ısyanla binlerce kışının
ölümüne neden olan Abdullah Oca-
lan bile idam edilmemış! Kıbrıs'tata-
nhin en önemli ödünlen venlmış. Türk-
lerin satın almagüçlerı 6 bın dolan, ül-
kenin dışsatımı 50 milyar dolan aş-
mış, ekonomı lıberalleşmış, kamu or-
taklıklan haraç mezat satılmış... Daha
ne olsundu?
Aynntılar arasındaki şeytan
AB, raporunda 1963 Anlaşması'nda-
kı gıfcH takvim verdi mi? Hayır. Görüş-
meterin ne zaman başlayacağı belli mi?
Değil! Ne zaman, nasıl bıteceğı saptan-
mış mı? Yoo! Buna karşılık "OğlumAh-
met, buyolda deyam et" ıçeriklı rapo-
run aynntılannın öğrenilmesinden son-
ra şakşakçt basında, hatta hükümet-
te, şaşkınlık gözleniyor. Dışişleri Baka-
nı Abdullah Gül, "Kürt ve Alevi azın-
lık" kavramlanna karşı çıkmadı mı? Ra-
porun Abdülmecit karşısındakı Batı'nın
yaklaşımından ne farkı var?
Oysa 1999 Helsinkı Doruğu'nda Tür-
kiye 'nin de öteki ülkelerle birtikte üye-
lik mûzakerelerine başlanacağı" Türk
hükümetınin dırenmesı sonucunda kon-
mamış mıydı? Gül bile dayanamayıp
"Rapor, Türkıye'yeeşit muamele esa-
sını benimseyen 1999 Helsınki Zirve-
sikararlanyla çel'ışmekte olup aynca tar-
tışılmaya muhtaçtır" dıyor. Gorüşme-
ler olumlu bitse dahi şimdı üyeliğın ka-
muoylanna sunulmasından söz edilıyor.
"Full member (tam üye)" yenne "pri-
vileged member (ayncalıklı üye)" öne-
risıne Türkiye'nin karşı çıkması üzeri-
ne kelime oyunuyla raporda "qualified
yes (kısıtlı, sınıriı, koşullu evet)" deni-
liyor. Olup bitenlerin yenı farkına varan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
"AB'nin b'ıze karşı aynmcılık yapaca-
ğına inanmak ıstemiyoruz" diyerek ay-
nmcılığın dik âlâsının yapıldığını °do\ay-
ir ttiraf edıyor.
Birzamanlarucuzakapattıklan Türk
işçilerini almak ıçin gönderdikleri tren-
ler yenne şimdı serbest dolaşıma kar-
şı duvarlar örüyorlar. Nüfusunun yüz-
de 4O'ı tanmcı olan Türk halkında bu
oranı yüzde 20'nin altna çekme gibi ko-
şullar getınlirken, bu uygulama için ge-
rekli maddi güvence verilmiyor. Hu-
kukçulararasında "Şeytan aynntılarda
gızlidir" söylemı geçeriıdır.
180 sayfalık rapor ve 80 bın sayfa-
lık AB belgelen arasında başkaca ne gi-
bi şeytanların saklı, 5 Ekım'in 1963 ön-
cesine donuş olduğunu isezamanla öğ-
reneceğız.
Elmek: oacar@superonline.com
* A k
Faks: 0312. 442 79 90
**&*•*
. .. •• ? ; " v
*
Küresel ısınmanın şiddetleıunesi insanlar için yeni felaketier demek. Önümüzdeki yıüarda dümanın bazı bölgelcrinde görülen kuraknğm daha da artması bekleniyor.
Doğadanalarmînsanın başlattığı küresel ısınma yeni bir aşamaya giriyor. Atmosferdeki karbondioksit düzeyinde son iki
görülen dikkat çekici artış, doğanın artık bu gazı sindirme kapasitesinin smınna eelmesine
b
f
r 6
DışHaberlerServisi-At-
mosferdeki karbondioksit
(CO2)oranındasonıkıvıl- . . . . .. 1 1 1 - 1 1 1 1 1 1 • 1 ,-
dır gerçekleşen beklenme- bağlanıyor. Buysa etkısını zaten gostermekte olan küresel ısınmanın daha şıddetleneceğı anlamına gelıyor.
dıkvenedenıaçıklanama- , . , , , . ,,
2,^4 partikül şeklınde gerçekleşen ar-
tışı açıklayacak El Nino benzen bir do-
ğa olayının olmayışı.
50 yıl kadar önce genç bir ıklım uz-
yan artış, küresel ısınmanın kontrol-
den çıkmak uzere olduğunu düşündü-
rüyor. Geçen yıl 30 bın kişınin yaşamı-
na mal olan sıcak hava dalgasının kü-
resel ısınmadan ka\Tiaklandığına ına-
nan uzmanlar, bu gelişmeyi kaygı ve-
ncı buluyor.
Ingilız basınında yer alan haberler-
de, uzmanlann "dümanın doğal siste-
minin karbondioksit sindirme kapasi-
tesinin sınınna geiüımiş olabilecegine"
dikkat çektığı vurgulandı.
Uzmanlar, sera etkısine yol açan te-
mel gaz olan karbondioksit mıktannın
son ıki yıllık dönemde gerçekleştırdı-
ğı artış oranının yükseklıği üzenne
farklı açıklamalar öne sürüyorlar ve
bunun küresel ısınmada yenı bir süre-
cın başlangıcı anlamına gelebıleceği-
ne dikkat çekıyorlar.
CO2 yayılımındakı olağanın üzerin-
dekı bu artış küresel ısınmayı kontrol
etmek içın on yıllar değil, yalnızca bır-
kaç yıllık bir zaman kaldığı yönünde-
kı kaygılan da beraberinde gerinyor. Kö-
tü senaryoya göre, bu oranlar, dünya-
nın gazlan sındıren doğal sıstemının çö-
küşünün ılk ışaretlen olabilır.
Süreç hızlamyor
Bunun "kaçakseragaaetkisi" olarak
adlandınlan, gezegenın yükselen sı-
caklığını kontrol etmenin imkânsız ha-
le geldiğı bir durumun habercisı olabi-
leceğı belırrıhyor. Buzullar erirken buz
ve karlardan atmosfer dışına daha az gü-
neş ışığı yansıtılıyor ve kayalar daha faz-
la ısı çekmeye başlıyor. Bu halıhazır-
da yaşanmaya başlamış olan bir süreç.
Böylesı bir gelişmenın dünya çapm-
da kıtlık, tanmsal sorunlar, denız sevi-
yelennde artış, ıklım kargaşası \e sel-
Küresel ısmma knraklık gibi \ ağışları da anornıal boyTitlara taşıyor.
lerde artış anlamına gelebileceği ve bu-
gün kontrol edılebılir düzeyın ötesın-
de problemlerle karşılaşılabileceğı ön-
görülüyor.
tklim Değişıklıği Üzerine Hükümet-
lerarası Heyet'e bağlı iklim uzmanla-
nnın yaptığı tahminlerden bın, dünya
daha sıcak hale gelırken "karbonemi-
cter" olarak bilinen bitki örtüsünün, kar-
bondıoksidi soğurma kapasitesinin azal-
makta oluşu. Temel karbon emicilerin
okyanus ve ormanlar olduğu hatırlatı-
larak gözler bu alana çe\Tİliyor.
Son Ud yılda artü
Geçen on yıllarda karbondioksit ora-
nındaki artışın yıllık ortalama milyon-
da 1.5 partikül oranında gerçekleştiğı
ve bunun petrol, kömür ve gaz gıbı fo-
sil yakıtlannın tüketılmesınden kay-
naklanan olağan bir oran olduğu düşü-
nülüyordu. Ancak 2002 ve 2003 yıllan
ölçümlerinde bu artışın mıryonda 2 par-
tıkülün üzerine çıktığı belırlendı
Geçmışte atmosferde CO2 se\ıye-
sinde gerçekleşen az veya çok artışlar
da o dönernin doğal olaylanyla açıkla-
nıyordu. Örneğin, Pasifık'ı etkıleyen El
Nıno sırasında, ılık okyanuslar CO2 'yı
soğurmak yerine yaydığı için atmosfer-
deki oran dramatik bir şekilde artmış-
tı Uzmanlann dikkat çektığı nokta.
bugüne dek bu oranda bir artışın art ar-
da 2 yıl boyunca hiç yaşanmamış ol-
ması
Uzmanlann konuyla ılgılı olarak kay-
gılanmasına neden olan bir başka nok-
ta ise, son ıkı yılda mılyonda 2,08 ve
manı olan \e bugün 74 yaşında olma-
sına karşın hâlâ San Dıego'daki Kali-
forniya Unıversıtesı'nde çalışmalannı
sürdüren Charles Keeting. "Art arda
iki yıl boyunca, yılhk milyonda 2'den
fazla partikül arüşı oranı gerçek bir fe-
nomen. Bunun beklenmedik yeni bir
doğal sürecin başlangıcı olması da ihti-
mal dahilindedir" dıyor.
Zaman darahyor
2002 ve 2003 'te fosil kaynaklı yakıt-
lann yanma miktannda belirgin bir ar-
tış olmadığına dikkat çeken Dr. Ke-
eling, küresel ısınmayla bağlantıh ola-
rak dünyanın karbon emıcılennın etki-
sizleşmesının CO2 artışını açıklayabi-
lecek bir faktör olduğunu belirtiyor
Geçmişte Ingıliz hükümetme danış-
manlık yapmış olan ve şu sıralar Lond-
ra'daki Imperial Fakültesi'nde görev
yapan Profesör Tom Burke. "Bu kar-
bondioksit ölçüm serisi dün> anın iklim
saatidir ve görünen o ki zaman darah-
yor'" diyerek yaşanan surecı bir bom-
banın patlaması öncesıne benzetiyor.
Bır başka ıklım değişıklıği uzmanı
Doktor Peter Cox, karbondioksit mik-
tanndakı artışın dünyanın tüm bolge-
lennde aynı olmadığına dikkat çeki-
yor. Cox, kuzey yankürede fazladan
orman yangınlannın gerçekleştiğinı ve
AMiipa'da özellikle çok sıcak bır yaz
yaşandığını hatırlatıyor.
Bunun bıtki örtüsünü etkilemiş ola-
bileceğıni ve topraktan çıkan karbon-
dioksit miktannın artmasına neden ol-
duğunu vurguluyor
B.4KIRKÖY
2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No- 2003 299
Davacı Ayşe Altun taranndan davalı Selahattın Al-
tun aleyhıne açılan boşanma ve velayet davasında
Dülgerlı Koyu, Arhavı-Artvın adresınde ıkamet et-
tığı bıldınlen da\alı Selahattın Altun'a bu adreste
teblıgat yapılamamış, başka bır adresı de tespıt edile-
memıştır Kendısıne ılan yoluyla teblıgat çıkartıkna-
sına karar venldığınden. adı geçenın duruşmanın ya-
pılacağı 10 12 2004 gunu saat 9.35'te hazır bulun-
ması belge ve delıllennın ıbraz etmesı, gelmedıği ve
delıl ıbraz etmedığı taktırde yargılamaya devam olu-
nacağı ve karar venleceğı âa\r
a dılekçesı ve duruşma
günü teblığı yenne geçmek üzere ılan olunur.
01.10 2004 " Basın 44642
MALATYA 1. ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1999 262
Davacı Türkıye Vakıflar Bankası Vek A\ Mehmet
Uruç vs tarafindan davalılar Nevzat Gültekin \s hakla-
nnda tasamıfim ıptalı davasının ara karan gereğınce du-
ruşması 02.12 2004 tanhıne talık edılmıştır
Adı geçen da\alılar Ne\-zat Gültekın ve Mahmut Ay-
demir'ın adreslennın meçhul olması nedemyle yenıleme
dılekçesı duruşmasının 02 12 2004 tanhıne bırakıldığı
gazete ılanı ıle teblıgat yapılmasına karar venldığınden
dunişmaya katılması \e\a kendısını bır vekılle temsıl et-
tırmelen aksı takdırde yokluklarında karar venleceğı
ılan olunur 28 09 2004 Basın 45580
SİVRÎCE ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 2004 83
Mahkememızin 22 09 2004 ve 2004 83-63 E.K sayılı
ılamı ıle Elazığ ılı. Sıvnce ılçesı, Uslu Köyü, Cılt
No 47, Hane No 1, BSN:85"de kayıtlı Uslu, 24 11 1950
d.lu Tevfik ve Ayşe kızı 12173125664 TC No~lu Hacca
Onak'ın ısmı Hatıce olarak duzeltılmesıne karar \enl-
mıştır llan olunur 22 09 2004 Basın 45514
TC Marmara Umversıtesı Hukuk Fakültesı'nden
aldığım öğrencı kımlığunı kaybettım Hukumsüzdür.
ELINEKİNÇAYfLL\
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ'NDEN
DUYURU
DOÇENT, DOKTORA ve YÜKSEK LİSANS ADAYLARININ
DİKKATİNE
1 Eylül 2000 tarih ve 24157 sayılı Resmi Gazete'deyayımlanan Doçentlik Sınav Yönetmeliği' nin 5. maddesi
uyarınca, doçent adaylannınÜniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'na(ÜDS)girrneleri gerekmektedir.
Bu sınav ile ilgili bazı bilgiler aşağıdadır:
1. ÜDS, Alman, Fransız ve İngiliz dillerinde, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimlerolmaküzere üç
ayn alanda, yılda iki kez Ankara'da, merkezi olarak Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)
I taranndan yapılacaktır.
2.2004-ÜDS'nin ikinci uygulanma tarihi 12 Aralık 2004'tür. Başvurular 11-22 Ekiın 2004 tarihleri
arasındaüniversite rektörlüklerine yapılacaktır.
[ 3. ÜDS'de 100 üzerinden 65 veya daha fazla puan alan doçent adaylan başarılı olacaklardır.
4. Yabancı dil koşulumı karşılamak için, doktora ve sanatta yeterlik sınavına girecek adaylann da ÜDS'ye
girmeleri ve 100 üzerinden 50 veya daha fazla puan almalan gerekmektedir.
5. Üniversitelerarası Kurul'un 27.04.2003 tarihli toplanrısında; Lisansflstfi Eğitim ve öğretim
Yönetmeliği' nin 21 ve 29. maddelerine göre Doktora ve Sanatta Yeterlik sınavlannda ÜDS ile
birlikte, KPDS sınavının da kabulüne, doktora yeterlik sınavına girebilmek veya sanatta yeterlik
çauşmasını sonuçlandırabilmek için ÜDS veya KPDS sınavlanndan herhangi birinden en az elli
(50) puan aiınması gerektiğine karar verilmişrir.
6. ÜDS sonuçlan yüksek lisans programlanna giriş için de kullanılabileceğinden, lisans programı mezunu ile
lisans programlarının son sınıfında veya son sınıftan bir önceki sınıfta okuyan öğrenciler de bu sınava
girebileceklerdir. Ancak bu öğrencilerin ilgili üniversiteden yüksek lisans programlan için ÜDS sınav
sonuçlanrunkullanılıpkullanılamayacağınıöğrenmeleri gerekmektedir.
7. BaşvurmaBelgelerine TC KimlikNumaralan dayazılıp kodlanacağından, adaylann bu numarayı şimdiden
Nüfiıs İdarelerinden öğrenmeleri yararlarına olacaktır.
Basın :44645
ÖSYM BAŞKANLIĞI