02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S OCAK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Asker, Annan Planı'na çekinceler koydu, hükümetin Kıbns'taki tutumunu sert biçimde eleştirdi 'Dışişleri'ninçalışması teslimiyetanlamına gelir'• Baştarafı 1. Sayfada Orgeneral Hilmi Ozkök görüşmesinde ve Ge- nelkurmay tkinci Başkanı Orgeneral tlker Baş- buğ'un ayru gün Dışişleri'nde yaptığı görüşme- lerde bu değerlendirmelerin önemli bir bölü- mügündemegeldi. Cumhuriyet, Kıbns'ta kalıcı bir banş hede- fıyle BM tarafindan hazırlanan ve Genel Sek- reter Kofi Annan"ın adıyla anılan plana ihşkin askerlerin yaptığı değerlendirmeleri bütün yön- lenyle açıklıyor. Genelkurmay Başkanlığı. ge- çen hafta Cumhuriyet'in karnuoyuna duyurdu- ğu Dışışleri Bakanlığı'nın 'Turk tarafinın tu- tumu' belgesinı ve Annan Planı'nın ıçenğıni ayn ayn ırdeledi. DışişlerTnin çalışmasına iliş- kin değerlendirme şöyle: TESLİMİYETE CÖTÜRÜR: Dışişleri Bakanlığı'nın sürdürmekte olduğu yaklaşımın Türkiye'nin Kıbns'ta kalıcı ve ya- şayabilir bir çözüme değil, teshmiyete götüre- ceği açıktır. Dışişleri'nin bu yaklaşımının dü- zeltilmesi gereklidir. HARİTALAR YETERSİZ: Dışişleri'nin yaptığı seçenekli haritalar, Tür- kiye'nin elini güçlendırici nitelikte değildir. Bu haritalardan sadece 15.'si üzerinde çalışılabilir niteliktedir. 23 bın Türk'ün yerinden edilme- 'ÎNDlRlM OLABlLlR' Kıbrıs'ta sonsuza kadarasker rürkiye AB'ye tam üye olsa bıle belırli bır sayıda \ (1000-2000) \ bir asken güç sonsuza kadar Türkiye'nin fiili ve etkin garantörlüğünün sembolü olarak adada kalmalıdır. Bunun dışında, kısa vadedeki düzenlemeler karşılıklı olarak değerlendırilebılir. Adada kalacak Türk birliklerinin Annan Planı'nda olduğu gibi 29 aylık sürede değil, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik tarihi dikkate alınarak geniş bir zamana yayılan takvim içerisinde 6 bin dolayındaki sayıya indirilmesi uygun olabilir. TÜRK BİRLİKLERİNİN HAREKETİ: Annan Planı'nda adadaki Türk birhklerinin hareketlerine bü>öik bir kısıtlama getirilmektedir. Bu Türk birlikleri adada iken, Türkiye'yi etkisizleştirme hedefıne yönelik görünmektedir. Adada kalan Türk birliklerinin hareket kabiliyetine ve yetkilerine sınırlama getirilmemelidir. ULUSLARARASI CÜCLER: Türk-Yunan kuvveti dışında Kıbns'ın tngiliz üsleri hariç silahlandınlması temel ilkedir. Bu kapsamda, tngiliz üsleri dahil garantör ülkelerin nzası dışuıda adaya uluslararası güç veya yabancı güç konuşlandınhnası kabul edilemez. tngiliz üslerinin AB toprağı dışında bırakıldığı dikkate alınarak, buralara ileride AB veya üçüncü ülke (ABD) gücünün getirihnesinin önlenmesi için Kıbns'ın AB ile yapacağı katılım anlaşmasına üsler konusunda belirtilen hususu sağlayacak şekilde bir sınırlama getirümelidir. YUNAN ÜSLERİ KALPIRILMALI: Rum-Yunan ortak savunma doktrini ve bunun gereği olarak Güney Kıbns'ta Yunanistan'a tahsisli olarak inşa edilmış ve operasyonel hale genrilmış deniz ve hava üsleri kaldınlmalıdır. Uçüncü taraflarla deruz yedci alanlannın ve hava sahasının kullanılniasıyla ilgili yapılacak anlaşmalarda garantör ülkelerin ve parça devletlerin söz hakkı olmahdır. KARŞILIKLI ORDU LAĞVETME: Annan Planı"nda Rum Milli Muhafiz Ordusu ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nın karşılıklı olarak lağvedilmesi belirtilmekledir. Bu doğru yaklaşımdır. Belirlenecek bir takvimle bu yapılabılir ve silahlar ada dışma çıkanlabilir. Cumhuriyet Tıri.r.c. kırvs> Annan'a rötuşlu 'evet' 'Türk kimliği kaybolur* A, Dışişleri'nin Kıbns Planı geçen hafta gazetemizde yer ahnışü. nnan Planı'nın temel felsefe ve yaklaşımında büyük yanlışlıklar . mevcuttur. Tutum belgesi bu yanlışlıklann özüne girmemektedir. Örneğin, Annan Planı iki kesimliliği ortadan kaldırmaktadır. Bunun ortadan kalktığı, iki kesimliliğin erozyona uğrahldığı bir ortamda, halklann değil kurucu devletlerin anlamsızlaşan eşitliğini gündeme getıımektedir. Kuzey Kıbns'a zaman dilimi içinde 100 binden fazla Rum'un gelmesiyle Kıbns Türk Devleti Türk kimlikli yapısını kaybetmektedir. Tutum kâğıdıyla bu konunun sağlanması amacıyla getirilen düzenlemeler yeterli değildir. Şöyle ki; Annan Planı anayasasının AB müktesebatı hukukuna aykın olamayacağı yönündeki 19. maddenin 8. paragrafı tamamen ortadan kaldınlmamakta, planda konulan kısıtlamalann geçersiz hale gelmesine neden olacak bu madde düzeltilıyor gibi yapılmaktadır. sini öngören bu haritada Türk tarafina kalan top- rak yüzde 29.9'dur. Sadece bu harita dikkate alı- nabilecek değerdedir. AB HUKUKU BİZİ BİTİRİR: Dışişleri" nin tutum belgesinin pek çok yerin- de AB hulcukunun esas alınacağı belirtilmek- tedır. Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasından önce başlayacak bu süreç adadaki bütün garan- ti ve güvenlik anlaşmalannın ışlevsizleşmesi- ne neden olacaktır. Tutum belgesinde bazı ga- rantörlük içeren değişıklık önerileri vardır ama bunlar muğlaktır Belirsızdır. Planın u\gula- maya konmasından sonra ne olacağı, nasıl yü- rüyeceği belli değildir. TÜRK GÖÇMENLER ADA DIŞI KALIR: Annan Planı'na göre 1974 sonrası Türki- ye'den Kjbns'a yerleşmiş olan Türk vatandaş- lannın sayısı 45 bın ile sınırlandınlmaktadır. Ha- zırlanan tutum kâğıdıyla bu sayı 50 bine çıka- nlmaktadır. Ancak Annan Planı'nda Kıbns va- tandaşlığının kazanılmasıyla ilgili uluslarara- sı hukukun ve AB hukukunun temel alınacağı şeklinde düzenlemelenn yapıldığı Annan Pla- nı EK-3; Federal yasalardâki (EK-4) vatandaş- lıklarla ilgili düzenlemeler bölümüne dokunul- mamaktadır. Bu konu hukukçularla da istişare edildiğinde, bahsedilen hukuk sistemi esas alın- dığında bir tane dahi Türkiye göçmeni Tür- k'ün adada bırakılması söz konusu olmayaca- ğı görüşünde birleşilmiştir. ANAPOLU'YA HAPSEDİLİRİZ: Annan Planı'nın özüne ve felsefesine do- kunmadan yapılacak bazı küçük düzeltmeler esa- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Kıbns konusunda milli mutabakat sağlandı' demişti. Perde arkası Mesafeli diyalog A nnan Planı'nın ortaya / l aölmasından sonra Dışişleri ^ ^JL. Bakanhğı ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki geleneksel "ortak çahşma" bir ölçüde erozyona uğramış görünüyor. Dışişleri, askerlerin çahşmalara, en iyimser tanımla "sonradan" katılması yönünde eğilim gösteriyor. Cumhuriyet 1 in edindiği bilgilere göre, geçen ekim ayından bu yana Kıbns konusunda Dışişleri, askerlerle mesafeli bir diyalog içinde görünüyor. Dışişleri'nin hazırladığı son Ankara planına karşı "Türk tarannın rutumu" belgesi bunun somut örneklerinden birini oluşturdu. Dışişleri, Kıbns'ta seçim sonuçlan ne olursa olsun, bu çalışmanın esas olmasını benimsedi. Bunun sonucunda 'Türk tarafinın tutumu' belgesi çıkti. Askerler bu belgeyi ve Annan Planı'nı kendi içinde tarüştüar. Çalışmalar iki temelde yürüdü: 1- Annan Planı'nın genel içeriği. 2- Dışişleri'nin bu plana bakışı ve bu bakışın getirecekleri. Her iki çalışma, komuta katında birleştirildi ve ortak bir rapor haline geldi. Cumhuriyet, bu raporu ve rapora kaynaklık eden ekleri ele geçirdi. En kapsamlı alt çalışma 12 sayfayla güvenlik ve garantörlüğe ilişkdn oldu. Askerler, Annan Planı'nı toptan reddedip görüşmelere yanaşmayan taraf olmayı tercih etmiyor. Bu nedenle planın felsefesinde ve temel bakışında değişiklikler yapılmasını isriyor. Başbakan, Kıbns 'ta hükümetle asker arasında sorun olmadığını savunmuştu Sözleri havada kaldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Cumhuriyet'in "Kıbns tutum belgesini*' 29 Ara- lık'ta yayunlamasının ardından, Kıbns'ta çözüm konusunda Genelkurmay ile farklı bir yaklaşım içinde olmadıklannı açıklamıştı. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, Kıbns konusunda "miDi mutabâkatuT sağlandığını savunurken tek fark- lılığın "usul noktasmda olduğunu" öne sürmüş- tü. Cumhuriyet'in haberinin ardından 2003 yılı- nın son haftasında başkentte Kıbns hareketlili- ği yaşanmıştı. 29 Aralık'ta Genelkurmay"dan 3 ayn temsilci. ayn ayn hükümetle temasa geçmiş- tı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Başbakan'la, 2. Başkan Orgeneral tlker Başbuğ ve Hareket Planlama Dairesi Başkanı Korgene- ral Metin Yavnz Yalçuı da Dışişleri Müsteşan Büyükelçı Uğur Ziyal ile ayn ayn görüşmüştü. Erdoğan, salı günü gazetecılerin sorulannı ya- nıtlarken basın haberlerinin "uydurma" oldu- ğunu iddia ederek şunlan söylemişti: "Kıbns konusunda Dışişleri Bakanhğımız, bu çahşmala- nnıbirmutabakatiçerisindeyürütmüştür.Bu nok- tada herhangi bir farkh yaklaşım söz konusu de- ğildir. Basuıa yansıdığı şeklryie değildir. Tama- mıyla her konuda millimutabakat sağlannnşar." Erdoğan: Farklılık yok Genelkurmay Başkanı ile görüşmesinde son ge- lişmelerin değerlendirildiğini anlatan Erdoğan, "Milli dava olarak baküğunız Kıbns konusunda farklı bir politika söz konusu değildir. Bazen usul noktasmdazaman zaman farkhhklar otabflir ama esasta farklılık söz konusu değildir. Bunu da kim- se çarpıtmaya çauşmasuı" dıye konuşmuştu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açık- lamada da Kıbns sorununun bulunduğu aşama- da, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde gi- rişim ve beklentılerin olduğu anımsatılırken ça- lışmalann henüz son aşamaya gelmediğine işa- ret edilmişti. Açıklamada şu görüşlere yer veril- mişti: "Kıbns sorununa müzakere yohryia adil \e ka- bcı bir çözüm bulunmasv Türkiye\e KKTC'nin müşterekarzuve hedefidir. Bu çerçevede,bakan- hğmuzmüzakereleraçısından Türktarafinın po- zisyonunun bdirlenmesineyardımcı olacak hazır- hklan yürütmektedır. Bu hazırhklar çerçevesin- de, ilgili kurumlanmızla gerekli istişare ve değer- lendirmeler düzenh' bir şekilde yapdmaktadır. Hazıruklann sonucu siyasi otoritenin ve dev- letimizin üst makamlaruun değerlendirmesüıe sunulacakür. Bunu takiben Cumhurbaşkanı Denktaş ve diğer KKTC ilgililerinin .4nkara'ya davet edihnesi ve müşterek bir değerlendirme yapilması öngörülmektedir." sında Annan Plam'nı olduğu gibi kabul etmek anlamına gelir. Dışişleri'nin sürdürdüğü çalış- malar şu çerçevede görülmektedir; Annan Pla- nı bu haliyle kalıcı ve yaşayabılir bır çözümü değil, iki kesimliliğin ortadan kaldınlarak ada- daki Türk varlıgırun eritihnesini, Türk ordusu- nun adadan çıkanlarak Türkiye'nin Anado- hı'ya hapsedümesini esas almaktadır. Annan Pla- nı; Türkiye'nin AB'ye üye olmadığı bir ortam- da uygulanması halinde Doğu Akdeniz'de 1960 antlaşmalanyla sağlanmış bulunan Türk-Yunan dengesini ortadan kaldıran bir plandır. CARANTÖRLÜK BELIRSİZDİR: tki kesimliliğin yeterince sağlanmadıgı bir or- tamda adadaki Türk halkının güvenliğinin na- sıl sağlanacağı belli değildir. Aynca garanti ve ittifak antlaşmalanmn AB müktesebatı ve hu- kukunun temel almdığı yeni hukuki ilişkiler manzumesi içersinde ne derece geçerli olaca- ğı da belli değildir. Tutum kâğıdında getirilen düzenlemelerde bu hususlar göz ardı edilmek- tedir. MÜLKİYET DEĞİŞİMİ: tki kesimliliğin sağlanmasında temel husus- lardan biri mülkiyet sorununun çözümüdür. Bu sorunun temelden çözümü için takas ve tazmi- nat yöntemi en sağlıklı olandır. Tutum kâğıdın- da bu durum dikkate alınmamaktadır. BARIŞ CÜCÜ VE CÜVENLİK CÜCÜ: Annan Planı'nın askersizleştirme bölümün- de BM Banş Gücü'nün anlaşmanın uygulanma- sı konusunda tam yetkili konuma getiren düzen- lemeye; sadece kurucu devletler ve federal hü- kümetle işbirliği halinde yetkilerini kullanaca- ğı cümlesi ilave edilmiştir. BM Banş Gücü gö- rev tanımının sadece ara bölgede izleme ve ra- por verme ile sınırlandınlması gereklidir. Ba- nş Gücü'nün önümüzdeki dönem yaşanabile- cek kimi olumsuzluklarda güvenlik gücü işle- vini yüklenmesi yapısı itibanyla zordur. An- nan Planı'nda belirtildiği gibi banşm tüm ada sathmda uygulanmasmda zorlayıcı aynntılı yet- kileri bulunmamalıdır. BM Banş Gücü'nüngö- rev tanımı açık olmahdır. Görev süresinin uza- tılmasında iki taraftn ve garantör ülkelerin n- zası alınmalıdır. ESİT ECEMENLİK: Ada'da Türk varlığının de\amınm sağlanma- sı ve bulunacak çözümün ileride Rum hâkimi- yetine ginnemesi için, ortak devletin yönetim organlannda Kıbns Türk halkının haklannın zafıyete uğratılmasım engelleyecek eşit ege- menliği içeren kalıcı bir yapılanma tesis edil- melidir. Annan Plam'nda başlangıçta var gibi gözüken bu yapı iki kesimliliğin erozyona uğ- ratılması nedeniyle ortadan kalkmaktadır. SINIR KALDIRILMAMALIPIR: Ada'da güvenliğin temeli yerleşimde ve yö- netimde iki kesimliliğin sağlanmasıdır. Bunun sağlanabilmesinin temelinde de mülkiyet so- rununun takas ve tazminatla çözümlenmesinin ardından Türk tarafinın kendisine bırakılacak topraklar üzerinde kesin egemenliğinin kabul edilmesidir. iki taraf arasmda güven ortammın tesis edilmesi ve çözümün beraberinde gerçek bir banşı getirmesi tabiatıyla zaman alacaktır. Bu nedenle iki taraf arasmda daraltılmış da ol- sa belirgin bir hudut ve ara bölge bulunmalıdır. Annan Planı'nda olduğu gibi vilayet sının şek- lindeki düzenlemenin adada iç güvenliği sağ- layamayacağı değerlendirilmektedir. Aynca ge- çiş döneminde her iki tarafta eşit sayıda hudut polisi/jandarma birliklerinin oluşturularak. bun- lann işbirliği halinde sınır güvenliğini sağlama- sı gerekecektir. POLİS CÜCÜ PENCELİ OLMALI: Annan Planı'nda 700+1000 kişiye 6 polis dü- şecek şekilde bir düzenleme öngörülmektedir. Bu da Kıbns Türk tarafi için 1900. Rum tarafı için 4700 polise karşılık gelmektedir. Halen Kuzey Kıbns'ta 3000 dolayında polis bulun- maktadrr. Çözümü müteakıp yerinden edilen Türklerin yeniden iskâm, Kuzeye dönecek Rumlann yerleştirilmesi, bsmen de olsa mül- kiyete geri dönüş düzenlemeleri nedeniyle an- laşmanın uygulanmasında iç güvenlik sorunla- n yaşanabilecektir. Bu durumla birlikte daral- tılmış hududun da korunabilmesi için ilave po- lis/jandarma gücü gerekmektedir. tki husus dikkate alınarak, anlaşmanm uygulamaya baş- lamasıyla birlikte Türk tarafı için polis gücü miktannın asgari 5000 seviyesine çıkanlması uygun olacaktır. Bu kapsamda Güvenlik Kuv- vetleri Komutanhğı da polis gücüne dönüş- türülebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear