02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 OCAK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI [email protected] 13 Ücretlerdeki erime, düşük döviz ve DlE'nin temel ürünlerdeki seyri yansıtmayan hesabı artışı yavaşlattı ^ksulluk enflasyonuÇiftçiyoksullaştı. İşçi ücretleri en azyüzde 25 düştü. • Düşük döviz, ucuz malgetirdi. %/ İç talep veyatınmlarda canlılık yaşanmadı. ^ DtE 'nin 410 kalem için cddığı 90 bin 713fiyat içinde tüketim maddelerinin ağırtığı çokdüşük FATMAKOŞAR Emeklisinden öğrencisine "sokakta- ki yurttaş" kadar kimi sanayicileri bi- le şaşırtan enflasyondaki düşüşte, ge- lirdeki azalma, düşük döviz kuru poli- tikası ile DtE'nin temel tüketim ürün- lerindeki arüşlan aynı oranda yansıt- mayan hesabı etkili oldu. En iyimser tahminle reel ücretlerin yüzde 25 oranında gerilemesi, çiftçinin elıne geçen paradaki azalma iç talepte alım gücünün düşmesine neden oldu. Buna karşılık düşük döviz kuru politi- kasının getirdiği ucuz ara ve sermaye DtE, tüketici enflasyonunun hesaplanmasında, I aralarında halkın kullanmadığı mal ve hızmetlerin de bulunduğu 410 kalem için aldığı 90 bin 713 fıyat ile bu maddelerin ağırlıklannı alarak enflasyon rakamına ulaşıyor. Bu nedenle, enflasyon hesabında, temel tüketim ürünlerinin endeks içindeki ağırlığı düşük oranda. Örneğin ekmeğin endeks içindeki ağırhğı yüzde 3.9. elektriğın l.l,sütün l.benzının 1.1. Bunun sonucunda, örneğin ekmekte yüzde 100'lük bir artış, enflasyonu yüzde 3.9 oranında yükselriyor. Benzinde yüzde 50'lik bir artış. 1. l'lik bir yükselişi beraberinde getiriyor. ANKARA (AA) - Türkiye, Ekonomik Işbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde işsizliğin en yoğun yaşandığı dördüncü ülke konumunda. Hak-Iş hazırladığı raporda, işsizliğin tüm ülkelerin en önemli sorunlannın başında yer aldığı belirtilerek 2003 yılı ağustos ayı itibanyla işsizlik oranının OECD ülkelerinde yüzde 7.3, Avrupa Birliği'nde yüzde 8.8 ve Türkiye'de ise yüzde 10 olarak gerçekleştiğini kaydetti. Raporda, Avrupa ülkelerinde 196O'lı yıllarda yüzde 3 düzeyinde olan işsizlik oranının 1970'ten itibaren düzenli bir artış göstererek yapısal bir problem haline geldiği ifade edildi. malı ithalan, 2003 'te sokağa yansıma- yan, yaünmlann canlanmadığı bir eko- nomik büyüme getirdi. Merkez Banka- sı, enflasyon değerlendirmesinde "Dö- viz kunınu enflasyonun betirienınesin- de hâlâ en önemli faktör" olarak görü- yor. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nın, arakkta Ankara'da gerçekJeştınlen TÜStAD toplantısında bir sanayicinin "Enflasyonu indinneyi nasıl başardık?" yönündeki sorusuna verdığı yanıt da ücretlerdeki düşüşün etkisini ortaya koyuyor. Serdengeçti'ye göre, Latin Amerika ülkelerinde Tür- kiye'ye göre işçi sendikalan daha güç- lü. Türkiye'de hiper enflasyon yaşan- mamasının bir nedeni ücretlerdeki ge- rileme. DtE 'nin, imalat sanayiinde ürerimde çalışanlarla ilgili reel kazanç endeksi ücreüerin 2003'ün sonunda. yüzde 25 oranında düştüğünü gösteriyor. Buna göre, 2001' in başında 107 birim kaza- nan bir işçinin kazancı, aynı yılın orta- lannda 91.8'e, 2003'ün sonunda iseka- muda 85, özel sektörde 82 birime ge- rüedi. Yine DÎE'nin verilerine göre, çiftçinin eline geçen fıyatlar indeksine gruplar itibariyle bakıldığında Iç Ana- dolu'da yüzde 14'lük azalma yaşandı. Yatırım yertne ithalat Yaünmlann seyrine de gösterge ni- teliğinde olabilecek işgücüne katılım oranı yüzde 52.4'ten 50.5'e geriledi. DlE'nin verilerine göre, 2003'ün3. dö- neminde işgücüne kaülmayanlann sa- yısı 1 miryon 382 bin oldu. Buna karşılık ocak-ekim döneminde en yüksek oranlı ithalat artışı tüketim mallannda yaşandı. Tüketim malı it- halatı ekimde yüzde 58.3 artarak 794.5 müyon dolara ocak-ekim döneminde ise yüzde 45.2 artarak 5 milyar 785.6 mılyon dolara yükseldi. fŞADAMLARI: Iyileşme sokağa yansımadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu kentlennin ticaret odası baş- kanlan, enflasyondaki düşüşün iç ti- careti canlandırmamasında "vatan- daşın ahm gücündeki düşüşün" etki- li olduğunu belirttiler. Ticaret odası başkanlannın değerlendirmesi şöyle: Kenan Malatyah (Çorum Ticaretve Sanavi Odası Başkanı): Hükümet enf- lasyonu düşürmek için vatandaşın ge- lir gücünü düşük turuyor. Canlılık yok. Çorum'da normal işçinin yevmi- yesı 19 dolara çıkmıştı, şimdi 9-10 dolar seviyesinde. Hüseyin Üzülmez (Konya Ticaret Odası Başkanı): İç tıcarette henüz 2000"ı yakalayamadık. En az fiyat ar- tışının Konya'da yaşanması kentimiz açısından hiç de sevindirici değil. Çünkü bu durum artan nüfus oranın- da yatınm yapılmadığını gösteriyor. İbrahim Yamak(Giresun Ticaretve Sanavi Odası Başkanı): Makroekono- mık dengelerdekj düzelmeler henüz bakkala ulaşmadı. Menderes TüreL (Antatya Ticaret Odası Başkanı): 5 milyona yakın tu- nst geldi, ama kısmen Antalya'ya öz- gü nedenlerden ötürü, kısmen de pi- yasalarda alım gücü düşük olduğu için bu canlılık Antalya'ya yansımadı. Orfaan Santaşh (Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): Piyasada bir yıl içinde enflasyonun düşmesi ile alım gücünün yükselmesini bekleme- nin çok afaki olacağı kanaatindeyim. Özeöeştirflecek KİTler istiİKİaııı kapsı ANKARA (AA) - THY, PETKİM, TÜPRAŞ, Denizcilik tşletmeleri başta olmak üzere özelleştirme kapsamında bulunan 20 kuruluşa açıktan ya da nakil yoluyla 1992 yılından bu yana 20 bin 586 personel alındı. 1998 yılında alınan personel sayısı 3 bin 304 kişıyı bulurken bu yıl alman personel sayısı, 60 kişisi diğer kamu kuruluşlanndan nakil olmak üzere 160 kişide kaldı. Bu dönemde kuruluş bazmda en yüksek personel ahmının THY olduğu görülüyor. THY"ye son 10 yılda alnıan personel 14 bın 100 kişi. Bu arada, 1998 yılında kapsamdaki kuruluşlara alınan toplam 3 bin 304 kişiden 2 bin 340'ı THY'de işe başlarken 2003 yılında THY'de işbaşı yapan yeni personel sayısı 30 olarak belirlendi. Bu dönemde TÜPRAŞ'a alman personel 1.850 kişı olurken 2003 yılmdaki alım 14 kişi olarak hesaplandı. Petkim'de de bu dönemde 1.024 personel göreve başlarken bu yıl yeni personel alımı yapılmadı. Et Balık Uriinleri AŞ'de 10 yılda 754, bu yıl 4 kişi, Sümer Holding'te de son 10 yılda 311 bu yıl ise 5 kişi işe alındı. KPAÇIKLADI ETİ Gümüş işçiler kapı önüne konuldu KÜTAHYA (Cumhuriyet) - Türki- ye'nin gümüş üreten tek fabrikası ETl Gümüş AŞ'nin özelleştirilme- siyle birlikte 270 işçi ve 103 memur ışten çıkanldı. "3 S MadenciHk" firmasına 40 milyon dolara satılan fabnkada top- lu olarak işten çıkanlanlann kıdem tazminatlannın ödeneceği açıklan- dı. Açıklamanm AKP Kütahya il ör- gütünce yapılması tepki çekti. Tür- kiye Maden Işçileri Sendikası Hi- sarcık Şube Başkanı Ramazan Al- tmsoy, iktidarm 3 S firmasıyla hare- ket ederek fabnkada sendikasızlaş- tınna hareketi yürüttüğünü belirtti. Altınsoy. "Bizim asıl üzüntümüz yüzlerce çahşan işten abhrken, aç bı- rakıhrken muhalefet partikrinin se- si çıkmamaktadır. Demokratik Idtle örgütkri vahşi kapitatizmin bu sal- dırganbğı karşısmda susmaktadır- lar" dedi. AKP Kütahya Merkez îlçe Başka- m Mehmet Savurgan da sendikala- nn üye kaybetme derdine düştüğü- nü iddia ederek, şunları söyledi: "Bana dokunmayan yüan bin ya- şasm diyemeyiz. Zarar eden kuru- luşlan bir an önce satmak lazun, biz fedakârhkta buhuıarak bu saüşlan yapıyoruz. Biz kendikrine tazminat- laruu alacağnmza dair söz venniş- tik. Tazminatlar ödenecek dedik. Tazminatlann ödenebilmesi için iş akftferinm feshedUmesigerekmekte- dir. Onun için topiu işten çıkarma yapıkk. Başka türlü tazminadar öde- nemezdi." DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDH4 erginy(n1r.net llk kez Robert Fisk yazdı, Irak'ta: "çok rahat- sız edici yeni bir olgu, yüzlerini örten siyah baş- lıklı silahlı adamlann sahneye çıkmasıdır. Ameri- kalılar için çalışarak aramalara, Bağdat'ın kuze- yindekiyol kontrol noktalanndaki denetimlere ka- tılıyortar... Askeri üniforma giyiyoriar, ama yüzle- rini gizliyoriar, ne bağlı olduklan birimleri göste- ren işaret varüniformalannda ne de birrütbe işa- reti... Aynı adamlarşimdi Bağdat sokaklannda da belirmeye başladılar" (The Independent, 17.12.2003). On gün sonra Fisk yeni bilgiler de ak- tardı: "Siyah başlıklı adamlar Saddam'/n subay- lannı infaz ediyoriar!" (27.12.2003) Bu konuyu biraz araştınnca karşıma tüyler ür- pertici bir görüntü çıktı: Irak'ta gelişen direnişi bir türfü denetim altına alamayan Bush yönetimi Vı- etnam, El Salvador, Guatemala, Honduras gi- bi bölgelerde geliştirdiğı ve uyguladığı "ınfazman- galan" taktiğini şimdi Irak'ta uygulamaya başla- dı: Resmen variığı kabul edilmeyen gizli, yasadı- şı paramilrter bir örgüt, "yargısız infazlaria" re- jim/işgal muhaliflerini imha ediyori İnfaz mangalan "İnfaz mangalan" ilk kez, ABD'nin onayıyla 1960'larda Latin Amerika askeri diktatörlüklerinin sol eğilimli köylü ayaklanmalannı bastırmataktik- lerinin bir parçası olarak ortaya çıktı; Vietnam Sa- vaşı sırasında Phonix harekâtı adıyla rejim mu- haliflerinin imha edilmesinde kullanıldı. Reagan 1980'lerde Guatemala'da, El Salvador ve Hondu- ras'tauygulanmasınagözyumdu.hattateşviket- ti. Işkenceciler ve katiller, "infaz mangalannı" ku- ran subaylar, ABD askeri okullannda eğitildiler. (Ayrıntılı bilgi için: www.intheseti- mes.com/comments.php?id=521''0''rO"C) O zaman basın, bu insan haklan ihlallerine, Gu- atemala'daki Maya halkı söz konusu olduğunda soykınma dönüşen bu taktiklere, "soğuk sa- vaş" gereği, "komünist tehlikeye karşı dire- niş" bahanesiyle gözlerini kapadı. Açıklayanla- nysa komünist propagandası, maşası olarak suç- lamayı seçti. Ancak bugün artık "soğuk savaş" yok, ama aynı taktikler yine uygulanıyor. Böylece bir gerçek bir kez daha kanrtlanıyor, geçmişte in- faz mangalan sözde komünist tehlikeye karşı de- Hep Aynı Hikâye (Vietnam-EI Salvador-Guatemala-Honduras-lrak) mokrasiyı değil, ABD'nin ve yerli işbirlikçisı oligar- şinin ve kasaplannın çıkarlannı savunuyoriardı. 1980'lerde Reagan döneminde Orta Ameri- ka'da "infaz mangalan" cırit atarken, bu cinayet- ler, katliamlar ve soykırımlar gerçekleşirken, ABD'de bölgeden sorumlu diplomatlar ve üst dü- zey bürokratlar, istih- barat görevlileri, şimdi Bush yönetiminin en üst düzeyinde görev- lendirilmiş durumda- lan anlaşılan Vıetnam ve Latin Amerika de- neyierini Irak'ataşıma- ya krar vermişler. örneğin Eliot Ab- rams, 1980'lerde La- tin Amerika'dan so- rumlu dışişleri bakan yardımcısıydı. Şimdi, Milli Güvenlik Konse- yi'nde Bush'un Orta- doğu danışmanı. John Negraponte, 1981 -95 döneminde Honduran Bü- yük Elçisi'ydi. Bush tarafından BM'ye ABD tem- silcisi olarak atandığında. Honduras'ta "infaz mangalannın" kurulması, finansmanı sürecinde diktatör General Alvarez'le işbirliği yaptığını ka- nıtlayan bilgiler yeniden ortalığa döküldü. Paul Bremmer, Irak'taki görevine atanmadan önce, Marsrt&Mclennan ısimli, uluslararası güvenlik ve risk hizmetı veren şirketin, yönetim kurulu başka- nı ve sıyasi risk bölümü sorumlusuydu. Bir tero- rizme karşı mücadele uzmanı olan Bremmer, Re- agan döneminde, önce 24 saat kriz yönetimi ma- sasını yönetmiş sonra da 1986'da ABD'nin tero- rizmle uluslararası mücadele politikasını ("infaz mangalan" bu politikanın bir parçasıydı) uygula- mak üzere "genel ambasador" olarak atanmış- tı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard L. Armrta- ge Vietnam'da, Phonbc dahil, gizli operasyonlan Demokrasi ateşini ^ yakacağız... yönettikten sonra 1976'ya kadar Tahran'da gö- rev yaptı. Reagan yönetiminde 1981 -83 arasında Uzakdoğu ve Asya konusunda uluslararası gü- venlik danışmanlığı yaptı. 1987'de Associated Press Burma'da bir büyük uyuşturucu kralına atıfla Armitage'ın antikomünist eylemleri finanse etmek için uyuşturucu ticareti yaptığını aktar- dı. 1989'dalrankontra soruşturmasında, Viet- nam'da ABD yanlısı Vı- etnamlılan ve ABD as- kerlerini terk etmekle ve eroin ticaretine katıl- makla suçlandı. Dick Chaney ise herkesin malumu, ancak, Bey- rut'ta1985'teŞeyhFa- dallal'ı öldürmek için yerieştirilen, ancak yanlışlıkla 80 sivilin ölü- müne yol açan, CIA'nın sahiplenmediği bom- balı saldınyla ilgisi olduğuna ilişkin dedikodular pek bilinmez. Ve irak... Bu karanlık işler için yalnızca kadrolar tamam değil, gerekli kaynaklar da hazır. The American Prospect'in öğrendiğine göre, kasımda Kong- re'de onaylanan 87 milyar dolarlık Irak iaşe fonu- nun 3 milyar dolan, gizlice, "infaz mangası" ola- rak da kullanılmak üzere, yeni bir paramiliter biri- min kurulması için aynlmış (1.01.04). Prospect'le konuşan eski CIA Terorizmle Mücadele Bölümü Başkanı Vincent Cannistraro "aç* ki Vıet- nam 'daki Pheonix operasyonuna benzerbirope- rasyon oluştunıyoriar" dedikten sonra, "ABD Irak yönetiminin, Saddam'ın istihbarat örgütünün ön- de gelen görevlileriyle birlikte çalışmaya başla- dıklanm" ekliyor. Global Securiy.org'dan, gizli askeri bütçeleri "okumak" konusunda uzman John Pike, bu paranın "Hava Kuvvetleri Gizli Ha- rekâtlan" başlağı altına gizlenerek, söz konusu karanlık harekâtlar için kullanılacağını söylüyor. Perospect'in yaptığı araştırmalara göre, bu ye- ni paramiliter gücün kurulmasında Ahmet Çele- bi'nin adamlanndan ve peşmerge gruplanndan faydalanılıyormuş. Perospect son aylarda, Bağ- dat'ta, Basra'da ve bazı küçük kentlerde yüzler- ce eski Baas partisi üyesinin infaz edildiğine, bu cinayetlerin işgal yönetimi tarafından soruşturul- madığına dikkat çekiyor. Araştırmanın yazan, ge- çenlerde VVashington'da bir öğle yemeğinde ne- ocon uzmanlardan biriyle konuşurken adamın kendisine, büyük bir rahatlıkla "Bu sokaklarda 'Kahrolsun Amerika' diye bağıranlann hepsini öl- dürmek gerekir" dediğini de aktanyor. (CIA'nın uluslararası siyasi suikast yetkisinin Bush yöne- timince yeniden aktif hale getirildiğini anımsaya- rak şimdi uluslararası düzeyde savaşa, işgale kar- şı çıkan yazar ve aktivistlerin de tehdit altnda ol- duğunu düşünemez miyiz?) Yazann adını vermeden aktardığı neocon uz- man bu sapıklığın tek örneği değil. Bir süredir, Council on Foreign Relations üyesi kimi ana- listler, Weekly Standart yazarları vb.. Hatta Christopher Hichens gibi sözde liberal yazar- lar, Bush yönetimine, daha sert ve karariı olması için telkinlerde bulunuyorlardı. ömeğin Donnelly ve Gary Schmrt, VVashington Post'daki bir yo- rumlannda şöyle diyortar "Doğru kavga: Irak'ta gereken temkinli davranmak değil, isyanı bastır- ma taktikleridir"(2&A0.03). Bu yorum çok beğe- nilmiş olacak ki, bir ay sonra, Tom Donnelly ve Vance Serchuk'un American Enterprise Insti- tırte'ün yayını National Securiy Outlook için- deki "Irak'ta İsyanı Bastırma: Filipin Dersleri" başlıklı yazılannda (03.11.03), yerli halktan oluş- turulacak, paramiliter güçlerin kullanılmasını, Vi- etnam'da bu tip gizli örgütleri koordine eden CO- ORDS (Phoenix, bu çatı amnda örgütlendi) programının deneylerinden faydalanılması ge- rektiğini savunuyorlardı. Işte Irakta "özgûrtük ve demokrasi" böyle ge- liyor. Bölgemizde operasyon sürdüren ve hükü- metin sıkı fıkı olduğu böyle bir yönetim. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Ömer'in Kızılelmaları Başbakanlık Müsteşan Prof. Dr. Ömer Dinçer'in, ilk önce CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın dikkat çektiği kimi görüşleri, son haftalarda kamu- oyunayansıdı. Bu görüşlerinin çok dahayakından tanınması ve anlaşılması gerekiyor. Müsteşar, Mayıs 1995'teyaptığı, "21. Yüzyıla Gi- rerken Dünya ve Türkiye Gündeminde Islam" ko- nulu konuşmasında, sözlerine "Islam bir hayattar- zıdır ve hayatın bütün yönlerini kapsayan bir sis- temdir" diye başlıyor. Bu bütüncül yaklaşım, tüm söytemine temel oluşturuyor. Yine de Müsteşar çö- zümlemelerini "siyasal öncelikli Islami hareket" ile "kültürel öncelikli Islami hareket" aynmına indirge- yerek sürdürüyor. Kültürel öncelikli Islami harekete Fethullah Ho- ca ve Nurculuk hareketi, Süleymancılık ve gönül- lü vakıf ve tarikatlar(ı) örnek veren Dinçer, siyasal öncelikli Islami hareket olarak da o zamanki (1995) Refah Partisi'ni göstenyor. Türkiye'de "dayatmacı bürokrasinin" kültürel öncelikli Islami hareket taraf- tarlanna "Müslüman kimliğini bırak siyasi güçte karar mercii olarak yerini al" ya da "Tamamıyla si- yasetten uzak kal" dediğini belirttikten sonra "Is- lam bunu asla kabul etmez" diye noktalıyor. Bu önerme çok açıktır; Müsteşar'a göre, kültürel ön- celikli Islam da siyaset dışı kalamaz. Müsteşar, dünyadaki gelişmeleri küreselleşme (kendisi "globalleşme" diyor) çerçevesinde ele alı- yor. Küreselleşmenin, "...bir başka kutbun ortaya çıkışına zemin" hazırladığını, bunun da "mahalli kültür" olduğunu öne sürüyor. "Bizimülkemizsöz konusu olduğunda ise mahalli kültür Islamdır" vur- gusunu özenle yapıyor. Müsteşann, gerek küre- selleşme, gerekse kültür yorumlannın yetersizliği bir yana, o, bakın nasıl sürdürüyor konuşmasını: "Globalleşme ne kadar çok artarsa Islamlaşma da o kadar çok artacaktır... Türkiye 'nin bu durumu fark ederek gerekli düzenlemeieri yapması gerekir." Müsteşann düzenlemeden ne anladığı çok açık: "...laikJik, cumhuriyet ve milliyetçilikgibi birçok te- mel ilkenin yerini... daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya terk etmesi gerektiğini dü- şünüyorum." Düzenlemelerin en somut örneğini, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı ile Müste- şar kendi eliyle veriyor. Tasan ile, kamu yönetimi, esas olarak yerinden yönetime devrediliyor. Ülkenin değişim ve yeniden yapılanmasından yana olan tüm kesimleri, buradaki hedefi ve yara- tılacak olumsuzluklan tümüyle göz ardı ederek Din- çer"i aJkışlıyor! Müsteşar, yerel kalamaz, uluslararası ılişkileri de çözümlüyor; sözlerinı şöyle sürdürüyor: "Türkiye açısından... uluslararası ilişkilerde genellikle iki tür temayülün olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki 'Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar' tarifedilen Türk dünyasıyla birieşmeye yönelik bir temayüldür. Di- ğeriise tüm Islam dünyasını biraraya getirme ça- basıdır. Doğrusunu ifade etmek gerekirse ben bu iki temayülün de bizim için birer kızılelma olduk- lannı düşünüyorum... ulaşılması gereken uzun va- deli misyon olarak değeriendiriyorum." Müsteşar, geleneksel Turancılıkla yetinmiyor; Is- lam biriiğinı dış ilişkilerin "misyonu" (görevi) olarak görüyor. Dikkat edilirse bu düşüncelerde, ülkemizin Av- rupa Biriiği üyeliği tamamıyla unutuluyor; yok sa- yılıyor. Bu sözlerin dünyadaki gelişmelerie uyumsuzlu- ğu ve iç çelişkisi bir yana, Müsteşar, sürekli savaş istiyor; şu sözlere ne denir?: (Islam) "Iktidara ge- lince de, tüm dünya müslüman olsa da, düşman- lara karşı üstünlük sağlansa da, müslümanın kav- gası münkere, harama ve kötüye karşı devam eder." (Alıntının yazım yanlışlan, kaynağındandır). Yine de içeride ve dışanda, basın-yayın ve ka- muoyu oluşturan çevrelerde, tüm bürokrasiyi yö- neten bu anlayış bir yana bırakılarak AKP iktidan- nın ülkeyi AB üyesi yapmak için nasıl içtenlikle çır- pındığının destanlan yazılıyor; yazılabiliyor!!! Hiç kuşkusuz, görüşlerinin önceden bilinmesine karşın Dinçer'i bürokrasinin tepe noktasına çıka- ran ve orada tutan bir siyasal güçtün AKP'dır. So- run kişisel değildır, ömer gider, Mömer gelir. Müs- teşar, geçmişte söylediği görüşlerine günümüzde de açıkça sahip çıktığına göre önemli olan AKP'nin bu görüşler karşısmda nerede durduğudur. Müs- teşar istifa etmeyeceğini açıkladığına göre Genel Başkan Erdoğan, AKP'nin durumunu bir an önce açıklığa kavuşturmalıdır. Bu çınlçıplak gerçeklere karşın basın-yayinda, AKP iktidannın gerçek içyüzünü, özünü ve niteliği görmek istemeyen köriük; yani AKP köriüğü sü- rüyor. Türkiye yeni yıla, ömer'in kızılelmalanyla gi- riyor. [email protected] Madenci yürüsünün yıldönümü 'TTK'nin gözden çıkanlmasına izin yok' ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Büyük Madenci Yürüyüşü'nün 13. yıldönümü çeşitli et- kinliklerle kutlanırken Genel Maden Işçileri Sendikası Çetin Altun, "TTK'nin ucuzgirişim- lerle gözden çıkanhna- sına izin \erme>ecek bil- gi ve tecrübeve sahibiz" dedi. TTK'de üretimin artmasuıa her zaman- kinden daha fazla ge- reksinim duyulduğunu ifade eden GMİS Genel Başkanı Çetin Altun da, "Ulkeyi yönetenler lût- fen tarihimizebir göz at- sm, jilafaldfln çok ders- ler var" diye konuştu. 30Kasıml990'dal4. Dönem Toplusözleşme Görüşmeleri'nin uyuş- mazlıkla sonuçlanması üzerine 50 bine yakın maden işçisi greve baş- ladı. işçiler, 59 günlük direnişin ardından 4 Ocak 1991'de Anka- ra'ya yürüyüşe geçti. En büyük işçi hareketi Yıldınm Akbulut'un başbakan olduğu siyasi iktidar tarafindan engel- lenen işçilere destek vermek amacıyla Zon- guldak'tan 100 bine ya- km kişi Ankara'ya yaya olarak hareket etti. Tür- kiye'nin en büyük işçi hareketi olarak tarihe geçen yürüyüş sonrasın- da emekçilerin yer üs- tünde 15 bin 545 lira olan günlük ücretleri 43 bin 56 liraya, yeraltında ise oratalama günlük ücretler ise birinci alü ay için 50 bin lira, ikınci al- tı ay için 54 bin liraya çı- kanldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear