17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2004 ÇARŞAMBA 14 J\.UL-iX L J A V [email protected] AhmedArif in dergilerde kalmış şiirlerinin yer aldığı ikinci kitabı Everest Yayınlan'ndan çıktı YurdumBenim ŞahdamanmMEHMETYALÇIN Ahmed Arif, ozanlık imgesinin görkemi oranında fazla şiir yayım- lamış değil. Kendine saklamak için bile olsa, gerçekten daha fazla yaz- mamış olabilir mi, diye düşünüyo- rum, çünkü oğlu FilintaOnaT ın be- lirttiğine göre, o, "kendince yeter- live gerekli bir süreşiirlerinizihnin- de ve yüreğinde damıOr, sonra ka- leme alırdL(._) Bunlardan diümiz- de ve yüreğimizde yalnızca zanıan zaman dost meclislerinde paylaşo- ğı, çeşitti söyleşilerde okuduğu bazı şiirleri kakk" Filinta Önal, bu satırlan Ahmet Arif'in (Hasretinden Prangalar Es- kfttim'den sonra yayımlanan) ikin- ci şiir kitabı Yurdum Benim Şahda- manm'ın Sunuş'unda yazıyor.(*) Burada konu etmek istediğım şu: Ahmed Arif az şiir yayımlamış, ama çok tanınmış bir ozanımızdır; iki kitabında toplam yirmi beş şi- ir! Oysa kimileri çok yazdığı için tanınıyor, kimileri de çok yazmış olmasına karşın yeterince tanuımı- yor. ftz yazan bir ozan Ahmed Arif şiirinin özgül niteli- ğini yaratan başhca nedeni, bu 'tu- tumlu' davramşına mı bağlamalı, yoksa (şiir dışı) kimi yan ölçülere mi? Sözgelimi, onun yazdığı be- tikler, toplumculukla ya da "Diyar- tjakn-" bağlantılı kimliğinin çağ- nştırdığı yandaş ya da karşıt önyar- gılarla bilmeden, şiir dışı bir söy- .hmed Arif'in şiirleri, ezilmiş bir halka yaslanan, bu yüzden kendisi de son derece hırpalanmış bir insanın içten gelen haykınşlan gibi karşılanıyor. Oysa, şiir söylemi, çok duyarlı bir mantığın ürünü gibi görünüyor. lemtürüne indirgenebilir. Amaolay kişisel duygu ve tepkilerden kaynak- lanıyor olsaydı, Ahmed Arif'i bir tür otomatik şiir makinesi sayabi- lir, niçin daha çok şiir yazmadığı ko- nusunda eleştirebilirdik... Gerçek- ten de onun şiirleri, ilk okumada, ezilmiş bir halka yaslanan, bu yüz- den kendisi de son derece hırpa- lanmış bir insanın içten gelen hay- kınşlan gibi karşılanıyor Ama du- rum öyle değil gibi: Siyasal çıkış- lan ya da duygusal tepkileri onu şi- ir yazmaya iten temel bir gerekçe sayılsa da ortaya koyduğu şiir söy- lemi, çok duyarlı bir mantığın ürü- nü gibi görünüyor, üstüne üstüne git- tikçe, çok iyi hesaplanmış oluşum- lar içerdiğini ayırt ediyorsunuz. Rastlantı bu ya ben de tzmir'de ya- yımlanan şiir dergisi Dıze için bir- kaç kısa yazıda "Ahmed Arif'in di- zder"ini, yüzeysel de olsa incele- meye başlamıştım (Bu yazılann il- ki Ocak 2004'te çıktı, arkası da ge- lecek). Derken Cumhunyet'te, şimdi söz konusu ettiğim ikinci kitabının ya- yunlandığını öğrendim. NâzmıHik- met gibi, Can Yücel gibi, birer si- yasal kişilik olarak da toplumda öne çıkmış ozanlann şiirini incele- mekte yıllardır çok duraksadım. Şllrin oluşma gizemi Genel olarak ozanlann iyi ya da kötü, az ya da çok şiir yazmalan- nın nedenlerini, içinde bulundukla- n tinsel ve toplumsal koşullarda araştırmak, bir şiir kuramının arna- cı dışmdadır. Asıl incelenmesi ge- reken şey, şıirsel söylemin kendi- sidir... Ama hiç değilse, biraz mantık, biraz da gözlem sonucu olarak de- nilebilir kı, bir sanat yapıtı, çok du- yariı bir i i^em"in ürünü gibi görün- düğünden, olabildığince daha çok değil. daha az üretmeyi gerektırir. Ama işin gerçeğinde, bir sanatın, sa- natçı benliğindeki üretim süreci, bir gizemdir; belkı de kendisi bile bu- nu açıklamakta zorlanabilir. Sayın Filinta Önal'ı, bu büyük ozanın ka- lan şiirlerini de bizlere sunduğu ıçın kutluyor ve kendisine içten teşek- kür ediyorum. 80, yıl beste yarı$ması Türksanat müziğine yeniyapıtlar SAVAŞKÜRKLÜ ADANA - Büyükşehir Belediyesi'nin, Cumhuriyet'in 80. yılı dolayısıyla düzenlediği '80. Yıl Türk Sanat Müziği Beste Yanşması'nda birinci olan 'Tutsam O tpek Ellerini' adlı şarkının güftesini yazan Cumali Karataş, "Türk sanat müziğine bir eser daha kazandırmanın mutiuluğunu yaşıyorum. Bu birincilik, tûm yapıtlanmın ödülüdûr. Bugüne dek 70 şiirim bestelendi, bunlardan 13'ü TRT repertuvaruıda yer aldı. Son olarak, 'Ben Bu Sevdanın Yüzünden' adh acemkürdi makamındaki güftem de bestelenerek repertuvara ahndı. Bundan böyle daha iyi ürünler verme çabası içinde olacağun" diyerek mutiuluğunu dile getirdi. Büyükşehir Belediyesi'nce, Altınkoza Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında, Türk sanat müziğine nitelikli yapıtlar kazandırmak, bu dalda ürün veren şair, söz yazan ve bestecileri desteklemek amacıyla düzenlenen yanşmada birinci olmanın sevincini yaşayan Karataş, Avni Anü'm önerisi, şef besteci Suphi tdrisoğlu nun desteğiyle başladığı müzik çalışmalannı Divan Musiki Derneği, Adana'nın Sesi Musiki Derneği gibi çatılar altmda sürdürdüğünü söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı: "O anı ömrüm boyunca unutamam. Artık farklı şe>ler yapmak, çağdaş, serbest şihierle de sesimi duyurmak istiyorum." Anımsanacağı gibi, '80. Yıl Türk Sanat Müziği Beste Yanşmasf nda güftesi Cumali Karataş'a (Mersin), bestesi MustafaCoşkun'a (Adana) ait 'Tutsam O lpek Ellerini' adlı şarkı birinci olurken, güftesi Cengizhan Altuntaş'ın (Mersin), bestesi Edvan KengU'in (Elazığ) olan 'Kuiaşan Saçlarda Mevsim Sonbahar' adh şarkı ikinci, güftesi ve bestesi Hasan Soysal'a (Bursa) ait 'Fırtma Sekleme Kalbimden' adlı şarkı üçüncü olmuş, yanşmada 7 yapıta mansiyon, bir yapıta da Adana Büyükşehir Belediyesi Özel Ödülü verilmişti. "evlet Tiyatrolan 3-8 Şubat tarihleri arasında 6'sı çocuk oyunu olmak üzere, toplam 30 değişik oyun sahneleyecek. Bu yıl 90. yaşını kutlayan îstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan ise yanyıl tatiline giren çocuklara yönelik oyunlan öne çıkanyor. Devlet ve Şehir tiyatrolan büyüklere ve küçüklere oyunlar sunacak Bayram şekeri niyetine tiyatro KültürServisi-Tiyatrolar bayrama bir başka hazırlandı bu yıl... 13 böl- gedeki 25 yerleşik sahnesinde bayram süresince merakhlannı nyatroyla bu- luşturacak olan Devlet Tiyatrolan 3- 8 Şubat tarihleri arasında 6'sı çocuk oyunu olmak üzere, toplam 30 deği- şik oyun sahneleyecek. Bu yıl 90. yı- lını kutlayan îstanbul Büyükşehir Be- lediyesi Şehir Tiyatrolan ise yanyıl tatiline giren çocuklara yönelik oyun- lan öne çıkanyor. Bayram haftasında Büyük Tiyat- ro'da 'ŞeyhBedrettin'i, Küçük Tiyat- ro'da 'Kurtuluştan Kuruluşa'yı, Al- tındağ Tiyatrosu'nda 'Komşu Köyün DeHsi'ni sahneleyecek olan Ankara Devlet Tiyatrosu, Şinasi Sahnesi'nde 'Gorgon'un Armağanı'nı, Yeni Sah- ne'de 'Demir'i, Oda Tiyatrosu'nda 'YmnibironbeşTreni'ni, îrfan Şahin- baş Atölye Sahnesi'nde 'At' ve 'Pal- yaço Prens' (ç.o) adlı oyunlan tiyat- roseverlerle buluşturacak. îstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde 'Müfettiş'. AKM Oda Tiyatrosu'nda 'GüneşÇocuklar', AKM AzizNesin Sahnesi'nde 'Leenane'in GüzeUik Krabçesi' ve AKM Büyük Salon'da ise 'Efrasiyab'm Hikâyeleri' iztene- bilecek. Küçükleri sanatla buluşturmak Izmir Devlet Tiyatrosu Konak Sah- nesi'nde 'Cesur Kadınlar', Karşıya- ka Ragıp Haykır Sahnesi'nde 'Kal- paklılar', Karşıyaka Oda Tiyatro- su'nda 'LütfenKrnmlaEvtenir misi- niz?' ile Konak Sahnesi'nde 'Bir Şef- taUBin ŞeftaB' (ç.o) izleyicisi ile bu- luşacak. Bursa Devlet Tiyatrosu hafta boyun- ca 'Orkestra' ve 'Küçük Sakar Ca- dT (ç.o) adlı oyunlan Ahmet Vefık Pa- şa Sahnesi'nde, 'PeynirliYumurta'yı ise Oda Tivatrosu"nda sanatseverle- rin beğenisine sunacak. Adana Dev- let Tiyatrosu H.Ö. Sabancı K.M. Sah- nesi'nde 'Üç Kadın'ı. Trabzon Dev- let Tiyatrosu Atapark Haluk Ongan Sahnesi'nde 'ÖyleBir Akdkfyi. Di- yarbakır Devlet Tiyatrosu Orhan Ase- na Sahnesi'nde 'BirKuşhıkVakti' ve 'YıMızaKralüe AkıBıSoyian'yı (ç.o) sahnelerken Antalya Devlet Tiyatro- su DT Sahnesi'nde 'DüdüklüdeKıy- maüBamya'. Erzurum Devlet Tiyat- rosu'nda 'Memurin Fasü\ Konya Devlet Tiyatrosu'nda 'Yedekçf, Sıvas Devlet Tiyatrosu Atatürk Kültür Mer- kezi "nde 'KanhNigar', Van Devlet Ti- yatrosu Kültür Merkezi Sahnesi'nde 'Bir Ceza Avukaüıun AıularT ve Ga- ziantep Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde 'Miğfer' (ç.o) izlenebilecek. Küçükleri sanatla buluşturmak, on- lara tiyatro sevgisi vermek için 'gü- zel bir firsat' olarak yorumladığı ya- nyıl tatilinde çocuklara yönelik oyun- lan sahnelemeye hazırlaruyor Şehir Tiyatrolan. Heryaştançocuğundüş- lerine, beğenilerine. ılgi alanlanna seslenecek, onlara yeni ufuklar aça- cak oyunlar sahnelemeyi amaçlayan Şehir Tiyatrolan tatil süresince, 'Gü- nesin Oğlu', 'tsh Sisü Pis Pushı', 'Kur- şun Askerin ltanq", 'Karagözüm İki GÖzüm', 'Bir Gece Masah', 'Alön Küp' ve 'Don Kişot Petmen'e Kaı-y' adlı oyunlarla cumartesı pazaı Jün- leri saat 11 OO'de perdelerinı çocuk se- yircileri için açacak. Şehir Tiyarrola- n 'nda aynca bayram haftası Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde 'Lü- küs Ha\ > af, Fatıh Reşat Nuri Sahne- si'nde Sultan GeBn', Üsküdar Mü- sahipzade Celal Sahnesi'nde 'Ben Anadolu'. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde 'Aş^ Memnu', Gazi- osmanpaşa Sahnesi'nde 'OtheüV, Ümraniye Sahnesi'nde 'SekizKadın' ve Harbiye Cep Sahnesi'nde 'Ay! Uyuyor muydun Affedersin?' adh oyunlar izlenebilecek. Sergide, sanatçının 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında yaptığı 75 suluboyası bulunuyor Hoca AliRıza'dan 100 yıl önce îstanbul Sergi, yüzyıl öncesinin tstanbulu'nun insanları ve mimarisi hakkında geniş bir bilgi veriyor. KültürSenisi-Eczacıbaşı Sa- nal Müzesi. ocak ayında Hoca ABRıza'nın suluboya ve guaş ya- pıtlanna ev sahipliği yapıyor. 1858 yıhnda Usküdar'da do- ğan Hoca Ali Rıza, Rüştiye'de- ki öğrenciliği sırasında Osman NuriPaşa,Süleyman Sej'yid Bey ve M. Kess'ten dersler alır. Sa- natçı, 1884'te Harbıye'yi biti- rerek bu okula resim öğretme- ni olarak girer. Derslerde öğren- cilerine dağıtmak üzere sayısız taş baskı üreterek desen albüm- leri hazırlar. Yaşadığı çağın üs- tünde bir sanat anlayışına sahip olan Hoca Ali Rıza, gerçekçi- liğin en zengin temsilcilerin- den bıri olarak tanınır. Hoca Ali Rıza, îkinci Meşru- tiyet'ten sonra kurulan Osman- lı Ressamlar Cemiyeti'nde baş- kanlıkdayaptı. Resimlerinde, doğup büyüdüğü Üsküdar, Îstan- bul ve çevresirdn sessiz köşele- rini, kıyı kahvelerini, deniz kı- yılannı ve güneşli kayalıklannı resmeden Hoca Ali Rıza'nm su- luboyalan, yxa y\\ öncesinin îs- tanbul'unu, insanlan ve mima- risi ile günümüze ulaştıran en önemli görsel bellek kaynakla- nmızdan sayıhyor. Sergide, sanatçının 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında ger- çekleştirdiği 75 suluboya ve gu- aş çalışmasına yer veriliyor. Eczacıbaşı Sanal Müzesi yö- neticisi ve serginin kuratörüHa- şün Nur Gürel, Hoca Ali Rı- za'nın çok özgün bir biçeme sa- hip olduğunu ve sanatçının yal- mzca geçmişte değil, günümüz- de de pek çok ressamı etkiledi- ğini söylüyor. Gürel, dünya ça- pmda bir üstat olarak tanınan Hoca Ali Rıza için açtıklan bu ikinci serginin ardından. mayıs ayında da sanatçının başyapıtla- nna yervereceklerini, böylelik- le müze içinde oldukça geniş bir 'HocaABRızaBötümü'ne sa- hip olacaklannı da belirtiyor. (www.sanalmuze.org) DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇt Kent Şairi Kiilebi Çağdaş şiirimizi inceleyenler, Cahit Külebi'nin şiirini çok sınırlayıcı bir tanımla "köy şiiri" olarak anarlar. "Çağdaş şiirimize köyü, köylüleri, köylü duyar- lığını getiren..." (Mehmet Fuat). "Cahit Külebi, kınn tek şairi." (Cemal Süreya). Kemal Özer'in değerlendirmesi ise aynlır bu genel yargılardan: "Dünyayı alabildiğine doğalbir biçimde şiirsel olarak algılamanın ustası." Külebi, "köy şairi" olarak tanımlanınca ister is- temez öne çıkanlan, antolojilere seçilen şiirleri de hep bu görüşü destekleyici ürünleri olmuştur. Her şeyden önce bir şaire, sınırlayıcı tanımlar koy- mak haksızlık oluyor. Ben Külebi'nin, köyden çok kentin, çağdaş insanın şairi olduğunu düşünüyo- rum. Neye dayanarak mı? Elbette şiirlerine... Külebi'nin şiirleri okunduğunda öne çıkan özel- lik köy ya da kent özelliğinden çok, Kemal özer'in vurguladığı, "dünyayı alabildiğine doğal bir bi- çimde şiirsel olarak algılamanın ustası" olması- dır. Çağdaş insanı, onun duyariıklannı anlatan birşa- irdir Külebi. Bu insan köyde de yaşayabilir, kent- te de. Bu özellik şiirlerinin belirieyici yanı değildir. Büyük kentte doğup yetişmiş kent insanı için de benzersiz önemdedir Külebi'nin şiiri. Çünkü, "dün- yayı algılamak"t\r temel sorunu. Bunda da çok başanlı olmuştur. Külebi'nin şiir kökleri araştınlırken de halk şiiri kaynağı öne çıkanlır. "Halk şiihmizden ve özellik- le de türkülerimizden damıttığı, yalın, aydınlık, li- rik, yer yer izlenimci öğeler taşıyan bir şiir." (Ata- ol Behramoğlu) Külebi'nin 1949'da yayımlanan ikinci kitabı Rüz- gâr'da "Dostlar" başlıklı bir bölüm vardır. Bu bö- lümde yer alan beş şiirden dördünün dikkatle okunduklannda, onun şiir dünyasının kaynaklan- nı gösterdikleri görülür: "Baki", "Karacaoğlan'a", "Guillaume Apollinaire'e", "Nurullah Ataç'a". Bu dört kişilik farklı şiir gelenek ve anlayışlan- nın tipik temsilcileridir. Külebi'nin onlara şiir yaz- ması şiir kaynaklan içinde onlan da gördüğünü gös- terir. Dolayısıyla onun şiirine yalnızca halk şiiri kay- naklı bir şiir olarak bakamayız. Karacaoğlan da Apollinaire de eşit biçimde onun şiir kaynaklannı oluşturur. Bir şair, konuşulan her şeyin şiirini yazabilir" der Külebi. Şiirde yapmaya çalıştığı da budur. îstanbul'da bir sevdiğim vardı Keçi yavrusuna benzer dizeleri, bana Picasso'nun Keçi (1952) heykelini anımsatır. Çerden çöpten yapılmıştır bu heykel. Ama gebedir ve çok saglıklı görünür. Yaşam sevinci ıtyandınrgörende. Keçi, inatçılığın, dirençliliğin, ay- nı zamanda da sevimli, hoş olmanın simgesidir. Çağdaş şiirimizde onca aşk şiiri yazılmışken han- gi şair sevdiğim keçi yavrusuna benzetebilme im- ge gücünü kendinde bulabilmiştir? Picasso'nun Keçi'sı ne denli çağdaş biryapıt- sa, Külebi'nin bu dizeleri de o denli çağdaştır. Külebi'nin şiirini bu gözle okuyanlar, onda çağ- daş şiirimizde benzeri görülmedik, bulunmaz gü- zellikte dizelerle karşılaşacaklar, okuduklan şiirin hayatı kavrayış gücüne hayran kalacaklardır. Külebi gibi çok tanınan ve sevılen bir şair bile basmakalıp yargılarla değeriendirilmişse, çağdaş şiirimizin tamamının yeterince irdelendiği, anlaşıl- dığı, eleştirildiği söylenebilir mi? tfisekci:*/ superonline.com Komşu Köyün Delisi' Almanya'da • Kültür Servisi - 26 Şubat 2002'de prömiyeri yapılan ve kapalı gişe oynayan Ankara Devlet Tiyatrosu'nun ödüllü oyunu "Komşu Köyün Delisi', 21 ve 22 Şubat tarihlerinde Almanya'nın Nümberg kentinde sahnelenecek. Üstün Dökmen'in yazdığı ve Ergün Uçucu'nun yönettiği oyunda Ali Hürol. Savaş Tamer, Hakan Çimenser, Bilal Gürdere, Nusret Şenay, Sinan Pekinton, Ahmet Türkoğlu, Tuncer Yığcı, Şemsettin Zvrhh. Levent Şenbay, Ercan Eker, Pervin Ünalp, Meltem Eserol, Ekin Turan, Zeynep A>iek ve Refika Özbayer rol ahyor. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear