Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2004 SALI
8 HABERLERlN DEVAMI
TURKIYE
Istanbjl
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizlı
K
B
K
B
B
B
B
B
3
0
3
3
6
4
6
2
Sınop K 6 Adana Y 13
Samsun Y 8 Mersın Y 12
Trabzon
Giresun
_Y 8 Diyarbakır Y 8
Y 8 Şanlıurfa Y
Ankara K 1 Mardın
Eskişehir K -2 Siirt
Konya K 0 Hakkâri
Sıvas K -1 Van
Zonguldak K 4 Antalya Y 12 Kars K -1
Bırtun bolgelermız
parçalı çok bulutlu, Mar-
mara'nın dogusu. Iç „ ,
Ege. Karadenız. Iç Ana-
u s l
°
DIŞ MERKEZLER
K -4
dolu, Akdenız ıle Doğu Helsmki K -8
veGuneydoğu Anadolu StOCkhOİm K -2
bolgeıen yağışlı geçe- . n r ı r
ı r a
y 1
cek YağışlarAkdenız kı-
L o n
a
r
a
T
*
yılan, Orta ve Dogu Ka- Amsterdam Y
radenız kıyılan ıle Gu- Brüksel Y
neydoğu Anadolu bol- p a r
: _
gesınde yağmur yağış
alan diğer yerierae kar
şeklınde olacak
K
Bonn K
Münıh K 1 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
K
K
Y
K
K
K
Y
Y
2
-1
12
-1
2
0
10
8
K 2 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahıre
K
Y
K
B
B
K
K
B
-3
6
-14
12
9
7
-2
17
Taşkent
Tahran
Parçalı bulutiu ^ Çok bulutlu ı YagmutİL Kariı i Sulu kar •, Gok günjrtuiü
GUNCEL CÜNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Değme siyaset adamlarının anlayamadığı, Gül ile
RTE'nin baş başa hazıriadığı son girişimlerr.
ABD gezisinden önce Beyaz Saray'a hoş görün-
mek sevdasına mı, Kıbns sorununda bir parmak
ileride görünmek, yeni bir atılım, bir açılış dönemi
açmak çabasına mı, ya da Türkiye'de AKP'den baş-
ka söz sahibi olmadığını kanıtlama çabasına mı
baölamak gerekiyor?.. Anlayan beri gelsın.
Orneğin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'agötür-
düğü "arabulucu" önerisi, 23 Ocak tarihli MGK'de
söz konusu olmadı. "Devletin haberiyoktu".
"Rumlardan herzaman biradım önde" görünme
sevdasına kapılan RTE-Gül ikilisinin son dakika ica-
dı arabulucunun -Denktaş'ın bunlara söylediği gi-
bi- "nasıl bir görevyapacağı" bilinmiyor.
Klasik anlayışa göre, uluslararası bir sorunda ara-
bulucunun görevi, "-De Soto gibi- görüşmeleri iz-
leyip BM'ye rapor vermek" değil. Tam tersine göre-
vi, "çözümü sağlamak".
Kısacası, çözümü Batı'nın ve ABD'nin istediği bi-
çimde gerçekleştirmeye çalışacak olan birinin elle-
rine bırakmak!
• • •
Ikilinin uzun süre devleti temsil eden kurumlarla
zıtlaşmamayı yeğteyen davranışlarına inanmak gi-
derek zoriaşıyor. -Daha önce de birkaç kez yazdık-
bu ikili MGK'de veya diğer devlet kurumlarıyta gö-
rüşmelerde bulunmaya kapılan açıyor, sonra "son
sözün" kendilerine ait olduğunu içeren uygulama-
lara girişiyor.
Dişlerini gösterme zamanı gelmiş olmalı ki; Kıb-
ns soaınunda kaygan politikalardan kaygılanarak
MGK'ye ümit bağlayan yayın ve söylemler karşısın-
da Dışişleri Bakanı Gül, "Karar verme yetkisi olma-
yan Kurul'daki istişari görüşmelerden sonra 'son
kararı' hükümetin vereceğini" söyledi.
Bakanlar Kurulu'na bildirmeden, MGK'yi atlaya-
rak Annan'a arabuluculuk önerisi, bu kafanın ürü-
nü.
RTE, "Sonınun çözümünde irademizi ortaya koy-
mak elbette siyasi irade olarakriskalmak durumun-
dayız" diyor.
Bu ifadenin tercümesi; "ulusal iradeyi biz temsil
ediyoruz, son söz bize ait. MGK, falan fılan kuruma
ne?"
• • •
Bir başka oyun yavaş yavaş sırıtıyor. Annan,
RTE'nin çarpıcı bulduğu kimi açıklamalarını "Ya
Denktaş?" sorusuyla karşılıyor. RTE'nin yanıtı:
"Ada'da bir de hükümet var". Ne demek istiyor?
Şunu demek istiyor: öteden beri Denktaş'a ka-
bul ertiremeyeceği koşulları Rum tarafının, Anka-
ra'nın emrıne amade, üstelik yasal açıdan sorumlu
saydığı MA Talat'a yaptırmak!
Washıngton'un "işinegelen bilgilehsızdırdığı" Ya-
semin Çongar, iktidara bir başka müjde verdi dün-
kü yazısında: ABD, -teslimiyete karşı duran son di-
renmenoktamız-TSK'nin Kıbns konusundaki "tav-
nnı çözümü zoriaştıncı" buluyormuş, Bush yöneti-
mi "mayıstan önce referandum taahhüdünün" ya-
şama geçmesini sağlamak ve direnci kırmak için
MA Talat'ı güçlendirmenin, askerleri de devreye gi-
recek Savunma Bakanı Rumsfeld ile ikna etme ha-
zırlığındaymış!
MATalat, ver-kurtulun has babası. Referanduma
çoktaaan yatkın. Anavatan saymadığı ve Türk tara-
fı diye tanımladığı Türkiye'nin "bunu kabul etmesi
menfaatı icabı" diyor.
"Daraltılmış birmetin" önerisine gelince; değişik
koşullarda yeni bir metin yazılacak. Annan, -ABD
zorlasa bile- kendi planını gözden çıkarma anlamı-
na gelen bu öneriyi kabul edecek mi?
Böyle düşünenler varsa Annan'ı RTE ile kanştırı-
yor.
CHP milletvekili Kemal Sağ
'AKP vergi affinı
kendisi için çıkardı'
MURAT KIŞLALI
ANKARA - CHP
Adana Milletvekili ve
eski Maliye Müfettişi
Kemal Sağ, geçen yıl
getirilen vergi affına
karşın vergi denetimle-
rinde kaçakçılığın arttı-
ğının tespit edilmesini.
kısmen "affı kendileri
için çıkarmalarına"
bağladı. Sağ "Hükü-
met tabii ki affi getirir-
ken anayasaya 'Bir da-
ha af olmayacaktır'
hiikmü koyulmadığı
sürece bunun kayıt dı-
şını arttıracağını bili-
yordu. 'Koyacağız' de-
dikleri halde koyma-
dıklarına ve kendileri
de bu aftan yararlan-
dıklarına göre, bu affi
kendileri için çıkarmış
olabilecekleri şüphesi
güçleniyor" dedi. Ver-
gi uzmanı Ekrem San-
su da vergi affi ile ancak
geçmışin temizlendiği-
ni belirterek "Gelecek-
te yine problemler ola-
cak" diye konuştu.
Hesap Uzmanlan Ku-
rulu denetim sonuçlan-
na göre 2002'de yüzde
173 olan kayıt dışılık
oranının, 2003 'te yüzde
214"e çıkması, dıkkatle-
ri bu yıl alınması gere-
ken önlemlere çevirdi.
CHP milletvekili Sağ,
bugüne kadar Kayıt dışı-
na yönelik Maliye Ba-
kanlığı ve diğer yetkin
kurumlann yeterince
önlem almadığını vur-
guladı. "Vergi kaçağı-
nın en biiyük nedeni
vergi affıdır" diyen
Sağ, kaçakçılığa neden
olan diğer etkenleri
"Denetim elemanları-
nın sayısı yetersiz. Ver-
gi oranlan çok yiiksek.
Enflasyon muhasebesi
bu yıla kadar uygulan-
madı. Yolsuzluklara
ilişldn somut yaptınm-
lar uygulanmadı" şek-
lınde sıraladı.
Sansu da vergi kaçak-
çılığının ortadan kalk-
ması için gerekli olan,
ancak IMF'nin "Vergi
gelirlerini azaltır" ge-
rekçesiyle alınmasına
izin vermediği önlemle-
ri şöyle sıraladı:
Vergi oranlan düşü-
rülmeli: Insanlann öde-
mekten kaçınmayacağı
bir oran tespit edilmelı.
Masrafların gelir-
den düşülmesi: Faali-
yetiyle ilgili her türlü
harcamanın gider yazı-
labilmesi lazım.
Sosyal güvenlik ma-
liyetleri düşürülmeli
303 milyonluk net asga-
ri ücretin işverene düşen
sosyal güvenlik payı 91
milyon Iira. Bu oran
düşmediği için işveren
kayıt dışına yöneliyor.
'Mayıs 2004 dönüm noktası'LEYLA TAVŞANOĞLU
"Mayıs 2004'e kadar Kıbrıs
sorunu ya çözülecek, ya çözü-
lecek." Bu görüş dün "Kaücı
Bir Çözüm tçin Annan Pla-
nı'nın Değerlendirilmesi" baş-
lıklı konferansta sıklıkla telaffuz
ediliyordu. Konuşmacılann he-
men hepsi 2004 Mayıs ayının
Kıbns için dönüm noktası oldu-
ğunda fıkir birliğine vanyor ve
bir çözüme ulaşılamaması ola-
sılığını düşünmek bile isteme-
diklerini söylüyorlardı.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal
Etütler Vakfı'nın (TESEV) dü-
zenlediği ve Kıbns'la Yunanis-
tan'dan yaklaşık 35 kişinin katıl-
dığı konferansın açılış konuşma-
smı yapan TESEV Yürütme Ku-
rulu Başkanı Can Paker, Kıbns
konusunun sadece siyasilere,
diplomatlara, askerlere bırakıla-
mayacak kadar ciddi olduğunu
belirterek, "Burada sivil toplu-
mun da söz sahibi olması la-
zım"dedi.
Eski Dışişleri Bakanlanndan
Emekli Büyükelçi tlter Türk-
men'in ilk konuşmacı olarak söz
aldığı oturumda Türkmen şu il-
ginç girişi yaptı: "Şimdi BM
Genel Sekreteri Kofi Annan,
benim planım çok külüstürdü,
yeni plan üzerinde müzakere
açacağım demeyecektir. An-
nan Planı'nın bir dengesi var-
dır. Bir taraf için oynatırsanız,
öbür taraf için de oynatmak
zorunda kalırsınız."
'1 Mayıs'a yetişmez'
Çözümün 1 Mayıs 2004'e ka-
dar yetişmesinin kolay olmaya-
cağına işaret eden Türkmen şöy-
le devam etti: "Teknik çalışma-
lar çok hızlı bir biçimde yürü-
tülmelidir. KKTCnin'yeni
başbakanını bekleyen görev
de muazzamdır. Diyelim ki çö-
züm oldu. Ama bunu uygula-
ması çok zordur"
Türkmen'in ardından söz alan
eski Kıbns Rum lideri Glafkos
Klerides'in Hükümet Sözcüsü
Mihalis Papapetru da şöyle ko-
nuştu: "Annan Planı uzun sü-
reli ayrıhklara köprü oluştu-
rabilecek bir belge. Bu plan üs-
telik gerçekte gevşek bir fede-
rasyon modelidir. Bu modelde
Kıbns Türk tarafı onlarca yıl-
dır ısrar etmektedir. Zayıf ta-
raflan bile olsa bu planı uygu-
larsak tıkır tıkır işler.Annan
Planı bir müzakere sürecinin
başlangıcı değil sonucudur."
Türkiye'nin Kıbns Rum tara-
finı şimdi tanımamakta ısrar et-
mesi ve Kıbns'takı bir çözüm-
süzlüğu desteklemesinin yanlış
olabileceği mesajını veren Papa-
petru şöyle dedi:
"Diyelim ki 1 Mayıs'a kadar
çözüm olmadı. Ama Türkiye
bu arada pratik sorunlarla
karşı karşıya kalacak. Türkiye
Kıbns'ı tanımak zorunda ka-
lacak.Ankara "da Kıbns büyü-
kelçiliği açılacak. Kıbrıs bay-
raklı uçaklarTürk havaliman-
larına inecekler. Bu gelişmeler
o zaman Ankara tarafından
nasıl engellenebilecek?"
Papapetru bugün Yunanis-
tan'ın, Türkiye'nin AB üyeliğı-
TESEV'in
düzenlediği ve
Kıbns'la
Yunanistan'dan
yaklaşık 35
kişinin katıldığı
konferansta
adada 1 Mayıs
tarihine kadar
mutlaka çözüm
bulunması
gerektiği
üzerinde yaygın
görüş belirdi.
(Fotoğraf:
VEDATARIK)
nin en önemli destekçisi olduğu-
nu vurgulayan şu sözleri söyle-
di: "Yunanistan sonunda AB
içinde bazı üyelerin kendisini
paravan yaparak Türkiye'nin
üyeliğine karşı çıktıklarının
farkına vardı. Bugün Kuzey
Kıbns'ta yeni bir liderlik.Tür-
kiye'de de yeni bir hükümet
var. Talat arkadaşıma sesleni-
yonım.Artık Kıbnsb Rumlar-
dan sınır kapılannda pasaport
istemeyin."
Çözümsüzlüğü düşünmek
bile istemiyorum
Daha sonra yemeğe geçildi-
ğınde konuşmacı KKTCnin çi-
çeği burnunda Başbakanı Meh-
met Ali Talat'tı. Devlet sorumlu-
luğu iyıce omuzlanna çökmüş
görünen Talat, kırk yıllık bir dev-
let adamı ve politikacı tavnyla
şöyle konuştu: "Şu anda BM
Genel Sekreteri'nin koşullan
katı. Görüşmeleri belli bir ta-
rihe kadar sürdürür, geri ka-
lan boşlukları da ben doldu-
rurum. Ardından da referan-
duma sunarım. Eskiden dev-
let olamamış devletlerde yapı-
lan plebisitlere benziyor bu."
Talat, KKTC'de bu hüküme-
tin çözüm istediği için Kıbns
Türk halkı tarafından seçildiği-
ni belirtri. "Türkiye'de çözüm
isteyen. bir tarafta da ateş to-
punu karşı tarafın kucagına
atıp aradan çekilme hesapları
yapanlar var. Bu dinamik bir
süreçtir. Sonuçta da müzake-
relerin yeniden başlatılmasına
ivme kazandınyor."
Talat, 1 Mayıs'a kadar bır çö-
züm ohnazsa Kıbns için felaket
senaryoları yazılabileceğı yo-
lundaki tuzaİc sorulara ıse pnm
vermedi. "Bunu düşünmek bi-
le istemiyorum. Bir çözüm
mutlaka bulunmalıdır" dedi.
IMF talimatıyla zamANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 7. gözden geçirme çalış-
malan için şubat ayı içinde Türki-
ye'ye gelecek olan IMF tavnnı
sertleştirirken; ekonomi yönetimi
kaynak çalışmalannı hızlandın-
yor. IMF 1. Başkan Yardımcısı
Anne Krueger, Davos'ta yaptığı
açıklamalarda, 2004 yılındaki
yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefıne
dönük önlemler alınmadan, göz-
den geçirmeyi gündemlerine al-
mayacaklannı söyledi.
Ekonomi yönetiminde yapılan
çahşmalarda, 3 katrilyon liralık
bir önlem paketi üzerinde durulu-
yor. Paketin değişik versiyonlan-
nın olduğu belirtilirken çalışma-
lann Başbakan RecepTayyip Er-
doğan ve IMF yönetimine aktan-
lacağı belirtiliyor. Yetkililer, ön-
lem paketinin "zam, vergi artış-
lan veya harcama kısıtlayıcı dü-
zenlemeleri" içerebıleceğini be-
lirtiyor. Kesin kararın IMF'yle
birlikte alınacağı belirtiliyor.
Bürokratlann 2004 yılındaki
yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hede-
fi için alacaklan 3 katrilyon lira-
lık önlemlerin başlıcalannı ise
"akaryakıtta ÖTV artışı" ve 1
yıldır zam yapılmayan doğalgaz
ile elektriğe 2004 yılı enflasyon
hedefi kadar zam yapılması oluş-
turuyor. Başbakan Erdoğan'ın
ABD'deki temaslannın da önlem-
ler ve IMF'nin tavnnda belirleyi-
ci olacağı belirtiliyor. Buna göre,
ABD yönetiminin IMF'den daha
ılımlı davranmasını isteyebılece-
ği, böyle bir durumda da kaynak
paketi konusunda fonun çok ıs-
rarcı olmayabileceği ileri sürülü-
yor. Dünya Ekonomi Forumu'na
katılmak için Davos'ta bulunan
IMF 1. Başkan Yardımcısı Anne
Krueger ise Türkiye'yle ilgili net
mesajlar verdi. Gözden geçirme
çalışmalannı tamamlamak ıçın.
hükümetin çalışan ücretleri ve
emekli maaşlanndaki artışlann
malıyetiyle ilgili karar almasmı
beklediklerini söyleyen Krueger,
"Bu konunun açıklanmasının
ardından IMF, Türkiye'ye dö-
necek" dedi. "Hükümetin,
makroekonomik çerçeve>i \üz-
de 6.5 faiz dışı fazlaya göre tu-
tacaklannı çok açık bir şekilde
söylediklerini" belirten Krueger,
"Bu önlemler gerçekten yerine
getirilene kadar, gözden geçir-
me}! dikkate almayacağız" diye
konuştu.
Erdoğan'ınsöderinetekyp Sebtfvemeyveelyakcah
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ekonomi yöneti-
minin yeni bir kaynak paketi
için hazırhklara başlaması.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan'ın geçen haftaki sözle-
rini de tekzip eder nitelikte.
Erdoğan, geçen hafta grup
toplantısında yaptığı değer-
lendirmede, "zam yapıla-
cak" yönündeki duyumlan
yalanlayarak "Biz kimsenin
talimatıyla zam yapmayız"
demişti. Seçim döneminde
"popülizm" yapmayacakla-
nnı belirten Erdoğan, "Biz
asla popülizme tenezzül et-
meyeceğiz. AKP'nin seçim
için ulufe dağıtmaya. oy top-
lamak için ekonomik den-
geleri sarsmaya zerre kadar
ihtiyacı olmayacaktır" de-
mişti. Erdöğan, "Eğer zam
yapılması gerekirse zam ya-
püır. ama biz birileri talimat
verdi diye zam yapmayız"
diye konuşmuştu.
Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan da, yeni bir kaynak
arayışı içerisine girildiğini
doğrulamış, ancak bu kayna-
ğuı içerisinde zam ve vergi ar-
tışının olmayacağmı savun-
muştu.
ANKARA (Cumhuriyet
[ Bürosu) - Türkiye'yi etkile-
! yen kar ve sel felaketlerinin
I "manava" yansıması, bay-
'< ramdan sonra olacak. Ankara
Sebze ve Meyve Komisyon-
J culan Derneği Başkanı Yük-
sel Tavşan da şu anda son do-
ğal olaylann fiyatlara yansı-
madığını belirterek "Bu fela-
ketlerin acısı, bayramdan
sonra çıkar" dedi.
Özellikle Akdeniz'deki üre-
tim bölgelerinin yerle bir ol-
duğunu belirten Tavşan, bu
durumda en büyük zaran üre-
ticinin gördüğünü kaydetti.
Piyasadaki mevcut fiyatlann
ise halen normal düzeyde bu-
lunduğunu vurgulayan Tavşan
şöyle devam etti: "Patates,
havuç, karnabahar gibi
ürünlerde fiyat 500 bin lira-
yı geçmiyor ve üretici sıkın-
tı yaşıyor. Üreticiyi zarar-
dan kurtaracak çözüm an-
yoruz. Ancak sera ürünle-
rinde sıkıntı olduğu doğru.
Bu sıkıntı bayramdan sonra
artarak sürecek." Tavşan, en
büyük sıkıntınm portakal,
mandalina gibi turunçgiller
\e fasulyegibi seraürünlerin-
de olacağını \ıırguladı.
ürr
Oy pusulası belirlendiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yüksek Seçim Kuru-
lu'nda (YSK) yapılan kura çek-
me işleminin ardından 28 Mart
yerel seçimlerinde kullanılacak
oy pusulasındaki partilerin sıra-
laması belli oldu. 22 partinin ka-
tılacağı seçimlerin oy pusulasın-
da, DEHAP ilk sırada, AKP 6.
sırada, CHP 16. sırada, MHP ise
son sırada yer alacak. YSK Baş-
kanı Cengiz Erdoğan, yerel se-
çim için bütçeden 75 trilyon Iira
aynldığını, 10 trilyon lira daha
ek kaynağa gereksinim duyula-
bileceğini bildirdi. Erdoğan, se-
çimin maliyetinin 85 tnlyon lira
civannda olacağını bildirdi.
28 Mart yerel seçimlerinde
kullanılacak birleşik oy pusula-
sında partilerin yerinin belirlen-
mesi amacıyla YSK'de parti tem-
silcilerinin katılımıyla kura çeki-
mi yapıldı. Kura sonucuna göre
partilerin oy pusulasındaki sıra-
lamalan şöyle oluştu: DEHAP
(1), EMEP (2), DSP (3), ANAP
(4), BTP (5), AKP (6), BBP (7),
ÖTP(8),ÎP(9).ÖDP(10),LDP
(11),TKP(12), DYP(13),ATP
(14), MP (15), CHP (16), GP
(17). YTP (18), SHP (19), SP
(20), DP (21). MHP (22).
Erdoğan, seçmen kayıtlan bil-
gisayar ortamında olan 33 ilin
sandık sayısının 96 bin 327, seç-
men sayısının 26 milyon 500 bin
olduğunu belirterek bılgisayar
ortamında olmayan 48 ilin san-
dık sayısının 75 bin 677, seçmen
sayısının da 19 milyon civannda
olduğunu söyledi. 3 Kastm se-
çim rakamlanna göre. 172 bin 4
sandık ve 41 milyon 391 bin 290
kayıtlı seçmen bulunduğunu be-
lirten Erdoğan, "Bu sayılara
yüzde 5-7 ilave yapılırsa ger-
çek rakamlara ulaşılır" dedi..
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
bi görünen, ancak özünde ekonominin hukuk ze-
minınde, kayıtlı biryapıyabürünemediğini ortaya
koyan üç gelişmeyi paylaşalım.
Maliye Bakanlığı 2003 yılına "barış" slogan-
larıyla girmişti. Vatandaşla devlet barışacak,
vergi borçlarının çok çok büyük bir bölümü in-
dirilecek, bir başka deyişle devlet alacaklarının-
çoğundan vazgeçecek, bunun karşılığında da
vatandaş indirimli vergi borcunu düzenli olarak
ödeyecek..ti!
"ödeyecek" sözcüğünün sonuna "ti" ekini
getirdik. Zira mükellef hükümeti "f/"ye aldı!
Anadolu Ajansı iyi bir çalışma yapmış, vergi
kaçırma oranlarını hesaplamış. 2002'de yüzde
173 seviyesindeki kaçak oranı 2003'te yüzde
214'e çıkmış. Vatandaş gösterdiği her 4.5 mil-
yonluk gelire karşılık 9.5 milyon lira kaçırmış.
Bunca barıştan, indirimden sonra 86.8 katril-
yonluk vergi geliri bekleyen Maliye son 9 yılın en
kötü sonucuyla karşılaşmış ve hedefin 2.8 kat-
rilyon gerisinde kalmış. Uzun sözün kısası, va-
tandaş şöyle düşünmüş:
"Hükümet bu kadar vergi indirimi yapıp barış-
mak istediğine göre, bunu seneye de yapar..."
Sonuç olarak Maliye'nin girişimi başarısız a-
ma, Maliye Bakanı çok başarılı!
Öteki iki konunun zamansal olarak da çakış-
ması Türkiye tipi bir kara mızah. Almanya'da
Der Spiegel dergisinde Michael Fröhlingsdorf
imzasıyla "Türkişiyenipazar" başlıklı bir haber-
araştırma yayımlandı. Buna göre Almanya'da
yaşayan 200 bin Türk "Islamcı holdingler" tara-
fından aldatıldı. Herhangi bir yasal zemini olma-
dan toplanan yaklaşık 5 milyar Euro'nun geri
dönmesi çok zor. Bu toplama işini yapanlar şu
sloganı kullanmışlar:
"Verdiğinız para karşılığında haram faiz değil,
ondan çok daha yüksek kâr payı alacaksınız."
Köln Savcılığı bu yöntemle para toplamanın
dolandıncılık olduğu görüşüyle hareket edip so-
ruşturma başlatmış. Alman meslektaşımız ha-
berin bir yerinde, dolandırıldıkları için mahke-
meye başvuranlara, avukatlarının ne dediğini
yazmış:
"Elinize hisse senedi olarak verilen kâğıtları
tuvalet duvanna asın."
Der Spiegel'in konuyu kaleme aldığı şu gün-
lerde bizim Meclis'te de bir yasa tasarısı kale-
me alınıyor. Halen Adalet Komisyonu'ndaki ta-
sarıya göre, değişik yöntemlerle para toplayıp
zor duruma düşmüş şirketlerin kurtarılması he-
defleniyor. Eğer şirket, alacaklılarının yüzde
50'si ile anlaşabilirse, devlet o şirkete, "tamam
kardeşim, borçlannı yeniden yapılandırıyorum"
diyecek. Aynı tasarıya göre, zor durumdaki bu
tür şirketlerin iflas etmesi de zorlaştırılacak, sü-
reç 1 yıldan 5 yıla uzayacak.
Almanya'da yasal kabul edilmeyen para top-
lama işleminden sonra bu paraların Türkiye'de
yatırım yapılıyormuş gibi kullanılması, işlersar-
pa sarınca, "alacaklarınızın üzerine birbardak su
için" denecek kadar pişkin davranılması bizim
iktidarımıza göre son derece normal, hatta des-
teklenmesi gereken bir durum!
Doğu Aktulga
Hafta sonunda yaşamını yitiren eski Ege Or-
du Komutanı Orgeneral Doğu Aktulga bugün
toprağa verilecek. Aktulga'yı 199O'lı yılların or-
tasında tanımıştım. Sonrasında da zaman za-
man sohbet etme ortamımız oldu. Ülkenin he-
men bütün sorunlarını şu temele dayandırırdı:
- Eğitim sistemimizdeki bozukluk!
Bir ülkenin "ulusal gücü"nü, bilimden askeri-
yeye, ekonomiden siyasete tüm güçlerin birle-
şimi olarak tanımlar, bağımsızlık için her alanda
ileri olunması gerektiğini savunurdu. Ata-
türk'ün, "Ufku görmek yetmez, asıl olan ufkun
ötesını görebilmektir" sözünü çok yinelerdi. O'-
nun ıçın tek tümce söylemek gerekirse şu de-
nebilir:
Türkiye ile nefes alıp verirdi!
Işıklar içinde yatsın...
ankcum o ktv.ttnet.net.tr
CHP'li Gazalcı'dan sert elestiri
'Bakan Çelik tarikat
okullannı savunuyor'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Denizli Milletvekili,
TBMM Mılli Eğitim
Komisyonu üyesi Mus-
tafaGazalcı, Mılli Eği-
tim Bakanı Hüseyin
Çelik'in "özel okul
kurmak isteyenlere
açık çek verdiğine"
ılişkin sözlerini anımsa-
tırken "Özel okul de-
diklerinin çoğu tari-
katların elindeki, Fet-
hullah Hoca'nın dene-
timindeki okullardır"
dedi.
"MEB, Sayın Çe-
lik'in babasının çiftliği
değildir" diyen Gazal-
cı, kadrolaşma konu-
sundaki araştırma öner-
gelerinin nedilikle gö-
rüşülmesini istedi. Ga-
zalcı. Çelik'in Antal-
ya'da düzenlenen özel
okullarla ilgili sempoz-
yumda yaptığı konuş-
maya dıkkat çekti. Çe-
lik'in "okul satışlanna
karşı çıkanların ko-
münizmi yaşatma ça-
basında olduklannı,
CHP lideri 5 bin kere
kadrolaşma var, dese
de umurunda olmadı-
ğını, özel okullara kar-
şı çıkanların sosyalist-
lik adına karşı çıktık-
larım" söylediğini ak-
taran Gazalcı, "baka-
nın ölçüyü kaçırdığı-
nı" savundu. Çelik'in
Cumhuriyet tarihinde
görülmemiş partizanca
bir kadrolaşmaya girdi-
ğini vurgulayan Gazalcı
sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Şimdi de 10 bini
açık olan yurt çapında
50 bine yakın okul mü-
dürünü değiştirmek
için müdür atamala-
nnda mülakat yönte-
mini getirdi. Laik eği-
timi, öğretim birliğini
bozan bu kadrolaşma-
yı gizlemek için ucuz,
komünist, sosyalist,
suçlamalannı getiri-
yor. Bunlara kimse
İkanmaz."