23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27OCAK2004SALI OLAYLAR VE GORUŞLER "Sessizlik içinde birsu şı- nltısı, göz alabildiğine ye- şillik, herşeyin başında kent çılgınlığına daha kendileri- ni kaptırmamış insanlar... Bu çok sürmez, süremez, keşke sürse diyemeyiz.. Na- sıl çocukluğumuzun mavi evreniyokolduysa, Anado- lu 'nun bağnnda tek tük kal- mış böyle huzurtu yerter de kalkacak yeryüzünden." Zaman geçmiş gitmiş 1976'dan bugüneL Saç- lar ağarmış dökülmüş. Kalan kalmış, giden gitmiş. Ama orası, o düş ülkesi, o birbaşlangıcın, bir ön- cülüğün kenti duruyor yerli yerinde... Hiçbir şey yerli yerinde durmaz elbet O da değişmiş, o da kent- leşmiş, afna bir yaruyla, bir bölümüyie o şiirli, o öz- lemli nîteliğini kşrumuşı.:. -,i SafranboluL. "•- . t* GüzelliktetfKorumak savaşımının öncüsü biryer... Koruma^, saklamak, iyileştirmek, güzelliğine yeni döğerlerikatmak,' daha yeni, daha çağdaş, ama ' tarflteel antamından da kopmadan... Böyle bir yer ^.Yöreöin şairi Cinozoğlu'nun dizelerini elle tutar gibiyim: "Sebillere yazılı masallan/çağlann sesi minare- lerde/zaman hüzün ustasıdır/nargile içilen kahve- lerde" Taphsel Kentleri Koruma Derneği'nin çağnlısı ola rak üç gün kaldım Safranbolu'da... Çeyrek yüzyılı aşkın o uzak ilkyaz günlerinin düşleriyle gerçekle- rin çarpışmasını içimde duyarak... O günlerde ilk adımlar atılmak üzereydi. Tüm ülkeye bir örnek ol- sun istiyorduk, korumak bir şeyleri, her şeyi değil, eskimiş, eskiyecek şeyleri değil, zamanın ötelerin- de kalmış, ama unutulacak, yitip gidecek güzellik- leri korumak savaşımıydı bu!.. öncü insanlar o gün- den bugüne içtenlikle çalıştılar; önce Safranbolu, sonra tarihsel anlamlar, güzellikler taşıyan kentle- ri, yöreleri, yüzyıllardan günümüze gelmiş değer- leriydi korumak... Bir başka anlamda da dostluk toplantısıydı.. Va- liler, kaymakamlar, belediye başkanlan, üniversite öğretim üyeleri, sanatçılar, düşün adamlan ve es- ki dostum Nurettin Ergül... En önemlisi de yıllardır sürdürülen çabayı des- tekleyen Safranbolu insanlan, kentlerinin büsbütün çağdaş teknolojinin elinde kaybolmamasını isteyen yurttaşlar... Yirmi sekiz yıl önce Safranbolu'daki toplantıya ka- tılan, sonra da gazetelerde izlenimlerini yazan üç EVET/HAYIR OKTAY AKBAL f En Güzel Türkiye Safranbolu!' kişiden biriydim. öteki- ler de Zeynep Oralla Arslan Kaynardağ... Zeynep'le konuşmalar yaptık. Eski günleri an- dık, bugünlere konuyu başarıyla taşıyanlara te- şekkür ettik. Tarihsel Kentleri Koruma Der- neği Başkanı Prof. Me- tin Sözen'e, Sevgili Ok- tay Ekinci'ye, özellikle de Kastamonu'nun yıllar- ca belediye başkanı olarak güzellikleri kurtarma eyleminin öncüsü, Kızıttan Ulukavak'a... Biliyorum, ne kadar isterdi Sevgili Arslan Kaynar- dağ, bizimle biriikteolmayı.. Kimi sıkıntılarönleröz- lemleri!. Ama o, eski gezimizin izlenimlerini şiirleş- tirmiş, Safranbolu insanlarına sunmuş: "Bu şehri sizyaptınız, sizin elinizden çıktı bu ev- ler, bu duvariar/Bu güzel kapılar, pirinçten kapı tokmaklan/Elleriniz kadar, yüzleriniz kadar güzel- di yaptıklannız/Bu saçaklan böyle siz uzattınız/Pen- cerelerde süslediniz evlerinizi, çiçeklerie bahçele- rinizi/Havuzlaryaptınız, fıskıye ses/eri sardı evleri- nizi, bahçelerinizi/Su sesi, kuş sesi ve sizin gülüş- leriniz/Yıkadı zamanın kirini" Şiirler, yazılar, romanlar, öyküler, destanlar... Yet- miyor bunlar! Yitip gidiyor her şey! Belleklerde ya- şıyor elbet hepsi... Ama yetmez ki! Ya gelecek kuşaklar, ya yarınla- nn insanlan? Onlara bir şeyler bırakmamalı mı? Onlar da, bu eskimeyen tatlan duymamalı mı? Iş- te bu öncü insanlar, Sözen'lerin, Ekinci'lerin, Ulu- kavak'lann, tüm güzeli, iyiyi, yararlıyı sevenlerin kenti Safranbolu!.. lyi ki gittik. lyi ki Sevgili Oktay Ekinci önayak ol- du. Hiçbir yere gitmeyen ben, orda dirildim, genç- leştim. Dostlar, sevgilerortasındayenileşiyorinsan... AdaşlanmOktay'lar, Oktay Ekinci, Prof. Oktay Bel- li, Prof. Dr. Coşkun Özdemir ve Prof. Cevat Ge- ray, Prof. Ruşen Keleş ile nice Cumhuriyet okur- lan, genç yaşlı dostlaria... Arslan Kaynardağ dünü de, bugünü de ne güzel yansıtmış dizelerinde değil mi? "Siz akıttınız bu suyu şeker gibi çeşmeleri/Tez- gâhta çalışan sizdiniz, savaşta dövüşen sizdi- niz/Sayfa süslediniz, kitap yazdınız, kitabeler gö- rüyorum hep sizin/şiiher okuyorum mezar taşlan- nızda ölümden öte köy yok/Herkes sizi sevdi Saf- ranbolular/Herkes sevdi sizi, en güzel Türkiye'si- niz." Türkiye'nin bütün yöreleriyle Safranbolu gibi ol- ması dileğimdir... 'Konuşmak' T ürkiye üzerine son 50 yıldır oynanan senaryoya Holly- wood'da fılm çekmek iste- seydik, elimizde kalırdı. So- nucu baştan belli ve bu ka- dar düz mantık bir konu kimsenin ilgi- sini çekmezdi. Ama bız onu allayıp-pul- ladık, büyük özverüerde bulunduk ve çok gurur duyduk (!) Geçenlerde bir mılletvekili, "Ata- türk'ün Meclis'teki mareşal üniformah resnünden rahatstzhkdtıyduğunır açık- ladı. Cstelik Azerbaycan gibi, "enyakı- nıırnz" bir devletin armağarundan. Bu açıklama. sanınm "yüzen buzdağTnın tamamı değil. Burada sormak gerek, Nereye gidiyoruz? Hani o, devietimizin kurulmasmdan,\Tnarönceaçümış''G»- n Mechs" idi. Ve o "En yüce makarrT idi. Atatürk'ün fotoğraflannda sivil giyi- nişi, daha çok yer tutar. Çünkü o, zaten mesleğine âşık, başanlı bir askerdi. Ve bunu, tüm dünyaya kanıtlamış ve ru- hunda özümsemişti. Öbür dünya lider- lerine bakınca, tersini görürüz. Asker- likle uzaktan yakından ilgileri yoktur. Ama ünirbrmayi sırtından çıkarmazlar: Adolf Hitler. Fidd Castro Gelin birlikte anımsayalım: Takvim- ler 7 Temmuz 1919'u gösterirken Mus- tafaKemal,Erzurum'daydı. Kongre ha- zıriıklan ile birlikte sıkıntılar da süriiyor- -du. Bakkala- manava veresiye aüşveri- şin kredisi tükenmiş, sabah kahvaltısı yapmakta zorluk çekiliyordu. Derken îstanburdanbirtelgrafgeldi: "Arökçok fleri gittin, hemetı dön, yoksa kovulacak- sm." O hiç duraksamadı. Türk ulusunun Siiper bilinçaçıcı yöntemle 120dakikadar M Kiuıp okıırken, TV seyrederken, cv işi yaparken haîta ııyurken bile İngilizce öğreneceksiniz! V "*V *J 'J> m Önümüzdeki 50 yıl içerisinde. İstanbul merkezli bir büyük devlet düşünülüyor. Bu senaryoya, Atatürk ilkeleri en büyük engel. Prof. Dr. Mahir AYDIN İstanbul Üniversitesi mutluluğu için, "çok sevdiği askertik mesleği''nden aynldı. Üniformasını çıkaran Mustafa Ke- mal'e, kimse kalkıp da "Sana verdiği- miz değer üniforman içmdi. Buraya ka- dmjuş" demedi. Üstelik Kanm Kara- bekin *Paşam,ordumemrinizdedir!''dı- yordu. Ve Sakarya Sa\r aşı sonunda Mec- lis, onu "mareşal" rütbesiyle ödüllendir- di. Daha doğrusu, mareşallik onunla onurlandı. Bizdeki "konuşmak" sözcüğünün kö- künde, başka bir anlam yatar, öbür dil- lerde "ses" olan bu kök, bizde "kon- mak"tır. Önce yaruna konmak, sonra iletişimde bulunmak. Eğer yan yana ge- lirsek birbirimizle "kon^u",yani "kon- şu" oluruz. Atatürk konuşmasını çok iyi biliyor- du. Düşünceleri; bilgi, deneyim ve söz uyumu üzerine kuruluydu. Giyimi, tav- n ve bakışı, söylediğine ayn bir anlam katardı. Ses tonunda ise liderlik yankı- lanırdı. Efelenme, kabadayılık ve azar gö- rülmezdı. Büjiik komutanlı|ının yanı sıra bü- yük bir liderdi de. Once Türk ulusuna değer verdi. Onunla Amasya, Erzunım ve Sıvas'ta konuştu. Sonra kendine inan- dırdı ve başan ardından geldi. Cumhu- riyetin Onuncu Yılı'nda: "Muthıyum ki; sizeçoksözler verdiın ama, bana inan- chğmız için, sizi hiç utandırmadım'' di- yordu. Toplumsal konular da bizim gibi can- hdır. îlgi, bakım ve beslenmek ister. Ona konuşuıken, önce "komşu" olmak ge- rek. Uzaktan bakarak. kandırmaya ça- lışarak, diş bileyerek değil. Yoksa insan, önce kendini aldatır, son- ?«fptjr ra yandaşlannı. • r * Bugün ne değiştı de Atarürk'ün mareşal üni- forması rahatsızlık veri- yor? Pijamalı söyleşile- re, tişörtlü denetlemelere mı ahştık? Atatürk mü es- kidi? Türkiye Cumhuriye- ti'nin temel değerleri mi? Elbette ki, hayır! Atatürk ilkelerinin çağdaşlığı. ara- dan geçen yıllara karşın sürüyor. Bu, bir şeylere saplanıp kalmak değil. Aksine onlann, "zaman ötesigeçerliliği''dir. tnan- mayanlar, öbür devletle- rin bugün kendi insanına nasıl yaklaştığına baksın. Enparlak örnek .\BD. Önümüzdeki 50 yıl içe- risinde, istanbul merkez- li bir büyük devlet düşü- nülüyor. Bu senaryoya, Atatürk ilkelen en büyük engel. ABnin bu konuda- ki düşüncesini de gördük, Türk ordusuna bakış açı- sını da. Amaçlanna ulaş- manın en kolay yolu, Tür- kiye Cumhuriyeh'ru Ata- türk ilkelerinden uzaklaş- tırmak, insammızı ilke- sizleştirmek. Adını ver- mek istemediğım. falan- ca eski sömürge gibi yap- mak. Insanın yaşı, yalnız nü- fus kimliği ile ölçülmez. tnsanlar, bilgi bakımın- dan da çocuk, genç ya da yaşlı olabilirler. Atinalı düşünürMenandros 2300 yıl öncesinden gençlere, u konuşmadan önce öğ- renmeji" öğütlercesıne n II1SEL I YOK s B şöyle diyor. "Size,kmtşmak\çrine. susmakdahaçokyakışııf PENCERE Garip Bir Çelişki... Pazar günkü Cumhuriyet'in dördüncü sayfasın- da çarpıcı bir başlık vardı: "Kölelik Yasasına Hayır" "AKP iktidannın reform adı altında hazırtadığı 'Ka- mu Yönetimi Temel Yasa Tasansı' Izmir'de yapılan bir mitingle protesto edildi." Mitingi kimleryapıyor?.. DİSK, KESK, TMMOB, IzmirTabib Odası, CHP, ÖDP, EMEP, SHP, DEHAP, ÖTP, SES, DSP ve SDP'nin yanı sırayurttaşlann katılımı söz konusu... Cumhuriyet alanında toplanan kalabalık önün- de konuşanlann adlan: TMMOB Başkanı Kaya Güvenç.. KESK Genel Başkanı Sami Evren.. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol. IzmirTabib Odası Başkanı Fatih Sürenkök.. Konuşmacılar özetle ne demişler: "- IMF bağımlısı hükümetler yıllardır benimse- dikleri yoksulluk politikalarıyla halkın ve emekçi- lerin karşısında oldular. AKP Hükümeti de ülke kaynaklannın talan edilmesine göz yumuyor. Ka- mu hizmeüeri özelleştirilmekisteniyor, TÜPRAŞ ve TEKEL'den sonra sıra okullanmıza, hastaneleri- mize gelecek; en temel kamu hizmetleriparalı ola- cak; kamu emekçilerinin güvenceleri ellerinden alınacak. Buna izin vermemek için sonuna kadar direneceğiz." • Cumhuriyet'in dördüncü sayfasının büyük bölü- münü pazar günü kapsayan iki haber daha var: TTB (Türk Tabibleri Birliği) Merkez Konseyi Baş- kanı Dr. Füsun Sayek konuşmuş: "- Mesleğimizi ve toplumsal geleceğimizi bütü- nüyle karartacak bu tasanyı kabul etmiyoruz, ta- san sağlıkta tasfiyeyi öngörüyor." KESK üyeleri Diyarbakır'da da eylem yapmışlar; Istasyon Meydanı'nda toplanan sendikacılar adı- na konuşan Medeni Tutşi demiş ki: "- Kamu Reformu Yasa Tasansı emekçileri iş- sizliğe, toplumun önemli bir bölümünü yoksullu- ğa mahkûm etmek istiyor." Ege, Ankara, Diyarbakır Cumhuriyet bürolann- dan verilen haberierde adı geçen örgütlerin ve li- derierinin ortak bir eylem yaptıklan görülüyor; bun- dan sonrası daha önemli... • Cumhuriyet'te bu haberleri okuduktan sonra me- rak ettim ve dedim ki: - Bakalım öteki gazeteler ne yazmışlar?.. Bakkalın çırağı pazar günü kocaman bir tomar gazeteyi kapının önüne bırakır; tekerteker incele- diğim gazetelerin adlannı da sayayım: Akşam, Sabah, Hürriyet, Vatan, Halka Tercü- man, Yeni Şafak, Vakit, Radikal, Posta, Zaman, Milliyet, Milli Gazete, Dünden Bugüne Tercüman... Hiçbirinde tek satır yok!.. Hımmm... Bu işte bir sakatlık var... Ya Cumhuriyet hiçbir haber değeri olmayan olay- lara önem vermiş, on üç örgütün üç büyük kent- teki eylem ve konuşmalanna yer ayırmış... Ya da tüm öteki gazeteler. kasıtlı olarak, sivil top- lum kuruluşlan, meslek odaları, emekçi sendika- lan ve siyasal partilerin eylemlerini gönmezlikten gel- mişler... • Peki, bu olaydan alınacak bir ders yok mu?.. Dersi, Cumhuriyet değil, haberde adı geçen örgüt- ler, konuşmacıları ve liderieri almalı, ama.. Alacakiannı sanmıyorum. Canımız, oğlumuz, ağabeyimiz Türkiye İşçi Partisi 1965-1971 Amasya İl Başkanı ŞERAFETTİIM ATALAY'l ölümünün 33. yılında, o günün heyecan ve sıcaklığı ile anıyoruz. AİLESİ c* b i l i f f l S e l 93 69 Süper bilinçaçıcı yönfemi İngilizce 'yi doğru öğrenebilmek için yıllannı harcayan Ingilizler hile kıskanacak! Mestelö İngilizce VoM CO'si çok yakında! Super Brainvvashing ile İngilizce öğrenmek ıçın yapmaniz gereken tek şey başmtza geçirip CD çalarınızın düğmesıne basmak. Siz farkına bile varmadan CD'deki tüm bügiler yardımıyla dağarcığınıza transfer olacak, anadilini? abi inaiiizce konuşacaksınız. ise bu bilgileri daha tızun sure hafızanızda uıımanızı sagiayacak. Bu çığıraçıcı bilinçaçıcı yöntem çok yakında 28 farklt dilde! Bir dünya vatandaşı olmak isteyen herkese! Super BRAI WASH TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ GENEL KURUL ÇAĞRISI Cemiyetimizin 2002-2003 dönemi Olağan Genel Kurulu, 23 Şubat 2004 Pazartesi ve 24 Şubat 2004 Salı günleri saat 10.00'da Cağaloğlu Türkocağı Caddesi No: Tdeki Türki- ye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda aşağıdaki gündemi görüş- mek üzere toplanacaktır. Toplantıda gerekli çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı 4 Mart 2004 Per- şembe günü saat 10.00'da çoğunluk aranmaksızın başlayacak, 5 Mart 2004 Cuma günü aynı yerde devam edecektiı. Seçimler, Genel Kunıl'un ikinci günü yapılacak ve oy sandığı 10.00 - 17.00 saatleri araslnda açık tutulacaktır. Üyelerimizin bilgisine sunar, katılmalannı rica ederiz. YÖNETÎM KURULU GÜNDEM: Birinci Gün: 1. Açılış, Başkanlık Di\ı anı seçimi, saygı duruşu, 2. Cemiyet Başkanı'nın açış konuşması, 3. Tüzüğün 29 (Basın Senatosu) ve 33'üncü (ödenti) maddelerinde değişiklik yapüması önerisinin göriişülerek karara baglanması, 4. Yönetim Kurulu Çalışma ve Hesap Raporian ile Denetleme Kunılu Raporunun okun- ması ve görüşülmesi, 5. Kurullann ibrası, 6.2004-2005 bütçe tasanlannın incelenmesi, oylanması ve dilekler, 7. G7 a>Timı kurulunun seçimi ve ikinci gün yapılacak seçimler hakkında bilgilendirme. fkinci Gün: 8. Yönetim Kurulu, Denetleme Kunılu, Onur Kurulu ve Balotaj Kurulu'nun seçımleri. 9. Kapanış
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear