23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUHİYET 27 OCAK 2004 SALI HABERLER DÛNYADABUGİJIV ALİ SİRMEN Komünizm HorUuyor Aem bir adam şu Milli Eğitim Bakanı, 2004 yı- lıyfe birlikte ülkede komünizmi de hortlattı. (HP'nin, Milli Eğitim'in bugünkü yapısından çıkanlarak hızla özelleştirmeye doğaı kaydınlma- sıra karşı çıkışını komünistlikle suçladı. Tjrkiye'nin sağı yıllar yılı aczini, komünizm edfbiyatı arkasına saklamış, yıllar boyu bu yön- tenle iktidar koltuğunu muhafaza etmeye ça- baamıştır. 1982 yılı başında, siyaset sahnemizin yıldız- lamdan, o günlerde siyasi yasaklı Ihsan Sabri Çaglayangil ile konuşuyorduk. Amaç anılarâle- mirde dolaşarak, faşizmin yasağını delmekti. Günler süren çok uzun, benim açımdan çok öğrstici birsöyleşi oldu. Sanırım ikimizin de bir- birhe kanı ısınmıştı. Irsan Sabri Bey ile dünya sorunlan, Ortado- ğu'iun durumu, devietin ana meseleleri gibi bir- çok konuyu konuştuk. Söyleşinin ancak, onun ızniolan bölümünü, günün koşullannın elverdi- ği öçüde yayımlayabildik, yani yüzde beş ka- darnı.. Gjnlerce süren konuşmamızın bir yerinde da- yanamayıp sordum: - Siz emniyet teşkilatında da çalışmış, politi- kayı ve ülkeyi bilen bir kişi olarak, Türkiye'de hiç- bir zaman ciddi bir komünizm olasılığı bulunma- dığının herhalde farkındasınız... - Evet, diye yanıtladı Ihsan Sabri Bey, Türki- ye'oe komünizm tehlikesi yoktur. - Peki o zaman, dedim, demokrasinin canına okuyan şu TCK 141 -142 ne oluyor? - Önlar, dedi tecrübeli politikacı, 163. madde- yi dengelemek için tutuluyor, Türkiye'de komü- nizm tehlikesi yoktur, ama köktendinci tehlike var- dır. ••• Röportajımın yayımlanmış halini, bu konuşma- dan on on beş gün sonra, komünizm dolayısıy- la tutuklu bulunduğum askeri hapishanede oku- dum. Sağ yıllar yılı, "komünizm tehlikesi" adını ver- diği bir umacı ile kitleleri korkutmuş ve kendi po- litikalarına kılıf hazırlamıştır. Hep merak eder dururdum, "Komünizm çö- künce, acaba bunlar hangi can simidine san- lacaklar?" diye. Meğerse onların bahane değiştirmeye bile ih- tiyaçları yokmuş. Işte Türkiye'nin McCarthy döneminden kalma Milli Eğitim Bakanı, biraz başı sıkışınca, yeni ko- münizm tehlikesine sanlıverdi. Birde bunlara "demokrat" diyenlerçıkryorhiç utanmadan. Önümüzdeki dönemde, bu sava fazlaca sa- nlırsa şaşmayın! Türkiye'yi güç ve siyasi bakımdan gergin gün- ler bekliyor. Bakmayın siz şu anda durumun güllük gülis- tanlık gösterilmesine çabalayanların çizdikleri tabloya. Hattayerel seçimlerde AKP'nin oy oranını art- tınması da sizi şaşırtmasın! • • • Aslında, AKP için sonun başlangıcı gelip çat- mıştır. Ekonomideki görece istikrarın sürmeyeceği- ni, 2005'te enflasyonun azması, dalgalı kurda bir tür devalüsyon olarak niteleyebileceğimiz, do- lann iki misline yakın artması olasılığı, ciddi dış çevreler tarafından dile getiriliyor. İMF yetkilileri de AKP'yi popülist politikalan ko- nusunda uyarırken, "2004'ün2003kadarrahat geçemeyebileceğini" söylüyorlardı. Kalkınma hızının yüzde 5'lerin çok altında ger- çekleşmesi, belki de yüzde 2'lerde kalması ola- sılık dışı değil. Bu durumda zaten olmayan yatınmın artma- sını, işsizliğin azalmasını beklemek de beyhu- dedir. Kalkınma hızının beklenenin de üstünde ger- çekleştiği 2003'te bile, ekonomi güya düzelirken, işsizlik de artıyordu. AKP'nin tarım politikası, Kıbns'tagüyaçözüm adı altında vermeye hazırlandığı ödünlerle bir- leşince, ekonomik güçlüklerin üstüne tuz biber ekecek, hoşnutsuzluğu katbekat arttıracaktır. Bu durumda devleti hızla parselleyen AKP, si- yasi gerginliğitırrnandırmaktan, komünizmi hort- latmaktan medet umacaktır. Bekleyin şöyle altı sekiz ay, bilemediniz bir yıl, göreceksiniz. 2005'te dünyanın herhangi bir yerinde komü- nizm hortlar mı bilmiyorum ama, Türkiye'de ko- münizm edebiyatı hortlayıp şahlanacaktır. Resmi tarihe aykırı belgesel Annç'ın danışmanını RTÜK durdurdu ANKARA(Cumlnıri- yet Bürosu) - TBMM Başkanı BükntAnnç'ın fletişim Ofisi Başkaniı- ğı'na getirdiği Kemal Oztûrk'ün hazırladığı *tlkMeclis''adlıbelge- selin yayıınının 1999'da RTÜK tarafindan "resmi tarihtezineaykm" oldu- fu gerekçesiyle durdu- rulduğu ortaya çıktı. Öztürk, Kanal 7'de program yapımcısı ol- duğu dönemde "İBtMee- is" adıyla bir belgesel hazırladı. Ilk Meclis'in kuruluşuyla ilgili süre- cin anlatıldığı belgesel- de, şu ifadeler yer aldı: • Zafer sonrası yaşa- nanlar, anlatılmamış bir tanhin perde gerisinde buruk anılar olarak kal- dı. Kavgalar, cinayetler, tasfıyeler, kamplaşma- lar, idamlar. Ük Meclis'in kahramanlan tüm buhla- nn öznesi olarak tarihte- ki yerlerini aldılar. • Birinci Meclis'in öy- küsü 1926 yılında sona erdi. Kurtuluş Savaşı'nı yöneten, Meclis'i kuran- larbu tarihte siyaset sah- nesinden silindiler. Ilk Meclis binası, yenisi ya- pılmca yıllarca CHP merkezi olarak kullanıl- dı. 1946 yılına kadar ül- kede tek parti yönetimi hâkim oldu. Ülkenin bü- tün renkleri soldu, bü- tün sesleri kısıldı. Belgeseli"Türkmiffi egitiminingenel amaçla- nna, temel Ukekrine ve milB kültürün geüştirfl- mesi ilkesine" aykın bu- lan RTÜKkanah uyardı. Hükümet, İslami holdinglerin de aralannda bulunduğu şirketleri kurtarmak için harekete geçti Batık şirketeAKP koruması• thlas, Kombassan. Yimpaş gibi holdingJeri de kapsayan yasa tasansı, zor durumda olan şirketlerin borçlannın uzlaşma yoluyla yeniden yapılandınlmasını öngörüyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, tslami holdinglerin de aralannda bulunduğu batık ya da batma tehlikesiyle karşı karşıya ka- lan şirketleri kurtarmak istiyor. TBMM Adalet Alt Komisyonu'nda görüşmeleri süren yasa tasansı, zor durumda olan şirketlenn borçlannnı uzlaşma yoluyla yeniden yapılandı- nlmasını öngörüyor. Bu kapsama th- las, Kombassan ve Yimpaş gibi tsla- mi holdingler de giriyor. Zordurumdaki şirketleri kurtarma- yı amaçlayan tasan, şu düzenlemele- ri öngörüyor: • Muaccel para borçlannı ödeye- meyecek durumda olan ya da mevcut ve alacaklan borçlannı karşılamaya yetmeyen ya da bu hallerden birine düşme tehlikesiyle karşı karşıya kal- ması durumunda olan bir sermaye şirketi ya da kooperanf, alacakhlar ta- rafindan gerekli çoğunluk sağlana- rak kabul edihniş olan yeniden yapı- landırma projesi ile birlikte ilgili ye- YÖNETÎM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİNE YURTDIŞIYASAĞI Yimpaş Holding'e yarşdan darbe ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - Kâr-zarar ortaklığıyla çalışan Yimpaş Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Lyarın, yönetim kuruJu ûyeleriyle birlikte; holding faaüyetleri nedeniyle 3 yıl hapis cezasına çarpünldığı ve hakkında "yurtdışı yasağı'' olduğu ortaya çıktı. Karann temziye götürüldüğü belirtilirken holding yetkilileri konuyla ilgili sorulanmızı yanıtsız bıraktı. Edinilen bilgiye göre, Yimpaş Holding AŞ'yle ilgili olarak, holdingin yönetim kurulu başkanı Dursun Uyar başta ohnak üzere yönetim kurulu üyeleri hakkında Sermaye Piyasası Yasasf nın 47. maddesi gereğince Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 2002 yılı sonunda bitirilen davada Yimpaş Holding Yönetim Kurulu üyeleri Dursun Uyar, Yaşar Keskm, SaBh Metin VûceL Bayar Demir, Atüla Çoban, Mithat Erbek, Mustafa Dağ. Mehmet Nuri Yavuz. Mustafa GüJeç ve Tevfik Aslan ın 3'er yıl hapis ve 15 mih/ar lira ağır para cezasına çarptınlmasına karar verildi. Karann ardından harekete geçen Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi, Uyar, başta olmak üzere tüm sanıklar hakbnda yurtdışına çıkış yasağı getirilmesi için Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazdı ve bu . yazı doğrultusunda Yimpaş Yönetim Kurulu üyelerinin yurtdışı çıkışlanna tedbir konuldu. SPK kayıtlanna göre de yurtdışı yasağı getiren mahkeme karanyla ilgili olarak, taraflar temyize başvurdu. Ancak bugüne kadar bir sonuç alınamadı. SPK'nin Yimpaş Holding'le ilgili olarak birçok dava açtığı, ancak bu davalann büyük bir kısmının "af" kapsamına girdiği öğrenildi. Holdingle ilgili davalann bir kısıru ise halen devam ediyor. rin asliye ticaret mahkemesine, uzlaş- ma yoluyla yeniden yapılandarma için başvurabilecek. \/ Mahkeme, başvurudan itibaren 30 gün içinde gerçekleşecek olan du- ruşma gününü belirleyerek başvuru- yu tüm alacaklılara tebliğ edecek. Mahkeme, aynca borçlunun veya ala- caklılardan birinin istemi üzerine, borçlununhakkında verilecek nihai ka- rann kesinleşmesine kadar geçecek olan dönem için borçlunun malvarlı- ğını korumaya yönelik önlemler ala- bilecek. •Mahkeme, projeden etkilenen alacaklıların borçluya karşı başlat- tıklan takiplerin ve takiplerle ilgili olan davalann durdurulmasına. yeni icra takıbi yapılmasının etkilenen ala- caklılar için yasaklanmasuıa, ihtiya- ti tedbir ve ihtiyati haciz kararlannın uygulanmamasına ara dönem için ka- rar verebilecek. AKP, borçlann yeniden yapılandı- nlmasıyla birlikte iflasuı ertelenme- siyle ilgili süreleri de 2 yıldan 5 yıla çıkannak istiyor. Alt komisyona ve- rilen önergede, ıflasın ertelenmesi sü- resının 2 yıl ile sınırlandınldığı belir- tılerek bunun yeterli obnadığı, ülke ekonomisindekı oynamalara göre, da- ha uzun bir sürenın de gerekebilece- ği belirtıldı. Önergede, "Ertelemesü- resi azami 1 yıkbr. Bu süre kayymun verdiği raporİar dikkateabnarak mab- kemece uygun görükcek süreler ile uzaülabilir, ancak uzatma süreleri top- lam 5 yılı geçemez. Kayjim, mahke- rnenin belirie>eceği sürelerde iflası er- telenenin faalhederi ve işletmenin du- rumu konusundadüzenü olarak mah- kemeye rapor verir" hükmünün ge- tirilmesi öngörüldü. Tasannnı genel gerekçesinde, ba- tık şirketlerin kurtanlması şu gerek- çelere dayandınldı: "Ekonomik koşullardaki beklen- medik değişiklikJcr nedenh le asunda ekonomik varhklanmdevam ettirme- si mümkün olan serma>e şirketleri muaccel para borçlannı öde>emedik- leriiçin faah>etlerini durdurmakteh- likesi 9e karşı karşrya kalabiliıier. Bu tehlike, borçlulan olduğu kadar ala- cağmıtahsil edememedururrarvia kar- şı karşıva kalan alacaklılan ve işini ka\t>etme tehlikesine maruz kalan iş- çileri de tehdit etmekte. bu tehdit $o- nuçta bölgesel veya mUK ekonomiyi etkilemektedir. Bu gibi durumlarda. ekonomik varlığını devam ettirebil- me imkânı olan sermaye şirkefJmni yeniden yapılandırarak ekonomik hayatlanna devam ermelerini sağ- laınak nerkesin varannadu"." CHP'den tepki: Arınç iktidarın borazanı gibi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Başkanı Bü- lent Annç'ın son dönemdekı çıkışlan CHP'nin sert tepki- sine yol açtı. CHP grup baş- kanvekilleri Kemal Anadol ve AK Topuz. Annç'ın "AKP'nin borazanı gjbi" ko- nuştuğunu vurguladılar. Anadol, Annç'ın Kamu Yö- netimi Temel Yasa Tasansı konusunda CHP'yi hedef alan açıklamalannı "esefle karşdadıkJannr bildirdi. Anadol, şunlan şöyledi: "TBMM Başkanltğının ta- rafeciığı esasnr. CHP, anaya- sa ve içtüzükten gelen hakİa- nnı kuBanarak muhalefet yn- rütmektedir. Armç, CHP or- tada rejim sorunu varmış gi- bi davraruyor. drvor. Rejim sorunu yok dive düşünüyor- larsa bunu sövieyecek olan bükümet sözcüleridn-." Topuz da "TBMM Başkanı'nın bir partnün miBtanı. borazanı, polemikçisi gibi ortaya çık- ması cumhurrvet tarihinde ilk örnektir" diye konuşru. Önergeleri iade etti Bu arada Annç, CHP'li Ca- nan Antmanın Başbakan'a yönelttiği 4 soru önergesini içtüzük hükümlerinde belir- tilen nitelikleri taşımadığı gerekçesiyle iade etti. Ant- man, Başbakan'a, Ömer Dinçer'in 1995'deki tebliğin- de sözlerine karşın görevde tutulması, sınavda sıfir puan alan ve ataması yapılan sağ- lık personeli ile Ismail Ağa Cemaati Lideri Mahmut Us- taosmanoğlu'nun kızının ce- naze törenine katılan insanla-. nn kıyafetlerini sormuştu. SHP'nin çalışmaları sonuçlanıyor Duruşmada, Korkmaz Vığit ihale sürecinde kendisini tehdit ettiğini ileri sürdüğü Güneş Taner'e sorular yöneitti. Ancak, mahkeme Taner'in bu sorulan yaıuüamamasına karar verdi Türkbank duruşmasında Bankekspres'le ilgili bilgi verdi Taner davalaıi karıştırdı! ECEVİTKnJÇ Türkbank ihalesine fesat kanş- tınlmasıyla ilgili açılan davada ta- nık olarak Bodrum'dan talimat- la ifade veren dönemin Başbaka- nı MesutYdtnaz, daha önce Mec- lis Araştırma Komisyonu'na bil- gi verdiğini belirterek "Başka bügim yoktur" dedi. Tanık ola- rak duruşmada dinlenen __ dönemin ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Gü- neşTanerise Türkbankye- rine Bankekspres'le ilgili bilgi verdi. tstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruş- maya tutuksuz yargılanan 10 sanıktan Korkmaz Yiğh ve eski MİT görevlisi YavuzAlaç ka- tıidt. Tamk olarak da Güneş Ta- ner ve dönemin Hazine Müste- şan YenerDinçmen dinlendi. Ta- ner, yaklaşık 40 dakika Türk- bank yerine Korkmaz Yiğit'in eski bankası Bankekspres'le il- gili bilgiler verdi. Mahkeme he- yetının "Türkbank'la ilgili bügi ver" uyansı üzerine Taner, "Bu dava Türkbank davası mıydı? Ben Bankekspres davası zanne- diyordum" diye konuştu. Söz alan sanık avukatlan, Ta- ner'e Türkbank ıhalesi süreciy- le ilgili 7 soru yöneitti. Ancak • Saruk avukatlannın talebi üzerine daha önce talimatla ifade veren Mesut Yılmaz'ın duruşmada yeniden ifade vermesıne İcarar verildi. mahkeme heyeti, bu sorulann davaya yarar getirmeyeceğıne ilişkin Savcı Fethi Türkmen'den görüş sordu. Türkmen'in "yarar getirmez" demesi üzerine heyet, Taner'in sorulan yamtlamama- sına karar verdi. Daha sonra saruk Korkmaz Yı- ğit söz alarak, "Gerekyoksa Ta- ner'i niye buraya çağmhnız? Bı- rakuı Tanerievüzleşelnn. Benim tanığa sormam gereken çok şey var" dedi. İhale sıirecınde Ta- ner'in kendisini tehdit ettiğini sa- vunan Yiğit, tanığa çeşitli soru- lar yöneitti. Ancak mahkeme bu sorulann da yanıtlanmamasına karar verdi. Sanık avukatlan karara tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı M- yaziAydm, daha sonra Me- sut Yılmaz ve dönemin Merkez Bankası Başkanı GaziErçel'in taJimatla ifa- de verdiğini tutanaklara - geçirdi. Avukatlar Yıl- maz'ın ara karar gereği sanık ve kendilerinin de hazır bulunduğu bir duruşmada ifade vermesi ge- rektiğini vurgulayarak, yeniden ifade vermesini istedi. Talebi ye- nnde bulan mahkeme heyeti, Me- sut Yılmaz' ın yeniden ifade ver- mesini kararlaştırdl. Ittifakta partiyer ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - SHP'nin uzun zamandır sürdürdü- ğü işbirliği çalışmalannın bu hafta içinde sonuçlan- ması bekleniyor. SHP, DE- HAP, ÖDP, EMEP, Sos- yalist Demokrasi Partisi (SDP) ve Özgür Toplum Partisi (ÖTP) genel baş- kanlan büyük olasılıkla 29 Ocak Perşembe günü bir araya gelerek "demok- ratik güçbirligi deklaras- yonu"nu açıklayacak. tş- birliğine ginneyen CHP, DSP, İP, Bağımsız Cum- huriyet Partisi (BCP) ve Cumhuriyetçi Demokra- si Partisi'nin (CDP) çe- kincelerinin başında ise "DEHAP'mişbirtiği için- de olmasT geliyor. SHP'nin başlattığı gö- rüşmeler kapsamında, SHP, DEHAP, ÖDP, EMEP, SDP ve ÖTP yet- kilileri bugün bir araya gelerek bir ana mutaba- kat için çalışma yapacak- lar. Bunun ardından SHP Genel Başkanı MuratKa- rayalçın, DEHAP Genel Başkanı TuncerBakırhaıı, ÖDP Genel Başkanı Hay- ri Kozanoğhı. ÖTP Genel Başkanı AhmetTuran De- mir, SDP Genel Başkanı Akm Birdal ve EMEP Ge- nel Başkanı LeventTüzel 29 Ocak Perşembe günü bir araya gelerek "demok- ratik güçbnüği deklaras- yonu"nu duyuracaklar. SHP lideri Karayalçın, yann aynca YTP lideri Is- mafl Cem ile de görüşerek işbirliğine katıhnasa bile "alan terk eöne" yönte- mini değerlendirmesini önerecek CHP, DSP, YTP, altı alacak BCP ve CDP işbirliğine karılmıyor. Bu 5 partinin en büyük çekincesini ise DEHAP'ın da işbirliği içinde yer alması oluştu- ruyor. İşbirliği görüşmelerine katılan partilerden bazı- lannın görüşü şöyle: DEHAP CenelBa$kan YartlımcKiNaclKııtlay: Gelinen aşamanın açık- lanmasınm ardından par- tiler bir araya gelecekler ve illerde "kiminle kaza- nıhr" noktasından hare- ketle başkan adayını ta- yin edecekler. Herkes ken- di üzerine düşeni yapa- cak. Kim güçlüyse onun adayı gösterilecek. Diğer partiler burada aday gös- termeyecekler. ÖDPMYKüyeslYildı- nm Kaya: Biz 6 partinin birlikteliğuıe ittıfak değil. demokratik güçbirligi di- yoruz. Ben de Kırşehır'de demokratik güçbirliğinin adayıyım. Çalışmalann geldiği nokta umut veri- ci. Yerel örgütlenmız ça- lışmalan sürdürüyorlar. Biz de genel merkez ola- rak bu çalışmanın önünün açılması misyonunu yük- lendik. 81 ılde, ilçelerde olabilen her yerde işbirli- ği yapacağız. EMEP Cenel Başkan Yardımcısı Ender İmrefc 6 parti mutabakat sağla- dık. Görüşmeler sürüyor. Bu 6 parti dışuıda YTP ile herhangi bir görüşme- miz ohnadı. işbirliği kap- samında adaylar beürlenir- ken 6 parti ortak karar ve- recek. Bir partinin aday gösterdiği yerde diğer par- tiler aday göstermeyecek. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Istanbul'un kara teslim olmasını, gazetelerimizden biri "Herkes var, devlet yok" başlığıyla vermişti. Hem doğru hem de yanlış birtesprt bu. Evet devlet yok, doğru; peki herkes var mı? O herkes kim? O herkes biziz, yani halkımız. Biz neredeydik? Kurallan çiğniyorduk, uyanlara kulak vermi- yorduk. Bir doğal felaket anında ya- pılmaması gereken herşeyi yapıyor- duk. Devlet yoktu, ancak biz de yok- tuk. Zaten biz neysek devlet de bi- raz oydu. Kar-kış-kıyamet arasında bir top- lantıya katılmak amacıyla biz de Al- manya'ya gidiyorduk. Hürriyet Ga- zetesi Yazıişleri Müdürü Tufan Tü- renç'le 13.45'te Münih'e kalkacak uçağımız için 11.30'da havaalanına geldik. Biletlerimizi uzattık, görevli "Uçakta yer kalmadı, yandaki stan- da gidin, belki size başka bir uçakta yer bulabilirler" dedi. 'Herkes Var Devlet Yok' Haydi bakalım. Elimizde okeyli bi- letimiz var ve bize, yer kalmadı diyor- lar. Tıpkı, bayramlarda Topkapı oto- büs seferierinde yaşananlara benzer bir durumla karşı karşıyayız. Türk Ha- vaYollan, aynı bileti iki kezsatmış gi- bi davranıyor. Neden olduğunu öğ- renmeye ve bir çözüm bulmaya uğ- raşıyoruz. Bu çift bilet şatışının nedenini an- lıyoruz. Sabah Münih'e kalkacak uçak iptal ediliyor. O uçağın yolculan, bi- zim de bineceğimiz 13.45 uçağına transfer ediliyor. Nasıl olsa 13.45 uça- ğının yolculannın bir kısmı gelmez ve de böylece iki uçağın yolculan bir uçağa sığar anlayışıyla ilk uçağın yol- culan ikinci uçağa alınıyorlar. Derken beklenenin tersi oluyor, gü- neşli bir istanbul sabahında 13.45 uçağının yolcuları geliyorlar. Tabii uçakta yer kalmıyor. Okeyli biletleriy- le yolcular açıkta kalıyoıiar. Biz de onlardan ikisiyiz. Bir toplantıya ye- tişmemiz gerekiyor. Ikı gazeteci, ön- ce ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Tufan Türenç çaresizlik içinde Ulaş- tırma Bakanı'nı aramaya karar veri- yor. Ben de havaalanı görevlileriyle çö- züm anyorurn. 16.50'de Lufthansa uçağı olduğunu öğrenip, ondan yer almaya uğraşıyorum. Sonra aklıma Münih'e yakın Stuttgart Havaalanı geliyor. Tufan Türenç, Ulaştırma Ba- kanı Binali Yıldınm'a ulaşıyor. THY görevlilerı Stuttgart uçağında yer olduğunu söylüyorlar. Ulaştırma Bakanı ilgileniyor. Sonunda gazete- ci olmanın imtıyazını da kullanarak Stuttgart uçağına transfer oluyoruz. Stuttgart uçağı 13.05'te olduğu için koşarak uçağa yetişiyoruz. ••• Istanbul-Stuttgart uçağının yansın- dan fazlası boş. Münih'e ellerindeki okeyfi biletlerle binemeyen, havaala- nında öfke ile THY görevlilerine sal- dıran insanlar için aslında bir çözüm olduğu ortaya çıkıyor. Sabah kalka- mayan Münih uçağının yolcularını THY yöneticileri Stuttgart'a yönlen- dirselerdi, Stuttgart Havaalanı'na da Münih yolculannı almak üzere bir oto- büs yollasalardı bu kadar kargaşa meydana gelmeyecekti. • • • Buna benzer örnekleri hemen her gün yaşıyoruz. örgütsüzlük, plansız- lık, tedbirsizlik sonucu, çok büyük kayıplara uğruyoruz. Almanlann ün- lü bir sözü vardır: "Langsam aber sicher." Türkçesi: "Yavaş fakat güven- li° anlamına geliyor. Almanlann her şe- yi planlayarak, hiç acele etmeden iş- lerini yerine getirmelerine biz Türkler tahammül edemeyiz. Herşeyi çabu- cak, bütün kurallara uymadan yapı- vermek mümkündür. Bizlergenellik- le öyle yaparız. Sonuçta işi Alman- lardan çabuk yaptığımızı sanınz. Ba- zen bu doğrudur. Ancak çoğunlukla kuralları önemsemeden yapılan iş- ler, o işlerin yanm yamalak olmasına yol açar. Aynı işi tamamlamak için birkaç kez daha tekrar etmemiz ge- rekebilir. Üstelik bu arada kalite de dü- şer. Alman yavaş ve sağlam şekilde, işleri çoğunlukla daha iyi yapar ve sandığımızın aksine bizden daha az zaman kaybeder. Kar felaketinde devlet yoktu, ama biz de yoktuk.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear