02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2004 CUMA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Isarbul 14 S inop PB 13 Adana PB 15 13 S amsjn PB 15 Mersin PB 16 K<aelı y 16 Trabzon PB 13 Diyarbakır Y 9 ÇZ^nakkale v 14 Gii'-esun PB 13 Şanlıurfa PB 10 15 Ajıkara B 9 Mardin Y 8 Y 16 E:skişehir 9 Siirt Y 8 Y 1(3 IConya PB 8 Hakkân C3nzli 14 SSıvas PB 6 Van jrtguldak 1 14 A»ntalya B 18 Kars K -2 Butun bolgelenmız parçalı yer yer çok bu- lırtlu. Yağışlar Doğu _ . Anadolu'nun doğu- USIO DIŞ MERKEZLER K -2 Berlin sunda Kar. yağış alan Helsınkj dığeryeriefdeyağmur StOCkhOİm K -1 şeklınde oıacak Hava . - „ - ! , . - v ö scakhğı bıraz artacak, i-onara Y ö Puzgâr guney ve batı Amsterdam Y , onleftien orta yurdun Brüksel Y aatı kesımlennde lo- p y~ dostan kuwetl' yer y- \1 ± _ er kısa surelı fırtma Bonn Y_ şeklınde esecek Münıh Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına K PB Y Y K Y Y 1 7 4 4 4 14 14 4 Zürıh Y 3 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre K Y PB Y Y PB K Y -1 14 -14 14 10 7 -2 21 Y 12 Taşkent •Tafran Parçalı bulutlu k Çok bulutlu ı Yagmurlu Ct ^ SL-U kar > Gök gurültülü CÜTVEYT ARCAYÜREK • Baştaraj 1. Sayfacfa cûryanın acrt bir köşesinde gazete ve dergiler- c a /er bulnuştu. "Va da yıbaşlarında "Noel armağam" bombalar V>llanırdı raklı çocukılann üzerine. Kapatıldğı hücred& Saddam Hüseyin'e, birsü- r* cnceölcürülen oğullan Uday ve Kusay'ın kan- fca- çindek lo^oğraflannın da bol bol gösterildiği y»nsıdı dihya basınına. (Son sausında kapakta bir fotoğraf yayımlıyor csrgi ve) br coni, girdiği camide saygısızca ha- tnafotoğnfı" çektiriyor! Herhançi bir yorurn ve fazla söz gerektirmeyen b r fotoğraf... Camide, Amerikan postalı! • • • Laik rejmin altını oymaya çalışan girişimlerin belii başlı savunuculanndan, kafalannın içi sarık- l< yüreklen ve ciğerlerı cüppe giymiş yerli molla- lirdan, yazar çizerlerinden ne dün ne de bugün ^BD'ye karşı tepkisel bir davranış izlenmedi, tek satır okumadı. Laik rejmi yok etrri'eye yönelen her söylemi, ha- reketı alkışlayan, dürıya Müslümanları ıle biriikte öduklann saklamay anlar; Amerika kafalannator- fcageçirrriş gibi sus-uyorlar. Belli başlı AB ülkelerinde, Fransa'da, Alman- ya'datürbar» yasağı yasalaşıyor, giderek yaygın- laşıyor. TCrban kavgası veren bizim mollalar tep- ksiz! Bir solcu dergi, camide Amerikan postalını re- simleyerek ABD'nin gerçekyüzünü sergiliyor. Bizdekı mollalar, gazeteleriyle, dergıleriyle; din konusunda laik curnhuriyetten ödün vererekTür- kiye'yi bugünlere getiren sağcılar, Irak'taki insan- lık dışı olayları görmezden gelmeyi dış politika narifeti diye algılıyorlar. • • • Üç renkli Kürt bayrağı, Amerikan askerlerinin kartviziti. Sivil yönetici Paul Bremer'in kuzey ko- ordinatörü emekli Albay Dick Naab, Kürt bayra- ğını kartvizitine bastırmaktan gurur duyduğunu, bu hareketinin Sacfdam'a karşı koalisyonda yer alan Kürtleri-e dayan ışmayı simgelediğini söyledik- ten sonra -oysa atı alan Üsküdar'ı geçti veya geç- rnek üzere- Dışişleri VVashington nezdinde ho- rnurdanmış , ne yazar. Bu olay medyada küçücük yer alırken; bizimki yine esmiş savurmuş. Barzani'nin federasyon iizerinde anlaştığını söylediği Irak Geçici Yöneti- nni'nde üye Şii lider El Hekim'i kabulünde, "Irak parçalanmaya giderse komşular müdahil olur. Su- riye ve Iran da böyle düşünüyor" demiş. llk bakışta sözünü esirgemeyen, söylediklerini gerçekleşti ren bir hava veriyor bu söylem. Ne ki, bu çarpıcı açıklama kimi karşı irdelemelere açık. ABD, RTE'nin cart curt kokan çıkışını hemen yorumlamadı. Türkiye-lran-Suriye arasındaki "ya- kınlaşmadan" pek mutlu olduğu söylenemez. llk işaretlere çjöre, hükümetin çıkışını Irak'ın iç işle- rine müdahale" diye yorumlaması olası. Eğri oturup doğru konuşacak olursak; ABD, (her açıdan desteklediği) Kuzey Irak Kürtlerinin yara- tacağı oldubitti karşısında Türkiye ile Iran ve Su- riye'nin askeri müdahalesine gözünü kapayabilir «ni? Müdahalenin Ortadoğu'da Israil-Filistin çıban başından sonra ikinci bir sorun olacağını öne sü- rerek müdahale kokusunu alır almaz, ağırlığını or- tak harekete karşı koyacağını varsaymak, yanlış bir görüşün yansıması olabilir mi? Bellekleri tazeleyelim; Türkiye'nin yıllarca sa- vunduğu, "ihlali haiinde askerte müdahale edece- ğiniilan ettiği" Kuzey Irak'taki kırmızı çizgiler; AB- D'nin, Türk askerinin sınırı geçmesine izin verme- yecegini açıklamasından sonra iflas etmedi mi? Kuzey Irak'a askeri müdahale hazıriıklanmızı ta- mamladığımız tam o sırada, elimiz böğrümüzde kalmadı mı? Bilinen gerçeklerden yola çıkan iki soru güncel- lik kazanıyor: ABD'den izin almadıkça parmağını oynatamayan bu hükümetin, Kürt oldubittisine karşın Kuzey Irak'a (üstelik Işran ve Suriye ile bir- iikte) askeri bir müdahalede bulunmasına VVas- hington izin verir mi? Müdahil olmayı -askersel değilse- acaba han- gi anlamda kullanıyor? RTE, sözünün ne demeye geldiğini açıklasa da Türk halkı yine boş umutlara kapılmasa! Güzelyalı'da ruhsatsız liman tstanbul Haber Ser- >isi - Güzelyalı Çevre Girişimi üyeleri. UND Ro-Ro Işletmeleri AŞ'nin Kemiklide- re'nin doğusunda bulu- aan bir kısmı kendisine bir kısmı Hazine'ye ait taşınmazda, ruhsatsız ınşaat yürütmesine, de- tüzi doldurmasına ses- sız kalan yöneticilerin anayasaya, Kıyı Kanu- nu, îmar Kanunu'na ay- kın bir şekilde suç işle- diğini ıddia etti. Girişim adına yapı- lan açıklamada, Pendik ilçesinde UND Ro-Ro şirketinin lıman yap- mak için kıyı çizgisini aşarak denizi do'.durul- duğu belirtilerek dolgu arazisı ûzerinde inşaat yapıldığı ıfade edildı. Açıklamada, şırketin denizde ve karada ıma- ra, planlamaya aykın li- man yapılaşmasına de- vam ettığıkaydeilerek, Denizcilik Müsteşarlı- ğı'nın Kumculir Ko- operatifı'ne yasal olma- dığı için kiralamadığı dolgu arazisini UND Ro-Ro'ya kiraladığına dikkatçekildi. Yasalara aykın bir liman inşa edılmesinin yanı sıra ÇED Raporu'nun hazır- lık aşamasında "Halkın Katılımı Toplantısı" - nın da yapılmadığı \TIT- gulandı. Açıklamaya şöyle devam edildi: "Denizcilik Müste- şarlığı tstanbul Bölge Müdürlüğü tarafın- dan Denizcilik Müste- şarhğı'na yazılan ra- porda şirketin şantiye- sinden sorumlu mima- nn "Zamanı gelince, terminal işletme izni için baş\Tiru yapılacağı' beyanı, kanun dışılığı sergilediği gibi, işlem- ler başlamadan önce alınması gereken iz- nin, işlem bittikten sonra alınacağının söylenmesi hukuk dev- leti ilkesinin ticari ka- zançlar uğnına kolay- lıkla bertaraf edildiği- ni göstermektedir." Bakû-Kıbns bağlantısıIstanbul Haber Servisi - Harp Akademileri Komutanı Hava Or- general Faruk Cömert, Bakû- Tiflıs-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı'mn güvenliğinin Kıbns Adası'na özel bir önem kazandır- dığını belirtti. Harp Akademileri Komutanh- ğı"nın düzenlediğı "Dünya ve Türkiye'deki Enerji ve Su Kay- naklarının Ulusal ve Lluslara- rası Güvenliğe Etkileri" konu- lu sempozyum dün başladı. Sem- pozyumun açış konuşmasını ya- pan Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, BTC hattının. petrolün dünyaya güven- li aktanmı, boğazlardaki tanker taşımacıhğını azaltması açısın- dan önem taşıdıgını \-urgulayarak "BTC hattının güvenliği ile bu hatla bağlantılı deniz ulaştır- masının devamlıhk içinde ve emniyetle sağlanması, Kıbns Adası'na özel bir önem atfedil- mesini de gerekli kılmaktadır" diye konuştu. Türkiye"nin Orta Asya. Orta- doğu ve Hazar'a yakınlığından dolayı doğalgazın dağıtımında köprü görevi oynadığını ıfade e- den Cömert. "Petrolde yüzde 88, doğalgazda yüzde 100 dışa bağımlıyız. Borun dünya rezer- vinin yüzde 62'si. toryumun da >üzde 25'i Türkiye'de bulunu- yor. Bu enerji kavnakları da ge- leceğin temiz enerji kaynakla- ndır" dedi. Türkiye'de hidroelektrik sant- rallann düşük kapasite ile çalış- tınlarak çok pahalı yöntemlerle elektrik ürettiğjni dile getiren Cö- mert, nükleer enerii ile yenilene- bilir enerii kaynaklannın tekrar ele alınması gerektiğini kaydetti. Cömert, Türkiye'nin su kaynak- lan bakımından zengin bir ülke gibi göriinmesine karşın BM ve- rilerine göre gelecekte su sıkıntı- sı yaşayacak ülkelerin arasında y- er aldığını anlatarak "Bölge dışı güçler tarafından geliştirüen 'Su Savaşlan' senaryoları su so- rununun çözümüne engel olu- yor. Su gelecekte savaşın değil barışın. istikrarın. kalkınma- nın kaynağı olacaktır" diye ko- nuştu. Stratejik .\raştırmalar Enstitüsü Başkanı Murat Bilhan da petrol ve doğalgaz kaynaklannın Türki- ye'nin doğusunda ve güneyinde toplandığını anımsatarak bu kay- naklann doğudan batıya taşınma- sındaTürkiye'nin en kısa, en eko- nomik, eğer önlem ahnırsa en gü- venli yol olacağını bildirdı. Türki- ye'nin bu konumundan yararla- namadığına dikkat çeken Bilhan, "Boğazlar bu nedenle istismar ediliyor. Bizden tek taraflı bir iyi niyet de kasıtlı bir kötülük de beklenmemeli. Pek çok ülke bi- zi baypas etmeye çabşıyor. AB'nin petrol ve doğalgaz açı- sından dışa bağımlılığı düşünü- lürse doğu-bad arasında kori- dor olmak Türkiye'nin birlik- teki önemini arttıracak. Bazı AvTupa ülkeleri bunun farkın- da, bazılan ise görmezden geli- yor" şeklinde konuştu. Bilhan, Istanbul Boğazı'nda son 5 yılda tankerler ile tehlikeli madde taşımacılığının yüzde 100 arttığını \ r urgulayarak "Boğazla- rın taşıdığı tehlike Ege Deni- zi'ni de ilgilendiriyor. Ancak Yunanistan bu konuda bizim değil diğer ülkelerin yanında y- er alıyor. Oysa Yunanistan ile stratejik bir işbirliği yapılabi- lir"' dedı ABD'nin petrol ve doğalgaza ulaşmak için Rusya'ya karşı Tür- kiye'ye destek verdiğıni belirten Bilhan, AB'nin ise bu konuda Iran'ı odak haline getırmeye ça- lıştığını söyledi. YıldızTeknik Üniversitesinin (\ 1 L) her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve sanat, medya U e ^irçok alanda yılın en iyilerini seçtiği "Yıldızdan Ünlülere Ödül" töreni gerçekleştirildi. 2003 VlldlTİünni SBCtİ ^ I '^ I Z U öğrencilenn seçtiği ve önceki gece gerçekleştirilen ödül töreninde gazetemiz yazaria- y * rından Emre Kongar en beğenilen yazar,Ali Kırca en iyi program yapımcısı,en iyi haber spi- keri. Can Dündar en iyi köşe yazarı, Mehmet Aslanruğ en iyi aktör, Perran Kutman en iyi aktris. Beyazıt Oztürk en iyi eğ- lence-shovy programı sunucusu, Kenan Işık en iyi varışma programı sunucusu, Demet Akbağ en iyi kadın tiyatro sanatçısı, Haluk Bilginer en iyi erkek tiyatro sanatçısı, MFÖ en iyi müzik grubu dalında ödüle layık görüldü. YTÜ'lü öğrencilerden bazılan, ödül töreninden sonra ünlülerle fotoğraf çektirme yanşına girdi. (Fotoğraf: ALPER KJZILTAN) 'Yargıya müdahale zemini hazırlanıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Yargıya Neşter" operasyonunda Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in etkin rol alması ve soruşturmayla tüm yargının hedef alınması. yargıda rahatsızlığa yol açtı. Danıştay Başkanı Nuri Alan, Çiçek in konuyla ilgisi bulunmayan insan ve kurumlann zan altında kalmasını önlemesi gerektiğini belirterek bunun, AKP'lilerin "yargıya güvenmedikleri" açıklamasıyla birleştiğinde, amaç konusunda soru işaretleri doğduğunu vurguladı. Alan, yargımn yıpratılarak yapılacak anayasa değişikliğuıe zemin hazırlandığmı söyledi. Neşter-2 soruşturması öncesinde, Çiçek'in soruşturmayı yürüten savcı Ömer Suha Aldan ile birlıkte Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'yı ziyareti rahatsızlığa yol açtı. Yayın organlannda, yargı mensuplanna yönelik açık veya dolaylı ifadeler bulunduğunu belirten Danıştay Başkanı Nuri Alan, "Henüz inceleme bitmeden, deliller açık seçik ortaya konnvadan, yargının tümüne yapılan suçlama, önce yargıyı yıpratmak. yargıyla ilgili yapılacağı ifade edilen anayasa değişikliklerine zemin hazırlama amacına yönelik gibi gözüküyor. Bu olgu daha önce başlatılmış olan 'yargıya güvensizlik' açıklamalanyla birleştiği takdirde amacı konusunda soru işaretleri doğuyor. Yargıda söylendiği biçimde ldmseler varsa, mesleğin bunlardan arındırılması gerekir" dedı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekıü Fehmi ülusoy da, tüm yargı kurumlan ve üyelerinin töhmet altında bırakılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirirken "Acı olan bndur" dedi. Bu arada, soruşturma kapsamında gözaltma alınan zanlılann emniyetteki sorgusu sürüyor. Zanlılar, sorgulannın tamamlanması durumunda, bugün DGM'ye çıkanlacaklar. Zanlılann gözaltı süresi cumartesı günü doluyor. ShovvTV Genel Müdürü Saner Ayar'm, aynı tele%izyonda göstenmı süren "Hayat Bilgisi" adh dizinin başka bir kanaldan transfenyle ilgili anlaşmazlık nedeniyle "rüşvet" ıddiasma konu olduğu ve bu kapsamda gözaltma ahndığı bıldirildi. Rüşvet çetesinin, soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı Ömer Suha Aldan*ın adını da kullandığı ortaya çıktı. Yargıtay üyesi Ergül Güryel de. hakkında çıkan iddialann soruşturulması için Yargıtay Başkanlığı'na başvurdu. LÜTFİ KİBtROĞLUYENÎDEN ADAY Yerel seçimler IstanbuTda büyük sürprizler doğuracak BAHADIRLI DA DESTEKLÎYOR Salih Taşbaşı, AKP'nin Bakırköy aday adayı İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu, 28 Mart yerel seçimle- rinde sürpriz sonuçlar çıkacağını ve herkesi- n buna hazırlıklı ol- ması gerektiğini söyledi. Be- lediye başkanlığına yeniden Saadet Partisi(SP) adayı ola- rak katılacağını belirten Ki- biroğlu,"Eminönü miras değil emanettir, ilçemizin turizm, kültür ve ticaret merkezi olarak yenilenme- ye gereksinmesi vardır" dedi. Gazetemizi zi- yaret eden Başkan Lütfi Kibiroğlu, Emi- nönü ilçesinin tarihi yanmada içerisinde en önemli merkez ol- duğunu vurguladı. Ki- biroğlu, ilçede bugü- ne dek 210 bin metrekare granit taş döşendiğini anım- satarak, "Göreve yeniden seçilirsem ilçede bir santim asfalt bırakmayacağım, ta- rihi zenginliğinıize uygun olarak ilçemiz gerektiği bi- çimde yeniden düzenlene- cek" dedi. L. İstanbul Haber Ser- visi - Mimar Salih Taş- başı, AKP'den Bakır- köy belediye başkan a- day adayı olduğunu açıkladı. AKP hüküme- ti tarafından Kızılay Genel Merkez Yönetim Kurulu'na atanan Ahmet Ba- hadıriı tarafından da destekle- nen Taşbaşı, 20 yıldır Bakır- köy'de oturuyor. Taşbaşı, ilçe- de engelliler, çevre, şehircilik gibi konularda sivil toplum ör- gütleriyle ortaklaşa yürüttüğü çalışmalarla tanınıyor. 1957 tstanbul doğumlu olan Taşbaşı, 1980'de istan- bul Devlet Güzel Sa- natlar Akademisi Mi- marhk Yüksek Oku- lu'ndan mezun oldu. Toplu Konut, Yeşilköy Havalimam ve Büyük- çekmece Barajı şanti- yelerinde, şantiye miman, şantiye şefliği ve bölge mü- dürlüğü görevlerinde bulunan Taşbaşı, 1999 yılında siyase- te atıldı. Aym yıl il genel mec- lis üyesi seçilen Taşbaşı, iki dönem il özel idaresi il daimi encümen üyeliği görevlerinde bulundu. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada cüğü tersten okunuyor, düzgün mü diye bakınca, anlaşılıyor ki pek çok şey ters, sonra yine "fas"a dönülüyor. Politikacılanmız ve bürokratlanmız da hiçbir iha- leden ders almadan, istedikleri gibi ihale "fas"la- maya devam ediyor. Varsın sonunda toslama ol- sun! Konuyu sözcüklere boğmadan ayrıntılara gire- lim... Bağımsız değertendirme kuruluşları TÜPRAŞ'ın piyasa değerinin 2.8 milyar dolar olduğunu ihale- den çok önce rapor etmişlerdi. Beklenen de bu düzeye yakın bir satıştı. Ancak zarflar açıldığında görüldü ki, taraflarzar- fın içine sözü edilen fiyata yakın bir değer yazmak yerine, "zarf atmayı" yeğlemişler! En yüksek fıyat 1 milyar 302 milyon dolar. Tıpkı yakın geçmişte, Tekel'de olduğu gibi şimdi TÜPRAŞ'ta da aynı soru: - Bu kurumu gerçek fiyatının ne kadar altında satalım? Gözler özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) ve Rekabet Kurumu'nda. ÖYK, Başbakan'ın baş- kanlığında toplanacak ve son karannı verecek. Rekabet Kurumu da sağ olsun, rehavet kurumu gibi çalışıyor. Arada bir kasaba tüpçüleri arasın- daki rekabeti kontrol ediyor, o kadar! Bu tür bü- yük ışlerde de şu tutumu yeğliyor: "Biz şimdi devreye girmeyelim, testi kınlırsa on- dan sonra bakanz!" Olur, kınklan sayarsınız! Satın al-işlet-ödeme! TÜPRAŞ'ın 1 yıllık kârı 400 milyon dolar. Dev- lete ödediği vergi 7.2 milyar dolar. TÜPRAŞ, 3 yıl- lık kân karşılığında değer bulmuş görünüyor. Sö- zümüz TÜPRAŞ'a teklif verenlerden dışarı, şu kaygıyı da dile getirmeden edemiyoruz: Tabii bu parayı da öderlerse! Zira geçmişteki kimi özelleştirmelerde pek çok alıcı, yapılan anlaşmaya uymadı. Yapması gere- ken ödemeleri, her türiü yasal çıkış yoluna baş- vurarak yapmadı! Neden böyle oluyor? Birincisi, başta da vurguladığımız gibi bu konu- da temel bir politika saptanamadı. Iş, başagelen iktidarın özelleştirmeden sorum- lu devlet bakanının üslubuylayürüyor. AKP iktida- nnda ışin başında görünen kişi malı ye, affeder- siniz Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Kemal Bey'in sempatisine, espri yeteneğine büyük say- gımız var. Ama bütün yeteneklerini, malın sahibi olarak satan için değil de sanki alacak olan kişi için kullanıyor. Siz, "ben elimdeki malı ne pahası- na olursa olsun satacağım. Gece gelsinler pija- mamla çıkıp imzayı basacağım. Al malı git karde- şim, paran olunca verirsin, diyeceğim. Babalar gi- bi satacağım" derseniz ne olur? Alıcı taraf, o "baba" sözcüğünü alır, her anlam- da kullanır! O zaman özelleştirmenin adı olur, ucuzlaştırma! Ikincisi, özellikle ilk yıllarda özelleştirme ihale- lerine girenlerin kafasında şu vardı: Bu devlet kuruluşu benim rakibim. Satın alayım, çökerteyim. Piyasada en güçlü ben olayım! Üçüncüsü, özelleştirilecek kurumlann sahip ol- duğu mal varlığı, kimilerinin iştahını kabarttı. En çok da arsadan parsa çıkar mı, diye bakıldı. Çık- tı! Böylece işin suyu da çıktı... Dördüncüsü, ara başlıktan sonra vurguladığımız gibi, ihalelere girenler bunun bedelini ödememe- yi baştan kafaya koymuştu. Onlar için özelleştir- menin anayasası şuydu: Satın al-işlet-ödeme! Eğer AKP de geçmişe ayak uydurursa, partiye yeni bir ad bulmak da bize düşer Al Kaçır Partisi! ankcumıo ktv.ttnet.rtet.tr Türkiye, rüşvet ve yolsuzluk sınavında • Baştarafı 1. Sayfada ris'te gerçekleştirilecek OECD toplantısında, Türkiye, rutin incele- meye alınacak. Bu top- lantıda, Türkiye'de yol- suzlukla mücadele ve rüşvetin önlenmesi ko- nusunda alman önlem- ler ûzerinde durulacak. Türkiye'nin bu alanda- ki önlemlerinin yeterli olup olmadığı ûzerin- de durulacak. Bu arada OECD, söz konusu toplantı öncesi Türkiye'ye yolsuzluk ve rüşvetle mücadele- ye dönük çeşitli soru formlan gönderdi. Adalet Bakanhğı'nm koordinatörlüğünde bu formlar, aralannda Maliye Bakanlığı Ma- li Suçlan Araştırma Kurumu (MASAK)ve Gelirler Genel Müdür- lüğü'nün de bulundu- ğu ilgili kuruluşlara gönderildi. OECD'nin soru formlannda, Tür- kiye'nin yolsuzluk ve rüşvete dönük ne ön- lemler aldığı, ceza ka- nunlannda bu tür suç- lara yönelik ne tür ce- zalar öngörüldüğü, vergi kanunlannda bu konudaki düzenleme- ler, kara para aklamay- la mücadeleye dönük önlemler ve muhasebe sistemi gibi çeşitli ko- nular yer aldı. OECD, şubat toplantısı öncesi, ilettiği sorulann yanıt- larının yam sıra ilgili mevzuatla ilgili de kapsamlı bilgi istedi. Yetkililer, OECD'nin rüşvet su- çunun kapsamım ge- nişlettiğini, Rüşvetin Önlenmesi Sözleşme- si'ne imza koyan ülke- leri de tek tek büyüteç altına aldığını, Türki- ye'nin de bu çerçevede rüşvet ve yolsuzlukla mücadele incelemesi- ne alındığını ifade etti- ler. Öte yandan kara parayla mücadele çer- çevesinde oluşturulan Mali Eylem Görev Grubu'nun da (FATF), Türkiye'yi önümüzde- ki birkaç yıl içinde ül- ke incelemesine alaca- ğı vurgulandı. FAT- F'nin kara parayla ilgi- li diğer çalışmalar ne- deniyle rutin ülke ince- lemelerine bir süre ara verdiği, denetime alı- nacak sıradaki ülkeler arasında Türkiye'nin de olduğu bildirildi-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear