Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2004PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Earne
Kccaeli
Çanakkale
Iznir
Marıisa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
5
3
7
6
13
9
13
9
Sınop
Samsun
PB 8
PB
Trabzon PB
Giresun PB
13 Ankara
Eskişehır
K3 Konya K 0
Sıvas PB -3
Zooguldak B 4 Antalya Y 15 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıırt
Hakkâri
Van
Y
Y
K
Y
K
Y
K
K
14
14
5
7
4
6
1
-1
K -8
Tum yurt parçalt
çok bulutlu, Marma-
ra'nın güney ve do- Oslo
âusu, Ege. Akdenız. H elsinki
DIS MERKEZLER
PB -1 Berlın B 1
PB -6 Budapeşte B -3
PB 3 Madr,7
?
B 16
rademz'ın ıç kesımle-
mleDoğu ve Güney- Amsterdam Y 9 Belgrad
doğu Anadolu bolge- Brüksel Y 8 Sofya
lerı yağışlı olacak Parıs Y 9 Roma
PB -1
Y 12
Hava sıcaklığı bıraz Bonn
artacak. Münih
7 Atina B
K 4 Zürih K 6 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıfhs
Kahire
B
B
PB
Y
PB
Y
PB
Y
-9
16
-9
11
11
8
0
18
•Tahran
Parçalı bulutlu Sısı , Buldtlu * otılutİL ^ • f c Yağmurlu Sulu kar , Gok gurültulü
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ye'yi "Islam deviet planı içinde düşündüğünü"
söylüyordu.
Şimdi biri başbakan, diğeri başbakanlık müs-
teşarı. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
RTE, Dinçer'in önceki yıllarda yazdığı biryazı-
dan dolayı eleştirilerie karşılanmasını elbette "çir-
kin biryaklaşım tarzı" diye niteleyecek,
Dinçer'i savunurken doğrudan kendi geçmişi-
ni, kendisini savunuyor. Durum bu kadar açık.
Başbakanlık müsteşarı 1995'teki görüşlerine
bugün de bağlı olduğunu söylüyor. Aynı çizginin
adamı, patronu RTE de Dinçer'i savunurken bir
bakıma geçmişine bağlı olduğunu kabul etmiş
olmuyor mu?
Devir öyle bir devir. Etkin kurumları yönetenle-
rin, sivil toplum kuruluşlarının, muhalefetin, med-
yanın gözü önünde adamlar devletı tepeden tır-
nağa Islamlaştırmaya giriştiler, başanyla yürütü-
yorlar. Manşetler hava cıva. Arada bir ikı ses yük-
selir gibi oluyor. O kadar.
RTE, Berlin'de "Avrupa'nın bütünleşme süre-
cinde gelinen noktada Atatürk'ün yol gösterici-
liğine inandığım" söyledi. Atatürk'e gerçekten
inandığından, bağlılığından mı? Yok canım. Ata-
türk bunlar için can simidi. Yaptıklan yapacakla-
n işlere, yedikleri nanelere bir örtü. Batı'nın yut-
tuğu bir sığınak.
Daha dün Kemalizme küfredercesine saldıran
kişi, RTE. Türkiye'nin 1923'ten bu yana -tabii haz-
ret iktidara gelinceye kadar- sürekli gerileyiş için-
de olduğunu, cumhuriyette geçen yılların boşa
harcanmış yıllar olduğunu söyleyen de RTE.
Ne çare, değiştim, geliştim laflarıyla toplumu
uyutan, asıl amaçlannı, yıllarca önce açıkladıkla-
rı amaçlan gizleyerek her açıdan takıyye üslu-
buyla laik rejimi koruyup kollamakla görevli olan
etkin kurumlarla alay edercesine bildıklerini oku-
yorlar.
RTE Dinçer'i yerinden almayı, Dinçer de istifa
etmeyi düşünmediğine göre; başbakanla müste-
şarı saptadıkları yolda başarılı olabilmek için bü-
rokratlan yeterince değıştirdikten. deviet yapısıy-
la yeterince oynadıktan sonra... deviet felsefesi-
ni (Islami anlayışa uygun biçimde) değiştirmeye
yönelirlerse...
Halk bunlan seçti, iktidara getirdi, halka karşı
mı çıkalım, ne yapalım diyerek bugünkü gidişe la-
kayt kalan, omuz sılkip geçenler, o adı etkine çık-
mış, ama başındakilerin iktidarla çatışmamak için
dümen suyunda gitmeye çalışan yöneticileri par-
maklarını bile oynatmayacak.
• • •
örneğin, çözümsüzlük çözüm değildir gibi bir
sloganla ortaya çıkan AKP hükümeti, -son geliş-
meler ve açıklamalan gösteriyor kı- Annan Planı
çerçevesinde görüşmelere hazır olduklarını ilan
ettikten sonra, Atina ile Güney Rum yönetimiyle
birlikte Kıbns sorununu 1 Mayıs'a kadar çözüm-
leyeceklerine inanıyor.
Ankara'nın, onca aydır bekledikten sonra bir-
den hazırtamaya başladığı planı açıklayacak du-
ruma gelmediği şu sıralarda, ABD'den yeni da-
yatmalann işaretleri alınmaya başlandı.
1 Mayıs'a kadar anlaşacaksınız, diyor. An laşa-
madığınız noktalar olursa BM Genel Sekreteri
derhal devreye girecek. Ister kabul et ister etme;
kendi çözümlerini anlaşmaya koyacak. 30 gün
içinde taraflar kabul etmedikleri öğeleri içeren an-
laşmayı referanduma sunacaklar.
ABD, Türkiye'yi, KKTCyi öyle bir yerinden ya-
kalıyor ki referandum tarihini önceden açıklata-
rak görüşme masasına oturtmayı istiyor.
Hükümet, referandum tuzağından kaçınmanın
yollannı arayadursun, "dostlanmız" yeni tertipler
peşıne düşmüşler bile.
Korkulacak bir şey yok. Bizimkiler bukalemun
gibi değişiverir. Dayatmaları "makul gören bir si-
yaset" diye algılayabilirler.
Baksanıza, 1 Mayıs'a kadar çözüm yoksa her
şey yanar kül olur diye TV'lerde, sütunlarda avaz
avaz bağıran yalakalar, ver kurtulcular, ağız de-
ğiştirdi. Düne kadar bu havayı basanlar şimdi,
"Kıbns görüşmeleri 1 Mayıs'ı da aşabilir" deme-
ye başladılar.
RTE, "Başı açıkla kapalı olanlar banş içinde ya-
şasın" diyor. Yann bakarsınız, Rumlar kuzeye ge-
lip Türkleri evlerinden, tarlalanndan atsın ama,
kalan Kıbnslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar barış için-
de yaşasınlar diyebilir.
Dilın kemiği yok!
Bumin'den Kutlu'ya sert tepki
'Belli bir amaca
hizmet ediyor'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi Başkanı
Mustafa Bumin.
AKPlı Fehmi Hüsrev
Kutlu'nunTBMM'dekı
mareşal ünıformalı Ata-
türk fotoğrafuıdan "ra-
hatsızlıklık duyduğu-
nu" açıklamasına tepki
gösterdi. Bumin, Kut-
lu'nun açıklamalannın
"bir amaca hizmet et-
tiğini" belirttı.
Ankara Barosu'nca
düzenlenen "Uluslara-
rası Hukuk Kurulta-
yı" kokteyline katılan
Bumin, gazetecılerin
sorularuu yanıtladı.Kut-
lu'nun açıklamasının
ammsatılması üzerine
Bumin, "Herhalde bir
düşündüğü var, bir
amaca hizmet ediyor,
bir yerlere mesaj ver-
mek istiyor" karşılığını
verdi. Bumin, Kut-
lu'nun amacının ne ola-
bileceğinin sorulması
üzerine de, "Gazetede
okuduğumuza göre.
tarikatlarla falan ilgi-
si var galiba, öyle anla-
şüıyor" dedı.
Bumin, "Genç Par-
ti'ye ödenecek Hazine
yardımına ihtiyati ted-
bir konulması istemiy-
le" ilgili bir soru üzeri-
ne, konuyu gazeteler-
den öğrendiğini anım-
sattı. Bumin, "Böyle
bir başvuru olmuş, ni-
ye bana söylemediler"
diye şaşırdığını belirte-
rek konuyu pazartesi
günü görüşemeyecekle-
rini, bu konunun pazar-
tesi günkü mahkeme
gündeminde bulunma-
dığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı basını uyardıI Baştarafı 1. Sayfada
ve ekonomik koşullannın iyileştirilmesiy-
le olanakh olduğunu belirten Sezer, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Basın çalışanlarının kişisel çıkar gö-
zetmeden, kamu yararını göz önünde
bulundurarak, tarafsız ve ilkeli haberci-
lik anlayışını benimsemesi, basın organ-
larının asıl amaçlarının dışında kulla-
nılmasının önlenmesi, basın özgürlüğü-
nü ve dolayısıyla demokratik gelişmeyi
sürekli kılacaktır."
TGS Yönetim Kurulu'ndan yapılan açık-
lamada, gazetecilere ilen haklar getiren
212 sayılı yasanın değiştirilmesi gibi söy-
lemlenn altında yasanın tümüyle ortadan
kaldınlması niyetınin gizlendıği belırtıldi.
Medya sahiplennden gazetecilerin yasal
ve sendikal haklanna saygi duyulması ve
212 sayılı yasanın uygulanmasını isteyen
TGS, şu görüşleri dile getirdi:
Basın klrlillkten kurutulamadı
" 150 yıllık geçmişi olan Türk medya-
sı, bugün çeşitli çıkar çevrelerinin sahip-
liği altında her yıl daha da artan buna-
lımdan ve kirlilikten bir türlü kurtula-
mamaktadır. Mevcut medya sahipliği ve
onların iş takipçiliğini ve tetikçiliğini
yapmak amacıyla kilit noktalara yerleş-
miş kalemşorlar, kişilik haklarını ve fi-
kir özgürlüğünü yok sayarak yarattıkla-
n medya terörü ve yargısız infazlarla ga-
zetecilik mesleğini çıkar çatışmalarının
bir aracı haline getirdiler. Medya bu sa-
hiplik yapısıyla toplumu boğmaktadır,
toplumsal hafızayı yok etmektedir; kav-
gayı, gerginliği. lümpenliği körüklemek-
tedir. Toplum böyle bir medya sahipliği-
ne ve onların çıkarları doğrultusunda
kalemlerin oynatıldığı köşelere layık de-
ğildir."
Çıkar ilişkilerine son verllmelll
Medya ile basın dışı tıcaret, finans sek-
törü ve deviet ihaleleri arasındaki ilişkinin
kesilmesı ıstenen açıklamada. "Bu şartlar
yasal olarak teminat altına alınmadan
medya sahiplerinin kişisel çıkarlarına
hizmet eden yayıncılığın önüne geçile-
bilmesi miimkün olamamaktadır" de-
nildı. Açıklamada, editoryal bağımsızlığın
tamamen elden gıttığı, otosansürün zıhin-
lerde yer etmeye başladığı kaydedildi.
Siyası ıktıdarlarla medya sahipliği ara-
sındaki çıkar ilişkilerine son venlmesi ge-
rektığı bildinlen açıklamada, "İktidar yet-
kililerinin emekçileri küçümseyen, ga-
zete çalışanlarını soru sormaktan ve
olayları sorgulamaktan ahkoyan, adeta
bir sansüre zemin hazırlayan tavır ve
açıklamalan rahatsızhk vericidir" de-
nildi. Açıklamada, medyada zihniyet dev-
rimi olmazsa toplumsal geleceğin de yiti-
rileceği behrtilerek, herkes sorumluluğa
çağnldı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç mesajın-
da, basın özgürlüğü olmadan ve topluma
ait işler hakkında eleştiri ortamı bırakıl-
madan kamuoyunun demokratik görevle-
rini yerine getiremeyeceğini belirtti. Arınç,
medyanın, demokrasi ve cumhuriyetin da-
ha da kökleşmesi, birlik ve beraberliğin
korunmasının en önemli güvencelerinden
olduğunu anlattı. Başbakan RecepTayyip
Erdoğan mesajında. demokrasinin vazge-
çilmez unsurlan arasında yer alan basının,
kamuoyunun oluşturulması. fikirlerin ser-
bestçe ve hoşgörii ortamında tartışılmasın-
da önemli bir sorumluluk taşıdığını bildir-
di.
Erdoğan "Görsel ve yazılı basınımız
son teknolojik imkanlarla her geçen gün
kendini yenileyerek ulusal ve uluslarara-
sı düzeyde başanyla yayınlarını sürdür-
mektedir" dedi. Deviet Bakanı BeşirAta-
lay mesajında. toplum adına doğruyu ve
gerçeğı arayan gazetecinin kendi özlük
haklanyla ilgili hiçbir kaygı duymaması
gerektiğini belirterek, çalışma banşının
perçinlenmesinin sektörün verimliliğini ve
toplumun gücünü arttıracağını kaydetti.
Atalay, iletişim alanında başlattıklan yasal
çalışmanın sürdüğünü belirtti.
'Yaşanan olay çok müessiftir
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Basın Konseyı Başkanı
Oktay Ekşi. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan a bir mektup
göndererek gazeteci Nuri Sefa
Erdem ile yaşanan olayın "çok
müessif" olduğunu bıldirdı. Ek-
şı. "Sizden demokratik bir ül-
kenin hoşgörülü başbakanı ol-
manızı ve bulunduğunuz konu-
mun gereklerine göre davran-
manızı beklemek tüm insanla-
nmızın hakkıdır" dedı.
Açıklamada, Ekşı'nın, yılbaşı
gecesi Erdoğan ile gazeteci Er-
dem arasında yaşanan olayla ılgı-
li olarak Erdoğan'a mektup gön-
derdiğı bildırildi. Ekşi mektu-
bunda, Basın Konseyı Yüksek
Kurulu'nun verdığı görev uzen-
ne konu>oı Başbakan hanç olaya
tanık olanlann tek tek bılgisıne
başvurarak inceledığini kaydetti.
Ekşi, şu görüşlere yer verdi: "Ne
sizin basını ne de basımn sizi
sevmesi gerekli veya zorunlu-
dur. Ama sizin basın dünyasın-
dan veya basın mensupların-
dan asgari düzeyde bazı bek-
lentileriniz varsa basın dünya-
sının da sizden öyle beklentile-
ri var. Yaşanan olay çok mües-
siftir. Hem olayda adı geçen
meslektaşımızın maruz kaldı-
ğı muamele nedeniyle, hem de
basına karşı tutumunuzun bu
şekilde sürüp gitmesi nedeniy-
le müessifrir. Sizden demokra-
tik bir ülkenin hoşgörülü baş-
bakanı olmanızı ve bulunduğu-
nuz konumun gereklerine göre
davranmanızı beklemek sade-
ce biz gazetecilerin değil, tüm
insanlarımızın hakkıdır."
AFİD Başkanı Demirdere
'Hassasiyetin
sürmesini
Gül,Hatemi'ylegörüştütran Cumhurbaşkanı Muhammed
Hatemi, dün Tahran'a resmi bir zi-
yarette bulunan Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ü kabul etti. Gül, Hatemi'den önce de Cumhur-
başkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif tarafından kabul edildi. lran temas-
lan sırasında Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi ile de görüşen Gül ve beraberindeki he-
yet, bugün Tahran'dan Ankara'ya hareket edecek. (Fotoğraf: AA)
Belçika'da da türban yasağı
Haber Merkezi - Belçika
Başbakan Yardımcısı Patrick
Dewael, mahkemelerde, okul-
larda ve kamu binalannda dini
sembollenn yasaklanmasına
ilişkin yasa çıkanlması çağn-
sında bulundu.
AJTII zamanda tçişleri Baka-
nı olan Dewael, Belçika gaze-
telerinde yayımlanan mektubu-
na göre, Fransa'da benzeri ya-
sak planlannı destekledığini
belirterek,"Aynı şeyi bizim ül-
kemizde de yapmalıjız'" dedi.
Hükümetin her koşulda taraf-
sız olması ve öyle temsil edil-
mesı gerektiğini belirten De\va-
el, şunlan söyledi: "Bu, polis
nıemurlarının. hâkimlerin ya
da okullarda öğretmenlerin
özel dini semboller ve türban
takmaması anlamına geliyor.
A\nca, okullardaki öğrenci-
lerin özel dini semboller ya da
türban takamayacağı çok
açık." Bu tür bir yasaklama gı-
rişiminin, Belçika'da etnik ger-
ginliği ateşleme riski ve enteg-
rasyon sorunlan yaratabilece-
ğine dikkat çekihyor.
bekliyoruz'
Haber Merkezi - Araştırmacı tlaç
Firmalan Derneği (AFÎD) Yönetim
Kurulu Başkanı Dr. Altan Demir-
dere, ilaçta veri koruması ve imtiya-
zı konusunda Sağlık Bakanlığı'nın
çalışmalannı takdirle izlediklerini
belirterek "Bakanlığın konuya
gösterdiği hassasiyeti sürdürme-
sini bekliyoruz" dedi.
Konuya ilişkin önceki gün düzen-
lediklen basın toplantısında piyasa-
ya sunulan ılaç dosyalannın a>nen
kopyalandığı konusundaki sözleri-
ne açıklama getiren Dr. Demirdere,
şunlan söyledi:
"Biz kimseyi zan altında bırak-
mak niyeti ve isteği ile bunu söy-
lemedik. Ama çok yakın bir zama-
na kadar bu sektördeki herkesin
bildiği ve söylediği bir şe\i dile ge-
tirdik. Bu dosyalann elde edildiği
gerçeği herkes tarafından bilini-
yor. Ama bunların nereden elde
edildiği bilinmiyor. Kinıse de bu
konuda kesin bir şey söyleyemez,
bir iddiada bulunamaz. Bunu ba-
sın toplantımızda da dile getirdik.
Sağlık Bakanlığımızı suçladığımız
kesinlikle doğru değildir. Veri ko-
ruması ve imtiyazı önemli bir ko-
nudur ve bu konuda Sağlık Ba-
kanlığımızın çalışmaları sürmek-
tedir. Çalışmaları takdirle izliyor,
Sayın Başbakanımızın da konu-
nun çözümü için gösterdiği hassa-
siyete teşekkürü borç biliyoruz."
6
AKP Kızılay'ın onurunu zedeledi'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
îçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, TBMM
Araştırma Komisyonu'nun Kızılay'ı yaş-
lanmış, yolsuzluğun var olduğu kunıluş
olarak ortaya koyduğunu belirterek "Baş-
müfetrişlerin tespitlerine göre, yolsuz-
luk olaylannın bizzat genel merkez yö-
neticilerince icra edildiği ortaya kon-
muşrur" dedi. Aksu. Kızılay'ı yeniden ka-
ra gün dostu yapacak önlemlerin alınaca-
ğını söyledi. Görevden alınan Kızılay Baş-
kanı Ertan Gönen ise hukuki yollara baş-
vuracaklannı bildırdi.
Aksu, yaptığı açıklamada. Kızılay Der-
neği, genel merkez kurulu, yönetim kuru-
lu ve denetçiler kurulunun görevlerine ba-
kanlığının teklifi ile Bakanlar Kurulu ka-
ranyla son verildiğinı anımsattı. Karann
oldukça zor alrndığını kaydeden Abdülka-
dir Aksu, "Türk Kızılayı yalnızca Türki-
ye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları
açısından değil, dünyanın neresinde
olursa olsun, felakete uğramış her insan
için özel bir anlamı olan bir kurumdur"
dedi.
Kızılay' ın 17 Ağustos depreminin ardın-
dan yıpranma sürecine girdiğini belirten
Aksu. iddialar üzerine sorunu çözmek
amacıyla araştırma komisyonu kurulduğu-
nu söyledi. Aksu. komisyonun çalışması
sonucunda, Kızılay'ın yaşlandığı. kendini
yenileyemediği ve jolsuzluğun varolduğu-
nun ortaya konulduğunu anlatırken. kurum
hakkında bakanlıkJann 200'e yakın konu-
da inceleme yaptığını bildirdi.
Bakanlar Kurulu karanyla görevden alı-
nan Kızılay Başkanı Gönen, hukuki yolla-
ra başvuracaklarını belirterek "Kızılay'da
sistem bozulmuştur. Bozulan bu sistem
düzeltilmezse, Türkiye'de yakında bir
Kızılay olmayacak" dedi.
Gönen, Renda Köşkü'nde düzenlediği
basın toplantısında, Türkiye Kızılay Der-
neği'nin 135 yıllık tarihinde böyle bir gö-
revden alma uygulamasının ilk kez yaşan-
dığını belırterek AKP hükümetinin bu tu-
tumuyla Kızılay'ın imajını, güvenilirliği-
ni ve onurunu zedelediğini söyledi.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
2- Dünyamızda önümüzdeki 50 yıl içinde bir
milyona yakın canlı türü yok olacak. Nature der-
gisi raporu yayımlarken bunda en büyük sorum-
luluğun ABD'ye ait olduğunu vurguladı.
Birinci haber, insanoğlunun büyük başarısı. Ha-
ni aydaki ilk adım için yapılan, "insan için küçük,
insanlıkiçin büyük ad/m "tanımına gönderme yap-
mak gerekirse, Mars'tan gelen ilk renkli görüntü-
ler, kartpostal için basit bir fotoğraf ama bilim için
büyük bir kart.
Avrupa Uzay Ajansı, Beagle-2 uzay aracını
Mars'a gönderdi. Araç 25 Aralık'ta Mars'a indi a-
ma, o günden beri haber yok. Ya teknolojik bir ka-
za yaşandı ya da uzay aracı Mars'ın haline kahro-
lup kendini kaybetti!
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA)
10 Haziran'da uzaya gönderdiği Spirit (peri) adlı
robot keşif aracı ise 4 Ocak'tan bu yana dünyaya
fotoğraf geçiyor.
Gazeteler Mars'tan gelen görüntüler için şu
başlıkları kullandılar:
"ABD, Avrupa'yıyine atlattı..."
"Mars'ın fethi..."
"Mars'ın en yakışıklı hali..."
Fotoğraflar gerçekten ilginç ama, ne ölçüde
yakışıklı? Çıplak kızıl toprakların arasında, oval
kaya parçaları... Başka bir şey yok. Peri, yakışık-
lı gezegende yaşam behrtisi anyor. Şu ana dek bu-
lamadı.
O fotoğrafları Mars'tan habersiz bir kişiye gös-
terseniz sorar:
Burası büyük bir felaketten sonra çoraklaşmış,
insanoğlunun terk ettiği bir yer mi?
Kızılderili reisinin uyarısı
Nature dergisinin yayımladığı raporla ilgili ha-
berterse şu başlıklarla yer aldı:
"Dehşet raporu..."
"Kıyamet alameti..."
Iki yıl süren araştırma sonucu hazırianan rapor,
Güney Afrika, Avustralya, Brezilya, Meksika ve
Kosta Rika'yı kapsıyor. Dünyada bugünkü çevre
kirliliği devam ederse, küresel ısınma da sürecek.
Işte bunun sonuçlan:
- 2050'de 4400 bitki türü yok olacak.
- Güney Afrika'daki çiçek açan brtkilerin yüzde
30'u yok olacak.
- Avrupa'daki kuşların yüzde 25'i yok olacak.
- Toplam 1 milyon canlı türü bu tehditten payı-
nı alacak.
- Küresel ısınmaya da neden olan çevre kirlili-
ğinin üçte birini tek başına ABD üretıyor.
Bugün, Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar
çöl olan pek çok yerin binlerce yıl önce dev ağaç-
ları ve milyonlarca canlıyı barındıran bir coğrafya
olduğu anımsanırsa Nature dergisinin raporu hıç
de yabana atılır cinsten değil.
Insanoğlu Mars'a ulaştı ama, dünyanın da
Mars'laşması için her şeyi yapıyor. Hani Mars'a gi-
derken dünyamız mars oldu, desek yeridir.
Ne zaman bu tür haber okusam, Kızılderili re-
isi Dwan'ın, yüzyıllardıryaşadıklan toprakları terk
etmesini isteyen ABD Başkanı'na 1885'te yazdı-
ğı mektup aklıma gelir. Bu mektubun son bölü-
münden birkaç paragrafı paylaşalım:
"Canlılann yok edildiği bir dünyada insanın ru-
hu yalnızlıktan ölür gibi geliyor bize. Unutmayın,
bugün canlılann başına gelen, yann insanların ba-
şına gelir. Çünkü bunlar arasında bir bağ vardır..
...Bu dünyadaki her şey ailenin bireylerini birbi-
rine bağlayan kan gibi ortaktır. Bu nedenle dünya-
nın başına gelmiş olan her felaket insanın da ba-
şına gelmiş sayılır.
Bir gün bakacaksınız ki, göklerdeki kartallar,
dağlan örten ormanlaryok olmuş. Yabani evcilleş-
miş ve her yer insan kokusuyla dolmuş.
ışte o gün insanoğlu için yaşamının sonu ve var-
lığını sürdürebilme savaşımının başlangıcı gelip
çatmış olacak..."
ankcumrn ktv.ttnet.net.tr
ÎHD: Tecrit, insaıı
haklanna aykırı
İstanbul Haber Servi-
si - İnsan Haklan Derne-
ği (ÎHD), cezaevlerindeki
tecrit uygulamalanm pro-
testo ederek "F ve D tipi
cezaevlerinin kapatıl-
masını" istedi. Sultanah-
met Meydanı'nda topla-
nan ÎHD İstanbul Şube-
si'ne üye yaklaşık 20 kişi-
lik grup, oturma eylemi
yaptı.
Grup adına basın açık-
laması yapan tHD istan-
bul Şubesi Cezaevi Ko-
misyonu üyesi Ümit Efe,
F tipi cezaevlerinde süren
tecrit uygulamasının, D ti-
pi cezaevlerinin açılma-
sıyla yeniden gündeme
geldiğini söyledi. Efe,
"Komisyonumuza son
zamanlarda gelen şikâ-
yetlerden, D tipi cezaev-
İerine sevk edilen tutuk-
lu ve hükümlülerin,
onur kıncı aramalara
maruz kaldığını öğren-
dik.Adalet Bakanlığı'nı.
insan hak ve özgürlük-
lerine tamamen aykırı
olan bu uygulamalar-
dan derhal vazgeçmeye
ve F ile D tipi cezaevleri-
ni kapatmaya davet edi-
yoruz" diye konuştu. Bir
süre sessizce oturan grup,
alkışlar eşliğinde dağıldı.
Ayşen Laçinel
üe
Gökhan Tekün
evlendiler.
Kutlar, mutluluklar dileriz.
KARAÖRENLER
Sahibinden Satılık
2001 Palio 1.2 S Tel:0535 941 05 86
Ehliyetimi ve Sigorta Kartımı kaybettım.
Hukümsüzdür SERKAN EREN