Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 2004 PAZAR
12 PAZAR KOMJGU
Doç. DK Tanay Sıdkı TJyar'la Türkiye 'nin enerjipolitikasını ve enerji ihtiyacını konuştuk
S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU
leyla.tavsanoghı@ cumhuriyetcom.tr
LPzünyadafosil yakıtlann, yani kömür, peîrol, doğalgazın
ycmrarlarım savunanlarla "Hayır, artıkyenilenebilir enerjiye
geçme çağının açılmasının zamaru geldi de geçiyor bile "
in^ancında olanlar çok ciddi biçimde ikiye ayrılmış gibi.
Özellikle Türkiye gibi, standartları pek de belli olmayan ya da
sıılandırılmış ülkelerdefosil yakıtlann neredeyse enerji
ihtiyacımn tümünü karşıladıklan biliniyor. Üstelik kömür
dışında, bunların çok da pahalıya patladıkları, çevreyle
uyumlu olmadıkları hiç durmadan yazılıp çiziliyor. Buna
karşın 1990 lı yıllardan başlayarak Türkiye doğalgaza teslim
ediliyor. Daha da öte yenilenebilir enerji kullanımımn
özendirilmesi için düzenlenen uluslararasıforumlar ve
anlaşmalarda Türkiye yer almıyor. Ta ki Ekim 2003 'e kadar.
Ülkemizin bu "fosil enerji ve yenilenebilir enerjiye karşı"
macerasını yenilenebilir enerji uzmanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı
Uyar'la konuştuk. Uyar'a göre Türkiye 'nin enerji ihtiyacımn
tamamının iki mislinden fazlası bugün, hem de göreceli olarak
çok ucuza rüzgâr enerjisinden karşılanabilir.
Türkiye teknoloji çöplüğü—Siz yenilenebilir enerji alanında uzun yıllardır
ça&ışmalaryapıyorsunuz, Sedenyenilenebilirener-
ji tszerinde bu kadar ısrarla duruyorsunuz?
- Güneş, atmosferin içınde yaşamın oluşmasını
saglayan tek kaynak. Yani ne fosıller. ne nükleerler
atıaDosferin içinde yaşamın oluşmasını sağlayabiliyor.
T e * kaynak güneş Bır propaganda vardır. Güneş
enerjisionbındebirkullanılır "Asriolankömürdür,
petroldür, nükkenfir" gorüşü savunulur Ama hayır
Aslında aynntı olan petrol. kömür. nükleerdir. Asıl
olan. dünyada yaşanası ortamı oluşturan güneştir ve
oımm türevlendır
- Güneşin türevieri nedir?
- Rüzgâr. jeotermal gıbı. Bunlar da atmosferde
vaa~. Bunlara "yeıüfcnebüir enerji1
" diyoruz (nsanlar
girneşın doğuşundan batışına kadar atmosferin içı-
ne -verdiği ısı ve ışığı kendı aydınlanma ve ısınmaih-
tiyaçlan için bılınçli ya da bilinçsiz kullanıyorlar.
tkuıcisi. rüzgâr enerjısı. Güneş farklı yerleri farklı bı-
çimde ısıtıyor, soğutuyor. Hava hareketleniyor. Sı-
calt yerdeki hava bir termal akım oluşturuyor. 0nun
yenm alan hava hareketleniyor Böylece de rüzgâr
oluşuyor Bu rüzgânn önüne koyduğumuz rüzgâr
türfcinlenyle elektrik üretebiliyoruz
"Clkemizde Türkiye'nin toplam elektriğınin iki
misliru üretecek rüzgâr potansiyelı var. Üstelik bu-
nıun teknolojisi de iyice geliştı: kaynak var Yani.
söylemek istediğim. bunlann hayal olmadığı. Sade-
ce insanlann, onlann karar vericilerinin, mühendıs-
lerin. mımarlann. çe\Tecilerin bunlann farkına va-
n p kendi yaşamlannda, uygulamalannda bu bilgile-
ri bılgı toplumunda kullanmalan gerekıyor.
Bır ülkenın mühendıslen. mimarlan. çe\Tecüeri eğer
Gıiney Afrika'nın Johannesburg kentinde dünya zir-
vesi yapıldığını. oradabizim cumhurbaşkarumızın da
altında ımzası bulunan bır uygulama planının onay-
landığını. bırilerinin bunu yeterlı bulmayıp yerule-
nebılir enerji koalisyonu adıyla bütün dünyada bırbe-
rab>erlik oluşturduğunu bilmıyorlarsa o ülke o za-
man petrol, doğalgaz, kömür. nükJeer enerji kullan-
maj a mahkûm hale gelıyor.
Yenllenebllir enerji
- Peki, sizce karar vericiler şimdiye kadar yeni-
lenebilir enerji kaynaklarına neden prim verme-
diler de hep nükleere, doğalgaza, petrole yöneldi-
ler?
- Yenilenebilır enerji kaynaklanna prim venlme-
mesınin temel nedenı şudur Mevcut ılişkilerin, eko-
nomik faaliyetlerin, uluslararası bağlantılann. küre-
selleşmenin ana beklentisı olan bu ülkeden öbür ül-
keye, bir konumdan öbür konuma standart dışı. pa-
zar değeri olmayan eski ürünlerin transferinin ser-
besi ricaret halınde yapılması olgusu ve bunu uygu-
lamaya sokacak kişilenn karar verme mekanizma-
sına getirilmesı. hatta dünyada parlamentolann bun-
lardan oluşması. bütün faalıyetlerin fosil yakıtlara dö-
nükdüzenlenmesine neden olmuştur tkincisi de çöp-
lerin atılıp paraya dönüştürülmesi. depolann boşal-
tıhması ve bö\ lece daha önce yapılan birtakım işle-
rin faturalannın başkalanna çıkartılması, eskinin
başka ülkelere transfenne yol açrruştır. 1992'den be-
ri fosil yakıtlardan uzaklaşma kararlanrun yer aldı-
ğı anlaşmayı Türkiye ancak 20 Ekım 2003 'te imza-
ladı Türkiye 'yle birlıkte anlaşmayı o ana kadar im-
zalamayan ülkeler Burundi Cumhuriyeti, Somalı,
Irak ve Afganistan'dı.
- Peki, Türkiye 'nin bu anlaşmayı imzalamakta
bu kadar isteksiz davranmasmm nedeni neydi?
- Fosil yakıtlan, kömür. doğalgaz. petrol kullanı-
mını 2010 yılına kadar bellı miktarda azaltmarun ta-
ahhüdünü yapmamamızın nedeni, bıraz da son 10 yıl
içinde altına ımza attığımız fosil yakıt. yani kömür,
petrol, doğalgazla ilgıli tesis yapımı ve uzun vadeli
anlaşmalarla ılışkilı olduğunu düşünüyorum Çün-
kü özelhkle doğalgaz anlaşmalan, 2025 yılına kadar
doğalgazı alsak da almasak da parasını ödememizı
emrediyor. Bu da yaklaşık 240 milyar dolarlık bır yü-
kümlülüktür.
- 1yide birileri hâlâ çevreye zarar vermediği, do-
ğaya uyumlu olduğu iddiasıyla doğalgazı savunu-
yor. Siz buna kattlmıyor musunuz?
- Fosil yakıtlann çevreye etkilen bakımından olum-
suz bır sicılleri var Kömür. doğalgaz. petrol. bunla-
nn hepsi fosil yakıtlardır Kömür. petrol ve doğalgaz
arasında küresel olumsuzluga. yani emisyonlanyla
iklim değişikliğine yol açma özelliği açısından bak-
hğırruz zaman. her kilovatsaat üretilen elektrik başı-
na kömür, atmosfere bir kılogram karbondioksit ve-
riyor. Bu. petrol olursa 650 gram, doğalgaz olursa da
450 gram karbondioksittir. Aralannda belli bir fark
var, ama gördüğünüz gibi hepsi de atmosfere zarar
veriyor. Bir de öbür kirletici özelliklerine bakahm
Kömürde ve petrolde olan kükürt, doğalgazda yok-
tur 0nun için de doğalgazdan kükürt kokusu almı-
yoruz Petrolde ve kömürde olan partikül madde de-
diğimiz kurum gibi zerrecikler de yok. Ama azot ok-
Doç. Dr. TANAY SIDKI UYAR
1953, Çanktn doğumlu. Yükseköğrenimini
Boğaziçi Vniversitesi Elektrik ve Nükleer
Mühendisliği Bölümleri'nde tamamladu
Doktorasım aynt üniversitede Makine
Mühendisliği Bölümü 'nde kömür konusunda
yaptu 1976-96 arası elektrik enerjisi üretim
seçenekleri ve senaryolanm inceleyen bir
çahşmaya imza attu 1989'da Türkiye'nin
rüzgâr atlasınt hazırlayarak ülkenın enerji
ihtiyacımn en az 2 mislini rüzgâr
enerjisinden sağlama potansiyeline sahip
olduğunu kanıtladu Bir siire Kocaeli
Vniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik
Eğitimi Bölümü öğretim üyesi olarak görev
yaptu Şimdi Marmara Vniversitesi Enerji
Ana Bilim Daiı Başkanı. Yenilenebilir enerji
doçenti. Avrupa Yenilenebilir Enerji Biriiği
(Eurosolar) Türkiye Bölümü Başkanı, Dünya
Rüzgâr Enerjisi Biriiği Baskan Yardımasu
sıt dediğımiz emısyon var. Azot oksit kokmayan, gö-
remediğımız, güneş ışığı altında nıtrata dönüşen. ak-
ciğerin koruma mekanızmalanndan geçerek. akcığer
ıçınde suyla bırleşince de nitnk asit halıne gelen par-
çacıklar salıyor ve böyle bır çevre kirliliğine neden
oluyor. Bu parçacıklar göriilmediklen için yokmuş
varsayılıyor.
- lyi de bu durum, standartlanna büyük önem
verdiği bilinen, ama bünyesindeki ülkelerin yay-
gın olarak doğalgaz kullandığı bilinen .AB 'nin uy-
gulamalarıyla nasıl uyuşuyor?
- O ülkelerde azot oksıt emısyonunun en fazla ne
kadar olabileceğı, hangı teknoloji yakılarak azot ok-
sıtin o seviyelerin altında rutulabıleceği bütün yurt-
taşlara duyurulur. Doğalgazla ilgilı olarak sinsılık şu-
rada. Bırisıne, çok temız diye sanlıyorsunuz, çok
kirli çıkıyor Burada da çok temiz diye doğalgaza sa-
nldık Altrndan neler çıkıyor? Ötekı türlü, kömüre.
petrole sanlmıyoruz Tedbırliyiz Çünkü onlann ne
olduğunu daha önceki deneyimlerden bılıyoruz. Bu
durumda, artık onlann kötülüklerine karşı korunur-
ken azot oksidin kötülüklerine karşı da korunabili-
yorsunuz. Burada asıl sorun bizım standartlanmız-
da. Bunlar. Türkiye'nin standartlan.
Standardımız düşiik
- Peki, azot oksit emisyonu standartlan nedir?
- Azot oksit emisyonu standartlan metreküp başı-
na 800 ile 1800 miligram. Öte yandan AB ülkeleri-
nin uyum sağlamamız gereken standartlan metreküp
başına 200 miligram. Yani 200 miligram, normal
metreküpün üzenndeki bütün teknolojıîer bizim stan-
dardımız düşük olduğu için. AB'den, öbür dünya ül-
kelerinden ülkemize geliyor. Sorun burada. O neden-
le hiç kımse azok oksit emisyonlanndan söz etmı-
yor. Yüksek azot oksit, kükürt dioksit emisyonu olan-
lar. özellikle AB ülkelerinde artık pazarlanamayan
teknolojıîer, sızin standardrnıza uygun gerekçesiyle
bize gönderiliyorlar Herhangi bir ülke olsa yine çok
önemli değil. Ama biz AB'ye uyum sağlama süre-
cinde olan bir ülkeyiz ve ulusal programa göre üç-
beş yıl sonra bizim standartlanmız o düzeye gelecek.
AB'ye giriş süreci içinde, AB'ye karşı olmak ya da
AB'nin yanında olmak gibi bence doğnı olmayan.
anlamsız. takım tutar gibi taraf tutmaya yönelik yak-
laşrmlar da çok yanlış.
- Peki, bütün bu standartlan AB 'ye uyum için
miyoksa kendimiz ve ülkemiz için mi yapmalıyız?
- Tabıı ki öncelikle kendimiz ve ülkemiz için yap-
malıyız. Burada size bir örnek vermek ıstıyorum. Oto-
mobillerden kaynaklanan emisyonlar hakkında yurt-
taşın bilgilendirilmesi için AB direktifine 2007 yı-
lında uyum sağlayacakmışız. Ulusal Program'da böy-
le bır madde var. Bence 2007 "yi beklemeye hiç ge-
rek yok Bir olumsuzluk konusunda yurttaşın bilgi-
lendirilmesi gerekiyorsa ve bunun içm bir direktifvaı-
sa bunu hemen yapmak ve 2007 "ye de bu^kmamak
lazrm. Bunun dışrnda, AB'ye uyum süreci içinde bü-
tün teknolojılerın ızlenerek üç yıl sonra standart dı-
şı hale gelecek teknolojilerin üç yıl içinde ülke pa-
zannda sarılmasınm doğru olmadığının ortaya çık-
ması ve ilgilı bakanlıklanmızrn bunlarla ilgili ge-
rekli önlemlen almalan gerekir. Çünkü öbür türlü.
standart altı ya da dışı görülen teknolojilen ya da çöp
teknolojileri başka ülkelere atarak kendi yurttaşlan-
nın ödeyeceği bedeli azaltmak isteyenler hem kirle-
tir, hem temizlerken ülke kaynaklannın gereksiz ye-
re de çarçur edihnesine neden olmaktadırlar.
- Türkiye için en uygun enerji teknolojileri ko-
nusundagerekhükümetlerimiz, gerekse de TBMM,
görüşlerinizialmak için sizi birkaç kez davetetmiş-
lerdi Öyle değil mi?
- Evet. Koalisyon hükümeti zamamnda Bakanlar
Kurulu'nda nukleer enerji konusunda bilgi vermiş-
tik. O zaman Bakanlar Kurulu ikna olup ihaleyi ip-
tal etmişti. Böylece de gerçekten ulkemız çok büyük
bir bedel ödemekten kurtuldu
- Zaten pek çok ülke nükleer santrallannı ka-
patmıyor mu?
- Başta Almanya ohnak üzere pek çok gelişmiş ül-
ke nükleer enerji santrallannı kapatmaya başladılar.
ABD'de 10,Kanada'da7, Almanya'da 19nükleer sant-
ral sırayla kapanmaya başladı. Artık nükleer enerjı
teknolojisi tarihe gömüldü. Yani, karar vericilere
doğnı bilgileri zamanında götürdüğümüzde karar al-
dılar ve gerçekten de ülkeyi yaklaşık 50-60 milyar
dolarlık bır olumsuzluktan kurtardılar Eğer bugün
biraz olsun bir ekonomik iyileşme varsa bunun bir
parametresi de budur. Nükleer enerji bir ülkeden
öbur ülkeye, bütün know-how'ıyla. her şeyıyle. şu
anda işsiz olan nükleer mühendıslenne iş bulmakla,
batmakta olan sanayilennı ayağa kaldırmakla. ama
bütün bedeli göndenldiği ülkeye ödetmekle aktan-
lıyor. Aynen eskı çöp teknolojisi transfen gibi. Özel-
likle çalışmayacak teknolojinın bakımı için de bü-
tün yan aksamına ıhtiyaç du>Tiluyor Bir diş hekimı
düşünün kı ayıu zamanda lokanta sahıbi. Pılavm içi-
ne taş koyuyor. Lokantaya gelen müşteri taşlı pılavı
yiyip dişini kınnca da çıkışta dişıni tedavı hizmetı
sunuyor. Buna pazar oluşturma tekruklen diyorlar.
Yani önce bır pazar oluştunıyorsunuz. Sonra da bu
pazann ihtiyaçlan neyse onlan karşılıyorsunuz.
Mobll santrallar
- Bir de mobilfueloil santrallar meselesi vardı...
- tkinci ikna süreci de o oldu. Bu santrallardan bi-
risı Dalaman'da kurulacaktı. Dalaman'da sivil top-
lum kuruluşlan, yerel yöneticiler, belediye meclisi
üyelen, otel sahıpleri. Dalaman'da yaşayan herkes duy-
muş ki Enerji Bakanlığı'nrn isteği üzerine Dalaman
Beledıyesi bölgeye fueloil yakan mobil santral ku-
rulmasınaızrn%ermiş. Bizim debundanbilgunızol-
du; davet edildik. Yaklaşık 400 kişiye iki tane dör-
der saatlik toplantıda fosil yakıtlann. o santrallann
dünyadakı durumunu anlatnk. Bakın, bu mobil sant-
rallar önce Avrupa'dan Endonezya'ya gıttı; sonra
Türkiye'ye geldı. Mobil santrallann standartlan ay-
nı kaldı. ama Endonezya'nm o sırada standartlan
yükseldi. Böylece bu santrallar Dalaman'dan Sam-
sun'a göndenldi. Ama Samsun'da balıklar ölünce
bu sefer beş santral Enerjı Bakanlığı 'nin inisiyatifıy-
le yuzde 10 kapasıtey le çalıştınlmaya başlandı. .\ma
şımdi Enerji Bakanlığı. bu santrallann kullanılma-
ması ve yerine elektriğin hidrouk kaynaklardan üre-
tilmesiyle her gün 2 milyon dolar kâr ediyor artık
- Bir de BMÎklim Değişikliği ÇerçeveAnlaşma-
sı 'nin imzaya açılması ve sonra yaşanan gelişme-
leri anlatır mısınız?
- Anlaşma 1992'de imzaya açıldı. Anlaşmamn an-
lamı fosil yakıt, yani doğalgaz, petrol ve kömür ya-
kıldığı için amosfer ısınmaktadır ve bu konuda ne ya-
pacağımrzı birlikte konuşmak üzere anlaşmayı im-
zaya açmamız lazım ıdı. Bunu imzalayan ülkeler ta-
raf oldular Böylece de her yıl toplanarak ne yapıl-
ması gerektiğini konuşmaya başladılar. 1997'ye ge-
lindiğınde, Japonya'nm Kyoto kentindeki konferans-
ta bir "Kyoto Protokolü" ortaya çıktı.
Kyoto protokolü
- Neydi bu "Kyoto Protokolü"?
-1992 Anlaşması'nı imzalayan tarafülkeler2010'a
kadar. fosil yakıtlann yakıhnasından kaynaklanan
karbondioksit, metan gibi gazlann 1990'lı yıllann se-
vıyelennden ne kadannı, yüzde kaç azaltacaklannı
taahhüt ettikleri bir protokoldür. Bu protokol 1997 'de
imzaya açıldı. Yani çerçeve anlaşmayı 1992'de im-
zalayan taraflar. 1997'ye kadar ne yapılması gerek-
tiğini konuştular. Sonra ortaya Kyoto Protokolü çık-
tı. Bunu dünya ülkeleri imzalamaya başladılar. Bu-
nu imzalamayan ABD ve Rusya var. tkisinden biri-
sı imzaladığı zaman ise kriter doluyor. Çünkü bunu
55 ülke imzalamış olacak. Aynca da dünyadaki emis-
yonlardan sorumlu ülkelenn yüzde 55' i ımzaladığın-
da Kyoto Protokolü uygulamaya geçecektir.
Seçimlerden önce Rusya imzalayacak gibi görü-
nüyordu. Şimdi bir an önce imzalamalan bekleniyor.
Rusya imzalarsa >Tİrürlüğe girecek.
- Ya Türkiye?
- Bir kere Türkiye. 1992 Çerçeve Anlaşması'nı 20
KAHRAMANMARAŞ1. ASLİYE HUKÜK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2003'144
Davacı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü vekilince davalılar Burhan Ça-
pan ve arkadaşı aleyhine ikame edilen RÜCLıAN TAZMİNAT davası-
run yapılan yargılaması sırasında davalı Burhan ÇAPAN'ın yapılan
tüm aramalara rağmen adresı tespıt edilemedığinden bu davalıya du-
ruşma gününün ilanen tebliğine karar venlmiş olup davalı Burhan ÇA-
PAK'ın yeni duruşma günü olan 24.3.2004 günü saat 9.30'da mahke-
memizde hazır bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl etmesı, ak-
si takdirde duruşmanuı yokluğunda yapılarak dosyanın karara bağla-
nacağından ışbu ılanın yapıldığı tanhte duruşma gününün davalıya
teDİığ edılmış sayılacağı hususu ilanen teblığ olunur Basın: 361
BAKTES 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
İLAN Esas No: 2003-466
Belediye sınırlan içinde kalan davalılar Meral
Çakır ile Kadır Karalıoğlu'na ait Bartın ili Kırtepe
Mah. tapuda 14 pafta. 144 ada, 34 no'lu parseün
734 34 m2'lik yani tamanının Bartın Belediye Baş-
kanlığı'nın 14.8.2002 tanh ve 539 karar sayılı En-
cümen karan ile kamulaştınlmastna karar venlmiş
ve ıdare tarafından 2942 sayılı Yasa'mn 10. madde-
sıne göre mahkememize bedel tespiti ve tescil da-
vası açılmıştır. Yasanın 10. maddesi uyarınca ilan
olunur. Basın: 55546
VARTO SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998'121
Davacı Mustafa Orhan tarafından davalı Zelihan Eker ve bır kısım dahılı da-
valılar aleyhinde açılmış bulunan Varto Sulh Hukuk Mahkemesi'nın 1984'6
Esas - 1985/108 Karar sayılı muris Hasan Bini Çeto'ya ait veraset ılamının ipta-
li davasının yapılan yargılamasında verilen karar gereğınce: Dahili davalılardan
Reyhan Şahın, Fatma Şahin, Nihat Şahin, Suat Şahın, Hasan Şahin, Zehra Şahin
ve Mualla Çetin'in yapılan tetkikatta adresleri meçhul olduğundan ilanen tebh-
gat yapılmasına karar verilmiş olup, duruşmanın atılı bulunduğu 02 03.2004
günü saat 10.00'da hazır bulunmalan veya bir vekıl manfetiyle kendılerini tem-
sil ettirmeleri, aksi halde dunışmaya gelmediklennde da\-a dılekçesı ile günlü
davetiyenin kendılerine tebliğ edlimiş sayılacağı davetiye yerine kaım olmak
üzere ılan olunur 25.12 2003. Basın: 401
FOSİI
yakıt
özendiriliyor
Ekim 2003'e kadar imzalamadı. Öbür ülkeler. demin
de saydığım gibi Irak, Afganistan, Burundi Cumhu-
riyeti ve Somali'ydı. Bunu 199O'lı yıllarda sizinle
yaptığımız bir söyleşide de dıle getirmiştık. 1997'de
dönemin Çe\Te Bakanı. "Kz bu anlaşmayı kalkmdık-
tan sonra imzalayacağız" dıyordu
- O zamanki Çevre Bakanı AA'AP'tan Imren Ay-
kut değil miydi?
- Evet, oydu. Böyie kalkınma ohnaz Kalkınma an-
cak kömür. doğalgaz, petrol. nükleer gibi sürdürüle-
bilir olmayan kaynaklara yönelmemek, daha az ener-
jıyle ayru işuı yapılabileceği kaynaklan kullanmakla
olur. Yeni hükümet, yani AKP hükümeti geçen yıl iş-
başına gelince sürdürülebiln", yenilenebilir enerji kay-
naklanyla bırlikte tklim Değişikliği Çerçeve Anlaş-
ması'nın imzalanması konusu yeniden gündeme gel-
dı. Bu TBMM Çevre Komisyonu'nda konuşulup onay-
landıktan sonra Diş tlişkıler Komısyonu'na geldi. Ko-
misyon Başkanı Mehmet Dü^er ve Başkan Yardrm-
cısı Emin Şirin bu konuda komısyonda bılgi vermem
için bana başvurdular. Komisyon toplantısrnda ben ge-
rekli bilgileri verdim O bilgileri verdikten sonra oy-
birliğiyle imzalanmasını kabul ettıler Teklıf bu kez
TBMM Genel Kurulu'na ındı ve geçtikten sonra Cum-
hurbaşkanı'nm 20 Ekim 2OO3'te bunu onaylamasıy-
la 1992'den beri süren ayıbunızı kapatmış olduk.
- Peki, bu anlaşmayı imzalamak yetiyor mu?
- Tabiı ki yetmiyor Bu yönde ekonomik faaliyetle-
rin irdelenmesi, ülke ekonomısının karbonsuzlaşma-
sını sağlayacak tüm onlemlerin alınması lazım. Çün-
kü bu önlemleri kendimiz almazsak. ticaret yoluyla
eski teknolojileri değiştınp yenılerini satarak >ine baş-
ka ülkelere iş alanlan yaratmış olacağız Yani bunun
da tıcareti başlıyor Arna doğnı olan, TBMM'nin al-
dığı karar doğrultusunda yenılenebılır enerjiye dönü-
şün, öncelikle enerjinin etkin kullammınm sağlanma-
sı, sonra da tüm enerjı ihtiyaçlannın fosil yakıtlardan
annmış, yenilenebilir enerjıden elde etmek ıçrn ön-
lemler alınmasıdrr
- Peki, ya Kyoto Protokolü?
- Kyoto Protokolü'nü imzalamamız için de ülkemi-
zrn enerji-ekonomı sistemine getıreceği etkileri ince-
leyip önlemleri almalıyız Fosil yakıt ve nükleer şu an-
da zaten gündemde değil. Olmaması da gerekir, za-
ten Artık bu ülkede ıyi ohnanın ölçüsü, enerji alanm-
da bu hedeflerin konup konmamasuıa, bunlann uy-
gulanıp uygulanmamasuıa bağlıdır. Aksı halde bun-
lan yerine getirmemenin bedelinı bütün ülke olarak
ödeyeceğiz. Kyoto Protokolü bir an önce uygulama-
ya konulmalıdır Önlem almak gerekir, diye onayla-
mamak yerine hemen onaylayıp önlemleri aknalıyız.
Sürecin kendisine dönersek. Kyoto Protokolü'nü im-
zalayan ülkeler. 1992 ile 2002 arasındakı 10 yılın de-
ğerlendınldığı Johannesburg'daki dünya zirvesinde
bır araya geldıler. Zirvede enerjiyle ilgili konularda
birmutabakat metni oluştu. Herkesle birlikte cumhur-
başkanımız da bunu ımzaladı. Ama Avustrarya, Japon-
ya, ABD ve Kanadalı delegelerin itırazı üzenne ener-
jiyle ilgili üç konu yer almadı
- Bunlar hangileriydi?
- Bınsı, yenilenebilir enerjuıin her ülkede yüzde 10
hedefininkonulmasıydı. Yani 2010 yıhnda bütün dün-
yada yenilenebilir enerjının yüzde 10 oranında haya-
ta geçmesi böylece gerçekleşemedi. Aynca, toplum-
sal maliyetler, dediğımiz farklı enerji rürlennin uygu-
lanmasrnda, üretimınde ve kaynaklann kullanınunda
doğal çevreyle insan sağlığrna verilen olumsuzlukla-
nn bedelinin hesaplanarak o teknolojiye katılma..
Ömeğin bir kentte kömürden elektnk üretiyorsanız o
kentte tanmsal ürünlere yaptığuuz tahribatrn ekono-
mik bedeli eklenmelı. ormaru tahrip etmişseniz onun
da bedeli eklenmeli. Bır gün karılmayı umduğumuz
AB'de bu uygulama yapılıyor. Zaten AB ülkeleri do-
ğal olarak Johannesburg'da bundan yana tavrr koydu-
lar. Üçüncüsü de zararlı süb\'ansiyon dediğimız kö-
mür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlann kullanımı-
nm özendirilmesi içm bütün dünyada devletlerin ka-
sasından verilen paralann toplamı 400 milyar dolara
ulaşmış. Bunlann belli bir süre içinde kaldrnlması
önerisi de yine aynı ülkelerce kabul edilmedi.
- Sizce bunun nedeni nedir?
- Bunun nedeni bu ülkelerin fosil yakıt pazarlannı
kaybetmeleri endişesi. Öte yandan ABD'de bir mil-
yon çatının güneş piliyle kaplanması projesi yürürlük-
te. Burada başka bir şey var. Kendi ulusal çıkarlan söz
konusu olduğu zaman o kapasitelerini insanlar kulla-
nıyorlar Ama küresel olarak başka ülkelere aktanla-
bilecek teknoloji söz konusu olduğunda ona bir kısıt-
larna getirmeyebiliyorlar.
Öte yandan yenilenebilir enerjinin etkin kullanı-
rmndan bayağı bir ekonomik gelişme sağlayan ülke-
ler ise "YenilenebiKr Enerji Yolunda" diye bir dekla-
rasyon yayımladılar. Bu ülkeler BM kararlan olarak
ahnmayan o önerileri benimseyip hem kendi ülkele-
nnde uygulamaya başlayacaklannı taahhüt ettiler.
hem de bu yıl haziran ajında Bonn'da BM şemsıyesi
altında Dünya Yenilenebilir Enerji Kongresi'nin ya-
pılmasnıı önerdiler. Bu önen kabul edildi.
BARTIN 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN İLAN
Esas No: 2003467
Belediye sınırlan ıçınde kalan davalı Meral Çakır'a
ait olan Bartın ılı Kırtepe Mah.'de tapuda 14 pafta.
144 ada ve 33 parsel no'lu taşınmazın 302.10 m2"lık
kısmının Bartın Belediye Başkanlığının 14.8.2002 ta-
nh ve 539 karar sayılı Encümen karan ile kamulaştı-
nlmasına karar verilmiş ve ıdare tarafından 2942 sa-
yılı Yasa'nın 10 maddesıne göre mahkememize be-
del tespiti ve tescil davası açılmıştır. Yasa'nın 10.
maddesi uvannca ilan olunur. Basın: 55541