25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 1 £ «0 Mcaar aç* ptvtoe toştamş. Meniyte yMŞ!nuıyw tnuytlBf Elektronik posta: denizsom@cumburiyetcom.tr Tel: 0,212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - CHP kongresinde, Kuran üzerine yemin edilmiş... "Allah kabul etsin!" Bölen Ayşe Meral: "Gö- revaldığıherütke bölünen ABD'nin - - yeni Ankara Bü- yükelçisi Eric Edel- man, Türkiye'ye gelir gelmez, ABD'nin isteği doğrultusunda Irak'a Türk askeri gönderilme- si için, Kürt devieti teh- didini gösterdi. Yılarca 'bir bilen'in yönettiği ül- kede, sonunda sahneye 'bir bölen' mi çıkryor dersiniz?" G.Antep Gaziantep 75. Yıl Doğum ve Kadın Hastalıklan Has- tanesi, tam bir "tiirban cenneti"ne dönmüş... Kent dışında- ki yeni binasına taşınan hastanede yedi-sekiz hemşire türbanla çaltşı- yor... Imza ve onay işle- rini yapan pratisyen doktor, türban takıyor... Gaziantep 75. Yıl Doğum ve Kadın Hastalıklan Hastanesi'nde kamunun kılık kıyafet kuralları uy- gulanmryor... ergama Ovacık'ta siyanürle altın üreten New- mont şirketinin genel müdürü Sabri Kara- han'ın yasal haklannı saklt tutarak gönderdi- ği açıklamayı yayımlamıştık... Newmont aley- hine açılan davalan izleyen avukatlardan Nuri Gün- düz'e de sanınm açıklama yapma hakkı doğdu... Siyanürcüler kusura bakmasın ama Nuri Gündüz şöyle diyor: "Sabri Karahan'ın, size ve gazetenizin üst yönetimi- ne gönderdiği yazıda bahsettiği açıklamalar gerçekle- re uymamakta, kamuoyunu yanıltıcı bilgilerdir. Aksini id- dia ediyor ise, aşağıda belirttiğim yasal izin belgelerin- den birini lütfen gazetenize göndersin. Dikili'de devam eden davalarda bu izinlerin olmadığı kanıtlanmıştır. Ovacık'taki altın madeninin çalışmasında kamu ya- rarı yoktur şeklinde kesinleşen Danıştay kararı ve bu- nu takip eden, Newmont'un (Eurogold-Normandy) iş- letmedeki çalışmalarını durduran, izinlerini ve ruhsat- larını iptal eden idari mahkeme kararları mevcuttur. Sabri Karahan Newmont'un yörede faaliyet gösterebilmesi ve altın üretimine yönelik çalışmalarını yapabilmesi için gere- ken izin ve ruhsatları yoktur. Devam eden mahkeme- lerden dolayı bu izinlerin ve ruhsatlann verilebilmesi de mümkün değildir. Maden işletmesinin, Bayındırlık ve Iskân Bakanlı- ğı'ndan alınmış; mevzi ve nazım imar planları, maden tesislerinin, binalarının inşaat ruhsatları, yapı kullanma izinleri yoktur. Sağlık Bakanlığı'ndan üretim yapabilme- si için gereken; emisyon izni, deneme veya, gayn sıh- hi müessese izni (tesis açılma belgesi) yoktur. Çevre Bakanlığı'nın Tehlikeli Atıkların Depolanması ve Kont- rolü Yönetmeliği gereği; atık barajında (deposunda) tehlikeli atıkları depolayabilmek için yörenin en büyük mülki amirinden alınması gereken atık depolama izni yoktur. işletmenin Çevre Bakanlığı'ndan almış olduğu deşarj izni tehlikeli atıkların depolanmasına uygun de- ğildir, izin tehlikesiz atıklara göre alınmıştır. Atıkların bu şekilde depolanması çevre ve insan sağlığını tehdit et- mektedir. Bölgede yeraltı suları kirlenmeye başlanmış, köyler- de işletmede çalışan işçilerin bazılarında kanser vaka- ları olduğu iieri sürülmektedir. Kesinleşen yargı karar- larına rağmen, yönetmelik gereği gereken izin ve ruh- satları almadan çalışmalannı büyük bir hızla ve devle- te verilen üretim projelerine uymadan sürdüren New- mont, yasalar ve yönetmelikler karşısında suç işle- mektedir." Newmont'un hukuki hiçbireksıği olmadığını açıkla- yan ve bu açıklamasının altına imzasını atan Sabri Ka- rahan için bundan iyi fırsat olur mu? Neredeymişşu yasal izin belgeleri, ruhsatlarbiraçık- lasın bakalım... Yadadosyalarınabirdahabaksın, izin- ler muz cumhuriyetinden alınmış olmasın! Dost Ibrahim Ormancı: "Domuz derisinden post, Amerikan başka- nından dost olmaz!" SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku;o yahoo.com ^ d AB ile ilişkimiz misyoner pozisyonuydu... Yeni — aşkımız ABD ile ilişkimiz ise lejyoner pozisyonu! Gençlerin mühendis olma merakı Ünrversiteye giriş sınavında yüksek pu- an alan öğrencilerin tercihi mühendislik üzerine oluyor... Londra'dan Genç Köy- lü bir mühendis olmasına karşın bu ko- nuda ilginç bir yorum yapıyor: "Gençlerimiz, depremlerde birbiri ardınayıkılan bmaların projelerini, he- saplarını. kontrolünü yapanlara mı im- renmişler acaba? Veya, Süleyman De- mirel, Necmettin Erbakan. Turgut Özal gıbi seçkin Türk büyüklerini mı ör- nek almışlar? Sınavda hiç puan kaybet- meden birinci olan oğlumuz acaba fizik okumayı neden düşünmedi? Veya, ona ilk günden kucak açan saygıdeğer üni- versitemiz de mi fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi bilim dallarına en parlak beyinleri çekmeyi akıl edemiyor? Mü- hendislik kötü demiyorum ama, üstün t yetenekli bir beyin için anabilim dallan- nın yerini alması da söz konusu ola- maz... Şu sıralanda ülkemizin en saygın kimliği olarak tartışmasız en önde ge- len Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in esas uğraş dalı olan hukuk bılimi neden gençlerin de gönüllerinde en önde değil? Küreselleşme, Yeni Dünya Düzeni, 'Amerikan Imparatorluğu' projeleri, da- ha da yakına gelirsek, bazılarımızın yü- reğini yakıp tutuşturan AB üyeliği, veya IMF teslimiyetçiliği gıbi, her gazetenin her sayfasını dolduran haberler, siyasal bilgiler, ekonomi ve finans eğitimini na- sıl oluyor da cazip kılamıyor? Dilerim bunlan benim gibi hem merak edenler, hem de belki neden ve yanıtlarını bilen- ler vardır." ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCİ Zurnacılar örgütlendi... Sadece Anadolu'da değil, uzak Asya'dan Balkanlar'a. hatta Kuzey Afrika'dan Bri- tanya'ya kadar yayılan bir coğrafyanın ortak çalgılan arasında "zurna" başta geli- yor... Yöreden yöreye değişen özelliklertaşısalarbile, dene- bilir ki "kıtalar arası" ortak yanlan "akort edilemez" ses- leridir... Nitekim, bu evrensel nitelikleri nedeniyle çok bili- nen bir atasözümüze de esin kaynağı olmuşlardır: "Zurnada peşrev (ayarla- ma. akort) olmaz, ne çıkarsa bahüna..." Yanı, bırisi eğer "zuma" gı- bi sürekli olarak "dediğjm de- dik, öttürdüğünı düdük" ha- vasındaysa, düzelmesi de ola- naksız demektir... 'Birlikte1 çalmanlar... Ne var ki aynı özellik "zur- nacılar" için kuşkusuz geçer- Orkestra imecesi» li değil... Kimileri tek başla- nıa çalmaktan hoşlanır ve tîrlü ustalıklarla ses oyunlan yq>ıp, adeta "çoksesU" dinle- tier bıle sunabılirler... Kimi- lei de farklı tonlarda ses çı- kıan zurnalann eşliğinde ça- lsrlar; "solo" zuraa ile "ko- n " zurnalann armonileri ba- zîi bir "konçerto" etkisi bile y.p Işşte bu "birlikte" çalınan ^jnalara Balkanlar'da yay- gn olarak rastlanırken özel- lide "zurnacılar gnıbu" şek- lııde yan yana gelerek düğün. ornek ve hatta resmi tören- lrde "zurna orkestrası" ku- rnlann sesleri ise daha çok <üney Ege bölgemizde yan- üanır... BÖylesi bir toplu gösteri iın gerek yine solo ustahkta, srekse ustaya eşlik etme be- cnsınde namı yürüyen, hat- t adeta bir "konservatuvar" <siplininde alaylı eğıtim ve- ierek küçük yaşlardan zur- acılann yetiştirildiği yer ise. luğla'nın Milas ilçesinde ulunan Dibekdere köyüdür... Dibekdere'nin zurnacılan. dünyanın bu en "peşrevsiz" çalgısını öylesi incelıkte ve herkesin beceremeyeceği "ö- nılar" yaratarak icra ederler ki bölgenın en zengınleri bı- le. başkaca bir orkestraya ge- reksinme duymadan. her tür- lü müzikle şenlenen dıllere destan düğünlerini sadece on- larlayaparlar... Var olma da\ anışması Dibekdere zurnacılan, dü- ğün meydanlanndaki bu ör- gütlü turumlannı artık "mes- leld da\*anışmaya w da dönüş- türüyorlar... Geçen aylarda, dünyada belki de ilk "zurnacılar der- neğhıi" kurdular... Kısa adı da "MUZKAT-DER" olarak be- lirlenen "Milas Yöresi Nefes- B-Vurmah-Telli Sazlar Çalan- lar ve Muğla Ze\ bek Kültürü- nü Araştırma-Tanıtma-Ya- şatma Derneği T 'nde bir araya gelerek. bu uzun adda sırala- nan tüm kültürel amaçlar ıçın 100 üyeyle kollan sı- vadılar... Derneğin Ku- rucu Başkanı Dursun Girgin, Ege bölgesınde özellikle "kaba zurna" çalanlann sayılannın hızla azaldığını ve bu- na karşı da önlem almak için örgüt- lendiklerini belir- terek Dibekde- re 'yi şöyle tanıtı- yor: "200 yıllık köydeki 300 hanenin hepsinde en az 20-25 zurnavar™Yeni doğan bebek- lere zurna sesi dinletilir: gece- leri ninni yerine zurna sesiyle uyurlar; 3 yaşlannda eDerine alır, tabanca-bıçakyerine zur- nayia oynar ve okula da çal- masını bilerek başlariar..." îşte böylesi bir "okulun" gelecek kuşakJara da kalabil- mesi için dernek merkezleri- nin Dibekdere olduğunu söy- leyen Başkan Girgin, Anado- lu kültürlerine duyarlı çevre- lere şu çağnyı yapıyor: "Bizi desteklemek demek, halk sanatımmn ve müzik ge- leneğünizjn de korunarak ya- şaülması demektir. Herkesin omuzvermesinibektiyoruz-." Biz de özellikle "UNES- CO'nun şu son "somutobna- yan kültür mirasını gözetme" kampanyasıyla ilgilenenlere "Dibekdere'ye de gidin" di- yoruz... Yediden yetmişe, yer- yüzünün en şen zurnacılan. hem de artık "örgütiü" ola- rak yolunuzu gözlüyorlar... Oekinci ' cumhuriyetcom.tr KtM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak " turk.net f-j cırkaa/aj Can // Si ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl kamilmasaraci" mynet.com &. & r HARBİ SEMİH POROY semihporoy(n yahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MLSTAFA BILGIN SUREYVA AVHAN DÜNYA 2.Sİ Bü KIZ NE ZAMAN KOŞACAK OLSA BtZÎM MRIYA Bt HALLER OtUYO Bİ HOCAYA &ÖTURMELİ BUNU !. I 1 1 I ! I I I ! 1 1 1 1 1 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 3 Eylül ınnc.nuımtaz-arikan. com KÖSEM SULTAN'fN SONU! 1651'O£ BUGÜN, OSMAAILf HANSOANININ ÜMUJ K/> D(NLARtMOAM IAAUPEYK.E/Z KÖSEM SUcrAN ÖLOÜ&Ü MÜŞTÜ.' R(JM_ AS/LLf KÖSEM, KtKK y/L SÜGEYLE /M PAGATOgLUGUfJ yo*/EriM/Nl>£ SÖZ SAHI& OCA4UÇTI T.AUMEr'ÎU EŞl OO4M KÖSEM SULTAH, PAÜIŞAU/ E KlSlNE ALMIÇTI. OfJUM AgPfNPAN DA, T74HTA SE- ÇEM OĞULLARt lt/.MU&4r I/E IBG4H/M(OELJ) Z4- MANLAfMNM "i/ALİOE SULT70N" OLA/ZAK îtCnoAGA ORTAK OLMUÇTU. TX>RUNU (V.MSHAjtETCA^Cl) T&HTA Ç.IKTIĞ<NOA fSE, PADİŞAHfN AMNESİ 7Z/g- HAN SULrAU't-A MÜCA&ELEYE G(RfŞMİŞTt. AM- CAK, ONA 7T/Z4K HAZt&LAZKEN', rueHAfJ ŞULTA' W APAMLAg/ TABAFfMPAN BO&ULARAK ÖUHJ- KÜLMUÇTÜ. KÖSEM SULTAÜ, YAN&AŞt /'JGALARLA, YÖNBTıMOe fCÖTü £T~/z//-£g yAKArM/Şrf GÖRÜŞ Prof. Dr. O. AHMET ERCAN* Deprem İçin Toplumsal Dayanışma Marmara'ya deprem ha geldi ha gelecek diye 4 yıl- dır yazılıyor çiziliyor. Jeofizik Kurumu olarakdurumu- muza bir bakalım istedik. Deprem Vergisi - Deprem Gelirleri ile Yabnmlar: 1999 Gölcük depreminden sonra kamuoyunda Dep- rem Vergisi diye bilinen ek vergilerte 1999-2002 so- nu arasında 6 milyar 714 milyon dolar toplanmıştır. Bu toplamm 1.43 milyar doları ulusun ürem (faiz) gelirle- rinin üzerinden, 2.143 milyar dolan ise özel işlem ile özel iletişim vergilerinden gelmiştir. Bu durumda top- lam deprem yardım geliri 7.557 milyar dolardır. Saymanlık Genel Başkanlığı deprem için yapılan ya- tırım tutannın, 2002 sonuna dek geçen süre içinde 2.785 milyar dolar olarak açıklamıştır. Deprem gelirle- ri toplamı 7.557 milyar dolar olduğuna göre, aynca3.5 milyarı tüketildiğine göre, kasada 4.050 milyar dolar daha vardır. Bu tutarlstanbuPda yıkılacak tüm konut, işyeri ile okullan yeniden yapmak işi için bir milyar do- lar eksiğiyle yeterlidir. Çadır Kızılay Genel Başkanı Ertan Gönen'in ver- dıği bilgiye göre Kızılay'ın yedeğinde 40 bin çadır var- dır. Sayu (her) çadır 5-6 kişi banndırdığına göre Istan- bul'da olacak bir deprem için 200-250 bin kişiye ba- nnak sağlayacaktır. Oysa Kuzey Marmara depremin- de açıkta kalacak kişi sayısı 800 bin ile bir milyon ki- şidır. Kızılay'da bu akça yoktur, ancak deprem vergisi bınkimınden bu eksiklik giderilip yeterince çadır satın alınabilır. Yoksa evgıller (aileler) açıkta kalacaklar. Yargı ile soruşturmalar: 1999 Gölcük depremin- den sonra yapımcı, sayışman (mühendis) ileteknikuz- manlara karşı yaklaşık 2 bin soruşturma açıldı. Bunla- nn yüzde 93'ünde sanıklar suçsuz bulunmuş, yüzde 3'ü süre aşımına uğramıştır. Korunç: Doğu Marmara depreminden sonra "zo- rvnlu" deprem koruncuna yurttaş duyarsız kalmıştır. Türkiye genelinde deprem koruncu yaptırma oranı yüz- de 15'lerdedir. Marmara Bölgesi'ndeki 5 milyon 143 bin 469 konuttan 1 milyon 72 bin 326'sına korunç ya- pılmıştır. Bu oran yüzde 20'yi buluyor. Bir deprem olur- sa, yapılar yıkılırsa, koruncsuz yüzde 80'ın yapılarını kim yaptıracak? Bu kişiler yoksul ise yıllarca çadırda mı bannacak? Ekim 2002'ye dek zorunlu deprem kooıncundan 45 milyon dolar toplandı. Bunun 22 milyon dolan dış ül- kelere yeniden korunçlama (reassurance) olarak akıp gitti. Kımı deprem bilginlerinın Türkiye'yı çok yüksek çekinceli deprem ülkesi göstermesi ödenen akış tuta- rını arttırmıştır. Deprem dayanışması: M=7.5 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı bin 8 bile olsa, gerek TC Bayın- dırlık Iskân Bakanlığı, gerek istanbul Kapsamlı Deprem Tasanmı (Master Plan), gerek Jeofizik Kurumu'nun İs- tanbul yapıiaşması için öngördüğü deprem ölçüsü M=7.5'tir. Açıkçası Istanbul'da kamu ile özel yapılann tümü M=7.5 depremden göçmeyecek durumda ol- malıdır. Oysa kamu, üniversiteler ile özel araştırma kuruluş- lannın yaptıkları araştırmalara göre Istanbul'daki yapı- ların yüzde 96'sı, M=7.5 büyüklüğünde bir depreme dayanıklı değil. Ne yazık ki, okullar 15 Eylül 20O3'te açılıyor. Yalnız- ca 20 gün kaldı. Milli Eğitim ll Müdürlüğü'nün "okulla- nmızsağlam, dayanıklıdır" dediği birçok okulun, bun- dan da küçük bir depreme bile direnemez durumda olduğu yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Istanbul'da bir evde ortalama 4 kışı otururken bir okulda 1500-3000 kışı, hastanede 2000-3000 kişi, ad- liyelerde 200 ile 1500 kişi, camilerde 25 ile 2000 kişi, eğlence yerterinde 100 ile 2000 kişi, askeri yapılarda 500-1000 kişi, üniversitelerde 15 ile 25 bin kişi, sine- ma ile konser salonlannda 100 ile 2000 kişi, otellerde 50 ile 1000 kışı, iskele, otogarlarda 200 ile 1500 kişi bulunmaktadır. Jeofizik Kurumu olarak, halkı, anayasal hakkını kul- lanmaya çağınyoruz. Anneler, babalar çocuğunuzu okulayazdınrken müdüriükten; "OkulumuzM=7.5 bü- yüklüğünde bir depreme dayanıkhdır" güvence yazı- sı almız. "Bu yapı M=7.5 deprem büyüklüğüne da- yanıklıdır" yazısı görüimeyen kamu ya da özel yapı- lan kullanmayınız, içıne girmeyiniz, orayı kullanmayı- nız, orada çahşmayınız. Bu yazı olmadan kişilen o ya- pıda olmaya zorlayanlar için Savcılığa cana kasıttan suç duyurusunda bulununuz. Yaşamak her Türk yurt- taşının anayasal birincil hakkıdır.Bu hak kişinin elinden alınamaz. Bugüne dek "birşey olmaz" diye geçiştire geçıştire geldik. Son yüzyılda, 87 bin kişi göçük altın- da kalarak öldü. Yeter artık, Jeofizik Kurumu olarak ka- mu ile özel kuruluşlan halk ile toplumsal dayanışma- ya çağınyoruz. Bu işın yannı yok. (*) Jeofizik Kurumu Genel Başkanı B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Osmanhlar döneminde Tuna'da kulla- nılan. çektiri türünden bir >iik gemısı. 2/ 4 Kırsal kesimde büyük toprak- lan olan. var- lıklı ve sözü geçer kimse... Şiirde bir uyaktan sonra 1 2 3 4 5 6 7 8 yinelenen aynı anlam- daki sözlük ve eklere verilen ad. 3/ "Uydur- ma söz. yalan" anla- mında argo sözcük... Bir nota. 4/ Eski Türk- lerde bir babanın ta- şınmaz mallannın mi- rasçısı olan en küçük oğul. 5/Uzak... Attü- 8 yünün rengi. 6/ Süvari 9 kolu... Sözcük türet- mek ya da sözcügün görevini belirtmek içb kullanı- lanbiçimverici ses. 7/tsim... Japon lirik dramı... Ba- tı Anadolu köy yiğidi. 8/Vilayet... Bektaşi ve Alevi şa- irlerinın tarikatlanyla ilgili şiirlerine verilen ad. 9/ Kü- çük... Ormanlara zararlı birböcek. VTTCARIDAN AŞAĞIYA: 1/îstanbul' un bir semti. 2/Kırkpınar güreşlerini düzen- lemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Osmanlı ordusun- da askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe aynlan er. 3/ "Küflüce" de denilenbir bitki hastalığı... Lantan ele- mentinin simgesi. 4/Boş, içinde kimse bulunmayan. 5/ Asya'da bir ülke... İspanya'da soylulara venlen san. 6/ Gazete... îlave. 7/Peygamberleri Hud'u dinlemedikle- ri için Tann tarafindan yok edilen kavim... Numaranın kısa yazılışı... Kabadayı. 8/lsrail'in plaka işareti... So- hık. 9/ 35 lik rakıya verilen ad... Küçük torba. .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear