25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Ian Herbert'ta göre ideal eleştirmen gördüğü oyunun ruhunu yakalayıp, paylaşabilendir DEFNE GOLGESI Tiyatroya adanmış bir yaşam TURGAY FİŞEKÇİ • Salt oyunlar Ü2erine değeriendirmeler değil; daha önce yazılmış olan eleştirilere de yorum getiriyor, onlan da kıyaslıyordum. Bir anlamda, eleştirmenlerin eleştirmeni olmuştum. Başta şöyle tepkiler söz konusu oldu, bu kendini ne sanıyor? Fakat ben tiyatro eleştirmenliğine soyunmadan önce izlemiş olduğum binlerce oyun vardı. Oyun izlemek, oyun dağarcığı bir eleştirmen için en önemli trainningtir. EMREERDEM Ünlü tngiliz tiyatro adamı, eleştirmen, Uluslararası TiyatroEleştirmenleri Bir- liği başkanı, Theatre Records dergisı- nin kurucusu, editörii Ian Herbert ile yaşam serüveni, Ingiliz tiyatrosu ve ti- yatro eleştirisi üzerine enine boyuna söyleştik. - Tiyatro eleştirmenligi serüveninize ne zaman ve nasıl başladınız? - Birçok tiyatro eleştirmeni meslek- taşım gibı bu mesleğe raslannsal birbi- çimde atıldım. Yirmıyi aşkın yıllık ya- yımcılık yaşamımın arduıdan, kırk ya- şımda farklı bir arayışa girdim. 0 dö- nemde eleştiri Ü2erine derinlemesine yoğun incelemeler yaptım. Şunu dü- şündüm, ben de bu işi yapabilırim ve oyunlarla iigıli yorumlar yazmaya baş- ladım. Salt oyunlar üzerine degerlen- dirmeler değil; daha önce yazılmış olan eleştirilere de yorum getiriyor, onlan da kıyaslıyordum. Bir anlamda, eleş- urmenlenn eleştirmeni olmuştum. Baş- ta şöyle tepkiler söz konusu oldu, bu kendını ne sanıyor? Fakat ben üyatro eleştirmenliğine soyunmadan önce iz- lemış olduğum binlerce oyun vardı. Oyun izlemek, oyun dağarcığı bir eleş- tirmen için en önemli trainnıngör. Hat- ta Bertolt Brecht'in tüm eserlenni ez- berlemekten daha önemlidir. Yîrmı se- neden beri tiyatro ile ilgilı degerlendir- meler, incelemeler, eleştıriler yazıyo- rum. Izlemeye devam ediyor, uygula- malı seminerler düzenliyorum ve ay- nca yorumlanmın diğer eleştirmenler gibi kabul gördüğünü düşünüyorum. Brrtanya'nın en uzun soluklu derglsı -Dünvaca ünlü TheatreRecords der- gisini yayınılamaktasınız_. - Kendı dergimi yayunlamaya karar verdiğim dönemde Britanya'nın ya- Theatre Records dergisinin kurucusu, editörü ve tiyatro eieştirmeni Ian Herbert tiyatro birikimlerini dünyanın dört bir yamnda verdiği seminerlerle genç eleştirmenlere aktarryor. yımcılık hayatında riyatro alanında bir boşluk vardı. Theatre Records'ta bir yayımcı olarak tiyatro tutkumu ve de- neyimlenmi bırleştırdım. Tıyatronun kutsal kıtabı VVho's \Vho ın the Theat- re'ın (Tiyatroda Kım Kımdır?) üç bas- kısını da yayıma hazırlarken; tiyatro bı- nkimım arttı. Dergimın çafısını yalın bir düşünce üzerine kurmak istedım. Londra'dakı yapımlann yer aldığı VVho s VVho ın the Theatre'ın kayıtlanna ek- lenecek bılgıler ve aynca Londralı ti- yatro eleştirmenlerinin herhangi bir sayfa smırlaması getirmeksizin, kesil- meden yayımlanan izlenimlen yer al- dı. Bir diğer bakışla, Theatre Records, Bntanya tiyatrosunun özellikle Lond- ra'dan tüm Bırleşık Krallıklara uzanan tngüiz tiyatrosu için yazılı bir kaynak konumu kazandı. - Derginizi nasılfinanseettiniz? - Abone sıstemiyle ılk baskıdan el- de edılen gelir ikinci baskıya da kat- kıda bulundu. Derginin yayımı bu eğ- lenceli bağ içinde sürmekte. Kısıtlı bir okuyucu dolaşımına sahıp olmakla be- raberBritanya'run en uzun soluklu der- gısıyız. Dünya genelinde de okuyucu- ya ulaşıyoruz. Tiyatro eleştlrtnenlerinin şaşırtıcı anlayışı - Ingiliz tiyatrosuoda tiyatro tieşör- meninin yeri nedir? - Bence ülkemdekı durumu en iyi ti- yatro eleştirmeni yansıtmakta. En çok okunan eleştirmenler akademik değil gazetecilik kökenlı. Kuramsal bıriki- mi okuyucuya aktarmak kolay değil- dir; okuyucu, yaluı, tanıtıcı, özgür yo- rumlar bekler. Hele de Londra'da altı yüzü aşkın, Britanya genehnde yüzler- ce oyunun prömiyer yaptığı bir ülke- de .. Londralı hyatro eleştırmenlen ile ilgilı düşmanlar kalabahğı, övgü yeri- ne lanedemeyi amaç edinmış olarak dü- şünülse de ashnda onlar şaşırtıcı bir an- layışa sahiptir Şöyle kı, ıncelediğimiz de şunu görüyoruz. Onlar haftanın dört ya da beş gecesi oyun ızliyorlar ve or- talamanın üstünde master bir çalışma ile her an karşılaşmak olası değil. Ay- nca bir saatten kısa bir sürede değer- lendırme yapacak kısıtlı bir süreleri var. Bu çarçabuk yapılan değerlendır- meler, aylarca süren çalışmayla yazı- lan kuru tezlerden daha aydınlatıcıdır. - Sizce ideal tiyatro elestinneni kim- dttr? - ideal eleştirmen, donammh bir ız- leyicı, aynı zamanda gördüğü oyunun ruhunu yakalayıp paylaşabilendir. Ti- yatroya olan sevgısıni yansıtırken; ay- nı anda hatalan belırtmek için hazır olmalıdır. -Yüz yüze söyleyemeyece- ğin bir şeye asla eleştin yazında yer ver- me- bu eleştirmen için bir altın kural- dır. Bir de lanetledığın bıriyle ne za- man karşılaşacağın bellı olmaz... - Amerikah ve İngiliz tiyatro eteştir- menlerini layaslayacak otursanız» - Bu bağlamda şanslıyız. New York'takı gibi yapan ve yıkan tiyatro eleştirmenımız yok. Ömeğın New York Times'takı eleştın yazılan -bunlann kimıntarafindanyazılmış oldugu önem- li değil- bir oyunun sonu ya da başlan- gıcı olabılir. Londra'da hafta ıçi yanm düzine ızlenim yazılan yayımlanır, bu- nun bir diğer yansına sadece pazar günleri yer verilır. Böylece bir riyatro yapımcısı bu görüş seçkisı içinden ke- sınlikle tıyatrosu ile iigıli yazılmış bir eleştiri ya da değerlendirme yazısı edı- nir ve bunu tiyatrosunun basın pano- sunaasar. cenç eleştlrmenler yettgtlrtyor - Sizi diğer ingiBz eleşrjrmenlerden farklı küan uluslararası başanlaruuz var... - Theatre Records, Bntanya tiyatro- sunu takıp edıp genel okuyucu kıtle- sine ulaştığı dönemde ben de Ulusla- rarası Tiyatro Enstitüsü'ne katıldım. Ingiliz eleştirmenler kendi ıçlerine ka- palı, uluslararası dıyalogdan uzaktır. tngiliz tiyatro eleştiri dünyasındaki bu ıçe dönük yapı, benim dışa açılmam- da yurtdışındakı festıvallere. konfe- ranslara katılmamda, Ingiliz tiyatrosu ile iigıli sunuşlar yapmamda kolaylık sağladı. -AvTKagençti\atroefeştirmenJeriye- tiştiriyor, dünyanın dört bir yanında seminerler yönetiyorsunuz... - Evet, daha sonra Uluslararası Ti- yatro Enstitüsü'nün kardeş kuruluşu şu anda başkanlık görevinı üstlendığım Uluslararası EleştirmenlerBırlıği 'ne ka- tıldım. Bu görevlerden en önemlısı de yedı seneden ben sürdürmekte oldu- ğum uygulamalı çalışmalann yöneti- cıliği görevim. Bu bağlamda dünyanın dört bir yanında senede bir ya da iki defa uluslararası seminerler düzenliyo- ruz. Bu etkinlıkler genellikle tiyatro festivallennın programına dahıl edıli- yor. Bu muhteşem olanak sayesınde genç eleştirmenler diğer ülkelerden katılan meslektaşlan ile buluşuyor; de- neyımlennı paylaşıyor. Herkes kazanç- h çıkıyor; her seminerde arkadaşlar arasında minı nervvork kuruluyor Bu da karşılıklı bilgi alışverişinı ve daya- mşmayı sağlıyor. - Eleştiri dünyasına karJalaruuzdan dolayı çok teşekkürier Ian Herbert. Ebubekir Akyol (Türkiye) VMOem Henkes (HoUanda) VjARANTÎ GÜNCEL SANATMERKEZl 'Kamusal Alanda Kültürel Yamalar J • 'Kentsel Hareketler' etkinlikleri çerçevesinde hayata geçirilen çalışma, İngiltere'de yayımlanan ünlü mimarlık dergisi AD'nin tstanbul özel sayısıyla eşzamanlı yapılacak. JU LengMu(Çin) \lilenko Kosanovic fVtıgoslavya) 37 ülkeden 126 karikatürcünün katıldığı sergi, hafta sonuna kadar görülebilir Ramiz Gökçe anısına sanatçılar buluştu Kflltür Servisi - Kıbrıs Türk karikatür sanatı ustalarından Ramiz Gökçe'yi anmak amacıyla, Ramiz Gökçe'yi Anma Komitesi ile Kıbns Türk Karikatürcüler Demeği'nin düzenlediği '1. Uluslararası Ramiz Gökçe Karikatür Sergisi', Magosa Beledıyesi-Osman Gökçe Sergi Salonu'nda h?fta sonuna kadar görülebilecek. Kıbns Türk Karikatürcüler Derneği Örgüt Sekreteri Mehmet Llubatiı sergi açılışı öncesinde yaptığı konuşmada. 'Suıırlar-Barikadar' ve 'Ramiz Gökçe Purtre Karikatürieri' konulannln ışlendıği sergiye, 37 ülkeden 126 karikatürcünün 174 yapıt gönderdiğini, salonun yetersizliği nedenıyle eserlerin tümüne değil, 28 üUceden 83 karikatürcünün 120 eserine yer verilebildiğini belirtti. Gönderilen yapıtlann tümü önümüzdeki günlerde seçıci bir kurul tarafindan değerlendirilip ödüllendirilecek ve Lefkoşa'da açılacak ayn bir sergıde sanatseverlerin beğenisıne sunulacak. Kültür Servisi-Günü- müz kentlerini sorgula- yan ve yeniden yorumla- yan uluslararası proje grubu Urban Flashes ın düzenlediği 'Kamusal Alanda Kültürel Yama- lar' başlıklı atölye çalış- ması, 7-11 Eylül 2003 ta- rihleri arasuıda Platform Garanti Güncel Sanat Merkezı'nde gerçekleş- tirilecek. Grubun 1999'dan bu yana dün- yanm önde gelen kentle- rinde yürürtüğü 'Kentsel Hareketler' etkinlikleri çerçevesinde hayata ge- çirilen çalışma, ingilte- re'de yayımlanan ünlü mimarlık dergısi AD'nin Istanbul özel sayısıyla eş- zamanlı yapılacak. Ça- lışmanın sonuçlan ise 11 Mayıs -13 Haziran 2004 tarihleri arasında Garan- ti Galeri'de sergilenecek. Istanbul ve Ankara'dan mimarlık, sosyoloji ve sanat tanhi öğrencılerimn yam su^, 40'm üzerinde öğrencinin değişık ülke- lerden katılımıyla ger- çekleştirilecek çalışma- da, günümüzün kentleri- nın 'yama' kavramıyla açıklanmasının olasılık- lan araştınlacak. îstan- bul'un popüler yenı dol- gu park alanlan üzenne odaklanılarak mimari do- ku, sosyal ve sınıfsal fark- lılıklar ve mekânın eskı kullanun bıçimlen açı- sından çeşitlılik barındı- ran arazılere önerilerde bulunulacak. Çalışmay- la paralel düzenlenecek uluslararası konferansta ise mimar. sanatçı ve ya- zarlar, standart planlama ve tasanm modellenne uymayan kentsel strate- jiler oluşturma sürecınde. 'yamalama' fıkrinı kap- sayıcı bir yaklaşım olarak tartışacak. Beş günlük çalışmaya T\- Nan Chi, Orhan Esen, Gükün Karamustafe,Oda Projesi,Heterotopia,Sohn- Joo Minn, Asa Drougge & Manraj Hsu, Namık ErkaL Esra Akcan, Peter RiepL thsan Bflgin, Nevzat Sa\ın, Han Tümertekin, İpekAkpmar,Osman Vlo- ra,VasıfKornın gibi ısım- ler katılacak. (Bılgı için: 0 212 233 22 38) Anne-Kız ve Ulke Kimi insanlar, kimi dönemlerin ya da anlayış- lann simgesı olurlar kafamızda. Cumhurıyet ve aydınlanma devrimleri dediğımizde Tonguç, Ha- san Âli Yücel gibi pek çok simge ismin aklımı- za gelivermesi gibi. Nazan Ipşiroğlu nun Cumhuriyet'in kurulu- şundan günümüze dek gelen ınişli çıkışlı çağdaş- laşma-aydınlanma mücadelesinin tipik kişilikle- rinden biri olduğunu, Bugünden Düne-Dünden Bugüne (Papirüs Yayınevi, 175 sayfa) adlı kitabı okuyunca anladım. Kitap anne-kız Nazan Ipşiroğlu ileZehra Ipşi- roğlu'nun karşılıklı konuşmalarından oluşuyor. Zehra soruyor, annesi yanıtlıyor. Sorular, bir anı kitabı ya da tanıklıkların aktanlmasından çok, ai- le, eğrtim, kültür hayatı gibi temel toplumsal alan- larda sorgulamalara yönelik. İki aydın insan Cumhuriyet'in kuruluşundan günümüze dek geçen süreci, içinde bulunduk- lan aydın çevrelerle harmanlayarak tartışıyorlar. Bu tartışmalardan da önemli saptamalara ulaşı- yorlar. Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl doğan Nazan ip- şiroğlu, şanslı bir insan. Aydın bir ailede ve çev- redeyetişiyor. 1930'larda Istanbul Belediye Kon- servatuvan'nda pıyano, Istanbul Üniversitesi'nde felsefe ve sanat tarihı öğrenımi görüyor. Sonra- ki yaşamı da hep.sanat, felsefe ve eğitim çevre- lerinin seçkin insanlan arasında geçiyor. Sanatın her dalıyla ıçli dışlı, sanatın yol göstericiliğinde ki- şiliği oluşup gelişiyor, dünyaya bakışı belirieniyor. Çelışkilere düşmeyen, dengeli, uyumlu, çağdaş bir kişilik. Bu aydınlık kişilik, yaşamından kimi bölümleri anlatırken, bir anımsatma ya da bugünün kuşak- lanna aktarma amacından çok geçmiş süreçler- le hesaplaşıyor. Nostaljik biryolculuk değil, geç- mişe bakış, eleştirme, irdeleme, bugüne dene- yim aktanmı. Eğitim sistemimiz, yarı özel-çoktan seçmeliye dönüşeli beri, sanat ve düşünce dersleri göster- melik oldular. Oysa Nazan Ipşiroğlu, eğitimde müziğin önemini şöyle anlatıyor: "Hangi çalgı olursa olsun, bır çalgıya egemen olabilmek için aynı anda birçok şeye dikkat etmek gerekiyor. Okumayı, okuduğunu seslendirmeyi, seslendir- diğini dinlemeyi ve yaptığı üzerinde düşünme- yi. Okullarda mutlaka çoksesli koro çalışmalan olması gerektiğine inanıyorum. Koroda çocuk hem başkalannı dinlemeyi öğrenir hem de ken- di sesini denetlemeyi." Seksen yıllık geçmiş irdelenirken çok renkli bir kişiler mozaiğıyle de -elbet onlara da eleştirel bir gözle bakılryor- karşılaşıyoruz: Muhsin Ertuğ- rul'dan Genco Erkal'a tiyatrocular, Halide Edip'ten Tanpınar'a edebiyatçılar, Mengüşoğ- lu'dan ioanna Kuçuradi ye felsefeciler, Saba- hattin Eyuboğlu'ndan Azra Erhat'a küttürinsan- ları, Ferdi Statzer'den Cemal Reşit Rey'e mü- zikçiler ve daha niceteri sevaplanyla ve günah- larıyla anılıp irdeleniyorlar. Konuşmalar boyunca hep dönüp gelinen ko- nu ise eğitim. Nazan Hanım, neredeyse her şe- ye eğitimcı gözüyle bakıyor. Eğitimde de baş ye- ri sanata veriyor. Sanatçıyı tanımlarken de aynı kaygıları öne çıkıyor: "Sanatçıyım diyenin yaşa- dığı ortamla hesaplaşması, bu ortam karşısında bir tavıralması ve sanatında bunu dile getirebil- mesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Benim için sanat iletişım demektır. Sanatçının yaşadı- ğı ortamla iletişimi." Nazan Hanım, son yıllarda aradığı çalışma or- tamını, ülkemizin önde gelen sivil toplum kuru- luşlanndan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği'nde bulmuş. Burada imece çalışmasının de- ğerini bilen arkadaşlanyla gençlerin ve çocukla- nn eğitim sorunlan üstüne çok sayıda çalışma ya- pıp, bunlan kitap olarak da yayımlamışlar. Bu de- neyimlerle ilgili söyledikleri de güncel ve yakıcı önemde. Bugünden Düne-Dünden Bugüne, biryandan eğitim üzerine düşünmek isteyenlere önemli ve- riler sağlayan bir kitap; öte yandan da ülkemizin yakın geçmişi üstüne benzersiz bir tanıklık. İnsan yanını uyandırmak, güçlendirmek isteyen- lere çok şey söylüyor. tfisekciıc superonline.com K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear