29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EYLÜL 2003 PERŞEMBE + CUMHURİYET SAYFA HABERLER BİR UZUN RÜYA TURHAN SELÇUK DÜRÜST 1ABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ ABEÜ1CANBAZ* IN HARtKULÂDE MACERALARI KISIM ÎEKMİLİ BİRDEN Kürt Festivali'nde konser verdiği için gözaltına alınan sanatçı Haluk Levent yaşadıklarını anlattı: ÜÜlkem adına üzgünümİLHANTAŞCI ANKARA - Alman- ya'da düzenlenen "ll.KürtFestiva- lfnde konser verdiği için PKK- KA- DEK'e "yardım ve yatakhk" suçlamasıy- la gözaltına alındıktan sonra DGM'den serbest bıra- kılan sanatçı Haluk Levent, kendisıne ya- pılan muameleden savcı ya Taslanarak öldürülmüstü Şemse'nin dramı sahnede tBRAHİM KARAASLAN DİYARBAKIR- Mardin'de HaH Açılla yasak aşk yaşadığı gerekçesiyle taslanarak öldürülmek istenen ve tedavi gördüğü Diyarbakır Devlet Hastanesi'nde can veren Şemse ADak'ın yaşamı tiyatro konusu oldu. Diyarbakır'da Sur Belediyesi Tiyatro Ekıbince Kürtçe olarak hazırlanan "Jana Zırav (tnce Sıa)" adlı oyun, 19 Ekim"den itibaren sahnelenecek. Mardin'in Yalım beldesinde geçen kasım ayında yasak aşk yaşadığı için taşlanan Şemse Allak'ın ölümü kamuoyunda büyük yankı uyandırrruştı. Sur Belediyesi Tiyatro Grubu da Allak'ın ölümünden yola çıkarak bölgedeki feodal düzeni ve töreleri anlatan bir oyun hazıriadı. • Şemse Allak, yasak aşk yaşadığı gerekçesiyle taşlanarak öldürülmek istenmiş ve tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti. Diyarbakır Sur Belediye Tiyatrosu Allak'ın yaşadıklarmı İnce Sızı adıyla tiyatro sahnesine taşıdı. Emin Yalçınkaya nın yönetmenliğinde hazırlanan "Jana Zırav (tnce Sm)" adlı oyunda Allak' ın yaşamından kesitler sunulacak. Bölgede tüm kadınlann ayn bır trajedisi olduğunu \-urgulayan Yalçınkaya, "Şemse'yi özeDikle seçtik. Şemse'nin yaşadığı acılar, tüm dünyaya bölgedeki kadınlann ne denü zor şarHar aitında yaşadığını gösteriyor. Şemse umanm bize iyi bir ders olur" dıye konuştu. 19 Ekım'de seyircilerle buluşacak olan oyunun yazan Sait Alpaslan, oyımu bir gecede yazdığını anlatarak "Şemse'nin hastanede öliime direnişi, bir erkek olarak gözümün önünden hiç gitmedi. 6 ay boyunca hastanede direndT dedi. Olayı yaşayanlann Kürt kökenli olması nedeniyle oyunu Kürtçe yazdığını belirten Alpaslan, "Biziın asıl amacuıuz, yaşanan bu olayın yanbş okhığunu KürHere anlatmakar. Şemse'nin başından geçenkri iyi bikiigim için yazmam zor olmadıff diye konuştu. Şemse Allak'ı canlandıracak olan Devran Öncel ise "Şemse Allak'ı oynamak hem sevinç hem de üzüntü vericL Onu canlandırmak kolay değiL Tekhf geknğinde çok hevecanlandnn. Umanm rolümü en iyi şekilde oynayarak izleyiciye gerekli mesajlan verebüirim'' dedi. DCM'DE BİTEN ALMANYA KONSERİ Almanya'mn Düsseldorf kentinde, 13 Eylül tarihinde. "11. Kürt FestivaH" düzenlendi. Festrvalde, sanatçı Haluk Levent ile Musa Eroğlu da sahne aldı. Sahne alan sanatçılar, konser alanında, PKK/KADEK bayrağı ve Abdullah Öcatan'ın posterleriyle karşılaştılar. Festivalin, KADEK tarafindan düzenlendiği iddası gündeme geldi. Festivalin televizyondan yayımlanması üzerine Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Cengiz Köksal, 15 Eylül'de Levent ile Eroğlu hakkında, Türk Ceza Yasası'nın "yardun veyatakhk" suçunu düzenleyen 169. maddesi uyannca soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde, Levent, 21 Eylül Pazar günü Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube ekiplerince gözaltına alındı. da polisin değil, uyum yasalannı uy- gulamayan hükümetin sorumlu ol- duğunu söyledi. Haluk Levent, DGM'de yaşadık- lannı ve sonrasmdaki duygulan- nı. serbest bırakıldıktan birkaç sa- at sonra Cumhuriyet'e anlattı. Le- vent'in sorulara verdiği yanıt şöy- le. - Terörle Mücadele Şubesi'nde gözalünda bulunduğunuz sürece neler düşündünüz? Levent: En çok neden ben diye düşündüm. Türkiye'nin külrürel moaziğine ınanan bir insanım. Bu mozaik içerrsinden tüm insanlann banş ve kardeşliğinin yanı sıra eko- nomik anlamda da hükümetlerce destek görmesini bekliyorum. Av- rupa'daki festıvule gitmem doğal bir şey. Çünkü oradakiler bizim halkı- Eroğlu: Kullanüdığımı düşünüyorum Türk halk müziği sanatçısı Musa Eroğlu, Almarrya'daki "Kürt Festi\^U"ne ilişkin soruşturma çerçevesinde, Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal'a ifade verdL Eroğlu, 1 saat süren ifadesinin ardından DGM'den aynldı. Gözaltına alınmayan Eroğlu, mahkemeden a\nnrken gazetecilere yaptığı açıklanıada. devletin güvenlik birimlerinin ve ssn cılann görolerini yapüğıru söyledi Eroğlu, Türkiye'de ve \Tirtdışmdaki merkezlerde 14 yıldır festh-allere katüdığuu, daha önce böyle bir olay > aşamadığım beürrti. Eroğlu, "Bu olayda kullanıldığunı düşünüyorum. Çünkü Tükhe'de önemli bir misyonum var. Televole mantığıyla halkın vicdanuıda yargüanmak üzücü" diye konuştu. \'argı organlanna ve güvenlik güçlerine yoğun eleştiri yöneltildiğini belirten Eroğlu, kurumlann ve kişilerin birbirine yaklaşımmın daha sağhkta olması gerektiğini söyledi. Musa Eroğlu, "Daha söykyeceğiıniz çok türkü var. Kavgayı türkülerde yapıyoruz. Çünkü daha edebi ve hoşgörülü oluyor" dedi. (Fotoğraf: AA) mız. - Sizi Almam^'daki fesrhalden, DGM'ye getiren süreçte yaşanan sorunlar nereden kaynaklanıyor? Levent: Sanınm bir grup, festi- vali bu şekle dönüştürmüş. Keşke o insanlardan beni seven biri, u Bu- rada böyle bir olay var. Türkiye'ye döndüğünde sıkıno yaşarsın. Gei- me" deseydi. - Ankara'daki konserin ardın- dan gözalöna alındmı?. Böyle ola- cağını düşünmüş müydünüz? Levent: Konserden apar topar götürülmem gerçekten üzücüydü. Gelecek günlerde davetiye niteli- ğinde bır yazı gelir diye bekliyor- dum. - Terörle Mücadele Şubesi'nde neyle suçlanduuz? Levent: Aslında gözaltına alı- nışımın nedeni, PKK'KADEK'e yardım ve yataklık yapıyor mu- yum? Bu çok saçma bir kere. Dı- şardan görmeniz gerekiyor, kim- se bır örgüte şarkı söyleyerek yar- dım ve yataklık yapmaz. Orada yalnızca KADEK'h yokru, Tür- kiye'den gitmiş olan değişik ke- simden insanlar vardı. Bir anda PKK yardım ve yataklık yapmak suçlamasından dolayı ifademin alınmak ıstenmesi beni oldukça rencide etti. - Şubede, tek kişilik hücrede DGM'ye götürübneyi beklerken akhnıza neler geldi? Levent: Hücreye alındığınızda hemen insan haklan aklrnıza ge- liyor. AB uyum yasalan geliyor. Biliyorsunuz, çıkacaksmız ama neden alındınız. Bunun başka yo- lu yok muydu? 'Suçhı hükümet' - Yaşanan rümbu süreçte azegö- re suçlu olan kim ya da kimlerdi? Levent: Polısi de aldırtan sav- cıyı da suçlamıyorum. Gerçek- ten suçlu olan uyum yasalannı çıkartıp bunu uygulatmayan hü- kümettır. Hükümetin gücü yet- mıyor. Eğer. işkence olursa, şar- kılanmı yazar ve protesto ede- rim. Ama onlara. beni niye kon- serden aldınız diyemem. Savcı keşke davetle çağırsaydı. - Sorgulamalarda neler hisset- tiniz? Levent: Ben kendime güve- niyorum. Mayamda Kuvvayı Milliye ruhu varken. sorgulan- mak üzere gözaltına ahnmam beni ülkem adma hayal kınklı- ğına uğrattı. 4 3. Avrupa Adli Bilimler Akademisi Kongresi' İstanbul'da başladı Suça karşı küresel işbirliğiIstanbul Haber Servisi - Adli bi- limciler, suçla mücadele edebilmek için ülkeler arası işbirliğinin şart olduğunu \'urguJadılar. Suçun ulus- lararası boyutkazandığma dikkat çe- ker. uzmanlar, "Suçla mücadele uhıslann iç sorunu değildir. Ulusla- rarası mücadele gerekir'' dedi. "3. Avrupa Adti BilimlerAkade- misiKongresi EAFS", Lütfı Kırdar Kongre ve Sergı Sarayı ile Harbi- ye Kültür Merkezi'ndebaşladı. Ana teması "suçla mücadejede işbhü- ği" olan ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü ile Jandarma Genel Komutanhğı tarafindan or- ganıze edilen kongreye 58 ülkeden 1100 bilim insanı katıldı. Avrupa Adli Tıp Enstitüsü Ağı Başkam Albert Koleman, en son • Ana teması "suçla mücadelede işbirliği" olan ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü ile Jandarma Genel Komutanhğı tarafindan organize edilen kongreye 58 ülkeden 1100 bilim insanı katıldı. gelişmeleri tartışma olanağı bula- caklannı söyledi. Adli Tıp Enstitü- sü Müdürü Prof. Dr. Se\il Atasoy, kongrenin önemli bir uluslararası platfonn olduğunu vurguladı. Açılışın ardından gerçekleştirilen suçla mücadelede işbirliği paneli- ne kaülan Los Angeles ŞerifDepart- manı Kriminal Daire Başkanı Arry Flsher, şöyle konuştu: "AdKtiptage- leneksel işbüüğuün ötesinegeçmek 2»rundayız. Kurbanlar ve ailderi, medya,eğlence sektörüvekamuoyu suçla mücadeledeişbirliğiyapürna- sı gereken gruplardır.'" Fisher, Hollywood ile işbirliği ya- parak film senaryolanndaki kurgu hatalannı düzelttiklerini söyledi. Almanya Adli Tıp Uzmanlan Derneği Başkanı ve înterpol Danış- manı Prof. Dr. WohgangEisenmen- ger, yalnızca adlı tıp içinde değil, değişik alanlarla da işbirliği içinde olunması gerektiğini söyledi. Estonya Adli Tıp Kurumu'ndan Peep Rausberg ise yaptıklan bazı işbirliği örneklerini anlatarak "Sen- terik uyuşturuculann kaçak labo- ratuvarlarda üretilmesiyle ilgüiola- rak \aptigimz işbirliğinde oldukça başarüı olduk. Estonyave Rnlandi- vapolisi arasuıdaki çahşma ilede 70 suçhı tutuklandı" dıye konuştu. istanbul Emniyet Müdürü Cela- letrinCerrah, suçu sosyo-ekonomik sorunlann yerleşim ve altyapı ye- tersizliklerinin neden olduğu bir sonuç olarak değerlendirdi. Kongrenin açüış töreninde tstan- bul Üniversitesi Adli Tıp Enstitü- sü Müdürü Prof. Dr. SevflAtasoy a "gertiş kaühmh bir dünya kongre- si düzenlediğT için Amerikan Kri- minal Laboratuvar Müdürü Ro- nald Singer tarafindan "Meslek Hizmet (Mülü" ile Amerikan Ad- li Bilimler Akademisi Başkanı Fe- deral Savcı Kenneth Melson tara- findan da "AdBBttimlere Uluslara- rası Katkı Ödülü" verildi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERtNÇ Radyasyonhı Hurdalar... Örneklerine televizyon ekranlarından tanık ol- duğumuz "Bana bir şey olmaz ağabey" adam- sendeciliği birtürtü Doğulu kaf a yapısından kurtu- lamadığımızın kanıtlarını oluşturuyor. Aşırı titizliği ile meşhur, bu niteliği de, daha son- ra "James Bond" tipi olarak adlandırılan çantasın- da kahvesini, cezvesini, fincanını ve çay kaşığını yanında gezdirmesinden kaynaklanan Sakallı Ce- lal'in en az 70 yıllık Türkiye tarifi, Avrupa Birliğı ve girme sürecınin bile bu yapımızı değiştırmediğini gösteriyor. "Türkiye Doğu'ya giden birgemidir. Içindekiler Batı 'ya doğru koşarak Batt 'ya gittiklerini sanıdar." • • • "Bize bir şey olmaz ağabey" söylemini en çok nataşalann AIDS'Iİ olduğu iddialannı soruşturan televizyon gazetecileri sayesinde duymuştuk. Ama gün geldi, bıçkın dediğimiz ve delikanlıhk- larını kanıtlayarak böbürlenmek isteyenlerin yeri- ni, bilim insanlanmız ve bakanlanmız aldı. "Cumhuriyet'in 80 Yılı" ekimizin dünkü 21 'inci sayısında Çernobil'deki nükleersantralda meyda- na gelen patlama ile Türkiye'deki etkilerinin iki yıl- lık zamandizini de yer almıştı. 26 Nisan 1986 ile Ağustos 1988 arasındaki ge- lişmelerin özetleri arasından alıntıladığım ömekler- deki görüşler ne yazık ki bugün de geçerliliğini ko- ruyor. • 29 Nisan 1986 - Türk yetkililer Çemobil'den yükselen radyoaktif bulutlann Türkiye'ye ulaşma olasılığının zayıf olduğunu açıkladılar. • 1 Mayıs 1986 - Sovyet Sosyalist Cumhuriyet- leri Birliğı (SSCB) Büyükelçisi, Türk yetkilileri Ka- radenız'de ölçüm yapmaları için uyardı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özemre, "Olay mevziidir. Serpinti Türki- ye'ye gelse bile insan sağlığını etkilemez" dedi. • 29 Kasım 1986 - Çay-Kur Genel Müdürlüğü çayda radyasyon olduğu iddialannı "Batı tezgâhı" olarak nitelendirdi. Müdüriük, kaynatıldığında rad- yasyonun 5-6 kat düştüğünü iddia etti. • 2 Aralık 1986 - Sanayi Bakanı Cahit Aral, çay- daki radyasyonun tehlikesiz olduğunu söyledi. Bakan Arai'ın açıklaması sırasında çekilen ve yayımlanan fotoğrafı da anımsıyorum. Fotoğraf Bakan Aral'ı, dediklerinin doğruluğunu kanıtlamak için ince belli bir bardaktan gönül rahatlığı ile dem- li çayını yudumlarken gösteriyordu. Aradan iki yıl geçti. Sonunda depolardaki 40 bin ton çay imha edildi. Sonrasında özellikle Karade- niz sahillerinde kanserolaylarının arttığını bilimsel açılardan kanıtlayan uzmanların çalışmalan ile öğ- renip hayıflanmakla yetindik. Eğer Doğulu kafasıyla hayıflanmakla yetinmesey- dik, bilime saygı duymayı öğrenseydik, bıçkınlaş- mayı övünme nedeni olarak görmemeye başlasay- dık bugünkü tehlikeyi yaşamazdık. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) saldırdığı Irak'ta kullandığı mermi ve füzelerin, çöller bir ya- na, yerleşim yerlerinde bile radyasyonu normal değerierın binlerce katına yükselttiğini sağır sultan bile duydu. Saldın nedeniyle yığılan top, tank, binalarda kul- lanılmış demirlerin ortadan kaldınlması gerekiyor- du. ABD'nin bunlan Irak'tan çıkarmak için fazla ça- ba harcamasına gerek kalmadı. Batılılar, akıllanna bile gelmeyen, gelse bile yurttaşlarının tepkileri nedeniyle hurdaların yanına bile yaklaşmazken bizim "Bize bir şey olmaz ağabey "ciler devreye gir- diler. Radyasyonlu hurdalar, Iskenderun'dan girip bir bölümü İSDEMlR'e, artanı da Anadolu'yu aşarak yine Karadeniz'e ulaştı. Radyasyonlu hurdalar, yassı mamul ya da inşaat demiri olmaya başladılar. Belki de bir süre sonra tencere, tava ve ev aletleri olanlar bize ulaşacak- lar. Iş işten geçme aşamasına gelince, yönetici- lerimiz tehlikenin ayırdına vardılar ve yeni hurda girişini yasakladılar. Peki daha önce girenler ne olacak? Henüz dile getirilmiş herhangi bir resmi açık- lama yok. Ister misiniz geleneği bozmamak için "Bize bir şey olmaz ağabey" desinler. oerinc@ cumhuriyet.com.tr. DİSK Genel-İş ve İHD olayı kınadı Sendikacı Yeter'in eşi tutuklandı îstanbul Haber Servi- si - Sendikacı eşi Süley- man Yeter'in gözaltın- da ölümü ile ilgüi olarak polisler hakkında açılan ve yıllardır süren dava- yı ısrarla takip eden Ay- şe Y'umli Yeter. sendika kuruluşu için gitriği em- niyette gözaltma alındı ve' sevk edildiği DGM tarafından tutuklandı. Sendikacı Süleyman Yeter'in eşi Ayşe Yum- Filistin intifadasının yıldönümü 40 kişi gözaltında li Yeter'in turuklanması nedeniyle DtSKGenel- îş Sendikası Yönetim Kurulu yazıh bir açık- lama yaptı. Açıklama- da. Yeter'in Tekstil- Sen'in kuruluş işlem- leri için gittiği istanbul Emniyet Müdürlü- ğü 'nde gözaltına alma- rak DGM tarafindan tu- tuklanmasmın tamamen keyfi bir işlem olduğu d tstanbul Haber Ser- \isi - îkinci Filistin inti- fadasının 3. yıldönümü nedeniyle Taksim'de izinsiz gösteri girişimin- de bulunan 40 kişi gö- zaltına alındı. Mis Sokak'ta topla- nan Devrimci Proleter Gençük, Yeni Demokrat Gençlik ve Genç Yol- daş dergileri okurlan ile Özgür Eğitim Platfor- mu üyesi öğrenciler, Is- tiklal Caddesi üzerin- den Taksim'e yürümek istedi. Basm açıklama- sı yapmak isteyen gru- bun çe\Tesi polislerce sanldı. Dağılmalan yönünde- ki uyanlanna karşın Tak- sim'e yürümek isteyen öğrencilere müdahale eden güvenlik güçleri 40 kişiyi gözaltına aldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear