25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2003 PERŞEMBE HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN Şirndi de ttfial Malı 'Erdoğanizm'd) Çıktı Abesle iştigal etmeye bayılan birtoplumuz, he- le hele abes biraz orijinalmiş gibi görününce. Israil Dışışleri Bakanlığı eski müşteşarlarından Dr. Alon Liel'in "Demo Islam: Türkiye'nin Yeni Yüzü" adlı Ibranice kitabı, daha piyasaya çıkma- dan önce tartışma konusu olmaya başladı. ANKA kaynaklı bir habere göre Liel, Erdo- ğan'ın light Islam, yani Islamın yeni bir versiyo- nu olduğunu ileri sürmekte, daha da ileri gide- rek "Erdoğanizm"in güncel Kemalizm olduğu- nu söylemekteymiş. Işin doğrusu kitabın yalnız piyasaya çıkması- nı değil, çevrilmesini bekleyip ondan sonra tar- tışmayı başlatmaktır, Ama bizler istesek de istemesek de tartışma dünden itibaren başladı bile. Anımsayacaksınız, bir zamanlarda özalizm - Kemalizm tartışması yapılmış, Özal'ın yeni bir Mustafa Kemal olduğu ileri sürülmüştü. Bu da o kâbil bir şey. Böylesine çarpık bir tartışmayı doğru şekle sokabilmek için bilmem ki neresinden başla- malı? Her şeyden önce sanırım, daha önce birçok kezyinelediğim gibi, "Kemalizm" özgün bir ide- oloji değil, Rönesans'ın, Aydınlanma'nın ve Fran- sız Devrimi'nin kazanımlannın, Batı ve Hıristiyan- lık dünyası dışı bir topluma mal edilmesi hare- ketidir. Bu yönü Kemalizmi küçümsememize neden olmaz, hatta bu yönüyle Kemalizm yukarıda saydığımız hareketlerin evrenselliğinin kan/tıdır da. Bu özellik Türkiye - Avrupa tartışmalannın da hareket noktasını oluşturabilir. • • • Atatürk döneminin devletçi uygulamaları, ha- reketin devletçi olup serbest piyasa ekonomi- sine karşı olduğu izlenimini de uyandırmamalı- dır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki devletçilik uy- gulaması -ki sonradan altı okun içinde temel il- kelerden biri haline getirilmiştir- iki dünya sava- şı arası dünya ve Türkiye'nin ekonomik koşul- lannın ürünü olan bir zorunluluktur. Şimdi bir de "ılımlı siyasal Islam" kavramına bakalım: Avrupalılar, Müslüman ile siyasal Islam kavram- lannı sıkça birbirine kanştırmakta, hatta Fransa'da yapılan bir ankette de ortaya çıktığı gibi, Islamı demokrasiyle bağdaşmaz olarak görmektedir- ler. Hareket noktası yanlış olunca dayanlış sonuç- laravanlmaktadır. Her şeyden önce, Islam ilede- mokrasinin bağdaşmadığı görüşü doğru değil- dir. Nüfusununtamamınayakın çoğunluğu Müs- lüman olan ülkelerde, demokrasinin yüreyebi- leceğini Türkiye örneği göstermiştir. Ama buradan, yani Müslüman insanın laik bir toplum ve demokrasi ile bağdaşacağı fikrinden hareketle, siyasal Islamın ılımlısının olabileceği sonucuna vamnak bir yanlıştır. Müslüman, kişi siyasal olarak ılımlı olabilir, ama ılımlı siyasal Islam olamaz. • • • Bütün bu verilerden yola çıkınca, "Erdoğa- nizm " diye adlandınlan AKP'nin ideolojisinin ve- ya uygulamasının güncel Kemalizm olduğunu ile- ri sürmek abestir. Kemalizmin temelinde laiklik yatar ve onu da yaşama geçiren tevhid-i tedrisat, yani eğitim biriiği yasası ve uygulaması olmuştur. AKP'nin milli eğitim alanında neleri amaçladı- ğı, tevhid-i tedrisatı nasıl imam hatipler aracılı- ğıyla ortadan kaldırmaya yöneldiğini görmemek için kör olmak gerekir. Erdoğan'ın, piyasa ekonomisinetaraftarolma- sı bu gerçeği değiştirmez. AKP, laik Cumhuriyetin en büyük dayanağının milli eğitim sistemi olduğunu gayet iyi görmüş ve hareketi can alıcı noktasından ele geçirmek yolunu tutmuştur. önümüzdeki günlerde, devlet içinde kadrolaş- matamamlandığında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ele geçirilmesi işi başanyla sonuçlandırıhp üni- versitelerin de iktidann denetiminesokulması işi başarıya eriştirildiğinde, AKP'nin daha da ger- çekçi bir yüzü daha belirgin şekilde ortaya çık- maya başlayacaktır. Tabii ki kimi iddialar birden terk edilecek de- ğildir. Nitekim Necmettin Erbakan bile bir za- manlar "Atatürk sağ olsaydı bizim partide olur- du" kâbiliden sözler etmişti. Onları ciddiye almak mümkün müydü ki şim- di Tayyip Erdoğan veya partisinin benzeri uyut- malarına inanmak mümkün olsun? Ama bizde bir alışkanlık var; yerli malı saçma- lık ithal malı haline gelince, herkes daha bir cid- diye alıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan 'CHP'nin değer ölçüleri basit' KASTAMONU (Cumhuriyet) - Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan. ABD ile imza- lanan 8.5 milyon dolar- lık kredi anlaşmasını eleştiren CHP'ye yanıt verdi. Başbakan Erdo- ğan, CHP'nin konuya yaklaşırrunın "CHP'nin basit değer ölçüJerini gösterdiğini'' belirtti. Kastamonu'da çeşitli temaslarda bulunan Başbakan Tayyip Erdo- ğan, ABD ile imzala- ıjan 8.5 milyar dolarlık krediyle ilgili olarak CHP'lilertarafindan ya- pılan eleştirilere sert ya- nıtlar verdi. CHPTile- rin "Ülkenin bağunsız- lığı ipotekalüna ahndı" şeklındekı açıklamala- nna tepki gösteren Er- doğan, "ITkenin bağnn- sızhğı 8.5 mih ar dolar kadar ucuzsa, olmasın öyfe bağımsızhk" diye konuştu. Erdoğan, CHPnin konuya yakla- şımının "CHP'nin ba- sit değer ölçülerini gös- terdiğnu" söyledi. ' Hükümetin, Irak'a asker gönderme konusundaki yetki isteme planına AKP içinde de karşı sesler yükseliyor SınırsızyetkitartışmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetının Irak'a asker gön- derme konusunda BM karan olmama- suıa karşın sınırsız yetki isteme pla- nı tartışmalara neden oldu. Eski Baş- bakan Yardımcısı, AKP Bursa Millet- vekili Ertuğrul Yalçınbayır, sınırsız yetkinin parlamenter sistemle bağ- daşmayacağını belirtti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ile AKP Grup Başkanvekili Salih Ka- pusuz ise tezkerede sürenin olacağı- nı söylediler. TBMM, BM ya da NATO karan olmadan asker gönderme konusunda hükümetlere bugüne kadar sınırsız yetki vermedi. Afganistan, Bosna- Hersek, Arnavutluk ve Somali 'ye as- ker gönderilmesine ilişkin tezkereler. BM ve NATO'nun aldığı kararlara dayandırıldı. AKP hükümetinin ise Irak konusunda BM'den şimdiye ka- • AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, sınırsi2 yetkinin parlamenter sistemle bağdaşmayacağını belirterek, "Tezkerenin süresi ve sınınnı TBMM belirlemelidir. Yürütmenin yasamaya bu kadar müdahil olması mümkün değildir" dedi. dar bir karar çıkmamasına karşın hü- kümete sınırsız yetki içeren tezkere ge- tirme planı tepkilere neden oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan, tezke- re konusunda henüz belırlenmiş bir takvim olmadığını, ancak ekim ayı içinde sonuçlandırmaya çalışacakla- nnı söyledi. Erdoğan, 29 Eylül'dekı Bakanlar Kurulu'nda konunun ele alınacağı yönündeki haberlenıı anım- satılması üzerine de, "Şu anda gün- demde öyk belirienmis bir madde- miz yok. Çünkü farkb gündem mad- dekrimiz var. Öyie zannediyonım ki TBMM'ninaçılmasından sonra gün- deminûze ahnz" dedi. 1 Mart tezkeresine muhalefet et- mesi nedenıyle kabme dışı bırakılan AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yal- çınbayn-, sınırsız yetkinin parlamen- ter sistemle bağdaşmayacağını vurgu- ladı. Asker göndermeye ilişkin tezke- rinin sının, süresi ve kapsamının TBMM tarafindan behrlenmesi gerek- tiğini vnrgulayan Yalçınbayır, "Bu yasamanın yetidsi içinde olan bir şey. Eğer sınırsız yetki istemi içeren bir tezkere gehrse kabul edümemelidir. Geçmiş dönemkrde yürütmenin ya- sama>a müdahil olmasınışiddetleejeş- tirmiştik bunu eleştirenler de AKP'H millerv ekillem di Herhalde eJeştirdi- ğimiz konuyu şimdi kabul etmeyece- giz" dedi. ABDnın dünyayı ve kendi halkı- nı aldatmak gibi bir tutum içinde ol- duğunu vurgulayan Yalçınbayır. ABD'nin Irak'ta işgalci durumda ol- duğunu söyledi. Türkiye'nin hiçbir işgale meşruiyet vermemesı gerekti- ğini anlatan Yalçınbayır. 8.5 milyar li- ralık ABD kredısının de TBMM'nin onayına sunulması gerektiğini belirt- ti. Yalçınbayır, "De\1etin bir başka devletten bu kadar büyük bir kredi- yi ahnası konusu TBMM karanyla obnaİHhr. Herhangi bir belediyeye pa- ra bağışlanması bile o belediyenin Meclis karanna bağhdır. Böylesine birkabulünne kadar karşıbkbhkiçer- digini toplumun bflme hakkı vardır" diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Oğuz Oyan, bugüne kadar getirilen tezke- relerin arkasında uluslararası anlaş- malar bulunduğuna dikkat çekti. Oyan, "Uluslararası anlaşma ohnayan bir durum ilk defa Irak'Ia ilgili olarak gündeme gelecek. Bugüne kadar hep Türkiye'nin taraf olduğu bir ulusla- rarası anlaşma vardt Aynca tezkere- nin kapsamının sadece Irak'la mı SJ- mrh olup olmayacağun da tam bilemi- yoruz. ABD daha açık bir çek de iste- yebiBr. Ortadoğu gibi daha genel bir alan için bile yetki isteyebüuier" de- di. Oyan, "bu tür çok genel yetki ta- leplerinin böyle bir iktidann eünde çok tehlikeü" olduğuna dikkat çeker- ken de, "Bu iktidann ABD karşısın- da dikdunnadığnu uygulamalan gös- terdL ABD'den kazeöi bir hükümet olduğunu görüyoruz. Akh senm sahi- bi AKP'h' mülerveküi arkadaşlannu- n uyanıkolmayadavet ednoruz" açık- iamasını yaptı. GORUŞMELERDE SON AŞAMA Türk askerine seçenekli iki bölge ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi dunımunda birliklerin görev yapacağı sektör netleşmeye başladı. ABD ile asker gönderme konusunda yapılan görüşmelerde ilerleme sağlandı. Hükümetin karar alması durumunda Türk birlikleri Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye sınınnm bir bölümünü de içeren Anbar bölgesinde ya da Selahaddin kentinin de içinde bulunduğu Bağdat'm kuzeyinde görev alacak. Kuzey Irak'taki Kürt gruplarm karşı çıkması nedeniyle lojistik destek hattı ile ilgili püriizler henüz giderilemedi. Türkiye ile ABD arasuıda Irak'a asker gönderilmesine ilişkin görüşmelerde son aşamaya gelindi. Siyasi otoritenin karar alması durumunda Türk bırlığinın görev yapacağı yerler belirlendi. ABD'nin Türkiye'den istediği tümen se\iyesindeki birlik için görev yeri olarak iki bölge önerildi. Bu bölgelerden birisi Suudi Arabistan ve Suriye sınırlannın bir bölümü, Ürdün sımnnın tamamuıı da içine alan Anbar bölgesi. Irak'ın "sünni üçgeni" olarak adlandınlan bölgenin az bir kısmı bu bölgede bulunuyor ve çattşmalar açısmdan daha az sorunlu olarak gösteriliyor. Bölgenin daha çok eylem amacıyla Irak'a sızmalar nedemyle gündeme geldiği kaydediliyor. Önerilen bölgelerden diğeri ise Selahaddin kentini de içine alan Bağdat'ın kuzeyinden oluşuyor. Savaşm fiili olarak bitmesinın ardmdan ABD askerlerine yoğun salduılar bu bölgede yaşamyor. Türkiye'nin iki bölgeden büini seçerken kendi çıkarlannı ve güvenlik endişelerini de dikkate ahnası bekleniyor. Bağdat'ın kuzeyindeki bölgenin güvenlik açısmdan riskli olmasına karşm Türkiye'nin daha çok ilgilendiği Kuzey b:ak ve Türkmenlerin yoğun olduğu bölgeye yakın ohnası nedeniyle tercih edilebileceği savunuluyor. Irak'a asker gönderilmesi durumunda Türk tümeni bu ülkede Korgeneral Ricardo Sanchez komutasındakı ABD Kolordusu'na bağh olarak görev yapacak. Türk bü-liğine Tümgeneral Ümit Şahintürk ün komuta etmesi bekleniyor. Irak'a Şahintürk'ün komutasmdaki Birinci Türk Taktik Tümen Karargâhı ile Tuğgeneral Emin Alpman komutasmdaki 28. Mekanıze Pıyade Tugayı gidecek. • Türkiye'ye önerilen bölgelerden birisi Suudi Arabistan ve Suriye sınırlannın bir bölümü, Ürdün sınınnın tamamını da içine alan Anbar bölgesi. Diğeri ise Selahaddin kentini de içine alan Bağdat'ın kuzeyinden oluşuyor. SP Genel Başkam Erbakan, haftahk basm toplannsuu Recai Kutan'la bnükte yapo. (Fotoğraf: AA) Erbakan, AKP'nin Irak politikasını ağır biçimde eleştirdi: Dış mihraklann taşeronuANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SP Genel Başkam Nec- mettin Erbakan, AKP yöneti- mini sert bir dille eleştirerek, "Ey gafıfler sizin sizden önceki taklitçilerden farkuuz ne? Çok daha işbuükçi, daha taşeron- sunuz" diye seslendi. Israil'in lstanbul Başkonsolosu ile eski Başbakan SimonPerez'in Baş- bakan Recep Tayvf) Erdoğan'a övgüler yağdırdığını belirten Erbakan, "Aferin Tayyip, snu- fi geçtin. Bundan sonra, sana karada ölüm yok" dedi. Erbakan dün haftalık olağan basın toplantısım düzenledi. Erbakan toplantıda, AKP'yi U T ^ mihraklann işbirlikçisive taşeronu" oknakla suçladı. Hü- kümet'in Irak konusundaki po- litıkalannı eleştiren Erbakan, Irak'a asker gönderilmesine yö- nelik bir tezkere hazırlandığı- nı ve bunun psikolojik altyapı- sını oluşturma çabalanmn de- vam ettiğini söyledi. COLINPOWELL ~Bir tümen istiyoruz Dış Haberler Servia - ABD Dışışleri Bakanı CoMn PoMeD, Türk ordu- sunun, asker gönderme- ye karar verilirse bir tü- menle Irak'a gelmesini umduklannı söyledi. Povvell, Amerikan Busi- ness Week dergisine ver- diği demeçte. "Polonj'ah- lannkomutaandaki lüme- ne bir bölge verilmiş du- nunda. İngiliz tümeni za- ten orada. Türklerin de. çröüınleyebüirkrse. bir tü- menlegeüneleriniumuyo- ruz" dedi. Powell, deme- cinde Irak'ta kara birlikle- rine ihtiyaç duyulduğuna işaret ettı ve en geniş sa- yıda asken olan ülkelere baktıklannı söyledi. Türkiye, Hindistan ve Pakistan'ın çok geniş in- san gücüne sahip olduk- laruıı belirten Powell, bu ülkelerin tak'a asker gön- derme konusuna ilgi gös- terdiğini kaydetti. Powell, "Rusya ve Çin'in de geniş ordulanvar,ancakbu ül- kelerin katkıda bulunup buhınmayacağı açık de- ğü" dedi." Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, tezkere için yetki almayı gündeme getirdi Meclis'e gftmeme sinyaliDış Haberler Servisi - Irak'a Türk askeri gönderilmesi konu- sunda, "suursız yedd" tezkere- si hazırlayarak TBMM'yi "by- pass" etmenin yollarmı arayan AKP hükümeti, tezkere için Meclis'e gitmeme sinyali ver- di.Dışişleri Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Abdullah Gül, "Yetki alamavacaklannı anla- dıklan takdirde Irak konusun- da Mecüs'e grtmeyeceklerini" açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, Dubai ziyareti dönüşün- de Irak'a asker gönderilmesi için "snarh yetki" yerine "genel bir yetki'' isteyebileceklerini açık- larken Gül, yetki alamayacakla- nnı anladıklan takdirde Mec- üs'e gitmeyeceklerini söyledi. Birleşmiş Mılletler Genel Ku- rul çalışmalanna katılmak için ABD'ye giden Gül, Türk Ame- rikan İş Forumu'nun, verdiği kahvaltılı toplantıya katılarak bir konuşma yaptı. Sorulan da yanıtlayan Gül, Irak'a asker gön- derilmesiyle ilgili olarak, "Son karar TBMM'nindir. MecBs'ten yetki alamayacağumzı anlarsak ghmeyiz. Meclis yetki verir, hü- kümet uygular'' dedi. Irak'ı sa- vaş öncesinde "firönah deniz"e benzeten Gül. 1 Mart'ta Mec- lis'te oylanarak reddedüen asker gönderme tezkeresinden sonra "büyük çalkanülar" beklendiği- ni ancak hükümetin sorunlan aştığını savundu. Irak'm bir pan- dora kutusu olduğu yolunda ABD'yi uyardıklanm ifade eden Gül, "Savaşı kola> kazanduar, ama sonraki durum çok kötü gj- diyor. Sonunda Irak'ta herkes Amerikan düşmanı oldu. Savaş- tan sonra biz bu insani hizmeti yerine getirmeye talip olduk, fa- katiargmhkiardoiayıgyiabid ka- nşürmak istemediler,ancak ina- nıyorum ki bizden >eniden yar- dun isteyecekler'' dedi. DIŞİŞLERİ BAKANI ABDULLAH GÜL: Türkiye Irak'taki petrol hakkından vazgeçmecü ANKARA (ANKA) -Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül, Türki- ye'nin Ankara Antlaşması ile ahnaya hak kazandığı petrol ge- lirinin 1951- 1956 yıllannda ödenmeyen kısmınm faizi ile birlikte istenebileceğini, ancak bunun için Irak'ta "nonnal yö- netimin" kuruhnasmın bekle- neceğini kaydetti. Gül, AKP Kahramanmaraş Millervekili Mehmet Yıhnaz- can'ın konuya ilişkin soru öner- gesine verdiği yanıtta, Türki- ye'ninIrak'taki petrol hakkından vazgeçmediği mesajtnı verdi. Türkiye'nin Irak petrolleri üze- rindeki haklannın 1926 tarihin- de imzalanan Ankara Antlaş- ması ve Lozan Antlaşması ile be- lirlendiğini anlatan Gül, buna göre, Türkiye'nin 1931 yılın- dan itibaren 25 yıllık bir süre için bu ülkenin petrol gelirinin yüzde lO'unualmayahakkazan- dığım kaydetti. Gül, Irak hükü- metinin 1931 -1950 yıllannı kap- sayan 20 yıUık dönemde Türki- ye'ye petrol aidatmdan 3.5 mil- yon sterlin ödediğini bildirdi. Gül, Irakhükümetinin, 1951- 1956 yıllannda ise petrol aidat hissesine yönelik herhangi bir ödeme yapmadığına dikkat çek- ti. Türkiye'nin 1926 Antlaşma- sı 'ndan doğan 5 yıllık bu alaca- ğının anapara ve gecikme fa- izinden feragat etmediğini bil- diren Gül, devletler hukuku uya- nnca devletlerin alacaklannın süre aşımma uğramadığını be- lirterek 5 yıllık alacağm Irak'ta yeni hükümet kurulduğunda is- tenebileceğini söyledi. 19 Haziran 2003 günlü gazetenizin 4.- sayfasında "Kadrolaşma çahşmalan sürüyor", "Mıhçak'm eşi genel mü- dür oldu" başlıklı yazınız YALAN, MAKSATLI'dır. Amaç; Yargıtay se- çünlerini aleyhime etkilemek, eşimin yükseuııesini engellemektir Şöyle ki; 1- Haber, YENİ DEĞfLDİR. 16 Ocak 2003 tarihli "Sabah", "Tak- vim", 16 Şubat2OO3 tarihli "Akşam" gazetelerinde yaymılanan bu haberi tekzibim, mahkeme karanyla yayım- lanmıştır. Yalan haberin Yargıtay se- çimleri öncesinde tekrarlanması şah- sımızı yıpratma kastım göstermekte- dir. 2- Haber, YALAN HABERDİR. Eşi- min vekâleten baktığı göreve asaleten atanması, iltimasla değil, liyakatı se- bebiyledir. Aşağıda belirtüen, Sağlık Bakanlığı'nın web sitesinde yayım- lanan eşimin özgeçmişı bunun göster- gesidir. - 1973'te îstanbul Eczacılık Fakül- tesi'ni "İYİ" derece ile bitirdi. - 1976-1988'de,lçel-Kayseri'de Sağ- lık Bakanlığı 'na bağlı kurumlarda ec- zacı olarak görev yaptı. - 1988-1993'te,'Sağlık Bakanlığı TEKZİP Ilaç-Eczacılık Genel Müdürlüğü'ne, Eczao-ŞubeSorumlusu-Şube Müdü- rû, 1993-2000'de Daire Başkam ola- rak atandı. - Ankara Üniversitesi TÖMER kurs- lannı, 1992-1993'te De\let Lisan Oku- lunu "PEKTYt" derece ile bitirdi. - (WH0) Dünya Sağlık Teşkilatın- dan "Fellowship" bursu, Anîka'daki "Rasyonel îlaç Kullanımı" seminer- den "sertifika", JICA'dan "Başanbel- gesi", TEM'den "Teşekkür belgesi" aldı. - Mesleki görevlendirmeler ile "Ras- yonel ilaçkuUanunı" çalışmalanna ka- tıldı 2001 de "Türk Farmakope Ko- misyTMiu üy«J@ne", 2000-2003 te "İbç ve Eczacıhk Genel Müdür Yardımct- hğı'' görevlerine atandı. - 2000de; Amerika.Portekiz,Dani- marka'dauluslararası toplantılarda ül- kemizi başanyla temsil etti. - AKP hükümetinden önce, muhte- lif tarihlerde genel müdür olarak gö- revlendirildi. -10 Ocak 2003'te tekrar genel mü- dür olarak görevlendirilip, vekâleten. sonra asaleten atandı. Görüldüguüzere; eşim, değişik başbakanlann dö- nemlerinde, atandığı görevler sonucu bulunduğu konuma bürokrasi basa- maklanm normal şekilde çıkarak gel- miştir. Eşimin göreve atanması ile 5 yıl önce yazdığım muhalefet şerhi'nin ılgisi yoktur. Atama ile karanm ara- sında bağ kurma gayreti yıpratma ama- cı taşunaktadm Ben ve eşim; devletine, ülkesine, milletine bağlı, görevimizi yaparken görevin gereklerinden başka düşünce taşunayan, laik, demokratik, Atatürk ilkelerini benimsemiş başanlı bürok- ratlanz. Araştırma yapmadan, peşin hüküm- le, beni ve eşimi karalayıp. şaibeli ha- le getirmek çabalanyla kimlere hizmet ettiğinizin değerlendirmesini sağdu- yulu okuyuculann takdirine bırakı- yor, "çamur at, tutmazsa izi kahr" zih- niyetiyle yapılan yaymınızı yalanlı- yor, sairhaklanmızı saklı tutarak, ga- zetenizi kişi hak ve hürriyetlerine. baş- ta basın ahlak kurallan olmak üzere hukuka saygıh ohnaya davet edıyorum. Muhittm Mıhçak Yargıtay Üyesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear